string - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

string

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"string" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 81 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
string i. sicim
string i. dizi
General
string i. kiriş
string i. koşul
string i. yay (keman)
string i. lif
string i. kaytan
string i. keman yayı
string i. kordon
string i. tel (piyanoda)
string i. fasülye kılçığı
string i. yay
string i. kınnap
string i. damar (yaprak)
string i. kılçık
string i. seri
string i. şart
string i. tahdit
string i. bağcık
string i. sicim
string i. kılçık (fasulye vb)
string i. ip
string i. limon kirişi
string i. tel
string i. sinir
string i. yaprak damarı
string i. dizi
string i. şerit
string i. sua
string i. hevenk
string i. dizgi
string i. (gitar) tel
string f. ipe dizmek (boncuk vb)
string f. kılçıklarını ayıklamak
string f. dizmek
string f. kandırmak
string f. yutturmak
string f. germek
string f. aldatmak
string f. bağlamak
string f. ipe dizmek
string f. sıralamak
string f. tel takmak
string f. boncuk dizmek
string f. sıra halinde gitmek
string f. takmak (ip vb)
string f. düzenlemek
string f. ipe geçirmek
string f. asmak
Irregular Verb
string f. strung - strung
Technical
string i. ayakkabı bağı
string i. bağ
string i. dizgi
string i. dizi
string i. ince damar
string i. ip
string i. rondela
string i. sicim
string i. şerit
string i. tel
string f. sıkıştırmak
Computer
string i. dizilim
string i. dizilim dizi
string i. dize
string i. dizge
string i. dizi
string i. karakter dizisi
string i. karakter katarı
string i. katar
string i. metin
string i. string
Textile
string i. iplik
Construction
string i. limon kirişi
Automotive
string i. tel
Gastronomy
string f. çıkarmak (fasulyenin kılçığını)
Linguistics
string i. diziliş
string i. dizi
string i. zincir
Music
string i. piyano teli
string i. tel (telli çalgılarda)
string f. tel takmak (telli çalgıya veya piyanoya)

"string" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
string string i.

"string" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 467 sonuç

İngilizce Türkçe
General
string bag i. file
string instrument i. telli çalgı
second string i. ikinci sınıf
string giving the lowest sound i. bamteli
word string i. kelime dizisi
shoe string i. ayakkabı bağı
empty string i. boş dizgi
string beans i. çalıfasulyesi
string bean i. çalıfasulyesi
string bean i. ayşekadın
string of fruits i. hevenk
string bean i. çalı fasülyesi
string models i. string modelleri
string trimmer i. ot biçme makinesi
g-string i. g-string
string-pull i. piston
string-pulling i. torpil
piano string i. piyano teli
string hanger i. askı bağı
string puller i. kukla oynatıcısı
shoe string i. ayakkabı bağcığı
string of victories i. zaferler dizisi
balls of string i. ip yumağı
leading string i. bebek yürüteci
leading string i. yürüteç
string beans i. taze fasulye
string game i. ip oyunu
string of ideas i. düşünce silsilesi
string of ideas i. düşüncenin devamlılığı
string of ideas i. düşünce dizisi
string of ideas i. fikir dizisi
string of ideas i. fikirler dizisi
string of ideas i. düşünce zinciri
string of ideas i. fikir silsilesi
guitar string i. gitar teli
string trimmer i. ot biçici
string trimmer i. ot biçme makinesi
string shopping bag i. pazar filesi
string shopping bag i. alışveriş filesi
glass string i. (malezya'daki uçurtmalarla oynanan bir oyunda) tutkal ve öğütülmüş camdan oluşan aşındırıcı tabaka ile kaplı uçurtma ipi
drawing string i. bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ
five-horse string out i. at arabasına bağlanan beşli çubuk
five-horse string out i. beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
five-horse string out i. yan yana araç çeken beş at
second string i. alternatif eylem planı
second string i. ikinci eylem planı
second string i. ikinci çare
second string i. alternatif yöntem
second string i. alternatif yol
four-horse string out i. iki atın önde iki atın arkada ilerlediği bir at arabası düzeni
string along f. ayak uydurmak
fasten with a string f. iple bağlamak
string out f. ipe asmak
string up f. asmak
string along f. kandırmak
string along with f. ayak uydurmak
string along with f. birinin dediklerini yapmak
string up f. sinirlendirmek
string out a utility line f. kablo çekmek
string up f. ipe çekmek
string along with f. uymak
string along f. oyalamak
string along with f. birine uymak
string out f. olması gerekenden daha fazla uzatmak
like beads-on-a-string s. art arda dizili/dizilmiş
first-string s. çok önemli
first-string s. mühim
first-string s. birinci derece
first-string s. kaliteli
first-string s. nitelikli
first-string s. vasıflı
first-string s. düzenli üyelerden oluşan
first-string s. düzenli katılımcılardan meydana gelen
first-string s. ana
first-string s. temel
first-string s. birincil
first-string s. as
first-string s. baş
first-string s. başta gelen
second-string s. yedek
second-string s. alt dereceli
second-string s. düşük dereceli
second-string s. düşük kaliteli
second-string s. düşük önemde olan
on a string zf. sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında
on a string zf. baskı veya kontrol altında
on a shoe string zf. çok az para ile
on the string zf. peşinde
like beads-on-a-string zf. sıra halinde/birbiri ardına gelen
Phrasals
string something together f. bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak
string out f. dizilmek
string out f. uzamak (zaman)
string out f. uzanmak
string out f. zamana yaymak
string together f. iple birbirine bağlamak
string together f. birbirine bağlamak
string together f. birbirine birleştirmek
string together f. bir araya getirmek
string together f. ipe dizmek
string together f. üstüne dizmek
string together f. hızlıca arka arkaya dizmek
string together f. gelişigüzel sıralamak
string together f. yarım yamalak toparlamak
string together f. öylesine/gelişigüzel bir araya getirmek
string together f. yan yana dizivermek
string together f. gelişigüzel sıralayıp oluşturmak
string together f. yarım yamalak toparlayıp oluşturmak
string together f. öylesine/gelişigüzel bir araya getirip oluşturmak
string something together f. bir şeyleri iple birbirine bağlamak
string something together f. bir şeyleri birbirine bağlamak
string something together f. bir şeyleri birbirine birleştirmek
string something together f. bir şeyleri bir araya getirmek
string something together f. bir şeyleri ipe dizmek
string together f. bir araya getirip bir şey yapıvermek
string together f. arka arkaya/yan yana sıralayıp bir şey oluşturuvermek
string on f. oyalamak
string on f. bekletmek
string on f. sürüncemede bırakmak
string on f. belirsizlik içinde bırakmak
Colloquial
junkie with a long string of convictions i. sabıkası kabarık bir keş
having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call expr. elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
Idioms
apron-string hold i. kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
apron-string tenure i. kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
apron-string hold i. iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
apron-string tenure i. iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
string of good luck i. bir dizi şanslı olay
the first string i. birincil
string of bad luck i. bir dizi şanssızlık
string of bad luck i. bir dizi talihsizlik
another string to one's bow i. ek nitelik
another string to bow i. ek nitelik
the first string i. ilk
string of bad luck i. talihsizlik zinciri
a string of (good) luck i. şansın yaver gittiği dönem
a string of (good) luck i. şanslı dönem
a string of (good) luck i. üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
a string of (good) luck i. talihin yüze güldüğü dönem
a string of (good) luck i. bir dizi şanslı olay
a string of bad luck i. şanssızlıklar silsilesi
a string of bad luck i. üst üste gelen talihsizlikler
a string of bad luck i. talihsiz/şanssız bir dönem
a string of bad luck i. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a string of bad luck i. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a string of bad luck i. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a string of bad luck i. talihsizlik zinciri
another string to your bow [uk] i. yedekte bir şey
another string to your bow [uk] i. kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir yol
another string to your bow [uk] i. elinde alternatif bir şey
another string to your bow [uk] i. ek bir nitelik
another string to your bow [uk] i. ek bir beceri
another string to your bow [uk] i. ek bir seçenek
another string to your bow [uk] i. başka bir seçenek
apron string i. bir kadının ailesine olan bağı
apron string i. bir kadının kocasına/çocuğuna olan bağı
apron string i. (anasının) dizinin dibi
apron string i. (anasının) kuzusu
apron string i. (annesinin) eteği/dibi
brother of the string i. müzisyen
brother of the string i. kemancı
gathering string i. ayrıntı toplama
gathering string i. detay toplama
third string i. ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu)
