yumurta - Turc Anglais Dictionnaire

yumurta

Sens de "yumurta" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yumurta egg n.
We also do not want women to be degraded into egg cell or embryo donors.
Ayrıca kadınların yumurta hücresi ya da embriyo donörlerine dönüştürülmesini de istemiyoruz.

More Sentences
General
yumurta egg n.
The second concerns the woman as egg cell donor and the risk of actually creating a market.
İkincisi, yumurta hücresi donörü olarak kadın ve gerçekten bir pazar yaratma riski ile ilgilidir.

More Sentences
Biology
yumurta egg n.
So human dignity must be protected from the time the male sperm is united with the female egg.
Dolayısıyla insan onuru, erkek sperminin kadın yumurtasıyla birleştiği andan itibaren korunmalıdır.

More Sentences
Marine Biology
yumurta roe n.
What she liked best was herring roe.
En çok sevdiği şey ringa balığı yumurtasıydı.

More Sentences
General
yumurta ovum n.
yumurta curry n.
yumurta ey [obsolete] n.
yumurta eyren n.
Medical
yumurta oo- pref.
Biology
yumurta reproductive cell n.
yumurta sex cell n.
yumurta oosphere n.
yumurta ovular adj.
Marine Biology
yumurta cyst n.
yumurta spawn n.
Zoology
yumurta meroblast n.
Slang
yumurta cackleberry n.
yumurta bum nut [aus] n.
British Slang
yumurta hen fruit n.

Sens de "yumurta" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
yumurta akı egg white n.
Such foods include dried fruits, cereals, chicken, offal, egg white and gum arabic.
Bu tür gıdalar arasında kuru meyveler, tahıllar, tavuk, sakatat, yumurta akı ve arap zamkı yer almaktadır.

More Sentences
yumurta kabuğu egg shell n.
Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

More Sentences
yumurta kabuğu eggshell n.
I feel like I'm always walking on eggshells when I'm with Tom.
Tom'la birlikteyken hep yumurta kabuğunun üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyorum.

More Sentences
yumurta sarısı egg yolk n.
I love egg yolks.
Yumurta sarısına bayılırım.

More Sentences
sahanda yumurta fried egg n.
My son does not like fried egg.
Oğlum sahanda yumurtayı sevmez.

More Sentences
yumurta kabuğu shell n.
I am shelling eggs.
Yumurtaları kabuklarından ayırıyorum.

More Sentences
kızarmış yumurta fried egg n.
On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
Masada, üzerinde üç kızarmış yumurta olan bir tabak vardı.

More Sentences
tek yumurta ikizleri identical twins n.
Sami and his identical twin, Farid, dressed identically.
Sami ve tek yumurta ikizi Farid aynı şekilde giyiniyorlardı.

More Sentences
yumurta saati egg timer n.
I think I'll give Tom an egg timer.
Sanırım Tom'a bir yumurta saati vereceğim.

More Sentences
çürük yumurta rotten egg n.
Tom threw a rotten egg at Mary.
Tom Mary'ye bir çürük yumurta attı.

More Sentences
yumurta beyazı egg white n.
I like egg whites.
Yumurtanın beyazını severim.

More Sentences
yumurtlamak (yumurta) lay v.
Caretta Carettas lay their eggs by the beach in the sand.
Caretta Carettalar yumurtalarını sahilde kuma bırakırlar.

More Sentences
yumurta haşlamak boil an egg v.
Tom boiled an egg.
Tom yumurta haşladı.

More Sentences
yumurta kaynatmak boil an egg v.
It takes about ten minutes to boil an egg.
Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.

More Sentences
yumurta kaynatmak boil egg v.
Tom is boiling eggs in the kitchen.
Tom mutfakta yumurta kaynatıyor.

More Sentences
yumurta atmak throw eggs at v.
The boy liked throwing eggs at people from the window of his flat.
Çocuk evinin penceresinden insanlara yumurta atmayı seviyordu.

More Sentences
(yumurta/yoğurt vb.) çırpmak whip v.
Whip the egg-whites until they are stiff.
Onlar sertleşene kadar yumurta beyazlarını çırpın.

More Sentences
(yumurta) çok pişmiş hard-boiled adj.
Tom likes his eggs hard-boiled.
Tom yumurtalarını çok pişmiş sever.

