d.i.p - Türkçe İngilizce Sözlük

d.i.p

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"d.i.p" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dip i. daldırma
Hummus is a dip or spread made from chickpeas.
Humus nohuttan yapılmış bir daldırma veya yaymadır.

More Sentences
dip i. sos
Hummus is a dip or spread made from chickpeas.
Humus, nohuttan yapılan bir sos veya sürülebilir yiyecektir.

More Sentences
dip f. batırmak
He also liked to dip bread into the blood of his enemies and eat it.
Ayrıca düşmanlarının kanına ekmek batırıp yemeyi de severdi.

More Sentences
dip f. dalmak
We had to dip into our savings in order to pay the unexpected medical expenses.
Beklenmedik tıbbi masrafları ödemek için birikimlerimize dalmak zorunda kaldık.

More Sentences
dip f. elini atmak
In order to guarantee dignity for pensioners, we must agree to dip into these profits or the income of the wealthy.
Emeklilerin onurunu garanti altına almak için bu karlara ya da zenginlerin gelirlerine el atmayı kabul etmeliyiz.

More Sentences
dip f. daldırmak
Tom dipped his spoon into the soup.
Tom kaşığını çorbaya daldırdı.

More Sentences
dip f. düşmek
The price of oil has dipped below $30 a barrel.
Petrolün varil fiyatı 30 doların altına düştü.

More Sentences
Phrasals
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeye) batırmak
The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

More Sentences
Colloquial
chip and dip i. cips ve sos
I brought chips and dip.
Cips ve sos getirdim.

More Sentences
Idioms
take a dip f. dalmak
We took a dip in the lake after laying in the sun for a while.
Biz bir süre güneşte uzandıktan sonra göle daldık.

