|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
becerikli kişi |
go getter i.
|
|
2 |
Genel |
becerikli adam |
ball of fire i.
|
|
3 |
Genel |
becerikli işçi |
skilled worker i.
|
|
4 |
Genel |
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi |
deipnosophist i.
|
|
5 |
Genel |
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi |
deipnosofist i.
|
|
6 |
Genel |
ufak tefek işlerde becerikli olan kimse |
odd-job man i.
|
|
7 |
Genel |
becerikli işçi |
handyman i.
|
|
8 |
Genel |
arabalar, mekanik araçlar ve bilgisayarlar gibi teknolojiler ve bunların tamiri bakımı gibi konularda meraklı ve becerikli kimse |
gearhead i.
|
|
9 |
Genel |
becerikli simyager |
adeptist i.
|
|
10 |
Genel |
becerikli kimse |
ace i.
|
|
11 |
Genel |
becerikli olmayan kimse |
unadept i.
|
|
12 |
Genel |
bir şirketi becerikli bir şekilde yöneten kimse |
engineer i.
|
|
13 |
Genel |
becerikli yönetici |
engineer i.
|
|
14 |
Genel |
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse |
mate i.
|
|
15 |
Genel |
becerikli idare |
manipulation i.
|
|
16 |
Genel |
becerikli operasyon ve uzman fiziki idare içeren yöntem |
manoeuver i.
|
|
17 |
Genel |
manevra yapma konusunda becerikli kimse |
manoeuvrer i.
|
|
18 |
Genel |
becerikli işçi |
handyperson i.
|
|
19 |
Genel |
becerikli kadın |
handywoman i.
|
|
20 |
Genel |
karşılıklı espri yapma konusunda becerikli kimse |
reparteeist i.
|
|
21 |
Genel |
tamirat gibi işlerde becerikli olan kimse |
handyman i.
|
|
22 |
Genel |
becerikli işçi |
choreman i.
|
|
23 |
Genel |
ufak tefek işlerde becerikli kimse |
choreman i.
|
|
24 |
Genel |
aşçı yamaklığı yapan ve gündelik işleri halleden becerikli işçi |
greaser i.
|
|
25 |
Genel |
kamptaki becerikli işçi |
bull cook i.
|
|
26 |
Genel |
aşçı yamaklığı yapan ve gündelik işleri halleden becerikli işçi |
bull cook i.
|
|
27 |
Genel |
becerikli bahçeci |
green thumb [us] i.
|
|
28 |
Genel |
işini yürüten kurnaz ve becerikli kimse |
operator [obsolete] i.
|
|
29 |
Genel |
becerikli işçi |
rouseabout [australia] i.
|
|
30 |
Genel |
becerikli işçi |
roustabout [australia] i.
|
|
31 |
Genel |
halka bilgi aktarma konusunda becerikli kimse |
communicator i.
|
|
32 |
Genel |
becerikli yönetme |
practice [obsolete] i.
|
|
33 |
Genel |
becerikli yönetme |
practise [obsolete] i.
|
|
34 |
Genel |
hile konusunda becerikli olma |
prestidigitation i.
|
|
35 |
Genel |
becerikli kimse |
skill i.
|
|
36 |
Genel |
çiçek yetiştirme konusunda becerikli olmak |
have green fingers f.
|
|
37 |
Genel |
bitki yetiştirme konusunda becerikli olmak |
have green fingers f.
|
|
38 |
Genel |
becerikli olmak |
skill [obsolete] f.
|
|
39 |
Genel |
çok becerikli |
adroit s.
|
|
40 |
Genel |
çok becerikli (işçi) |
highly skilled s.
|
|
41 |
Genel |
çok becerikli |
adept in s.
|
|
42 |
Genel |
çok becerikli |
adept at s.
|
|
43 |
Genel |
çok becerikli |
ingenious s.
|
|
44 |
Genel |
çok becerikli |
well skilled s.
|
|
45 |
Genel |
aşırı becerikli |
ultracompetent s.
|
|
46 |
Genel |
becerikli olmayan |
unadept s.
|
|
47 |
Genel |
becerikli olmayan |
uncapable s.
|
|
48 |
Genel |
(insanlarla iletişimde) becerikli olmayan |
undiplomatic s.
|
|
49 |
Genel |
ev işlerinde becerikli olmayan |
undomestic s.
|
|
50 |
Genel |
becerikli olmayan |
unperforming s.
|
|
51 |
Genel |
becerikli olmayan |
unslick s.
|
|
52 |
Genel |
yol bulmada becerikli olan |
way-wise s.
|
|
53 |
Genel |
çok becerikli |
hable s.
|
|
54 |
Genel |
iyi bir işçi gibi çevik, yaratıcı ve becerikli olan |
mechanic s.
|
|
55 |
Genel |
becerikli bir şekilde yapılan |
clean s.
|
|
56 |
Genel |
bilgili ve becerikli |
cluey [australia] s.
|
|
57 |
Genel |
hattatlıkta becerikli |
clerkly s.
|
|
58 |
Genel |
(fiziksel olarak) becerikli |
coordinated s.
|
|
59 |
Genel |
çok becerikli |
superslick s.
|
|
60 |
Genel |
becerikli bir halde |
adeptly zf.
|
|
61 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
dexterously zf.
|
|
62 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
giftedly zf.
|
|
63 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
proficiently zf.
|
|
64 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
shiftily zf.
|
|
65 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
slickly zf.
|
|
66 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
dextrously zf.
|
|
67 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
workmanly zf.
|
|
68 |
Genel |
becerikli bir işçi gibi |
workmanly zf.
|
|
69 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
huswifely zf.
|
|
70 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
devicefully zf.
