|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
başlamak |
begin v.
|
|
That is beginning to change but there is still a long way to go.
Bu durum değişmeye başlıyor ancak daha gidilecek çok yol var.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
başlamak |
start v.
|
|
It is now very striking that the governments are starting to attack the European Parliament and its rights.
Şu anda hükümetlerin Avrupa Parlamentosu'na ve haklarına saldırmaya başlaması çok çarpıcıdır.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
başlamak |
commence v.
|
|
Question Time should now commence, as the President-in-Office of the Council is scheduled to leave at 7 p.m.
Konsey Dönem Başkanı saat 19:00'da ayrılacağı için soru-cevap süresi şimdi başlamalıdır.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
başlamak |
embark upon v.
|
|
The European Parliament has, in my view, embarked upon a slippery slope, however.
Ancak bana göre Avrupa Parlamentosu kaygan bir zeminde ilerlemeye başladı.
More Sentences
|
5 |
General |
başlamak |
come on v.
|
|
The reports on these missions are now coming on stream.
Bu görevlere ilişkin raporlar artık yayınlanmaya başlamıştır.
More Sentences
|
6 |
General |
başlamak |
take v.
|
|
In her words, "This week the Danish Presidency took off and regarding fisheries it will be a difficult task."
Kendi ifadesiyle, "Bu hafta Danimarka Dönem Başkanlığı başladı ve balıkçılık konusunda zor bir görev olacak."
More Sentences
|
7 |
General |
başlamak |
launch into v.
|
|
He launched into a tirade about how the government is encroaching on his rights.
Hükümetin haklarına nasıl tecavüz ettiği hakkında bir tirada başladı.
More Sentences
|
8 |
General |
başlamak |
start off v.
|
|
We cannot start off the day running overtime.
Güne fazla mesai yaparak başlayamayız.
More Sentences
|
9 |
General |
başlamak |
set out v.
|
|
The party set out regardless of the bad weather.
Parti kötü hava koşullarına aldırmadan başladı.
More Sentences
|
10 |
General |
başlamak |
open v.
|
|
Negotiations opened on agreements for extradition and legal aid in criminal cases.
Ceza davalarında suçluların iadesi ve adli yardım anlaşmaları için müzakereler başladı.
More Sentences
|
11 |
General |
başlamak |
fall v.
|
|
Tom fell off the wagon.
Tom içkiye yeniden başladı.
More Sentences
|
12 |
General |
başlamak |
get v.
|
|
The Commission, though, is getting cold feet.
Yine de Komisyon ürkmeye başladı.
More Sentences
|
13 |
General |
başlamak |
proceed to v.
|
|
She then proceeded to negotiate with her bank.
Daha sonra bankasıyla görüşmeye başladı.
More Sentences
|
14 |
General |
başlamak |
strike up v.
|
|
The student center is a good place to strike up conversations.
Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
More Sentences
|
15 |
General |
başlamak |
get to v.
|
|
And, for heaven's sake, do not let us turn around and start blaming you for not actually getting to 2004 on time.
Ve Tanrı aşkına, dönüp de 2004'e zamanında yetişemediğiniz için sizi suçlamaya başlamamıza izin vermeyin.
More Sentences
|
16 |
General |
başlamak |
launch v.
|
|
The rapprochement between Greece and Turkey, launched in July 1999, is continuing.
Yunanistan ve Türkiye arasında Temmuz 1999’da başlayan yakınlaşma devam etmektedir.
More Sentences
|
17 |
General |
başlamak |
get down to v.
|
|
We must get down to our homework.
Biz ödevimize başlamalıyız.
More Sentences
|
18 |
General |
başlamak |
set to v.
|
|
I'm all set to start.
Başlamaya hazırım.
More Sentences
|
19 |
General |
başlamak |
introduce v.
|
|
Unfortunately, this horrible practice has also been introduced into the European Union.
Ne yazık ki bu korkunç uygulama Avrupa Birliği'nde de uygulanmaya başlanmıştır.
More Sentences
|
20 |
General |
başlamak |
enter v.
|
|
A new government entered office end of May with an ambitious reform programme.
Mayıs sonunda yeni bir hükümet iddialı bir reform programı ile göreve başlamıştır.
More Sentences
|
|
21 |
General |
başlamak |
enter into v.
|
|
Only then can we enter into discussions with the United States.
Ancak o zaman Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmelere başlayabiliriz.
More Sentences
|
22 |
General |
başlamak |
kick off v.
|
|
The meeting kicks off around 9 o'clock in the morning.
Toplantı yaklaşık sabah 9.00'da başlar.
More Sentences
|
23 |
General |
başlamak |
go v.
|
|
And then we went looking for a justice of the peace.
Daha sonra barışı sağlayacak bir adalet aramaya başladık.
More Sentences
|
24 |
General |
başlamak |
get going v.
|
|
So, check out the most popular sports bets in New Zealand to get going.
Öyleyse, başlamak için Yeni Zelanda'daki en popüler spor bahislerine göz atın.
More Sentences
|
25 |
General |
başlamak |
set v.
|
|
An investigation has now been set up to look into how that could be possible in Sweden today.
Bugün İsveç'te bunun nasıl mümkün olabildiğini araştırmak üzere bir soruşturma başlatıldı.
More Sentences
|
26 |
General |
başlamak |
go about v.
|
|
Now I must go about my work.
Şimdi işime başlamalıyım.
More Sentences
|
27 |
General |
başlamak |
come v.
|
|
Now it has come to be seen as a defining moment in the fight for sustainable development.
Artık sürdürülebilir kalkınma mücadelesinde belirleyici bir an olarak görülmeye başlandı.
More Sentences
|
28 |
General |
başlamak |
set in v.
|
|
It is nearly ten years since the wheels were set in motion.
Çarkların dönmeye başlamasının üzerinden neredeyse on yıl geçti.
More Sentences
|
29 |
General |
başlamak |
take up v.
|
|
This is why people take up smoking.
İşte bu yüzden insanlar sigaraya başlıyor.
More Sentences
|
30 |
General |
başlamak |
set about v.
|
|
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region!
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım!
More Sentences
|
31 |
General |
başlamak |
start in v.
|
|
Innovation must start in the small units.
İnovasyon küçük birimlerden başlamalıdır.
More Sentences
|
32 |
General |
başlamak |
go ahead v.
|
|
Go ahead and start.
Hadi başlayın.
More Sentences
|
33 |
General |
başlamak |
get started v.
|
|
We stand ready to finance demilitarisation and demobilisation programmes as soon as they get started.
Askerden arındırma ve terhis programlarını başlar başlamaz finanse etmeye hazırız.
More Sentences
|
34 |
General |
başlamak |
originate v.
|
|
Where did the Olympic Games originate?
Olimpiyat Oyunları nerede başladı?
More Sentences
|
35 |
General |
başlamak |
jump (off) v.
|
|
The kids jumped out of the car and started running.
Çocuklar arabadan atladı ve koşmaya başladı.
More Sentences
|
36 |
General |
başlamak |
turn v.
|
|
Things took a sudden turn for the worse.
İşler aniden kötüye gitmeye başladı.
More Sentences
|
Phrasals |
|
37 |
Phrasals |
başlamak |
come on v.
|
|
The reports on these missions are now coming on stream.
Bu görevlere ilişkin raporlar artık yayınlanmaya başlamıştır.
More Sentences
|
38 |
Phrasals |
başlamak |
go ahead v.
|
|
Go ahead and start.
Hadi başlayın.
