Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
proven
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"proven"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
proven
s.
kanıtlanmış
General
2
Genel
proven
i.
kanıtlı
3
Genel
proven
s.
ispatlı
4
Genel
proven
s.
ispatlanmış
5
Genel
proven
s.
müdellel
"proven"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
proven record
i.
doğrulanmış rekor
2
Genel
proven truth
i.
kanıtlanmış gerçek
3
Genel
proven construction methods
i.
kanıtlanmış yapı yöntemleri
4
Genel
be proven innocent
f.
temize çıkmak
5
Genel
be innocent until proven guilty
f.
(suçu) ispatlanana dek masum olmak
6
Genel
have a proven track record of accomplishment
f.
kanıtlanmış bir başarı geçmişi olmak
7
Genel
be proven
f.
kanıtlanmak
8
Genel
be proven
f.
ispatlanmak
9
Genel
well proven
s.
kesin olarak kanıtlanmış
10
Genel
proven by experience
s.
tecrübeyle sabittir
11
Genel
scientifically proven
s.
doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmış
12
Genel
field-proven
s.
sahada kanıtlanmış
13
Genel
field-proven
s.
kendini sahada ispat etmiş
14
Genel
unless proven otherwise
zf.
aksi ispat edilmedikçe
15
Genel
unless otherwise proven
zf.
aksi ispatlanmadıkça
16
Genel
unless proven otherwise
zf.
aksi ispatlanmadıkça
17
Genel
unless otherwise proven
zf.
aksi ispat edilmedikçe
Phrases
18
İfadeler
everybody is innocent until proven guilty
expr.
suçluluğu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur
Colloquial
19
Konuşma Dili
proven by experience
s.
tecrübeyle sabit
Trade/Economic
20
Ticaret/Ekonomi
proven and probable reserves
i.
kanıtlanmış ve muhtemel rezervler
Law
21
Hukuk
not proven
i.
iskoç mahkemelerinde sanık aleyhine mevcut olan delilin sanığı mahkum etmek için yetersiz olduğunu gösteren karar
22
Hukuk
not proven
i.
(iskoç mahkemeleri) delil yetersizliğinden beraat
23
Hukuk
be proven guilty as charged
f.
suçu sabit görülmek
24
Hukuk
be proven guilty of the offense
f.
suçu sabit görülmek
25
Hukuk
until proven otherwise
expr.
aksi ispat edilene kadar
Petrol
26
Petrol
proven oil reserves
i.
kanıtlanmış petrol rezervleri
Medical
27
Medikal
proven lung cancer
i.
kanıtlanmış akciğer kanseri
28
Medikal
culture-proven infections
i.
kültürle kanıtlanmış enfeksiyonlar
29
Medikal
be proven to be effective in clinical trials
f.
etkili olduğu klinik çalışmalarda kanıtlanmak
Military
30
Askeri
combat proven
s.
gerçek muharebe şartlarında kendini kanıtlamış
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of proven
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy