|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
punch line i.
|
bir anlatının en önemli noktası |
|
2 |
Genel |
punch bowl i.
|
punç kasesi |
|
3 |
Genel |
punch line i.
|
can alıcı nokta |
|
4 |
Genel |
citrus punch i.
|
meyve kokteyli |
|
5 |
Genel |
citrus punch i.
|
limonlu punç |
|
6 |
Genel |
nail punch i.
|
çivi çakmakta kullanılan bir alet |
|
7 |
Genel |
punch up i.
|
kavga |
|
8 |
Genel |
center punch i.
|
merkezleme zımbası |
|
9 |
Genel |
center punch i.
|
nokta zımbası |
|
10 |
Genel |
prick punch i.
|
işaret zımbası |
|
11 |
Genel |
prick punch i.
|
domuz tırnağı keski |
|
12 |
Genel |
punch-up i.
|
dövüş |
|
13 |
Genel |
rabbit punch i.
|
enseye darbe |
|
14 |
Genel |
rabbit punch i.
|
enseye yumruk |
|
15 |
Genel |
milk punch i.
|
sütlü içki |
|
16 |
Genel |
hole punch i.
|
delgeç |
|
17 |
Genel |
punch knife i.
|
yakın dövüş bıçağı |
|
18 |
Genel |
gut punch i.
|
mideye atılan yumruk |
|
19 |
Genel |
one-two punch i.
|
belirli bir sonuç elde etmek için peş peşe yapılan iki hareket |
|
20 |
Genel |
punch a spoon into the cake f.
|
pastaya kaşığı daldırmak |
|
21 |
Genel |
punch a little child f.
|
küçük bir çocuğa yumruk atmak |
|
22 |
Genel |
punch someone directly in the face f.
|
yüzünün ortasına yumruğu patlatmak |
|
23 |
Genel |
punch (one's) ticket f.
|
(birinin) biletini delmek |
|
24 |
Genel |
punch (one's) ticket f.
|
(birinin) biletini işaretlemek |
|
25 |
Genel |
key punch f.
|
delgi makinesi kullanarak (delikli kart veya kağıt bantlara) delik açmak |
|
26 |
Genel |
punch drunk s.
|
sarhoş |
|
27 |
Genel |
punch-drunk s.
|
sersemlemiş |
|
Phrasals |
|
28 |
Öbek Fiiller |
punch someone on something f.
|
birinin bir yerine vurmak |
|
29 |
Öbek Fiiller |
punch in f.
|
bilgisayara klavye ile bilgi girişi yapmak |
|
30 |
Öbek Fiiller |
punch someone in something f.
|
birinin bir yerine vurmak |
|
31 |
Öbek Fiiller |
punch something down f.
|
bir şeye bastırmak |
|
32 |
Öbek Fiiller |
punch in f.
|
birisinin işe giriş saatini kaydetmek |
|
33 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
birisinin işten çıkış saatini kaydetmek |
|
34 |
Öbek Fiiller |
punch someone out f.
|
döverek/yumruklayarak dize getirmek |
|
35 |
Öbek Fiiller |
punch through f.
|
kirişi kırmak |
|
36 |
Öbek Fiiller |
punch someone out f.
|
(birini) yere sermek |
|
37 |
Öbek Fiiller |
punch down f.
|
tüm gücüyle itmek/bastırmak |
|
38 |
Öbek Fiiller |
punch down f.
|
hızlıca itmek/bastırmak |
|
39 |
Öbek Fiiller |
punch down f.
|
şişen hamurun ortasına yumrukla bastırıp hava kabarcıklarını çıkarmak |
|
|
40 |
Öbek Fiiller |
punch down f.
|
fermentasyon sürecinde şarabın yüzeyine çıkan tabakayı şaraba basmak |
|
41 |
Öbek Fiiller |
punch down f.
|
kabloyu monte ederek bir haberleşme aracını bağlamak |
|
42 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
birinin çıkış saatini işaretlemek |
|
43 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
birinin kartına mesai çıkış saatini işlemek |
|
44 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
yumrukla bayıltmak |
|
45 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
yumrukla yere sermek |
|
46 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
bastırarak çıkarmak |
|
47 |
Öbek Fiiller |
punch out f.
|
bastırarak içinden çıkarmak |
|
48 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
(bir şey) yüzünden yumruklamak |
|
49 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
(bir şey) nedeniyle yumruk atmak |
|
50 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak |
|
51 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek |
|
52 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
bastırarak (bir şeyin) içinden/yerinden çıkarmak |
|
53 |
Öbek Fiiller |
punch something out of something f.
|
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak |
|
54 |
Öbek Fiiller |
punch something out f.
|
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak |
|
55 |
Öbek Fiiller |
punch into (something) f.
|
(bir şeyi) delmek |
|
56 |
Öbek Fiiller |
punch into (something) f.
|
(bir şeyde) delik açmak |
|
57 |
Öbek Fiiller |
punch into (something) f.
|
(bir şeyi) bir şeye saplamak |
|
58 |
Öbek Fiiller |
punch into (something) f.
|
(bir şeyi) bir şeye batırmak/sokmak |
|
59 |
Öbek Fiiller |
punch something into something f.
|
bir şeyi bir şeye saplamak |
|
60 |
Öbek Fiiller |
punch something into something f.
|
bir şeyi bir şeye batırmak/sokmak |
|
61 |
Öbek Fiiller |
punch something into something f.
|
bir şeyi bir şeye bastırmak |
|
62 |
Öbek Fiiller |
punch something into something f.
