|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
an axe to grind i.
|
çözülmesi gereken sorun |
|
2 |
Genel |
an axe to grind i.
|
şikayete sebep olan durum |
|
3 |
Genel |
axe to grind i.
|
şikayeti olan |
|
4 |
Genel |
axe to grind i.
|
şikayetçi olan |
|
5 |
Genel |
grind [scotland] i.
|
ızgaralı yatay kapı |
|
6 |
Genel |
grind down f.
|
eziyet etmek |
|
7 |
Genel |
grind out f.
|
çalmak |
|
8 |
Genel |
grind down f.
|
çektirmek |
|
9 |
Genel |
grind to a halt f.
|
durmak |
|
10 |
Genel |
grind out f.
|
eziyet etmek |
|
11 |
Genel |
grind out f.
|
kaleme almak |
|
12 |
Genel |
grind coffee f.
|
kahve çekmek |
|
13 |
Genel |
grind out f.
|
çektirmek |
|
14 |
Genel |
grind down f.
|
üzmek |
|
15 |
Genel |
grind down f.
|
kuvvetle bastırmak |
|
16 |
Genel |
grind out f.
|
yazmak |
|
17 |
Genel |
have an axe to grind f.
|
şikayetçi olmak |
|
18 |
Genel |
have an axe to grind f.
|
şikayeti olmak |
|
19 |
Genel |
grind barley f.
|
arpa öğütmek |
|
20 |
Genel |
grind coffee f.
|
kahve öğütmek |
|
21 |
Genel |
grind down f.
|
zorbalık etmek |
|
22 |
Genel |
grind down f.
|
zalimce yönetmek |
|
23 |
Genel |
grind the meat f.
|
kıyma yapmak |
|
24 |
Genel |
grind one's teeth f.
|
dişini gıcırdatmak |
|
25 |
Genel |
grind one's teeth f.
|
dişlerini gıcırdatmak |
|
26 |
Genel |
grind sugar cane f.
|
şeker kamışı preslemek |
|
27 |
Genel |
grind sugar cane f.
|
şeker kamışı sıkmak |
|
28 |
Genel |
grind until smooth f.
|
pürüzsüz olana dek dövmek/ezmek |
|
29 |
Genel |
grind the grain into flour f.
|
tahılı öğütüp un haline getirmek |
|
Phrasals |
|
30 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
çok çalışmak |
|
31 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
ineklemek |
|
32 |
Öbek Fiiller |
grind out f.
|
kalitesine bakmaksızın çok sayıda üretmek |
|
33 |
Öbek Fiiller |
grind up f.
|
öğütmek |
|
34 |
Öbek Fiiller |
grind something away f.
|
öğüterek çıkarmak |
|
35 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
öğüterek çıkarmak |
|
36 |
Öbek Fiiller |
grind away at f.
|
öğütmek |
|
37 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sınava çalışmak |
|
38 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
(zaman) uzayıp gitmek |
|
39 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
törpüleyerek eşitlemek |
|
40 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
ezerek eşitlemek |
|
41 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
yavaşlamak (makine) |
|
42 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
(birini) sıkmak |
|
43 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
sıkıntı vermek |
|
44 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
usandırmak |
|
45 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
bıkkınlık vermek |
|
46 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
bıktırmak |
|
47 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
bunaltmak |
|
48 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
bezdirmek |
|
49 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
(birini) kırmak |
|
50 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
hayal kırıklığına uğratmak |
|
51 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
sıkıntı vermek |
|
52 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
usandırmak |
|
53 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
bıkkınlık vermek |
|
54 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
bunaltmak |
|
55 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
bezdirmek |
|
56 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
dırdır edip bezdirmek |
|
57 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
bıktırmak |
|
58 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
törpülemek |
|
59 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
törpüleyerek şekil vermek |
|
60 |
Öbek Fiiller |
grind down f.
|
törpüleyerek şekillendirmek |
|
61 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
bıktırana kadar uzamak |
|
62 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
bitmeyecekmiş/sonu gelmeyecekmiş gibi uzamak |
|
63 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
bitmek bilmemek |
|
64 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
sonsuza kadar sürmek |
|
65 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
uzayıp gitmek |
|
66 |
Öbek Fiiller |
grind on f.
|
bir türlü sonu gelmemek |
|
67 |
Öbek Fiiller |
grind someone down f.
|
birini sıkmak |
|
68 |
Öbek Fiiller |
grind (something) into (something) f.
|
(bir şeyi) beynine/kafasına kazımak |
|
69 |
Öbek Fiiller |
grind (something) into (something) f.
|
(bir şeyi) iyice öğrenmek için çaba sarf etmek |
|
70 |
Öbek Fiiller |
grind (something) into (something) f.
|
(bir şeyi) iyice öğrenmeye/ezberlemeye çalışmak |
|
71 |
Öbek Fiiller |
grind (something) into (something) f.
|
(bir şeyi) kafasına sokmaya çalışmak |
|
72 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek |
|
73 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek |
|
74 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek |
|
75 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi ezip toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi öğütüp toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek |
|
77 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi ufalayıp toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek |
|
78 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi sürterek bir şeyin içine yedirmek |
|
79 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi bir şeyin içine sindirmek |
|
80 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek |
|
81 |
Öbek Fiiller |
grind something into something f.
|
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek |
|
82 |
Öbek Fiiller |
grind something in f.
|
bir şeyi sürterek bir şeyin içine yedirmek |
|
83 |
Öbek Fiiller |
grind something in f.
|
bir şeyi bir şeyin içine sindirmek |
|
84 |
Öbek Fiiller |
grind something in f.
|
bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek |
|
85 |
Öbek Fiiller |
grind something in f.
|
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek |
|
86 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek |
|
87 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek |
|
88 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek |
|
89 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi sürekli tekrar ederek iyice öğretmek |
|
90 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi kafasına sokmak/işlemek |
|
91 |
Öbek Fiiller |
grind into f.
|
bir şeyi aşılamak |
|
92 |
Öbek Fiiller |
grind something to something f.
|
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek |
|
93 |
Öbek Fiiller |
grind something to something f.
|
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek |
|
94 |
Öbek Fiiller |
grind something to something f.
|
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek |
|
95 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
törpüleyerek/ezerek gidermek |
|
96 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sürterek düzeltmek |
|
97 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
toz haline getirip yok etmek |
|
98 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
kafa ütülemek |
|
99 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
vır vır etmek |
|
100 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
dırdır etmek |
|
101 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
söylenip durmak |
|
102 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
kusur bulup durmak |
|
103 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sürekli eleştirmek |
|
104 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
durmadan şikayet etmek |
|
105 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
iğneleyip durmak |
|
106 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sürekli sataşmak |
|
107 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sürekli kötülemek/küçümsemek |
|
108 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
sürekli küçük/hor görmek |
|
109 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
bir şeye çok çalışmak |
|
110 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
bir şeye kendini adamak |
|
111 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
bir şeye kendini iyice vermek |
|
112 |
Öbek Fiiller |
grind away f.
|
bir şeye kafa yormak |
|
113 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeyi) öğütmek |
|
114 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeyi) ezmek |
|
115 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeyi) ufalamak |
|
116 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birinin) kafasını ütülemek |
|
117 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birine) vır vır etmek |
|
118 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birine) dırdır etmek |
|
119 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birine) söylenip durmak |
|
120 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birine) kusur bulup durmak |
|
121 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birini) sürekli eleştirmek |
|
122 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birini) durmadan şikayet etmek |
|
123 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birini) iğneleyip durmak |
|
124 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birine) sürekli sataşmak |
|
125 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birini) sürekli kötülemek/küçümsemek |
|
126 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(birini) sürekli küçük/hor görmek |
|
127 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeye) çok çalışmak |
|
128 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeye) kendini adamak |
|
129 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeye) kendini iyice vermek |
|
130 |
Öbek Fiiller |
grind away at (someone or something) f.
|
(bir şeye) kafa yormak |
|
131 |
Öbek Fiiller |
grind something down f.
|
bir şeyi pürüzsüz hale getirmek |
|
132 |
Öbek Fiiller |
grind something down f.
|
bir şeyi törpüleyerek düzeltmek |
|
133 |
Öbek Fiiller |
grind something down f.
|
bir şeyi törpülemek |
|
134 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
birbirine sürtmek |
|
135 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
birbirine sürterek aşındırmak |
|
136 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
birbirine sürterek gıcırdatmak |
|
137 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
gıcırdatmak |
|
138 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
birbirine sürtünmek |
|
139 |
Öbek Fiiller |
grind together f.
|
birbirini aşındırmak |
|
140 |
Öbek Fiiller |
grind something together f.
|
birbirine sürtmek |
|
141 |
Öbek Fiiller |
grind something together f.
|
birbirine sürterek gıcırdatmak |
|
142 |
Öbek Fiiller |
grind something together f.
|
gıcırdatmak |
|
143 |
Öbek Fiiller |
grind in f.
|
(konik vanayı) aşındırıcı macunla birlikte sürterek oturtmak |
|
144 |
Öbek Fiiller |
grind away (at something) f.
|
(bir şeyi) öğüterek çıkarmak |
|
145 |
Öbek Fiiller |
grind away (at something) f.
|
(bir şeyi) öğütmek |
|
146 |
Öbek Fiiller |
grind away (at something) f.
|
(bir şeyi9 ezmek |
|
147 |
Öbek Fiiller |
grind something out f.
|
öğüterek bir şey yapmak |
|
148 |
Öbek Fiiller |
grind something out f.
|
ezerek bir şey yapmak |
|
149 |
Öbek Fiiller |
grind something out f.
|
mekanik olarak üretmek |
|
150 |
Öbek Fiiller |
grind something out f.
|
seri halde üretmek |
|
151 |
Öbek Fiiller |
grind something out f.
|
fabrikasyon olarak üretmek |
|
152 |
Öbek Fiiller |
grind to f.
|
ufalayıp başka bir şey haline getirmek |
|
153 |
Öbek Fiiller |
grind to f.
|
ezip başka bir şey haline getirmek |
|
154 |
Öbek Fiiller |
grind to f.
|
öğütüp başka bir şey haline getirmek |
|
155 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi ufalamak |
|
156 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi un ufak etmek |
|
157 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi toz yapmak |
|
158 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi toz haline getirmek |
|
159 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi ezmek |
|
160 |
Öbek Fiiller |
grind something up f.
|
bir şeyi öğütmek |
|
Proverb |
|
161 |
Atasözü |
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small
|
kötülük eninde sonunda cezasını bulur |
|
162 |
Atasözü |
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small
|
kötülük cezasız kalmaz |
|
163 |
Atasözü |
mills of god grind slowly, yet they grind exceeding small
|
allahın değirmeni yavaş döner ama ince öğütür |
|
164 |
Atasözü |
mill cannot grind with water that is past
|
fırsatın varken yap sonra üzülürsün |
|
165 |
Atasözü |
mill cannot grind with water that is past
|
fırsat her vakit ele geçmez |
|
166 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine
|
biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz |
|
167 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine
|
haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur |
|
168 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly
|
biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz |
|
169 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly
|
haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur |
|
170 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
geç de olsa hak eden hak ettiğini alır |
|
171 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
er ya da geç adalet yerini bulur |
|
172 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir |
|
173 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
geç de olsa hak yerini bulur |
|
174 |
Atasözü |
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
ilahi adalet er ya da geç yerini bulur |
|
175 |
Atasözü |
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
geç de olsa hak eden hak ettiğini alır |
|
176 |
Atasözü |
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
er ya da geç adalet yerini bulur |
|
177 |
Atasözü |
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir |
|
178 |
Atasözü |
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
geç de olsa hak yerini bulur |
|
179 |
Atasözü |
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
|
ilahi adalet er ya da geç yerini bulur |
|
180 |
Atasözü |
a mill cannot grind with water that is past
|
fırsatın varken yap sonra üzülürsün |
|
181 |
Atasözü |
a mill cannot grind with water that is past
|
fırsat her vakit ele geçmez |
|
182 |
Atasözü |
a mill cannot grind with water that is past
|
eline geçen fırsatı zamanında değerlendirmezsen elinden kayıp gider |
|
Colloquial |
|
183 |
Konuşma Dili |
day to day grind i.
|
günlük angarya |
|
184 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
zor bir iş üzerinde sürekli çalışmak |
|
185 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
zor bir görev üzerinde durmadan çalışmak |
|
186 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
ıcığını cıcığını araştırmak |
|
187 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
zor bir iş üzerinde ısrarlı bir şekilde çalışmak |
|
188 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
ısrarcı olmak |
|
189 |
Konuşma Dili |
grind it out f.
|
ısrarla üstüne gitmek |
|
Idioms |
|
190 |
Deyim |
bump and grind i.
|
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle yapılan dans |
|
191 |
Deyim |
bump and grind i.
|
bir dizi/seri ani, sarsıcı hareket |
|
192 |
Deyim |
bump and grind i.
|
ani, sarsıcı hareketler dizisi/serisi |
|
193 |
Deyim |
an axe to grind i.
|
diş bileyen kimse |
|
194 |
Deyim |
the daily grind i.
|
günlük çalışma rutini |
|
195 |
Deyim |
the daily grind i.
|
günlük iş rutini |
|
196 |
Deyim |
grind stone i.
|
iş |
|
197 |
Deyim |
grind stone i.
|
iş güç |
|
198 |
Deyim |
grind stone i.
|
meşgale |
|
199 |
Deyim |
grind stone i.
|
uğraş |
|
200 |
Deyim |
bump and grind i.
|
sert vuruş ve sarsıntı |
|
201 |
Deyim |
bump and grind i.
|
iniş çıkışlarda yaşanan ani vuruş ve sarsıntılar |
|
202 |
Deyim |
bump and grind i.
|
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta yaşanan sarsıcı darbeler |
|
203 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi |
|
204 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
kişisel gerekçe |
|
205 |
Deyim |
an axe to grind i.
|
bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi |
|
206 |
Deyim |
an axe to grind i.
|
kişisel gerekçe |
|
207 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi |
|
208 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
kişisel gerekçe |
|
209 |
Deyim |
an axe to grind i.
|
bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi |
|
210 |
Deyim |
an axe to grind i.
|
kişisel gerekçe |
|
211 |
Deyim |
ax to grind i.
|
kişisel gerekçe |
|
212 |
Deyim |
ax to grind i.
|
kişisel neden |
|
213 |
Deyim |
ax to grind i.
|
kişisel amaç |
|
214 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
kişisel bir gerekçe |
|
215 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
kişisel bir neden |
|
216 |
Deyim |
an ax to grind i.
|
kişisel bir amaç |
|
217 |
Deyim |
axe to grind i.
|
kişisel/gizli gerekçe |
|
218 |
Deyim |
axe to grind i.
|
kişisel/gizli neden |
|
219 |
Deyim |
axe to grind i.
|
kişisel/gizli amaç |
|
220 |
Deyim |
daily grind i.
|
günlük çalışma rutini |
|
221 |
Deyim |
daily grind i.
|
günlük iş rutini |
|
222 |
Deyim |
daily grind i.
|
günlük angarya |
|
223 |
Deyim |
daily grind i.
|
rutin angarya |
|
224 |
Deyim |
daily grind i.
|
günlük yorucu işler |
|
225 |
Deyim |
bump and grind f.
|
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle dans etmek |
|
226 |
Deyim |
bump and grind f.
|
bir dizi/seri ani, sarsıcı hareket yapmak |
|
227 |
Deyim |
bump and grind f.
|
ani, sarsıcı hareketler yapmak |
|
228 |
Deyim |
have an axe to grind f.
|
bir şikayeti olmak |
|
229 |
Deyim |
grind someone's gears f.
|
birini sinirlendirmek |
|
230 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
bitmek |
|
231 |
Deyim |
grind someone's gears f.
|
birini kızdırmak |
|
232 |
Deyim |
have an ax to grind f.
|
bir şikayeti olmak |
|
233 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
durma noktasına gelmek |
|
234 |
Deyim |
grind away (at) f.
|
çok sıkı çalışmak |
|
235 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
daha fazla ilerleyememek |
|
236 |
Deyim |
grind to a standstill f.
|
durma noktasına gelmek |
|
237 |
Deyim |
grind to a standstill f.
|
durmak |
|
238 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
gıcırdayarak yavaş yavaş stop etmek |
|
239 |
Deyim |
back to the grind f.
|
işe güce geri dönmek |
|
240 |
Deyim |
back to the grind f.
|
işe geri dönmek |
|
241 |
Deyim |
grind away (at) f.
|
ineklemek |
|
242 |
Deyim |
back to the grind f.
|
işe/okula geri dönmek |
|
243 |
Deyim |
have an axe to grind f.