More Sentences
Idioms
yumurta yumurtlamak lay an egg v.
This hen lays an egg almost every day.
Bu tavuk neredeyse her gün bir yumurta yumurtluyor.

More Sentences
Textile
yumurta sarısı yolk n.
She removed the yolk from the egg.
Yumurtanın sarısını çıkarıp ayırdı.

More Sentences
Food Engineering
yumurta sarısı yolk n.
Yolks are yellow.
Yumurta sarısı sarıdır.

More Sentences
Gastronomy
çırpılmış yumurta scrambled egg n.
Would you like some scrambled egg?
Biraz çırpılmış yumurta ister misiniz?

More Sentences
çürük yumurta rotten egg n.
Last one in is a rotten egg.
Son gelen çürük yumurtadır.

More Sentences
haşlanmış yumurta boiled egg n.
I eat a boiled egg for breakfast every day.
Her gün kahvaltı için haşlanmış yumurta yiyorum.

More Sentences
rafadan yumurta soft-boiled eggs n.
In the morning I usually have a soft-boiled egg.
Sabahları genellikle rafadan yumurta yerim.

More Sentences
yumurta pişirici egg cooker n.
She bought a toaster, a coffeemaker, an egg cooker and a hand mixer.
Bir tost makinesi, bir kahve makinesi, bir yumurta pişirici ve bir el mikseri aldı.

More Sentences
yumurta sarısı egg yolk n.
My daughter likes egg yolks.
Kızım yumurta sarısı seviyor.

More Sentences
yumurta salatası egg salad n.
Tom had an egg salad sandwich for lunch.
Tom öğle yemeği için yumurta salatalı bir sandviç yedi.

