tanım - Turc Anglais Dictionnaire

tanım

Sens de "tanım" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tanım definition n.
What is your definition of "flexible working hours"?
Sizin "esnek çalışma saatleri" tanımınız nedir?

More Sentences
tanım description n.
These standards must be laid down in the description of the product.
Bu standartlar ürünün tanımında belirtilmelidir.

More Sentences
General
tanım description n.
Furthermore, the staff representatives at the AZF plant vigorously repudiate the description of a sink-factory.
Ayrıca, AZF tesisindeki personel temsilcileri lavabo fabrikası tanımını şiddetle reddetmektedir.

More Sentences
tanım definition n.
That is why the committee agreed, by a majority, on a definition that refers to 'major disasters'.
Bu nedenle komite, 'büyük felaketlere' atıfta bulunan bir tanım üzerinde çoğunlukla mutabık kalmıştır.

More Sentences
tanım account n.
Your account of the accident corresponds with the driver's.
Kaza tanımın sürücününkine uyuyor.

More Sentences
Technical
tanım definition n.
The regulation contains no definition of terrorism, terrorists or terror organisations whatsoever.
Yönetmelikte terörizm, teröristler ya da terör örgütlerine ilişkin herhangi bir tanım yer almamaktadır.

More Sentences
Computer
tanım description n.
I think it is clear that, this year, we have a detailed description of all the agencies involved in each action.
Bu yıl, her bir eylemde yer alan tüm kurumların ayrıntılı bir tanımına sahip olduğumuzun açık olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
Linguistics
tanım definition n.
That would be difficult with a more general definition of the public.
Bu, daha genel bir kamu tanımı ile zor olacaktır.

More Sentences
General
tanım illustration n.
tanım diorism n.
tanım descriptio n.
tanım definement n.
tanım declaration n.
Technical
tanım identification n.
tanım way n.
Linguistics
tanım circumscription n.

Sens de "tanım" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 91 résultat(s)

Turc Anglais
General
tanım gereği by definition adv.
White Paper, by definition, is not something you can take or leave.
Beyaz Kitap, tanımı gereği, alabileceğiniz ya da bırakabileceğiniz bir şey değildir.

More Sentences
iş tanım terms of reference n.
bir tanım ile tanımlanan sözcük veya ifade definiendum n.
tanım kartı deftnition card n.
özet tanım summary description n.
kısa tanım short definition n.
kısa tanım short description n.
bir işlevin tanım bölgesi domain of a function n.
tanım kümesi domain n.
kaba tanım rough description/definition n.
açık ve belirsizliğe yer vermeyen tanım clear and unambiguous definition n.
açık ve belirsizliğe mahal vermeyen tanım clear and unambiguous definition n.
şartlı tanım stipulative definition n.
kapsamlı tanım extended definition n.
betimlemeli tanım delineation n.
ön tanım predefinition n.
eski tanım prefinition [rare] n.
tanım netliği strength n.
tanım yapmak define v.
kesin tanım getirmek pin (down) v.
hangi tanım what pron.
Idioms
ayrıntılı tarif/tanım/hesap a blow-by-blow account n.
net bir tanım olmaksızın as trees walking adv.
Trade/Economic
ayrıntılı tarif/tanım/hesap blow-by-blow description n.
ayrıntılı tarif/tanım/hesap blow-by-blow account n.
görev tanım belgesi terms of reference n.
seviye tanım yöntemi grade description method n.
bu tanım çerçevesinde ... dikkate alınmayacaktır taking no account, for the purposes of this definition, of expr.
Law
yasal tanım judicial definition n.
(genellikle parantez içinde verilen) tanım innuendo n.
Technical
banka tanım kodları bank identifier codes n.
kama tanım bölgeli wedge support n.
makro tanım macro definition n.
zaman tanım alanı metodu time history method n.
zaman tanım alanında hesap yöntemi time history analysis n.
Computer
açıklama tanım description n.
bir işlevin tanım bölgesi domain of a function n.
değer_tanım_dizisi value_def_array n.
makro tanım macrodefinition n.
sadece tanım definition only n.
tanım kümesi domain n.
tanım bilgisi etki alanı cookie domain n.
tanım kartı definition card n.
tanım listesi definition list n.
tanım ve veri definition and data n.
tanım kutusu description box n.
tanım terimi definition term n.
tanım listeleri definition lists n.
tanım bilgisi yolu cookie path n.
yinelenen veri tanım sorgusu replicable data definition query n.
tanım yok no description expr.
tanım görüntüle view definition expr.
tanım bilgilerini devre dışı bırak disable cookies expr.
yalnızca tanım definition only expr.
Informatics
tanım alanı domain n.
tanım kümesi domain n.
Automotive
tanım kodu edge code n.
Medical
duyu tabanlı tanım sensory-based description n.
Psychology
bariz tanım ostensive definition n.
döngüsel tanım circular definition n.
duyuya dayalı tanım sensory-based description n.
genetik tanım genetic description n.
işevuruk tanım operational definition n.
işlemsel tanım operational definition n.
iknaya dönük tanım persuasive definition n.
operasyonel tanım operational definition n.
totolojik tanım tautological definition n.
Math
denklemin tanım bölgesi domain of an equation n.
tanım kümesi domain n.
(verilen tanım aralığının alt kümesini ifade eden) alt tanım aralığı subinterval n.
kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon) analytic adj.
kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon) analytical adj.
kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon) regular adj.
kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon) holomorphic adj.
her zaman tanım kümesindeki değeri veren (fonksiyon) direct adj.
özdeş tanım ve değer kümeleri bulunan on prep.
Logic
ilkel ve önceden tanımlanmış sembollerle ifade edilen kanıtlanmamış bir teoremin türetilmesini engelleyen (matematiksel tanım) noncreativity n.
(aristoteles'e göre) cins, tanım, özellik ve ilinek yüklenebilen bir yüklem sınıfı predicable [obsolete] n.
(tanım) yüklemlenemez impredicative adj.
(tanım) yüklemeli olmayan impredicative adj.
tanım kümesinin herhangi iki elemanı arasında kendisi veya tersi bulunan (ilişki) connected adj.
(tanım) nicelleştirilmiş predicative adj.
Statistics
sıklık tanım bölgesi frequency domain n.
Linguistics
belirli tanım edatı definite article n.
gösterimsel tanım ostensive definition n.
dairesel tanım içeren circular adj.
Philosophy
bağlamsal tanım contextual definition n.
açık tanım ve argümantasyona kritik önem veren felsefi metodolojiler analytic philosophy n.
açık tanım ve argümantasyona kritik önem veren felsefi metodolojiler analytical philosophy n.
açık tanım ve argümantasyona kritik önem veren felsefi metodolojiler philosophical analysis n.
Environment
bir bölgenin ağaçlarının tanım ve tasviri silva n.