|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
başlık (bir yazı/kitap bölümü vb için) |
title n.
|
|
We must bear in mind the title of and the reason for this resolution, namely the terrorist attacks in India.
Bu kararın başlığını ve nedenini, yani Hindistan'daki terörist saldırıları aklımızda tutmalıyız.
More Sentences
|
2 |
General |
yüzün bir bölümü |
feature n.
|
|
Christine's eyes are her best feature.
Christine'in gözleri yüzünün en güzel parçasıdır.
More Sentences
|
3 |
General |
(bir şeyin) büyük bölümü |
most adj.
|
|
Nor should it be forgotten that there is peace of a kind in most of Afghanistan now.
Afganistan'ın büyük bölümünde şu anda bir tür barış olduğu da unutulmamalıdır.
More Sentences
|
4 |
General |
kesilmiş bir uzvun bedende kalan bölümü |
stump n.
|
|
5 |
General |
büyük bir projenin en monoton ve sıkıcı bölümü |
scutwork n.
|
|
6 |
General |
aşınmış bir dişin ağızda kalan bölümü |
stump n.
|
|
7 |
General |
bir şeyin en üst bölümü |
hill n.
|
|
8 |
General |
karın büyük bir bölümü |
a large proportion of the profits n.
|
|
9 |
General |
ışık saçan yüzeyin her santimetrekaresi üzerindeki bir kaloriye eşit güneş radyasyonu bölümü |
langley n.
|
|
10 |
General |
bir şeyin belli bir bölümü |
party n.
|
|
11 |
General |
bir kattan merdiven sahanlığına kadar giden merdiven bölümü |
flight of steps n.
|
|
12 |
General |
bir kattan merdiven sahanlığına kadar giden merdiven bölümü |
flight of stairs n.
|
|
13 |
General |
bir şeyin alt bölümü |
underneath n.
|
|
14 |
General |
hinduizmin kutsal metinleri olan veda'ların bir bölümü |
sama-veda n.
|
|
15 |
General |
bir organın yuvarlak bölümü |
lobe n.
|
|
16 |
General |
bir şeyi yapmak için elverişli zaman bölümü |
window n.
|
|
17 |
General |
bir şeyin orta ve son bölümü |
afternoon n.
|
|
18 |
General |
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke |
narco-state n.
|
|
|
19 |
General |
bir şeyin çıkıntılı bölümü veya ucu |
neb n.
|
|
20 |
General |
dokunacın bir bölümü |
tentillum n.
|
|
21 |
General |
bir oyunun ilanı veya giriş bölümü |
banns [obsolete] n.
|
|
22 |
General |
bir şeyin şişkin bölümü |
belly n.
|
|
23 |
General |
(bir şeyin) küçük bir bölümü |
bit [scotland] n.
|
|
24 |
General |
bir parçanın noktasız bölümü |
blank n.
|
|
25 |
General |
bir mağazanın çarşaf ve havlu gibi keten veya pamuktan yapılmış ev eşyalarının satıldığı bölümü |
manchester n.
|
|
26 |
General |
bir mağazanın 38 ila 44 bedenlerinde kadın kıyafeti satan bölümü |
woman's n.
|
|
27 |
General |
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı |
meals on wheels [uk] n.
|
|
28 |
General |
uzun bir seyahatin bir bölümü |
meander n.
|
|
29 |
General |
bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı |
middle n.
|
|
30 |
General |
yayınevinin çok satmayan kitapları içeren listesinin bir bölümü |
mid-list n.
|
|
31 |
General |
kesiksiz olarak numaralandırılmış veya derecelendirilmiş serinin bir bölümü |
bracket n.
|
|
32 |
General |
at ve benzeri hayvanların arka bacağının bir bölümü |
gaskin n.
|
|
33 |
General |
ritmin bir bölümü |
rhythm n.
|
|
34 |
General |
kriket sahasının bir bölümü |
ground n.
|
|
35 |
General |
aşırı dolu bir mekanın boşluk olmayan bölümü |
overflow n.
|
|
36 |
General |
bir ilçenin ücra ve çorak bölümü |
gore n.
|
|
37 |
General |
arka kısmında bagaj bölümü olan, geniş ve kapalı bir tür fayton |
concord n.
|
|
38 |
General |
arka kısmında bagaj bölümü olan, geniş ve kapalı bir tür fayton |
concord coach n.
|
|
|
39 |
General |
sergi veya müzenin belirli bir sergiye ayrılan bölümü |
court n.
|
|
40 |
General |
yaşam yolculuğunun özel bir bölümü |
pilgrimage n.
|
|
41 |
General |
üst baskısı veya tasarımının bir bölümü tersine çevrilmiş damga |
invert n.
|
|
42 |
General |
gösterinin bir bölümü |
item n.
|
|
43 |
General |
kitap kapağının belirli bir çerçeveye alınmış bölümü |
panel n.
|
|
44 |
General |
her bir bölümü madde ile dolu olan boşluk |
plenum n.
|
|
45 |
General |
belirli bir işlevin merkezi olan vücut bölümü |
seat n.
|
|
46 |
General |
bir şeyin taban bölümü |
seat n.
|
|
47 |
General |
siuların bir bölümü oluşturan topluluk |
sihasapa n.
|
|
48 |
General |
yeni doğmuş bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü |
sillyhow [scotland] n.
|
|
49 |
General |
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
|
new installment n.
|
|
50 |
General |
okuyucuları/izleyicileri bir nesne veya olay hakkında merak içerisinde bırakarak bir sonraki bölümü okumalarını/izlemelerini sağlamak amacıyla kullanılan hikaye anlatım tekniği |
mystery box n.
|
|
51 |
General |
(atın göğüs bölümü için kullanılan) gösterişli bir at zırhı |
poitrel n.
|
|
52 |
General |
bir şeyin bir bölümü |
somedeal n.
|
|
53 |
General |
bilgisayar veri tabanının bir kimse tarafından kullanılan bölümü |
subschema n.
|
|
54 |
General |
tedarik zincirinin bir bölümü |
supply n.
|
|
55 |
General |
(kıyafet) bir bölümü kapatmak |
ride v.
|
|
56 |
General |
baskı yüzeyindeki bir bölümü oyarak silmek |
grave v.
|
|
57 |
General |
kolun bir bölümü desteklemek |
oxter [scotland] v.
|
|
58 |
General |
(filmden) kısa bir bölümü çıkarmak |
clip v.
|
|
59 |
General |
(bölümü, süreci) bir diğerine denk getirmek |
phase v.
|
|
60 |
General |
(belirli bir bölümü bulmak için) dikkatle araştırmak |
sieve v.
|
|
61 |
General |
(bir bölümü) kol olarak yerleştirmek |
sleeve v.
|
|
62 |
General |
önemli bir bölümü |
a considerable part of adj.
|
|
63 |
General |
önemli bir bölümü |
a substantial part of adj.
|
|
64 |
General |
önemli bir bölümü |
a significant part of adj.
|
|
65 |
General |
önemli bir bölümü |
a major part of adj.
|
|
66 |
General |
hatırı sayılır bir bölümü |
a considerable part of adj.
|
|
67 |
General |
önemli bir bölümü |
considerable part of adj.
|
|
68 |
General |
bir bölümü kesilmiş veya çıkarılmış |
voided adj.
|
|
69 |
General |
bir bölümü kabuklu |
semi crustaceous adj.
|
|
70 |
General |
bir bölümü kabuklu |
semicrustaceous adj.
|
|
71 |
General |
bir bölümü kel |
semibald adj.
|
|
72 |
General |
bir bölümü kuruyan |
semidrying adj.
|
|
73 |
General |
bir bölümü taşa dönmüş |
semilapidified adj.
|
|
74 |
General |
bir bölümü cilalanmış |
semilustrous adj.
|
|
75 |
General |
(bitkinin bir bölümü) diğer organın üzerinde yer alan |
superior adj.
|
|
76 |
General |
vücudun belirli bir bölgesi veya bölümü anlamını veren bir son ek |
-soma suf.
|
|
Phrases |
|
77 |
Phrases |
bir bölümü olarak |
as a part of expr.
|
|
Colloquial |
|
78 |
Colloquial |
büyük bir bölümü/kısmı |
in good part expr.
|
|
|
79 |
Colloquial |
büyük bir bölümü/kısmı |
in large part expr.
|
|
Idioms |
|
80 |
Idioms |
bir konunun belirsiz bölümü |
grey area n.
|
|
81 |
Idioms |
bir yerin en kötü/çekilmez bölümü |
armpit of (somewhere) n.
|
|
82 |
Idioms |
bir şeyin büyük bir bölümü |
best part of something n.
|
|
83 |
Idioms |
bir şeyin yalnızca bir bölümü |
the half of it n.
|
|
84 |
Idioms |
(bir şeyin/yerin) kusurlu yeri/bölümü |
the sick man of (something or somewhere) n.
|
|
85 |
Idioms |
(bir yerin) en kötü/çekilmez bölümü |
the armpit of (some place) n.
|
|
86 |
Idioms |
gündelik işin bir bölümü |
all in a day's work expr.
|
|
Trade/Economic |
|
87 |
Trade/Economic |
şık bir barın yemek servis edilen bölümü |
diner n.
|
|
88 |
Trade/Economic |
(arazi, karın bir bölümü) belirli amaç doğrultusunda kenara ayrılan şey |
set-aside n.
|
|
Law |
|
89 |
Law |
bir belgenin hükümlerinin nedenini anlatan tanıtıcı giriş bölümü |
introductory recitals n.
|
|
90 |
Law |
abd'de bir adli yargı bölümü |
circuit n.
|
|
Politics |
|
91 |
Politics |
(hindistan) bir bölgenin alt bölümü |
taluk n.
|
|
92 |
Politics |
(hindistan) bir bölgenin alt bölümü |
taluka n.
|
|
93 |
Politics |
(hindistan) bir bölgenin alt bölümü |
talooka n.
|
|
94 |
Politics |
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü |
ss (secret service) n.
|
|
Institutes |
|
95 |
Institutes |
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü |
united states secret service n.
|
|
96 |
Institutes |
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü |
us secret service n.
|
|
97 |
Institutes |
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü |
usss (united states secret service) n.
|
|
Insurance |
|
98 |
Insurance |
liste muhtelif detayların belirtildiği poliçenin bir bölümü |
schedule n.
|
|
Media |
|
99 |
Media |
çevrimiçi olarak izlenebilen veya indirilebilen bir televizyon programı bölümü |
webisode n.
|
|
100 |
Media |
bir serinin (film, kitap, video oyunu) çıkacak yeni bölümü |
next installment n.
|
|
101 |
Media |
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü |
next installment n.
|
|
Technical |
|
102 |
Technical |
dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratör |
integrated drive generator n.
|
|
103 |
Technical |
(titreşim kaynağı ile sistemin bir bölümü arasında) transdüser işlevi gören cihaz |
pickup n.
|
|
104 |
Technical |
bir bölümü kalkerli |
semicalcareous n.
|
|
105 |
Technical |
belirli bir alanda çalışan (makine bölümü) |
positive adj.
|
|
106 |
Technical |
(toprağın) dörtte bir bölümü |
qs (quarter section) abrev.
|
|
107 |
Technical |
ışık saçan yüzeyin her santimetrekaresi üzerindeki bir kaloriye eşit güneş radyasyonu bölümü |
ly (langley) abrev.
|
|
Computer |
|
108 |
Computer |
alanın herhangi bir bölümü |
any part of field n.
|
|
109 |
Computer |
bir klavyenin sayısal bölümü |
numeric section of a keyboard n.
|
|
110 |
Computer |
(elektronik çizelge uygulamasında) çalışma kitabının bir bölümü |
work sheet n.
|
|
111 |
Computer |
(elektronik çizelge uygulamasında) çalışma kitabının bir bölümü |
worksheet n.
|
|
112 |
Computer |
herhangi bir noktada bırakılarak geri dönülebilen bilgisayar programı bölümü |
co-routine n.
|
|
113 |
Computer |
(web tasarımında) temiz bir URL'nin görüntülenen kaynak ismini içeren son bölümü |
slug n.
|
|
Television |
|
114 |
Television |
çevrimiçi olarak izlenebilen veya indirilebilen bir televizyon programı bölümü |
webisode n.
|
|
Textile |
|
115 |
Textile |
sandalet ile giyilen ayak başparmağı için ayrı bir bölümü olan kalın tabanlı bir japon çorabı |
tabi n.
