Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
good seed makes a good crop
volumenbeständigkeit
offre réelle d'exécution
look forward to seeing
hard time
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"hard time"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
hard time
i.
zor zaman/dönem
Slang
2
Argo
hard time
i.
ağır hapis cezası
"hard time"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
a hard time
i.
zorluk
Why did you give Tom such
a hard time?
Tom'a neden bu kadar
zorluk
çıkardın?
More Sentences
2
Deyim
a hard time
i.
sorun
He has
a hard time
remembering names.
O, isimleri hatırlamada
sorun
yaşıyor.
More Sentences
3
Deyim
a hard time
i.
dert
Tom had
a hard time
making himself understood in French.
Tom
derdini
Fransızca anlatmakta zorluk çekiyordu.
More Sentences
4
Deyim
a hard time
i.
sıkıntı
I've heard you've had
a hard time
with transportation.
Ulaşım
sıkıntısı
yaşadığınızı duymuştum.
More Sentences
General
5
Genel
give somebody a hard time
f.
kök söktürmek
6
Genel
have a hard time making ends meet
f.
geçim sıkıntısı çekmek
7
Genel
(for a teacher) give a student hard time in school
f.
bir öğrenciye takmak
8
Genel
having hard time
s.
sıkışma
Idioms
9
Deyim
stop giving me hard time
i.
bana sıkıntı verme
10
Deyim
a hard time
i.
zor zaman
11
Deyim
a hard time
i.
sıkıntılı dönem
12
Deyim
a hard time
i.
mücadele
13
Deyim
a hard time
i.
boğuşma
14
Deyim
a hard time
i.
gereksiz zorluk
15
Deyim
have a hard time doing something
f.
bir şeyi yapmakta zorluk çekmek
16
Deyim
give someone a hard time
f.
birini eleştirmek
17
Deyim
give someone a hard time
f.
birini rahatsız etmek
18
Deyim
give someone a hard time
f.
birine sert davranmak ve güçlük çıkarmak
19
Deyim
give somebody a hard time
f.
birine zor anlar yaşatmak
20
Deyim
have a hard time doing something
f.
bir şeyi zar zor yapmak
21
Deyim
give somebody a hard time
f.
birinin işini zorlaştırmak
22
Deyim
give someone a hard time
f.
birine sıkıntı vermek
23
Deyim
give someone a hard time
f.
birine rahatsızlık vermek
24
Deyim
have a hard time hearing
f.
duymakta zorluk çekmek
25
Deyim
have a hard time
f.
zor durumda olmak
26
Deyim
give someone a hard time
f.
üzerine varmak
27
Deyim
give someone a hard time
f.
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
28
Deyim
give someone a hard time
f.
üstüne varmak
29
Deyim
give someone a hard time
f.
üzerine gitmek
30
Deyim
have a hard time hearing
f.
zar zor duyabilmek
31
Deyim
give someone a hard time
f.
üstüne gitmek
32
Deyim
get a hard time (from someone)
f.
(biriyle) zorluk yaşamak
33
Deyim
get a hard time (from someone)
f.
(birinden) çekmek
34
Deyim
get a hard time (from someone)
f.
(biriyle) sıkıntı yaşamak
35
Deyim
get a hard time (from someone)
f.
(birinden) rahatsız olmak
36
Deyim
give somebody a hard time (of it)
f.
birine zorluk çıkarmak
37
Deyim
give somebody a hard time (of it)
f.
birinin burnundan getirmek
38
Deyim
give somebody a hard time (of it)
f.
birine çektirmek
39
Deyim
give somebody a hard time (of it)
f.
birine sıkıntı vermek
40
Deyim
give (one) a hard time
f.
(biriyle) alay etmek
41
Deyim
give (one) a hard time
f.
(birine) sataşmak
42
Deyim
give (one) a hard time
f.
(biriyle) dalga geçmek
43
Deyim
give (one) a hard time
f.
(birinin) üzerine gitmek/varmak
44
Deyim
give (one) a hard time
f.
(birinin) burnundan getirmek
45
Deyim
give (one) a hard time
f.
(birine) kök söktürmek
46
Deyim
give (one) a hard time
f.
(birine) zor anlar yaşatmak
47
Deyim
give a hard time
f.
kök söktürmek
48
Deyim
give a hard time
f.
işini zorlaştırmak
49
Deyim
give a hard time
f.
zor anlar yaşatmak
50
Deyim
give a hard time
f.
rahatsız etmek
51
Deyim
give a hard time
f.
sıkıntı vermek
52
Deyim
give a hard time
f.
rahatsızlık vermek
53
Deyim
give a hard time
f.
üstüne varmak
54
Deyim
give a hard time
f.
üzerine gitmek
55
Deyim
give a hard time
f.
burnundan getirmek
56
Deyim
have a hard time with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) başı belada olmak
57
Deyim
have a hard time with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak
58
Deyim
have a hard time with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sıkıntı çekmek
59
Deyim
have a hard time of it
f.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek
60
Deyim
have a hard time of it
f.
zorluk çekmek
61
Deyim
have a hard time of it
f.
sıkıntı çekmek
62
Deyim
have a hard time of it
f.
problem yaşamak
63
Deyim
stop giving me hard time
expr.
benim üzerime gelme
64
Deyim
stop giving me hard time
expr.
beni rahat bırak
65
Deyim
stop giving me hard time
expr.
bana huzur ver
Slang
66
Argo
doing hard time
i.
ağır hapis cezası
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hard time
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy