|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
kolayca kırılan |
brittle s.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
kolayca akılda kalan |
catchy s.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
kolayca uyarılırlık |
excitability i.
|
|
4 |
Genel |
kolayca eritilir |
fusible i.
|
|
5 |
Genel |
kendisini özel veya kolayca tanınabilir kılan niteliklere sahip bölge ya da yöre |
zone i.
|
|
6 |
Genel |
kolayca uyarılma niteliği |
excitability i.
|
|
7 |
Genel |
kolayca karışabilir olma |
miscibility i.
|
|
8 |
Genel |
kolayca dağılabilirlik |
crumbliness i.
|
|
9 |
Genel |
kolayca aldatılabilme |
simplicity i.
|
|
10 |
Genel |
kolayca kırılma |
fragility i.
|
|
11 |
Genel |
kolayca kandırılabilme hali |
naivete i.
|
|
12 |
Genel |
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli |
meme i.
|
|
13 |
Genel |
bir ürün veya cihazın kolayca alınabilmesini sağlayan mekanizma |
takedown i.
|
|
14 |
Genel |
bir paketi kolayca açma yeri |
tearstrip i.
|
|
15 |
Genel |
kolayca kandırılan kimse |
lamb i.
|
|
16 |
Genel |
kolayca sinirlenme |
testiness i.
|
|
17 |
Genel |
çocukların kolayca suça sürüklendiği, hırsızların barındığı gecekondu mahallesi |
thieves' kitchen [brit] i.
|
|
18 |
Genel |
koşullara kolayca uyabilme |
elasticity i.
|
|
|
19 |
Genel |
saçmalıklarını hayranlarına kolayca affettirebilen ünlü |
sacred monster i.
|
|
20 |
Genel |
karakteri veya mizacın (kötülükten) kolayca etkilenen tarafı veya yönü |
weakside i.
|
|
21 |
Genel |
ringde kolayca kan içinde kalan dövüşçü |
bleeder i.
|
|
22 |
Genel |
yeniliği kolayca benimseyen kimse |
weathercock i.
|
|
23 |
Genel |
kolayca kullanılabilme |
wieldiness i.
|
|
24 |
Genel |
kolayca kullanılabilir olma |
wieldiness i.
|
|
25 |
Genel |
bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan şey |
hang-on i.
|
|
26 |
Genel |
kolayca zarar görme |
breakability i.
|
|
27 |
Genel |
kolayca tahrip edilme |
breakability i.
|
|
28 |
Genel |
bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme |
manufactured spending i.
|
|
29 |
Genel |
kolayca sınıflandırılamayacak şekilde bir araya getirilmiş şey |
business i.
|
|
30 |
Genel |
kolayca kazanılan şey |
gimme i.
|
|
31 |
Genel |
kolayca elden çıkarılamayan fazlalık |
overhang i.
|
|
32 |
Genel |
kolayca etkilenen kimse |
impressionable i.
|
|
33 |
Genel |
kolayca yapılabilen iş |
dish i.
|
|
34 |
Genel |
kolayca tutuşma |
inflammabillty i.
|
|
35 |
Genel |
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu |
cousin i.
|
|
36 |
Genel |
kolayca bükülen kenar |
featheredge i.
|
|
37 |
Genel |
kolayca yönlendirilen kimse |
feeble [obsolete] i.
|
|
38 |
Genel |
kolayca ilerleme |
flowingness i.
|
|
39 |
Genel |
kolayca nefes alabilme |
puff i.
|
|
40 |
Genel |
kolayca halledilen görev |
rose i.
|
|
41 |
Genel |
kolayca giyilip çıkarılan kıyafet |
slip-on i.
|
|
42 |
Genel |
kolayca çürütülen argüman |
strawman i.
|
|
43 |
Genel |
şartlara kolayca uyabilmek |
elasticise f.
|
|
44 |
Genel |
kolayca kazanmak |
win in a walk f.
|
|
45 |
Genel |
kolayca yapmak |
carry off f.
|
|
46 |
Genel |
kolayca yapmak |
breeze through f.
|
|
47 |
Genel |
şartlara kolayca uyabilmek |
elasticize f.
|
|
48 |
Genel |
kolayca takmak |
cinch f.
|
|
49 |
Genel |
kolayca geçmek |
walk away from f.
|
|
50 |
Genel |
sürmek (yağlı kolayca dağılan veya yapışkan bir şeyi bir yere) |
smear with f.
|
|
51 |
Genel |
kolayca yenmek |
walk over f.
|
|
52 |
Genel |
kolayca ve başarılı bir biçimde yapmak |
carry off f.
|
|
53 |
Genel |
(ağrı) kolayca geçmemek |
linger f.
|
|
54 |
Genel |
kolayca kazanmak |
walk over f.
|
|
55 |
Genel |
kolayca kazanmak |
walk off with f.
|
|
56 |
Genel |
birini kolayca ve açık ara yenmek |
beat hollow f.
|
|
57 |
Genel |
kolayca hamile kalmak |
get pregnant so easily f.
|
|
58 |
Genel |
kolayca takılıp çıkarılmak |
snap on f.
|
|
59 |
Genel |
kolayca kayıp geçmek |
ghost f.
|
|
60 |
Genel |
kolayca başvurulacak (tablo, liste benzeri) bir forma getirmek |
reference f.
|
|
61 |
Genel |
kolayca gitmek |
amble f.
|
|
62 |
Genel |
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak |
erase f.