|
|
116 |
Textile |
sandalet ile giyilen ayak başparmağı için ayrı bir bölümü olan kalın tabanlı bir japon çorabı |
tabis n.
|
|
Architecture |
|
117 |
Architecture |
pencerenin bir bölümü |
day n.
|
|
Construction |
|
118 |
Construction |
bir duvarın destek bölümü |
foundation n.
|
|
Woodworking |
|
119 |
Woodworking |
bir kütüğün kısa ve yuvarlak bir bölümü |
bolt n.
|
|
Automotive |
|
120 |
Automotive |
bir elektrik devresindeki alternatif geçiş bölümü |
shunt n.
|
|
Transportation |
|
121 |
Transportation |
yolculuğun farklı bir bölümü için başka araca aktarma yapmak |
connect v.
|
|
Aeronautic |
|
122 |
Aeronautic |
bir uçağın dengesini sağlayan kanat bölümü |
aileron n.
|
|
123 |
Aeronautic |
bir havaalanının meşru ziyaretçilere açık kısmı gümrük ve diğer kontrollerden önce gelen bölümü |
landside n.
|
|
124 |
Aeronautic |
dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektr |
integrated drive generator n.
|
|
Marine |
|
125 |
Marine |
ambar ağzının bir bölümü |
coursey n.
|
|
126 |
Marine |
bir gemiye ait düz kıç bölümü |
square stern n.
|
|
127 |
Marine |
(bir teknede) kıç bölümü |
sternsheet n.
|
|
Medical |
|
128 |
Medical |
kalbin kulakçık diye adlandırılan bir bölümü |
atrium n.
|
|
129 |
Medical |
yoğun bakım ünitesi ile servis yatakları arasındaki seviyede sağlık hizmeti veren bir hastane bölümü |
step-down unit n.
|
|
130 |
Medical |
tek bir somitten türeyip tek bir spinal sinir bölümü ile donatılmış kas veya kas grubu |
myotome n.
|
|
131 |
Medical |
onikiparmak bağırsağı ile bağırsak yolunun başka bir bölümü arasında ameliyatla kanal oluşturma |
duodenoenterostomy n.
|
|
132 |
Medical |
onikiparmak bağırsağı ile bağırsak yolunun başka bir bölümü arasında ameliyatla kanal oluşturma |
duodenostomy n.
|
|
133 |
Medical |
bir bölümü katlayıp diğerine tutturma |
plication n.
|
|
134 |
Medical |
(kalp kasının bir bölümü) önceden uyarmak |
pre-excite v.
|
|
135 |
Medical |
bir birimin bölümü ile ilgili |
fractional adj.
|
|
Anatomy |
|
136 |
Anatomy |
doğum esnasında bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü |
caul n.
|
|
137 |
Anatomy |
belirli bir görevi olan hücre bölümü |
organelle n.
|
|
138 |
Anatomy |
iki akciğer arasında yer alan plevral doku gibi bir organın veya boşluğun iki bölümü arasındaki zar |
mediastinum n.
|
|
139 |
Anatomy |
omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü |
dorsal column n.
|
|
140 |
Anatomy |
omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü |
dorsal horn n.
|
|
141 |
Anatomy |
omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü |
posterior column n.
|
|
142 |
Anatomy |
omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü |
posterior horn n.
|
|
143 |
Anatomy |
daha büyük bir yapının herhangi bir bölümü |
part n.
|
|
144 |
Anatomy |
(omurgalılarda) göğüs kemiğinin bir bölümü |
sternebra n.
|
|
145 |
Anatomy |
kulak kolumellasının bir bölümü ile ilgili |
infrastapedial adj.
|
|
Physiology |
|
146 |
Physiology |
vücut fizyolojisi veya nörolojisinin bir yetenek veya bozukluğu belirleyen bölümü |
wiring n.
|
|
147 |
Physiology |
vücut fizyolojisi veya nörolojisinin bir yetenek veya bozukluğu kontrol eden bölümü |
wiring n.
|
|
148 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localisation n.
|
|
149 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localisation of function n.
|
|
150 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localisation principle n.
|
|
151 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localization principle n.
|
|
152 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localization n.
|
|
153 |
Physiology |
belirli işlevlerin vücudun belirli bir bölümü veya organındaki yerlerle sınırlı olduğu ilkesi |
localisation n.