|
|
71 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
cleanly zf.
|
|
72 |
Genel |
becerikli bir şekilde |
featly zf.
|
|
Phrasals |
|
73 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) becerikli olmak |
know about (something) f.
|
|
Colloquial |
|
74 |
Konuşma Dili |
usta, becerikli kişi |
hot stuff i.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
ufak tefek işlerde becerikli kimse |
useful [australia] i.
|
|
76 |
Konuşma Dili |
hedeflerine kurnazca veya gayriahlaki manevralarla ulaşma konusunda becerikli kimse |
operator i.
|
|
77 |
Konuşma Dili |
becerikli olmak |
be all that [us] f.
|
|
78 |
Konuşma Dili |
zorluklar karşısında kendine güvenen, becerikli |
can-do s.
|
|
79 |
Konuşma Dili |
'-de becerikli |
strong on s.
|
|
80 |
Konuşma Dili |
daha becerikli |
better than s.
|
|
Idioms |
|
81 |
Deyim |
usta/becerikli/işini bilen avukat |
legal beagle i.
|
|
82 |
Deyim |
çalışkan ve becerikli kişi |
fire-breather i.
|
|
83 |
Deyim |
becerikli/işe yarar tarla işçisi |
top hand i.
|
|
84 |
Deyim |
becerikli/işe yarar çiftlik çalışanı |
top hand i.
|
|
85 |
Deyim |
becerikli/işe yarar yardımcı |
top hand i.
|
|
86 |
Deyim |
becerikli olduğu alan/konu |
long suit i.
|
|
87 |
Deyim |
birinin becerikli olduğu alan/konu |
one's long suit i.
|
|
88 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
old hand (at doing something) i.
|
|
89 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
an old hand (at something/at doing something) i.
|
|
90 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
old hand (at something) i.
|
|
91 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
old hand (at doing something) i.
|
|
92 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
an old hand (at something/at doing something) i.
|
|
93 |
Deyim |
(bir alanda) çok becerikli kimse |
old hand (at something) i.
|
|
94 |
Deyim |
(bir şeyde) bilgili/becerikli olmak |
know (one's) beans f.
|
|
95 |
Deyim |
çok becerikli olmak |
be all that f.
|
|
96 |
Deyim |
becerikli olmak |
have a good head on one's shoulders f.
|
|
97 |
Deyim |
bir alanda çok becerikli olmak |
be an old hand f.
|
|
98 |
Deyim |
bir işte becerikli olmak |
have a knack for f.
|
|
99 |
Deyim |
becerikli olmak |
have a head on one's shoulders f.
|
|
100 |
Deyim |
(bir konuda) artık eskisi kadar yetenekli/becerikli/iyi olmamak |
lose touch f.
|
|
101 |
Deyim |
(bir konuda) çok becerikli olmak |
be death on (someone or something) f.
|
|
102 |
Deyim |
(bir şeyde) çok becerikli olmak |
be death on (something) f.
|
|
103 |
Deyim |
becerikli olmak |
be at home f.
|
|
104 |
Deyim |
becerikli olmak |
be good with (one's) hands f.
|
|
105 |
Deyim |
becerikli olmak |
be good with your hands f.
|
|
106 |
Deyim |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de olmak |
be not just a pretty face f.
|
|
107 |
Deyim |
becerikli olmak |
have a good head on shoulders f.
|
|
108 |
Deyim |
becerikli biri olmak |
have a good head on your shoulders f.
|
|
109 |
Deyim |
eskisi kadar yetenekli/becerikli olmamak |
lose a step f.
|
|
110 |
Deyim |
(bir konuda) artık eskisi kadar yetenekli/becerikli/iyi olmamak |
lose your touch f.
|
|
111 |
Deyim |
(bir şey) konusunda çok becerikli |
death on (something) s.
|
|
112 |
Deyim |
(birinin) becerikli olduğu bir alan/konu değil |
not (one's) long suit expr.
|
|
113 |
Deyim |
becerikli olduğun bir alan/konu değil |
not your long suit expr.
|
|
114 |
Deyim |
becerikli bir hassasiyetle |
on a tickey [south africa] expr.
|
|
115 |
Deyim |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
not just a pretty face expr.
|
|
116 |
Deyim |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
not just another pretty face expr.
|
|
117 |
Deyim |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
more than just a pretty face expr.
|
|
118 |
Deyim |
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli |
two jumps ahead (of someone or something) expr.
|
|
119 |
Deyim |
'-den çok daha hazırlıklı/önde/becerikli |
two jumps ahead of expr.
|
|
120 |
Deyim |
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli |
two leaps ahead (of someone or something) expr.
|
|
121 |
Deyim |
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli |
two steps ahead (of someone or something) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomiyi iş dünyasını ve hükümet ilişklerini yönetip yönlendiren teknik olarak becerikli uzman topluluk |
technostructure i.
|
|
Marine |
|
123 |
Denizcilik |
becerikli denizci |
able seaman i.
|
|
Psychology |
|
124 |
Psikoloji |
becerikli bellek teorisi |
skilled memory theory i.
|
|
Military |
|
125 |
Askeri |
savaş sanatı ve tekniklerinde becerikli kimse |
martialist i.
|
|
126 |
Askeri |
savaş ve askeri işlerin yürütülmesinde becerikli kimse |
militarist i.
|
|
Sport |
|
127 |
Spor |
(sörf, uçurtma sörfü, su kayağı gibi sporlarda) tekniği zayıf ve az becerikli sporcu |
kook i.
|
|
Art |
|
128 |
Sanat |
becerikli bir şekilde |
artly zf.
|
|
Slang |
|
129 |
Argo |
becerikli kimse |
honcho i.
|
|