|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
sivri uçlu çubuk |
spike i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
sivri uç |
spike i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
sivri uçlu demir |
spike i.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
sivri uçlu |
pointed s.
|
|
General |
|
5 |
Genel |
uzun ve sivri diş |
fang i.
|
|
6 |
Genel |
sivri akıllı |
smart aleck i.
|
|
|
7 |
Genel |
sivri uç |
prong i.
|
|
8 |
Genel |
uzun sivri diş |
fang i.
|
|
9 |
Genel |
köpekbalıklarını uzak tutmaya yarayan ucu sivri kısa sopa |
shark billy i.
|
|
10 |
Genel |
sivri uç |
cusp i.
|
|
11 |
Genel |
sivri demir |
gad i.
|
|
12 |
Genel |
bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası |
cape i.
|
|
13 |
Genel |
kulenin sivri uçlu tepesi |
spire i.
|
|
14 |
Genel |
kazma (sivri) |
pick i.
|
|
15 |
Genel |
sivri uç |
prickle i.
|
|
16 |
Genel |
sivri bir şeyin açtığı delik |
prick i.
|
|
17 |
Genel |
etkileyici bir şekilde sivri bir dille yazan kimse |
epigrammatizer i.
|
|
18 |
Genel |
sivri kemer |
lancet arch i.
|
|
19 |
Genel |
dik veya sivri kayalık |
crag i.
|
|
20 |
Genel |
sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb) |
edged weapon i.
|
|
21 |
Genel |
sivri kenar |
arris i.
|
|
22 |
Genel |
sivri dağ sırası |
arete i.
|
|
23 |
Genel |
sivri şey |
broach i.
|
|
24 |
Genel |
sivri uçlu kaya |
jag i.
|
|
25 |
Genel |
sivri uç |
jag i.
|
|
26 |
Genel |
çekicin sivri ucu |
peen i.
|
|
27 |
Genel |
sivri ökçe |
spike heel i.
|
|
28 |
Genel |
sivri uçlu alet |
prong i.
|
|
29 |
Genel |
sivri akıllı |
clever dick i.
|
|
30 |
Genel |
kadın ayakkabısında ince ve sivri uçlu ökçe |
stiletto heel i.
|
|
31 |
Genel |
sivri kavis |
lancet arch i.
|
|
32 |
Genel |
sivri kemerli pencere |
lancet window i.
|
|
33 |
Genel |
sivri uçlu kule (kiliseye ait) |
steeple i.
|
|
34 |
Genel |
savunmada kullanılan ve sivri kazıklardan yapılmış çit |
palisade i.
|
|
35 |
Genel |
sivri tepeli kemer |
ogee arch i.
|
|
36 |
Genel |
sivri uç |
point i.
|
|
37 |
Genel |
sivri uçlu mızrak |
jerreed i.
|
|
38 |
Genel |
kazma (sivri) |
pickax i.
|
|
39 |
Genel |
bazı şeylerin sivri ön bölümü |
cape i.
|
|
40 |
Genel |
sivri kavisli pencere |
lancet window i.
|
|
41 |
Genel |
basık sivri kemer |
equilateral arch i.
|
|
42 |
Genel |
basık sivri kemer |
drop arch i.
|
|
43 |
Genel |
cevizin içini çıkarmak için kullanılan sivri uçlu araç |
nutpick i.
|
|
44 |
Genel |
sivri uç |
feather edge i.
|
|
45 |
Genel |
sivri uç |
featheredge i.
|
|
46 |
Genel |
basık sivri kemer |
four-centered arch i.
|
|
|
47 |
Genel |
sivri uçlu taş/kaya |
needle i.
|
|
48 |
Genel |
sivri uç |
peak i.
|
|
49 |
Genel |
sivri uçlu çekiç |
peen hammer i.
|
|
50 |
Genel |
sivri/keskin diş |
sharp tooth i.
|
|
51 |
Genel |
sivri/sivri uçlu şapka |
pointed hat i.
|
|
52 |
Genel |
ucu sivri sopa/çubuk |
sharpened stick i.
|
|
53 |
Genel |
şekil itibarıyla kaşığa benzeyen ucunda üç sivri çıkıntı olan mutfak gereci |
spork i.
|
|
54 |
Genel |
sivri uçlu eğri |
sharp pointed curve i.
|
|
55 |
Genel |
sivri çene |
pointed chin i.
|
|
56 |
Genel |
kazma (sivri) |
pickaxe i.
|
|
57 |
Genel |
sivri dişler |
pointed teeth i.
|
|
58 |
Genel |
sivri uç |
acumen i.
|
|
59 |
Genel |
sivri uç |
acumination i.
|
|
60 |
Genel |
sivri kemer |
acute arch i.
|
|
61 |
Genel |
sivri dilli olma |
acridity i.
|
|
62 |
Genel |
sivri kavis |
acute arch i.
|
|
63 |
Genel |
sivri dilli olma |
acridness i.
|
|
64 |
Genel |
sivri uç/köşe |
cant i.
|
|
65 |
Genel |
sivri dil |
tang i.
|
|
66 |
Genel |
sivri çatal |
tang i.
|
|
67 |
Genel |
kabuklu yemişlerin içini çıkarmada kullanılan küçük, sivri uçlu alet |
nut pick i.
|
|
68 |
Genel |
iğneye benzeyen ince ve sivri uçlu nesne |
needle i.
|
|
69 |
Genel |
ucu sivri dikilitaş |
needle i.
|
|
70 |
Genel |
sivri kaya |
needle i.
|
|
71 |
Genel |
sivri diş |
pointy tooth i.
|
|
72 |
Genel |
çelik çomak oyunundaki ucu sivri tahta parçası |
trippet [dialect] i.
|
|
73 |
Genel |
ortaçağ savaşlarında bariyer olarak kullanılan sivri uçlu döner çerçeve |
turnpike [obsolete] i.
|
|
74 |
Genel |
alet veya silahın ince sivri çıkıntılı parçası |
tyne i.
|
|
75 |
Genel |
sivri uç |
jog i.
|
|
76 |
Genel |
bitkinin sivri ucu |
beak i.
|
|
77 |
Genel |
sivri olmama |
unpointedness i.
|
|
78 |
Genel |
sivri uçlu olmama |
unpointedness i.
|
|
79 |
Genel |
kesici aletin sivri ucu veya yüzeyi |
basil i.
|
|
80 |
Genel |
sivri kayalık |
knag i.
|
|
81 |
Genel |
keskin ve sivri bir araçla yapılan kuvvetli darbe |
knife thrust i.
|
|
82 |
Genel |
bıçağın sivri ucu |
knife-point i.
|
|
83 |
Genel |
sivri uçlu silah |
chib i.
|
|
84 |
Genel |
kısa sivri sakal |
vandyke i.
|
|
85 |
Genel |
kurşun kafesi cilalamak için kullanılan ucu sivri ahşap alet |
latterkin i.
|
|
86 |
Genel |
avustralyalı aborijinlerin kullandığı sivri uçlu ağır bir silah türü |
leeangle i.
|
|
87 |
Genel |
iki yayın kesişmesiyle oluşan sivri uçlu oval bir şekil |
mandorla i.
|
|
88 |
Genel |
bir veya daha fazla sayıdaki sivri uçlu oval taştan meydana gelen yüzük seti |
marquise i.
|
|
89 |
Genel |
sivri uçlu oval şeklindeki değerli taş |
marquise i.
|
|
90 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel i.
|
|
91 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel-de-fer i.
|
|
92 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel de fer i.
|
|
93 |
Genel |
sivri uçlu kısa iğne |
blunt i.
|
|
94 |
Genel |
ince ve sivri suratlı kimse |
hatchet face i.
|
|
95 |
Genel |
ince ve sivri suratlı kimse |
hatchet-face i.
|
|
96 |
Genel |
deliği sivri uçlu bir aletle genişletmek |
broach i.
|
|
97 |
Genel |
sivri uçlu nesne |
brod [dialect] [uk] i.
|
|
98 |
Genel |
ingiltere'nin kuzey kıyılarında kullanılan sivri kıçlı bir kürekli tekne |
mule i.
|
|
99 |
Genel |
sivri uçlu yazma ve işaretleme aleti |
graphium i.
|
|
100 |
Genel |
sivri uçlu kaya parçası |
rock i.
|
|
101 |
Genel |
sivri uçlu küçük çıkıntı |
barb i.
|
|
102 |
Genel |
kavramayı desteklemek için ayakkabılara takılan sivri uçlu demir araç |
crampoons i.
|
|
103 |
Genel |
sivri uç |
cuspis i.
|
|
104 |
Genel |
ağaç dikme gibi faaliyetlerde deliklere sokulan sivri uçlu çelik çubuk |
driving iron i.
|
|
105 |
Genel |
sivri uç ile çalışılabilen kısım |
pick i.
|
|
106 |
Genel |
sivri uçla yapılan gölgelendirme |
pick i.
|
|
107 |
Genel |
açmak, tutmak için kullanılan sivri uçlu alet |
pick i.
|
|
108 |
Genel |
sivri uçlu alet |
pick [dialect] [uk] i.
|
|
109 |
Genel |
sivri uç |
pick [obsolete] i.
|
|
110 |
Genel |
(oymalı veya sivri kenarlı) dekoratif bir yaka fistosu |
pickadilly i.
|
|
111 |
Genel |
(oymalı veya sivri kenarlı) dekoratif bir yaka fistosu |
pickadil i.
|
|
112 |
Genel |
argacın arıştan geçirilmesi için kullanılan sivri uçlu alet |
pick-up stick i.
|
|
113 |
Genel |
kaymayı engelleyen altı sivri çıkıntılı baston |
pike i.
|
|
114 |
Genel |
14 ve 15. yüzyıllarda giyilen bir ayakkabının uzun ve sivri ucu |
pike i.
|
|
115 |
Genel |
sivri uçlu bir aletle vurulan darbe |
pike [dialect] i.
|
|
116 |
Genel |
sivri uçlu sakal |
pike-devant i.
|
|
117 |
Genel |
alt kolu sivri olan haç |
cross fitche i.
|
|
118 |
Genel |
kollarının uçları iki sivri uca ayrılan haç |
cross double fitché i.
|
|
119 |
Genel |
(saç uçlarının tüy gibi sivri durduğu) kısa katlı bir saç modeli |
feathercut i.
|
|
120 |
Genel |
ince sivri kenar |
featheredge i.
|
|
121 |
Genel |
sivri kenar |
feather-edge i.
|
|
122 |
Genel |
baş örtüsünün sivri ön bölümü |
peak [obsolete] i.
|
|
123 |
Genel |
sivri uçlu sakal |
peak [obsolete] i.
|
|
124 |
Genel |
sivri uçlu bir kadın şapkası modeli |
pixie i.
|
|
125 |
Genel |
sivri uçlu bir kadın şapkası modeli |
pixy i.
|
|
126 |
Genel |
poulaine ayakkabının sivri ucu |
poulaine i.
|
|
127 |
Genel |
sivri cisim batmasından ileri gelen acı |
prick i.
|
|
128 |
Genel |
sivri uç batmasından ileri gelen acı |
prickle i.
|
|
129 |
Genel |
sivri uçlu bir silahla yapılan saldırı |
foin i.
|
|
130 |
Genel |
manikürde kullanılan sivri ve yuvarlak uçlu genellikle portakal ağacından yapılan kaleme benzeyen ince bir çubuk |
orange stick i.
|
|
131 |
Genel |
sivri uçlu aletlerle yapılan nokta |
prick i.
