kendine yeten - Turc Anglais Dictionnaire

kendine yeten

Sens de "kendine yeten" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendine yeten self-sufficient adj.
They are calling for quotas to be abolished, at least for products in which the European Union is not self-sufficient.
En azından Avrupa Birliği'nin kendine yeterli olmadığı ürünler için kotaların kaldırılmasını istiyorlar.

More Sentences
kendine yeten self sufficient adj.
kendine yeten self-contain adj.
kendine yeten self-contained adj.
kendine yeten closed adj.
kendine yeten intrinsic adj.
kendine yeten self-sufficing adj.
Law
kendine yeten self contained adj.
British Slang
kendine yeten sussed adj.

Sens de "kendine yeten" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendi kendine yeten self sufficient adj.
A country without enough labour force cannot be self sufficient.
Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yetemez.

More Sentences
Agriculture
kendi kendine yeten self-sufficient adj.
This approach must include the guarantee of a dignified, independent, self-sufficient lifestyle.
Bu yaklaşım, onurlu, bağımsız ve kendi kendine yetebilen bir yaşam tarzının garanti altına alınmasını içermelidir.

More Sentences
General
kendi kendine yeten birimlerle veya bölümlerle inşa edilmiş şey modular n.
memleketin taarruzdan korunmuş, ekonomik ve politik bakımdan kendine yeten iç kısımları heartland n.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek hypostasize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek hypostasise v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek hypostatise v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak hypostatise v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek hypostatise v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak hypostatise v.
kendi kendine yeten self contained adj.
kendi kendine yeten self supporting adj.
bir şeyde kendi kendine yeten self-sufficient in something adj.
kendi kendine yeten self-sustained adj.
kendi kendine yeten self-supporting adj.
kendi kendine yeten self-contained adj.
kendi kendine yeten complacent adj.
kendi kendine yeten self-sustaining adj.
kendi kendine yeten self-centered adj.
kendi kendine yeten self-content adj.
Trade/Economic
kendi kendine yeten closed adj.
Law
kendi kendine yeten ülke autarky n.
kendi kendine yeten self contained adj.
Politics
kendi kendine yeten millet self sufficient nation n.
kendi kendine yeten autarchic adj.
Computer
yazılım sisteminin kendine yeten ve tanımlanabilir bileşeni object n.
Lighting
kendi kendine yeten bir güç kaynağıyla aydınlanan autophanous adj.
Social Sciences
kendine yeten çocuklar free-range kids n.