interfere

Sens de "interfere" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 16 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	interfere v.	müdahale etmek
I am not going to interfere, however. Ancak buna müdahale etmeyeceğim. More Sentences
General
2	General	interfere v.	müdahale etmek
I am not going to interfere, however. Ancak buna müdahale etmeyeceğim. More Sentences
3	General	interfere v.	engellemek
These interfering noises often come from people who are thinking only of their own situation, of their own country. Bu engelleyici sesler genellikle sadece kendi durumlarını, kendi ülkelerini düşünen insanlardan gelir. More Sentences
4	General	interfere v.	karışmak
My mother always feels the urge to interfere in others' affairs. Annem hep başkalarının işlerine karışma arzusu duyuyor. More Sentences
Law
5	Law	interfere v.	müdahale etmek
I am not going to interfere, however. Ancak buna müdahale etmeyeceğim. More Sentences
Technical
6	Technical	interfere v.	engellemek
These interfering noises often come from people who are thinking only of their own situation, of their own country. Bu engelleyici sesler genellikle sadece kendi durumlarını, kendi ülkelerini düşünen insanlardan gelir. More Sentences
7	Technical	interfere v.	karışmak
My mother always feels the urge to interfere in others' affairs. Annem hep başkalarının işlerine karışma arzusu duyuyor. More Sentences
8	Technical	interfere v.	müdahale etmek
I am not going to interfere, however. Ancak buna müdahale etmeyeceğim. More Sentences
General
9	General	interfere v.	girişmek
10	General	interfere v.	araya girmek
11	General	interfere v.	dokunmak
12	General	interfere v.	parazit yapmak
13	General	interfere v.	çatışmak
14	General	interfere v.	karışmak (birisinin işine vb)
15	General	interfere v.	yoluna çıkmak
16	General	interfere v.	burnunu sokmak

Sens de "interfere" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 36 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	interfere in v.	müdahale etmek
The directive does not intend to interfere in the way Member States organise their pension systems. Direktif, Üye Devletlerin emeklilik sistemlerini düzenleme biçimlerine müdahale etme niyetinde değildir. More Sentences
2	General	interfere in v.	karışmak
The Union has no right to interfere in the internal affairs of a sovereign country such as the Russian Federation. Birliğin, Rusya Federasyonu gibi egemen bir ülkenin içişlerine karışma hakkı yoktur. More Sentences
3	General	interfere with v.	engel olmak
Don't let that girl interfere with your studies. O kızın çalışmalarınıza engel olmasına izin verme. More Sentences
4	General	interfere with v.	engellemek
Amendment No 6 would interfere with the proper implementation of the programme. Değişiklik No 6, programın düzgün bir şekilde uygulanmasını engelleyecektir. More Sentences
Phrasals
5	Phrasals	interfere with v.	karışmak
Don't interfere with my studying. Ders çalışmama karışma. More Sentences
6	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeye) müdahale etmek
I believe it is right for the proposal on the Union's powers not to interfere with the systems of the individual States. Birliğin yetkilerine ilişkin teklifin tek tek Devletlerin sistemlerine müdahale etmemesinin doğru olduğuna inanıyorum. More Sentences
General
7	General	interfere with v.	ile çatışmak
8	General	interfere with v.	tecavüz etmek
9	General	interfere with v.	ilişmek
10	General	interfere with v.	ırzına geçmek
11	General	interfere in v.	burnunu sokmak
12	General	not to interfere v.	açık durmak
13	General	interfere in v.	söze karışmak
14	General	not interfere in the internal affairs v.	içişlerine karışmamak
15	General	not interfere in the internal affairs v.	içişlerine müdahale etmemek
16	General	interfere in the internal affairs v.	iç işlerine karışmak
17	General	interfere with v.	çakışmak
Phrasals
18	Phrasals	interfere with v.	ellemek
19	Phrasals	interfere with v.	ilişmek
20	Phrasals	interfere in (something) v.	(bir şeye) müdahale etmek
21	Phrasals	interfere in (something) v.	(bir şeye) burnunu sokmak
22	Phrasals	interfere in (something) v.	(bir şeye) karışmak
23	Phrasals	interfere in (something) v.	(bir şeyi) engellemek
24	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeye) burnunu sokmak
25	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeye) karışmak
26	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeyi) engellemek
27	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeyi) kurcalamak
28	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeyle) oynamak
29	Phrasals	interfere with (something) v.	(bir şeyi) ellemek
Idioms
30	Idioms	interfere in v.	her işe burnunu sokmak
31	Idioms	interfere with v.	ırzına geçmek
32	Idioms	interfere with v.	tecavüz etmek
33	Idioms	interfere in v.	üzerine düşmeyen işe karışmak
34	Idioms	interfere with expr.	saldırmak
Speaking
35	Speaking	don't meddle/interfere in this expr.	bu işe sen karışma
36	Speaking	don't interfere expr.	otur oturduğun yerde