|
|
132 |
Genel |
ucu sivri obje |
prick i.
|
|
133 |
Genel |
kumu tutmaya yarayan sivri bir çıkıntı |
pricker i.
|
|
134 |
Genel |
dik durması için muma yapıştırılan sivri uç |
pricket i.
|
|
135 |
Genel |
sivri uçlu şamdan |
pricket i.
|
|
136 |
Genel |
küçük sivri uç |
pricket [obsolete] i.
|
|
137 |
Genel |
dövüş horozuna takılan keskin kenarlı ve sivri uçlu çelik mahmuz |
slasher i.
|
|
138 |
Genel |
sivri dillilik |
snap i.
|
|
139 |
Genel |
sivri dilli tip |
criticizer i.
|
|
140 |
Genel |
sivri ve çıkıntılı ön kısım |
prow i.
|
|
141 |
Genel |
sivri çıkıntı |
snug [obsolete] i.
|
|
142 |
Genel |
sivri uç |
spicula i.
|
|
143 |
Genel |
sivri uç |
spiculum i.
|
|
144 |
Genel |
kağıtları ortadan delerek bir arada tutan sivri çelik gereç |
spike i.
|
|
145 |
Genel |
sivri topuklu ayakkabı |
spike i.
|
|
146 |
Genel |
sivri topuklu ayakkabı |
spike heel i.
|
|
147 |
Genel |
derin sulama için toprağa doğru itilen, bahçe hortumuna bağlı sivri uçlu ve delikli boru |
spiker i.
|
|
148 |
Genel |
sivri uçlu silah saplama |
stab i.
|
|
149 |
Genel |
sivri uçlu silah saldırısı |
stab i.
|
|
150 |
Genel |
ucu sivri bitişli bir sakal türü |
stiletto i.
|
|
151 |
Genel |
bir uzva sivri bir şeyi batırmak |
prick something on f.
|
|
152 |
Genel |
çekicin sivri ucu ile vurmak |
peen f.
|
|
153 |
Genel |
sivri bir şey bir uzva batmak |
prick something on f.
|
|
154 |
Genel |
etrafına sivri kazıklar dikerek çit çevirmek |
palisade f.
|
|
155 |
Genel |
çıkartmak (sivri aletle/tırnaklarla) |
pick f.
|
|
156 |
Genel |
sivri demir ile delmek |
spike f.
|
|
157 |
Genel |
sivri bir şeyle açmak |
pick f.
|
|
158 |
Genel |
sivri bir şeyi -e batırmak |
prick f.
|
|
159 |
Genel |
sivri bir aletle kazmak/delmek/açmak/kırmak |
pick f.
|
|
160 |
Genel |
köreltmek (köşeli veya sivri uçlu silah vb.) |
rebate f.
|
|
161 |
Genel |
sivri bir dille söylemek |
tang f.
|
|
162 |
Genel |
sivri uçlu bir aletle delmek |
thrill [obsolete] f.
|
|
163 |
Genel |
(sivri bir şeyle) dürtmek |
thrust f.
|
|
164 |
Genel |
sivri bir şeyle dürtmek |
jag f.
|
|
165 |
Genel |
sivri bir şey ile delmek |
jag f.
|
|
166 |
Genel |
(bir yüzeyi) sivri uçlarla kaplamak |
bestud f.
|
|
167 |
Genel |
deliği sivri uçlu bir aletle genişletmek |
broach f.
|
|
168 |
Genel |
sivri uçlu bir alet ile vurarak oluşturmak |
peck f.
|
|
169 |
Genel |
sivri uçlu aletle delmek |
pounce [obsolete] f.
|
|
170 |
Genel |
sivri uçlu aletle yarmak |
sax [dialect] [uk] f.
|
|
171 |
Genel |
sivri uçlu aletle kesmek |
sax [dialect] [uk] f.
|
|
172 |
Genel |
(sivri cisim) batmak |
prick f.
|
|
173 |
Genel |
sivri bir şeyle delmek |
dart [obsolete] f.
|
|
174 |
Genel |
sivri uçlu bir silahla saldırmak |
foin f.
|
|
175 |
Genel |
sivri uçlu aletle sabitlemek |
prick [obsolete] f.
|
|
176 |
Genel |
sivri uçla delikten geçirmek |
prick [obsolete] f.
|
|
177 |
Genel |
sivri ucu batırarak itmek |
prick [obsolete] f.
|
|
178 |
Genel |
sivri uç oluşturmak |
spike f.
|
|
179 |
Genel |
sivri bir alet ile öldürmek |
stick f.
|
|
180 |
Genel |
sivri bir alet ile parçalamak |
stick f.
|
|
181 |
Genel |
sivri uçlu |
cusped s.
|
|
182 |
Genel |
sivri uçlu |
jagged s.
|
|
183 |
Genel |
sivri uçlu |
spiky s.
|
|
184 |
Genel |
sivri akıllı |
smart alecky s.
|
|
185 |
Genel |
sivri uçlu |
sharp s.
|
|
186 |
Genel |
sivri kafalı |
obstinate s.
|
|
187 |
Genel |
sivri uçlu |
cuspidal s.
|
|
188 |
Genel |
sivri uçlu |
spicular s.
|
|
189 |
Genel |
sivri çeneli |
prognathous s.
|
|
190 |
Genel |
sivri uçlu |
keen s.
|
|
191 |
Genel |
sivri ucu olan |
keen s.
|
|
192 |
Genel |
en sivri |
sharpest s.
|
|
193 |
Genel |
iğne gibi sivri uçlu |
needlelike s.
|
|
194 |
Genel |
(açı) sivri |
acute s.
|
|
195 |
Genel |
sivri burunlu (ayakkabı) |
pointy-toed s.
|
|
196 |
Genel |
sivri uçlu |
pointy-toed s.
|
|
197 |
Genel |
sivri dilli |
sharp-tongued s.