|
kişisel çıkarı olmak |
|
244 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
sona ulaşmak |
|
245 |
Deyim |
have an axe to grind f.
|
şikayetçi olmak |
|
246 |
Deyim |
grind to a standstill f.
|
stop etmek |
|
247 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
stop etmek |
|
248 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
sonuçlanmak |
|
249 |
Deyim |
have an ax to grind f.
|
şikayetçi olmak |
|
250 |
Deyim |
grind to a halt f.
|
yavaşlamak |
|
251 |
Deyim |
grind (one's) teeth f.
|
dişini sıkmak |
|
252 |
Deyim |
grind (one's) teeth f.
|
öfkesini belli etmemek için dişini sıkmak |
|
253 |
Deyim |
bump and grind f.
|
ani sarsıntı yaşamak |
|
254 |
Deyim |
bump and grind f.
|
sert vuruşlar yapmak |
|
255 |
Deyim |
bump and grind f.
|
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta sarsıcı darbeler almak |
|
256 |
Deyim |
grind to a halt/standstill f.
|
durmak |
|
257 |
Deyim |
grind to a halt/standstill f.
|
durma noktasına gelmek |
|
258 |
Deyim |
grind to a halt/standstill f.
|
stop etmek |
|
259 |
Deyim |
grind your teeth f.
|
dişlerini gıcırdatmak |
|
260 |
Deyim |
grind your teeth f.
|
dişlerini sıkmak |
|
261 |
Deyim |
back to the grind expr.
|
(tatil sonrası) işe dönüş |
|
262 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
hiçbir şikayet |
|
263 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
hiçbir tartışma gerekçesi |
|
264 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
hiçbir itiraz |
|
265 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe |
|
266 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden |
|
267 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken |
|
268 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe |
|
269 |
Deyim |
no ax to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon |
|
270 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
hiçbir şikayet |
|
271 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
hiçbir tartışma gerekçesi |
|
272 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
hiçbir itiraz |
|
273 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe |
|
274 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden |
|
275 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken |
|
276 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe |
|
277 |
Deyim |
no axe to grind expr.
|
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon |
|
Speaking |
|
278 |
Konuşma |
do you grind your teeth? expr.
|
dişlerini gıcırdatıyor musun? |
|
Technical |
|
279 |
Teknik |
step-grind procedure i.
|
basamaklı taşlama yöntemi |
|
280 |
Teknik |
taper-grind procedure i.
|
eğik taşlama yöntemi |
|
281 |
Teknik |
rough grind i.
|
kaba silme |
|
282 |
Teknik |
assessment from the change in fineness of grind i.
|
öğütme inceliğindeki değişiklikten değerlendirme |
|
283 |
Teknik |
polish grind i.
|
parlatma silmesi |
|
284 |
Teknik |
polish grind i.
|
son perdah |
|
285 |
Teknik |
wet-grind f.
|
ıslak öğütmek |
|
Automotive |
|
286 |
Otomotiv |
undersize grind i.
|
alt çapa taşlama |
|
287 |
Otomotiv |
street-grind cam i.
|
cadde eksantriği |
|
288 |
Otomotiv |
cam grind i.
|
fren pabucu |
|
Marine Biology |
|
289 |
Deniz Biyolojisi |
grind whale i.
|
(özellikle faroe adaları'nda kullanılır) pilot balina |
|
Sport |
|
290 |
Spor |
belly grind i.
|
kalça dönüşü |
|
291 |
Spor |
grind rail i.
|
kaykay, kar kayağı, kayak tahtasında özel hareket yapmak için kullanılan ince bir platform |
|
Music |
|
292 |
Müzik |
grind organ i.
|
(sokaklarda çalınan) mekanik kollu müzik kutusu |
|
Painting |
|
293 |
Resim |
fineness of grind of paints i.
|
boyaların incelik derecesi |
|
Slang |
|
294 |
Argo |
grind on f.
|
dans ederken birine sürtünmek |
|
295 |
Argo |
grind on f.
|
dansta seksi hareketlerle birine sürtünmek |
|
296 |
Argo |
grind on f.
|
poposuyla birine sürtünerek seksi dans etmek |
|
297 |
Argo |
on the grind expr.
|
iş üstünde/çalışıyor |
|