|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
çiğneyen (kural/yasa) |
infringer i.
|
|
2 |
Genel |
temel kural |
fundamental law i.
|
|
3 |
Genel |
kural tanımazlık |
anarchism i.
|
|
4 |
Genel |
temel kural |
ground rule i.
|
|
5 |
Genel |
standart kural |
square i.
|
|
6 |
Genel |
genel kabul görmüş kural |
rule of a thumb i.
|
|
7 |
Genel |
temel kural |
rule of thumb i.
|
|
8 |
Genel |
ahlaki kural |
precept i.
|
|
9 |
Genel |
kural tanımayan |
bohemian i.
|
|
10 |
Genel |
sezgisel kural |
heuristic rule i.
|
|
11 |
Genel |
kural çiğneme |
transgression i.
|
|
12 |
Genel |
sürücülerin yolun sağını mı solunu mu kullanacakları belirten ülkesel kural |
rule of the road i.
|
|
13 |
Genel |
geçici kural |
provisional regulation i.
|
|
14 |
Genel |
standart kural |
guideline i.
|
|
15 |
Genel |
kural koyma |
prescription i.
|
|
16 |
Genel |
uyulması zorunlu kural |
mandatory regulation i.
|
|
17 |
Genel |
kural koyuculuk |
rulemaking i.
|
|
18 |
Genel |
kural koyuculuk |
rule making i.
|
|
19 |
Genel |
geleneksel kural |
traditional rule i.
|
|
20 |
Genel |
altın kural |
golden rule i.
|
|
21 |
Genel |
asgari standart kural |
minimum standard rule i.
|
|
22 |
Genel |
kural koyuculuk |
rule-making i.
|
|
23 |
Genel |
ana kural |
precept i.
|
|
24 |
Genel |
katı kural |
strict rule i.
|
|
25 |
Genel |
genel kural |
canon i.
|
|
26 |
Genel |
ahlaki kural |
moral principle i.
|
|
27 |
Genel |
kural kitabı |
rule book i.
|
|
28 |
Genel |
genelgeçer kabul gören kural ve gelenekler |
mainstream i.
|
|
29 |
Genel |
kural kölesi |
pedant i.
|
|
30 |
Genel |
kural koyucu |
rule maker i.
|
|
31 |
Genel |
kural esnetme |
rule bending i.
|
|
|
32 |
Genel |
kural tanımaz |
violator i.
|
|
33 |
Genel |
kural tanımaz tüm davranışları |
one's all acts of vigilantism i.
|
|
34 |
Genel |
kural istemi |
will-to-order i.
|
|
35 |
Genel |
gizli kural |
secret rule i.
|
|
36 |
Genel |
kural dışı durumlar |
anomalies i.
|
|
37 |
Genel |
her şeyi veya herkesi kapsayan kural |
blanket rule i.
|
|
38 |
Genel |
kural tanımazlık |
laissez aller [french] i.
|
|
39 |
Genel |
kural tanımazlık |
laisser aller [french] i.
|
|
40 |
Genel |
kökleşmiş kültürel kural |
deep-rooted cultural code i.
|
|
41 |
Genel |
genel olarak kabul görmüş pratik kural |
thumb rule i.
|
|
42 |
Genel |
ampirik kural |
thumb rule i.
|
|
43 |
Genel |
(yasa, kural) çiğneme |
evildoing i.
|
|
44 |
Genel |
ahlaki kural |
value orientation i.
|
|
45 |
Genel |
yazılı olmayan kural |
unwritten rule i.
|
|
46 |
Genel |
resmi olmayan kural |
unwritten rule i.
|
|
47 |
Genel |
herkes tarafından benimsenmiş ama resmi olmayan kural |
unwritten rule i.
|
|
48 |
Genel |
sert bir şekilde kural koyan kimse |
hardass i.
|
|
49 |
Genel |
başka kuralların nasıl kullanılması gerektiğini açıklayan bir kural |
metarule i.
|
|
50 |
Genel |
dürüstlük sisteminin temelini oluşturan bir dizi kural |
honor code i.
|
|
51 |
Genel |
kural bağımlısı kimse |
rule-monger i.
|
|
52 |
Genel |
(suç örgütünde, çetede) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan kural |
omerta i.
|
|
53 |
Genel |
kural dışı hareket |
informality i.
