İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | romp i. | kolay zafer | ||
The dominant team's victory was described as a romp by the sports commentators. Galip gelen takımın zaferi spor yorumcuları tarafından kolay bir zafer olarak nitelendirildi. More Sentences |
||||
Genel | romp i. | güldürü | ||
The movie was a fun romp with plenty of action and adventure. Film, bol aksiyon ve macera içeren eğlenceli bir güldürüydü. More Sentences |
||||
Genel | romp i. | kaçamak | ||
The tabloid newspaper published rumours of a celebrity's alleged romp with a coworker. Magazin gazetesi, bir ünlünün bir iş arkadaşıyla kaçamak yaptığı iddiasına ilişkin söylentileri yayınladı. More Sentences |
||||
Genel | romp f. | boğuşmak | ||
Tom loves to play and romp with his kids when he gets home from work. Tom, işten eve dönünce çocuklarıyla oynayıp boğuşmaya bayılır. More Sentences |
||||
Genel | romp f. | koşuşturmak | ||
The children decided to romp around in the park on a sunny day. Çocuklar güneşli günde parkta koşuşturmaya karar verdiler. More Sentences |
||||
Genel | romp f. | kolay ulaşmak | ||
The politician was able to romp to victory in the election. Politikacı seçimlerde kolayca zafere ulaştı. More Sentences |
||||
Genel | romp i. | sıçrayıp oyna | ||
Genel | romp i. | boğuşma | ||
Genel | romp i. | ele avuca sığmaz çocuk | ||
Genel | romp i. | haşarı çocuk | ||
Genel | romp i. | itişme | ||
Genel | romp i. | hoyratça ve gürültülü oyun | ||
Genel | romp i. | sıçrayıp oynama | ||
Genel | romp i. | erkek fatma | ||
Genel | romp i. | haşarılık eden kimse | ||
Genel | romp i. | koşuşturan kadın | ||
Genel | romp i. | ele avuca sığmayan kimse | ||
Genel | romp i. | boğuşarak sevişme | ||
Genel | romp i. | bir dizi hareketli ve dağınık olay içeren eser veya yapım | ||
Genel | romp i. | kolay kazanılan başarı | ||
Genel | romp i. | oyalama | ||
Genel | romp i. | eğlendirme | ||
Genel | romp i. | rahat kazanılan başarı | ||
Genel | romp f. | kolay kazanmak | ||
Genel | romp f. | haşarılık etmek | ||
Genel | romp f. | itişip kakışmak | ||
Genel | romp f. | azmak (çocuk) | ||
Genel | romp f. | azmak | ||
Genel | romp f. | kudurmak | ||
Genel | romp f. | gürültüyle oynamak | ||
Genel | romp f. | sevişmek | ||
Genel | romp f. | enerjik hareket etmek | ||
Genel | romp f. | zinde bir şekilde ilerlemek | ||
Genel | romp f. | yarışmada rakipleri büyük farkla geride bırakacak şekilde koşmak | ||
Genel | romp f. | (oyunda) canlı ve gayriresmi bir şekilde rol almak | ||
Genel | romp f. | süsleme ve doğaçlamalarla müzik çalmak | ||
Genel | romp f. | coşkuyla iletmek | ||
Genel | romp f. | heyecanla teşvik etmek | ||
Genel | romp f. | rahatça elde etmek |