Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
a-hole
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"a-hole"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Slang
1
Argo
a-hole
i.
rezil insan
2
Argo
a-hole
i.
göt
3
Argo
a-hole
i.
alçak
4
Argo
a-hole
i.
kıç deliği
5
Argo
a-hole
i.
anüs
6
Argo
a-hole
i.
iğrenç kişi
"a-hole"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 238 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
oven made in a hole in the earth
i.
tandır
2
Genel
make a hole
f.
delik açmak
3
Genel
dig a hole
f.
çukur kazmak
4
Genel
bore a hole in
f.
azıcık çürütmek (bir fikri)
5
Genel
make a hole in
f.
delmek
6
Genel
make a hole in
f.
delik açmak
7
Genel
bore a hole in
f.
delik açmak
8
Genel
make a hole
f.
delik delmek
9
Genel
fall into a hole
f.
çukura düşmek
10
Genel
cover a hole
f.
delik kapatmak
11
Genel
drill a hole
f.
delik delmek
12
Genel
go down into a hole
f.
çukura inmek
13
Genel
make a hole in something with a nail
f.
çivi ile delmek
14
Genel
pierce a hole in something with a nail
f.
çivi ile delmek
15
Genel
pierce a hole
f.
delik delmek
16
Genel
bore a hole in something with a nail
f.
çivi ile delmek
17
Genel
bore a hole
f.
delik delmek
18
Genel
drill a hole on the surface
f.
yüzeye delik açmak
19
Genel
have a hole in one's budget of
f.
bütçesinde ...'lık açık olmak
20
Genel
dig a hole
f.
delik açmak
21
Genel
dig a hole
f.
çukur açmak
22
Genel
without a hole
s.
deliksiz
Proverb
23
Atasözü
if you're in a hole, stop digging
eğer kötü bir duruma düştüysen durumu daha da kötüleştirecek hamlelerden kaçın
24
Atasözü
if you're in a hole, stop digging
çukura düştüysen kazmayı bırakacaksın
Colloquial
25
Konuşma Dili
be in a hole
f.
açmazda olmak
26
Konuşma Dili
make a hole in
f.
başarıya atılan ilk adımı atmak
27
Konuşma Dili
be in a hole
f.
çıkmazda olmak
28
Konuşma Dili
be in a hole
f.
zor durumda olmak
29
Konuşma Dili
doesn't know his ass from a hole in the ground
expr.
bir bok bilmez
30
Konuşma Dili
doesn't know his ass from a hole in the ground
expr.
hiçbir şey bilmez
31
Konuşma Dili
make a hole
expr.
(polis anonsu vs. için) yolu açın!
Idioms
32
Deyim
a hole card
i.
gizli koz/avantaj
33
Deyim
a hole in the wall
i.
küçük/karanlı dükkan veya lokanta
34
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiç ihtiyacı/gereği olmamak
35
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
36
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
para harcama isteği duymak
37
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
cebindeki/elindeki parayı tutamamak
38
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
cebindeki/elindeki parayı illa harcamak
39
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
cebinde para durmamak
40
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
har vurup harman savurmak
41
Deyim
have money burning a hole in (one's) pocket
f.
cebi delik olmak
42
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
43
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
44
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
45
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
46
Deyim
poke a hole through something
f.
bir yerde bir delik açmak
47
Deyim
poke a hole in something
f.
bir yerde bir delik açmak
48
Deyim
punch a hole in something
f.
bir yerde bir delik açmak
49
Deyim
put somebody in a hole
f.
birini zor/güç bir duruma sokmak
50
Deyim
put somebody in a hole
f.
birini sıkıntıya sokmak
51
Deyim
money burns a hole in someone's pocket
f.
cebi delik olmak
52
Deyim
have something burning a hole in your pocket
f.
cebi delik olmak
53
Deyim
money burns a hole in someone's pocket
f.
eline geçen parayı hemen harcayan birisi olmak
54
Deyim
make a hole in
f.
havasını söndürmek
55
Deyim
need like a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
56
Deyim
make a hole in
f.
gedik açmak
57
Deyim
be in a hole
f.
kapana kısılmak
58
Deyim
burn a hole in the pocket
f.
para suyunu çekmek
59
Deyim
be in a hole
f.
zor durumda olmak
60
Deyim
blow a hole in something
f.
(bütçede) delik açmak
61
Deyim
blow a hole in something
f.
(fikirlerini/iddialarını) çürütmek
62
Deyim
make a hole in something
f.
(bütçede) delik açmak
63
Deyim
dig (oneself) in a hole
f.
kendi kuyusunu kendi kazmak
64
Deyim
dig (oneself) in a hole
f.
kendini zor duruma düşürmek
65
Deyim
dig (oneself) in a hole
f.
kendini zora sokmak
66
Deyim
dig (oneself) in a hole
f.
kendini zarara sokmak
67
Deyim
dig (oneself) in a hole
f.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak
68
Deyim
dig (oneself) into a hole
f.
kendi kuyusunu kendi kazmak
69
Deyim
dig (oneself) into a hole
f.
kendini zor duruma düşürmek
70
Deyim
dig (oneself) into a hole
f.
kendini zora sokmak
71
Deyim
dig (oneself) into a hole
f.
kendini zarara sokmak
72
Deyim
dig (oneself) into a hole
f.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak
73
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendini utanç verici bir duruma düşürmek
74
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendi kendini sıkıntıya sokmak
75
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendi kendini dara sokmak
76
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendi başına çorap örmek
77
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendi başına iş açmak
78
Deyim
dig a hole for yourself
f.
kendi kendini sıkıntıya sokmak
79
Deyim
dig a hole for yourself
f.
kendi kendini dara sokmak
80
Deyim
dig a hole for yourself
f.
kendi başına çorap örmek
81
Deyim
dig a hole for yourself
f.
kendi başına iş açmak
82
Deyim
dig yourself a hole
f.
kendini kötü bir duruma sokmak
83
Deyim
dig yourself a hole
f.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
84
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendini kötü bir duruma sokmak
85
Deyim
dig yourself into a hole
f.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
86
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birinin) zor bir durumdan çıkmasına yardım etmek
87
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birinin) sıkıntılı bir durumdan kurtulmasına yardım etmek
88
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birini) kötü bir durumun içinden çıkarmak
89
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak
90
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
(kendini) zor bir durumdan kurtarmak
91
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
(kendini) sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
92
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
(kendini) kötü bir durumun içinden çıkarmak
93
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
(kendini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak
94
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
95
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
96
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) zerre kadar istememek
97
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
98
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
99
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
100
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) karşı hiç istek duymamak
101
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) hiç ama hiç istememek
102
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
103
Deyim
make a hole in the water
f.
kendini suda boğmak
104
Deyim
make a hole in the water
f.
kendini suda boğarak öldürmek
105
Deyim
make a hole in the water
f.
suda intihar etmek
106
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyi) delmek
107
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir yere/şeye) delik açmak
108
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek
109
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyin) zayıf noktasını bulmak
110
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak
111
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek
112
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek
113
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyde) bir çatlak tespit etmek
114
Deyim
poke a hole in (something)
f.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek
115
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
cebi delik olmak
116
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
cebinde durmamak
117
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
çarçur olmak
118
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
elinden/cebinden akıp gitmek
119
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
elinden/cebinden uçup gitmek
120
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
suyunu çekmek
121
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
nereye harcayacağını şaşırmak
122
Deyim
be burning a hole in (one's) pocket
f.
harcamak için yanıp tutuşmak
123
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
cebi delik olmak
124
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
cebinde durmamak
125
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
çarçur olmak
126
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
elinden/cebinden akıp gitmek
127
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
elinden/cebinden uçup gitmek
128
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
suyunu çekmek
129
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
nereye harcayacağını şaşırmak
130
Deyim
be burning a hole in your pocket
f.
harcamak için yanıp tutuşmak
131
Deyim
blow a hole in
f.
-i çürütmek
132
Deyim
blow a hole in
f.
-in etkisini azaltmak
133
Deyim
blow a hole in something
f.
sistemde delik açmak
134
Deyim
blow a hole in something
f.
sistemi bozmak
135
Deyim
blow a hole in something
f.
bir şeyin etkinliğini azaltmak
136
Deyim
blow a hole in something
f.
bir şeyi sömürmek
137
Deyim
blow a hole in something
f.
bir şeyi azaltmak
138
Deyim
blow a hole in something
f.
bir şeyde sızıntı yaratmak
139
Deyim
burn a hole in (one's) pocket
f.
(birinin) parasını/elindekini avucundakini/cebindekini tüketmek
140
Deyim
burn a hole in (one's) pocket
f.
(birinin) ceplerini boşatmak
141
Deyim
burn a hole in (one's) pocket
f.
(birinin) parasının suyunu çektirmek
142
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birini) zor bir durumdan kurtarmak
143
Deyim
dig (someone) out of a hole
f.
