Geçmiş

taze

"taze" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	taze f.	elektroşok tabancasıyla etkisiz hale getirmek

"taze" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	taze	fresh s.
General
2	Genel	taze	warm s.
3	Genel	taze	as fresh as a daisy s.
4	Genel	taze	tender s.
5	Genel	taze	green s.
6	Genel	taze	sweet s.
7	Genel	taze	recent s.
8	Genel	taze	good s.
9	Genel	taze	crisp s.
10	Genel	taze	new s.
11	Genel	taze	raw s.
12	Genel	taze	verdant s.
13	Genel	taze	country s.
14	Genel	taze	hot s.
15	Genel	taze	maiden s.
16	Genel	taze	young s.
17	Genel	taze	youthful s.
18	Genel	taze	dewy s.
19	Genel	taze	fresh s.
20	Genel	taze	crispy s.
21	Genel	taze	verdurous s.
22	Genel	taze	caller (scotland) s.
23	Genel	taze	added s.
24	Genel	taze	unhackneyed s.
25	Genel	taze	late s.
26	Genel	taze	youngthly [obsolete] s.
27	Genel	taze	youthly s.
28	Genel	taze	maiden s.
29	Genel	taze	vernal s.
30	Genel	taze	clean s.
31	Genel	taze	fangled [obsolete] s.
32	Genel	taze	unstale s.
33	Genel	taze	fire-new s.
34	Genel	taze	roscid s.
35	Genel	taze	freshly zf.
36	Genel	taze	newly zf.
Idioms
37	Deyim	taze	fresh as a daisy s.
Technical
38	Teknik	taze	fresh s.
Meteorology
39	Meteoroloji	taze	fresh i.
Archaic
40	Eski Kullanım	taze	youthsome s.
Slang
41	Argo	taze	off the hook s.

"taze" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 336 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	taze soğan	scallion i.
2	Yaygın Kullanım	taze fasulye	green beans i.
General
3	Genel	taze besin	fresh food i.
4	Genel	taze meyvelerin yiyilebilen kısmı	sarcocarp i.
5	Genel	meraklı taze	snoop i.
6	Genel	taze fasulye	green bean i.
7	Genel	taze fasulye	french bean i.
8	Genel	taze kan	a shot in the arm i.
9	Genel	taze soğan	shallot i.
10	Genel	taze taze	quite fresh i.
11	Genel	taze kan	fresh blood i.
12	Genel	taze kan	new blood i.
13	Genel	taze fasulye	fresh bean i.
14	Genel	taze ekmek	fresh bread i.
15	Genel	taze kişniş	fresh coriander i.
16	Genel	taze meyva	fresh fruit i.
17	Genel	taze hava	fresh air i.
18	Genel	taze sıkılmış meyve suyu	fresh-squeezed fruit juice i.
19	Genel	taze ekmek	freshly-baked bread i.
20	Genel	taze sıkılmış portakal suyu	fresh-squeezed orange juice i.
21	Genel	taze ekmek kokusu	smell of freshly-baked bread i.
22	Genel	taze döküm kumu	new sand i.
23	Genel	taze ürünler	fresh products i.
24	Genel	taze hava ihtiyacı	fresh air need i.
25	Genel	taze haldeki/hali	fresh state i.
26	Genel	taze hal	fresh state i.
27	Genel	taze ceviz	fresh walnut i.
28	Genel	hawai'de taze çiçeklerden yapılan taç	haku i.
29	Genel	taze çilek	fresh strawberry i.
30	Genel	taze çay	fresh tea i.
31	Genel	taze fasulye	string beans i.
32	Genel	taze fasulye	runner beans (uk) i.
33	Genel	taze fasulye	green beans (us) i.
34	Genel	taze fasulye	french beans i.
35	Genel	taze fasulye	snap beans i.
36	Genel	taze kahve	fresh coffee i.
37	Genel	taze mısır	fresh corn i.
38	Genel	taze nane	fresh mint i.
39	Genel	taze pasta	fresh cake i.
40	Genel	taze sıkılmış portakal suyu	freshly-squeezed orange juice i.
41	Genel	taze hurma	fresh date i.
42	Genel	taze kekik	fresh thyme i.
43	Genel	taze olma	new i.
44	Genel	üzeri taze meyve kaplı bir pasta	a cake topped off with fresh fruit i.
45	Genel	taze ürün	youngster i.
46	Genel	fikrin taze olduğu dönem	youth i.
47	Genel	işlenmiş et ürünlerinin taze görünümü	bloom i.
48	Genel	çok küçük ve ince taze fasulye	haricot vert i.
49	Genel	çok küçük ve ince taze fasulye	haricots verts i.
50	Genel	zarif, düzenli veya taze görünüm	mense [dialect] [uk] i.
51	Genel	taze kan	young blood i.
52	Genel	(eti taze satışa uygun olmayan) hayvan	chopper [australia/new zealand] i.
53	Genel	taze meyve sebzeler	green groceries i.
54	Genel	süs olarak kullanılan taze bitki yaprakları	greens i.
55	Genel	taze sebze meyve standı	green-stall i.
56	Genel	simya potasını taze malzemeyle besleme	cibation [obsolete] i.
57	Genel	çok ince doğranmış taze soğan, domates, nane, maydanoz ve bulgurla yapılan bir çeşit lübnan salatası	tabouli i.
58	Genel	taze salatalık	pickle [dialect] i.
59	Genel	taze bahçe sebzeleri	sass i.
60	Genel	taze bahçe sebzeleri	garden sass i.
61	Genel	taze olan şey	dew i.
62	Genel	taze balık yakalanıp pişirilen piknik	fish fry i.
63	Genel	taze fasulye	phasel [obsolete] i.
64	Genel	kaynatılmış taze şarap	cuit [obsolete] i.
65	Genel	kaynatılmış taze şarap	cute i.
66	Genel	bir bitkiden yapılan taze gıda	succulence i.
67	Genel	bir bitkiden yapılan taze gıda	succulency i.
68	Genel	bitkiden yapılan taze gıda veya sulu yiyecek	succulent i.
69	Genel	tüketiciye taze olarak sunulmak	be supplied to the consumer as fresh f.
70	Genel	taze kalmak	remain fresh f.
71	Genel	taze hava vermek	ventilate f.
72	Genel	taze otla beslemek	soil f.
73	Genel	taze tutmak	keep fresh f.
74	Genel	taze kana ihtiyaç duymak	need new blood f.
75	Genel	taze bir güçle yenilemek	reenforce [obsolete] f.
76	Genel	taze bir güçle tekrarlamak	reenforce [obsolete] f.
77	Genel	taze bir güçle tekrarlamak	reinforce [obsolete] f.
78	Genel	taze veya ilk haliyle kalmak	preserve f.
79	Genel	taze görünüme kavuşmak	freshen f.
80	Genel	(istiridyeleri, midyeleri) daha taze suya koymak	freshen f.
81	Genel	taze ve sulu (meyve vb)	succulent s.
82	Genel	daha taze	fresher s.
83	Genel	kadar taze	as fresh as s.
84	Genel	taze (haber vb)	hot s.
85	Genel	her dem taze (ağaç/çalı)	evergreen s.
86	Genel	en taze	freshest s.
87	Genel	taze (hava)	fresh s.
88	Genel	taze (haber)	red-hot s.
89	Genel	çok taze	red hot s.
90	Genel	taze demlenmiş	freshly brewed s.
91	Genel	taze sıkılmış	freshly-squeezed s.
92	Genel	taze yapılmış	new-made s.
93	Genel	en taze	youngest s.
94	Genel	her zaman taze ve canlı kalan	evergreen s.
95	Genel	taze çıkmış	hot s.
96	Genel	(bitki) taze	green s.
97	Genel	(yara) taze	green s.
98	Genel	taze olmayan	dry s.
99	Genel	taze tutulan	preserved s.
100	Genel	taze bir şekilde	crisply zf.
101	Genel	taze bir şekilde	greenly zf.
102	Genel	taze bir şekilde	youthfully zf.
103	Genel	taze şekilde	fresh zf.
Phrasals
104	Öbek Fiiller	(belli bir zamana) kadar taze durmak/kalmak	keep until (some point in time) f.
Phrases
105	İfadeler	hafızalarda taze	fresh in the minds s.