More Sentences
Common Usage
yağ un ve yumurta karışımı hamur batter n.
General
yumurta kanalı oviduct n.
ayrı yumurta ikizleri dizygotic twin n.
yumurta (balık) spawn n.
çok kaynamış yumurta hard boiled egg n.
yumurta akı albumen n.
embriyonun gelişimini sağlayan yumurta kısmı yolk n.
yumurta akı glair n.
şeker ve yumurta ile hazırlanan bir sos custard n.
yumurta sarısı dotter n.
yumurta sepeti egg crate n.
yumurta kabı eggcup n.
haşlanmış yumurta coddled egg n.
yumurta sarısı deutoplasm n.
yumurta akı the white of an egg n.
yumurta çırpacağı eggbeater n.
yumurta sarısı yellow n.
çırpacak (yumurta vb için) whip n.
yumurta çırpma teli eggbeater n.
yumurta kesesi vitelline sac n.
yumurta çırpma teli egg beater n.
yumurta akıyla yapılan kurabiye puff n.
yumurta yemi laying mash n.
yumurta piçi grebe n.
sahanda yumurta fried eggs n.
tek yumurta ikizleri monozygotic twins n.
ayrı yumurta ikizleri fraternal twin n.
tek yumurta ikizleri enzygotic twins n.
yumurta atma egging n.
yumurta şeklinde şey ovoid n.
yumurta kemer elliptical arch n.
yumurta ve tavşan egg and bunny n.
kusurlu yumurta abnormal egg n.
yumurta kafesi eggcrate n.
yumurta zarı egg membrane n.
katı yumurta hard-boiled egg n.
lop yumurta hard-boiled egg n.
günlük yumurta day-fresh egg n.
kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta adam and eve on a raft n.
yumurta akı white of egg n.
(yumurta vb) çırpma aleti whisk n.
yumurta çırpıcı whisk n.
bozuk yumurta spoiled egg n.
bayat yumurta spoiled egg n.
bozuk yumurta rotten egg n.
bayat yumurta rotten egg n.
yumurta çırpıcı eggbeater n.
yumurta paketi egg box n.
tavuk ve yumurta problemi chicken and egg problem n.
dondurulmuş yumurta frozen egg n.
yumurta yağmuru hail of eggs n.
süt ürünleri ve yumurta yiyen vejetaryen ovo-lacto vegetarian n.
süt ürünleri ve yumurta yiyen vejetaryen lacto-ovo vegetarian n.
kaşıkla yumurta taşıma yarışı egg-and-spoon race n.
yumurta yarışı egg-and-spoon race n.
yumurta tokuşturma egg fight n.
yumurta tokuşturma oyunu egg tapping n.
yumurta tokuşturma oyunu egg fight n.
yumurta tokuşturma egg tapping n.
yumurta zamanlayıcı egg timer n.
yumurta akı albumin n.
rafadan yumurta boiled egg n.
yumurta kutusu egg carton n.
yumurta paketi egg carton n.
yumurta kokusu egg smell n.
çürümüş yumurta rotten egg n.
yumurta kokusu egg odor n.
yumurta yiyen vejetaryen ovo vegetarian n.
yumurta harici tüm et ürünlerinin tüketilmediği vejeteryanlık ovo vegetarianism n.
yumurta beyazı albumen n.
yumurta beyazı glair n.
yumurta beyazı glaire n.
yumurta pişirme aleti egg timer n.
yumurta bebek egg baby n.
yumurta avcılığı egg hunting n.
yumurta savaşları egg wars n.
yumurta falı oomancy n.
yumurta falı ovomancy n.
yumurta falı ooscopy n.
sürpriz yumurta surprise egg n.
yumurta şeklinde şeker candy egg n.
balo, karnaval gibi eğlencelerde kullanmak üzere içine konfeti konularak hazırlanmış yumurta kabuğu cascaron n.
süt ürünleri ve yumurta haricinde hiçbir et ürünü tüketmeyen vejetaryen lactoovovegetarian n.
yumurta kartonu paper tray for eggs n.
soyulmuş yumurta peeled egg n.
çatlak yumurta cracked egg n.
kırık yumurta cracked egg n.
5 yumurta 5 eggs n.
5 yumurta five eggs n.
yumurta haşlamada kullanılan küçük bir kum saati egg-glass n.
yumurta sarısı yelk [dialect] n.
yumurta çırpacağı whip n.
yumurta teli whip n.
yumurta tavuğu layer n.
yumurta kabuğunun koruyucu kütikülü bloom n.
katı yumurta hard-cooked egg n.
tam pişmiş yumurta hard-cooked egg n.
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı glair n.
yumurta akını andıran yapışkan madde glair n.
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı glaire n.
yumurta akını andıran yapışkan madde glaire n.
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde glairin n.
simyacıların kullandığı, çok büyük yumurta şeklinde bir kap gripe's egg [obsolete] n.
yumurta şeklinde şey ovoidal n.
yumurta sarısı ovoplasma n.
yumurta tüketen vejetaryen ovo-vegetarian n.
yumurta ve rafine şarap içeren bir preparat parel [obsolete] n.
en küçük yumurta peewee n.
en küçük yumurta pewee n.
en küçük yumurta pewee n.
dizilmiş yumurta kümesi seat n.
süt, yumurta akı veya jelatinli donmuş tatlı sherbert n.
süt ürünleri ve yumurta harici et ürünlerinin hiçbirini tüketmeyen vejetaryen ovo-lacto vegetarian n.
süt ürünleri ve yumurta harici et ürünlerinin hiçbirini tüketmeyen vejetaryen lacto-ovo vegetarian n.
çırpmak (yumurta) scramble v.
yumurta dökmek spawn v.
bozulmak (süt/et/yumurta vb) turn bad v.
çırpmak (yumurta) beat v.
yumurta toplamak gather eggs v.
(yumurta) çırpıp yağ ve sütle pişirmek scramble v.
(yumurta vb) hızla götürmek whisk v.
yumurta atmak throw egg v.
yumurta haşlamak boil egg v.
tavaya yumurta kırmak crack an egg into a pan v.
yumurta yapmak make eggs v.
yumurta atmak egg v.
yumurta soymak peel an egg v.
çırpmak (yumurta vb'ni) whisk v.
yumurta toplamak için kuş yuvası aramak bird's-nest v.
yumurta kabuğunu kırmak break v.
yumurta akı sürmek glaire v.
yumurta akı içeren bir tür yapıştırıcı sürmek glaire v.
(yumurta) çatlamak chip v.
yumurta şeklinde egg shaped adj.
yumurta sarısı ihtiva eden lecithal adj.
yumurta sarısı ihtiva eden lecithic adj.
yumurta şeklinde ovoidal adj.
yumurta atılmış egged adj.
gelişip yeni bir organizmaya dönüşebilecek (tohum/yumurta) viable adj.
yumurta ihtiva eden eggy adj.
yumurta biçiminde (yaprak) oblong adj.
cılk (yumurta) addled adj.
yumurta sarısını andıran yolky adj.
yumurta şeklindeki testicular adj.
yumurta bırakmış shotten adj.
yumurta şeklinde testiculate adj.
yumurta akına benzer glairy adj.
tek yumurta ikizi olmayan nonidentical adj.
çatlayabilir (yumurta vb) hatchable adj.
çatlayabilir (yumurta) hatchable adj.
yumurta biçimli prolate adj.
yumurta biçimli elliptic adj.
yumurta biçimli oviform adj.
yumurta biçimli ovoid adj.
yumurta biçimli oval adj.
yumurta biçimli elliptical adj.
yumurta biçimli ovate adj.
yumurta şeklinde egg-shaped adj.
yumurta biçimli egg-shaped adj.
alakok (yumurta) soft-boiled adj.
yumurta (ile ilgili) ovular adj.
süt, yumurta, un, pane harcı vb ile kaplanmış batter-coated adj.
süt, yumurta, un, pane harcı vb ile kaplanmış battered adj.
yumurta akına benzeyen albugineous adj.
çok pişmiş katı (yumurta) overboiled adj.
yumurta dolu egg-filled adj.
yumurta üretebilen egg-producing adj.
az pişmiş (yumurta) over easy adj.
yumurta akına benzer glaireous adj.
yumurta akı ile kaplı glaireous adj.
yumurta akına özgü özellikler taşıyan glairy adj.
yumurta akıyla kaplı glairy adj.
yumurta akıyla kaplı gibi görünen glairy adj.
yumurta şeklinde ooid adj.
(yumurta) döllenebilir imprenable [obsolete] adj.
et sineklerinin yumurta veya larvalarıyla kontamine olmuş flyblown adj.
yumurta biçimli ovated adj.
bir ucu diğerinden dar bir yumurta şeklinde olan ovate-oblong adj.
yumurta ile küre arasında bir şekle sahip olan ovate-rotundate adj.
uca doğru konikleşen yumurta şeklinde olan ovate-subulate adj.
ucu incelen bir yumurta şeklinde olan ovato-acuminate adj.
bir ucu diğerinden daha dar bir yumurta şeklinde olan ovato-oblong adj.
yumurta ile küre arası bir şekli olan ovato-rotundate adj.
yumurta döken sick adj.
yumurta kapıya dayanamadan until the last minute adv.
yumurta sarısı anlamı veren ön ek zygo- pref.
yumurta anlamı veren ön ek ov- pref.
(belirli sayıda) yumurta üreten dişi anlamına gelen son ek -para suf.
yumurta çırpmak beat the eggs
Phrases
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't cry before you are hurt expr.
son gelen çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
sona kalan çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir you've got to crack a few eggs to make an omelet expr.
Proverb
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't count your chickens before they hatch
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't count your chickens
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma not count your chickens (before they're hatched)
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't count your chickens before they're hatched.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't cross that bridge till you come to it
Colloquial
sürpriz yumurta easter egg n.