|
|
63 |
Genel |
kolayca ölmemek |
linger f.
|
|
64 |
Genel |
kolayca ilerlemek |
breeze f.
|
|
65 |
Genel |
(bir şeyi) kolayca veya yan etki olmaksızın tüketebilmek |
hold f.
|
|
66 |
Genel |
kolayca geçmek |
overslip [obsolete] f.
|
|
67 |
Genel |
kolayca geçmek |
slide f.
|
|
68 |
Genel |
kıyafeti kolayca çıkarıp atmak |
slip f.
|
|
69 |
Genel |
kolayca yenmek |
own f.
|
|
70 |
Genel |
kolayca paniğe kapılan |
panicky s.
|
|
71 |
Genel |
kolayca aldatılabilen |
simple s.
|
|
72 |
Genel |
kolayca gıdıklanan (kimse) |
ticklish s.
|
|
73 |
Genel |
kolayca tiksinen |
squeamish s.
|
|
74 |
Genel |
kolayca etkilenen |
impressionable s.
|
|
75 |
Genel |
kolayca söylenen |
glib s.
|
|
76 |
Genel |
kolayca aldatılabilen |
gullible s.
|
|
77 |
Genel |
kolayca hislerine kapılan |
emotional s.
|
|
78 |
Genel |
kolayca kızmayan |
equable s.
|
|
79 |
Genel |
midesi kolayca bulanan |
queasy s.
|
|
80 |
Genel |
kolayca yaralanır |
vulnerable s.
|
|
81 |
Genel |
kolayca hareket etmeyen |
firm s.
|
|
82 |
Genel |
ekmek vb´ne kolayca sürülen |
spread s.
|
|
83 |
Genel |
kolayca ufalanabilen |
friable s.
|
|
84 |
Genel |
kolayca sarsılmaz |
stable s.
|
|
85 |
Genel |
kolayca aldatılan |
soft s.
|
|
86 |
Genel |
midesi kolayca bulanan |
squeamish s.
|
|
87 |
Genel |
kolayca yönlendirilen |
easily guided s.
|
|
88 |
Genel |
kolayca ufalanan |
crumbly s.
|
|
89 |
Genel |
kolayca kırılır |
fragile s.
|
|
90 |
Genel |
kolayca tutuşabilir |
combustible s.
|
|
91 |
Genel |
kolayca anlaşılan |
coherent s.
|
|
92 |
Genel |
kolayca tanınan |
easily recognized s.
|
|
93 |
Genel |
kolayca yönetilebilir |
easily led s.
|
|
94 |
Genel |
kolayca tanınan/bilinen |
easily known s.
|
|
95 |
Genel |
kolayca görünen |
conspicuous s.
|
|
96 |
Genel |
kolayca görünen |
prominent s.
|
|
97 |
Genel |
kolayca görünen |
noticeable s.
|
|
98 |
Genel |
kolayca görünen |
eminent s.
|
|
99 |
Genel |
kolayca görünen |
easily seen s.
|
|
100 |
Genel |
kolayca tahmin edilebilir |
easy to guess s.
|
|
101 |
Genel |
kolayca görülebilen |
sightful s.
|
|
102 |
Genel |
çok rahat/kolayca görünen/görülebilen |
distinctly visible s.
|
|
103 |
Genel |
kolayca çökebilen |
slumpy s.
|
|
104 |
Genel |
kolayca anlaşılabilir |
articulable s.
|
|
105 |
Genel |
kolayca üzülen |
flappable s.
|
|
106 |
Genel |
kolayca heyecanlanan |
agitable s.
|
|
107 |
Genel |
suçlamalardan kolayca sıyrılan |
teflon s.
|
|
108 |
Genel |
kolayca üzülen |
temperamental s.
|
|
109 |
Genel |
kolayca sinirlenen |
temperamental s.
|
|
110 |
Genel |
kolayca yönetilebilir |
treatable s.
|
|
111 |
Genel |
kolayca idare edilen |
easygoing s.
|
|
112 |
Genel |
kolayca idare edilen |
easy-going s.
|
|
113 |
Genel |
kolayca eğilir |
yielding s.
|
|
114 |
Genel |
kolayca akılda kalmayan |
uncatchy s.
|
|
115 |
Genel |
kolayca görünmeyen |
unconspicuous s.
|
|
116 |
Genel |
kolayca heyecanlanmayan |
unexcitable s.
|
|
117 |
Genel |
kolayca bükülemez |
unpliable s.
|
|
118 |
Genel |
kolayca eğilemez |
unpliable s.
|
|
119 |
Genel |
kolayca bükülemez |
unpliant s.
|
|
120 |
Genel |
kolayca eğilemez |
unpliant s.
|
|
121 |
Genel |
kolayca paniğe kapılmayan |
evenminded s.
|
|
122 |
Genel |
kolayca paniğe kapılmayan |
even-tempered s.
|
|
123 |
Genel |
midesi kolayca bulanan |
kecklish s.
|
|
124 |
Genel |
kolayca sallanan |
versatile s.
|
|
125 |
Genel |
kolayca etkilenen |
weak-willed s.
|
|
126 |
Genel |
kolayca aklı çelinen |
weak-willed s.
|
|
127 |
Genel |
kolayca yorulmayan |
long-winded s.
|
|
128 |
Genel |
dikkati kolayca dağılan |
bird-witted s.
|
|
129 |
Genel |
kolayca harekete geçen |
hair-trigger s.
|
|
130 |
Genel |
kolayca kullanılan |
wieldsome s.