Colloquial
106	Konuşma Dili	akla yeni gelen, taze bir fikir, şarkı veya şaka	newie i.
107	Konuşma Dili	taze kan	a shot in the arm i.
108	Konuşma Dili	taze sebzeler	green goods i.
109	Konuşma Dili	taze (olay, haber)	red-hot s.
110	Konuşma Dili	taze (haberler)	hot off the press s.
111	Konuşma Dili	taze (haberler)	hot off the presses s.
112	Konuşma Dili	oldukça taze	freshish s.
Idioms
113	Deyim	taze kan	fresh blood i.
114	Deyim	taze soluk	fresh blood i.
115	Deyim	meraklı taze	nosy/nosey parker i.
116	Deyim	taze bir başlangıç	a fresh start i.
117	Deyim	taze başlangıç	fresh start i.
118	Deyim	taze kan	new blood i.
119	Deyim	meraklı taze	a nosy parker [uk] i.
120	Deyim	taze bir nefes	breath of fresh air i.
121	Deyim	oyuna sonradan girip taze bir enerji getiren oyuncular	fresh legs i.
122	Deyim	taze kan	(some) new blood i.
123	Deyim	bir şeyin taze olup olmadığını anlamak için koklama/koku testi yapma	sniff test i.
124	Deyim	taze bitmek	be fresh out of something f.
125	Deyim	taze bir başlangıç yapmak	make a fresh start f.
126	Deyim	taze haber olmak	be hot off the press f.
127	Deyim	taze dedikodu olmak	be hot off the press f.
128	Deyim	taze bitmek	be fresh out of f.
129	Deyim	(bir şeye) yeni/taze bir soluk getirmek	breathe (new) life into (something) f.
130	Deyim	çok taze	fresh as a daisy s.
131	Deyim	çiçek kadar taze	fresh as a daisy s.
132	Deyim	taze bitmiş	fresh out s.
133	Deyim	çiçek kadar taze	as fresh as a daisy expr.
134	Deyim	çok taze	as fresh as a daisy expr.
135	Deyim	henüz hafızalarda taze	within living memory expr.
136	Deyim	henüz hafızalarda taze	in living memory expr.
137	Deyim	taze bir nefes (gibi)	(like) a breath of fresh air expr.
138	Deyim	taze zamanlarda	in the first flush expr.
139	Deyim	'-in taze zamanlarında	in the flush of expr.
Speaking
140	Konuşma	taze meyve sebze yiyor musunuz?	do you eat fresh fruit and vegetables? expr.
141	Konuşma	sebzeler taze mi, dondurulmuş mu?	are the vegetables fresh or frozen? expr.
Trade/Economic
142	Ticaret/Ekonomi	taze sermaye	fresh capital i.
143	Ticaret/Ekonomi	taze para	fresh money i.
144	Ticaret/Ekonomi	taze yiyecek ve içecek tedarik etmek	reprovision f.
145	Ticaret/Ekonomi	taze yiyecek ve içecek stoklamak	reprovision f.
146	Ticaret/Ekonomi	tüketiciye taze olarak arzedilen	supplied to the consumer as fresh s.
Technical
147	Teknik	güçlendirilmiş taze hava sistemi	powered fresh air system i.
148	Teknik	taze hava kanalı	fresh air duct i.
149	Teknik	taze hava	clean air i.
150	Teknik	taze istim	live steam i.
151	Teknik	taze hava vantilatörü	fresh air ventilator i.
152	Teknik	taze hava hazırlama cihazı	make up air unit i.
153	Teknik	taze yağ	fresh oil i.
154	Teknik	taze havayla soğutma	fresh air cooling i.
155	Teknik	taze kalıp	green mould i.
156	Teknik	taze su soğutması	fresh water cooling i.
157	Teknik	taze hava girişi	fresh air inlet i.
158	Teknik	taze hava borusu	fresh air pipe i.
159	Teknik	taze hava fanı	fresh air fan i.
160	Teknik	taze martensit	fresh martensite i.
161	Teknik	taze hava oranı	fresh air make up i.
162	Teknik	taze hava kanalı	clean air duct i.
163	Teknik	taze buhar ani kapama ventili	main stop valve i.
164	Teknik	taze beton	freshly mixed concrete i.
165	Teknik	taze hava hortumu	fresh air hose i.
166	Teknik	taze harç	fresh mortar i.
167	Teknik	taze hava girişi	fresh-air intake i.
168	Teknik	taze hava vantilatörü	forced draft fan i.
169	Teknik	taze boya	wet-paint i.
170	Teknik	taze buhar basıncı	live steam pressure i.
171	Teknik	taze buhar hattı	live steam piping i.
172	Teknik	türbin girişinde taze buhar basıncı	turbine stop valve pressure i.
173	Teknik	taze buhar bölgesi	live steam space i.
174	Teknik	taze döküm kumu	greensand i.
175	Teknik	taze hava	fresh air i.
176	Teknik	taze hava vantilatörü	fresh air fan i.
177	Teknik	taze ürün	shelf-life i.
178	Teknik	taze hava emme deliği	fresh air inlet i.
179	Teknik	taze buhar	live steam i.
180	Teknik	taze beton	fresh concrete i.
181	Teknik	taze hava ünitesi	fresh air unit i.
182	Teknik	taze hava ızgarası	fresh air grille i.
183	Teknik	taze hava bacası	fresh air flue i.
184	Teknik	taze harç	green mortar i.
185	Teknik	(taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek	piece f.
Construction
186	İnşaat	taze dökülmüş betonun tesviyesinde kullanılan ahşap alet	template i.
