| 1 |
investigator |
müfettiş |
n. |
|
- The investigators gathered evidence from the crash site.
- Müfettişler kaza alanından kanıt topladılar.
- Investigators uncovered an assassination plot.
- Müfettişler bir suikast planını su yüzüne çıkardılar.
- The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined.
- Müfettişler incelenmesi için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.
- I'm a private investigator.
- Ben özel bir müfettişim.
- Almost immediately, investigators noticed anomalies.
- Müfettişler anomalileri neredeyse hemen fark ettiler.
- The investigators tried to pin the blame on the pilot.
- Müfettişler suçu pilotun üzerine yıkmaya çalıştılar.
- Sami's car was inspected by investigators.
- Sami'nin arabası müfettişler tarafından incelendi.
- The investigators tried to pin the blame on the pilot.
- Müfettişler suçu pilota yüklemeye çalıştılar.
- The murder of Fadil Sadiq puzzled the investigators.
- Fadıl Sadık'ın öldürülmesi müfettişleri şaşkına çevirdi.
- Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
- Müfettişler bir uçak kaçırma planını engellediler.
- The investigator wants to know who did what to whom where, when, and why.
- Müfettiş kimin neyi kime, nerede, ne zaman ve niçin yaptığını bilmek istiyor.
- Investigators say it was arson.
- Müfettişler kundaklama olduğunu söylüyor.
- Investigators are trying to decipher what happened.
- Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyorlar.
- Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
- Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.
- Investigators understood why the jet crashed.
- Jetin neden düştüğünü müfettişler anladı.
- Almost immediately, investigators noticed anomalies.
- Müfettişler hemen anormallikleri fark etti.
- Investigators couldn't find who pulled the trigger.
- Müfettişler tetiği kimin çektiğini bulamadı.
- The investigator tried to figure out the intricacies of the crime.
- Müfettiş suçun inceliklerini anlamaya çalıştı.
- Investigators focused on Fadil's past.
- Müfettişler Fadıl'ın geçmişine odaklandı.
- Almost immediately, investigators noticed anomalies.
- Müfettişler hemen anormallikleri fark ettiler.
- Investigators understood why the jet crashed.
- Müfettişler jetin neden düştüğünü anladılar.
- Investigators say Tom acted alone.
- Müfettişler Tom'un tek başına hareket ettiğini söylüyor.
- Investigators say it was arson.
- Müfettişler bunun kundaklama olduğunu söylüyor.
- Fadil's reaction puzzled the investigators.
- Fadıl'ın tepkisi müfettişleri şaşırttı.
- Investigators are trying to decipher what happened.
- Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.
Show More (22)
|
| 2 |
investigator |
dedektif |
n. |
|
- Dan is a highly trained professional investigator.
- Dan yüksek eğitimli profesyonel bir dedektif.
- Fadil's reaction puzzled the investigators.
- Fadıl'ın tepkisi dedektifleri şaşırttı.
- I hired a private investigator.
- Özel bir dedektif tuttum.
- You're a smart investigator.
- Sen akıllı bir dedektifsin.
- Sami hired a private investigator to follow Layla.
- Sami, Layla'yı takip etmesi için özel bir dedektif tuttu.
- Sami hired a private investigator.
- Sami özel bir dedektif tuttu.
- He's a seasoned investigator.
- O deneyimli bir dedektif.
- Tom hired a private investigator to dig up dirt on his wife and her lover.
- Tom, karısı ve onun aşığının kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak için özel bir dedektif tuttu.
- You're a smart investigator.
- Akıllı bir dedektifsin.
- Tom has hired a private investigator.
- Tom özel bir dedektif tuttu.
- Investigators say Tom acted alone.
- Dedektifler, Tom'un yalnız hareket ettiğini söyüyorlar.
Show More (8)
|
| 3 |
investigator |
araştırmacı |
n. |
|
- You really are quite a skillful investigator.
- Gerçekten çok yetenekli bir araştırmacısın.
- Dan was a crime scene investigator.
- Dan bir suç mahalli araştırmacısıydı.
- You really are quite a skillful investigator.
- Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- Dan is a highly trained professional investigator.
- Dan hayli eğitimli profesyonel bir araştırmacıdır.
- The investigator wants to know who did what to whom where, when, and why.
- Araştırmacı, kimin kime nerede, ne zaman ve neden ne yaptığını bilmek istiyor.
- Sami Bakir has been a meticulous investigator.
- Sami Bakir titiz bir araştırmacıdır.
- Tom is a private investigator.
- Tom özel bir araştırmacıdır.
- He's a seasoned investigator.
- O tecrübeli bir araştırmacı.
Show More (5)
|
| 4 |
investigator |
soruşturmacı |
n. |
|
- In this respect, the regulation is quite simply being ignored by the Office’s investigators.
- Bu bağlamda, yönetmelik Ofis'in soruşturmacıları tarafından oldukça basit bir şekilde göz ardı edilmektedir.
- In this respect, the regulation is quite simply being ignored by the Office’s investigators.
- Bu bağlamda yönetmelik, Ofis'in soruşturmacıları tarafından oldukça basit bir şekilde göz ardı edilmektedir.
Show More (-1)
|