|
bir şeyi bir şeye daldırmak |
|
63 |
Öbek Fiiller |
punch something up f.
|
bir şeyi kasaya/hesap makinesine girmek |
|
64 |
Öbek Fiiller |
punch something up f.
|
bir şeyi kasaya/hesap makinesine yazmak |
|
65 |
Öbek Fiiller |
punch something up f.
|
bir şeyi kasaya/hesap makinesine tuşlamak |
|
66 |
Öbek Fiiller |
punch (someone or something) on (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak |
|
67 |
Öbek Fiiller |
punch (someone or something) on (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak |
|
68 |
Öbek Fiiller |
punch (someone or something) on (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak |
|
69 |
Öbek Fiiller |
punch (someone or something) on (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerini) yumruklamak |
|
70 |
Öbek Fiiller |
punch above (something) f.
|
kendi sıkletinin üzerindekilerle dövüşebilmek |
|
71 |
Öbek Fiiller |
punch above (something) f.
|
kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak |
|
72 |
Öbek Fiiller |
punch above (something) f.
|
gücünün/kapasitesinin üzerinde başarı sağlamak |
|
73 |
Öbek Fiiller |
punch above (something) f.
|
beklenenin üzerinde performans göstermek |
|
74 |
Öbek Fiiller |
punch above (something) f.
|
kendisinden beklenenin üstüne çıkmak |
|
75 |
Öbek Fiiller |
punch into f.
|
-i delmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
punch into f.
|
-de delik açmak |
|
77 |
Öbek Fiiller |
punch into f.
|
-i bir şeye saplamak |
|
78 |
Öbek Fiiller |
punch into f.
|
-i bir şeye batırmak/sokmak |
|
79 |
Öbek Fiiller |
punch on f.
|
bir yerine vurmak |
|
80 |
Öbek Fiiller |
punch on f.
|
bir yerine yumruk atmak |
|
81 |
Öbek Fiiller |
punch out of f.
|
yüzünden yumruklamak |
|
82 |
Öbek Fiiller |
punch out of f.
|
nedeniyle yumruk atmak |
|
83 |
Öbek Fiiller |
punch out of f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak |
|
84 |
Öbek Fiiller |
punch out of f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek |
|
Colloquial |
|
85 |
Konuşma Dili |
roundhouse punch i.
|
döner yumruk |
|
86 |
Konuşma Dili |
roundhouse punch i.
|
yarı dairesel hareketle atılan yumruk |
|
87 |
Konuşma Dili |
roundhouse punch i.
|
dönerek kafaya atılan yumruk |
|
88 |
Konuşma Dili |
punch buggy i.
|
bir volkswagen beetle marka araba görüldüğünde herkesin diğerlerine ilk yumruk vuran kişi olmaya çalışıp "punch buggy" dediği oyun |
|
89 |
Konuşma Dili |
punch buggy i.
|
volkswagen beetle marka araba sayma oyunu |
|
90 |
Konuşma Dili |
sucker punch i.
|
beklenmedik yenilgi |
|
91 |
Konuşma Dili |
sucker punch i.
|
yıkıcı başarısızlık |
|
92 |
Konuşma Dili |
punch it f.
|
gazlamak |
|
93 |
Konuşma Dili |
punch it f.
|
gaza basmak |
|
94 |
Konuşma Dili |
punch it f.
|
gazı köklemek |
|
95 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
bilgisayarda/daktiloda yazmak |
|
96 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
daktilo etmek |
|
97 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
bilgisayara geçirmek |
|
98 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
canlandırmak |
|
99 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
dinamikleştirmek |
|
100 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
ilginçleştirmek |
|
101 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
heyecan katmak |
|
102 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
ilginçlik katmak |
|
103 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
yüksek tabakadan insanlarla ilgili espri yapmak |
|
104 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
ekonomik durumu iyi kişilerle ilgili espri yapmak |
|
105 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
toplumda/siyasi açıdan yüksek konumdaki insanlarla ilgili espri yapmak |
|
106 |
Konuşma Dili |
punch up f.
|
kalburüstü insanlarla ilgili espri yapmak |
|
107 |
Konuşma Dili |
be punch-drunk f.
|
kafasına yediği sert yumrukla sersemlemek |
|
108 |
Konuşma Dili |
be punch-drunk f.
|
kafasına yediği sert yumruktan dolayı zihni karışmak |
|
109 |
Konuşma Dili |
be punch-drunk f.
|
kafasına yediği sert yumruktan dolayı travma yaşamak |
|
110 |
Konuşma Dili |
sucker-punch f.
|
beklenmedik anda yumruk atmak |
|
111 |
Konuşma Dili |
punch-drunk s.
|
yumruk sarhoşu |
|
112 |
Konuşma Dili |
he/she couldn’t punch his/her way out of a paper bag expr.
|
onun kendine hayrı/faydası yok |
|
113 |
Konuşma Dili |
(there's) no show without punch expr.
|
kambersiz düğün olmaz |
|
114 |
Konuşma Dili |
(there's) no show without punch expr.
|
en önemli kişi/şey olmadan olmaz |
|
115 |
Konuşma Dili |
(there's) no show without punch expr.
|
en önemli kişi/şey olmadan tadı çıkmaz |
|
116 |
Konuşma Dili |
(there's) no show without punch expr.
|
en önemli kişi/şey olmadan hiç olur mu |
|
Idioms |
|
117 |
Deyim |
a one-two punch i.
|
aynı anda veya arka arkaya meydana gelen iki olumsuz durum |
|
118 |
Deyim |
one-two punch i.
|
boksta hızlıca arka arkaya atılan iki yumruk |
|
119 |
Deyim |
one-two punch i.
|
arka arkaya iki darbe |
|
120 |
Deyim |
one-two punch i.
|
birbirini takip eden aksilikler |
|
121 |
Deyim |
one-two punch i.
|
üst üste gelen aksilikler |
|
122 |
Deyim |
one-two punch i.
|
art arda gelen aksilikler |
|
123 |
Deyim |
one-two punch i.
|
olumsuz olaylar silsilesi |
|
124 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
bir sağ bir sol yumruk |
|
125 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
sağ-sol yumruk |
|
126 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
bir sağ bir sol vuruş |
|
127 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
birbirini tamamlayan ikili |
|
128 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
tokat gibi ikili |
|
129 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
yumruk gibi ikili |
|
130 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
zehir gibi ikili |
|
131 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
etkili çift |
|
132 |
Deyim |
the old one-two (punch) i.
|
bir elmanın iki yarısı |
|
133 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
yeteneğinin hakkını verememek |
|
134 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
yeteneğini gösterememek |
|
135 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
kendisinden beklenen performansı sergileyememek |
|
136 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
kendisinden beklenenin altında kalmak |
|
137 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak |
|
138 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
denginin altında biriyle beraber olmak |
|
139 |
Deyim |
punch below (one's) weight f.
|
görünüm/zeka/iş bakımından kendisine uygun olmayan biriyle ilişkisi olmak |
|
140 |
Deyim |
can't punch one's way out of a paper bag f.
|
en basit işi bile becerememek |
|
141 |
Deyim |
can't punch one's way out of a paper bag f.
|
çok basit bir işi bile yapamayacak kadar beceriksiz/güçsüz olmak |
|
142 |
Deyim |
be punch-drunk f.
|
bitap düşmek |
|
143 |
Deyim |
take a punch at someone f.
|
birine vurmak |
|
144 |
Deyim |
take a punch at someone f.
|
birini dürtmek |
|
145 |
Deyim |
beat to the punch f.
|
başkasından önce davranmak |
|
146 |
Deyim |
punch a hole in something f.
|
bir yerde bir delik açmak |
|
147 |
Deyim |
take a punch at someone f.
|
biriyle dalga geçmek |
|
148 |
Deyim |
pull one's punch f.
|
birisini eleştirmeyi bırakmak |
|
149 |
Deyim |
punch somebody's lights out f.
|
bir tane oturtmak/çakmak |
|
150 |
Deyim |
be punch-drunk f.
|
bitkin olmak |
|
151 |
Deyim |
be as pleased as punch f.
|
bayram etmek |
|
152 |
Deyim |
be punch-drunk f.
|
çok yorgun olmak |
|
153 |
Deyim |
punch a clock f.
|
her gün işe gitmek |
|
154 |
Deyim |
beat somebody to the punch f.
|
erken davranmak |
|
155 |
Deyim |
pull no punch f.
|
herşeyi açık açık/bir bir/çekinmeden söylemek |
|
156 |
Deyim |
beat to the punch f.
|
erken davranmak |
|
157 |
Deyim |
beat someone to the punch f.
|
erken davranmak |
|
158 |
Deyim |
pack a punch f.
|
güçlü bir etkisi olmak |
|
159 |
Deyim |
roll with the punch f.
|
itiraz etmemek |
|
160 |
Deyim |
punch above one's weight f.
|
kendinden üstün biriyle aşık atmak |
|
161 |
Deyim |
pull one's punch f.
|
kendini geri çekmek |
|
162 |
Deyim |
beat someone to the punch f.
|
önce davranmak |
|
163 |
Deyim |
pull no punch f.
|
lafını esirgememek |
|
164 |
Deyim |
roll with the punch f.
|
kabullenmek |
|
165 |
Deyim |
punch above one's weight f.
|
kendi sıkletinin üzerindekilerle dövüşebilmek |
|
166 |
Deyim |
beat somebody to the punch f.
|
önce davranmak |
|
167 |
Deyim |
roll with the punch f.
|
sineye çekmek |
|
168 |
Deyim |
pull one's punch f.
|
tüm gücünü ortaya koymamak |
|
169 |
Deyim |
pull one's punch f.
|
tırnaklarını içeri çekmek |
|
170 |
Deyim |
throw a punch f.
|
yumruk savurmak |
|
171 |
Deyim |
throw a punch f.
|
yumruk atmak |
|
172 |
Deyim |
pack a punch f.
|
yumruğu oturtmak |
|
173 |
Deyim |
punch a clock f.
|
(işe) varış çizelgesi doldurmak |
|
174 |
Deyim |
pack a punch f.
|
(enerji vermek vb.) uçurmak |
|
175 |
Deyim |
can't punch one's way out of a paper bag f.
|
kendine hayrı olmamak |
|
176 |
Deyim |
can't punch one's way out of a paper bag f.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
177 |
Deyim |
can't punch one's way out of a paper bag f.
|
kendine bile hayrı dokunmamak |
|
178 |
Deyim |
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f.
|
kendine hayrı olmamak |
|
179 |
Deyim |
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
180 |
Deyim |
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f.
|
kendine bile hayrı dokunmamak |
|
181 |
Deyim |
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f.
|
kendine hayrı dokunmamak/olmamak |
|
182 |
Deyim |
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f.
|
çok güçsüz/kof olmak |
|
183 |
Deyim |
land a punch f.
|
yumruk atmak |
|
184 |
Deyim |
land a punch f.
