fainter - Türkçe İngilizce Sözlük

fainter

"fainter" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 65 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
faint f. bayılmak
Tom told the doctor he'd fainted three times last week.
Tom, doktora geçen hafta üç kez bayıldığını söyledi.

More Sentences
General
faint f. bayılmak
When I learned that Julie was coming for a visit tomorrow, I was so surprised I almost fainted.
Julie'nin yarın ziyarete geleceğini öğrendiğimde o kadar şaşırdım ki neredeyse bayılacaktım.

More Sentences
faint f. düşüp bayılmak
I have to eat something before I faint.
Düşüp bayılmadan bir şeyler yemeliyim.

More Sentences
faint s. zayıf
A faint and fading hope that one day it will flower.
Bir gün çiçek açacağına dair zayıf ve solmakta olan bir ümit.

More Sentences
faint s. baygın
I feel faint.
Baygın hissediyorum.

More Sentences
Archaic
faint f. (umudu) zayıflamak
The sound became fainter and fainter, till at last it disappeared.
Ses sonunda kayboluncaya kadar gittikçe zayıfladı.

More Sentences
faint f. bayıltmak
The mere sight of blood makes him faint.
Kan görmek bile onu bayıltıyor.

More Sentences
Common Usage
faint i. bayılma
General
faint i. baygınlık
faint i. güçsüz şey
faint i. düşük kuvvetli şey
faint i. ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgi
faint f. hali kalmamak
faint f. kendinden geçmek
faint f. bitkin düşmek
faint f. içi geçmek
faint f. güçsüzleşmek
faint f. zayıflamak
faint f. netliğini kaybetmek
faint s. uçuk
faint s. bitkin
faint s. korkak
faint s. halsiz
faint s. mahcup
faint s. ürkek
faint s. cesaretsiz
faint s. sönük
faint s. gevşek
faint s. isteksiz
faint s. belirsiz
faint s. çekingen
faint s. bir parça
faint s. belli belirsiz
faint s. hayal meyal
faint s. soluk
faint s. çok küçük
faint s. donuk
faint s. güçsüz
faint s. dermansız
faint s. açıkça algılanmayan
faint s. net olarak fark edilemeyen
faint s. bayıltabilecek kadar bunaltıcı
faint s. berrak olmayan bir zihinle yapılan
faint s. kafa bulanıkken olan
faint s. ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgilere ait veya ilişkin
faint s. cüzi
faint s. çok az
faint zf. hafifçe
faint zf. zayıf olarak
Technical
faint i. silik renk
faint i. soluk renk
faint i. sönük
faint s. donuk
faint s. mat
faint s. soluk
Pathology
faint i. senkop
faint i. beyne yeterince kan gitmemesiyle olan ani bilinç kaybı
Food Engineering
faint i. kuyruk
faint i. likör damıtma işleminin ilk ve son aşamalarında çıkarılan saf olmayan ham alkol
Archaic
faint f. manen zayıflamak
faint f. iradesini yitirmek
faint f. şevki kırılmak
faint f. cesareti kırılmak
faint f. moralini bozmak
faint f. kuvvetten düşürmek

"fainter" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 96 sonuç

İngilizce Türkçe
General
feel faint f. baygınlık geçirmek
She felt faint at the sight of blood.
Kan görünce baygınlık geçirdi.