More Sentences
|
39 |
Phrasals |
başlamak |
start on v.
|
|
We must make a start on this project as soon as possible, not only in Europe, but also in other parts of the world.
Sadece Avrupa'da değil, dünyanın diğer bölgelerinde de bu projeye bir an önce başlamalıyız.
More Sentences
|
40 |
Phrasals |
başlamak |
set about v.
|
|
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region!
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım!
More Sentences
|
|
41 |
Phrasals |
başlamak |
move in (to something) v.
|
|
Tom and Mary got married and moved in together.
Tom ve Mary evlendiler ve birlikte yaşamaya başladılar.
More Sentences
|
Colloquial |
|
42 |
Colloquial |
başlamak |
jump off v.
|
|
Tom tried to force Mary to jump off the roof.
Tom Mary'yi çatıdan atlaması için zorlamaya başladı.
More Sentences
|
Law |
|
43 |
Law |
başlamak |
embark on v.
|
|
We must embark on this with great urgency.
Buna büyük bir aciliyetle başlamalıyız.
More Sentences
|
Technical |
|
44 |
Technical |
başlamak |
commence v.
|
|
Question Time should now commence, as the President-in-Office of the Council is scheduled to leave at 7 p.m.
Konsey Dönem Başkanı saat 19:00'da ayrılacağı için soru-cevap süresi şimdi başlamalıdır.
More Sentences
|
45 |
Technical |
başlamak |
start v.
|
|
It is now very striking that the governments are starting to attack the European Parliament and its rights.
Şu anda hükümetlerin Avrupa Parlamentosu'na ve haklarına saldırmaya başlaması çok çarpıcıdır.
More Sentences
|
Slang |
|
46 |
Slang |
başlamak |
set about v.
|
|
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region!
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım!
More Sentences
|
General |
|
47 |
General |
başlamak |
knuckle down v.
|
|
48 |
General |
başlamak |
lay down v.
|
|
49 |
General |
başlamak |
launch out v.
|
|
50 |
General |
başlamak |
launch out into v.
|
|
51 |
General |
başlamak |
rise v.
|
|
52 |
General |
başlamak |
cut along v.
|
|
53 |
General |
başlamak |
lead off v.
|
|
54 |
General |
başlamak |
fall to v.
|
|
55 |
General |
başlamak |
enter on v.
|
|
56 |
General |
başlamak |
lead v.
|
|
57 |
General |
başlamak |
get start v.
|
|
58 |
General |
başlamak |
strike in v.
|
|
59 |
General |
başlamak |
enter upon v.
|
|
60 |
General |
başlamak |
knuckle down to v.
|
|
61 |
General |
başlamak |
approach v.
|
|
62 |
General |
başlamak |
auspicate v.
|
|
63 |
General |
başlamak |
go off v.
|
|
64 |
General |
başlamak |
set up v.
|
|
65 |
General |
başlamak |
undertake v.
|
|
66 |
General |
başlamak |
make a beginning v.
|
|
67 |
General |
başlamak |
initiate v.
|
|
68 |
General |
başlamak |
incept v.
|
|
69 |
General |
başlamak |
attame [obsolete] v.
|
|
70 |
General |
başlamak |
make v.
|
|
71 |
General |
başlamak |
make v.
|
|
72 |
General |
başlamak |
beg (begin) v.
|
|
73 |
General |
başlamak |
head off v.
|
|
74 |
General |
başlamak |
ring in v.
|
|
75 |
General |
başlamak |
onset [obsolete] v.
|
|
76 |
General |
başlamak |
imbark v.
|
|
77 |
General |
başlamak |
fang [obsolete] v.
|
|
78 |
General |
başlamak |
outstart v.
|
|
79 |
General |
başlamak |
dawn v.
|
|
Phrasals |
|
80 |
Phrasals |
başlamak |
strike out v.
|
|
|
81 |
Phrasals |
başlamak |
put forth v.
|
|
82 |
Phrasals |
başlamak |
make a start on v.
|
|
83 |
Phrasals |
başlamak |
lead off v.
|
|
84 |
Phrasals |
başlamak |
go to v.
|
|
85 |
Phrasals |
başlamak |
get away v.
|
|
86 |
Phrasals |
başlamak |
lay into v.
|
|
87 |
Phrasals |
başlamak |
lay to v.
|
|
Colloquial |
|
88 |
Colloquial |
başlamak |
get weaving v.
|
|
89 |
Colloquial |
başlamak |
g'head v.
|
|
Idioms |
|
90 |
Idioms |
başlamak |
get a move on v.
|
|
91 |
Idioms |
başlamak |
get rolling v.
|
|
92 |
Idioms |
başlamak |
open the batting v.
|
|
Technical |
|
93 |
Technical |
başlamak |
proceed v.
|
|
94 |
Technical |
başlamak |
set up v.
|
|
Archaic |
|
95 |
Archaic |
başlamak |
gin v.
|
|
96 |
Archaic |
başlamak |
inchoate v.
|
|
Slang |
|
97 |
Slang |
başlamak |
tee off v.
|
|
98 |
Slang |
başlamak |
have at it v.
|
|
99 |
Slang |
başlamak |
get it on v.
|
|
100 |
Slang |
başlamak |
get it on v.
|
|
|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
yeniden başlamak |
restart v.
|
|
It expelled the IAEA inspectors and said it was restarting plutonium production at Yongbyong.
UAEA müfettişlerini sınır dışı etti ve Yongbyong'da plütonyum üretimine yeniden başladığını söyledi.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
biçimlenmeye başlamak |
take shape v.
|
|
Things are starting to take shape.
İşler biçimlenmeye başlıyor.
More Sentences
|
3 |
General |
işe başlamak |
get to work v.
|
|
Let's get to work.
İşe başlayalım.
More Sentences
|
4 |
General |
başlamak (bir şeyi yapmaya) |
take to v.
|
|
After his father's death, John took to spending his time in bars.
Babasının ölümünden sonra John zamanını barlarda geçirmeye başladı.
More Sentences
|
5 |
General |
görünmeye başlamak |
come into sight v.
|
|
A white boat came into sight.
Beyaz bir tekne görünmeye başladı.
More Sentences
|
6 |
General |
yapmaya başlamak |
take up v.
|
|
We should take up meditation.
Biz meditasyon yapmaya başlamalıyız.
More Sentences
|
7 |
General |
oynamaya başlamak |
start playing v.
|
|
Please also ensure that we can start playing a meaningful role in the future of the industry.
Lütfen sektörün geleceğinde anlamlı bir rol oynamaya başlayabilmemizi de sağlayın.
More Sentences
|
8 |
General |
işe başlamak |
start to work v.
|
|
His wife has started to work out of necessity.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.
More Sentences
|
9 |
General |
çalışmaya başlamak |
get to work v.
|
|
Let us all get to work to achieve this outcome.
Hepimiz bu sonuca ulaşmak için çalışmaya başlayalım.
More Sentences
|
10 |
General |
kullanılmaya başlamak |
come into use v.
|
|
As more paper money came into use, the value fell.
Daha fazla kağıt para kullanılmaya başlandıkça değeri düştü.
More Sentences
|
11 |
General |
birden ağlamaya başlamak |
burst out crying v.
|
|
Tom burst out crying.
Tom birden ağlamaya başladı.
More Sentences
|
12 |
General |
kovalamaya başlamak |
give chase v.
|
|
The policemen gave chase to Dan.
Polisler Dan'i kovalamaya başladı.
More Sentences
|
13 |
General |
olarak çalışmaya başlamak |
start out as v.
|
|
Tom started out as a janitor.
