trip - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
trip gezi n.
  • As some of you may know, I went on a short trip to Vietnam recently.
  • Bazılarınızın bildiği gibi kısa bir süre önce Vietnam'a kısa bir gezi yaptım.
  • It's exactly the same thing that happened on that French trip.
  • Bu Fransa gezisinde olan şeyin aynısı.
  • Suppose you come out of the mountains and tell me about your trip.
  • Sanırım o dağlardan çıkıp bana gezinizi anlatabilirsiniz.
Show More (391)
trip yolculuk n.
  • I cannot confirm that but I can confirm they will be taking an early return trip to France.
  • Bunu teyit edemem ama Fransa'ya erken bir dönüş yolculuğu yapacaklarını teyit edebilirim.
  • Conversely, we saw not a single cat in the whole trip.
  • Tersine, tüm yolculuk boyunca tek bir kedi bile görmedik.
  • Conversely, we saw not a single cat in the whole trip.
  • Tam tersi, tüm yolculuk boyunca tek bir kedi dahi görmedik.
Show More (304)
trip seyahat n.
  • Every time you fly, you can buy a climate certificate to balance out the emission of CO2 from your trip.
  • Her uçtuğunuzda, seyahatinizden kaynaklanan CO2 emisyonunu dengelemek için bir iklim sertifikası satın alabilirsiniz.
  • To look like a local, check out these ten tips to enjoy the trip.
  • Yerel biri gibi görünmek için, seyahatin tadını çıkarmak için bu on ipucuna göz atın.
  • Also, check out his fantastic pictures taken during his trip.
  • Ayrıca, seyahati sırasında çektiği harika fotoğraflara bakın.
Show More (197)
trip takılmak v.
  • I tripped on a stone, and if he hadn't caught me, I would have fallen into the gorge.
  • Bir taşa takıldım ve eğer beni yakalamasaydı, vadiye düşecektim.
  • He tripped over a stone.
  • Ayağı taşa takıldı.
  • Entering the house, I tripped over the mat.
  • Eve girerken paspasa takıldım.
Show More (12)
trip tökezlemek v.
  • Watch out that you don't trip.
  • Dikkat et, tökezleme.
  • Did Tom really laugh when Mary tripped and fell down?
  • Mary tökezleyip düştüğünde Tom gerçekten güldü mü?
  • Tom tripped and fell flat on his face in the snow.
  • Tom tökezledi ve karda yüz üstü kapaklandı.
Show More (10)
trip tur n.
  • We have just returned from a trip around the world.
  • Dünya turundan yeni döndük.
  • If I had the money, I would make a trip around the world.
  • Param olsaydı, dünya turu yapardım.
  • She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
  • Ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, o da hemen işi bıraktı ve dünya turuna çıktı.
Show More (8)
trip ayağı takılmak v.
  • I tripped and nearly fell.
  • Ayağım takıldı ve neredeyse düşüyordum.
  • Tom tripped and fell flat on his face in the snow.
  • Tom'un ayağı takıldı ve karda yüzüstü düştü.
  • Watch out that you don't trip.
  • Dikkat et de ayağın takılmasın.
Show More (7)
trip çelme takmak v.
  • Tom tried to trip me.
  • Tom bana çelme takmaya çalıştı.
  • I tripped my sister.
  • Kız kardeşime çelme taktım.
  • I tried to trip Tom.
  • Tom'a çelme takmaya çalıştım.
Show More (4)
trip hata n.
  • He always tries to trip people up.
  • O her zaman insanların hatasını yakalar.
Show More (-2)
trip sendelemek v.
  • I tripped and fell.
  • Sendeledim ve düştüm.
Show More (-2)