|
|
154 |
Physiology |
beyin zarının presantral girus ile postsantral girusu içerip duyusal ve motor işlevlerini bir araya getiren bölümü |
sensorimotor area n.
|
|
155 |
Physiology |
beyin zarının presantral girus ile postsantral girusu içerip duyusal ve motor işlevlerini bir araya getiren bölümü |
sensorimotor region n.
|
|
Optics |
|
156 |
Optics |
yansıtıcılığı yüksek bir ayna ile kısmen yansıtıcı bir aynadan oluşan lazer bölümü |
optical resonator n.
|
|
Printing |
|
157 |
Printing |
basımda bir bölümü ya da başlangıcını belirten karakter |
section n.
|
|
Statistics |
|
158 |
Statistics |
bir durumun ortalama gerçekleşme sayısının gerçekleşebilme sayısının ortalamasına bölümü |
base rate n.
|
|
Physics |
|
159 |
Physics |
bir katot ışını tüpünün fosforlu ekranını taşıyan bölümü |
faceplate n.
|
|
Biology |
|
160 |
Biology |
doğum esnasında bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü |
veil n.
|
|
161 |
Biology |
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı |
class deuteromycetes n.
|
|
162 |
Biology |
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı |
deuteromycetes n.
|
|
163 |
Biology |
hücre protoplazmının bir bölümü |
idioplasma n.
|
|
164 |
Biology |
kahverengi kabarık fertil bölümü ve pembe oluklu sapı olan bir mantar |
round-spored gyromitra n.
|
|
165 |
Biology |
kahverengi kabarık fertil bölümü ve pembe oluklu sapı olan bir mantar |
gyromitra sphaerospora n.
|
|
166 |
Biology |
bir bölümdeki eksikliği başka bölümü fazladan geliştirerek dengeleme |
compensation n.
|
|
167 |
Biology |
meme ucuna benzer küçük çıkıntılı bir vücut bölümü |
papilla n.
|
|
168 |
Biology |
(memelilerde) alt sınıfın alt bölümü olan bir taksonomik grup |
cohort n.
|
|
169 |
Biology |
(bitkilerde) alt familyanın alt bölümü olan bir taksonomik grup |
cohort n.
|
|
170 |
Biology |
endodermin epiblastın iç yüzeyinde küçük bir disk gibi göründüğü blastoderm bölümü |
gastrodisc n.
|
|
171 |
Biology |
omurganın kaburgayı veya benzer işleve sahip bir bölümü oluşturan uzantısı |
pleurapophysis n.
|
|
172 |
Biology |
hücreleri primordium içerisindeki tek bir hücreden türetilen organ bölümü |
segment n.
|
|
173 |
Biology |
eklem bacaklı uzvunun herhangi bir bölümü |
podomere n.
|
|
174 |
Biology |
bir organizmanın üreme hücreleri dışındaki bölümü |
soma n.
|
|
175 |
Biology |
bir bölümü kesilmiş şekilde |
abrupt adj.
|
|
176 |
Biology |
(içi boş organ) bir bölümü başka bölümünün içine doğru çekilmiş |
invaginate adj.
|
|
177 |
Biology |
(bitkinin bir bölümü veya organı) bağımsız |
solitary adj.
|
|
178 |
Biology |
(bitkinin bir bölümü veya organı) tek |
solitary adj.
|
|
179 |
Biology |
(bitkinin bir bölümü veya organı) basit |
solitary adj.
|
|
180 |
Biology |
alt bacak bölümü çıkıntısı anlamına gelen bir ön ek |
pectin- pref.
|
|
181 |
Biology |
alt bacak bölümü çıkıntısı anlamına gelen bir ön ek |
pectini- pref.
|
|
Marine Biology |
|
182 |
Marine Biology |
delikliler şubesinin küçük delikli kabuklara sahip yosunları da içeren bir bölümü |
perforata n.
|
|
183 |
Marine Biology |
batı hint adaları ve florida'ya özgü, sarı kafalı ve kuyruklu, vücudunun orta bölümü siyah olan bir balık |
black angel (holacanthus tricolor) n.
|
|
184 |
Marine Biology |
hidraları içeren bir hydroidea bölümü |
gymnochroa n.