harp on one string f. bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak
harp on one string f. bir konuyu diline dolamak
the first string f. a takımında olmak
string someone along f. biriyle gönül eğlendirmek
have somebody on a string f. dizginlerini elinde tutmak
harp on the same string f. diline dolamak
have more than one string to one's fiddle f. her alanda kabiliyeti olmak
have more than one string to one's fiddle f. on parmağında on marifet olmak
have more than one string to fiddle f. on parmağında on marifet olmak
have someone on a string f. parmağında oynatmak
have somebody on a string f. parmağının ucunda oynatmak
have someone on the string f. (birini cevap için) bekletmek
have more than one string to fiddle f. birçok alanda yeteneği olmak
have more than one string to one's fiddle f. birçok alanda yeteneği olmak
have more than one string to (one's) bow f. mevcut durumda elinin altında birden çok uygulanabilir seçenek olmak
have more than one string to (one's) bow f. birden fazla şansı/seçeneği olmak
have the world on a string f. dünyanın dizginlerini elinde gibi hissetmek
have the world on a string f. dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmek
have the world on a string f. her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek
have a second string to (one's) bow f. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
have a second string to (one's) bow f. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have a second string to (one's) bow f. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
have a second string to your bow f. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
have a second string to your bow f. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have a second string to your bow f. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
have a second string to your bow f. ilk çare başarısız olursa devreye sokabileceği alternatif bir çaresi olmak
have a second string to your bow f. ikinci/alternatif bir eylem planı olmak
have a second string to your bow f. yedek bir yol haritası olmak
have another string to (one's) bow f. ek bir niteliği olmak
have another string to (one's) bow f. ek bir becerisi olmak
have another string to (one's) bow f. ek bir seçeneği olmak
have another string to (one's) bow f. başka bir seçeneği olmak
have another string to (one's) bow f. elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
have another string/more strings to your bow f. yedekte bir/birden fazla şeyi olmak
have another string/more strings to your bow f. kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir/birden fazla yolu olmak
have another string/more strings to your bow f. elinde alternatif bir/birden fazla şeyi olmak
have another string to your bow f. ek bir niteliği olmak
have another string to your bow f. ek bir becerisi olmak
have another string to your bow f. ek bir seçeneği olmak
have another string to your bow f. başka bir seçeneği olmak
have another string to your bow f. elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
keep (one) on a string f. (birini) parmağında oynatmak
keep (one) on a string f. (birinin) iplerini elinde tutmak
keep (one) on a string f. (birinin) dizginlerini elinde tutmak
keep (one) on a string f. (birini) kukla gibi oynatmak
have/keep somebody on a string f. birini parmağında oynatmak
have/keep somebody on a string f. birinin iplerini elinde tutmak
have/keep somebody on a string f. birinin dizginlerini elinde tutmak
have/keep somebody on a string f. birini kukla gibi oynatmak
have/keep somebody on a string f. birini kontrolü altına almak
have/keep somebody on a string f. birini istediği gibi yönetmek
have/keep somebody on a string f. birine her istediğini yaptırmak
add another string to (one's) bow f. bir altın bileziği daha olmak
add another string to (one's) bow f. koluna bir altın bilezik daha takmak
add another string to (one's) bow f. bir yetenek daha edinmek
add another string to (one's) bow f. bir beceri daha kazanmak
have on the string f. cevap için bekletmek
have on the string f. sürüncemede bırakmak
string to (one's) bow f. alternatif bir yol
string to (one's) bow f. başka bir seçenek
string to (one's) bow f. bir altın bilezik
string to (one's) bow f. ek bir beceri/nitelik
how long is a piece of string expr. ahiret sorusu
how long is a piece of string expr. ahret sorusu
latch string is always out expr. başımın üstünde yerin var
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru
latch string is always out expr. kapım sana her zaman açık
the first string expr. öncelikli
