görgü - Türkçe İngilizce Sözlük

görgü

"görgü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
görgü good manners i.
They taught her to speak French, play the piano and good manners.
Ona Fransızca konuşmayı, piyano çalmayı ve görgü kurallarını öğrettiler.

More Sentences
görgü manners i.
I see that your manners haven't exactly improved in the last twenty years.
Görgü kurallarınızın son yirmi yılda pek gelişmediğini görüyorum.

More Sentences
General
görgü good manners i.
They taught her to speak French, play the piano and good manners.
Ona Fransızca konuşmayı, piyano çalmayı ve görgü kurallarını öğrettiler.

More Sentences
görgü etiquette i.
It's a matter of etiquette.
Bu bir görgü meselesi.

More Sentences
görgü convenances i.
görgü experience i.
görgü breeding i.
görgü cultivation i.
görgü grace i.
görgü manner i.
görgü good breeding i.
görgü accomplishment i.
görgü behavior [obsolete] i.
görgü behaviour [obsolete] i.
görgü decorum i.
görgü deporture i.
görgü couth s.
Idioms
görgü company manners i.
Education
görgü deportment i.
Archaic
görgü civility i.

"görgü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
görgü kuralları etiquette i.
It's a matter of etiquette.
Bu bir görgü kuralıdır.

More Sentences
General
görgü tanığı eyewitness i.
An eyewitness is worth more than ten auditory witnesses.
Bir görgü tanığı, on işitsel tanıktan daha değerlidir.

More Sentences
görgü kuralları etiquette i.
It's a matter of etiquette.
Bu bir görgü kuralıdır.

More Sentences
görgü tanıkları eyewitnesses i.
There were no eyewitnesses.
Hiç görgü tanığı yoktu.

More Sentences
görgü tanıkları witnesses i.
Not much of a witness, but he's all we got.
Pek görgü tanığı yok, elimizde bir tek o var.

More Sentences
görgü tanığı eye-witness i.
They have on occasion shown eye-witness accounts to be totally unreliable.
Zaman zaman görgü tanıklarının ifadelerinin tamamen güvenilmez olduğunu gösterdiler.

More Sentences
Law
görgü tanıklığı eyewitness account i.
The eyewitness accounts of Members of this Parliament are one contribution to opposing this war.
Bu Parlamento Üyelerinin görgü tanıklıkları, bu savaşa karşı çıkılmasına bir katkıdır.

More Sentences
görgü tanığı eyewitness i.
An eyewitness is worth more than ten auditory witnesses.
Bir görgü tanığı, on işitsel tanıktan daha değerlidir.

More Sentences
General
bir kimsenin geçmişteki görgü, çevre ve eğitimi background i.
görgü tanıklığı yapmak eyewitness i.
görgü okulu finishing school i.
görgü kurallarına uyma propriety i.
görgü kuralları forms of politeness i.
görgü kuralları rules of good manners i.
görgü şahidi eyewitness i.
görgü kuralları the proprieties i.
sarayda görgü kuralları courtesy i.
görgü kuralları good form i.
görgü kuralları proprieties i.
görgü kuralları breeding i.
görgü kuralları propriety i.
erkekler için görgü kuralları etiquette for men i.
görgü kuralları do's and don'ts i.
görgü tanığı witnesser i.
kamu görgü kuralları government etiquette i.
görgü kuralları the amenities i.
hukuk görgü kuralı legal etiquette i.
bir ülke veya toplumun ahlak, görgü ve davranış kalıpları customs i.
görgü tanığı eye witness i.
islami görgü kuralları islamic etiquette i.
diplomatik görgü kuralları diplomatic etiquette i.
görgü kurallarının ihlali violation of etiquette i.
görgü kurallarının dışına çıkma violation of etiquette i.
görgü tanığı bystander i.
görgü şahidi ifadeleri eye-witness testimonies i.
görgü şahidi eye-witness i.
görgü şahitleri eye-witnesses i.
görgü şahitleri eyewitnesses i.
görgü kuralları rules of etiquette i.
mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk refinedness i.
mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk refinement i.
görgü kuralı olarak tabakta bırakılan porsiyon manners bit i.
görgü kuralları decencies i.
görgü kuralları decency i.
görgü yoksunluğu impropriety i.
görgü kurallarına uygun davranma savoir-vivre i.
görgü kuralları savoir-vivre i.
görgü kurallarına uyma decorousness i.
görgü kuralları finish i.
görgü tanığı stander-by i.
görgü kurallarını aşma superlation [obsolete] i.
görgü tanıkları bulmak find witnesses f.
(görgü tanığına) yönlendirici soru sormak lead f.
görgü okuluna gitmek finish f.
sosyetenin görgü kurallarını ustalıkla uygulayabilen accomplished s.
görgü kurallarına uygun decorous s.
görgü kurallarına çok bağlı proper s.
görgü gereği de rigueur s.
görgü fukarası uncouth s.
görgü kurallarına uymayan irregular s.
görgü kurallarına uygun bir biçimde decorously zf.
görgü kurallarına uyarak fitly zf.
Phrases
kişisel ahlak/görgü standartlarına göre according to your lights expr.
Idioms
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of decorum i.
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of etiquette i.
genel görgü kuralları common decency i.
genel görgü kuralları basic decency i.
genel görgü kuralları common decency i.
genelgeçer görgü kuralı basic decency i.
masada görgü kurallarına uymama boarding house reach i.
masada görgü kurallarına uymama boardinghouse reach i.
nezaket/görgü kurallarını unutmak forget one's manners f.
görgü kurallarına uymamak go off the reservation f.
nezaket/görgü kurallarını unutmak forget manners f.
görgü gereği de rigeur expr.
Law
birinci görgü tanığı prime witness i.
görgü şahidi eye witness i.
görgü tanıklığı eyewitness testimony i.
görgü tanığı ifadesi eyewitness statement i.
görgü tanığının ifadesi eyewitness statement i.
görgü tanıklarının ifadesi statement of eyewitnesses i.
görgü kuralları social convention i.
görgü tanığı eye witness i.
görgü tanığı raporu eyewitness [obsolete] i.
bilirkişi olmayan görgü tanığı lay witness i.
Politics
genel görgü kuralları public decency i.
Computer
ağ görgü kuralı netiquette i.
Informatics
internet görgü kuralları net etiquette i.
Telecom
internet görgü kuralları netiquette i.
Gastronomy
(yeme-içme) görgü kuralları dining etiquette i.
Social Sciences
yeni zelanda yerlilerinin toplantılarında uyguladıkları protokol veya görgü kuralları kawa [new zealand] i.
Education
(kızlar için) görgü okulu finishing school i.
Military
askeri görgü military courtesy i.
Archaic
geleneklere veya görgü kurallarına cüretkar saldırı sally i.