Tom bir kapıcı olarak çalışmaya başladı.
More Sentences
|
14 |
General |
çalmaya başlamak |
go off v.
|
|
All of a sudden, the fire alarm went off.
Birdenbire yangın alarmı çalmaya başladı.
More Sentences
|
15 |
General |
spor aktivitesine başlamak |
take up v.
|
|
In order to lose weight, it is best to take up some sport.
Zayıflamak için en iyisi, biraz spor aktivitesine başlamak.
More Sentences
|
16 |
General |
bir işe başlamak |
start a business v.
|
|
Starting a business is hard.
Bir işe başlamak zordur.
More Sentences
|
17 |
General |
çalışmaya başlamak |
take up v.
|
|
Tom took up hang gliding.
Tom planör uçuşu çalışmaya başladı.
More Sentences
|
18 |
General |
çalışmalara başlamak |
start works v.
|
|
This working group is about to start work.
Bu çalışma grubu çalışmalarına başlamak üzeredir.
More Sentences
|
19 |
General |
tereddüt etmeye başlamak |
have second thoughts (about) v.
|
|
I'm beginning to have second thoughts.
Tereddüt etmeye başlıyorum.
More Sentences
|
20 |
General |
düşünmeye başlamak |
start thinking v.
|
|
Together with the Danish Presidency, we have started thinking about the consequences of this.
Danimarka Dönem Başkanlığı ile birlikte bunun sonuçlarını düşünmeye başladık.
More Sentences
|
21 |
General |
acıkmaya başlamak |
feel hungry v.
|
|
I'm beginning to feel hungry.
Acıkmaya başlıyorum.
More Sentences
|
22 |
General |
endişelenmeye başlamak |
begin to worry v.
|
|
I was beginning to worry about you.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
More Sentences
|
23 |
General |
sigaraya başlamak |
start smoking v.
|
|
Unfortunately it is still the case that many young people start smoking.
Ne yazık ki hala birçok genç sigaraya başlamaktadır.
More Sentences
|
24 |
General |
üzerinde çalışmaya başlamak |
get to work (on) v.
|
|
We'll get to work on it.
Biz onun üzerinde çalışmaya başlayacağız.
More Sentences
|
25 |
General |
yeniden başlamak |
resume v.
|
|
I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 20 March 2003.
Avrupa Parlamentosu'nun 20 Mart 2003 Perşembe günü sona eren oturumuna yeniden başladığımızı ilan ediyorum.
More Sentences
|
26 |
General |
baştan başlamak |
start over v.
|
|
I think we should start over.
Bence baştan başlamalıyız.
More Sentences
|
27 |
General |
okula başlamak |
start school v.
|
|
Tomorrow, we'll be starting school.
Yarın okula başlayacağız.
More Sentences
|
28 |
General |
sıkıcı olmaya başlamak |
get boring v.
|
|
She really needs another trick, that one's getting boring.
Gerçekten başka bir numaraya ihtiyacı var, bu sıkıcı olmaya başladı.
More Sentences
|
29 |
General |
ile başlamak |
begin with v.
|
|
Let us begin with the Iraqi crisis.
Irak krizi ile başlayalım.
More Sentences
|
30 |
General |
çalışmaya başlamak |
start to study v.
|
|
He started to study in earnest.
Ciddi bir şekilde çalışmaya başladı.
More Sentences
|
31 |
General |
çalışmaya başlamak |
start to work v.
|
|
The network has, in fact, already started to work along these lines.
Şebeke aslında bu doğrultuda çalışmaya başladı bile.
More Sentences
|
32 |
General |
ateş etmeye başlamak |
start shooting v.
|
|
They started shooting.
Ateş etmeye başladılar.
More Sentences
|
33 |
General |
inanmaya başlamak |
come to believe v.
|
|
Now I have come to believe that a bad constitution is not better than nothing.
Artık kötü bir anayasanın hiç yoktan iyi olmadığına inanmaya başladım.
More Sentences
|
34 |
General |
dans etmeye başlamak |
start dancing v.
|
|
Small things, like marbles, would start dancing.
Küçük şeyler, misketler gibi, dans etmeye başlar.
More Sentences
|
35 |
General |
(biriyle) çıkmaya başlamak |
begin to date v.
|
|
Tom began to date Mary sometime last year.
Tom geçen yıl Mary ile çıkmaya başladı.
More Sentences
|
36 |
General |
geç başlamak |
start late v.
|
|
You will note that we are starting late today, but not as late as on other occasions.
Bugün geç başladığımızı fark etmişsinizdir, ancak diğer günlerdeki kadar geç değil.
More Sentences
|
37 |
General |
erken başlamak |
start early v.
|
|
We advised them to start early.
Onlara erken başlamalarını tavsiye ettik.
More Sentences
|
38 |
General |
anlamaya başlamak |
start to understand v.
|
|
I'm starting to understand why you didn't want to come here.
Buraya neden gelmek istemediğini anlamaya başlıyorum.
More Sentences
|
39 |
General |
anlamaya başlamak |
begin to understand v.
|
|
Later, I began to understand how misguided those feelings were.
Sonradan, o hislerin ne kadar yanıltıcı olduğunu anlamaya başladım.
More Sentences
|
40 |
General |
anlamaya başlamak |
come to understand v.
|
|
He came to understand it at last.
Sonunda anlamaya başladı.
More Sentences
|
41 |
General |
güne başlamak |
start the day v.
|
|
There’s no better way to start the day.
Güne başlamak için daha iyi bir yol yok.
More Sentences
|
42 |
General |
çalışmaya başlamak |
begin to work v.
|
|
Italian diplomacy has begun to work towards restoring the balance.
İtalyan diplomasisi dengeyi yeniden tesis etmek üzere çalışmaya başlamıştır.
More Sentences
|
43 |
General |
gözlük takmaya başlamak |
start wearing glasses v.
|
|
When did you start wearing glasses?
Ne zaman gözlük takmaya başladın?
More Sentences
|
44 |
General |
yüzmeye başlamak |
start swimming v.
|
|
Tom took a breath and then started swimming underwater.
Tom bir nefes aldı ve sonra suyun altında yüzmeye başladı.
More Sentences
|
45 |
General |
uygulamaya başlamak |
impose v.
|
|
The government recently imposed taxes on Instagram influencers.
Hükümet yakın zamanda Instagram fenomenlerine vergi uygulamaya başladı.
More Sentences
|
46 |
General |
kaplamaya başlamak |
well v.
|
|
Sympathy welled up inside him as he thought of the child in need.
Muhtaç çocuğu düşündükçe içini şefkat hissi kaplamaya başladı.
More Sentences
|
Phrasals |
|
47 |
Phrasals |
ile başlamak |
begin with v.
|
|
Let us begin with the Iraqi crisis.
Irak krizi ile başlayalım.
More Sentences
|
48 |
Phrasals |
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak |
begin by v.
|
|
Allow me to begin by commenting on the new thinking required.
İzninizle, gerekli olan yeni düşünce hakkında yorum yaparak başlamak istiyorum.
More Sentences
|
49 |
Phrasals |
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak |
start by v.
|
|
Let me start by saying that the agreement offers more certainties than are currently laid down formally.
Anlaşmanın şu anda resmi olarak belirlenmiş olandan daha fazla kesinlik sunduğunu söyleyerek başlayayım.