|
|
54 |
Genel |
kural haline gelmiş şey |
institute i.
|
|
55 |
Genel |
yerleşik kural |
institution i.
|
|
56 |
Genel |
nihai kural |
principate i.
|
|
57 |
Genel |
kural ihlali |
foul play i.
|
|
58 |
Genel |
söylenmeyen kural |
unspoken rule i.
|
|
59 |
Genel |
dile getirilmeyen kural |
unspoken rule i.
|
|
60 |
Genel |
kural koyucu kimse |
standardiser [uk] i.
|
|
61 |
Genel |
kural koyucu kimse |
standardizer [us] i.
|
|
62 |
Genel |
alt kural |
subrule i.
|
|
63 |
Genel |
kural ihlali |
supercherie i.
|
|
64 |
Genel |
kural koymak |
establish rules f.
|
|
65 |
Genel |
kural koymak |
establish regulations f.
|
|
66 |
Genel |
muaf tutmak (birini kural/yasa vb'nden) |
waive f.
|
|
67 |
Genel |
belirli bir durumda yetkisini kullanarak kural veya yasa uygulatmamak |
waive f.
|
|
68 |
Genel |
kural koymak |
lay down f.
|
|
69 |
Genel |
kural çiğnemek |
violate a rule f.
|
|
70 |
Genel |
(düzen/kural) koymak |
establish f.
|
|
71 |
Genel |
kural koymak |
set up a rule f.
|
|
72 |
Genel |
(kural veya yasayı) takmamak |
flaunt f.
|
|
73 |
Genel |
(kural) amacına göre yorumlamak |
bend f.
|
|
74 |
Genel |
(dilsel kural veya matematik formülü) tekrar tekrar kullanılmak |
iterate f.
|
|
75 |
Genel |
(kural) yokmuş gibi davranmak |
flaunt f.
|
|
76 |
Genel |
(kural) çiğnemek |
break f.
|
|
77 |
Genel |
kural tanımaz |
noncompliant s.
|
|
78 |
Genel |
kural koyucu |
prescriptive s.
|
|
79 |
Genel |
kural dışı |
solecistic s.
|
|
80 |
Genel |
kural yönetimli |
rule-governed s.
|
|
81 |
Genel |
kural ile yönetilen |
rule-governed s.
|
|
82 |
Genel |
kural dışı |
bad s.
|
|
83 |
Genel |
belli kural veya yasalara göre idare edilen |
regulated s.
|
|
84 |
Genel |
kural veya hedef doğrultusunda yönlendiren |
regulative s.
|
|
85 |
Genel |
(kural) gevşetilmiş |
relaxed s.
|
|
86 |
Genel |
kural tanımaz |
bare-knuckle s.
|
|
87 |
Genel |
kural tanımaz |
bare-knuckled s.
|
|
88 |
Genel |
belli kural veya yasalara göre idare edilmeyen |
unstructured s.
|
|
89 |
Genel |
kural dışı |
extraregular s.
|
|
90 |
Genel |
kural tanımayan |
licentious s.
|
|
91 |
Genel |
yasa, kural ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı kalan (kimse) |
observant s.
|
|
92 |
Genel |
kural uygulatan kimse |
imponent s.
|
|
93 |
Genel |
kural dayatan şey |
imponent s.
|
|
94 |
Genel |
bir kuruluşun standart, kural veya taleplerine tamamen uyan |
organization s.
|
|
95 |
Genel |
bir kuruluşun standart, kural veya taleplerine tamamen uyan |
organisation s.
|
|
96 |
Genel |
kabul edilebilir kural veya standartları ihlal eden |
out-of-bounds s.
|
|
97 |
Genel |
kural ifade eden |
preceptive s.
|
|
98 |
Genel |
kural ifade eden |
preceptory s.
|
|
99 |
Genel |
kural olarak belirtilmiş |
prescript s.
|
|
100 |
Genel |
(politika, kural) esneklik tanınmayan |
stiff s.
|
|
101 |
Genel |
(politika, kural) değişmez |
stiff s.
|
|
102 |
Genel |
temel bir kural olarak |
as a basic guide zf.
|
|
103 |
Genel |
genel bir kural olarak |
as a general rule zf.
|
|
104 |
Genel |
kural olarak |
in principle zf.
|
|
105 |
Genel |
kural tanımaz bir şekilde |
bare-knuckle zf.
|
|
106 |
Genel |
kural tanımaz bir şekilde |
bare-knuckled zf.
|
|
107 |
Genel |
kural olarak |
generally zf.
|
|
Phrasals |
|
108 |
Öbek Fiiller |
bir şeye (kural/yasa) uymak |
hew to something f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi çiğnemek (kural, emir) |
transgress against someone or something f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak |
find (someone or something) a bit off f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak |
find (someone or something) a little off f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
-e (kural, yasa) uymak |
hew to f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
'-i çiğnemek (kural |
transgress against f.
|
|
Phrases |
|
114 |
İfadeler |
kural çerçevesinde |
within the framework of the rule expr.
|
|
115 |
İfadeler |
kural dahilinde |
within the rule expr.
|
|
116 |
İfadeler |
kural çerçevesinde |
within the rule expr.
|
|
Colloquial |
|
117 |
Konuşma Dili |
hokey veya lakros gibi oyunlarda kural ihlali yapan oyuncunun belli bir süreliğine gönderildiği alan |
sin bin i.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
birinci kural |
rule number one i.
|
|
119 |
Konuşma Dili |
kural ve sınırların olmadığı durum |
free-fire zone i.
|
|
Idioms |
|
120 |
Deyim |
açık fikirli/kural dışı düşünme |
blue-sky thinking i.
|
|
121 |
Deyim |
altın kural |
golden rule i.
|
|
122 |
Deyim |
kural tanımaz çocuk |
an enfant terrible i.
|
|
123 |
Deyim |
kural icabı |
a matter of form i.
|
|
124 |
Deyim |
kural icabı (bir şey yapmak) |
(do something) as a matter of form i.
|
|
125 |
Deyim |
kayıtlara geçmiş kural, kaide |
a matter of record i.
|
|
126 |
Deyim |
vahşi ve kural tanımaz batı |
the wild and woolly west i.
|
|
127 |
Deyim |
kural tanımamak |
color outside the lines f.
|
|
128 |
Deyim |
(kural vb) izlemek |
be in line with f.
|
|
129 |
Deyim |
(bir şey yapmayı) kural haline getirmek |
make it a rule to (do something) f.
|
|
130 |
Deyim |
(bir şey yapmayı) kural edinmek |
make it a rule to (do something) f.
|
|
131 |
Deyim |
kural tanımayan |
below the belt s.
|
|
132 |
Deyim |
çığrından çıkmış, kural tanımaz, medenileşmemiş |
wild and woolly expr.
|
|
133 |
Deyim |
kural dışı |
out of the box expr.
|
|
134 |
Deyim |
kati bir kural yok |
no hard and fast rules expr.
|
|
135 |
Deyim |
sıkı bir kural yok |
no hard and fast rules expr.
|
|
136 |
Deyim |
kural yok |
anything goes expr.
|
|
137 |
Deyim |
belli bir kural yok |
no hard and fast rules expr.
|
|
138 |
Deyim |
belli bir kural olmadan |
no hard and fast rules expr.
|
|
Speaking |
|
139 |
Konuşma |
bir kural varsa onu esnetebilirsin |
if there's a rule you can bend it expr.
|
|
140 |
Konuşma |
belirgin bir kural yok |
no hard and fast rules expr.
|
|
Trade/Economic |
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi |
adhibition i.
|
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
bağlayıcı kural |
binding rule i.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
bir senedin üçüncü bir şahıs tarafından kural dışı ciro edilmesi |
anomalous endorsement i.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
cezai kural ihlali |
tainting i.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
emredici kural |
mandatory regulation i.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
gerekli kural |
exclusive requirement i.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
hükümetin firma davranışlarını düzenlemeye yönelik olarak koyduğu kural ve ilkeler |
regulation i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
isteğe bağlı politikasızlık karşısında kural |
rules versus discretion inactivist policy i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
isteğe bağlı kural |
optional requirement i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
kural ve düzenlemeler |
rules and regulations i.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi |
application i.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
kural tablosu |
rule table i.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
kural tabanı |
rule base i.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
mali kural |
fiscal rule i.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
mali kural |
fiscal rule i.
|
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal kural |
monetary rule i.