döllenmiş yumurta ovum n.
sahanda iyi pişmiş (yumurta) over hard adv.
katı (yumurta) over hard adv.
iyi pişmiş (yumurta) over hard [us] adv.
katı (yumurta) over hard [us] adv.
az pişmiş (yumurta) easy hard [us] adv.
cıvık (yumurta) easy hard [us] adv.
orta pişmiş (yumurta) medium hard [us] adv.
kayısı (yumurta) medium hard [us] adv.
Idioms
çürük yumurta problem child n.
tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu a chicken and egg situation n.
tavuk ve yumurta durumu a chicken and egg situation n.
kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik a goose egg n.
kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik goose egg n.
kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik goose egg n.
bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para (butter and) egg money [old-fashioned] n.
tavuk ve yumurta durumu a chicken and egg situation/problem n.
tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu a chicken and egg situation/problem n.
tavuk ve yumurta durumu a chicken-and-egg problem n.
tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu a chicken-and-egg problem n.
tavuk ve yumurta durumu a chicken-and-egg situation n.
tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu a chicken-and-egg situation n.
tavuk ve yumurta durumu chicken and egg n.
tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan chicken and egg n.
sürpriz yumurta pig in a poke n.
yumurta bile kıramaz can't boil an egg v.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapmak cry before one is hurt v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure for drapes v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure the drapes v.
ortada fol yok yumurta yokken endişelenmek meet trouble halfway v.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapmak cross a/that bridge before (one) comes to it v.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapmamak not count your chickens v.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapmamak not count your chickens before they are hatched v.
yumurta kapıya dayanmış halde olan down to the wire adj.
yumurta kapıya dayanınca down to the wire adv.
yumurta kapıya dayanınca when the chips are down expr.
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma don't cry before you are hurt expr.
yumurta kapıya dayanınca at the last moment expr.
yumurta kapıya dayanınca at the last possible moment expr.
yumurta kapıya gelince at the eleventh hour expr.
yumurta kapıya dayanınca at the eleventh hour expr.
yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan? which came first the chicken or the egg? expr.
yumurta kapıya dayandı the chips are down expr.
tavaya kırıldıktan sonra hiç ellenmeden tek tarafı pişirilen (yumurta) sunny-side up expr.
göz (yumurta) sunny-side up expr.
sahanda göz (yumurta) sunny-side up expr.
Speaking
fol yok yumurta yok it is all in the air as yet expr.
tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan çıkar? which came first the chicken or the egg? expr.
yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan çıkar? which came first the chicken or the egg? expr.
Industry
yumurta paketleme egg packing n.
Technical
yumurta sarısında görülen bir protein vitellin n.
yumurta tozu egg powder n.
yumurta tonoz egg-shaped vault n.
yumurta kömür egg coal n.
yumurta bırakma egg-laying n.
yumurta sarısı yoke n.
yumurta kesitli pissu kolektörü egg-shaper sewer n.
yumurta sarısı vitellus n.
yumurta çırpığı whip n.
yumurta sarısı üreten vitelline n.
yumurta test aleti egg candler n.
yumurta kabuksu eggshell adj.
yumurta biçiminde ovoid adj.
yumurta biçiminde oviform adj.
yumurta biçimli oval adj.
yumurta biçimli oviform adj.
Textile
şap, yumurta sarısı ve tuz gibi maddelerle tabaklanmış deri alum leather n.
kumaşı dikilen yama etrafında desteklemek için kullanılan yumurta biçimli bir alet darning egg n.
yama yaparken çorabın şeklini korumak için içine konan yumurta biçimli bir nesne darning last n.
yumurta topuk cuban-heeled adj.
Architecture
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg and anchor n.
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg and dart n.
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg and tongue n.
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg-and-anchor n.
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg-and-anchor n.
yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp egg-and-tongue n.
yumurta biçimli mimari yapı ovum n.
Construction
yumurta ve dart kalıplamanın dart kısmı anchor n.
yumurta ve dart kalıplamanın ok ucuna benzer kısmı anchor dart n.
Dyeing
yumurta kabuğu rengi eggshell n.
yumurta kabuğu boya eggshell n.
Marine
yumurta bırakılan zemin spawning ground n.
Medical
aynı menstrual siklusta iki ayrı cinsel ilişki epizodunda iki ayrı ovumun döllenmesi sonucu oluşan çift yumurta ikizi durumu superfecundation n.
çift yumurta ikizleri dizygotic twins n.
döllenmiş yumurta fertilised egg n.
tek yumurta ikizleri monozygotic twins n.
tek yumurta ikizlerinde appendisit appendicitis in monozygotic twins n.
yumurta akı allerjisi egg white allergy n.
yumurta kesesi tümörleri yolk sac tumors n.
yumurta zarı vitelline membrane n.
yumurta içi enjeksiyon aracı in ovo injection device n.
yumurta dondurma egg freezing n.
yumurta bağışı egg donation n.
yumurta donasyonu egg donation n.
tek yumurta ikizlerinden her biri monozygotic twin n.
tek yumurta ikizlerinden her biri monozygous twin n.
olgunlaşmamış yumurta oocyte n.
homeopatik uygulamalarda kullanılan küçük ilaçlı şeker ve yumurta akı içeren bir madde disc [uk] n.
homeopatik uygulamalarda kullanılan küçük ilaçlı şeker ve yumurta akı içeren bir madde disk [us] n.
yumurta şeklinde ovoid adj.
yumurta içi in-ovo adj.
tek yumurta (ikizleri) monovular adj.
tek yumurta (ikizleri) monozygotic adj.
tek yumurta (ikizleri) monozygous adj.
yumurta ile ilgili oval adj.
yumurta anlamı veren ön ek o- pref.
Anatomy
yumurta kanalı oviduct n.
yumurta kanalı uterine tube n.
yumurta kanalı fallopian tube n.
yumurta kesesi yolk sack n.
yumurta kesesini embriyonun sindirim borusuna bağlayan dar kanal benzeri parça yolk stalk n.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku ligamentum teres uteri n.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku round ligament of the uterus n.
beynin tabanında bitişik olarak bulunan yumurta biçimli iki gri madde kitlesinden her biri optic thalamus n.
beynin tabanında bitişik olarak bulunan yumurta biçimli iki gri madde kitlesinin oluşturduğu fonksiyonel birim optic thalamus n.
yumurtalık tabanında bir veya birkaç yumurta hücresinin gelişmesi basal placentation n.
(kafa, kafatası) yumurta şeklinde ooidal adj.
(yumurta kabuğu ve yolk kesesi arasındaki zar) bir bölgenin altında yer alan subzonal adj.
Psychology
çift yumurta ikizleri dizygotic twins n.
Physiology
aynı anda çok sayıda yumurta oluşturma superovulation n.
dışarı atılmaya müsait (yumurta) ripe adj.
Pathology
yuvarlak veya yumurta şeklindeki küçük hücrelerden oluşan, yüksek derecede habis ur oat cell carcinoma n.
yumurta kanalında kan birikmesi hemosalpinx n.
Parasitology
yumurta kurdu egg mite n.
yumurta paraziti egg parasite n.
Veterinary
çok sayıda yumurta üretmesi sağlanan donör hayvandan alınan embriyonun taşıyıcı hayvana aktarıldığı işleme verilen ad embryo transfer n.
Food Engineering
sofralık yumurta table egg n.
yumurta kitlesi egg mass n.
yumurta akı tozu egg white powder n.
yumurta sarısı tozu egg yolk powder n.
yumurta tavuğu hen n.
hamurun üzerine sürülen süt ya da su ile çırpılmış yumurta eggwash n.
yumurta çırpıcı eggwhisk n.
Gastronomy
hastalara ve loğusalara verilen baharatlı, şarapla tatlandırılmış tercihen ekmekle yumurta da içeren bir tür şurup caudle n.
yanmaz seramik kaplarda pişirilen ve servis edilen peynir, yumurta ve ekmek kırıntıları ile yapılan bir yemek ramekin n.
yanmaz seramik kaplarda pişirilen ve servis edilen peynir, yumurta ve ekmek kırıntıları ile yapılan bir yemek ramequin n.
maş fasulyesi ve diğer nişastalı bitkilerden yapılmış olan, yumurta veya buğday içermeyen ince erişte cellophane noodle n.
maş fasulyesi ve diğer nişastalı bitkilerden yapılmış olan, yumurta veya buğday içermeyen ince erişte glass noodle n.
yumurta likörü nog n.
balık suyu, krema ve yumurta sarısından yapılmış, şarapla tatlandırılmış beyaz bir sos normande n.
balık suyu, krema ve yumurta sarısından yapılmış, şarapla tatlandırılmış beyaz bir sos normande sauce n.
balık suyu, krema ve yumurta sarısından yapılmış, şarapla tatlandırılmış beyaz bir sos normandy sauce n.
kremanın yanı sıra yumurta da içeren bir buz veya dondurma türü neapolitan ice n.
ıstakoz yağı, krema, yumurta sarısı, soğan, sherry veya madeira şarabı ile yapılan bir sos newburg sauce n.
kayısılı yumurta soft boiled egg n.
kayısı kıvamı yumurta soft boiled egg n.
çırpılmış yumurta, süt veya su, rom, şeker ve baharatlardan oluşan sıcak bir içki tom and jerry n.
rom, brendi, yumurta, muskat ve bazen süt içeren sıcak bir içki tom, dick and jerry [us] n.
yumurta ile kıvam verilmiş sos allemande n.
yumurta ile kıvam verilmiş bir sos allemande sauce n.
alakok yumurta soft boiled egg n.
çift sarılı yumurta double yolked eggs n.
çift sarılı yumurta double yolk egg n.
çırpılmış yumurta beaten egg n.
çırpılıp yağda pişirilmiş yumurta scrambled eggs n.
domuz pastırmalı yağda yumurta fried eggs with bacon n.
doldurulmuş yumurta stuffed eggs n.
fırında yumurta baked egg n.
göz yumurta sunny side up n.
göz yumurta fried egg n.
haşlanmış katı yumurta egg hard boiled n.
hamurun üzerine sürülen süt ya da su ile çırpılmış yumurta egg wash n.
haşlanmış katı yumurta hard-boiled eggs n.
haşlanmış katı yumurta hard boiled egg n.
içli yumurta eggs mimosa n.
ingiliz usulü yumurta sosu egg sauce n.
jambonlu yumurta ham and eggs n.
içli yumurta deviled eggs n.
kabuklu yumurta unshelled egg n.
karıştırılmış yağda yumurta fried scrambled eggs n.
karıştırılmış yumurta scrambled eggs n.
kayısı yumurta medium boiled egg n.
kaynamış yumurta hard boiled egg n.
kaynamış yumurta boiled egg n.
kayısı yumurta medium-boiled eggs n.
mayonezli katı yumurta cold eggs with mayonnaise n.
lop yumurta hard boiled egg n.
mayonezli yumurta russian eggs n.
lop yumurta hard-boiled n.
poşe yumurta poached eggs n.
patatesli yumurta potatoes with scrarnbled eggs n.
sahanda yumurta fried egg n.
sahanda yumurta fried eggs n.
sahanda yumurta fried egg n.
sirkeli sıcak suda pişirilmiş yumurta poached eggs n.
sucuklu yumurta scrambled eggs with garlic sausages n.
sucuklu yumurta fried egg with garlic sausages n.
turtanın üzerine konulduktan sonra pişirilen çırpılmış yumurta akı, şeker vb karışımı meringue n.
tavaya kırıldıktan sonra hiç ellenmeden tek tarafı pişirilen yumurta sunny side up n.
yağda yumurta scrambled eggs n.
yağda yumurta fried eggs n.
yağda yumurta scrambled egg n.
yumurta akı egg whites n.
yumurta kesici egg slicer n.
yumurta tozu powdered egg n.
yumurta paketi egg box n.
yumurta köftesi meat balls stuffed with egg n.
yumurta çırpma teli whisker n.
yumurta pişirme cihazı egg cooker n.
yumurta doğrayıcı egg slicer n.
yumurta kreması custard n.
yumurta dolması stuffed eggs n.
yumurta dolması eggs mimosa n.
yumurta rulosu egg ring n.
yumurta sarısı şarap ve hardal veya karabiber gibi tuzlu çeşni kullanılarak yapılan bir tür sos sabayon n.
yumurta pişiricisi egg cooker n.
yumurta dolması deviled eggs n.
yumurta akı white n.
yumurta ve galeta unundan yapılan, et soslamakta kullanılan bir sos atelets sauce n.
sade kahve, vişne brendisi, yumurta beyazı ve şekerle hazırlanan bir içki café au kirsch n.
yumurta kabı egg cup n.
yumurta damlası çorbası egg drop soup n.
koket yumurta egg en cocotte n.
yumurta likörü egg nog n.
yumurta spatulası egg slice n.
yumurta kaşığı egg spoon n.
yumurta çırpıcı egg whisk n.
yumurta kabı egg-cup n.
yumurta damlası çorbası eggdrop soup n.
yumurta, konyak, şeker ve bira ile yapılan sütlü bir içecek egghot n.
benedict usulü yumurta eggs benedict n.
yumurta, limon ve et suyundan oluşan bir çorba terbiyesi avgolemono n.
yumurta turşusu pickled egg n.
yumurta, domuz pastırması, kızarmış ekmek ve çay veya kahve ile yapılan zengin kahvaltı english breakfast n.
fırında yumurta baked egg n.