|
|
198 |
Genel |
sivri olmayan |
obtuse s.
|
|
199 |
Genel |
sivri uçlu |
peaky s.
|
|
200 |
Genel |
sivri uçlu |
acuate s.
|
|
201 |
Genel |
sivri dilli |
snippy s.
|
|
202 |
Genel |
sivri akıllı |
bright spark s.
|
|
203 |
Genel |
sivri dişleri olan |
fanged s.
|
|
204 |
Genel |
sivri uçlu |
cuspidate s.
|
|
205 |
Genel |
iğne gibi sivri uçlu |
needle-like s.
|
|
206 |
Genel |
sivri uçlu |
aculeate s.
|
|
207 |
Genel |
sivri dilli |
tart-tongued s.
|
|
208 |
Genel |
mızrak gibi sivri uçlu |
lancelike s.
|
|
209 |
Genel |
sivri dilli |
attack s.
|
|
210 |
Genel |
sivri uçsuz |
unbarbed s.
|
|
211 |
Genel |
(sivri aletle, tırnaklarla) çıkartılamayan |
unpickable s.
|
|
212 |
Genel |
sivri aletle delinemeyen |
unpickable s.
|
|
213 |
Genel |
sivri uçlu olmayan |
unpointed s.
|
|
214 |
Genel |
sivri olmayan |
unpointed s.
|
|
215 |
Genel |
sivri uçlu |
barbated s.
|
|
216 |
Genel |
sivri oyuklu |
quirked s.
|
|
217 |
Genel |
sivri oyuklarla şekillendirilmiş |
quirked s.
|
|
218 |
Genel |
ince ve sivri suratlı |
hatchet-faced s.
|
|
219 |
Genel |
sert kıl gibi sivri uçlu |
bristle-pointed s.
|
|
220 |
Genel |
birden fazla sivri ucu bulunan |
multipronged s.
|
|
221 |
Genel |
çok sivri |
oversharp s.
|
|
222 |
Genel |
sivri burunlu |
beaky-nosed s.
|
|
223 |
Genel |
(bıçak) sivri sırtlı |
dorsal s.
|
|
224 |
Genel |
(bıçak) tek tarafı sivri olan |
dorsal s.
|
|
225 |
Genel |
(bıçak) sivri sırtlı |
dosel s.
|
|
226 |
Genel |
(bıçak) tek tarafı sivri olan |
dosel s.
|
|
227 |
Genel |
sivri uçlu |
cuspal s.
|
|
228 |
Genel |
sivri uçlu |
cuspid s.
|
|
229 |
Genel |
sivri çıkıntılı |
fanged s.
|
|
230 |
Genel |
sivri dişi olmayan |
fangless s.
|
|
231 |
Genel |
sivri dişe benzeyen |
fang-like s.
|
|
232 |
Genel |
çok sivri |
fang-like s.
|
|
233 |
Genel |
sivri uçlu |
picked [dialect] s.
|
|
234 |
Genel |
sivri uçlu |
piked s.
|
|
235 |
Genel |
sivri kenarlı |
featheredge s.
|
|
236 |
Genel |
sivri yapılı |
peakish s.
|
|
237 |
Genel |
sivri dişli |
saw-like s.
|
|
238 |
Genel |
sert ve sivri parçacıklardan oluşan |
sharp s.
|
|
239 |
Genel |
sivri burunlu |
sharp-nosed s.
|
|
240 |
Genel |
sivri dişli |
sharp-toothed s.
|
|
241 |
Genel |
sivri fare büyüklüğünde olan |
shrew-sized s.
|
|
242 |
Genel |
sivri dilli |
snip-snap s.
|
|
243 |
Genel |
olta gibi sivri uçlu |
bearded s.
|
|
244 |
Genel |
sivri uçlu |
beardy s.
|
|
245 |
Genel |
(haç) sivri paralel kenarlı |
pointed s.
|
|
246 |
Genel |
sivri burun |
pointed-toe s.
|
|
247 |
Genel |
sivri uçlu |
pointed-toe s.
|
|
248 |
Genel |
sivri uçlu |
spiciferous s.
|
|
249 |
Genel |
sivri uçlu çubuk şeklinde |
spiciform s.
|
|
250 |
Genel |
sivri uçlu |
spiculate s.
|
|
251 |
Genel |
sivri uçlu |
spiculated s.
|
|
252 |
Genel |
sivri uçlu |
stabby s.
|
|
253 |
Genel |
hafif sivri |
subspinous s.
|
|
254 |
Genel |
aşırı sivri |
supersharp s.
|
|
255 |
Genel |
sivri bir şekilde |
incisively zf.
|
|
256 |
Genel |
sivri uçlu bir biçimde |
spikily zf.
|
|
257 |
Genel |
içine sivri bir şey sokarak |
pokingly zf.
|
|
258 |
Genel |
sivri bir halde |
angularly zf.
|
|
259 |
Genel |
sivri bir şekilde |
pungently zf.
|
|
260 |
Genel |
sivri dilli bir şekilde |
acridly zf.
|
|
261 |
Genel |
sivri bir şekilde |
snelly zf.
|
|
262 |
Genel |
sivri anlamına gelen bir ön ek |
oxy- ök.
|
|
263 |
Genel |
sivri uçlu anlamına gelen bir ön ek |
oxy- ök.
|
|
264 |
Genel |
sivri açılı anlamına gelen bir ön ek |
oxy- ök.
|
|
Phrasals |
|
265 |
Öbek Fiiller |
sivri bir şeyi saplayarak çıkarmak |
spear out f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (bir şeyden) sivri bir şeyin ucuna saplayarak çıkarmak |
spear something out (of something) f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sivri, keskin, dişli, pürüzlü bir şeye takıp yırtmak/sökmek |
tear something on something f.