More Sentences
|
General |
|
50 |
General |
yanmaya başlamak |
start burning v.
|
|
51 |
General |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade off into v.
|
|
52 |
General |
görüşmeye başlamak |
open up v.
|
|
53 |
General |
yeniden başlamak |
turn over a new leaf v.
|
|
54 |
General |
yeni bir şişe şaraba başlamak |
start on a new bottle of wine v.
|
|
55 |
General |
hemen (bir şeyi anlatmaya) başlamak |
plunge into v.
|
|
56 |
General |
(bir yarışta) hareket çizgisinden koşuya başlamak |
start from scratch v.
|
|
57 |
General |
dinmeye başlamak (fırtına/rüzgar/yağmur) |
subside v.
|
|
58 |
General |
tanımaya başlamak |
become familiar v.
|
|
59 |
General |
çalışmaya başlamak |
go on v.
|
|
60 |
General |
birden ağlamaya başlamak |
burst into tears v.
|
|
61 |
General |
hükmetmeye başlamak |
take charge v.
|
|
62 |
General |
perhize başlamak |
go on a diet v.
|
|
63 |
General |
hoşlanmaya başlamak |
take a liking to v.
|
|
64 |
General |
kullanılmaya başlamak |
come into play v.
|
|
65 |
General |
işletmeye başlamak |
tap v.
|
|
66 |
General |
dikkatle dinlemeye başlamak |
prick up one's ears v.
|
|
67 |
General |
daha hızlı yürümeye başlamak |
put your best foot forward v.
|
|
68 |
General |
yazmaya başlamak |
put pen to paper v.
|
|
69 |
General |
kullanıma başlamak |
start using v.
|
|
70 |
General |
açlık grevine başlamak |
go on a hunger strike v.
|
|
71 |
General |
cidden yapmaya başlamak (bir işi) |
settle down to v.
|
|
72 |
General |
çalışmaya başlamak (aygıt) |
go on v.
|
|
73 |
General |
birden başlamak |
burst out v.
|
|
74 |
General |
başlanması gereken zamandan önce başlamak |
jump the gun v.
|
|
75 |
General |
yaşlı gözükmeye başlamak |
begin to seem older v.
|
|
76 |
General |
fenalıklar geçirmeye veya o zamana kadar gizli tuttuğu her şeyi ifşa etmeye başlamak |
go to pieces v.
|
|
77 |
General |
kullanıma başlamak |
begin to use v.
|
|
78 |
General |
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak |
reverse oneself on v.
|
|
79 |
General |
bir işle uğraşmaya başlamak |
turn one's hand to v.
|
|
80 |
General |
hoşlanmaya başlamak |
take a fancy to v.
|
|
81 |
General |
kovalamaya başlamak |
take out after v.
|
|
82 |
General |
konuşmaya başlamak |
launch forth v.
|
|
83 |
General |
araba kaymaya başlamak |
go into a skid v.
|
|
84 |
General |
gelişmeye başlamak |
germinate v.
|
|
85 |
General |
başlamak (bir iş) |
get off the ground v.
|
|
86 |
General |
eski sevgiliyle yeniden ilişkiye başlamak |
rebooty v.
|
|
87 |
General |
oyuna başlamak |
play ball v.
|
|
88 |
General |
başlamak (savaş/yangın) |
break out v.
|
|
89 |
General |
faaliyetlerini gizli olarak sürdürmeye başlamak |
go underground v.
|
|
90 |
General |
işler kötüye gitmeye başlamak |
take a turn for the worse v.
|
|
91 |
General |
kullanıma başlamak |
commence using v.
|
|
92 |
General |
gayretle çalışmaya başlamak |
put one's shoulder to the wheel v.
|
|
93 |
General |
artmaya başlamak (fiyatlar) |
rally v.
|
|
94 |
General |
önsöz ile başlamak |
preface v.
|
|
95 |
General |
yeniden başlamak |
begin afresh v.
|
|
96 |
General |
çok erken başlamak |
jump the gun v.
|
|
97 |
General |
orkestra vb bir parça çalmaya başlamak |
strike up a tune v.
|
|
98 |
General |
esas şeklini almaya başlamak |
take shape v.
|
|
99 |
General |
bir işe başlamak |
go about a task v.
|
|
100 |
General |
yorulmaya başlamak |
begin to flag v.
|
|
101 |
General |
zamanla birinin hoşuna gitmeye başlamak |
grow on someone v.
|
|
102 |
General |
yükselmeye başlamak |
firm v.
|
|
103 |
General |
hoşlanmaya başlamak |
take to v.
|
|
104 |
General |
hiddetten bağırıp çağırıp tepinmeye başlamak |
fly into a tantrum v.
|
|
105 |
General |
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer) |
go on v.
|
|
106 |
General |
resmi olarak göreve başlamak |
take office v.
|
|
107 |
General |
hokey oyununa başlamak |
bully off v.
|
|
108 |
General |
durumu kötüye gitmeye başlamak |
take a turn for the worse v.
|
|
109 |
General |
kullanmaya başlamak |
tap v.
|
|
110 |
General |
faaliyete başlamak |
go into action v.
|
|
111 |
General |
aptal gibi davranmaya başlamak |
act a fool v.
|
|
112 |
General |
yeniden başlamak |
resurge v.
|
|
113 |
General |
içeriden başlamak |
indent v.
|
|
114 |
General |
durgunlaşmaya başlamak (dalgalı deniz) |
subside v.
|
|
115 |
General |
yeni bir hayata başlamak |
turn over a new leaf v.
|
|
116 |
General |
sohbet etmeye başlamak |
strike up a conversation v.
|
|
117 |
General |
gayretle bir işe başlamak |
whale in and v.
|
|
118 |
General |
yapmaya başlamak |
take on v.
|
|
119 |
General |
uçmaya başlamak |
take flight v.
|
|
120 |
General |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade into v.
|
|
121 |
General |
uçmaya başlamak |
take wing v.
|
|
122 |
General |
yorulmaya başlamak |
flag v.
|
|
123 |
General |
akmaya başlamak |
spring a leak v.
|
|
124 |
General |
yeniden başlamak |
make a new start v.
|
|
125 |
General |
gelişmeye başlamak |
bud v.
|
|
126 |
General |
çarpışmaya başlamak |
join battle v.
|
|
127 |
General |
çekilmeye başlamak (selle gelen sular) |
subside v.
|
|
128 |
General |
bir işle uğraşmaya başlamak |
turn a hand to v.
|
|
129 |
General |
tekrar uygulamaya başlamak |
revive v.
|
|
130 |
General |
bir olay karşısında kendini tutamayıp ağlamaya başlamak |
go to pieces v.
|
|
131 |
General |
müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak |
crack down on v.
|
|
132 |
General |
görünmeye başlamak |
dawn v.
|
|
133 |
General |
sıfırdan başlamak |
go back to square one v.
|
|
134 |
General |
çökmeye başlamak |
buckle v.
|
|
135 |
General |
bir şeye başlamak |
set about v.
|
|
136 |
General |
herkesin dikkatini çekmeye başlamak |
come into prominence v.
|
|
137 |
General |
bir şeyin çizgileri belli olmaya başlamak |
take shape v.
|
|
138 |
General |
kalkıp bir şeyler yapmaya başlamak |
stir oneself v.
|
|
139 |
General |
önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak |
have second thoughts about v.
|
|
140 |
General |
esmeye başlamak (rüzgar) |
spring up v.
|
|
141 |
General |
dövüşmeye başlamak |
come to grips with v.
|
|
142 |
General |
söylemeye başlamak |
pipe up v.
|
|
143 |
General |
belirli bir işe başlamak |
got one's hand in v.
