smash - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
smash kırmak v.
  • Use your finger to tap on the zombies to smash and eliminate them before they break down your door.
  • Parmağınızla zombilerin üzerine dokunarak onlar kapınızı kırmadan önce onları parçalayın ve ortadan kaldırın.
  • Use your finger to tap on the zombies to smash and eliminate them before they break down your door.
  • Kapınızı kırmadan önce zombileri parçalamak ve ortadan kaldırmak için parmağınızı kullanarak zombilerin üzerine dokunun.
  • The vandals smashed all the windows and knocked all the trash cans over.
  • Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.
Show More (16)
smash mahvolmak v.
  • I'm smashed.
  • Ben mahvoldum.
  • We're smashed.
  • Mahvolduk.
  • You're smashed.
  • Mahvolmuşsun.
Show More (1)
smash ezilmek v.
  • Tom's head was smashed in with a crowbar or something similar.
  • Tom'un kafası levye veya benzeri bir şeyle ezilmiş.
  • Tom is extremely smashed.
  • Tom aşırı derecede ezilmiş.
  • His fingers got smashed while working on the assembly line.
  • Montaj hattında çalışırken parmakları ezildi.
Show More (0)
smash paramparça etmek v.
  • That smashes the Internal Market to bits.
  • Bu, İç Pazar'ı paramparça eder.
  • Someone smashed the windshield of my new car.
  • Biri yeni arabamın ön camını paramparça etti.
Show More (-1)
smash parçalamak v.
  • Dan's car smashed through the police barricade.
  • Dan'in arabası polis barikatını parçaladı.
  • Tom smashed the window.
  • Tom pencereyi parçaladı.
Show More (-1)
smash dağıtmak v.
  • If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.
  • Bir daha benimle bu şekilde konuşursan, suratını dağıtırım.
  • Tom said he was planning to get smashed tonight.
  • Tom bu gece hepten dağıtmayı planladığını söyledi.
Show More (-1)
smash mahvetmek v.
  • The earthquake smashed everything.
  • Deprem her şeyi mahvetti.
Show More (-2)
smash kırıp dökmek v.
  • The earthquake smashed everything.
  • Deprem her şeyi kırıp döktü.
Show More (-2)
smash kırılmak v.
  • The vase was smashed.
  • Vazo kırılmış.
Show More (-2)
smash ezmek v.
  • Tom raised the crowbar intending to smash his attacker's head.
  • Tom, saldırganın kafasını ezmek niyetiyle levyeyi kaldırdı.
Show More (-2)
smash çarpmak v.
  • The teenager smashed the car into a tree while fleeing from the police.
  • Genç polisten kaçarken arabayı bir ağaca çarptı.
Show More (-2)