|
|
131 |
Genel |
kolayca savrulan |
blowy s.
|
|
132 |
Genel |
bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan bir şey ile ilgili |
hang-on s.
|
|
133 |
Genel |
kolayca hareket ettirilmeyen |
hardheaded s.
|
|
134 |
Genel |
kolayca demonte edilebilen |
breakaway s.
|
|
135 |
Genel |
kolayca değiştirilebilen |
breakaway s.
|
|
136 |
Genel |
kolayca dikkat çeken |
hypnotic s.
|
|
137 |
Genel |
kolayca tozlaşan |
light s.
|
|
138 |
Genel |
kolayca hareket eden |
glibbery [obsolete] s.
|
|
139 |
Genel |
rahatça ve kolayca hareket eden |
glid s.
|
|
140 |
Genel |
kolayca anlaşılan |
obvious s.
|
|
141 |
Genel |
kolayca kapatılıp muhafaza edilebilen |
hideaway s.
|
|
142 |
Genel |
kolayca harekete geçen |
hair-trigger s.
|
|
143 |
Genel |
kolayca ufalanan (toprak) |
murly [dialect] [uk] s.
|
|
144 |
Genel |
kolayca açıklanamaz |
odd s.
|
|
145 |
Genel |
kolayca tanınan |
overfamiliar s.
|
|
146 |
Genel |
kolayca gülebilen (kimse) |
risible s.
|
|
147 |
Genel |
kolayca kayan |
running s.
|
|
148 |
Genel |
kolayca değiştirilemeyen |
impacted s.
|
|
149 |
Genel |
kolayca etkilenmeyen |
impressionless s.
|
|
150 |
Genel |
kolayca sinirlenen |
iracundulous s.
|
|
151 |
Genel |
kolayca kızan |
iracundulous s.
|
|
152 |
Genel |
kolayca kalıplanabilir |
dough-faced s.
|
|
153 |
Genel |
kolayca yönlendirilen |
ductile s.
|
|
154 |
Genel |
kolayca bastırılan |
pacable s.
|
|
155 |
Genel |
kolayca yatıştırılan |
pacable s.
|
|
156 |
Genel |
kolayca etkilenen |
feeble s.
|
|
157 |
Genel |
kolayca heyecanlanan |
fiery s.
|
|
158 |
Genel |
kolayca sinirlenen |
fiery-tempered s.
|
|
159 |
Genel |
oyun sırasında kolayca kaldırılabilen sahne aksesuarlarına ait veya ilgili |
fit-up s.
|
|
160 |
Genel |
kolayca pul pul olan |
flakey s.
|
|
161 |
Genel |
kimyasal işlem gördüğü için hemen veya kolayca tutuşmayan |
flame-retardant s.
|
|
162 |
Genel |
kolayca kandırılan |
fleeceable s.
|
|
163 |
Genel |
kolayca bükülen |
flexile s.
|
|
164 |
Genel |
kolayca ilerleyen |
flowing s.
|
|
165 |
Genel |
kolayca giyilen |
pull-on s.
|
|
166 |
Genel |
kolayca parçalanan |
shivery s.
|
|
167 |
Genel |
kolayca karıştırılmayan |
sitten s.
|
|
168 |
Genel |
kolayca vurulan |
sitting s.
|
|
169 |
Genel |
kolayca oynanan |
sitting s.
|
|
170 |
Genel |
kolayca ufalanan |
crumpy [dialect] s.
|
|
171 |
Genel |
kolayca kırışmaz |
crush-resistant s.
|
|
172 |
Genel |
kolayca giyilen |
slip-on s.
|
|
173 |
Genel |
kolayca giyilen |
slipover s.
|
|
174 |
Genel |
baş üzerinden kolayca geçirilen kıyafete ait veya ilişkin |
slipover s.
|
|
175 |
Genel |
kolayca takılan |
snap-in s.
|
|
176 |
Genel |
kolayca oturtulan |
snap-in s.
|
|
177 |
Genel |
kolayca bağlanan |
snap-in s.
|
|
178 |
Genel |
kolayca kabul edilen |
soft s.
|
|
179 |
Genel |
kolayca tahrik edilmeyen |
pokey s.
|
|
180 |
Genel |
kolayca tahrik edilmeyen |
poky s.
|
|
181 |
Genel |
kolayca dökülen |
spillable s.
|
|
182 |
Genel |
midesi kolayca bulanan |
squaimous s.
|
|
183 |
Genel |
kolayca aşağılanan |
squashable s.
|
|
184 |
Genel |
kolayca telaşlandırılan |
squashable s.
|
|
185 |
Genel |
kolayca boyun eğdirilen |
squashable s.
|
|
186 |
Genel |
kolayca yönlendirilen |
squashable s.
|
|
187 |
Genel |
kolayca sindirilen |
squashable s.
|
|
188 |
Genel |
kolayca bulunabilen |
standard-issue s.
|
|
189 |
Genel |
kolayca uyum sağlayan |
supple s.
|
|
190 |
Genel |
kolayca ayak uyduran |
supple s.
|
|
191 |
Genel |
kolayca kanarak |
cully zf.
|
|
192 |
Genel |
kolayca tutuşabilir bir şekilde |
combustibly zf.
|
|
193 |
Genel |
kolayca sinirlenen |
snarly zf.
|
|
194 |
Genel |
çok kolayca |
very easily zf.
|
|
195 |
Genel |
kolayca anlaşılacağı üzere |
understandably zf.
|
|
196 |
Genel |
kolayca alınarak |
ticklish zf.
|
|
197 |
Genel |
kolayca bükülemeden |
unpliably zf.
|
|
198 |
Genel |
kolayca eğilemeden |
unpliably zf.
|
|
Phrasals |
|
199 |
Öbek Fiiller |
kolayca başarmak |
toss off f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
kolayca/hızla yetişip yanından geçmek |
cruise by f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(birini) kolayca sollamak/geride bırakmak |
cruise by f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
bir işi kolayca yapmak |
sweep through f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
bir işi kolayca yapmak |
breeze through f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
bir işi kolayca yapmak |
sail through f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
kolayca/ezberden hatırlamak |
soak up something f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
kolayca/ezberden hatırlamak |
soak something up f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
kolayca kazanmak (ödülü/yarışmayı) |
walk away with f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
kolayca kazanmak/yenmek |
walk away with something f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
kolayca kazanmak/yenmek |
walk off with something f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
kolayca halletmek |
cruise through (something) f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
kolayca halletmek |
cruise through f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
kolayca bitirmek/tamamlamak |
toss off f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
kolayca/hızlıca yapıvermek |
toss off f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
kolayca/hızlıca bitirivermek |
toss off f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi kolayca/hızlıca yapıvermek |
toss something off f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
kolayca bitirmek/tamamlamak |
toss off f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
kolayca/hızlıca yapıvermek |
toss off f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
kolayca/hızlıca bitirivermek |
toss off f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
kolayca gruplanmak |
fall in f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
kolayca gruplanmak |
fall into f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
kolayca ve uzun uzadıya konuşmak |
yak it up f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
(bir savı/birini) kolayca çürütmek |
cut to (someone or something) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
kolayca nakde çevrilemeyecek bir yatırım yapmak |
lock in f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
kolayca çıkmak |
snap off f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
kolayca yerinden sökülmek |
snap off f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
kolayca kırılmak |
snap off f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
kolayca takılmak |
snap on f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
kolayca takılıp çıkarılmak |
snap on f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
kolayca kazanmak |
romp in [uk] f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
kolayca girmek |
slide in f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) kolayca kayıp yerleşmek |
slide into (something) f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
kolayca kaydırıp (bir şeye/yere) oturtmak |
slide into (something) f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
kolayca (bir şeye/yere) sokmak |
slide into (something) f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) fazla çaba sarf etmeden/kolayca girmek |
slide into (something) f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role kolayca girmek |
walk into (something) f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role kolayca girmek |
walk into f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
kolayca yenmek |
take away f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
kolayca almak/kazanmak |
take away f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
kolayca yenmek |
breeze in f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
kolayca yenmek |
burn up f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
kolayca uygulamak |
rip off f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
hızla veya kolayca puan almak |
rip off f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
kolayca sayıp dökmek |
reel out f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
kolayca ilerlemek |
rock along f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kolayca çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek |
run away with (something) f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek |
run off with (something) f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kolayca bitirmek/tamamlamak |
sail through (something) f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi/bir şeyden) kolayca geçmek |
sail through (something) f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
zorluk çekmeden/kolayca ilerlemek |
skate by f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
zorlanmadan/kolayca üstesinden gelmek/başarmak |
skate by f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
(birini) kolayca yenmek |
walk over (someone) f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
kolayca geçmek/tamamlamak |
waltz through f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi kolayca geçmek/tamamlamak |
waltz through something f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
(trenin kolayca geçebilmesi için) yolu açmak |
set to f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(trenin kolayca geçebilmesi için) yolu temizlemek |
set to f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) kolayca tahriş olan |
susceptible to (something) s.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) kolayca rahatsız olan |
susceptible to (something) s.
|
|
Phrases |
|
259 |
İfadeler |
kolayca görülen |
in plain sight expr.
|
|
260 |
İfadeler |
kolayca anlaşılıyor ki |
it's readily apparent that expr.
|
|
Colloquial |
|
261 |
Konuşma Dili |
parasal konularda kolayca kandırılan acemi kimse |
lamb i.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
kolayca harekete geçen şey |
hair trigger i.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
kolayca kırılan kimse |
sensitive plant i.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
kolayca halletmek |
slam dunk f.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
kolayca yenmek |
blow out f.
|
|
266 |
Konuşma Dili |
bir şeyi kolayca yapmak |
walk it f.
|
|
267 |
Konuşma Dili |
bir şeyi kolayca/kolaylıkla kazanmak |
walk it f.
|
|
268 |
Konuşma Dili |
kolayca kazanmak |
breeze in f.
|
|
269 |
Konuşma Dili |
hızla ve kolayca ilerlemek |
romp through f.
|
|
270 |
Konuşma Dili |
kolayca sevilir |
easy-to-love s.
|
|
271 |
Konuşma Dili |
aklı kolayca çelinebilecek |
easily manipulated s.
|
|
272 |
Konuşma Dili |
kolayca kabul eden |
easy s.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
kolayca boyun eğen |
weak-kneed s.
|
|
274 |
Konuşma Dili |
kolayca çözülmüş |
iced s.
|
|
275 |
Konuşma Dili |
(bir şeye) kolayca teslim olan |
susceptible of (something) s.
|
|
276 |
Konuşma Dili |
(bir şey) kolayca ilgisini çekmeyen |
unsusceptible to (something) s.
|
|
277 |
Konuşma Dili |
hemen/kolayca vazgeçiyorsun |
you give up too easy expr.