|
|
Phrases |
|
268 |
İfadeler |
ne mutlu o küçük sivri kafana |
bless your pointy little head expr.
|
|
269 |
İfadeler |
sivri zeka! |
bless your pointy little head expr.
|
|
Proverb |
|
270 |
Atasözü |
anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az |
a nod is as good as a wink to a blind bat
|
|
Colloquial |
|
271 |
Konuşma Dili |
sivri akıllı |
a bright spark i.
|
|
272 |
Konuşma Dili |
sivri nesne |
pointy i.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
yüzü çirkin, ince, keskin veya sivri hatlara sahip olan (kişi) |
weasel-faced s.
|
|
Idioms |
|
274 |
Deyim |
eskiden aptal veya tembel öğrencilere giydirilen uzun, ucu sivri şapka |
dunce cap i.
|
|
275 |
Deyim |
sivri dil |
sharp tongue i.
|
|
276 |
Deyim |
sivri dil |
barbed tongue i.
|
|
277 |
Deyim |
sivri zeka |
a smart alec [uk] i.
|
|
278 |
Deyim |
sivri zeka |
a smart aleck i.
|
|
279 |
Deyim |
sivri zeka |
a smart alec i.
|
|
280 |
Deyim |
sivri zeka |
a smart aleck i.
|
|
281 |
Deyim |
sivri bir şeyle işaret etmek |
jab at f.
|
|
282 |
Deyim |
sivri dilli olmak |
give rough edge of one's tongue f.
|
|
283 |
Deyim |
sivri dilli olmak |
give the rough edge of one's tongue f.
|
|
284 |
Deyim |
sivri bir dili olmak |
have a sharp tongue f.
|
|
285 |
Deyim |
sivri bir şeyi birine doğrultmak |
jab at f.
|
|
286 |
Deyim |
ip ipullah sivri külah |
stony broke expr.
|
|
287 |
Deyim |
anlayana sivri sinek saz |
a word to the wise expr.
|
|
Speaking |
|
288 |
Konuşma |
sivri kulaklı adam |
the guy with the pointy ears expr.
|
|
Industry |
|
289 |
Sanayi |
ham pamuk veya yünü açıp temizlemekte kullanılan bir dizi döner sivri uçlu tekstil makinesi |
willying machine i.
|
|
Technical |
|
290 |
Teknik |
sivri oval biçimde kesilmiş değerli taş |
navette i.
|
|
291 |
Teknik |
vanalarda vb. giriş veya çıkışı kontrol eden ince sivri çubuk |
needle i.
|
|
292 |
Teknik |
sap üzerine monte edilip sıralanmış delgili kartları düzenlemeye yarayan ince sivri çubuk |
needle i.
|
|
293 |
Teknik |
sap üzerine monte edilip sıralanmış delgili kartları düzenlemeye yarayan ince sivri çubuk |
tumbler i.
|
|
294 |
Teknik |
torna tezgahında kısa ve sivri uçlu konikleri döndürmekte kullanılan bir alet |
turret angle-rack tool i.
|
|
295 |
Teknik |
çekicin sivri ucu |
peen i.
|
|
296 |
Teknik |
iki ucu sivri pergel |
chart divider i.
|
|
297 |
Teknik |
karınlı sivri tonoz |
bohemian vault i.
|
|
298 |
Teknik |
keskin veya sivri uçlu nesneler |
sharp-edged objects i.
|
|
299 |
Teknik |
kolay bükülen çok ince sivri uç |
feather edge i.
|
|
300 |
Teknik |
sivri anlamında bir önek |
oxy i.
|
|
301 |
Teknik |
sivri uçla çizme |
scribing i.
|
|
302 |
Teknik |
sivri uçlu kare rondela |
square taper washer i.
|
|
303 |
Teknik |
sivri tonoz |
conical vault i.
|
|
304 |
Teknik |
sivri ağızlı parça |
pointed adapter i.
|
|
305 |
Teknik |
sivri uç |
prong i.
|
|
306 |
Teknik |
sivri uçla delme |
transfixing i.
|
|
307 |
Teknik |
sivri uçlu nesneler |
pointed objects i.
|
|
308 |
Teknik |
sivri çentik dayancı |
sharp-notch strength i.
|
|
309 |
Teknik |
sivri uçlu taşçı çekici |
bit i.
|
|
310 |
Teknik |
sivri uçlu alet |
prong i.
|
|
311 |
Teknik |
sivri uç |
stub i.
|
|
312 |
Teknik |
sivri iğ dip yatağı |
cone point spindle i.
|
|
313 |
Teknik |
sivri kama |
taper key i.
|
|
314 |
Teknik |
sivri uç |
jag i.
|
|
315 |
Teknik |
sivri uç |
pointed end i.
|
|
316 |
Teknik |
sivri uçlu kazık |
tapered pile i.
|
|
317 |
Teknik |
sivri kemer |
ogive i.
|
|
318 |
Teknik |
sivri çıkıntı |
cusp i.
|
|
319 |
Teknik |
sivri çentik |
sharp notch i.
|
|
320 |
Teknik |
sivri bom |
stub boom i.
|
|
321 |
Teknik |
sivri uçlu yazma ve işaretleme aleti |
stylus i.
|
|
322 |
Teknik |
sivri yaprak |
acuminate leaf i.
|
|
323 |
Teknik |
sivri eğme |
ogive i.
|
|
324 |
Teknik |
sivri çekiç |
hammer pick i.
|
|
325 |
Teknik |
sivri uç |
pointed nose i.
|
|
326 |
Teknik |
sivri kemer |
pointed arch i.
|
|
327 |
Teknik |
sivri uç |
bezel i.
|
|
328 |
Teknik |
ucu sivri çizgi aleti |
scriber i.
|
|
329 |
Teknik |
uzun sivri diş |
tusk i.
|
|
330 |
Teknik |
ucu sivri |
spiked i.
|
|
331 |
Teknik |
uzun ve sivri |
spiky i.
|
|
332 |
Teknik |
örsün boynuzu andıran sivri görünümlü ön ucu |
anvil horn i.
|
|
333 |
Teknik |
dikenli telin sivri ucu |
barb i.
|
|
334 |
Teknik |
iki yayın kesişmesiyle oluşan sivri uçlu oval bir şekil |
vesica piscis i.
|
|
335 |
Teknik |
sivri uç |
bit i.
|
|
336 |
Teknik |
kabartmayı ikiye bölen sivri kenar |
quirk i.
|
|
337 |
Teknik |
dikenli telin sivri ucu |
witter [scotland] i.
|
|
338 |
Teknik |
keskin ve sivri çıkıntıları olan kalın eğe |
wood file i.
|
|
339 |
Teknik |
kaviteyi ortaya çıkarmak veya temizlemek için kullanılan sivri uçlu düz alet |
blowpipe i.
|
|
340 |
Teknik |
sivri uçlu alet |
brog [scotland] i.
|
|
341 |
Teknik |
sivri çivili kiriş |
hersillon i.
|
|
342 |
Teknik |
hançer ucunu andırıp keresteleri birbirine takmak için kullanılan sivri uçlu bir metal parçası |
dag i.
|
|
343 |
Teknik |
hançer ucunu andırıp kömür kırma merdanelerinde kullanılan sivri uçlu bir metal parçası |
dag i.
|
|
344 |
Teknik |
sivri çim ucu |
pile i.
|
|
345 |
Teknik |
kumaş veya kağıt tutturmada kullanılan sivri uçlu parça |
pin i.
|
|
346 |
Teknik |
çekicin sivri ucu |
pane i.
|
|
347 |
Teknik |
ince ve sivri nesne |
dart i.
|
|
348 |
Teknik |
kıyafetleri vücut kıvrımlarına oturtmak için dikilen sivri kat |
dart i.
|
|
349 |
Teknik |
elektroensefalogramda izlenen dalganın sivri uçlu kısmı |
dart i.
|
|
350 |
Teknik |
sivri testere dişi |
fleam tooth i.
|
|
351 |
Teknik |
(ateşli silah havalandırma deliğini/kartuşu delmek için) sivri uçlu tel |
priming wire i.
|
|
352 |
Teknik |
toprağı döndürmek yerine parçalayıp karıştırması için sabanın ucuna takılan sivri uçlu metal levha |
plow shovel i.
|
|
353 |
Teknik |
taşı sivri bir aletle yontma veya oyma işlemi |
scotching i.
|
|
354 |
Teknik |
(kalıptaki ürün tokmakla dövülürken gevşek kısımların sabitlenmesinde kullanılan) sivri uçlu çubuk |
skewer i.
|
|
355 |
Teknik |
sivri taş parçası |
point i.
|
|
356 |
Teknik |
mürekkep uygulama aparatında sivri uçlu tırtıklı metal parça |
point i.
|
|
357 |
Teknik |
yaprak yayda sivri uç |
point i.
|
|
358 |
Teknik |
keskin ve grafikte sivri görünen yükseliş |
spike i.
|
|
359 |
Teknik |
(tarak gemisini demirlemek için kullanılan) dört sivri uçlu direk/kazık |
spud i.
|
|
360 |
Teknik |
sivri uçlu bir aletle delmek |
job f.
|
|
361 |
Teknik |
sivri oyuklarla şekillendirmek |
quirk f.
|
|
362 |
Teknik |
(metali) örsün sivri kısmı ile düzlemek |
horn f.
|
|
363 |
Teknik |
örsün sivri kısmı ile dövmek |
horn f.
|
|
364 |
Teknik |
çekicin sivri ucu ile vurmak |
rivet f.
|
|
365 |
Teknik |
sivri alet ile fazla metali çıkarmak |
cut f.
|
|
366 |
Teknik |
çekicin sivri ucuyla vurmak |
pane f.
|
|
367 |
Teknik |
(taşı) sivri bir aletle yontmak |
scotch f.
|
|
368 |
Teknik |
(taşı) sivri bir aletle delmek |
scotch f.
|
|
369 |
Teknik |
(sivri aletle) taş yüzeyini düzeltmek |
point f.
|
|
370 |
Teknik |
sivri bilenmiş |
edged s.
|
|
371 |
Teknik |
sivri ucu olan |
keen s.
|
|
372 |
Teknik |
sivri uçlu |
steeple-head s.
|
|
373 |
Teknik |
sivri uçlu |
taper s.
|
|
374 |
Teknik |
sivri uçlu |
pierced s.
|
|
375 |
Teknik |
sivri başlı |
steeple head s.
|
|
376 |
Teknik |
sivri uçlu |
keen s.
|
|
377 |
Teknik |
sivri uçlu |
pointed s.
|
|
378 |
Teknik |
sivri olmayan |
obtuse s.
|
|
379 |
Teknik |
sivri ve keskin dişli |
sabre-toothed s.
|
|
380 |
Teknik |
sivri uçlu |
acuminate s.
|
|
381 |
Teknik |
sivri ve keskin dişli |
saber-toothed s.
|
|
382 |
Teknik |
sivri uçlu |
jagged s.
|
|
383 |
Teknik |
tek bir sivri ucu olan (diş) |
unicuspid s.
|
|
384 |
Teknik |
ucu sivri |
acuminate s.
|
|
385 |
Teknik |
sivri oyuklarla şekillendirilmiş |
quirk s.
|
|
386 |
Teknik |
sivri uçlu bir ışık kaynağından iletilen (ışık) |
hard s.
|
|
Mechanic |
|
387 |
Mekanik |
torna tezgahında sivri uçlu konikleri döndüren alet |
turret taper tool i.
|
|
388 |
Mekanik |
sivri uç |
point i.
|
|
389 |
Mekanik |
çekicin sivri ucu |
pean i.
|
|
390 |
Mekanik |
çekicin sivri ucu |
pein i.
|
|
391 |
Mekanik |
çekicin sivri ucu |
pein i.
|
|
Radio |
|
392 |
Radyo |
kristal radyo alıcısında kristal ile temas kurmaya yarayan sivri tel |
cat's whisker i.
|
|
Textile |
|
393 |
Tekstil |
ham tekstil elyaflarını açmak ve temizlemekte kullanılan bir dizi döner sivri uçlu makine |
twilly i.
|
|
394 |
Tekstil |
kısa sivri topuk |
kitten-heel i.
|
|
395 |
Tekstil |
sivri uçlara sahip büyük beyaz yaka |
vandyke collar i.
|
|
396 |
Tekstil |
kumaş veya deride delik açmak için kullanılan küçük, sivri uçlu bir alet |
bodkin i.
|
|
397 |
Tekstil |
pireneler'de yaşayan, köstebek ve sivri farelere akraba bir memelinin kürkü veya pöstekisi |
desman i.
|
|
398 |
Tekstil |
boynu kapatan sivri uçlu bir başlık türü |
bashlik i.
|
|
399 |
Tekstil |
sivri uçlu ince iğne |
sharp i.
|
|
400 |
Tekstil |
alçak sivri ökçe |
kitten-heel expr.
|
|
Architecture |
|
401 |
Mimarlık |
bina üzerindeki sivri tepeli kule |
pinnacle i.
|
|
402 |
Mimarlık |
sivri oyuk |
quirk i.
|
|
403 |
Mimarlık |
sivri kemer |
keel arch i.
|
|
404 |
Mimarlık |
sivri uçlu kemer |
keel arch i.
|
|
405 |
Mimarlık |
her iki tarafı s şeklinde eğimli ucu sivri kemer |
keel arch i.
|
|
406 |
Mimarlık |
sivri kemer |
lancet i.
|
|
407 |
Mimarlık |
sivri kavisli pencere |
lancet i.
|
|
408 |
Mimarlık |
sivri kemerli pencere |
lancet i.
|
|
409 |
Mimarlık |
sivri kemerlerin baskın olduğu 13. yüzyıl ingilteresi'ne has bir mimari tarz |
lancet architecture i.
|
|
410 |
Mimarlık |
sivri kemer |
gothic arch i.
|
|
411 |
Mimarlık |
sivri kemere benzeyen dış hat |
ogive i.
|
|
412 |
Mimarlık |
sivri kemere benzeyen kenar |
ogive i.
|
|
413 |
Mimarlık |
sivri kule tepesi |
broach [uk] [dialect] i.
|
|
414 |
Mimarlık |
sivri uçlu süsleme |
cuspidation i.
|
|
415 |
Mimarlık |
sivri uçlu kulenin ucu |
crown i.
|
|
416 |
Mimarlık |
sivri kemer |
peak arch i.
|
|
417 |
Mimarlık |
sivri kemerin ön planda olduğu mimarı tarz |
pointed style i.
|
|
418 |
Mimarlık |
bir veya daha fazla sivri kemeri olan |
lanceted s.
|
|
419 |
Mimarlık |
bir veya daha fazla sivri penceresi olan |
lanceted s.
|
|
420 |
Mimarlık |
sivri kemere ait |
ogival s.
|
|
421 |
Mimarlık |
sivri kemerle ilgili |
ogival s.
|
|
422 |
Mimarlık |
sivri kemer şeklinde olan |
ogival s.
|
|
423 |
Mimarlık |
sivri kemerler ve kaburgalı tonoz kullanımı ile karakterize olan |
ogival s.
|
|
424 |
Mimarlık |
(kemer) sivri |
pointed s.
|
|
425 |
Mimarlık |
sivri kemerli |
pointed s.
|
|
Construction |
|
426 |
İnşaat |
sivri kemer |
acute arch i.
|
|
427 |
İnşaat |
çekicin sivri ucu |
toe i.
|
|
428 |
İnşaat |
sivri pencere |
lancet i.
|
|
429 |
İnşaat |
sivri mala |
pointed trowel i.
|
|
430 |
İnşaat |
sivri kavis |
lancet i.
|
|
431 |
İnşaat |
sivri kenar |
arris i.
|
|
432 |
İnşaat |
sivri kemerli pencere |
lancet window i.
|
|
433 |
İnşaat |
sivri uçlu mala |
pointed trowel i.
|
|
434 |
İnşaat |
sivri kemer |
ogive i.
|
|
435 |
İnşaat |
sivri kemer |
lancet arch i.
|
|
436 |
İnşaat |
sivri tonoz |
pointed vault i.
|
|
437 |
İnşaat |
sivri kemer |
ogee arch i.
|
|
438 |
İnşaat |
sivri tepeli kule |
pinnacle i.
|
|
439 |
İnşaat |
sivri çatı |
pointed roof i.
|
|
440 |
İnşaat |
sivri alınlık |
pointed pediment i.
|
|
441 |
İnşaat |
sivri kubbe |
pointed dome i.
|
|
442 |
İnşaat |
sivri dere |
arris gutter i.
|
|
443 |
İnşaat |
sivri bir yapı |
beak i.
|
|
444 |
İnşaat |
kama olarak kullanılan ucu sivri metal veya ahşap blok |
glut i.
|
|
445 |
İnşaat |
(tuğla duvar yüzeyini sivri bir cisim ile) pürüzlendirmek |
stab f.
|
|
Lighting |
|
446 |
Aydınlatma |
uzun, ince ve sivri şekli olan dekoratif özellik |
obelisk i.
|
|
Woodworking |
|
447 |
Ağaç İşleri |
(tahta zemin üzerindeki) sivri budak |
spike knot i.
|
|
Automotive |
|
448 |
Otomotiv |
sivri uçlu düz karkaburun |
needle-nose pliers i.
|
|
449 |
Otomotiv |
sivri uçlu eğri kargaburun |
bent needle-nose pliers i.
|
|
450 |
Otomotiv |
sivri uçlu kaporta çekici |
pick hammer i.
|
|
451 |
Otomotiv |
sivri uçlu mil eğe |
flat mill file i.
|
|
452 |
Otomotiv |
sivri uçlu yıldız tornavida |
reed and prince i.
|
|
Traffic |
|
453 |
Trafik |
basık sivri kemer |
lowered pointed arch i.
|
|
454 |
Trafik |
sivri kemer |
pointed arch i.
|
|
Marine |
|
455 |
Denizcilik |
coromandel kıyılarında kullanılan iki ucu sivri hafif yük teknesi |
chelinga i.
|
|
456 |
Denizcilik |
sivri uçlu |
cusp i.
|
|
457 |
Denizcilik |
sivri uçlu kumsal yapı |
gilant cusp i.
|
|
458 |
Denizcilik |
sivri tepeli dalga |
chopping waves i.
|
|
459 |
Denizcilik |
küçük geminin güverte yapısı içerisinde bulunan ahşap sivri uçlu plak |
mast clamp i.
|
|
460 |
Denizcilik |
halatın tellerini açmak için kullanılan geniş ve sivri pim |
fid i.
|
|
461 |
Denizcilik |
zıpkın, balina avlama mızrağı gibi silahların kancalı başı veya sivri uçlarından herhangi biri |
fluke i.
|
|
462 |
Denizcilik |
arka ucu tekne ucu gibi sivri olan |
boattail s.
|
|
Mining |
|
463 |
Maden |
sivri uçlu demir |
gad i.
|
|
464 |
Maden |
maden aracının tekerleğine takılmış sivri uçlu ani fren çubuğu |
jock i.
|
|
465 |
Maden |
kömürü yukarıdan aşağıya indirmek için kullanılan sivri uçlu çubuk |
pricker [uk] i.
|
|
Medical |
|
466 |
Medikal |
beyinin en sivri noktası |
fastigium i.
|
|
467 |
Medikal |
çivi gibi keskin ve sivri bir şey yüzünden oluşan derin yara |
puncture wound i.
|
|
468 |
Medikal |
sivri obje korkusu (iğne vb) |
trypanophobia i.
|
|
469 |
Medikal |
sivri obje korkusu |
aichmophobia i.
|
|
470 |
Medikal |
aşıyla kaplı sivri uçlu kemik parçası |
vaccine point i.
|
|
471 |
Medikal |
aşıyla kaplı sivri uçlu fildişi parçası |
vaccine point i.
|
|
472 |
Medikal |
sivri uçlu veya keskin kenarlı tıbbi alet |
sharp i.
|
|
473 |
Medikal |
aşılamada kullanılan ince, sivri uçlu aşı maddesi dolu kemik |
point i.
|
|
474 |
Medikal |
sivri sinek gibi böceklerin ısırıklarıyla omurgalılara bulaşıp hastalıklara yol açabilen çeşitli ipliksi nematodlardan kaynaklanan |
filarial s.
|
|
Anatomy |
|
475 |
Anatomi |
sivri uçlu örs kemiği |
bickern i.
|
|
476 |
Anatomi |
iki sivri uçlu diş |
bicuspidate i.
|
|
477 |
Anatomi |
sivri üçgen kemik çıkıntısı |
coronoid process i.
|
|
478 |
Anatomi |
sivri üçgen kemik çıkıntısı |
processus coronoideus i.
|
|
479 |
Anatomi |
(böcek/kuş kanadı veya bacağında) sivri uçlu omur |
spur i.
|
|
480 |
Anatomi |
sivri çeneli |
tut-mouthed s.
|
|
481 |
Anatomi |
iki sivri uçlu |
bicuspidate s.
|
|
482 |
Anatomi |
sivri uçlu |
cuspate s.
|
|
483 |
Anatomi |
sivri uç şeklinde olan |
cuspate s.
|
|
484 |
Anatomi |
sivri uçlu |
cusped s.
|
|
485 |
Anatomi |
sivri uç şeklinde olan |
cusped s.
|
|
486 |
Anatomi |
sivri uçlu |
cuspated s.
|
|
487 |
Anatomi |
sivri uç şeklinde olan |
cuspated s.
|
|
Psychology |
|
488 |
Psikoloji |
iğne gibi sivri uçlu aletlere dokunma korkusu |
aichmophobia i.
|
|
489 |
Psikoloji |
iğne gibi sivri uçlu aletlere dokunma korkusu |
belonephobia i.
|
|
490 |
Psikoloji |
sivri eşyalardan korkma |
aichmophobia i.
|
|
491 |
Psikoloji |
sivri nesne fobisi |
aichmophobia i.
|
|
492 |
Psikoloji |
sivri uçlu objelerden korkma |
enetophobia i.
|
|
493 |
Psikoloji |
sivri şeylerden korkma |
cnidophobia i.
|
|
Dentistry |
|
494 |
Diş Hekimliği |
alt azı dişinin arka orta sivri ucu |
tetartoconid i.
|
|
495 |
Diş Hekimliği |
alt azı dişinin arka orta sivri ucu |
tetarconid i.
|
|
496 |
Diş Hekimliği |
alt azıdişinin sivri ucu |
tritoconid i.
|
|
497 |
Diş Hekimliği |
tek bir sivri ucu olan diş |
unicuspid i.
|
|
498 |
Diş Hekimliği |
birden fazla sivri ucu olan diş |
multicuspid i.
|
|
499 |
Diş Hekimliği |
diş minesinde sivri çöküntü |
pit i.
|
|
500 |
Diş Hekimliği |
dişin üstünde üç sivri ucu olan |
tritubercular s.
|
|