More Sentences
Common Usage
dip i. (sıvı içine) batma
General
dip i. bandırma
dip i. çökme
dip i. çukur
dip i. el koyma
dip i. dalma
magnetic dip i. manyetik eğim
dip i. yokuş
dip i. batma
dip i. toprak çökmesi
dip i. meyil
dip i. eğim
dip i. dalış yaparak tekrar yükselme
dip i. ani iniş
dip i. eğilme
dip i. iniş
dip i. banyo
dip net i. kepçe
dip i. eğilim
dip i. yankesici
chips and dip i. (soslu) cips
chips and dip i. soslu patates cipsi
lucky dip i. tamamen şans işi
lucky dip i. bir tür çekiliş oyunu
dip i. depresyon
dip i. boşluk
dip lint i. göbek deliğinde biriken pamuk
dip i. fitilin yağ veya muma tekrar tekrar batırılması ile yapılan kandil
dip i. nemlendirilip enfiye çekmede kullanılan çubuk veya dal
dip i. tek seferde batırılan miktar
dip i. çubuğa tek seferde yapışan enfiye
dip i. çubukla tek seferde çekilen enfiye miktarı
dip i. daldırma kabı
dip i. kepçe
dip i. maşrapa
double-dip i. (hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe
skinny-dip i. çıplak dalış
skinny-dip i. çıplak yüzme
dip f. bandırmak
dip f. çökmek
dip f. una bulamak
dip f. elini cebine atmak
dip the flag f. bayrağı yarıya indirmek
dip into f. gözden geçirmek
dip into f. bandırmak
dip f. farları kısmak
dip up f. bandırmak
dip into f. banmak
dip f. göz atmak
dip f. dalış yapmak
dip into a book f. bir kitabı gözden geçirmek
dip f. alçalmak
dip f. eğilmek
dip f. eğim yapmak
dip up f. daldırıp çıkarmak
dip f. ıslatmak
dip f. sokmak
dip f. bayrağı yarıya indirmek
dip f. aşağıya doğru meyletmek
dip f. batmak
dip into f. göz atmak
dip f. banmak
dip f. düşürmek
dip f. inmek
dip f. (ışık) kısmak
dip f. indirmek
dip f. inip yükselmek
dip f. indirip yükseltmek
dip f. azaltmak
dip f. azalmak
skinny-dip f. çıplak yüzmek
dip f. batırıp çıkarmak
dip the bread into the soup f. ekmeğini çorbaya banmak
dip snuff f. diş etlerine ve dişlere sürterek enfiye çekmek
dip the flag f. sancağı indirip tekrar göndere çekmek
dip f. bir konuyu üstünkörü araştırmak
dip f. amatörce uğraşmak
dip f. merak sarmak
dip f. (çocuk oyununda) tekerleme söyleyerek lider seçmek
dip f. (boyaya) daldırarak renklendirmek
dip f. fitili erimiş yap veya muma tekrar tekrar batırarak mum yapmak
dip f. enfiyeyi fırça veya çubuk yardımıyla diş etlerine ve dişlere sürtmek
dip f. kepçe ile boşaltmak
dip f. sıvıyı tutacak kepçe gibi bir gereci daldırıp sıvının bir kısmını boşaltmak
dip f. (enfiyeden) bir fırt çekmek
dip f. keskin şekilde yön değiştirmek
dip f. keskince sapmak
dip f. rastgele alakasız paragrafları seçerek okumak
dip f. göz atarak okumak
dip f. kısaca incelemek
dip f. geçici olarak denemek
double-dip f. iki kaynaktan aynı anda para elde etmek
double-dip f. bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak
Phrasals
dip back into f. bir şeye takılı kalmak
dip to something f. -e düşmek (sıcaklık/fiyatlar)
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeye) batırmak
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeye) banmak
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeye) bandırmak
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeye) bulamak
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeye) daldırmak
dip into (something) f. (bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak
dip into (something) f. (bir şeyi) tırtıklamak
dip into (something) f. (bir şeyden) küçük küçük almak/koparmak
dip into (something) f. aniden düşmek
dip into (something) f. hızla düşmek/azalmak
dip into (something) f. çakılmak
dip into (something) f. hızla gerilemek
dip into (something) f. üstünkörü araştırmak
dip into (something) f. gelişigüzel takip etmek
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeye) banmak
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeye) bandırmak
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeye) bulamak
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeye) daldırmak
dip in (something) f. (bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak
dip in (something) f. (bir şeyi) tırtıklamak
dip in (something) f. (bir şeyden) küçük küçük almak/koparmak
dip in (something) f. aniden düşmek
dip in (something) f. hızla düşmek/azalmak
dip in (something) f. çakılmak
dip in (something) f. hızla gerilemek
dip in (something) f. üstünkörü araştırmak
dip in (something) f. gelişigüzel takip etmek
dip in f. içine girmek
dip in f. içine uzanmak
dip in f. içine ulaşmak
dip in f. derinliklerine ulaşmak
dip in f. içine dalmak
dip in f. içine gömülmek
dip in f. bir sıvıya batmak
dip in f. bir sıvının içine girmek
dip in f. batmak
dip in f. bir sıvının dibine inmek
dip into (something) f. geçici olarak düşmek
dip into (something) f. geçici süreliğine gerilemek
dip in (something) f. geçici olarak düşmek
dip in (something) f. geçici süreliğine gerilemek
dip into f. yalapşap araştırmak
dip into f. yüzeysel olarak araştırmak
dip into f. tırtıklamak
dip into f. küçük küçük almak/koparmak
dip into f. batırmak
dip into f. banmak
dip into f. bandırmak
dip into f. bir sıvıya daldırıp çıkarmak
dip into f. azar azar almak
dip into f. az bir miktarını çekmek/kullanmak
dip into f. göz gezdirmek
dip into f. şöyle bir bakmak
dip into f. gözden geçirmek
dip into f. bir konuya göz gezdirmek
dip into f. bir konuyu şöyle bir araştırmak
dip into f. bir konuyu üstünkörü araştırmak
dip into f. bir konuya şöyle bir bakmak
dip out f. sıvışmak
dip out f. fıymak
dip out f. kaçmak
dip out f. hızlıca terk etmek
dip out f. görünmeden çıkmak
dip out f. kaçırmak
dip out f. katılmamak
dip out f. sınavda başarısız olmak
dip out f. dersten kalmak
dip out f. elenmek
dip out f. oyun dışı kalmak
dip something in something f. bir şeyi bir şeye banmak
dip something in something f. bir şeyi bir şeye batırmak
dip something in something f. bir şeyi bir şeye daldırmak
dip something in something f. bir şeyi bir şeye bandırmak
dip something in something f. bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip something into something f. bir şeyi bir şeye banmak
dip something into something f. bir şeyi bir şeye batırmak
dip something into something f. bir şeyi bir şeye daldırmak
dip something into something f. bir şeyi bir şeye bandırmak
dip something into something f. bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip something in f. bir şeyi bir şeye banmak
dip something in f. bir şeyi bir şeye batırmak
dip something in f. bir şeyi bir şeye daldırmak
dip something in f. bir şeyi bir şeye bandırmak
dip something in f. bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip to f. -e düşmek (sıcaklık/fiyatlar)
Colloquial
dip i. ayyaş
dip i. içkici
dip i. sarhoş
dip i. alkolik
dip i. dipsomanik
dip i. dipsomanyak
dip i. içki müptelası
dip i. yankesici
dip i. cepçi
dip i. nefes çekme
dip i. çiğneme tütünü
dip i. topak
dip i. budala
dip i. sakar
dip i. salak
dip i. sersem
dip i. beceriksiz
dip i. ahmak
chip and dip i. soslu cips
chip and dip i. soslu patates cipsi
chip and dip i. patates cipsi ve dip sos
double-dip i. üzerinde iki top dondurma bulunan külah
slippery dip [australia] i. uzun kaydırak
dip i. bir yüzüp çıkma
dip one's toes in f. yeni veya bilinmeyen bir şey yapmaya başlamak
never dip your pen into the company's ink expr. kalemini asla çalıştığın şirketin mürekkebine batırma
wind pudding and air dip expr. hiçbir şey
wind pudding and air dip expr. rüzgar pudingi ve hava sosu
wind pudding and air dip expr. yiyecek hiçbir şey
Idioms
dip into the blue f. uygunsuz konuşmak
dip into the blue f. açık saçık konuşmak
dip into the blue f. ağza alınmaz laflar etmek
dip into the blue f. küfürlü konuşmak
dip into one's savings f. biriktirdiği paradan biraz almak/çekmek
dip one's toe in the water f. bir şeye el atmak
dip one's toe in the water f. bir şey için kollarını sıvamak
dip one's toe in the water f. bir işe girişmek
take a dip f. dalış yapmak
dip one's toe in the water f. dahil olmak
dip the pen in gall f. kaleminden zehir damlamak
dip into one's pocket f. kendi cebinden karşılamak
dip one's pen in gall f. kaleminden zehir damlamak
take a dip f. suya girip çıkmak
dip one's toe in the water f. yeni bir şeye başlamak
dip into one's pocket f. (mecazi anlamda) elini cebine atmak
dip (one's) toe into (something) f. (bir şeye) adım atmak
dip (one's) toe into (something) f. (bir şeye) bulaşmak
dip (one's) toe into (something) f. yavaş yavaş (bir şeye) başlamak
dip (one's) toe into (something) f. yeni yeni (bir şeye) adım atmak
dip (one's) toe into (something) f. (bir şeye) girişmek
dip (one's) toe into (something) f. (bir şeye) el atmak
dip one's toes into f. yeni bir şeye başlamak
dip one's toes into f. farklı bir şeye başlamak
dip one's toes into f. yabancı/bilmediği bir şeye başlamak
dip one's toes into f. bir şey için kolları sıvamak
dip one's toes into f. bir işe girişmek
dip one's toes into f. bir şeye el atmak
dip one's toes into f. bir işe adım atmak
dip into the blue f. ayıp şeyler söylemek
dip into the blue f. yakışıksız şeyler söylemek
dip a toe in the water [uk] f. el atmak
dip a toe in the water [uk] f. kolları sıvamak
dip a toe in the water [uk] f. bir işe girişmek
dip a toe in the water [uk] f. dahil olmak
dip a toe in the water [uk] f. yeni bir şeye başlamak
dip a toe in the water [uk] f. bir işe adım atmak
dip a toe in the water [uk] f. yavaş yavaş başlamak
dip a toe in the water [uk] f. denemek
dip a toe in the water [uk] f. ucundan kıyısından başlamak
dip one's toe in the water [uk] f. el atmak
dip one's toe in the water [uk] f. kolları sıvamak
dip one's toe in the water [uk] f. bir işe girişmek
dip one's toe in the water [uk] f. dahil olmak
dip one's toe in the water [uk] f. yeni bir şeye başlamak
dip one's toe in the water [uk] f. bir işe adım atmak
dip one's toe in the water [uk] f. yavaş yavaş başlamak
dip one's toe in the water [uk] f. denemek
dip one's toe in the water [uk] f. ucundan kıyısından başlamak
dip into savings f. biriktirdiği paradan biraz almak/çekmek
dip into savings f. birikiminden harcamak
dip into your pocket f. kendi cebinden karşılamak/ödemek
dip into your pocket f. (mecazi anlamda) elini cebine atmak
dip your pen in gall f. kaleminden zehir damlamak
dip your toe into something expr. bir şeyi dene
dip your toe into something expr. bir şeye adımını at
dip your toe into something expr. temkinli bir şekilde bir şeyi dene
dip your toe into something expr. bir şeye ucundan kıyısından başla
dip your toe into something expr. bir işe giriş
dip your toe into something expr. bir şeye el at
Trade/Economic
double dip recession i. çift dipli resesyon
a double-dip plunge i. çifte düşüş (fiyatlarda bir gerileme yaşanırken ikinci bir dalganın vurması)
double dip recession i. çift dipli durgunluk
double dip recession i. çift dipli gerileme
sales dip i. cironun gerileyişi
double dip recession i. iki dipli durgunluk
double dip lease i. sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu
double dip i. kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk
dip f. fondan küçük bir miktar para çekmek
dip [uk] f. rehine koymak
dip [uk] f. ipotek etmek
dip [uk] f. mali zorluk çekmek
dip [uk] f. sermayeyi tüketmek
dip [uk] f. parayı yiyip bitirmek
double-dip [us] f. birkaç vergi alanından faiz vergi gideri elde etmek için tek bir borçlanma senedi kullanmak
Technical
caustic dip i. alkaliye daldırma
dip i. aşağıya doğru meyil
blue dip i. civalı çözelti
dip coating i. daldırmalı kaplama
dip brazing i. daldırmalı sert lehimleme
dip painting i. daldırmalı boyama
dip soldering i. daldırma lehim
dip plating i. daldırmalı kaplama
dip plating i. daldırma kaplama
dip-spin coating i. daldırmalı-döndürmeli kaplama
dip casting i. daldırmalı döküm
dip tank i. daldırma tankı
dip-pen nanolithography i. daldırma uçlu nano yazıcı
dip encapsulation i. daldırmalı kapama
dip soldering process i. daldırma lehim işlemi
hot-dip galvanizing i. daldırma galvanizleme
dip dyeing i. daldırmalı boyama
dip i. dalım
dip paint i. daldırma boyası
dip finish i. daldırmalı apre
dip tank i. daldırılmış tank
dip pen i. divit
recirculating dip tank i. dolaşımlı daldırma tankı
dip joint i. eğim eklemi
dip needle circuit i. eğim ölçer devre
angle of dip i. eğim açısı
passivating dip i. edilginleştirme daldırısı
fault dip i. fay eğimi
voltage dip i. gerilim düşüşü
dip tinning i. kalay banyosuna batırma
dip tinning i. kalayla kaplama
sheep-dip i. koyun parazitlerini öldürmek için hazırlanan sıvı
lab dip i. laboratuvarda yapılması gereken renk çalışmaları
dip magnetic i. manyetik meyil
solder dip i. lehim daldırması
blue dip i. mavi daldırma
magnetic dip i. manyetik eğim
magnetic dip i. mıknatıssal eğim
bright dip i. parlaklaştırma çözeltisi
hot-dip galvanizing i. sıcak daldırımlı çinko kaplama
hot-dip tin plate i. sıcak daldırılmış teneke
hot dip coating i. sıcak daldırma ile kaplama
hot-dip coating i. sıcak daldırımlı kaplama
hot-dip galvanizing i. sıcak daldırma yöntemiyle galvanizleme
hot dip galvanized coatings i. sıcak daldırılmış galvaniz kaplamalar
hot dip galvanising thermoprocessing equipment i. sıcak daldırmalı galvaniz kaplama ısıl işlem teçhizatı
hot-dip process i. sıcak daldırımlı süreç
elektrostatik painting over hot-dip galvanized coating i. sıcak daldırma galvaniz kaplama üzerine elektrostatik boyama
hot-dip aluminium coating i. sıcak daldırımlı alüminyum kaplama
hot-dip coat i. sıcak daldırmalı örtü
hot-dip galvanizing i. sıcak daldırımlı galvanizleme
hot dip galvanized coating i. sıcak daldırma galvanizli kaplama
soda dip i. sodaya daldırma
hot-dip galvanized coating i. sıcak daldırma galvaniz kaplama
hot-dip aluminium coating i. sıcak daldırmalı alüminyum örtü
hot-dip galvanized steel pipe i. sıcak daldırma ile galvanizlenmiş çelik boru
hot-dip tin plating i. sıcak daldırımlı kalay kaplama
continuous hot dip galvanizing i. sürekli sıcak daldırmayla galvanizleme
continuous hot-dip i. sürekli sıcak daldırmalı
continuously hot-dip i. sürekli sıcak daldırmalı
continuously hot-dip coated strip and sheets of structural steels i. sürekli sıcak daldırma ile kaplanmış yapı çeliğinden mamul şerit ve levhalar
continuously hot-dip coated strip and sheets of low carbon steels i. sürekli sıcak daldırma ile kaplanmış düşük karbonlu çeliklerden mamul şerit ve levhalar
continuous hot dip coating i. sürekli sıcak daldırmayla örtme
continuous hot dip coating i. sürekli sıcak daldırmayla kaplama
one-dip aniline black i. tek banyolu siyah
dip i. ufak çukur
caustic dip i. yakıcı sodaya daldırma
oil dip stick i. yağ ölçme çubuğu
dip needle i. yerkürenin manyetik yönünü gösteren iğne
dip i. yatay ufuk ile denizde görünen ufuk çizgisi arasındaki düşey açı
dip i. manyetik meridyenin dikey düzleminde serbestçe dönen bir pusula iğnesinin ufukla yaptığı açı
dip i. (koyun, domuz gibi hayvanları) antiseptik veya asalak öldürücü solüsyona daldırma işlemi için kullanılan tekne
dip i. tütünü çekerken kullanılan, aromalı ve nemlendirici solüsyon
dip i. budala kimse
dip i. ahmak kimse
dip circle i. eğim ölçer
dip circle i. manyetik eğimdeki değişikliklere azami düzeyde duyarlı olan, yerkürenin manyetik yönünü gösteren iğneye benzer bir alet
dip sector i. gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun çöküntüsü açısını ölçen cihaz
dip sector i. ufki hat ile gözlemcinin gözünden okyanusun yüzeyine çizilen teğet arasındaki açıyı ölçen cihaz
dip sector i. yatay ufuk ile daha aşağıdaki görünen ufuk çizgisi arasındaki düşey açıyı ölçen cihaz
dip circle i. eğim pusulası
hot-dip galvanize f. sıcak daldırmalı galvanizlemek
dip f. (metali) daldırma yöntemiyle galvanizlemek
dip f. (metali) daldırma yöntemiyle kaplamak
hot dip galvanized s. sıcak daldırma usulü ile galvanizlenmiş
continuously hot-dip coated s. sürekli sıcak daldırma ile kaplanmış
Computer
dip (dependency inversion principle) kısalt. nesne yönelimli programlamada kullanılan tasarım ilkelerinden biri
Informatics
dip switch i. dip anahtarı
Telecom
voltage dip i. ani gerilim düşmesi
Electric
dip i. iki paralel uç ve bir dizi küçük anahtarı içeren devrenin yerleştirildiği küçük dikdörtgen kap
dip-switch i. dip anahtarı
dip-switch i. kısa far anahtarı
dip-switch i. ön far aşağı indirme düğmesi
dip-switch i. çift sıralı paket anahtarı
dip-switch i. çift sıralı uçlu pakete gömülmüş ve doğrudan devre kartına monte edilmiş sağ sol anahtar seti
Television
dip lexer i. düpleksör
dip lexer i. köprü
double-dip f. (derleme olarak veya ek özelliklerle) tekrar yayınlamak
Textile
dip finish i. daldırmalı apre
dip dyeing i. daldırmalı boyama
lab dip i. laboratuvarda çalışması yapılan renk parçaları
one-dip aniline black i. tek banyolu anilin siyahı
dip i. kumaşın daldırıldığı boya preparatı
Construction
hot-dip galvanized steel pipes with spigot and socket i. sıcak daldırma ile galvanizlenmiş soketli ve spigotlu çelik borular
continuously hot-dip zinc coated low carbon steel strip i. soğuk şekillendirme için sürekli sıcak daldırma çinko kaplanmış düşük karbonlu çelik şerit
continuously hot-dip metal coated steel strip i. sürekli sıcak daldırma metal kaplanmış çelik şerit
continuously hot-dip zinc coated structural steel strip i. sürekli sıcak daldırma çinko kaplanmış yapı çeliği
dip [uk] i. tiyatro sahnesinin döşeme tahtalarında yer alan, içinden elektrik kablolarının geçtiği açılır kapanır kapak
Automotive
acid dip i. asite daldırma
dip i. büyük çukur
dip i. daldırma
full dip treatment i. daldırma metodu
dip switch i. dip anahtarı
dip switch i. kısa far anahtarı
dip switch i. kısa huzme selektörü
dip filament i. kısa huzmeli filaman
dip switch i. ön far aşağı indirme düğmesi
hot dip galvanizing i. sıcak galvaniz banyosu
hot dip aluminizing i. sıcak alüminyum banyosu
hot dip i. sıcak daldırma
hot dip galvanizing i. sıcak galvaniz banyosu
oil filter, dip stick, and filler i. yağ filtresi, yağ çubuğu, yağ doldurma borusu
dip f. kısa fara geçmek
Aeronautic
dip brazing i. daldırma kaynağı
dip angle i. ufuk alçalış açısı
dip i. uçarken meydana gelen anlık irtifa kaybı
dip f. (uçak) yükselme öncesi aniden alçalmak
Marine
dip i. inhitat
dip i. (gemi, kürek, çark) batma derinliği
dip the colors f. sancağı indirmek
dip f. sancağı yarı mayna etmek
dip f. (işaret bayrağını) düşey düzlemden yatay düzleme ve sonra tekrar düşey düzleme gelecek şekilde sallamak
dip f. (geminin) bandırasını düşey düzlemden yatay düzleme ve sonra tekrar düşey düzleme gelecek şekilde sallamak
Mining
ore vein dip i. cevher damarı eğimi
Medical
dip concentrate i. daldırma konsantresi
dip emulsion i. daldırma emülsiyonu
concentrate for dip i. daldırma konsantresi
dip solution i. daldırma çözeltisi
dip concentrate i. daldırma konsantresi
dip suspension i. daldırma süspansiyonu
dip i. daldırma sıvısı
dip and plateau i. karekök
concentrate for dip emulsion i. konsantre daldırma emülsiyonu
concentrate for dip solution i. konsantre daldırma çözeltisi
concentrate for dip suspension i. konsantre daldırma süspansiyonu
teat dip concentrate i. meme ucu daldırma konsantratı
teat dip solution i. meme ucu daldırma çözeltisi
teat dip emulsion i. meme ucu daldırma emülsiyonu
teat dip i. meme ucu daldırma sıvısı
teat dip suspension i. meme ucu daldırma süspansiyonu
Veterinary
sheep-dip i. koyun parazit ilacı
Gastronomy
cheese dip i. peynirli dip sos
hot spicy tomato dip i. acılı ezme
tomato dip with pepper and onions i. ezme
dip sauce i. ezme
clam dip i. istiridye daldırma sosu
clam dip i. istiridye ve krem peynir ile hazırlanan bir dip sos
dip i. bir kaşık dondurma
bean dip i. pişmiş fasulyeden yapılan bir dip sos
Physics
dip i. manyetik eğim
dip i. manyetik iğnenin ufuk düzlemiyle yaptığı açı
magnetic dip i. manyetik iğnenin ufuk düzlemiyle yaptığı açı
Astronomy
dip of the horizon i. gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun açısal çöküntüsü
dip of the horizon i. ufki hat ile gözlemcinin gözünden okyanusun yüzeyine çizilen teğet arasındaki açı
dip of the horizon i. yatay ufuk ile daha aşağıdaki görünen ufuk çizgisi arasındaki düşey açı
Botanic
dip i. bazı çam ağaçlarının yarıklarından çıkan ham terebentin
Agriculture
dip i. tavuk, koyun gibi hayvanların içinde daldırılıp çıkarıldığı sıvı kimyasal
dip i. ahşap objeler için kullanılan sıvı koruyucu
dip f. (tavuk, koyun gibi hayvanları) böceklenmelerini önlemek amacıyla kısa süreliğine sıvı bir kimyasala batırmak
dip f. (tahılları, sebzeleri veya ahşabı) koruyucu sıvının içine batırmak
Breeding
sheep dip i. koyun parazit ilacı
dip f. (koyun, domuz gibi hayvanları) antiseptik veya asalak öldürücü solüsyona daldırmak
Fishery
dip net i. balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba
dip-net i. balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba
dip-netting i. uzun bir çubuğun ucuna bağlanmış ağ ile balık yakalama
dip-net f. uzun bir çubuğun ucuna bağlanmış ağ ile balık yakalamak
Education
dip. (diploma) i. diploma
dip. (diploma) i. mezuniyet belgesi
dip (diploma) kısalt. diploma
dip (diploma) kısalt. mezuniyet belgesi
Environment
dip slope i. eğimli yamaç
dip-slip fault i. eğim atımlı fay
dip i. daldırma teknesinde kullanılan böcek veya parazit öldürücü
Geography
dip-and-scarp i. birbirini izleyen dik ve yumuşak eğimli yamaçları bulunan (topoğrafya)
Geology
initial dip i. başlangıç dalımı
angle of dip i. dalım açısı
dip-datum static correction i. eğik datum statik düzeltme
dip fault i. eğim fayı
dip direction i. eğim yönü
dip-slip fault i. eğim-atımlı fay
dip and strike i. eğim ve doğrultu
apparent dip i. görünür dalım
apparent dip i. görünür eğim
line of dip i. tabaka eğim çizgisi
dip i. yeryüzü katmanı, su kanalı, yarık, fay gibi jeolojik şekillerin yatay düzlemle yaptığı açı
dip of a stratum i. katmanın ufukla yaptığı en büyük eğim açısı
dip of the needle i. dikey düzlemde serbestçe dönen bir pusula iğnesinin ufukla yaptığı açı
dip of the needle i. manyetik kuvvet çizgisinin ufki hat ile yaptığı açı
dip f. eğilmiş bulunmak
dip f. ufuk düzleminin aşağısına eğilmek
Sport
dip i. paralel barların ucunda yapılan, kişinin çenesi barların hizasına gelecek kadar kollarını büktüğü ve sonrasında düzleştirip kendini yukarı doğru kaldırdığı bir jimnastik egzersizi
dip i. yayın orta kısmının sapın her iki yanında keskin ve kavisli incelmesi
dip f. paralel barların ucunda, çeneyi barların hizasına gelecek kadar kolları büktükten sonra düzleştirip kendini yukarı doğru kaldırmak
double-dip f. (softbolda) bir takımı finalde iki kez yenmek
Music
dip i. bir dizi hafifçe kırıp diğer bacağı öne veya arkaya uzatarak yapılan bir salon dansı figürü
dip i. dörder çiftten oluşan grupların yaptığı bir dansta, dansçının öne eğilip iki dansçının el ele tutuşarak oluşturduğu kemerin altından geçtiği dans figürü

"d.i.p" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 324 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dip bottom i.
When it was privatised, it experienced a traumatic time with the loss of plants and jobs, and morale was at rock bottom.
Özelleştirildiğinde, fabrikaların ve işlerin kaybedilmesiyle travmatik bir dönem yaşandı ve moraller dibe vurdu.

More Sentences
General
dip bottom i.
Fadil hoped that the body would sink to the bottom.
Fadıl cesedin dibe batmasını umuyordu.

More Sentences
dip base i.
I could see something shining at the base of the cliff.
Uçurumun dibinde parlayan bir şey görebiliyordum.

More Sentences
Trade/Economic
dip bottom i.
Tom tried to walk on water, but he sank to the bottom.
Tom suyun üzerinde yürümeye çalıştı ama dibe battı.

More Sentences
Common Usage
dip kaya bedrock i.
General
dip külü bottom ash i.
dip ground i.
dip floor i.
dip kısım butt i.
dip canlıları benthos i.
dip lowest part i.
dip butt i.
dip far end i.
dip breech i.
dip not foot note i.
dip örneği bottom sample i.
dip dalgası ground swell i.
dip tapa tail fuse i.
dip oyulması undercut i.
dip tarama ağı dragnet i.
ters yönlü dip akıntısı undertow i.
dip koçanı counterfoil i.
dip akıntısı undercurrent i.
deniz yüzündeki akıntıya ters giden dip akıntısı undertow i.
dip dalga (isyan vb) roust i.
dip depth i.
dip foot i.
dip akıntısı underset i.
dip koçanı stub i.
dip tarama aracı dredge i.
dip end i.
dip fag-end i.
çek dip koçanı counterfoil i.
makbuzun dip koçanı counterfoil i.
dip köşe temizlik thorough cleaning i.
dip köşe temizlik deep cleaning i.
dip tortusu sediment i.
dip buz tabakası bottom ice i.
dip boya root dye/touch-up i.
dip balığı bottom fish i.
dip dalgası groundswell i.
banka poliçesinin dip koçanı check [obsolete] i.
dip koçanlı poliçe check [obsolete] i.
banka poliçesinin dip koçanı cheque [obsolete] i.
dip koçanlı çek cheque [obsolete] i.
dip ses hiss noise i.
dip underneath i.
dip akıntısı underrun i.
(göl/ırmak) dip bed i.
en dip pozisyon bottom i.
girintinin dip noktası bottom i.
dip dibe duran kalabalığa katılmış kimse huddler i.
en dip evre depth i.
dip tarama ağı draught net i.
dip koçanı foil [obsolete] i.
dip tarama aracının küreği veya kepçesi scoop shovel i.
merdiven dip çubuğu stair rod i.
merdiven dip çubuğu stair-rod i.
dip koymak bottom f.
saçının dip boyası gelmek need to dye/touch-up the roots f.
dip boyası gelmek roots start to show f.
(bir şehrin) görünümünü yüksek ve dip dibe binalar inşa ederek dönüştürmek manhattanize f.
dip dibe girmek serre f.
dip dibe dizmek subjoin f.
dip dibe throng [scottish] s.
dip dibe girmiş thronged s.
dip dibe olan unspaced s.
dip denize ait dipsey s.
dip denize ait dipsie s.
dip denize ait dipsy s.
dip dibe olan overclose s.
dip dibe immediate s.
(dip) tararken kullanılan dragging s.
dip dibe duran side by side s.
dip dibe side-to-side s.
dip dibe cheek by jowl zf.
dip dibe yardarm to yardarm [obsolete] zf.
dip dibe olarak chockablock zf.
Phrasals
dip dibe olmak border on something f.
dip dibe olmak border upon something f.
dip bucak temizlemek clean down f.
Colloquial
dip dibe izlenen etkinlik fanny-bumper i.
patates cipsi ve dip sos chip and dip i.
Idioms
en dip bottom of the ladder i.
dip bucak every (old) nook and cranny i.
dip bucak nook and cranny i.
dip bucak nook or cranny i.
dip köşe temizlik yapmak bottom the house [antiquated] f.
dip bucak temizlik yapmak bottom the house [antiquated] f.
dip dibe yaşamak/çalışmak live in (one's) pocket f.
dip dibe up close and personal s.
dip dibe bumper-to-bumper s.
dip doruk from stem to stem zf.
dip dibe nose to tail expr.
dip dibe cheek by jowl expr.
dip bucak every nook and cranny expr.
(biriyle/bir şeyle) dip dibe cheek by jowl (with somebody/something) expr.
Trade/Economic
çift dip double bottom i.
dip ambar lower hold i.
dip-zirve testi bottom-up test i.
dip fiyat bottom price i.
dip noktası trough i.
dip koçanı counterfoil i.
dip trough i.
kısa zaman içinde yüksek volatilite ile birlikte fiyatlamanın çok kısa bir sürede dip seviyeye gelmesi flash crash i.
(hisse senedini) dip fiyattan satın alma bottom-fishing i.
dip yapmak hit rock bottom f.
Technical
dip tarama ağı trainel [obsolete] i.
açılır kapanır dip drop bottom i.
aksiyal dip yatağı axial i.
aksiyal dip yatağı footstep bearing i.
akarsu derin dip yükseltisi stream thalweg elevation i.
çift dip sarım flanşı double underwinding flange i.
çıkıntılı dip rocker bottom i.
çıkıntılı dip rocker i.
çatlak dip cracked bottom i.
çıkıntılı dip spike i.
çökük dip sunken bottom i.
dip yolluğu trumpet i.
dip sedimentleri bottom sediments i.
dip yatağı desteği footstep support i.
düz dip flat bottom i.
dip koçanı stub i.
dip sızdırmazlık sistemi bottom liner system i.
dip kalıbı bottom plate i.
dip tarama ağı dragnet i.
dip sarım pozisyonu underwinding position i.
dip yanduvarı murgatroyd belt i.
dip tapa tail fuze i.
dip yatağı thrust bearing i.
dip vanası foot valve i.
dip sarım konumu underwinding position i.
dip çatlağı toe crack i.
dip base i.
dip çukurluğu pushed-up bottom i.
dip sarım başlama devri underwinding starting speed i.
dip not footnote i.
dip tomruğu butt log i.
dip savak vana odası bottom outlet gate chamber i.
dip savak outlet work i.
dip tarama makinesi dredge i.
dip tarama dredging i.
dip plakası bottom plate i.
dip kırılması breaking off of base i.
dip sarımı underwind i.
dip sarım underwinding i.
dip yatağı journal bearing i.
dip canlıları benthos i.
dip floor i.
dip sarım motoru underwinding motor i.
dip organizmaları benthos i.
dip savak bottom weir i.
dip markası lettering on bottom i.
dip tapa tail fuse i.
dip savak bottom outlet i.
dip izleri strain marks i.
dip eleği bed jig i.
dip kalınlığı sham thickness i.
dip savaksız baraj blind dam i.
dip savak back sluice i.
dip duvar end wall i.
dip sıra kaplaması garboard i.
ezik dip indented base i.
gizli dip false bottom i.
ince dip light bottom i.
kalın dip heavy bottom i.
kirli dip dirty base i.
patlatma amaçlı delinmiş bir deliğin patlama sonrası patlamayan dip kısmı bootleg i.
sahte dip false bottom i.
radyal dip yatağı footstep bearing i.
radyal dip yatağı radial i.
sivri iğ dip yatağı cone point spindle i.
su altı dip tarama makinesi dredger i.
su ve dip tortusu tayini determination of water and sediment i.
taşlanmış dip puntied base i.
yamuk dip sloping bottom i.
yamuk dip heel tap i.