|
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
zararların karlarla mahsubuna imkan veren kural |
tax benefit rule i.
|
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
kontratlarının gereğini yerine getiremeyen üyelerin hesabına borsa yetkilisi tarafından alış veya satış yapılabilmesini sağlayan (kural) |
under the rule zf.
|
|
Law |
|
159 |
Hukuk |
anglo-amerikan hukukunda bazı anlaşmaların yazılı formda yapılması gerektiğini öngören kural |
statute of frauds i.
|
|
160 |
Hukuk |
buyruk kural |
jus cogens (compelling law/peremptory norm) i.
|
|
161 |
Hukuk |
Kişisel yaralanma davalarında mağdurun yasal harç ve avukatlık masraflarından çekinerek dava açmaktan kaçınmasını önlemek üzere getirilmiş bir kural (bu kurala göre avukatlık firması tazminat davasını kazanamazsa avukatlık ücreti almaz) |
no win no fee i.
|
|
162 |
Hukuk |
muaf tutma (kural yasa vb'nden) |
waiver of i.
|
|
163 |
Hukuk |
son kural |
final rule i.
|
|
164 |
Hukuk |
yargılama yetkisine sahip kimsenin uygulamak zorunda olduğu kural ve usuller |
natural justice i.
|
|
165 |
Hukuk |
yetkisini kullanarak kural veya yasaya tabi tutmama |
waiver of i.
|
|
166 |
Hukuk |
yetkisini kullanarak kural veya yasa uygulatmama |
waiver of i.
|
|
167 |
Hukuk |
hakimin (hukuki boşluk durumunda) içtihat yoluyla hukuk/kural yaratması |
interstitial law-making i.
|
|
168 |
Hukuk |
bir konunun tartışılmasını yasaklayan emir veya kural |
gag i.
|
|
169 |
Hukuk |
kıyı devletinin kendi sularında bulunan ve kural ihlali yapmış başka gemi veya uçakla işbirliği yapan yabancı flamalı bir gemiye yaptırım uygulayabilmesi |
constructive presence i.
|
|
170 |
Hukuk |
kural uygulamak |
apply a rule f.
|
|
171 |
Hukuk |
kural koymak |
rule f.
|
|
172 |
Hukuk |
kural dışı |
anomalous s.
|
|
173 |
Hukuk |
kural ihlali yapan |
infectious s.
|
|
174 |
Hukuk |
kural ihlaline yatkın olan |
infectious s.
|
|
175 |
Hukuk |
(kural) doğrudan uygulanan |
self-executing s.
|
|
176 |
Hukuk |
genel kural olarak |
as a rule expr.
|
|
177 |
Hukuk |
kural olarak |
as a rule expr.
|
|
Politics |
|
178 |
Siyasal |
bağımsız kural koyucu komisyon |
independent regulatory commission i.
|
|
179 |
Siyasal |
genel kural |
general rule i.
|
|
180 |
Siyasal |
genel kural |
general assembly i.
|
|
181 |
Siyasal |
kural ve düzenler |
rules and regulations i.
|
|
182 |
Siyasal |
kural koyucu nitelikleri bulunan çok taraflı anlaşma |
convention i.
|
|
183 |
Siyasal |
kural yapma yetkisi |
rule making power i.
|
|
184 |
Siyasal |
kural koyucu |
rule maker i.
|
|
185 |
Siyasal |
kural koyma/yapma gereklilikleri |
rulemaking requirements i.
|
|
186 |
Siyasal |
mecliste konuşmayı sınırlandıran kural |
gag rule i.
|
|
187 |
Siyasal |
mecliste konuşmayı sınırlandıran kural |
gag law i.
|
|
188 |
Siyasal |
mali kural |
rule-based fiscal policy i.
|
|
189 |
Siyasal |
kural tanımaz |
easygoing s.
|
|
Tourism |
|
190 |
Turizm |
hava yolculuğuna 72 saatten fazla ara veren yolcunun bir sonraki rezervasyonunu kullanma niyetini havayolu şirketine bildirmesini gerekli kılan kural |
reconfirmation i.
|
|
191 |
Turizm |
kırsal bölgeleri ziyaret eden turistlere yönelik kural ve düzenlemeler |
country code [uk] i.
|
|
Technical |
|
192 |
Teknik |
ana kural |
basic rule i.
|
|
193 |
Teknik |
ana kural |
ground rule i.
|
|
194 |
Teknik |
çerçeve tabanlı kural dışı işleyicisi |
frame-based exception handler i.
|
|
195 |
Teknik |
genel kural |
general rule i.
|
|
196 |
Teknik |
kılavuz kural |
guideline i.
|
|
197 |
Teknik |
kural açıklaması |
rule description i.
|
|
198 |
Teknik |
kural dışı işleyici |
exception handler i.
|
|
199 |
Teknik |
kural dışı durum işleme |
exception handling i.
|
|
200 |
Teknik |
kural dışı durum iletisi |
exception message i.
|
|
201 |
Teknik |
kural dışı durum işleme |
exception-handling i.
|
|
202 |
Teknik |
kural dışı iletisi |
exception message i.
|
|
203 |
Teknik |
kural dışı işlemci zamanlayıcısı |
exception dispatcher i.
|
|
204 |
Teknik |
kural dışı |
exception i.
|
|
205 |
Teknik |
kural dışı durum |
exception i.
|
|
206 |
Teknik |
kural motoru |
rule engine i.
|
|
207 |
Teknik |
kural koyucu referanslar |
normative references i.
|
|
208 |
Teknik |
kural dışılık işleme |
exception handling i.
|
|
209 |
Teknik |
temel kural |
cardinal rule i.
|
|
210 |
Teknik |
kural olmak |
govern f.
|
|
Computer |
|
211 |
Bilgisayar |
bozulmuş kural |
corrupted rule i.
|
|
212 |
Bilgisayar |
düşey kural |
vertical rule i.
|
|
213 |
Bilgisayar |
kılavuz kural |
guideline i.
|
|
214 |
Bilgisayar |
kural sihirbazı |
rules wizard i.
|
|
215 |
Bilgisayar |
kural yükseltmesi |
rules upgrade i.
|
|
216 |
Bilgisayar |
kural dışı durumlar |
exceptions i.
|
|
217 |
Bilgisayar |
kural dosyaları |
policy files i.
|
|
218 |
Bilgisayar |
kural dışı durumlar listesi |
exception list i.
|
|
219 |
Bilgisayar |
kural koşulu |
rule condition i.
|
|
220 |
Bilgisayar |
kural adresleri |
rule addresses i.
|
|
221 |
Bilgisayar |
kural paketi |
policy package i.
|
|
222 |
Bilgisayar |
kural adresi |
rule address i.
|
|
223 |
Bilgisayar |
kural düzenleyicisi |
rule editor i.
|
|
224 |
Bilgisayar |
pıcs kural dosyası |
pics rules file i.
|
|
225 |
Bilgisayar |
yeni karma kural |
new hash rule i.
|
|
226 |
Bilgisayar |
yeni kural sihirbazı |
new rule wizard i.
|
|
227 |
Bilgisayar |
yeni kural |
new rule i.
|
|
228 |
Bilgisayar |
kural koymak |
set up a rule f.
|
|
229 |
Bilgisayar |
kural uygulanacak durumlar |
apply rule if expr.
|
|
230 |
Bilgisayar |
kural al |
import rules expr.
|
|
231 |
Bilgisayar |
kural ver |
export rules expr.
|
|
232 |
Bilgisayar |
kural kopyalama yeri |
copy rule to expr.
|
|
233 |
Bilgisayar |
kural verir |
exports rules expr.
|
|
234 |
Bilgisayar |
kural alır |
imports rules expr.
|
|
235 |
Bilgisayar |
kural düzenle |
edit rule expr.
|
|
236 |
Bilgisayar |
kural sil |
delete rule expr.
|
|
237 |
Bilgisayar |
kural ekle |
add rule expr.
|
|
238 |
Bilgisayar |
kural dışı durum ekle |
add exception expr.
|
|
239 |
Bilgisayar |
kural oluştur |
create rule expr.
|
|
Informatics |
|
240 |
Bilişim |
ampirik kural |
rule of thumb i.
|
|
241 |
Bilişim |
buluşsal kural |
heuristic rule i.
|
|
242 |
Bilişim |
kural dışı durum iletisi |
exception message i.
|
|
243 |
Bilişim |
kural dışı durum işleme |
exception handling i.
|
|
244 |
Bilişim |
kural dışı işlem |
exception i.
|
|
245 |
Bilişim |
kural tabanlı dil |
rule-based language i.
|
|
246 |
Bilişim |
kural tabanlı bilgi |
rule-based knowledge i.
|
|
247 |
Bilişim |
kural tabanlı sistem |
rule-based system i.
|
|
248 |
Bilişim |
kural dışı durum |
exception i.
|
|
249 |
Bilişim |
kural dışı durum giderici |
exception handler i.
|
|
250 |
Bilişim |
kural tabanlı |
rule-based s.
|
|
Telecom |
|
251 |
Telekom |
kural tabanlı erişim denetimi |
rule set based access control i.
|
|
Automotive |
|
252 |
Otomotiv |
istisnai kural |
break rule i.
|
|
Aeronautic |
|
253 |
Havacılık |
kural tanımaz yolcular |
disruptive passengers i.
|
|
254 |
Havacılık |
kural tanımaz yolcular |
unruly passengers i.
|
|
Medical |
|
255 |
Medikal |
anne karnındaki bebeğin tahmini doğum zamanını belirlemeye yarayan bir kural |
naegele's rule i.
|
|
Psychology |
|
256 |
Psikoloji |
altın kural |
golden rule i.
|
|
257 |
Psikoloji |
temel kural |
basic rule i.
|
|
Logic |
|
258 |
Mantık |
formül veya ifadenin türetilme koşullarını belirten sözdizimsel kural |
introduction i.
|
|
259 |
Mantık |
yapıyı kural veya işlem uygulayarak tanımlamak |
generate f.
|
|
Social Sciences |
|
260 |
Sosyal Bilimler |
antropolojide bir kural |
ammon's law i.
|
|
Literature |
|
261 |
Edebiyat |
ortaya kural koyma |
thetics i.
|
|
Linguistics |
|
262 |
Dilbilim |
bir ifade belirtecini diğerine dönüştüren kural |
transformational rule i.
|
|
263 |
Dilbilim |
bozucu kural |
bleeding rule i.
|
|
264 |
Dilbilim |
bozucu kural sıralaması |
bleeding order i.
|
|
265 |
Dilbilim |
destekleyici kural sıralaması |
feeding rule order i.
|
|
266 |
Dilbilim |
kural yazımı |
rule writing i.
|
|
267 |
Dilbilim |
kural sıralaması |
ordering of rules i.
|
|
268 |
Dilbilim |
seçimli kural |
optional rule i.
|
|
269 |
Dilbilim |
dilsel kural |
linguistic rule i.
|
|
270 |
Dilbilim |
ardışık olmayan türetme aşamalarını belirten bir kural |
global rule i.
|
|
271 |
Dilbilim |
(fonolojik kural) başka bir fonolojik kuralın uygulanacağı ortamı yok etmek |
bleed f.
|
|
272 |
Dilbilim |
(dil bilimsel yapı, kural) yerleşik hale gelmek |
fossilise f.
|
|
273 |
Dilbilim |
(dil bilimsel yapı, kural) yerleşik hale gelmek |
fossilize f.
|
|
274 |
Dilbilim |
kural olarak üçüncü sırada yer alan (gramer konjugasyonu) |
third s.
|
|
Religious |
|
275 |
Dini |
dini törenlerin kural ve düzeninin nasıl olacağını anlatan kitap |
ceremonial i.
|
|
276 |
Dini |
ingiltere kilisesi'nin doktrinsel bakış açısını tanımlayan bir grup kural |
thirty-nine articles i.
|
|
277 |
Dini |
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü |
apostolic canons i.
|
|
278 |
Dini |
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü |
apostolic constitutions i.
|
|
279 |
Dini |
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü |
apostolical canons i.
|
|
280 |
Dini |
yahudi kural ve ibadetlerine harfiyen uyulmasını teşvik etmek amacıyla kurulan bir tarikat ve uygulamaları |
hasidism i.
|
|
281 |
Dini |
yahudi kural ve ibadetlerine harfiyen uyulmasını teşvik etmek amacıyla kurulan bir tarikat ve uygulamaları |
hasidim i.
|
|
282 |
Dini |
tarikat kurucusunun üyelerin riayet etmesi için belirlediği kural veya düzenlemeler |
rule i.