|
|
Astronomy |
|
185 |
Astronomy |
gökyüzünün belirli bir gökcismi ile birlikte ufkun altına inen bölümü |
descension n.
|
|
186 |
Astronomy |
bir güneş gününün yirmi dört saatlik bölümü |
solar hour n.
|
|
Zoology |
|
187 |
Zoology |
taraklıların bir bölümü olup, uzun kurdelevari bir yapıya sahip olan bağırsak kurdu |
taeniata n.
|
|
188 |
Zoology |
tulumlular alt şubesinin bir bölümü |
tethyodea n.
|
|
189 |
Zoology |
tulumlular alt şubesinin bir bölümü |
tethioidea n.
|
|
190 |
Zoology |
gevişgetirenler alttakımının yaban geyiği ve soyu tükenmiş diğer hayvanları içeren bir bölümü |
tragulina n.
|
|
191 |
Zoology |
avustralya ve yeni gine dikenli karıncayiyenini de içine alan tekdeliklilerin bir bölümü |
tachyglossa n.
|
|
192 |
Zoology |
bazı kabuklularda iç iskelet uzantısının bir bölümü |
endopleurite n.
|
|
193 |
Zoology |
gövdesi bölümlenmiş hayvanın tek bir bölümü |
zoonite n.
|
|
194 |
Zoology |
gövdesi bölümlenmiş hayvanın tek bir bölümü |
zoonule n.
|
|
195 |
Zoology |
kabuklu hayvanların bir bölümü |
gnathostoma n.
|
|
196 |
Zoology |
bir gastropod bölümü |
gymnoglossa n.
|
|
197 |
Zoology |
yassı solucanların yumurta kanalının bir bölümü |
ootype n.
|
|
Botanic |
|
198 |
Botanic |
mantar, alg ve liken gibi çiçek açmayan bitkileri içeren büyük bir bitki sınıfı/bölümü |
thallogen n.
|
|
199 |
Botanic |
(eski sınıflandırmada) mantar, alg ve liken gibi çiçek açmayan bitkileri içeren büyük bir bitki sınıfı/bölümü |
thallophyta n.
|
|
200 |
Botanic |
(eski sınıflandırmada) mantar, alg ve liken gibi çiçek açmayan bitkileri içeren büyük bir bitki sınıfı/bölümü |
thallophyte [obsolete] n.
|
|
201 |
Botanic |
(yaprak dizilişinde) bir bitki bölümü ve bitişiğinde yer alan bölüme ait kıvrım |
cycle n.
|
|
202 |
Botanic |
yapraklarının yüzen bölümü yeşil, alt bölümü kırmızı olan bir su bitkisi |
water shield n.
|
|
203 |
Botanic |
zincir selüloz moleküllerinin paralel uzandığı bitki hücresi duvarının herhangi bir bölümü |
crystallite n.
|
|
204 |
Botanic |
yumuşak üst bölümü toprağa gömülü bir yertopu mantarı |
scleroderma flavidium n.
|
|
205 |
Botanic |
yumuşak üst bölümü toprağa gömülü bir yertopu mantarı |
star earthball n.
|
|
206 |
Botanic |
tek bir yapraksı bölümü olan |
unifoliate adj.
|
|
207 |
Botanic |
yaprağa benzeyen tek bir bölümü olan |
unifoliate adj.
|
|
208 |
Botanic |
yapı veya işlev olarak başka bir bölüme benzeyen (bitki bölümü) |
simulant adj.
|
|
Agriculture |
|
209 |
Agriculture |
mera veya otlak bitkilerinin sınırlı bir süre için otlanılabilecek bölümü |
break n.
|
|
Apiculture |
|
210 |
Apiculture |
dilin bir bölümü |
lacinia n.
|
|
211 |
Apiculture |
iğnenin bir bölümü |
quadrate plate n.
|
|
Social Sciences |
|
212 |
Social Sciences |
kafkas ırklarının daha açık renkli üyelerden oluşan bir bölümü |
xanthochroi n.
|
|
213 |
Social Sciences |
peru'da yunka halkının bir alt bölümü |
chincha n.
|
|
Education |
|
214 |
Education |
farklı bir bölümü kendi bünyesinde barındıran fakülte |
hosting faculty n.
|
|
215 |
Education |
mastır başvurularında öğrencilerin ilgili bölümü tercih etme nedenlerini açıkladıkları bir tür niyet yazısı |
statement of purpose n.
|
|
216 |
Education |
bölümü dışında ve aktif katılmadığı bir ders alan öğrenci |
auditor [australia/us/canada] n.
|
|
Literature |
|
217 |
Literature |
üçlü bir kasidenin ikinci bölümü |
antistrophe n.
|
|
History |
|
218 |
History |
eski lakonia'da bir klanın alt bölümü |
obe n.
|
|
219 |
History |
eski lakonia'da bir kabilenin alt bölümü |
obe n.
|
|
220 |
History |
palestranın belirli bir bölümü |
conistra n.
|
|
221 |
History |
roma imparatorluğu'nun yönettiği italyan şehirlerinde halkın veya senatonun bir bölümü |
curia n.
|
|
Archaeology |
|
222 |
Archaeology |
insan vücudunun fosilleşmiş bir bölümü |
anthropolite n.
|
|
Religious |
|
223 |
Religious |
hinduizmin kutsal metinleri olan vedalar'ın bir bölümü |
rigveda n.
|
|
224 |
Religious |
hinduizmin kutsal metinleri olan vedalar'ın bir bölümü |
rig veda n.
|
|
225 |
Religious |
rigveda'nın bir bölümü |
mandala n.
|
|
226 |
Religious |
kısa bir şükür duası okunan ayin bölümü |
brachah n.
|
|
227 |
Religious |
kısa bir şükür duası okunan ayin bölümü |
brocho n.
|
|
228 |
Religious |
(doğu ortodoks kilisesi'nde) takvimsel olarak gruplandırışmış ilahi derlemelerinin her bir bölümü |
menaion n.
|
|
229 |
Religious |
büyük bir metnin ana bölümü |
book n.
|
|
230 |
Religious |
tespihin bir bölümü |
decade n.
|
|
231 |
Religious |
(roma katolik kilisesi'nde) törenler, yasal ve idari sorunlar, inanç ve ahlak sorunları gibi dini konuları inceleyen bir papalık mahkemesi bölümü |
roman congregation n.
|
|
Environment |
|
232 |
Environment |
plajların önemli bir bölümü oluşturan ufak deniz kabuğu parçaları |
shell sand n.
|
|
233 |
Environment |
bir alanın genellikle yüzde ile ifade edilen karla kaplı bölümü |
snow cover n.
|
|
Geography |
|
234 |
Geography |
niagara şelalelerinin ontario'da bulunan bir bölümü |
canadian falls n.
|
|
235 |
Geography |
niagara şelalelerinin ontario'da bulunan bir bölümü |
horseshoe falls n.
|
|
236 |
Geography |
kolorado platosunun bir bölümü |
uncompahgre plateau n.
|
|
237 |
Geography |
panama kanalı'nın bir bölümü |
gaillard cut n.
|
|
238 |
Geography |
normandiya'nın bir bölümü |
lower-normandy n.
|
|
239 |
Geography |
washington şehrinin bir bölümü |
georgetown n.
|
|
240 |
Geography |
leicestershire'ın bir bölümü olan ilçe |
rutland n.
|
|
241 |
Geography |
leicestershire'ın bir bölümü olan ilçe |
rutlandshire n.
|
|
242 |
Geography |
rocky dağları'nın bir bölümü |
sawatch n.
|
|
243 |
Geography |
pasifik okyanusu'nun bir bölümü |
flores sea n.
|
|
244 |
Geography |
denizin belirli bir bölümü |
sea n.
|
|
245 |
Geography |
bitterroot sıradağları'nın bir bölümü |
beaverhead mountains n.
|
|
Geology |
|
246 |
Geology |
yerkabuğunun topyekün hareket eden sert ve büyük bir bölümü veya kütlesi |
massif n.
|
|
Military |
|
247 |
Military |
mançu ordusunun kendi ayrı flaması olan temel bir bölümü |
banner n.
|
|
248 |
Military |
moğol kabilelerinin askeri bir alt bölümü |
banner n.
|
|
249 |
Military |
mirv füze yükünün bir bölümü |
bus n.