|
|
144 |
General |
belirli bir işe başlamak |
get one's hand in v.
|
|
145 |
General |
belirli bir işe başlamak |
got one's hands on v.
|
|
146 |
General |
belirli bir işe başlamak |
get one's hands on v.
|
|
147 |
General |
çalmaya başlamak |
strike up v.
|
|
148 |
General |
çalmaya başlamak (müzisyenler) |
sound off v.
|
|
149 |
General |
söylemeye başlamak |
strike up v.
|
|
150 |
General |
bebeğe katı mama vermeye başlamak |
start a baby on solid food v.
|
|
151 |
General |
bir işe başlamak |
go into business v.
|
|
152 |
General |
haberleşmeye başlamak |
enter into correspondence v.
|
|
153 |
General |
bir şeye tekrar başlamak |
start something over v.
|
|
154 |
General |
birden bir şeye başlamak |
break into v.
|
|
155 |
General |
kararmaya başlamak (gün vb) |
gloam v.
|
|
156 |
General |
başından başlamak |
start from the beginning v.
|
|
157 |
General |
işe yeni başlamak |
just start working v.
|
|
158 |
General |
işe yeni başlamak |
start working recently v.
|
|
159 |
General |
çalışmalara başlamak |
begin studies v.
|
|
160 |
General |
çalışmalara başlamak |
begin works v.
|
|
161 |
General |
çalışmalara başlamak |
start studies v.
|
|
162 |
General |
aynı anda söze başlamak |
intercede with v.
|
|
163 |
General |
meslek hayatına başlamak |
go into profession v.
|
|
164 |
General |
meslek hayatına başlamak |
enter profession v.
|
|
165 |
General |
kariyerine başlamak |
embark on one's career v.
|
|
166 |
General |
kariyerine başlamak |
begin one's career v.
|
|
167 |
General |
kariyerine başlamak |
launch one's career v.
|
|
168 |
General |
kariyerine başlamak |
start one's career v.
|
|
169 |
General |
yeni bir hayata başlamak |
start a new life v.
|
|
170 |
General |
kariyerine başlamak |
start out on one's career v.
|
|
171 |
General |
yıkanmaya başlamak |
start to bathe v.
|
|
172 |
General |
canlanmaya başlamak |
come alive v.
|
|
173 |
General |
canlanmaya başlamak |
become lively v.
|
|
174 |
General |
yaygınlaşmaya başlamak |
become common v.
|
|
175 |
General |
anlamlı gelmeye başlamak |
fall into place v.
|
|
176 |
General |
anlamlı gelmeye başlamak |
begin to make sense v.
|
|
177 |
General |
yaygınlaşmaya başlamak |
become popular v.
|
|
178 |
General |
bir şeyle ilgilenmeye başlamak |
come to grip with v.
|
|
179 |
General |
rejime başlamak |
go on a diet v.
|
|
180 |
General |
diyete başlamak |
go on a diet v.
|
|
181 |
General |
diyete başlamak |
start a diet v.
|
|
182 |
General |
alışmaya başlamak |
grow accustomed to v.
|
|
183 |
General |
tedaviye başlamak |
start treatment v.
|
|
184 |
General |
belirmeye başlamak |
become visible v.
|
|
185 |
General |
belirmeye başlamak |
become apparent v.
|
|
186 |
General |
belirmeye başlamak |
be coming out v.
|
|
187 |
General |
kariyere başlamak |
begin a career v.
|
|
188 |
General |
boşanma işlemlerine başlamak |
start the legal divorce process v.
|
|
189 |
General |
boşanma işlemlerine başlamak |
start divorce proceedings v.
|
|
190 |
General |
hizmete başlamak |
commence service v.
|
|
191 |
General |
hizmete başlamak |
start service v.
|
|
192 |
General |
yeni bir işe başlamak |
enter upon a new career v.
|
|
193 |
General |
sigaraya yeniden başlamak |
take up smoking v.
|
|
194 |
General |
operasyona başlamak |
start the operation v.
|
|
195 |
General |
birden başlamak |
break out v.
|
|
196 |
General |
işe başlamak |
clock in v.
|
|
197 |
General |
yeniden kullanmaya başlamak |
resume v.
|
|
198 |
General |
(bir işe vb) başlamak |
get down v.
|
|
199 |
General |
görünmeye başlamak |
develop v.
|
|
200 |
General |
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak |
redate v.
|
|
201 |
General |
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak |
hook up with an old flame v.
|
|
202 |
General |
birden -e başlamak |
burst into v.
|
|
203 |
General |
-e yeniden başlamak |
resume v.
|
|
204 |
General |
ile başlamak |
start with v.
|
|
205 |
General |
-e ile başlamak |
preface v.
|
|
206 |
General |
(satır) içerden başlamak |
indent v.
|
|
207 |
General |
ile uğraşmaya başlamak |
get to grips with v.
|
|
208 |
General |
umursamamaya başlamak |
get past caring v.
|
|
209 |
General |
iş konuşmasına başlamak |
get down to business v.
|
|
210 |
General |
ana iş konusunu görüşmeye başlamak |
get down to business v.
|
|
211 |
General |
ile savaşmaya başlamak |
get to grips with v.
|
|
212 |
General |
çalışmaya başlamak |
get to work (on) v.
|
|
213 |
General |
yine başlamak |
pick up v.
|
|
214 |
General |
göreve başlamak |
enter upon an office v.
|
|
215 |
General |
(futbol) maça başlamak |
kick off v.
|
|
216 |
General |
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak |
date again v.
|
|
217 |
General |
işe başlamak |
set work v.
|
|
218 |
General |
-den başlamak |
originate in v.
|
|
219 |
General |
işe veya söze başlamak |
launch fort v.
|
|
220 |
General |
işe başlamak |
launch out v.
|
|
221 |
General |
(bir şeye) başlamak |
be off to v.
|
|
222 |
General |
(anlaşma) başlamak |
be in hand v.
|
|
223 |
General |
bir işe başlamak |
go in business v.
|
|
224 |
General |
örgüye başlamak |
cast off v.
|
|
225 |
General |
örgüye başlamak |
cast on v.
|
|
226 |
General |
örgüye başlamak |
cast upon v.
|
|
227 |
General |
var olmaya başlamak |
come into being v.
|
|
228 |
General |
var olmaya başlamak |
come into existence v.
|
|
229 |
General |
var olmaya başlamak |
come to life v.
|
|
230 |
General |
göreve başlamak |
come into office v.
|
|
231 |
General |
anlamını bulmaya başlamak |
fall into place v.
|
|
232 |
General |
antrenmanlara başlamak |
start training v.
|
|
233 |
General |
idmanlara başlamak |
start training v.
|
|
234 |
General |
silbaştan başlamak |
start over v.
|
|
235 |
General |
yayın hayatına başlamak |
begin one's broadcasting life v.
|
|
236 |
General |
sıkıcı olmaya başlamak |
become boring v.
|
|
237 |
General |
sipariş işlemine başlamak |
proceed with an order v.
|
|
238 |
General |
okula başlamak |
start the school v.
|
|
239 |
General |
yolculuğa başlamak |
set off on v.
|
|
240 |
General |
sıkıntı vermeye başlamak |
become annoying v.
|
|
241 |
General |
ilgilenmeye başlamak |
become concerned v.
|
|
242 |
General |
başlamak (bir yolculuğa vb.) |
get underway v.
|
|
243 |
General |
bilinmeye/tanınmaya başlamak |
come to be known v.
|
|
244 |
General |
ağlamaya başlamak |
break into tears v.