More Sentences
faint light i. kısık ışık
faint sound i. hafif ses
faint-heartedness i. cesaretsizlik
faint-heartedness i. çekingenlik
faint-heartedness i. korkaklık
faint-heartedness i. pısırıklık
faint voice i. hafif ses
faint voice i. belli belirsiz ses
feel faint f. baygınlık gelmek
drop in a faint f. serilmek
feel faint f. fenalık geçirmek
feel faint f. fenalık gelmek
cause to faint f. bayıltmak
feel faint f. hali kalmamak
feel faint f. fenalaşmak
faint with laughter f. gülmekten bayılmak
feel faint f. fena olmak
fall in a faint f. yığılmak
faint at the sight of blood f. kan görünce bayılmak
fall faint f. düşüp bayılmak
faint-hearted s. pısırık
faint-hearted s. cesaretsiz
faint-hearted s. korkak
faint-hearted s. yüreksiz
faint-hearted s. ödlek
faint-hearted s. çekingen
faint-heartedly zf. korka korka
faint-heartedly zf. cesaretsizce
faint-heartedly zf. korkakça
faint-heartedly zf. heyecanlı biçimde
faint-heartedly zf. gergin biçimde
Phrasals
faint from something f. bir şey yüzünden bayılmak
faint from something f. bir nedenden dolayı bayılmak
faint from something f. bir şey yüzünden kendinden geçmek
faint from something f. bir şey yüzünden düşüp bayılmak
faint from something f. bir şey yüzünden baygınlık geçirmek
faint from f. -den bayılmak
faint from f. dolayı/yüzünden bayılmak
faint from f. -den dolayı kendinden geçmek
faint from f. -den dolayı/yüzünden düşüp bayılmak
faint from f. -den dolayı/yüzünden baygınlık geçirmek
Proverb
faint heart never won fair lady korkaklar asla hedefine ulaşamaz anlamında atasözü
faint heart never won fair lady korkaklıkla eline bir şey geçmez
faint heart never won fair lady korkaklıkla hiçbir kadını elde edemezsin/etkileyemezsin
Colloquial
not for the faint of heart expr. korkaklara göre değil
not for the faint-hearted expr. korkaklara göre değil
Idioms
a faint heart i. hassaslık
a faint heart i. çabuk etkilenme
a faint heart i. kolay etkilenme
a faint heart i. iradesiz olma
a faint heart i. iradesi zayıf olma
a faint heart i. korkak olma
a faint heart i. tavşan yürekli olma
a faint heart i. çekingen olma
a faint heart i. hırslı olmama
a faint heart i. zorlukların üstesinden gelme isteğine sahip olmama
a faint heart i. azimli olmama
faint of heart i. hassas kimse
faint of heart i. çabuk sarsılan kimse
faint of heart i. kolay tiksinen/midesi bulanan kimse
faint of heart i. zora gelemeyen/midesi sağlam olmayan kimse
faint of heart i. dayanıksız kimse
faint dead away f. bayılıp bilincini kaybetmek
faint dead away f. düşüp bayılmak
damn with faint praise f. (birini) isteksizce övmek
damn with faint praise f. (birine) isteksizce alkış tutmak
be not for the faint-hearted f. korkaklara göre olmamak
be not for the faint-hearted f. pısırıklara göre olmamak
be not for the faint-hearted f. ödleklere göre olmamak
damn (someone or something) with faint praise f. (birini/bir şeyi) isteksizce övmek
damn (someone or something) with faint praise f. (birine/bir şeye) isteksizce alkış tutmak
damn (someone or something) with faint praise f. (birini/bir şeyi) över gibi yapıp eleştirmek
damn somebody/something with faint praise f. birini/bir şeyi isteksizce övmek
damn somebody/something with faint praise f. birine/bir şeye isteksizce alkış tutmak
damn somebody/something with faint praise f. birini/bir şeyi över gibi yapıp eleştirmek
damn somebody/something with faint praise f. birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak
damn someone or something with faint praise f. birini/bir şeyi isteksizce övmek
damn someone or something with faint praise f. birine/bir şeye isteksizce alkış tutmak
damn someone or something with faint praise f. birini/bir şeyi över gibi yapıp eleştirmek
damn someone or something with faint praise f. birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak
damn someone/something with faint praise f. birini/bir şeyi isteksizce övmek
damn someone/something with faint praise f. birine/bir şeye isteksizce alkış tutmak
damn someone/something with faint praise f. birini/bir şeyi över gibi yapıp eleştirmek
damn someone/something with faint praise f. birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak
(with) a faint heart s. hassas
(with) a faint heart s. çabuk etkilenen
(with) a faint heart s. kolay etkilenen
not for the faint-hearted expr. çekingenlere göre değil
not for the faint of heart expr. herkesin kaldırabileceği bir şey değil
not for the faint-hearted expr. korkaklara göre değil
Technical
faint lettering silika i. silik gravür
faint impression i. zayıf dekor
Astronomy
faint object i. sönük cisim
faint object i. sönük nesne
Slang
damn with faint praise f. över gibi yapıp eleştirmek