solüsyon - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

solüsyon



"solüsyon" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
solüsyon solution i.
Automotive
solüsyon cement i.
Chemistry
solüsyon dissolution i.
Environment
solüsyon solution i.

"solüsyon" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
General
tanenden elde edilen solüsyon tan i.
beyaz kumaşın sararmasını önleyen solüsyon blue i.
damardan verilen solüsyon infusion i.
solüsyon sürmek solution f.
(katı, solüsyon) sabit ve homojen şekilde karıştırılamayan incompatible s.
solüsyon oluşturan solutional s.
Phrasals
(ilaç, solüsyon vb.) hazırlamak put up f.
Industry
desenli gümüş yüzeye özel bir kimyasal solüsyon uygulayan işçi oxidizer i.
desenli gümüş yüzeye özel bir kimyasal solüsyon uygulayan işçi oxidiser i.
deriyi asitten arındıran bir solüsyon plumper i.
asitten arındırmak için deriye solüsyon uygulayan işçi plumper i.
Technical
metal bir parçanın, kimyasal solüsyon ile şekillendirilmesi chemical machining i.
kimyasal solüsyon solution of chemicals i.
kontamine solüsyon contaminated solution i.
likit solüsyon liquid solution i.
lastik solüsyon rubber cement i.
normal solüsyon normal solution i.
soğutucu solüsyon coolant solution i.
solüsyon prosesli solution-processed i.
zayıf konsantrasyona solüsyon weakly concentrated solution i.
ağartıcı solüsyon bleach liquor i.
tütünü çekerken kullanılan, aromalı ve nemlendirici solüsyon dip i.
Automotive
sıcak solüsyon tankı hot soak tank i.
Medical
bağlayıcı solüsyon fixing solution i.
kristalloid solüsyon cristalloid solution i.
kolloid solüsyon colloid solution i.
laktat-tamponlu glukoz bazlı solüsyon lactate-buffered glucose-based solution i.
statik solüsyon static solution i.
volümetrik solüsyon volumetric solution i.
yeni hazırlanmış solüsyon fresh solution i.
solüsyon veya süspansiyondan antijeni çıkarmak için belirli bir antikorun eklendiği çözünmez yüzey immunosorbent i.
göz bebeğini büyüten solüsyon drops i.
mesaneye enjekte edilen opak solüsyon ve röntgen ile yapılan mesane muayenesi crystography i.
tedavi kapsamında vücudun bir bölümünün içine daldırıldığı ilaçlı sıcak solüsyon soak i.
solüsyon bazlı solution-based s.
Gastronomy
antiseptik solüsyon pickle i.
solüsyon içinde erimek dissolve f.
Chemistry
kimyasal deneylerde kullanılan solüsyon test solution i.
alkali solüsyon alkali solution i.
kontamine solüsyon contaminated solution i.
solüsyon hazırlama solution preparation i.
solüsyon dayanıklılığı solution resistance i.
ötektik solüsyon eutectic i.
genellikle suda solüsyon olarak hazırlanan keskin ve renksiz bir gaz hydriodic i.
solüsyon hazırlama dissolution i.
solüsyon içerisindeki yarı geçirgen zardan geçebilen madde crystalloid i.
yarı katı solüsyon soliquid i.
yarı sıvı solüsyon soliquid i.
standardize solüsyon standardized solution i.
solüsyon hazırlamak prepare a solution f.
(solüsyon) diretkenle işleme tabi tutmak buffer f.
birbirine karışmayan (solüsyon tabakaları) conjugate s.
Biology
doku sertleştirici solüsyon fixative i.
Biochemistry
solüsyon iyonsuzlaştıran cihaz de-ionizer [us] i.
solüsyon iyonsuzlaştıran cihaz de-ioniser [uk] i.
ozmotik basıncı kanla aynı olan solüsyon isosmotic solution i.