|
yumruğu oturtmak |
|
185 |
Deyim |
land a punch f.
|
yumruğu koymak/indirmek |
|
186 |
Deyim |
land a punch f.
|
yumruk gibi indirmek |
|
187 |
Deyim |
land a punch f.
|
tokat gibi sıralamak |
|
188 |
Deyim |
land a punch f.
|
taşı gediğine koymak |
|
189 |
Deyim |
land a punch f.
|
güçlü etki yaratmak |
|
190 |
Deyim |
land a punch f.
|
sarsıcı etki yaratmak |
|
191 |
Deyim |
pull a punch f.
|
rakibe vururken tüm gücünü kullanmamak |
|
192 |
Deyim |
pull a punch f.
|
temkinli hareket etmek |
|
193 |
Deyim |
pull a punch f.
|
temkinli konuşmak |
|
194 |
Deyim |
punch (one's) ticket f.
|
girişini garantilemek |
|
195 |
Deyim |
punch (one's) ticket f.
|
biletini eline almak |
|
196 |
Deyim |
punch your ticket [us] f.
|
terfi almayı garantilemek |
|
197 |
Deyim |
punch your ticket [us] f.
|
terfi almak için belirli görevlerin altına girmek |
|
198 |
Deyim |
be (as) pleased as punch f.
|
çok mutlu olmak |
|
199 |
Deyim |
be (as) pleased as punch f.
|
çok sevinmek |
|
200 |
Deyim |
beat (one) to the punch [us] f.
|
(birinden) önce davranmak |
|
201 |
Deyim |
beat (one) to the punch [us] f.
|
(birinden) erken davranmak |
|
202 |
Deyim |
beat (one) to the punch [us] f.
|
(birinden) hızlı davranmak |
|
203 |
Deyim |
beat to the punch f.
|
önce davranmak |
|
204 |
Deyim |
beat to the punch f.
|
erken davranmak |
|
205 |
Deyim |
beat to the punch f.
|
hızlı davranmak |
|
206 |
Deyim |
he, she, couldn't punch his, her way out of a paper bag f.
|
kendine hayrı dokunmamak |
|
207 |
Deyim |
he, she, couldn't punch his, her way out of a paper bag f.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
208 |
Deyim |
he, she, couldn't punch his, her way out of a paper bag f.
|
en kolay şeyi bile becerememek |
|
209 |
Deyim |
he, she, couldn't punch his, her way out of a paper bag f.
|
beceriksiz olmak |
|
210 |
Deyim |
punch (one's) lights out f.
|
(birini) bir yumrukla devirmek |
|
211 |
Deyim |
punch (one's) lights out f.
|
kodu mu oturtmak |
|
212 |
Deyim |
punch (one's) weight f.
|
yeteneğini/kendini/gücünü göstermek |
|
213 |
Deyim |
punch (one's) weight f.
|
yeteneğinin hakkını vermek |
|
214 |
Deyim |
punch (one's) weight f.
|
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
|
215 |
Deyim |
punch (one's) weight f.
|
kendi sıkletinde başarılı olmak |
|
216 |
Deyim |
punch (one's) weight f.
|
kendinden beklenen performansı sergilemek |
|
217 |
Deyim |
punch a hole in f.
|
-de bir delik açmak |
|
218 |
Deyim |
punch above your weight [uk] f.
|
kendi sıkletinin üzerindekilerle dövüşebilmek |
|
219 |
Deyim |
punch above your weight [uk] f.
|
kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak |
|
220 |
Deyim |
punch above your weight [uk] f.
|
gücünün/kapasitesinin üzerinde başarı sağlamak |
|
221 |
Deyim |
punch above your weight [uk] f.
|
beklenenin üzerinde performans göstermek |
|
222 |
Deyim |
punch above your weight [uk] f.
|
kendisinden beklenenin üstüne çıkmak |
|
223 |
Deyim |
punch below your weight f.
|
yeteneğinin hakkını verememek |
|
224 |
Deyim |
punch below your weight f.
|
yeteneğini gösterememek |
|
225 |
Deyim |
punch below your weight f.
|
kendisinden beklenen performansı sergileyememek |
|
226 |
Deyim |
punch below your weight f.
|
kendisinden beklenenin altında kalmak |
|
227 |
Deyim |
punch below your weight f.
|
kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak |
|
228 |
Deyim |
punch lights out f.
|
bir tane oturtmak/çakmak |
|
229 |
Deyim |
punch lights out f.
|
bir yumrukla devirmek |
|
230 |
Deyim |
punch lights out f.
|
kodu mu oturtmak |
|
231 |
Deyim |
punch the (time) clock f.
|
işe gidip gelmek |
|
232 |
Deyim |
punch the (time) clock f.
|
düzenli bir işte çalışmak |
|
233 |
Deyim |
punch the (time) clock f.
|
giriş çıkış saatleri belli bir işte çalışmak |
|
234 |
Deyim |
punch the (time) clock f.
|
9-5 bir işte çalışmak |
|
235 |
Deyim |
punch your weight [uk] f.
|
yeteneğini/kendini/gücünü göstermek |
|
236 |
Deyim |
punch your weight [uk] f.
|
yeteneğinin hakkını vermek |
|
237 |
Deyim |
punch your weight [uk] f.
|
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
|
238 |
Deyim |
punch your weight [uk] f.
|
kendi sıkletinde başarılı olmak |
|
239 |
Deyim |
punch your weight [uk] f.
