salgın - Türkçe İngilizce Sözlük

salgın

"salgın" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
salgın epidemic i.
Plus, animal epidemics are again costing us a great deal of money.
Ayrıca, hayvan salgınları bize yine büyük paralara mal oluyor.

More Sentences
salgın outbreak i.
As with all outbreaks of this kind, lessons must be learned.
Bu türden tüm salgınlarda olduğu gibi, dersler çıkarılmalıdır.

More Sentences
General
salgın outbreak i.
As with all outbreaks of this kind, lessons must be learned.
Bu türden tüm salgınlarda olduğu gibi, dersler çıkarılmalıdır.

More Sentences
salgın pandemic i.
These three pandemics have reminded us that the planet is like another Space Shuttle Columbia.
Bu üç salgın bize gezegenin bir başka Columbia Uzay Mekiği gibi olduğunu hatırlattı.

More Sentences
salgın rife i.
salgın inroad i.
salgın rash i.
salgın contagious s.
salgın epidemical s.
Medical
salgın epidemia i.
Veterinary
salgın epizootic s.

"salgın" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
salgın hastalık epidemic i.
An epidemic has broken out.
Bir salgın hastalık patlak verdi.

More Sentences
General
salgın hastalık epidemic i.
An epidemic has broken out.
Bir salgın hastalık patlak verdi.

More Sentences
salgın (hastalıktan/haşarattan kaynaklanan) plague i.
No one on the temporary committee will ever forget the aftermath of that great foot and mouth plague of 2001.
Geçici komitedeki hiç kimse 2001 yılındaki o büyük şap salgınının sonuçlarını asla unutmayacaktır.

More Sentences
salgın hastalıklar epidemics i.
It also stems from the water shortage, which might lead to epidemics.
Ayrıca salgın hastalıklara yol açabilecek su sıkıntısından da kaynaklanıyor.

More Sentences
salgın hastalık plague i.
Thousands of people died during the plague.
Salgın hastalık sırasında binlerce insan öldü.

More Sentences
Medical
(salgın nedeniyle) kapanma lockdown i.
How long will the lockdown last?
Kapanma ne kadar sürecek?

More Sentences
General
öldürücü salgın hastalık pestilence i.
salgın ve öldürücü hastalık pestilence i.
salgın olan hayvan hastalıklarını inceleyen bilim dalı epizootology i.
neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık pandemic i.
afet sonrası salgın disaster epidemiology i.
bulaşıcı ve salgın hastalıklar hastanesi pest house i.
ateşli ve salgın bir hastalık dang i.
hayvanlarda salgın hastalık murrain i.
birkaç bölgeye yayılan salgın pandemic i.
salgın hastalıkları önleme preventing epidemics i.
salgın kasabası plague town i.
sosyal salgın social outbreak i.
büyük antiller ve bahamalar'da yaşamış olup, kültürleri soykırım, asimilasyon ve salgın hastalıklar sebebiyle yok edilmiş arawak soyundan olan kimse taíno i.
küresel salgın pandemic i.
savaş-kıtlık-salgın-ölüm dörtlüsü four horsemen i.
devam etmemek (salgın) take off f.
salgın boyutuna ulaşmak reach epidemic proportions f.
salgın (hastalık) epidemic s.
salgın olarak epidemically zf.
salgın halinde epidemically zf.
Politics
salgın istihbarat servisi epidemic intelligence service i.
salgın hayvan hastalıkları epidemic animal diseases i.
Technical
sudan geçen salgın hastalık water-borne epidemics i.
Medical
genel salgın hastalık epidemic i.
ortak kaynaklı salgın common source outbreak i.
salgın nezle influenza i.
salgın uyarısı outbreak alert i.
salgın hastalık epidemic illness i.
salgın endeksi epidemic index i.
salgın indeksi epidemic index i.
salgın ve öldürücü hastalık pestilence i.
salgın önleme disease control i.
salgın hastalıkları ve tedavilerini inceleyen bilim epidemiology i.
salgın hastalıklar bilimi epidemiology i.
salgın hastalık veya zehirli bir maddeye maruz kalma gibi genel halk sağlığı konularında sorunun çıkış noktasını bulma çalışmaları traceback i.
su kaynaklı salgın waterborne outbreak i.
suyla yayılan salgın waterborne outbreak i.
su bazlı salgın waterborne outbreak i.
sudan bulaşan salgın waterborne outbreak i.
(hastalık) salgın epidemic i.
salgın hastalıkları açıklayan bir tıp alanı loimography i.
öldürücü ve salgın hastalıkları inceleyen bir bilim dalı loimology [rare] i.
hızlı ve kontrol edilemez bir şekilde yayılmak (hastalık, salgın) rage f.
Psychology
psikiyatrik salgın psychiatric epidemic i.
Pathology
salgın lenfanjit tick farcy i.
salgın hastalık epidemic disease i.
salgın hastalıklar üzerine yapılan çalışma epidemiography i.
salgın hastalık pandemy i.
Veterinary
beyaz burun sendromu (yarasalar arasında hızla yayılan bir salgın) white-nose syndrome (wns) i.
dar salgın enzootic disease i.
salgın hastalık epizootic i.
dar salgın enzootic i.
salgın olarak görülüp çok sayıda türü etkileyen (hastalık) panzootic s.
Statistics
salgın hastalık süreci epidemic process i.
Chemistry
analitik salgın araştırması analytic epidemiologic study i.
Biology
kültürel davranış biçimlerine bağlı salgın behavioral epidemic i.
Marine Biology
salgın yumurtlama epidemic spawning i.
Archaic
(iskenderiye ve konstantiniyye'de) salgın zamanlarında hastalara yardım eden hristiyan kardeşlik grubunun bir üyesi parabolanus i.
Slang
salgın gibi yayılan metamfetamin kullanımı meth monster i.