|
|
245 |
General |
bir göreve başlamak |
take up a position v.
|
|
246 |
General |
eğitim kursuna başlamak |
start the training course v.
|
|
247 |
General |
kursa başlamak |
start the training course v.
|
|
248 |
General |
bir yolculuğa başlamak |
begin a journey v.
|
|
249 |
General |
bir seyahate başlamak |
begin a journey v.
|
|
250 |
General |
spora başlamak |
start the gym v.
|
|
251 |
General |
olarak bilinmeye başlamak |
become known as v.
|
|
252 |
General |
olmaya başlamak |
start to become v.
|
|
253 |
General |
önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak |
become a serious health concern v.
|
|
254 |
General |
resmi olarak (göreve/işe) başlamak |
inaugurate v.
|
|
255 |
General |
resmen başlamak |
inaugurate v.
|
|
256 |
General |
bir şey yaparak başlamak |
begin by doing something v.
|
|
257 |
General |
diyalize başlamak |
start dialysis v.
|
|
258 |
General |
kemoterapiye başlamak |
start chemotherapy v.
|
|
259 |
General |
sıcaklık 20 derecelere (22-23) düşmeye başlamak |
begin to drop into the low 20s v.
|
|
260 |
General |
birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak |
start calling someone out of the clear blue v.
|
|
261 |
General |
görevine beklenenden bir hafta önce başlamak |
take up one’s post a week earlier than expected v.
|
|
262 |
General |
ciddileşmeye başlamak |
become serious v.
|
|
263 |
General |
eski sevgiliyle yeniden görüşmeye başlamak |
start seeing his/her ex again v.
|
|
264 |
General |
eski sevgilisi ile yeniden görüşmeye başlamak |
start seeing his/her ex again v.
|
|
265 |
General |
fikre ısınmaya başlamak |
be getting so into the idea v.
|
|
266 |
General |
hatırlamaya başlamak |
start to remember v.
|
|
267 |
General |
günlük tutmaya başlamak |
start keeping a diary v.
|
|
268 |
General |
aktif göreve başlamak |
begin active duty v.
|
|
269 |
General |
yeniden başlamak |
recommence v.
|
|
270 |
General |
biriyle aynı evde yaşamaya başlamak |
move in with someone v.
|
|
271 |
General |
bir yerden başlamak |
start from somewhere v.
|
|
272 |
General |
hızlı başlamak |
jump-start v.
|
|
273 |
General |
(belli bir konuyu) görüşmeye/müzakere etmeye başlamak |
come on to something v.
|
|
274 |
General |
derse başlamak |
start the lesson v.
|
|
275 |
General |
beraber yaşamaya başlamak |
move in with someone v.
|
|
276 |
General |
anlamaya/fark etmeye başlamak |
come to realize v.
|
|
277 |
General |
öğretmenliğe başlamak |
start teaching v.
|
|
278 |
General |
acıkmaya başlamak |
start to get hungry v.
|
|
279 |
General |
rejime başlamak |
start a diet v.
|
|
280 |
General |
inşaata başlamak |
begin the construction v.
|
|
281 |
General |
inşaata başlamak |
start the construction v.
|
|
282 |
General |
işlemlere başlamak |
start/initiate the transactions v.
|
|
283 |
General |
(tarihinde) başlamak |
commence on v.
|
|
284 |
General |
hazırlanmaya başlamak |
start to get ready v.
|
|
285 |
General |
yorulmaya başlamak |
start to get tired v.
|
|
286 |
General |
yorulmaya başlamak |
begin to get tired v.
|
|
287 |
General |
kabul görmeye başlamak |
come to gain acceptance v.
|
|
288 |
General |
profesyonel olarak yapmaya başlamak |
go professional v.
|
|
289 |
General |
sıkılmaya başlamak |
start getting bored v.
|
|
290 |
General |
birine karşı olmaya başlamak |
take against v.
|
|
291 |
General |
hoşlanmamaya başlamak |
take against v.
|
|
292 |
General |
aşınmaya başlamak (yol yüzeyi) |
ravel v.
|
|
293 |
General |
yeniden yapmaya başlamak |
re-assume v.
|
|
294 |
General |
yeniden başlamak |
re-begin v.
|
|
295 |
General |
kızgınlıkla başlamak |
rear v.
|
|
296 |
General |
kızgınlıkla başlamak |
rear back v.
|
|
297 |
General |
tepki göstererek başlamak |
rear back v.
|
|
298 |
General |
yeniden ilgi göstermeye başlamak |
rediscover v.
|
|
299 |
General |
(yük) boşaltmaya başlamak |
break bulk v.
|
|
300 |
General |
(oyuna) saklanılan yerden başlamak |
break cover v.
|
|
301 |
General |
çarpışmaya başlamak |
join battle v.
|
|
302 |
General |
işe başlamak |
set on work v.
|
|
303 |
General |
(radyo) program yayınına başlamak |
take the air v.
|
|
304 |
General |
(bir şeye çare olarak) kullanmaya başlamak |
turn v.
|
|
305 |
General |
zarar vermeye başlamak |
attack v.
|
|
306 |
General |
kemirmeye başlamak |
attack v.
|
|
307 |
General |
iyi şans getirmesi için törenle açmak veya başlamak |
auspicate v.
|
|
308 |
General |
(birini/bir şeyi) tutmaya/desteklemeye başlamak |
become a fan of (someone or something) v.
|
|
309 |
General |
(birine/bir şeye) ilgi/merak duymaya başlamak |
become a fan of (someone or something) v.
|
|
310 |
General |
(birini/bir şeyi) sevmeye başlamak |
become a fan of (someone or something) v.
|
|
311 |
General |
(birini/bir şeyi) takdir etmeye başlamak |
become a fan of (someone or something) v.
|
|
312 |
General |
burnu kanamaya başlamak |
get a bloody nose v.
|
|
313 |
General |
bir gök cismi etrafında dönmeye başlamak |
go into orbit v.
|
|
314 |
General |
işe başlamak |
enter v.
|
|
315 |
General |
emekli olduktan sonra tekrar çalışmaya başlamak |
unretire v.
|
|
316 |
General |
birdenbire başlamak |
jack rabbit v.
|
|
317 |
General |
birdenbire başlamak |
jackrabbit v.
|
|
318 |
General |
(bir şeye) başlamak |
jib v.
|
|
319 |
General |
konuşmaya başlamak |
upspeak v.
|
|
320 |
General |
söze başlamak |
begin v.
|
|
321 |
General |
yeniden başlamak |
re-start v.
|
|
322 |
General |
tekrar başlamak |
re-start v.
|
|
323 |
General |
(bir şey) yaparak başlamak |
begin by doing v.
|
|
324 |
General |
bir duyguyu göstermeye başlamak |
break v.
|
|
325 |
General |
açıp tüketmeye başlamak |
break out v.
|
|
326 |
General |
(at yarışı) erken başlamak |
break away v.
|
|
327 |
General |
yanlış şekilde başlamak |
misbegin v.
|
|
328 |
General |
yanlış şekilde başlamak |
misstart v.
|
|
329 |
General |
baştan başlamak |
renew v.
|
|
330 |
General |
bir şeye ilgi duymaya başlamak |
grow fond of v.
|
|
331 |
General |
kürek çekmeye başlamak |
give way v.
|
|
332 |
General |
ilgi duymaya başlamak |
glom v.
|
|
333 |
General |
atlamaya başlamak |
jump off v.
|
|
334 |
General |
hızlıca başlamak |
clap v.