|
kendinden beklenen performansı sergilemek |
|
240 |
Deyim |
take a punch at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) vurmak |
|
241 |
Deyim |
take a punch at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) bir tane patlatmak/geçirmek |
|
242 |
Deyim |
take a punch at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yumruk atmak |
|
243 |
Deyim |
pleased as punch s.
|
zevk duyan |
|
244 |
Deyim |
pleased as punch s.
|
memnun |
|
245 |
Deyim |
pleased as punch s.
|
gurur duyan |
|
246 |
Deyim |
pleased as punch s.
|
sevinçli |
|
247 |
Deyim |
pleased as punch s.
|
haz duyan |
|
248 |
Deyim |
proud as punch s.
|
zevk duyan |
|
249 |
Deyim |
proud as punch s.
|
memnun |
|
250 |
Deyim |
proud as punch s.
|
gurur duyan |
|
251 |
Deyim |
proud as punch s.
|
sevinçli |
|
252 |
Deyim |
proud as punch s.
|
haz duyan |
|
253 |
Deyim |
as pleased as punch expr.
|
çok sevinçli |
|
254 |
Deyim |
as pleased as punch expr.
|
çok mutlu |
|
255 |
Deyim |
as pleased as punch expr.
|
mal bulmuş mağribi gibi |
|
256 |
Deyim |
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland] expr.
|
ayın ilk günü için sana bir cimcik bir yumruk |
|
257 |
Deyim |
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland] expr.
|
ayın ilk günü söylenen ve yapılan çocukça bir sataşma |
|
258 |
Deyim |
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
|
kendine hayrı yok |
|
259 |
Deyim |
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
|
en basit işi bile beceremez |
|
260 |
Deyim |
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
|
kendine bile hayrı yok |
|
261 |
Deyim |
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
|
beceriksiz |
|
262 |
Deyim |
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
|
zayıf |
|
263 |
Deyim |
he/she couldn't punch his/her way out of a paper bag expr.
|
birinin kendine hayrı yok |
|
264 |
Deyim |
he/she couldn't punch his/her way out of a paper bag expr.
|
birinin kendine bile hayrı yok |
|
Trade/Economic |
|
265 |
Ticaret/Ekonomi |
hole punch i.
|
delgeç |
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
punch list i.
|
eksik listesi |
|
Politics |
|
267 |
Siyasal |
one-punch law [australia] i.
|
tek bir yumruk dahi olsa tüm saldırılar için cezai yaptırım uygulayan yasa |
|
Technical |
|
268 |
Teknik |
nail punch i.
|
çivi zımbası |
|
269 |
Teknik |
adjustable punch i.
|
ayarlı panç |
|
270 |
Teknik |
ball-lock punch i.
|
bilya kilitlemeli zımba |
|
271 |
Teknik |
ball-lock punch retainer i.
|
bilya kilitlemeli zımba tutucusu |
|
272 |
Teknik |
shaped punch i.
|
biçimli zımba |
|
273 |
Teknik |
zone punch i.
|
bölge delgisi |
|
274 |
Teknik |
ticket punch i.
|
bilet zımbası |
|
275 |
Teknik |
block punch i.
|
blok zımba |
|
276 |
Teknik |
output punch i.
|
çıktı delgisi |
|
277 |
Teknik |
hammer punch i.
|
çekiçzımba |
|
278 |
Teknik |
double punch i.
|
çift delgi |
|
279 |
Teknik |
punch down tool i.
|
çakma aleti |
|
280 |
Teknik |
drawing punch i.
|
çekme zımbası |
|
281 |
Teknik |
double-punch shearing i.
|
çift delgili makaslama |
|
282 |
Teknik |
multiple punch i.
|
çoklu delgi |
|
283 |
Teknik |
coining punch i.
|
darp zımbası |
|
284 |
Teknik |
punch press i.
|
delme presi |
|
285 |
Teknik |
hollow punch i.
|
delik zımbası |
|
286 |
Teknik |
key punch i.
|
delgi makinesi |
|
287 |
Teknik |
punch card i.
|
delgili kart |
|
288 |
Teknik |
punch die i.
|
delme kalıbı |
|
289 |
Teknik |
blanking punch i.
|
delme zımbası |
|
290 |
Teknik |
leather punch i.
|
deri zımbası |
|
291 |
Teknik |
punch card i.
|
delikli kart |
|
292 |
Teknik |
punch tape i.
|
delikli şerit |
|
293 |
Teknik |
punch knife i.
|
delgi bıçağı |
|
294 |
Teknik |
punch card accounting machine i.
|
delikli kart hesap makinesi |
|
295 |
Teknik |
centre punch i.
|
delik mastarı |
|
296 |
Teknik |
card punch operator i.
|
delgi işletmeni |
|
297 |
Teknik |
punch position i.
|
delgi konumu |
|
298 |
Teknik |
punch card machine i.
|
delikli kart makinesi |
|
299 |
Teknik |
turret- type punch press i.
|
döner başlıklı zımbalı basgaç |
|
300 |
Teknik |
punch holder shank with neck and flat i.
|
düz ve boyunlu tip zımba tutucu sap |
|
301 |
Teknik |
electronic calculating punch i.
|
elektronik hesaplamalı delgileme |
|
302 |
Teknik |
hand punch i.
|
el zımbası |
|
303 |
Teknik |
hand punch i.
|
el delgisi |
|
304 |
Teknik |
invalid punch i.
|
geçersiz delgi |
|
305 |
Teknik |
calculating punch i.
|
hesaplamalı delgileme |
|
306 |
Teknik |
function punch i.
|
işlev delgisi |
|
307 |
Teknik |
card punch machine i.
