İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | carve f. | oymak | ||
Tom likes carving pipes. Tom pipo oymayı seviyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | carve f. | kesmek | ||
Mother carved us the chicken. Annem bize tavuk kesti. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | carve f. | oymak | ||
Tom and Mary carved pumpkins. Tom ve Mary balkabaklarını oydular. More Sentences |
||||
Teknik | carve f. | kesmek | ||
Tom began to carve the turkey. Tom hindiyi kesmeye başladı. More Sentences |
||||
Teknik | carve f. | yontmak | ||
He carved a Buddha statue from wood. O ahşap bir Buda heykeli yonttu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | carve i. | et | ||
Genel | carve f. | oymacılık yapmak | ||
Genel | carve f. | hakketmek | ||
Genel | carve f. | sofrada eti kesip dağıtmak | ||
Genel | carve f. | oymak (mermer vb'ni) | ||
Genel | carve f. | oymalarla süslemek | ||
Genel | carve f. | doğramak | ||
Genel | carve f. | parçalara bölmek | ||
Genel | carve f. | dilimlemek | ||
Genel | carve f. | et kesmek | ||
Genel | carve f. | eğri olarak yükselmek veya düşmek (fiyat) | ||
Genel | carve f. | parselleyerek bölmek | ||
Genel | carve f. | kaymadan sorunsuz bir şekilde dönüş yapmak (kayak vs) | ||
Genel | carve f. | oluşturmak | ||
Genel | carve f. | inşa etmek | ||
Genel | carve f. | (tavuk vb.) kesmek | ||
Textile | ||||
Tekstil | carve f. | çentmek | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | carve f. | dilim dilim kesmek | ||
Mutfak | carve f. | içini oymak | ||
Geography | ||||
Coğrafya | carve f. | (rüzgar) aşındırmak |