|
|
335 |
General |
dövüşmeye başlamak |
grapple v.
|
|
336 |
General |
(koşu yarışı) başlangıç işareti verilmeden yarışa başlamak |
gun v.
|
|
337 |
General |
faaliyete başlamak |
open v.
|
|
338 |
General |
yolculuğa başlamak |
imbark v.
|
|
339 |
General |
göreve başlamak |
instal [uk] v.
|
|
340 |
General |
hoşlanmaya başlamak |
conceit [uk] v.
|
|
341 |
General |
(belirli bir şekilde) başlamak |
conceive v.
|
|
342 |
General |
inanmaya başlamak |
conclude v.
|
|
343 |
General |
aradan sonra konuşmaya başlamak |
continue v.
|
|
344 |
General |
(arkadaşlığa, ahbaplığa) başlamak |
contract v.
|
|
345 |
General |
gelişmeye başlamak |
dawn v.
|
|
346 |
General |
anlaşılmaya başlamak |
dawn v.
|
|
347 |
General |
yeniden kullanmaya başlamak |
find v.
|
|
348 |
General |
(belirtilen yönde) hareket etmeye başlamak |
gather v.
|
|
349 |
General |
gelişmeye başlamak |
percolate v.
|
|
350 |
General |
anlatmaya başlamak |
premiss v.
|
|
351 |
General |
konuşmaya başlamak |
shoot v.
|
|
352 |
General |
bir şeyi birdenbire fırlatmaya başlamak |
shy v.
|
|
353 |
General |
kokmaya başlamak |
foul v.
|
|
354 |
General |
inşa çalışmalarına başlamak |
foundation v.
|
|
355 |
General |
daha önce başlamak |
beat v.
|
|
356 |
General |
rotayı izlemeye başlamak |
put v.
|
|
357 |
General |
aniden başlamak |
spring v.
|
|
358 |
General |
(harfle) başlamak |
begin v.
|
|
Phrasals |
|
359 |
Phrasals |
avlanmaya başlamak |
throw off v.
|
|
360 |
Phrasals |
atmaya başlamak |
strike up v.
|
|
361 |
Phrasals |
yürümeye başlamak |
set forward v.
|
|
362 |
Phrasals |
gayretle çalışmaya başlamak |
pitch into v.
|
|
363 |
Phrasals |
kullanılmaya başlamak |
come in v.
|
|
364 |
Phrasals |
şarkı söylemeye başlamak |
strike up v.
|
|
365 |
Phrasals |
(enstrümanı) çalmaya başlamak |
strike up v.
|
|
366 |
Phrasals |
bir şeye başlamak |
set on v.
|
|
367 |
Phrasals |
seyahate başlamak |
set forth v.
|
|
368 |
Phrasals |
ses çıkarmaya başlamak |
strike up v.
|
|
369 |
Phrasals |
kullanmaya başlamak |
pick up on v.
|
|
370 |
Phrasals |
işe başlamak |
ring in v.
|
|
371 |
Phrasals |
gülmeye başlamak |
break up v.
|
|
372 |
Phrasals |
(oyuna) başlamak |
put up v.
|
|
373 |
Phrasals |
(bayrak yarışçısının) uzattığı eline dokunarak yarışa başlamak |
touch off v.
|
|
374 |
Phrasals |
ses/gürültü/bağırış/çığlık/alkış yükselmek/çıkmaya başlamak |
go up v.
|
|
375 |
Phrasals |
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak |
break out with (something) v.
|
|
376 |
Phrasals |
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak |
break out with something v.
|
|
377 |
Phrasals |
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak |
buckle down v.
|
|
378 |
Phrasals |
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak |
burst out v.
|
|
379 |
Phrasals |
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak |
burst out doing something v.
|
|
380 |
Phrasals |
çalışmaya başlamak |
turn to v.
|
|
381 |
Phrasals |
bir konu hakkında konuşmaya başlamak |
call up v.
|
|
382 |
Phrasals |
bir konudan bahsetmeye başlamak |
call up v.
|
|
383 |
Phrasals |
bir konudan söz etmeye başlamak |
call up v.
|
|
384 |
Phrasals |
nöbete başlamak |
come on v.
|
|
385 |
Phrasals |
(ağrı, sızı) başlamak |
come on v.
|
|
386 |
Phrasals |
(film, dizi) başlamak |
come on v.
|
|
387 |
Phrasals |
(örgüye) başlamak |
cast on v.
|
|
388 |
Phrasals |
anlamaya başlamak |
be dawn on v.
|
|
389 |
Phrasals |
bir kimse ile birlikte başlatılmış olmak/başlamak |
originate with someone v.
|
|
390 |
Phrasals |
bir şeye başlamak |
hit something off v.
|
|
391 |
Phrasals |
bir şeye ısınmaya başlamak |
get into something v.
|
|
392 |
Phrasals |
bir şeyi sevmeye başlamak |
get into something v.
|
|
393 |
Phrasals |
birisiyle ilişki yaşamaya başlamak |
hook up with v.
|
|
394 |
Phrasals |
bir şeyi yapmaya tesadüfen başlamak |
fall into something v.
|
|
395 |
Phrasals |
bir şeye girmek/girişmek/başlamak |
lead in v.
|
|
396 |
Phrasals |
bir işe başlamak |
set about v.
|
|
397 |
Phrasals |
bir şeye (seyahat/yolculuk) başlamak |
launch out on v.
|
|
398 |
Phrasals |
ile başlamak |
preface with v.
|
|
399 |
Phrasals |
ile başlamak |
start with v.
|
|
400 |
Phrasals |
işe başlamak |
lead off v.
|
|
401 |
Phrasals |
konuşmaya başlamak |
fire away v.
|
|
402 |
Phrasals |
olarak başlamak |
start as v.
|
|
403 |
Phrasals |
konuşmaya başlamak |
pipe up with something v.
|
|
404 |
Phrasals |
kavramaya başlamak |
be dawn on v.
|
|
405 |
Phrasals |
moda olmaya başlamak |
catch on v.
|
|
406 |
Phrasals |
rastlantı eseri başlamak |
stumble into v.
|
|
407 |
Phrasals |
sonuç vermeye başlamak |
kick in v.
|
|
408 |
Phrasals |
şevkle başlamak |
launch into v.
|
|
409 |
Phrasals |
tutmaya başlamak |
catch on v.
|
|
410 |
Phrasals |
yayılmaya başlamak (düşünce/fikir) |
seep into (somewhere) v.
|
|
411 |
Phrasals |
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak |
wade into something v.
|
|
412 |
Phrasals |
uygulanmaya başlamak |
come into effect v.
|
|
413 |
Phrasals |
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak |
wade in (to something) v.
|
|
414 |
Phrasals |
yeniden uyuşturucuya başlamak |
kick back v.
|
|
415 |
Phrasals |
(bir çalışmaya vb) biri ile başlamak |
start (off) with someone v.
|
|
416 |
Phrasals |
(yolculuğa vb) -den başlamak |
start off from v.
|
|
417 |
Phrasals |
(maça/oyuna) bir şey ile başlamak |
lead with something v.
|
|
418 |
Phrasals |
yapması gereken işi yapmaya başlamak |
get with it v.
|
|
419 |
Phrasals |
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak |
preface by v.
|
|
420 |
Phrasals |
(biri/bir şey ile) uğraşmaya başlamak |
start in on someone or something v.
|
|
421 |
Phrasals |
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak |
wade in v.