|
|
250 |
Military |
kıyı şeridinin alay çıkarma timi gibi büyüklükteki bir birliğin çıkarma hücumu için yeterli ve kullanılabilir bölümü |
colored beach n.
|
|
251 |
Military |
çift taraflı kuşatmanın bir bölümü |
pincer n.
|
|
Art |
|
252 |
Art |
geleneksel bir macar halk dansı olan csardas'ın yavaş bölümü |
lassu n.
|
|
253 |
Art |
bir bölümü süslenen |
parcel-gilt adj.
|
|
Music |
|
254 |
Music |
ortaçağda çoksesli olarak söylenen koro müziğinin bir bölümü |
cantus n.
|
|
255 |
Music |
(bir orkestrada) üflemeli çalgılar bölümü |
brass section n.
|
|
256 |
Music |
(bir orkestrada) nefesli çalgılar bölümü |
brass section n.
|
|
257 |
Music |
bastan yüksek tenörden alçak bir ses bölümü |
baritone n.
|
|
258 |
Music |
32 ölçülük bir pop şarkısının diğer bölümlere kontrast yapan üçüncü 8 ölçülük bölümü |
middle eight n.
|
|
259 |
Music |
genellikle eşlik edilen tek bir vokal bölümü bulunan müzik |
monophonic music n.
|
|
260 |
Music |
(operada) ritim ve ölçüleri birbirine karıştırarak karşıtlık oluşturmak üzere tasarlanmış bir müzik bölümü |
imbroglio n.
|
|
261 |
Music |
bastan tiz tenörden pes olan bir ses bölümü |
baritone n.
|
|
262 |
Music |
belirli bir bölümü koro halinde seslendirilen müzikal eser |
semichorus n.
|
|
263 |
Music |
orkestranın veya koronun bir bölümü tarafından icra edilecek olan solo parçayı oluşturan |
soli adj.
|
|
264 |
Music |
(bir müzik bölümü) yumuşak bir şekilde çalınan |
sordamente adj.
|
|
265 |
Music |
(bir müzik bölümü) hafif bir şekilde çalınan |
sordamente adj.
|
|
Photography |
|
266 |
Photography |
bir bölümü ışık geçmeyecek şekilde maskelenmiş fotoğraf negatifi |
blockout n.
|
|
Librarianship |
|
267 |
Librarianship |
basılı veya yazılı eserin bir bölümü |
page n.
|
|
Bookbindery |
|
268 |
Bookbindery |
ciltli kitapta bir bölümü güçlendiren veya serbest hareketini sağlayan yapı |
hinge n.
|
|
269 |
Bookbindery |
bir bölümü sonrakine dikmek |
overcast v.
|
|
Printery |
|
270 |
Printery |
basılı eserin ayrı yayınlanan her bir bölümü |
fascicule n.
|
|
271 |
Printery |
önceden bir bölümü bastırmak |
preprint v.
|
|
Archaic |
|
272 |
Archaic |
dünyanın belirli bir bölümü |
earth n.
|
|
Engineering |
|
273 |
Engineering |
harita veya krokinin aynı seride bulunan diğer bir harita veya kroki ile örtüşen bölümü |
overlap n.
|
|
Ornithology |
|
274 |
Ornithology |
geniş gagalı, sert ve dik tüylü, erkeğinin gövdesinin üst bölümü kırmızımsı kahverengi olan bir amerikan ördeği |
blackjack (oxyura jamaicensis rubida) n.
|
|
Entomology |
|
275 |
Entomology |
kınkanatlılar takımının biri ilkel olan dört tarsal eklemli böceklerden oluşan bir bölümü |
tetramera n.
|
|
276 |
Entomology |
kınkanatlılar takımının biri ilkel olan dört tarsal eklemli böceklerden oluşan bir bölümü |
pseudotetramera n.
|
|
277 |
Entomology |
böcek gövdesinin alt kısmının bir bölümü |
urite n.
|
|
278 |
Entomology |
zarkanatlıların bir bölümü |
urocerata n.
|
|
279 |
Entomology |
böcek gövdesinin alt kısmının bir bölümü |
uromere n.
|
|
280 |
Entomology |
pul kanatlıların kelebekleri de içine alan bir bölümü |
diurna n.
|
|
281 |
Entomology |
kınkanatlıların bir bölümü |
pentamera n.
|
|