yumurta şeklindeki jöleli şeker jelly egg n.
şeker, yumurta beyazı ve badem ezmesi veya hindistan cevizinden yapılan sakız kıvamlı bir kurabiye makaron n.
balık, et, yumurta ve sebzelerden oluşan ve pirinç ile umeboshi eşliğinde servis edilen japonya'ya özgü bir tür hazır yemek makunouchi n.
et suyu, yumurta sarısı ve krema ile yapılan bir sos velouté n.
domuz pastırmalı yumurta bacon and eggs n.
beyazı ile sarısı karışmış bozuk yumurta white rot n.
bozulmuş yumurta white rot n.
çürük yumurta white rot n.
süt veya krema, yumurta, şeker, ekmek ile yapılıp tencerede pişirilen bir tür yemek white-pot n.
tuzlu kraker, milföy veya başka bir tabanın üzerine çırpılmış yumurta beyazı ve kaynatılmış şeker şurubu karşımı konan ve fırında esmerleştirilen, şekerli beyaz bir karışım ile kaplı kurabiye marguerite n.
şeker ve çırpılmış yumurta akı veya kremadan yapılan bir meyveli tatlı whip n.
şeker ve yumurta beyazı karışımının fırında yavaşça pişmesi ile yapılan bir şekerleme meringue kiss n.
yumurta, tereyağı ve limon suyu ile yapılan bir sos hollandaise n.
krepe sarılarak servis edilen ve wok tavada kızarmış sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği moo shu n.
krepe sarılarak servis edilen ve wok tavada kızarmış sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği moo-shu n.
yumurta ve kızarmış soğandan oluşan baharatlı bir yemek moonshine n.
kanada'ya özgü süt, yumurta ve genellikle romla yapılan bir içki moose milk [canada] n.
genellikle jelatin, krema veya yumurta beyazı içeren, hafif ve süngerimsi yapıda olan yiyecek mousse n.
krem şanti veya çırpılmış yumurta beyazı katılmış köpüklü sos veya püre mousseline n.
krem şanti veya çırpılmış yumurta beyazı eklenmiş holandez sosu mousseline n.
genellikle jelatin, krema veya yumurta beyazı içeren, hafif ve süngerimsi yapıda olan yiyecek mousseline n.
un, yumurta ve sütle yapılıp biftekle servis edilen pişmiş bir puding yorkshire pudding [uk] n.
(malezya'da) yumurta ve pirinç unundan yapılan bir bisküvi çeşidi love letter n.
tavada kızartılıp ince bir krepe sarılarak servis edilen sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği mu shu n.
tavada kızartılıp ince bir krepe sarılarak servis edilen sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği moo shu n.
yumurta çikolata chocolate egg n.
yumurta şeklinde çikolatalı şekerleme chocolate egg n.
karaciğer, haşlanmış yumurta, soğan yağ ve baharatlar ile hazırlanan yoğun bir meze karışımı chopped liver n.
yumurta ve ekmek kırıntısı ile kaplanıp derin yağda kızartılmış köfte veya balık rissole n.
yumurta ve buğday unundan yapılıp genellikle çorba içinde yenen bir tür mantı rivel [us] n.
bira, şarap, cin, yumurta sarısı ve şekerden oluşan baharatlı sıcak bir içki rumfustian n.
sarısı mayonez ve baharatlarla püre haline getirilip tekrar beyazına yerleştirilen ikiye bölünmüş katı yumurta deviled egg n.
sarısı mayonez ve baharatlarla püre haline getirilip tekrar beyazına yerleştirilen ikiye bölünmüş katı yumurta stuffed egg n.
poşe yumurta poached egg n.
sarısı olmayan küçük yumurta cock's eggs n.
yeşil maş fasulyesi, soğan, yumurta, tereyağı ve pirinçten hazırlanan bir hint yemeği cutchery n.
poşe yumurta dropped egg n.
sirkeli sıcak suda pişirilmiş yumurta dropped egg n.
yumurta ile kızartılan pirinç eriştesinden yapılan bir tayland yemeği pad thai n.
cin, konyak, limon suyu, nar şurubu ve yumurta beyazı ile yapılan bir kokteyl pink lady n.
yumurta sarılı veloute sos poulette n.
yumurta sarılı veloute sos poulette sauce n.
kıyma, yumurta, süt, soğan ve çeşitli baharatlarla yapılan bir tür köfte salisbury steak n.
çırpılmış yumurta beyazı, şeker ve kuruyemişle yapılan kremalı bir şekerleme divinity n.
yumurta beyazıyla hazırlanan beyaz ve kremamsı bir şekerleme divinity fudge n.
çırpılmamış çiğ yumurta, sirke veya worcester sosu, tuz ve biber ile hazırlanan bir kokteyl türü prairie oyster n.
sosis etiyle kaplanmış, panelenmiş ve bol yağda kızartılmış katı yumurta scotch egg [uk] n.
sos ve baharatlarla tatlandırılmış ve ekmek üzerinde servis edilen çırpılmış yumurta tarifi scotch woodcock n.