Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | farkındalık | awareness i. | ||
The problems resulted in an awareness of what has to be done and done quickly. Sorunlar, yapılması ve hızla yapılması gerekenler konusunda bir farkındalık yarattı. More Sentences |
||||
Genel | farkındalık | mindfulness i. | ||
I have a mindfulness meditation practice. Farkındalık meditasyonu pratiğim var. More Sentences |
||||
Genel | farkındalık | consciousness i. | ||
The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor. Belgesel, yoksulların içinde bulunduğu kötü durum hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | farkındalık | awareness i. | ||
The problems resulted in an awareness of what has to be done and done quickly. Sorunlar, yapılması ve hızla yapılması gerekenler konusunda bir farkındalık yarattı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | farkındalık | aliveness i. | ||
Genel | farkındalık | feeling i. | ||
Religious | ||||
Dini | farkındalık | sati i. |