|
|
278 |
Konuşma Dili |
hemen/kolayca vazgeçiyorsun |
you give up easily expr.
|
|
Idioms |
|
279 |
Deyim |
kolayca ya da çok bir çabayla yapılan her şey |
chip shot i.
|
|
280 |
Deyim |
kolayca ve çabucak yapılan yemek |
short order i.
|
|
281 |
Deyim |
kolayca yapılan bir şey |
lead-pipe cinch i.
|
|
282 |
Deyim |
kolayca aldatılabilen kimse |
soft touch i.
|
|
283 |
Deyim |
kolayca elde edilen ve gizlenebilen ucuz silah |
saturday night special i.
|
|
284 |
Deyim |
kolayca sonuçlanan dava |
open-and-shut case i.
|
|
285 |
Deyim |
kolayca kandırılan kimse |
easy mark i.
|
|
286 |
Deyim |
kolayca oyuna getirilen kimse |
easy mark i.
|
|
287 |
Deyim |
kolayca fark edilmeyen özellikler |
hidden depths i.
|
|
288 |
Deyim |
gerisi kolayca gelen süreç |
easy sledding i.
|
|
289 |
Deyim |
gerisi kolayca gelecek olan süreç |
easy sledding i.
|
|
290 |
Deyim |
kolayca dağılıp gidecek bir plan |
a house of cards i.
|
|
291 |
Deyim |
kolayca sonuçlanan bir dava |
an open-and-shut case i.
|
|
292 |
Deyim |
rahatça/kolayca/hemen ulaşılabilir olmak |
be there for the taking f.
|
|
293 |
Deyim |
kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek |
beat (someone) hands down f.
|
|
294 |
Deyim |
kolayca/hiç zorluk çekmeden kazanmak |
beat (someone) hands down f.
|
|
295 |
Deyim |
kolayca bozguna/hezimete uğratmak |
beat (someone) hands down f.
|
|
296 |
Deyim |
kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek |
win (something) hands down f.
|
|
297 |
Deyim |
kolayca/hiç zorluk çekmeden kazanmak |
win (something) hands down f.
|
|
298 |
Deyim |
kolayca bozguna/hezimete uğratmak |
win (something) hands down f.
|
|
299 |
Deyim |
çaba gerektiren bir işi kolayca yapmak |
come easily to (one) f.
|
|
300 |
Deyim |
çaba gerektiren bir işi kolayca yapmak |
come easy to (one) f.
|
|
301 |
Deyim |
kolayca kandırılmak |
be caught with chaff f.
|
|
302 |
Deyim |
kolayca alt edilmek/yenilmek |
fold like a cheap suitcase f.
|
|
303 |
Deyim |
birisini kolayca yenmek |
will eat someone for breakfast f.
|
|
304 |
Deyim |
bir işi kolayca yapmak |
pass with flying colors f.
|
|
305 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wrap around one's little finger f.
|
|
306 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
twist around one's little finger f.
|
|
307 |
Deyim |
birisini kolayca yenmek |
will have someone for breakfast f.
|
|
308 |
Deyim |
birisini kolayca yenmek |
have someone for breakfast f.
|
|
309 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wind around one's little finger f.
|
|
310 |
Deyim |
birini kolayca yenmek |
make ring round f.
|
|
311 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
have someone for breakfast f.
|
|
312 |
Deyim |
kolayca kazanmak |
win hands down f.
|
|
313 |
Deyim |
kolayca ayırt etmek |
tell it a mile off f.
|
|
314 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
make light work of f.
|
|
315 |
Deyim |
kolayca elde etmek/başarmak |
push at an open door f.
|
|
316 |
Deyim |
kolayca hezimete uğratmak |
make ring round f.
|
|
317 |
Deyim |
kolayca alt etmek |
make ring round f.
|
|
318 |
Deyim |
kolayca kandırılabilir olmak |
be an easy touch f.
|
|
319 |
Deyim |
kolayca/zorlanmadan/gözü kapalı yapmak |
could do something standing on your head f.
|
|
320 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
will eat someone for breakfast f.
|
|
321 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
carry it off f.
|
|
322 |
Deyim |
kolayca yapmak |
be going great guns f.
|
|
323 |
Deyim |
kolayca yapmak |
make light work of f.
|
|
324 |
Deyim |
kolayca/kuş gibi uçmak |
fly with the greatest of ease f.
|
|
325 |
Deyim |
kolayca kesmek |
go through something like a hot knife through butter f.
|
|
326 |
Deyim |
kolayca/zorlanmadan yapmak |
can do something on one's ear f.
|
|
327 |
Deyim |
kolayca kesmek |
cut through something like a hot knife through butter f.
|
|
328 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
will have someone for breakfast f.
|
|
329 |
Deyim |
kolayca/zorlanmadan yapmak |
can do something on their ear f.
|
|
330 |
Deyim |
kolayca kandırılabilir olmak |
be a soft touch f.
|
|
331 |
Deyim |
kolayca sonuçlandırmak |
wave a magic wand f.
|
|
332 |
Deyim |
kolayca yapmak |
could do something standing on your head f.
|
|
333 |
Deyim |
(bir şeyi yapmayı) kolayca öğrenmek |
take to something like a duck to water f.
|
|
334 |
Deyim |
(geniş destek görerek) kolayca elde etmek |
push at an open door f.
|
|
335 |
Deyim |
kolayca başarmak |
be a slam dunk f.
|
|
336 |
Deyim |
kolayca öğrenilen bir yetenek olmak |
come easily to (one) f.
|
|
337 |
Deyim |
bir şeyi/işi kolayca yapmak |
have an easy time of it f.
|
|
338 |
Deyim |
kolayca/rahatlıkla başa çıkmak |
have an easy time of it f.
|
|
339 |
Deyim |
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
see something a mile off f.
|
|
340 |
Deyim |
bir şeyi kolayca fark etmek |
see something a mile off f.
|
|
341 |
Deyim |
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
tell something a mile off f.
|
|
342 |
Deyim |
bir şeyi kolayca fark etmek |
tell something a mile off f.
|
|
343 |
Deyim |
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
spot something a mile off f.
|
|
344 |
Deyim |
bir şeyi kolayca fark etmek |
spot something a mile off f.
|
|
345 |
Deyim |
kolayca kanmak |
be born yesterday f.
|
|
346 |
Deyim |
kalbi kolayca kırılmak |
have a heart of glass f.
|
|
347 |
Deyim |
kolayca kırılmamak |
have a hide like a rhinoceros f.
|
|
348 |
Deyim |
kolayca kırılmamak |
have a skin like a rhinoceros f.
|
|
349 |
Deyim |
kolayca kırılan biri olmak |
have a thin skin f.
|
|
350 |
Deyim |
kolayca zafere ulaşmak |
romp to victory [uk] f.
|
|
351 |
Deyim |
kolayca zafer kazanmak |
romp to victory [uk] f.
|
|
352 |
Deyim |
kolayca zafere ulaşmak |
romp home victory f.
|
|
353 |
Deyim |
kolayca zafer kazanmak |
romp home victory f.
|
|
354 |
Deyim |
biri tarafında kolayca manipüle edilmek |
be like putty in someone's hands f.
|
|
355 |
Deyim |
biri tarafında kolayca manipüle edilmek |
be like wax in someone's hands f.
|
|
356 |
Deyim |
kolayca vermek |
serve up on a plate f.
|
|
357 |
Deyim |
(birini) kolayca yenmek |
eat (one) alive f.
|
|
358 |
Deyim |
kolayca/kolay söylenmek |
roll off the tongue f.
|
|
359 |
Deyim |
kolayca/kolay söylenmek |
slip off the tongue f.
|
|
360 |
Deyim |
kolayca/kolay söylenmek |
trip off the tongue f.
|
|
361 |
Deyim |
bir eşiği/sınırı kolayca geçmek |
blow past (something) f.
|
|
362 |
Deyim |
biri tarafından kolayca manipüle edilmek |
be like putty in someone's hands f.
|
|
363 |
Deyim |
biri tarafından kolayca manipüle edilmek |
be like wax in someone's hands f.
|
|
364 |
Deyim |
kolayca/hemen oyuna gelmek |
be caught with chaff f.
|
|
365 |
Deyim |
zorlanmadan/kolayca yapabilmek |
able to do blindfolded f.
|
|
366 |
Deyim |
zorlanmadan/kolayca yapabilmek |
able to do with eyes closed f.
|
|
367 |
Deyim |
(biri/bir şey) için kolayca kandırılabilir olmak |
be a soft touch for (someone or something) f.
|
|
368 |
Deyim |
(biri) tarafından kolayca manipüle edilmek |
be putty in (one's) hands f.
|
|
369 |
Deyim |
kolayca akmak/ilerlemek |
be plain sailing f.
|
|
370 |
Deyim |
kolayca akmak/ilerlemek |
be (all) plain sailing f.
|
|
371 |
Deyim |
kolayca akmak/ilerlemek |
be clear sailing f.
|
|
372 |
Deyim |
kolayca elde etmek/başarmak |
be pushing at an open door f.
|
|
373 |
Deyim |
(geniş destek görerek) kolayca başarmak |
be pushing at an open door f.
|
|
374 |
Deyim |
kolayca elde etmek/başarmak |
be pushing against an open door [uk] f.
|
|
375 |
Deyim |
(geniş destek görerek) kolayca başarmak |
be pushing against an open door [uk] f.
|
|
376 |
Deyim |
(birini) kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek |
beat (one) hands down f.
|
|
377 |
Deyim |
(birini) kolayca bozguna/hezimete uğratmak |
beat (one) hands down f.
|
|
378 |
Deyim |
bir şeyi kolayca kazanmak |
win something hands down f.
|
|
379 |
Deyim |
birini kolayca yenmek |
beat somebody hands down f.
|
|
380 |
Deyim |
birini/bir şeyi kolayca geride bırakmak |
beat somebody/something hollow f.
|
|
381 |
Deyim |
kolayca/zorlanmadan/gözü kapalı yapmak |
can do something standing on your head f.
|
|
382 |
Deyim |
kolayca yapabilmek |
can do something standing on your head f.
|
|
383 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) in (one's) sleep f.
|
|
384 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) standing on (one's) head f.
|
|
385 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) with (one's) eyes closed f.
|
|
386 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) with (one's) eyes shut f.
|
|
387 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) with one arm tied behind (one's) back f.
|
|
388 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek |
could (do something) with one hand tied behind (one's) back f.
|
|
389 |
Deyim |
bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek |
could do something with your eyes closed f.
|
|
390 |
Deyim |
bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek |
could do something with your eyes shut f.
|
|
391 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) kolayca yenmek |
eat (something or someone) for breakfast f.
|
|
392 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
eat (something or someone) for breakfast f.
|
|
393 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) kolayca yenmek |
have (someone or something) for breakfast f.
|
|
394 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
have (someone or something) for breakfast f.
|
|
395 |
Deyim |
birinin kolayca üstesinden gelmek |
have someone for breakfast f.
|
|
396 |
Deyim |
birinin kolayca üstesinden gelmek |
eat someone for breakfast f.
|
|
397 |
Deyim |
kolayca ulaşabileceği bir yerde bulundurmak |
have at fingertips f.
|
|
398 |
Deyim |
kolayca yenmek |
have for breakfast f.
|
|
399 |
Deyim |
kolayca üstesinden gelmek |
have for breakfast f.
|
|
400 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
make light work of (someone or something) f.
|
|
401 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) kolayca halletmek |
make light work of (someone or something) f.
|
|
402 |
Deyim |
birinin kolayca üstesinden gelmek |
make light work of someone f.
|
|
403 |
Deyim |
birini kolayca yenmek |
make light work of someone f.
|
|
404 |
Deyim |
birini kolayca/zorlanmadan alt etmek |
make light work of someone f.
|
|
405 |
Deyim |
bir şeyin kolayca üstesinden gelmek |
make light work of something f.
|
|
406 |
Deyim |
bir şeyi kolayca halletmek |
make light work of something f.
|
|
407 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
make short work of (someone or something) f.
|
|
408 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) kolayca halletmek |
make short work of (someone or something) f.
|
|
409 |
Deyim |
bir şeyin kolayca üstesinden gelmek |
make short work of something f.
|
|
410 |
Deyim |
bir şeyi kolayca halletmek |
make short work of something f.
|
|
411 |
Deyim |
bir şeyi kolayca yenmek |
make short work of something f.
|
|
412 |
Deyim |
bir şeyi kolayca/zorlanmadan alt etmek |
make short work of something f.
|
|
413 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca kabul etmemek |
not take (something) lying down f.
|
|
414 |
Deyim |
bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek |
see, spot, smell something a mile off f.
|
|
415 |
Deyim |
bir şeyi kolayca fark etmek |
see, spot, smell something a mile off f.
|
|
416 |
Deyim |
kolayca yapmak/öğrenmek |
take to it like a duck to water f.
|
|
417 |
Deyim |
kolayca kandırabilmek |
twist around little finger f.
|
|
418 |
Deyim |
kolayca kandırabilmek |
twist around one's finger f.
|
|
419 |
Deyim |
kolayca kandırabilmek |
turn around one's finger f.
|
|
420 |
Deyim |
kolayca kandırabilmek |
wind around one's finger f.
|
|
421 |
Deyim |
kolayca kandırabilmek |
wrap around one's finger f.
|
|
422 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
twist someone around your little finger f.
|
|
423 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wrap someone around your little finger f.
|
|
424 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
twist somebody around your little finger f.
|
|
425 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wind somebody around your little finger f.
|
|
426 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wrap somebody around your little finger f.
|
|
427 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
twist somebody round your little finger f.
|
|
428 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wind somebody round your little finger f.
|
|
429 |
Deyim |
birini kolayca kandırabilmek |
wrap somebody round your little finger f.
|
|
430 |
Deyim |
(bir şeyi) kolayca kazanmak |
win (something) in a walk f.
|
|
431 |
Deyim |
kolayca ve çabucak yapılan (yemekler) |
short order s.
|
|
432 |
Deyim |
imeceyle/çok kişiyle yapılan işin kolayca ve çabuk bitmesi |
cheaper by the dozen expr.
|
|
433 |
Deyim |
beni kolayca tongaya düşürebilirdin |
you could have knocked me over with a feather expr.
|
|
434 |
Deyim |
bir tuşa basarak/tıklayarak yapılacak kadar kolayca |
at the touch of a button expr.
|
|
435 |
Deyim |
kolayca uzanılabilecek bir yerde |
near to hand expr.
|
|
436 |
Deyim |
(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri) |
(just) like riding a bicycle expr.
|
|
437 |
Deyim |
(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri) |
(just) like riding a bicycle expr.
|
|
438 |
Deyim |
(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri) |
(just) like riding a bike expr.
|
|
439 |
Deyim |
(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri) |
(just) like riding a bike expr.
|
|
440 |
Deyim |
(biri birini) kolayca yenecek |
(one) will eat (someone) for breakfast expr.
|
|
441 |
Deyim |
(biri bir şeyin) kolayca üstesinden gelecek |
(one) will eat (something) for breakfast expr.
|
|
442 |
Deyim |
(biri bir şeyi) kolayca başaracak |
(one) will eat (something) for breakfast expr.
|
|
443 |
Deyim |
(biri birini) kolayca yenecek |
(one) will have (someone) for breakfast expr.
|
|
444 |
Deyim |
(biri bir şeyin) kolayca üstesinden gelecek |
(one) will have (something) for breakfast expr.
|
|
445 |
Deyim |
(biri bir şeyi) kolayca başaracak |
(one) will have (something) for breakfast expr.
|
|
446 |
Deyim |
kolayca bulunabilen |
at your fingertips expr.
|
|
447 |
Deyim |
hızla ve kolayca |
like a duck to water expr.
|
|
448 |
Deyim |
kolayca (kesme/geçme) |
like a knife through butter expr.
|
|
449 |
Deyim |
hızla ve kolayca |
like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
|
|
450 |
Deyim |
hızla ve kolayca |
like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
|
|
451 |
Deyim |
kolayca kandırılamayan |
up to snuff expr.
|
|
Trade/Economic |
|
452 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların verdikleri kredilere karşılık tutmaları gereken nakit veya kolayca nakde dönüştürülebilir araçlar tutarı |
bank liquidity requirement i.
|
|
453 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca parlayan veya patlayan mallar |
goods easily inflammable or explosive i.
|
|
454 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca satılabilen menkul kıymetler |
marketable securities i.
|
|
455 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca paraya dönüştürülebilen varlık |
liquid asset i.
|
|
456 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca satılabilir menkul kıymetler |
easily marketable assets i.
|
|
457 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca el değiştirebilen menkuller |
marketable securities i.
|
|
458 |
Ticaret/Ekonomi |
nakit veya kolayca nakde dönüştürülebilen kaynaklardan oluşan lun |
current fund i.
|
|
459 |
Ticaret/Ekonomi |
paraya kolayca çevrilebilen likitler |
near money i.
|
|
460 |
Ticaret/Ekonomi |
paraya kolayca çevrilebilen değerler |
lucrative capital i.
|
|
461 |
Ticaret/Ekonomi |
iş ortakları arasında kolayca bağlantı kurup bilgi aktarabilme |
externalization i.
|
|
462 |
Ticaret/Ekonomi |
iş ortakları arasında kolayca bağlantı kurup bilgi aktarabilme |
externalisation i.
|
|
463 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca bulunabilen ticari malzeme |
common item i.
|
|
464 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca bulunabilen döviz |
devise i.
|
|
465 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca bulunabilen yabancı para |
devise i.
|
|
466 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca satılmak |
be sold readily f.
|
|
467 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca nakde çevrilemeyecek şekilde yatırım yapmak |
lock f.
|
|
468 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca ezilmeyen (kap, malzeme) |
noncrushable s.
|
|
469 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca paraya çevrilemeyen |
nonliquid s.
|
|
470 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca bozdurulamayan |
irredeemable s.
|
|
471 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca paraya dönüştürülemeyen |
illiquid s.
|
|
472 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca elde edile bilen veya elden çıkartılabilen |
liquid s.
|
|
473 |
Ticaret/Ekonomi |
kolayca paraya mala çevrilebilir |
liquid s.
|
|
474 |
Ticaret/Ekonomi |
el altında veya kolayca bulunan (fon, nakit para) |
loose s.
|
|
Technical |
|
475 |
Teknik |
dökülen kalıbın kolayca sökülebilmesi için verilen konik şekil |
taper i.
|
|
476 |
Teknik |
kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca |
trip hook i.
|
|
477 |
Teknik |
kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca |
slip hook i.
|
|
478 |
Teknik |
diğer maddelerle kolayca birleşen gaz |
active gas i.
|
|
479 |
Teknik |
kolayca yanan ahşap |
touchwood i.
|
|
480 |
Teknik |
kolayca tutuşma |
inflammability i.
|
|
481 |
Teknik |
kolayca çözülüp bağlanabilen bağlantı şekli |
quick attach detach i.
|
|
482 |
Teknik |
yağ su karışımından kolayca ayrılabilen su |
free water i.
|
|
483 |
Teknik |
(atom çekirdeğinden) kolayca ayrılabilen elektron |
loosely bound electron i.
|
|
484 |
Teknik |
bazı kulaklıklarda bulunan kolayca amfiye bağlanma ve amfi bağlantısını kesme özelliği |
quick-release i.
|
|
485 |
Teknik |
kolayca kaynaklanıp dövülebilen demir |
wrought-iron i.
|
|
486 |
Teknik |
kılıflı elektrik kablosuna boylamasına yerleştirilmiş olan ve çekildiğinde kılıfın kolayca yırtılmasını sağlayan ip |
rip cord i.
|
|
487 |
Teknik |
kılıflı elektrik kablosuna boylamasına yerleştirilen ve çekildiğinde kılıfın kolayca yırtılmasını sağlayan ip |
ripcord i.
|
|
488 |
Teknik |
dökülen kalıbın kolayca çıkarılabilmesi için verilen konik şekil |
draft i.
|
|
489 |
Teknik |
içindekinin kolayca çıkarılabilmesi için kalıba verilen konik şekil |
draft i.
|
|
490 |
Teknik |
bir kişi tarafından kolayca hareket ettirilen |
easily moved by one person s.
|
|
491 |
Teknik |
basınç altında kolayca baş eğmeyen |
firm s.
|
|
492 |
Teknik |
kolayca kırılmayan |
hard s.
|
|
493 |
Teknik |
kolayca karıştırılabilir |
miscible s.
|
|
494 |
Teknik |
kolayca çözünen |
readily soluble s.
|
|
495 |
Teknik |
kolayca tutuşur |
inflammable s.
|
|
496 |
Teknik |
kurcalandığı kolayca belli olan |
tamper-evident s.
|
|
497 |
Teknik |
eski durumuna kolayca gelemeyen |
logy s.
|
|
498 |
Teknik |
(cam) kolayca çizilen |
soft s.
|
|
Computer |
|
499 |
Bilgisayar |
deneyimsiz oyuncuları kolayca yenebilmek amacıyla yeni bir hesap oluşturan ve kendisini amatör gibi gösteren deneyimli oyuncu |
smurf i.
|
|
500 |
Bilgisayar |
son kullanıcının kolayca kurup çalıştırabildiği taşınabilir kod |
widget i.
|
|