yuvarlak dip round bottom i.
dip gürültüsü hissing noise i.
dip sesi hiss i.
(dip tarama aracıyla) çıkarmak dredge f.
Informatics
dip anahtarı dip switch i.
Electric
dip akıntısı undercurrent i.
dip anahtarı dip-switch i.
Textile
dip trol ağı bottom trawl net i.
özel tip yüksek ağız açan dip trol ağı special type high opening bottom trawl net i.
Construction
dip savak deep sluice i.
dip savağı bottom sluice i.
dip tapa base fuse i.
Lighting
dip tırnağı bayonet pin i.
dip cap i.
dip tepesi contact plate i.
dip tepesi eyelet i.
iğneli dip pin base i.
iğneli dip pin cap i.
önodaklamalı dip prefocus cap i.
önodaklamalı dip prefocus base i.
silindirsel dip shell cap i.
silindirsel dip shell base i.
süngü dip bayonet cap i.
süngü dip bayonet base i.
vidalı dip screw base i.
vidalı dip screw cap i.
Automotive
dip anahtarı dip switch i.
dip anahtarı dual in-line parallel switch i.
karter dip plakası oil sump bottom plate i.
dip anahtarı dipper [uk] i.
dip anahtarı dipswitch [uk] i.
Marine
çift dip double bottom i.
çift dip tank double bottom tanks i.
dip ölçer sertifikası certificate for the echo sounder i.
dip akımı bottom flow i.
dip tank deep tank i.
dip çamuru bottom mud i.
dip water i.
dip çamuru örnek alıcısı bottom mud sampler i.
dip tarama ağı scoop net i.
dip akıntısı bottom current i.
dip ambar lowerhold i.
gemi dip tank forepeak i.
karışım gaz dalışlarında dip karışımından önce iniş sırasında kullanılan gaz travel mix i.
tekne dip yapısında tekne kabuğu haricindeki çıkıntılarındaki takıntılar skeg i.
ters dip akımı undertow i.
ahşap teknede dip sıra kaplamasının çevresindeki kalın kaplama riser i.
dip taramada kullanılan tekne veya mavna dredge i.
dalgaların kıyıya çarpmasıyla oluşan deniz yönündeki dip akıntısı sea barrow i.
dalgaların kıyıya çarpmasıyla oluşan deniz yönündeki dip akıntısı sea-poose i.
dalgaların kıyıya çarpmasıyla oluşan deniz yönündeki dip akıntısı sea purse i.
dalgaların kıyıya çarpmasıyla oluşan deniz yönündeki dip akıntısı sea-purse i.
dalgaların kıyıya çarpmasıyla oluşan deniz yönündeki dip akıntısı sea-puss i.
dip deniz deep-sea s.
(palanga makarası) dip dibe duran chockablock s.
(palanga makarası) dip dibe duran chock-a-block s.
Medical
çözünür dip ağırlığı dissolvable end-weight i.
dip-tepe noktası oranı trough to peak ratio i.
dip taneciği anlamı veren ön ek blephar- ök.
Anatomy
bir organın en dip kısmı fundus i.
dip sarnıç posterior cistern i.
el ve ayak tırnaklarının dip kısmında bulunan ve yeni tırnağın gelişmesini sağlayan kalınlaşmış epitel doku matrix i.
Psychology
dip düzeyi trough level i.
dip çatışma root conflict i.
Food Engineering
dip suyu stillage i.
Gastronomy
peynirli dip sos cheese dip i.
sarımsak ve hamsili bir dip sos bagna cauda i.
istiridye ve krem peynir ile hazırlanan bir dip sos clam dip i.
pişmiş fasulyeden yapılan bir dip sos bean dip i.
Math
dip değer trough value i.
Statistics
dip değer trough i.
Physics
dip kuark bottom quark i.
dip kuark beauty quark i.
Chemistry
dip tortu bottoms i.
dip tortu basic sediment i.
Biology
dip taneciği blepharoplast i.
dip çürüklüğü mantarı bottom rot fungus (corticium solani) i.
Marine Biology
sırtında dikenler olan ve soğuk suda yaşayan bir tür dip balığı thorny skate (raja radiata) i.
bir dip (bentik) balığı ophiodon elongatus i.
bir dip (bentik) balığı lingcod i.
dip canlıları benhtos i.
zoarcidae familyasına ait, sırt ve anüs yüzgeçleri bulunan uzun vücutlu dip balığı türleri eel pout i.
atlantik okyanusu'na özgü, ağzı neredeyse dikey olan büyük ve yılan balığına benzer bir dip balığı ghostfish i.
atlantik okyanusu'na özgü, ağzı neredeyse dikey olan büyük ve yılan balığına benzer bir dip balığı cryptacanthodes maculatus i.
atlantik okyanusu'na özgü, ağzı neredeyse dikey olan büyük ve yılan balığına benzer bir dip balığı wrymouth i.
dip balığı bottom-feeder i.
dip balığı ground fish i.
dip balığı bottom lurkers i.
dip balığı bottom-dweller i.
ağır hareket eden ve dikenli bir dip balığı familyası ogcocephalidae i.
ağır hareket eden ve dikenli bir dip balığı familyası family ogcocephalidae i.
denizin dip bölgelerinde yaşayan köpek balıklarını içine alan bir balık familyası family squatinidae i.
denizin dip bölgelerinde yaşayan köpek balıklarını içine alan bir balık familyası squatinidae i.
dip canlılarına ilişkin benthonic s.
dip balıklarına ait bottom-dwelling s.
dip balıkları ile ilgili bottom-dwelling s.
dip balıklarına ait bottom-feeding s.
dip balıkları ile ilgili bottom-feeding s.
Botanic
dip yaprak lower leaf i.
dip çürüklüğü bottom rot i.
karnabahar gibi turpgiller familyasına mensup bitkilerin dip yapraklarında görülen bir mantar hastalığı ring spot i.
Agriculture
tohum ekmek için açılan çukurun en dip kısmı toe i.
dip sürgünü sucker shoot i.
dip savak bottom weir i.
Forestry
dip tomruğa butt log i.
Fishery
çeşitli yüzgeçli dip balığı türleri whitefish i.
dip balıkçılığı bottom fishing i.
dip balıkçılığı bottom-fishing i.
dip tarama ağı scoop i.
dip tarama ağıyla yakalamak drag f.
Linguistics
dip yapı deep structure i.
Environment
dip birikintileri bottom deposits i.
Geography
okyanusta ışığın ulaşabildiği derinliğin en dip kısmı twilight zone i.
dip moreni ground moraine i.
dip buzultaşı ground moraine i.
dip akıntısı underset i.
dip dalgası ground swell i.
kuzey atlantik dip suyu north atlantic deep water i.
dip dalgası heavy swell i.
Geology
dip moreni ile kaplı dalgalı arazi till plain i.
dip moreni till sheet i.
dip buzultaşı till sheet i.
dip tortusu sediment i.
dip tortusu bottom sediment i.
Military
düz dip square base i.
dip tapa base fuse i.
dip mayını bottom mine i.
dip taraması bottom sweep i.
dip tapa base fuze i.
dip kör tapa base plug i.
dip mayını ground mine i.
dip tapa base detonating fuze i.
Hunting
av fişeği dip tapası base wad i.
horozun dip tablasına vuran ön kısmı ile arka kısmı arasındaki yay hammer nose spring i.
pirinç dip tablalı tüfek fişeği brass head i.
Sport
dip çizgisi end line i.
Basketball
dip ve yan çizgilerin dışı out of bounds i.
dip çizgiler end lines i.
oyun sahasını sınırlayan dip çizgiler ile yan çizgilerin birleştiği köşeler corner i.
sahayı sınırlayan dip çizgiler base line i.
Volleyball
dip çizgi back line i.
dip çizgi end line -back line i.
Cinema
dip fotoğrafı photo backing i.
Archaic
dip dibe olma nighness i.
dip dibe girmek serr f.
dip dibe girmek serre f.
dip dibe girmek serry f.