|
|
422 |
Phrasals |
(bir çalışmaya vb) biri ile başlamak |
start out with someone v.
|
|
423 |
Phrasals |
yüksek sesle şarkı söylemeye başlamak |
pipe up v.
|
|
424 |
Phrasals |
(maça/oyuna) biriyle başlamak |
lead with someone v.
|
|
425 |
Phrasals |
(bir işe vb) başlamak |
get down v.
|
|
426 |
Phrasals |
(bir şey) yerine (başka bir şey) kullanmaya/tüketmeye başlamak |
switch from (something) (to something else) v.
|
|
427 |
Phrasals |
bir şey yerine (başka bir şey) kullanmaya başlamak |
switch from something (to something else) v.
|
|
428 |
Phrasals |
bir şeyi bırakıp başka bir şey kullanmaya başlamak |
switch from something (to something else) v.
|
|
429 |
Phrasals |
birden '-e başlamak |
erupt into (something) v.
|
|
430 |
Phrasals |
karşılaşmaya başlamak |
face off v.
|
|
431 |
Phrasals |
başlama vuruşuyla başlamak (hokey) |
face off v.
|
|
432 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) vakit geçirmeye başlamak |
fall in with (someone or something) v.
|
|
433 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) takılmaya başlamak |
fall in with (someone or something) v.
|
|
434 |
Phrasals |
bir projeyi, planı uygulamaya başlamak |
launch forth v.
|
|
435 |
Phrasals |
su üzerinde yol almaya başlamak |
launch forth on (something) v.
|
|
436 |
Phrasals |
su üzerinde yol almaya başlamak |
launch forth upon (something) [old-fashioned] v.
|
|
437 |
Phrasals |
göreve başlamak |
set forth on (something) v.
|
|
438 |
Phrasals |
planlandığı gibi başlamak |
go forward v.
|
|
439 |
Phrasals |
yolculuğa (bir yerden) başlamak |
start out from (something) v.
|
|
440 |
Phrasals |
yolculuğa belli bir noktadan başlamak |
start out from (something) v.
|
|
441 |
Phrasals |
seyahate (bir yerden) başlamak/çıkmak |
start out from (something) v.
|
|
442 |
Phrasals |
seyahate belli bir noktadan başlamak/çıkmak |
start out from (something) v.
|
|
443 |
Phrasals |
belli şartlarda ortaya çıkmak/başlamak |
start out from (something) v.
|
|
444 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dig into (something) v.
|
|
445 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dig in (something) v.
|
|
446 |
Phrasals |
yemeye başlamak |
dig in v.
|
|
447 |
Phrasals |
yoğun çalışmaya başlamak |
dig in v.
|
|
448 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dig in v.
|
|
449 |
Phrasals |
yoğun çalışmaya başlamak |
dig in v.
|
|
450 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dig in v.
|
|
451 |
Phrasals |
hemen başlamak |
dive in v.
|
|
452 |
Phrasals |
hevesle başlamak/üstlenmek |
dive in v.
|
|
453 |
Phrasals |
(bir şeye) hevesle başlamak/girişmek |
dive into (something) v.
|
|
454 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dive into (something) v.
|
|
455 |
Phrasals |
hevesle başlamak/girişmek |
dive in v.
|
|
456 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dive in v.
|
|
457 |
Phrasals |
hevesle başlamak/girişmek |
dive into v.
|
|
458 |
Phrasals |
iştahla yemeye başlamak |
dive into v.
|
|
459 |
Phrasals |
(bir şeyle) ilgilenmeye başlamak |
get into (someone or something) v.
|
|
460 |
Phrasals |
(bir şeye) merak duymaya başlamak |
get into (someone or something) v.
|
|
461 |
Phrasals |
(bir alanda, sektörde) çalışmaya başlamak |
get into (someone or something) v.
|
|
462 |
Phrasals |
bir konu/şey hakkında konuşmaya başlamak |
get into it v.
|
|
463 |
Phrasals |
bir şeye başlamak |
get to something v.
|
|
464 |
Phrasals |
bir şeyi/işi yapmaya başlamak |
get to something v.
|
|
465 |
Phrasals |
bir şeye başlamak |
get to v.
|
|
466 |
Phrasals |
bir şeyi/işi yapmaya başlamak |
get to v.
|
|
467 |
Phrasals |
bir şeyle ilgilenmeye başlamak |
get to v.
|
|
468 |
Phrasals |
bir şeye başlamak |
get to v.
|
|
469 |
Phrasals |
bir şeyi/işi yapmaya başlamak |
get to v.
|
|
470 |
Phrasals |
bir şeyle ilgilenmeye başlamak |
get to v.
|
|
471 |
Phrasals |
bir şeyle uğraşmaya başlamak |
get to v.
|
|
472 |
Phrasals |
bir işe başlamak |
get to something v.
|
|
473 |
Phrasals |
bir işi yapmaya başlamak |
get to something v.
|
|
474 |
Phrasals |
biriyle/bir şeyle başlamak |
commence with someone or something v.
|
|
475 |
Phrasals |
seçilmiş/belirli biriyle veya bir şeyle başlamak |
commence with someone or something v.
|
|
476 |
Phrasals |
hemen başlamak |
jump on v.
|
|
477 |
Phrasals |
(bir şeyi) yapmaya azimle/kararlılıkla başlamak |
lay into (something) v.
|
|
478 |
Phrasals |
yavaş yavaş (bir şeye) başlamak |
phase into (something) v.
|
|
479 |
Phrasals |
yayına başlamak |
sign on v.
|
|
480 |
Phrasals |
radyo/televizyon yayınına başlamak |
sign on v.
|
|
481 |
Phrasals |
(bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak |
sway toward (something) v.
|
|
482 |
Phrasals |
(başka bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak |
sway toward (something) v.
|
|
483 |
Phrasals |
(başka bir şeye/tarafa) meyletmeye başlamak |
sway toward (something) v.
|
|
484 |
Phrasals |
yeni bir şeye başlamak |
take up v.
|
|
485 |
Phrasals |
bir iş yapmaya başlamak |
take up v.
|
|
486 |
Phrasals |
birini/bir şeyi sevmeye başlamak |
warm up to someone or something v.
|
|
487 |
Phrasals |
birine/bir şeye alışmaya başlamak |
warm up to someone or something v.
|
|
488 |
Phrasals |
yeni (bir şeye/alana) başlamak |
move in (to something) v.
|
|
489 |
Phrasals |
yemeye başlamak |
tuck in v.
|
|
490 |
Phrasals |
(bir şeyi) iştahla yemeye başlamak |
tuck into (something) v.
|
|
491 |
Phrasals |
çalışmaya başlamak |
kick over v.
|
|
492 |
Phrasals |
dönmeye başlamak |
kick over v.
|
|
493 |
Phrasals |
hemen/derhal başlamak |
lay to v.
|
|
494 |
Phrasals |
kar/buz erimeye başlamak |
slush up v.
|
|
495 |
Phrasals |
bir sürece (bir şeyle) başlamak |
start off with (something) v.
|
|
496 |
Phrasals |
bir şeyi yapmaya (bir şeyle) başlamak |
start off with (something) v.
|
|
497 |
Phrasals |
bir işe/çalışmaya (bir şeyle) başlamak |
start off with (something) v.
|
|
498 |
Phrasals |
bir belirtiyle başlamak |
start off with (something) v.
|
|
499 |
Phrasals |
(bir şeyle) başlamak |
start off with (something) v.
|
|
500 |
Phrasals |
oyuna bir karakterle başlamak |
start off with (something) v.
|
|