|
|
283 |
Dini |
orijinal kural veya direktiflere daha katı şekilde uyan (dini disiplin) |
reformed s.
|
|
Environment |
|
284 |
Çevre |
kural ve ilkeleri |
rules and principles i.
|
|
Military |
|
285 |
Askeri |
(askeriyedeki kural ihlallerinden sorumlu ülkenin tespiti |
identification i.
|
|
Sport |
|
286 |
Spor |
krikette kural dışı top alma |
no ball i.
|
|
287 |
Spor |
güreşte rakibin nefesini kesecek şekilde yapılan kural dışı tutuş |
throttlehold i.
|
|
288 |
Spor |
güreşte bir güreşçinin diğerinin ayağını sıktığı kural dışı pozisyon |
toehold i.
|
|
289 |
Spor |
krikette kural dışı top alma |
no-ball i.
|
|
290 |
Spor |
kural dışı top sürme |
illegal dibble i.
|
|
291 |
Spor |
kural dışı tutuş |
illegal grip i.
|
|
292 |
Spor |
kural bilgisi |
regulations i.
|
|
293 |
Spor |
kural dışı vuruş |
low blow i.
|
|
294 |
Spor |
kural dışı hareket |
foul i.
|
|
295 |
Spor |
rugby'de bir kural ihlali |
stamping i.
|
|
296 |
Spor |
(judoda) kural ihlali için verilen dört cezadan biri |
keioku i.
|
|
297 |
Spor |
saha sporlarında oyun dışı topları, kural dışı atışları izleyip gerçekleşip gerçekleşmediklerine karar veren görevli |
marker i.
|
|
298 |
Spor |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural |
mercy rule i.
|
|
299 |
Spor |
bıçağı belirlenen kural dışı yüksekliğin üzerinde taşınan hokey sopası |
high-stick i.
|
|
300 |
Spor |
hokey sopasını bıçağı belirlenen kural dışı yüksekliğin üzerinde olacak şekilde taşıma |
high-sticking i.
|
|
301 |
Spor |
rakibin hareketlerini engellemek için kolların, ellerin, vücudun veya sopanın kural dışı kullanımı |
holding i.
|
|
302 |
Spor |
rakibin hareketlerini engellemek için kolların, ellerin, vücudun veya sopanın kural dışı kullanımları |
holdings i.
|
|
303 |
Spor |
(çim hokeyinde) kural ihlali yapan oyunculara verilen uyarı kartı |
green card i.
|
|
304 |
Spor |
(buz hokeyi topunun buzda kayarak kaleci yerine rakibe dokunması ile gerçekleşen) kural ihlali |
icing i.
|
|
305 |
Spor |
(gereksiz ve bilinçli) kural ihlali |
rough stuff i.
|
|
306 |
Spor |
(buz hokeyinde penaltı yolu açan) önemli kural ihlali |
infraction i.
|
|
307 |
Spor |
(yarışta) kural ihlaline karşı üstü açık bir arabada bisikletçilere eşlik eden hakem |
commissaire i.
|
|
308 |
Spor |
rakibin kural dışı şekilde engellenmesi |
cross-check i.
|
|
309 |
Spor |
(lakrosta) sopayı rakibe karşı tutarak yapılan kural dışı engelleme |
cross-check i.
|
|
310 |
Spor |
(ragbide) rakibin ölü top çizgisine atılan kural dışı pas |
forward pass i.
|
|
311 |
Spor |
(buz hokeyi veya lakros oyununda) sopayı rakibe doğru kural dışı şekilde sallama |
slashing i.
|
|
312 |
Spor |
(kural ihlalini haber veren) geç çalınan hakem düdüğü |
slow whistle i.
|
|
313 |
Spor |
(buz hokeyinde) sopanın omuzdan yüksekte tutulması sonucu gelişen kural ihlali |
sticks i.
|
|
314 |
Spor |
(buz hokeyi) sopalı kural ihlali |
sticks i.
|
|
315 |
Spor |
(krikette) alınan topun kural dışı olduğunu bildirmek |
no ball f.
|
|
316 |
Spor |
kural ihlalini bildirmek |
whistle f.
|
|
317 |
Spor |
(basketbol veya hokey oyuncusunu) kural ihlali cezası vermek |
whistle f.
|
|
318 |
Spor |
(buz hokeyinde) rakibi kural dışı bir şekilde engellemek |
crosscheck f.
|
|
319 |
Spor |
top atıldığında kural dışı bir şekilde hücum çizgisinin ilerisinde olarak |
off-side s.
|
|
320 |
Spor |
başlama vuruşunda topa vurulduğunda kural dışı bir şekilde topun önünde olarak |
off-side s.
|
|
321 |
Spor |
kural dışı bir şekilde çizginin ilerisinde olan |
offsides s.
|
|
322 |
Spor |
kural dışı bir şekilde alanın ilerisinde olan |
offsides s.
|
|
323 |
Spor |
kural dışı bir şekilde topun ilerisinde olan |
offsides s.
|
|
324 |
Spor |
kural dışı |
foul s.
|
|
325 |
Spor |
top atıldığında kural dışı bir şekilde hücum çizgisinin ilerisinde olarak |
off side zf.
|
|
326 |
Spor |
başlama vuruşunda topa vurulduğunda kural dışı bir şekilde topun önünde olarak |
off side zf.
|
|
327 |
Spor |
hücum alanında kural dışı bir şekilde topun önünde olarak |
offside zf.
|
|
328 |
Spor |
hücum alanında kural dışı bir şekilde pakın önünde olarak |
offside zf.
|
|
Football |
|
329 |
Futbol |
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi |
chop block i.
|
|
330 |
Futbol |
top atıldığında kural dışı bir şekilde hücum çizgisinin ilerisinde olarak |
offside zf.
|
|
331 |
Futbol |
başlama vuruşunda topa vurulduğunda kural dışı bir şekilde topun önünde olarak |
offside zf.
|
|
Baseball |
|
332 |
Beysbol |
top atıcının kural dışı davranışı |
balk i.
|
|
333 |
Beysbol |
toz zımpara ile kural dışı olarak pürüzlendirilmiş beyzbol topu |
emery ball i.
|
|
334 |
Beysbol |
top atıcının kural dışı davranışı |
baulk i.
|
|
335 |
Beysbol |
sahanın doğal koşullarına göre oluşturulan özel kural |
ground rule i.
|
|
336 |
Beysbol |
atıştan önce kural dışı bir hareket yapmak |
bauk f.
|
|
337 |
Beysbol |
atıştan önce kural dışı hareket yapmak |
baulk f.
|
|
Boxing |
|
338 |
Boks |
rakibin bel kısmına atılan kural dışı yumruk |
kidney punch i.
|
|
339 |
Boks |
rakibin bel kısmına kural dışı yumruk atmak |
kidney punch f.
|
|
Card |
|
340 |
İskambil |
standart amerikan briç sistemini anlatan sarı kağıda basılı bir kural dokümanı |
yellow card i.
|
|
Latin |
|
341 |
Latince |
tek kişinin ağzından çıkanın kural ya da görev sayıldığı baskı ortamı |
ipse-dixitism i.
|
|
Archaic |
|
342 |
Eski Kullanım |
(şapelde) kural ihlali cezası |
solace i.
|
|
343 |
Eski Kullanım |
kural ihlali |
stretch i.
|
|
Slang |
|
344 |
Argo |
kural ihlali için ihtar vermek |
gig f.
|
|
345 |
Argo |
kural ihlali için hafif ceza vermek |
gig f.
|
|
346 |
Argo |
gereksiz bir kural |
the law is a ass expr.
|
|
347 |
Argo |
anlamsız bir kural |
the law is a ass expr.
|
|
348 |
Argo |
bu kanun/kural çok saçma |
the law is an ass expr.
|
|
349 |
Argo |
bu kanun/kural çok gereksiz |
the law is an ass expr.
|
|
Modern Slang |
|
350 |
Modern Argo |
bir numaralı kural |
abh (rule number 1) i.
|
|
351 |
Modern Argo |
ilişki yaşanabilecek en genç yaştaki partnerin kendi yaşının yarısının yedi yaş üstü olması gerektiğine dair yazısız bir kural |
age rule i.
|
|
352 |
Modern Argo |
yapılmaması gerektiği kural olarak özellikle belirtilmemiş şeylerin yapılabileceği düşüncesi |
air bud clause i.
|
|
353 |
Modern Argo |
birinci kural |
abh (rule number 1) i.
|
|