on the string expr. askıda
on the string expr. sürüncemede
on the string expr. belirsizlik içinde
Trade/Economic
shoe-string budget i. eksik bütçe
shoe-string budget i. kısıtlı bütçe
shoe-string budget i. yetersiz bütçe
run on a shoe-string f. az parayla işletmek
Technical
alphabetic string i. alfabetik karakter katarı
alphabetic string i. abecesel damga dizgisi
alphabetic string i. abecesel dizgi
open string i. basamaklı limon kirişi
closed string i. basamak oyuntulu kiriş
unit string i. birim dizgi
null string i. boş katar
unit string i. birim katar
composite string insulator units i. birleşik zincir izolatör birimleri
bit string i. bit dizisi
outside string i. dış serbest limon kirişi
string break i. dizgi kırılması
string manipulation i. dizgi işleme
string processing languages i. dizgi işleme dilleri
string matching i. dizgi eşleme
string length i. dizgi uzunluğu
string break i. dizgi bitişi
flip-flop string i. flip-flop dizgisi
string-gnomon i. güneş saati
string polygon i. ip poligonu
string electrometer i. kordonlu elektrometre
text string i. metin dizgisi
symbol string i. simge katarı
numeric string i. sayısal katar
numeric string i. sayısal dizgi
symbol string i. simge dizgisi
plummet string i. şakul iplik
drill string i. sondaj dizisi
string vest i. tire fanila
vibrating string i. vibrasyonlu tel
bow string i. yay kirişi
string insulator unit i. zincir izolatör birim
string insulator i. zincir izolatör
string insulator unit i. zincir izolatör birimi
g-string i. yüksek frekanslı bir tür iletim hattı
Computer
search string i. arama dizesi
alphabetical string i. abecesel damga dizgisi
alphabetical string i. abecesel dizgi
alphabetic string i. alfabetik dizgi
adapter string i. bağdaştırıcı dizesi
adapter string i. bağdaştırıcı dizisi
empty string i. boş dizgi
null string i. boş katar
bit string i. bit dizgisi
unit string i. birim dizgi
unit string i. birim katar
unknown string i. bilinmeyen dize
null string i. boş dizgi
null string i. boş dizilim
multi string i. çoklu dize
double-quoted string i. çift tırnaklı dizge
string variables i. dizi değişkenleri
other string i. diğer dize
character string i. damga dizgisi
variable string i. değişken dize
string storage i. dize deposu
string number i. dize numarası
string variable i. dizi değişkeni
string option i. dizi seçenekleri
conversion string i. dönüştürme dizesi
string break i. dizgi bitişi
string control byte i. dizilim denetim baytı
string value i. dize değeri
string break i. dizgi kırılması
string length i. dizgi uzunluğu
string storage i. dize depolama birimi
string manipulation i. dizgi işleme
string editor i. dize düzenleyicisi
string processing languages i. dizgi işleme dilleri
invalid class string i. geçersiz sınıf dizini
invalid string i. geçersiz dize
string literal i. harflerden oluşan dizi
second string i. ikinci dize
ia5-string i. ia5-dizesi
bit string i. ikil dizgisi
internal string error i. iç dize hatası
first string i. ilk dize
character string i. karakter dizgisi
character string i. karakter dizesi
character string i. karakter dizilimi
category string i. kategori dizesi
setup string i. kurma dizesi
setup string i. kurma dizisi
text string i. metin dizgisi
text string i. metin dizesi
sample string i. örnek dize
octet string i. sekizli dize
numeric string i. sayısal katar
class string i. sınıf dizini
symbol string i. simge dizilimi
symbol string i. simge dizgisi
symbol string i. simge katarı
numeric string i. sayısal dizgi
test string i. sınama dizesi
ssid string i. ssıd dizesi
string concatenation i. string birleştirme
query string i. sorgu dizesi
single-quoted string i. tek tırnaklı dizge
unicode string i. unicode dize
help string i. yardım dizesi
snobol (string oriented symbolic language) i. karakter zincirlerine yönelik sembolik dil
alphabetical string s. alfabetik karakter katan
edit string expr. dize düzenle
string too long expr. dize çok uzun
string too big expr. dize çok büyük
path string yol dizesi
Informatics
alphabetic string i. alfabetik dizgi
search string i. arama dizgisi
null string i. boş dizgi
unit string i. birim dizgi
character string i. damga dizgisi
string variable i. dizgi değişkeni
string matching i. dizgi eşleme
character string i. karakter dizgisi
sorting string i. sıralama dizgisi
symbol string i. simge dizgisi
approximate string matching i. yakınsak/yaklaşık dizgi eşleştirme
Telecom
bit string i. bit dizgisi
Electric
string electrometer i. kordonlu elektrometre
string insulator unit i. zincir izolatör ünitesi
Television
neck string i. boyun askısı
Textile
ball of string i. yumak
gee string i. bacakların arasından ve belin çevresinden geçen kumaş şeritten oluşan kısa bir don
gee string i. striptizcilerin giydiği bir tür kısa don
Construction
face string i. alınlık
face string i. alınlık kirişi
open string i. basamaklı limon kirişi
wall string i. duvar limon kirişi
string piece i. döşeme kirişi
drill string i. sondaj tertibatı
drill string i. sondaj düzeneği
continuous string i. sürekli limon kirişi
cut string i. merdiven basamaklarını desteklemek için her iki yandan kesilen tahta
Lighting
lighting string i. ışık zinciri
Automotive
string insert tool i. biz
string plug i. lastik onarım fitili
Marine
navel string i. göbek kordonu
Petrol
drill-string motion compensator i. sondaj dizisi hareket dengeleyicisi
Medical
navel string i. göbek kordonu
purse string i. kese ağzı (dikişi)
purse string i. torba ağzı (dikişi)
string of beads appearance i. tespih tanesi görünümü
purse-string operation i. hamilelerde rahim ağzının dikişle kapatılması ameliyatı
Anatomy
string ligament i. dilaltı bağı
Gastronomy
string beans i. ayşekadın fasulye
string bean i. ayşekadın fasülye
string beans i. çalı fasulye
walnuts on a string dipped in starch grape molasses i. cevizli sucuk
string beans i. çalı fasulyesi
low-fat string cheese of erzurum i. civil
string cheese i. dil peyniri
string cheese i. tel peynir
Physics
string theory i. sicim teorisi
string theory i. sicim kuramı
string theory i. string teorisi
string theory i. tel teorisi
bosonic string i. bozonik sicim kuramı
Astronomy
cosmic string i. bazı kozmoloji teorilerine göre büyük patlamanın bir sonucu olarak evrende var olduğu düşünülen uzay-zamandaki tek boyutlu bozukluk
Botanic
string bean i. çalı fasulyesi
string bean i. çalıfasulyesi
Linguistics
terminal string i. bitim zinciri
constituent string i. kurucudizi
terminal string i. sonuç dizgisi
basic string i. taban zinciri
linguistic string i. kelime dizisi
string of word i. kelime dizisi
word string i. kelime dizisi
Sport
the first string i. as kadro
the first string i. as takım
the first string i. bir klubün as takımı
the first string i. ilk beş
the first string i. ilk onbir
string line i. (bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
string line i. bilardo masasında lastikli iç kenarlara paralel çizilen dört çizgiden biri
string line i. çizgilerle sınırlamaların yapıldığı bir tür bilardo oyunu
head string i. bilardoda oyuna başlama noktasından geçen çizgi
first string i. ana kadro
first string i. as oyuncu kadrosu
first string i. sahaya çıkan oyuncu kadrosu
first-string i. ana kadro
first-string i. as oyuncu kadrosu
first-string i. sahaya çıkan oyuncu kadrosu
second string i. yedek oyuncular
first-string s. ana kadroda olan
first-string s. (oyuncu) as
first-string s. (oyuncu) en iyi
first-string s. (oyuncu) gözde
first-string s. (oyuncu) en başarılı
first-string s. birinci sınıf
first-string s. birinci kalite
second-string s. yedek kulübesinde oturan
second-string s. yedek
second-string s. bireysel sporlarda bir takımın ikinci tercihi olan
second-string s. ikinci
second-string s. geri
Baseball
pull the string f. (beyzbolda top atıcı) yavaş veya hız değiştirici bir atış yapmak
pull the string f. temel atıştan daha yavaş bir atış yapmak
pull the string f. gerekli olan hızın altında bir atış yapmak
Art
string art i. filografi
string art i. filografi
string instrument i. yaylı çalgı
Music
the string section i. (çello, keman veya piyano gibi) telli çalgılar
the string section i. (çello, keman veya piyano gibi) telli enstrümanları çalan müzisyen
lowest note string i. bamteli
turkish string instrument i. çöğür
four string musical instrument i. dört telli müzik aleti
an indian traditional string instrument i. dilruba
nylon string guitar i. klasik gitar
violin string i. kiriş
g string i. kemanın sol en kalın teli
gut string guitar i. klasik gitar
string models i. string modelleri
string gauges i. tel kalınlıkları
string instrument i. telli müzik aleti
string orchestra i. yaylı sazlar orkestrası
string instrument i. yaylı saz
string quartet i. yaylı sazlar dörtlüsü
string quartet i. yaylı çalgılar dörtlüsü
string gauge i. (gitarda) tel kalınlığı
string instruments i. yaylı çalgılar
string instruments i. telli çalgılar
g-string i. g'ye akortlu tel
Slang
string bean i. fasulye sırığı gibi kimse
string bean i. sırık gibi kimse
string bean i. leylek gibi kimse
string bean i. uzun ince tip
string bean i. upuzun incecik kimse
British Slang
banjo string i. penis zarı
Star Wars
zareca string i. zareca dizilimi