|
kart delgi makinası |
|
308 |
Teknik |
card punch i.
|
kart delici |
|
309 |
Teknik |
card punch buffer i.
|
kart delgi makinası tamponu |
|
310 |
Teknik |
card punch buffer i.
|
kart delici tamponu |
|
311 |
Teknik |
card punch machine i.
|
kart delgi makinesi |
|
312 |
Teknik |
paper tape punch i.
|
kağıt bant delici |
|
313 |
Teknik |
lower punch i.
|
kalıbın alt bölümü |
|
314 |
Teknik |
card punch i.
|
kart delgi |
|
315 |
Teknik |
off-punch i.
|
kayık delgi |
|
316 |
Teknik |
trimmer punch i.
|
kırpma iticisi |
|
317 |
Teknik |
pilot punch i.
|
kılavuz delik zımbası |
|
318 |
Teknik |
keyboard punch i.
|
klavyeyle delgileme |
|
319 |
Teknik |
hollow punch i.
|
kaval zımba |
|
320 |
Teknik |
hollow punch i.
|
kovan zımba |
|
321 |
Teknik |
leather punch i.
|
kösele zımbası |
|
322 |
Teknik |
centre punch i.
|
merkez zımbası |
|
323 |
Teknik |
dot punch i.
|
nokta zımbası |
|
324 |
Teknik |
eleven punch i.
|
onbir delgisi |
|
325 |
Teknik |
read-punch unit i.
|
okur-delgiler birim |
|
326 |
Teknik |
centre punch i.
|
nokta zımbası |
|
327 |
Teknik |
summary punch i.
|
özet delgi |
|
328 |
Teknik |
socket punch i.
|
oyuk zımba |
|
329 |
Teknik |
automatic tape punch i.
|
otomatik şerit delici |
|
330 |
Teknik |
automatic punch i.
|
otomatik delgi |
|
331 |
Teknik |
blunt punch i.
|
perçin zımbası |
|
332 |
Teknik |
rivet punch i.
|
perçin zımbası |
|
333 |
Teknik |
rivet-heading punch i.
|
perçin başı zımbası |
|
334 |
Teknik |
punch bowl i.
|
punç kasesi |
|
335 |
Teknik |
coining punch i.
|
pul zımba |
|
336 |
Teknik |
punch glass i.
|
punç bardağı |
|
337 |
Teknik |
digit punch i.
|
sayı delgisi |
|
338 |
Teknik |
stripper punch i.
|
sıyırıcı zımba |
|
339 |
Teknik |
cold punch i.
|
soğuk zımba |
|
340 |
Teknik |
tape punch i.
|
şerit delici |
|
341 |
Teknik |
tape punch i.
|
şerit delgileyici |
|
342 |
Teknik |
punch press i.
|
şekil vermek veya damgalamak için kalıp takılmış bir pres |
|
343 |
Teknik |
gang punch i.
|
takım delgi |
|
344 |
Teknik |
spot punch i.
|
tek delgi makinesi |
|
345 |
Teknik |
gang punch i.
|
takım zımba |
|
346 |
Teknik |
spot punch i.
|
tekli delgi makinesi |
|
347 |
Teknik |
off-punch i.
|
yanlış delgi |
|
348 |
Teknik |
y punch i.
|
y delgi |
|
349 |
Teknik |
punch press i.
|
zımba basgacı |
|
350 |
Teknik |
punch nut i.
|
zımba somun |
|
351 |
Teknik |
punch press i.
|
zımba presi |
|
352 |
Teknik |
punch test i.
|
zımba deneyi |
|
353 |
Teknik |
punch holder i.
|
zımba tutucu |
|
354 |
Teknik |
punch holder shank i.
|
zımba tutucu sap |
|
355 |
Teknik |
punch holder shanks i.
|
zımba tutucu saplar |
|
356 |
Teknik |
round punch i.
|
yuvarlak zımba |
|
357 |
Teknik |
punch radius i.
|
zımba yarıçapı |
|
358 |
Teknik |
k-punch i.
|
x deliği |
|
359 |
Teknik |
punch press i.
|
zımba pres |
|
360 |
Teknik |
punch method i.
|
zımba metodu |
|
361 |
Teknik |
centre punch marks i.
|
zımba işareti |
|
362 |
Teknik |
bell punch i.
|
zilli bilet makinesi |
|
363 |
Teknik |
belt punch i.
|
kayış zımba |
|
364 |
Teknik |
belt punch i.
|
deri gibi malzemelerde delik açmak için kullanılan zımba |
|
365 |
Teknik |
punch press f.
|
metal kesmek |
|
366 |
Teknik |
prick-punch f.
|
zımbalamak |
|
Computer |
|
367 |
Bilgisayar |
card punch i.
|
delgi makinesi |
|
368 |
Bilgisayar |
zone punch i.
|
bölge delgisi |
|
369 |
Bilgisayar |
double punch i.
|
çift delgi |
|
370 |
Bilgisayar |
multiple punch i.
|
çoklu delgi |
|
371 |
Bilgisayar |
output punch i.
|
çıktı delgisi |
|
372 |
Bilgisayar |
punch card i.
|
delikli kart |
|
373 |
Bilgisayar |
punch knife i.
|
delgi bıçağı |
|
374 |
Bilgisayar |
punch position i.
|
delme konumu |
|
375 |
Bilgisayar |
punch tape i.
|
delikli şerit |
|
376 |
Bilgisayar |
hole punch unit i.
|
delik zımba birimi |
|
377 |
Bilgisayar |
hole punch i.