(birini) zor bir durumdan çıkaracak bir yol bulmak
144
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
durumunu kurtarmak
145
Deyim
dig (oneself) out of a hole
f.
yeniden ayağa kalkmak/kaldırmak
146
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
cebi delik olmak
147
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
eline geçen parayı hemen harcamak
148
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
para cebinde durmamak
149
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
para geldiği gibi gitmek
150
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
parasının suyunu çektirmek
151
Deyim
money burns a hole in (one's) pocket
f.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
152
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
cebi delik olmak
153
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
eline geçen parayı hemen harcamak
154
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
para cebinde durmamak
155
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
para geldiği gibi gitmek
156
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
parasının suyunu çektirmek
157
Deyim
money burns a hole in pocket
f.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
158
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
cebi delik olmak
159
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
eline geçen parayı hemen harcamak
160
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
para cebinde durmamak
161
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
para geldiği gibi gitmek
162
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
parasının suyunu çektirmek
163
Deyim
money burns a hole in your pocket
f.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
164
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
165
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeyin) hiç gereği olmamak
166
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
167
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
168
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
169
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
170
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
171
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
172
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeyin hiç gereği olmamak
173
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
174
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
175
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
176
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
177
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
178
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
179
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeyin hiç gereği olmamak
180
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
181
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
182
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
183
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
184
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
185
Deyim
poke a hole in
f.
-i delmek
186
Deyim
poke a hole in
f.
-e delik açmak
187
Deyim
poke a hole in
f.
-de bir hata tespit etmek
188
Deyim
poke a hole in
f.
-in zayıf noktasını bulmak
189
Deyim
poke a hole in
f.
-in çürük noktasını bulmak
190
Deyim
poke a hole in
f.
-de bir kusur tespit etmek
191
Deyim
poke a hole in
f.
-de bir eksiklik tespit etmek
192
Deyim
poke a hole in
f.
-in açığını bulmak/tespit etmek
193
Deyim
poke a hole in
f.
-de bir aksaklık tespit etmek
194
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyi) delmek
195
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyde) bir delik açmak
196
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek
197
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyin) zayıf noktasını bulmak
198
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak
199
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek
200
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek
201
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyin) açığını bulmak/tespit etmek
202
Deyim
poke a hole through (something)
f.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek
203
Deyim
punch a hole in
f.
-de bir delik açmak
204
Deyim
put (someone or something) in a hole
f.
(birini/bir şeyi) zor/güç bir duruma sokmak
205
Deyim
put (someone or something) in a hole
f.
(birini/bir şeyi) sıkıntıya sokmak
206
Deyim
pick a hole in
f.
kusur bulmak
207
Deyim
pick a hole in
f.
lekelemek
208
Deyim
pick a hole in
f.
şaibeli hale getirmek
209
Deyim
pick a hole in
f.
açığını bulmak
210
Deyim
can't see a hole in a ladder
expr.
aptal
211
Deyim
have something burning a hole in your pocket
expr.
harcanacak para cepte durmaz
212
Deyim
can't see a hole in a ladder
expr.
önünü göremeyecek kadar sarhoş
213
Deyim
can't see a hole in a ladder
expr.
sarhoş
Speaking
214
Konuşma
there's a hole in the wall to the next room
expr.
duvarda yan odaya bakan bir delik var
Technical
215
Teknik
axis of a hole
i.
bir deliğin ekseni
Automotive
216
Otomotiv
making a hole
i.
delik açma
Slang
217
Argo
be in a hole
f.
kötü durumda olmak
218
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
her boku bilmek
219
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
bilgili olmak
220
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
uyanık olmak
221
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
gözü açık olmak
222
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
neyin ne olduğunu bilmek
223
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
her şeyin farkında olmak
224
Argo
know one's ass from a hole in the ground
f.
her boktan haberi olmak/anlamak
225
Argo
not know (one's) ass from a hole in the ground
f.
bir bok bilmemek
226
Argo
not know (one's) ass from a hole in the ground
f.
hiçbir şey bilmemek
227
Argo
not know (one's) ass from a hole in the ground
f.
bir boktan anlamamak
228
Argo
not know (one's) ass from a hole in the ground
f.
kafası basmamak
229
Argo
in a hole [uk/australia]
expr.
açmazda
230
Argo
in a hole [uk/australia]
expr.
çıkmazda
231
Argo
in a hole [uk/australia]
expr.
zor durumda
232
Argo
in a hole [uk/australia]
expr.
kapana kısılmış
233
Argo
in a hole [uk/australia]
expr.
kötü durumda
Modern Slang
234
Modern Argo
a hole
i.
hergele
235
Modern Argo
a hole
i.
hıyar
236
Modern Argo
a hole
i.
salak
237
Modern Argo
a hole
i.
lavuk
238
Modern Argo
a hole
i.
göt
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a-hole
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy