kararsızlık - Türkçe İngilizce Sözlük

kararsızlık

"kararsızlık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 70 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kararsızlık indecision i.
Nor do we want to be messed about by political opportunists or the Council's indecision.
Siyasi fırsatçılar ya da Konseyin kararsızlığı tarafından oyalanmak istemiyoruz.

More Sentences
General
kararsızlık vacillation i.
Our growing responsibilities will leave no room for the vacillation and inaction we have displayed in the past.
Artan sorumluluklarımız, geçmişte sergilediğimiz kararsızlık ve eylemsizliğe yer bırakmayacaktır.

More Sentences
kararsızlık ambivalence i.
How to deal with the ambivalence of Moscow's policy?
Moskova'nın politikasındaki kararsızlıkla nasıl başa çıkılır?

More Sentences
kararsızlık indecisiveness i.
Indecisiveness and dissension contributed to the failure of The Hague.
Kararsızlık ve anlaşmazlık Lahey'in başarısızlığına katkıda bulunmuştur.

More Sentences
Common Usage
kararsızlık instability i.
General
kararsızlık inconstancy i.
kararsızlık looseness i.
kararsızlık unsteadiness i.
kararsızlık indetermination i.
kararsızlık variability i.
kararsızlık uncertainty i.
kararsızlık flightiness i.
kararsızlık irresoluteness i.
kararsızlık sensitivity i.
kararsızlık irresolution i.
kararsızlık demurral i.
kararsızlık quandary i.
kararsızlık ambivalency i.
kararsızlık light mindedness i.
kararsızlık doubt i.
kararsızlık suspense i.
kararsızlık mercurialness i.
kararsızlık fickleness i.
kararsızlık tipsiness i.
kararsızlık dither i.
kararsızlık inconsistency i.
kararsızlık loose i.
kararsızlık incertitude i.
kararsızlık instability i.
kararsızlık vicissitude i.
kararsızlık changeability i.
kararsızlık doubtfulness i.
kararsızlık equivocality i.
kararsızlık lability i.
kararsızlık change [obsolete] i.
kararsızlık changefulness i.
kararsızlık tickleness [obsolete] i.
kararsızlık turningness i.
kararsızlık uncertainty i.
kararsızlık uncertainness i.
kararsızlık unconstancy i.
kararsızlık unsettledness i.
kararsızlık unstableness i.
kararsızlık uneasiness [obsolete] i.
kararsızlık unfixity i.
kararsızlık unstaidness i.
kararsızlık unsteadfastness i.
kararsızlık unsureness i.
kararsızlık unsurety i.
kararsızlık levity i.
kararsızlık light-mindedness i.
kararsızlık limbo i.
kararsızlık mercuriality i.
kararsızlık hesitance i.
kararsızlık hesitancy i.
kararsızlık hesitation i.
kararsızlık demur i.
kararsızlık doldrums i.
kararsızlık indetermination i.
kararsızlık feeble-mindedness i.
kararsızlık feebleness i.
kararsızlık flat spin i.
kararsızlık shillyshally i.
kararsızlık shittleness i.
kararsızlık standstill i.
kararsızlık unstable s.
Trade/Economic
kararsızlık unsteadiness i.
Food Engineering
kararsızlık instability i.
Meteorology
kararsızlık instability i.
Archaic
kararsızlık instableness i.

"kararsızlık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
General
siyasal kararsızlık political instability i.
deha ile ruh halindeki değişkenlik veya kararsızlık gibi merkür gezegeni etkisinde doğmuş kişilere atfedilen özellik mercury [obsolete] i.
(siyasetde) kararsızlık mugwumpism i.
(siyasetde) kararsızlık mugwumpery i.
kararsızlık yaşamak be in a quandary f.
kararsızlık içinde dönüp dolaşmak shilly-shally f.
kararsızlık veya sabırsızlıkla tekmelemek wince f.
kararsızlık veya sabırsızlıkla fırlamak wince f.
kararsızlık gösteren vacillatory s.
kararsızlık göstermeyen unblinking s.
kararsızlık gösteren shilly-shally s.
kararsızlık duymadan unhaltingly zf.
kararsızlık içinde up a tree zf.
Colloquial
kararsızlık içinde dönüp dolaşma shilly-shallying i.
kararsızlık içinde dönüp dolaşmak shilly-shally f.
kararsızlık yaşamak be of two minds f.
kararsızlık yaşamak be in two minds f.
Idioms
kararsızlık durumundan kurtulmak/çıkmak come off the fence f.
kararsızlık durumundan kurtulmak/çıkmak get off the fence f.
kararsızlık durumundan kurtulmak/çıkmak climb off the fence f.
kararsızlık yaşamak be in/of two minds f.
kararsızlık yaşamak be in two minds f.
kararsızlık yaşamak be of two minds f.
kararsızlık yaşamak be in two minds about f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsızlık yaşamak be in two minds about something/about doing something [uk] f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsızlık yaşamak be of two minds about something/about doing something) [us] f.
sürekli bir kararsızlık içinde have one foot on a banana peel expr.
Trade/Economic
kararsızlık bölgesi zone of indifference i.
Technical
koşullu kararsızlık conditional instability i.
plastik kararsızlık plastic instability i.
Aeronautic
hidrolitik kararsızlık hydrolytic instability i.
Marine
barotropik kararsızlık barotropic instability i.
değişimsel kararsızlık modulational instability i.
Psychology
kararsızlık, kaygı, saldırganlık gibi davranışlar vasıtasıyla ayırt edilebilen bir kişilik özelliği neuroticism i.
Statistics
kararsızlık bölgesi zone of indifference i.
Physics
aeroelastik kararsızlık aeroelastic Instability i.
Marine Biology
dayanıksızlık kararsızlık instability i.
Astronomy
manyetorotasyonel kararsızlık magnetorotational instability i.
Meteorology
baroklinik kararsızlık baroclinic instability i.
gizil kararsızlık latent instability i.
kararsızlık yağışı passing shower i.
kararsızlık hattı instability line i.
konvektif kararsızlık convective instability i.
koşullu kararsızlık conditional instability i.
mutlak kararsızlık absolute instability i.
potansiyel kararsızlık potential instability i.
şartlı kararsızlık conditional instability i.
squall/kararsızlık hattı line squall i.
statik kararsızlık labile i.
şartı bağlı kararsızlık conditional instability i.
kararsızlık hattı line squall i.
Geology
yer kabuğundaki kararsızlık durumu tectonism i.