|
delik zımbası |
|
378 |
Bilgisayar |
card punch operator i.
|
delgi işletmeni |
|
379 |
Bilgisayar |
punch card i.
|
delgili kart |
|
380 |
Bilgisayar |
punch position i.
|
delgi konumu |
|
381 |
Bilgisayar |
hand punch i.
|
el delgisi |
|
382 |
Bilgisayar |
electronic calculating punch i.
|
elektronik hesaplamalı delgileme |
|
383 |
Bilgisayar |
invalid punch i.
|
geçersiz delgi |
|
384 |
Bilgisayar |
calculating punch i.
|
hesaplamalı delgileme |
|
385 |
Bilgisayar |
function punch i.
|
işlev delgisi |
|
386 |
Bilgisayar |
card punch i.
|
kart delici |
|
387 |
Bilgisayar |
card punch machine i.
|
kart delgi makinesi |
|
388 |
Bilgisayar |
card punch buffer i.
|
kart delgi makinesi tamponu |
|
389 |
Bilgisayar |
paper tape punch i.
|
kağıt bant delici |
|
390 |
Bilgisayar |
card punch buffer i.
|
kart delici tamponu |
|
391 |
Bilgisayar |
keyboard punch i.
|
klavyeyle delgileme |
|
392 |
Bilgisayar |
read-punch unit i.
|
okur’-delgiler birim |
|
393 |
Bilgisayar |
twelve punch i.
|
on iki deliği |
|
394 |
Bilgisayar |
eleven punch i.
|
onbir delgisi |
|
395 |
Bilgisayar |
automatic tape punch i.
|
otomatik şerit delici |
|
396 |
Bilgisayar |
automatic punch i.
|
otomatik delgi |
|
397 |
Bilgisayar |
automatic punch i.
|
özdevimli delgi |
|
398 |
Bilgisayar |
summary punch i.
|
özet delgi |
|
399 |
Bilgisayar |
digit punch i.
|
sayı delgisi |
|
400 |
Bilgisayar |
tape punch i.
|
şerit delgileyici |
|
401 |
Bilgisayar |
tape punch i.
|
şerit delici |
|
402 |
Bilgisayar |
gang punch i.
|
takım delgi |
|
403 |
Bilgisayar |
y punch i.
|
y delgi |
|
404 |
Bilgisayar |
x-punch i.
|
x deliği |
|
405 |
Bilgisayar |
punch unit i.
|
zımba birimi |
|
406 |
Bilgisayar |
key punch i.
|
kart delici |
|
407 |
Bilgisayar |
key punch i.
|
verinin delikli kart ve kağıt bantlara aktarılmasını sağlayan manuel çalışan tuşlu bir cihaz |
|
408 |
Bilgisayar |
key punch f.
|
delgi makinesi kullanarak veriyi bilgisayara girmek |
|
Informatics |
|
409 |
Bilişim |
card punch i.
|
kart delgi |
|
Electric |
|
410 |
Elektrik |
zone punch i.
|
bölge deliği |
|
411 |
Elektrik |
electronic calculated punch i.
|
elektronik kart okuyucu ve delici |
|
Mechanic |
|
412 |
Mekanik |
center punch i.
|
nokta zımbası |
|
413 |
Mekanik |
eyelet punch i.
|
delik açma makinesi |
|
414 |
Mekanik |
eyelet punch i.
|
kuş gözü basma makinesi |
|
Textile |
|
415 |
Tekstil |
needle punch i.
|
bir iğneleme tekniği |
|
416 |
Tekstil |
needle punch i.
|
ince dokuma iğneleme aleti |
|
417 |
Tekstil |
needle punch i.
|
nakış makinesi |
|
418 |
Tekstil |
hollow punch i.
|
zımba |
|
Construction |
|
419 |
İnşaat |
punch list i.
|
eksikler tutanağı listesi |
|
Automotive |
|
420 |
Otomotiv |
aligning punch i.
|
ayar zımbası |
|
421 |
Otomotiv |
gasket punch i.
|
conta delik zımbası |
|
422 |
Otomotiv |
hole punch i.
|
delik zımbası |
|
423 |
Otomotiv |
pin punch i.
|
düz pim zımba |
|
424 |
Otomotiv |
soft punch i.
|
işaret zımbası |
|
425 |
Otomotiv |
wad punch i.
|
konik kayış zımbası |
|
426 |
Otomotiv |
drift punch i.
|
konik pim zımba |
|
427 |
Otomotiv |
centre punch i.
|
merkezleme zımbası |
|
428 |
Otomotiv |
center punch i.
|
nokta zımba |
|
429 |
Otomotiv |
rivet punch i.
|
perçin zımbası |
|
430 |
Otomotiv |
brass punch i.
|
pirinç zımba |
|
431 |
Otomotiv |
pin punch i.
|
pim zımbası |
|
432 |
Otomotiv |
drift punch i.
|
zımba |
|
433 |
Otomotiv |
center punch i.
|
zımba |
|
Medical |
|
434 |
Medikal |
murphy's punch sign i.
|
kosto vertebral açı hassasiyeti |
|
435 |
Medikal |
punch biopsy i.
|
punch biyopsi |
|
436 |
Medikal |
punch-drunk syndrome i.
|
pugilistik demans |
|
Gastronomy |
|
437 |
Mutfak |
punch cup i.
|
kulplu panç bardağı |
|
438 |
Mutfak |
fruit punch i.
|
meyveli içki |
|
439 |
Mutfak |
planter's punch i.
|
rom, limon suyu ve şekerle yapılan bir tür kokteyl |
|
440 |
Mutfak |
fish house punch i.
|
rom ve brendi ile hazırlanan şekerli bir içecek türü |
|
441 |
Mutfak |
roman punch i.
|
dondurulup buz şeklinde servis edilen meyveli kokteyl |
|
Breeding |
|
442 |
Hayvancılık |
suffolk punch i.
|
suffolk koyunu |
|
443 |
Hayvancılık |
suffolk punch i.
|
suffolk atı |
|
444 |
Hayvancılık |
suffolk punch i.
|
suffolk ırkı hayvan |
|
445 |
Hayvancılık |
toe-punch f.
|
ayak parmakları arasındaki perdeye delik açarak (kümes hayvanını) işaretlemek |
|
Apiculture |
|
446 |
Arıcılık |
queen-cell punch i.
|
ana gözü zımbası |
|
Geology |
|
447 |
Jeoloji |
block punch index test i.
|
makaslama indeks deneyi |
|
Military |
|
448 |
Askeri |
personnel status punch card i.
|
personel durum kartı |
|
Hunting |
|
449 |
Silah/Atıcılık |
punch out from i.
|
omuzdan atış |
|
450 |
Silah/Atıcılık |
punch out from f.
|
silahı omuza koyup ateş etmek |
|
Sport |
|
451 |
Spor |
counter punch i.
|
kontra vuruş |
|
Boxing |
|
452 |
Boks |
punch bag i.
|
antrenman torbası |
|
453 |
Boks |
uppercut punch i.
|
aparkat |
|
454 |
Boks |
straight punch i.
|
direkt yumruk |
|
455 |
Boks |
punch bag i.
|
kum torbası |
|
456 |
Boks |
right straight punch i.
|
sağ direkt |
|
457 |
Boks |
right hook punch i.
|
sağ kroşe |
|
458 |
Boks |
left straight punch i.
|
sol direkt |
|
459 |
Boks |
left hook punch i.
|
sol kroşe |
|
460 |
Boks |
kidney punch i.
|
rakibin bel kısmına atılan kural dışı yumruk |
|
461 |
Boks |
knockout punch i.
|
nakavt eden yumruk |
|
462 |
Boks |
knockout punch i.
|
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
|
463 |
Boks |
sunday punch i.
|
nakavt eden yumruk |
|
464 |
Boks |
sunday punch i.
|
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
|
465 |
Boks |
ko punch i.
|
nakavt eden yumruk |
|
466 |
Boks |
ko punch i.
|
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
|
467 |
Boks |
body punch i.
|
boksta rakibin vücuduna yapılan vuruş |
|
468 |
Boks |
bolo punch i.
|
bir tür aparkat |
|
469 |
Boks |
one-two punch i.
|
çift yumruk |
|
470 |
Boks |
kidney punch f.
|
rakibin bel kısmına kural dışı yumruk atmak |
|
Slang |
|
471 |
Argo |
bunch punch i.
|
grup seks |
|
472 |
Argo |
bunch punch i.
|
bir kadına birden çok erkeğin tecavüz etmesi |
|
473 |
Argo |
spiked punch i.
|
alkollü meyve kokteyli |
|
474 |
Argo |
punch-drunk love i.
|
aşk sarhoşu |
|
475 |
Argo |
sucker punch i.
|
beklenmedik bir anda atılan yumruk |
|
476 |
Argo |
sunday punch i.
|
ağır darbe |
|
477 |
Argo |
sunday punch i.
|
güçlü darbe |
|
478 |
Argo |
sunday punch i.
|
birini yere yığabilecek kadar güçlü yumruk/darbe |
|
479 |
Argo |
sunday punch i.
|
yıkıcı zarar veren darbe/söylem/hareket |
|
480 |
Argo |
sunday punch i.
|
ezici darbe/söylem/hareket |
|
481 |
Argo |
sunday punch i.
|
harap edici darbe/söylem/hareket |
|
482 |
Argo |
sunday punch i.
|
sert darbe |
|
483 |
Argo |
sunday punch i.
|
birinin en iyi/güçlü yumruğu |
|
484 |
Argo |
sunday punch i.
|
birinin tüm gücüyle attığı yumruk/vurduğu darbe |
|
485 |
Argo |
bunch-punch i.
|
grup seks |
|
486 |
Argo |
bunch-punch i.
|
bir kadınla birden çok erkeğin ilişkiye girmesi |
|
487 |
Argo |
bunch-punch i.
|
bir kadına birden çok erkeğin tecavüz etmesi |
|
488 |
Argo |
punch someone's lights out f.
|
bir yumrukla devirmek |
|
489 |
Argo |
punch someone f.
|
birine yumruk atmak |
|
490 |
Argo |
punch the clown f.
|
çavuşu tokatlamak |
|
491 |
Argo |
punch someone's lights out f.
|
kodu mu oturtmak |
|
492 |
Argo |
punch the clown f.
|
otuz bir çekmek |
|
493 |
Argo |
pack a punch f.
|
kodu mu oturtmak |
|
494 |
Argo |
punch down f.
|
aşağılamak |
|
495 |
Argo |
punch down f.
|
aşağılayıcı şaka yapmak |
|
496 |
Argo |
punch down f.
|
küçük düşürücü espri yapmak |
|
497 |
Argo |
punch down f.
|
küçümsemek |
|
498 |
Argo |
punch down f.
|
alay etmek |
|
499 |
Argo |
punch down f.
|
tiye almak |
|
500 |
Argo |
punch out f.
|
askeri uçaktan atlamak |
|