187	İnşaat	sertleşmemiş taze harç karışımları	non-hardened wet mixed mortars i.
188	İnşaat	sıkıştırılmış taze beton	compacted fresh concrete i.
189	İnşaat	taze harcın işlenebilme ve düzeltilme süresi	workable life and correction time of fresh mortar i.
190	İnşaat	taze beton	unset concrete i.
191	İnşaat	taze harç	freshly applied mortar i.
192	İnşaat	taze beton kıvamı	consistency of fresh concrete i.
193	İnşaat	taze beton	fresh concrete i.
194	İnşaat	taze beton rötresi	plastic shrinkage i.
195	İnşaat	taze harç	green mortar i.
196	İnşaat	taze harç kıvamı	consistence of fresh mortar i.
197	İnşaat	taze beton rötre çatlağı	plastic shrinkage cracks i.
198	İnşaat	taze betondan numune alma	sampling of fresh concrete i.
199	İnşaat	taze beton deneyi	fresh concrete test i.
200	İnşaat	taze betonun dikey yüzeyindeki çıkıntı	belly i.
201	İnşaat	taze harç derzlerini taşlarla doldurmak	garret f.
Dyeing
202	Boyacılık	taze dökme demir renginde	iron-gray i.
203	Boyacılık	taze dökme demir renginde	iron-grey i.
204	Boyacılık	taze ahududu kırmızısı	bright-red s.
205	Boyacılık	taze çimen renginde	dark-green s.
206	Boyacılık	taze çimen renginde	light-green s.
Automotive
207	Otomotiv	taze çatlak	incipient crack i.
Marine
208	Denizcilik	taze su	fresh water i.
209	Denizcilik	taze su merceği	freshwater lens i.
Medical
210	Medikal	taze gaz akımı	fresh gas flow i.
211	Medikal	taze donmuş plazma	fresh frozen plasma i.
212	Medikal	(dokulara) kaynaşmayı ve iyileşmeyi teşvik için taze yüzey kazandırmak	freshen f.
213	Medikal	taze hazırlanmış	freshly prepared s.
Veterinary
214	Veterinerlik	(sığırlarda) yeni bitmiş taze otlarla beslenmekten kaynaklanabilen ve ölüm oranı yüksek olan akut bir solunum hastalığı	fog fever i.
Food Engineering
215	Gıda	dondurulmuş taze fasulye	frozen green beans i.
216	Gıda	fermente süt ve taze peynir	fermented milk and fresh cheese i.
217	Gıda	kurutulmamış (taze) makarna	fresh pasta i.
218	Gıda	taze meyve suyu ilavesi	cut back i.
219	Gıda	taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz	yorker i.
220	Gıda	taze dondurulmuş	fresh-frozen s.
221	Gıda	taze soğutulmuş	fresh-chilled s.
222	Gıda	(et) taze	green s.
Gastronomy
223	Mutfak	hafif baharatlı taze veya tütsülenmiş sosis	thuringer i.
224	Mutfak	genellikle taze ve yağlı inek sütünden yapılan hafif yarı yumuşak açık sarı renkli peynir	trappist cheese i.
225	Mutfak	genellikle taze ve yağlı inek sütünden yapılan hafif yarı yumuşak açık sarı renkli peynir	port salut i.
226	Mutfak	genellikle taze ve yağlı inek sütünden yapılan hafif yarı yumuşak açık sarı renkli peynir	port du salut i.
227	Mutfak	dondurulmuş taze fasulye	frozen green bean i.
228	Mutfak	etli taze fasulye	green beans with meat i.
229	Mutfak	etli taze fasulye	runner beans with slices of lamb i.
230	Mutfak	etli taze bamya	okra with meat i.
231	Mutfak	kurutulmuş taze fasulye	dehydrated green bean i.
232	Mutfak	kurutulmuş taze fasulye	dried green bean i.
233	Mutfak	kuru taze fasulye	dried green bean i.
234	Mutfak	taze biber	fresh pepper i.
235	Mutfak	taze biber	green pepper i.
236	Mutfak	taze kaşar	fresh kasar cheese i.
237	Mutfak	taze peynir	fresh cheese i.
238	Mutfak	taze mısır çorbası	indian corn in clear soup i.
239	Mutfak	taze soğan	scallion i.
240	Mutfak	taze incir	fresh fig i.
241	Mutfak	taze siyah havyar	fresh caviar i.
242	Mutfak	taze enginar	fresh artichoke i.
243	Mutfak	taze soğan	spring onions i.
244	Mutfak	taze kaşar	fresh kasseri i.
245	Mutfak	taze piliç	fresh chicken i.
246	Mutfak	taze fasulye	green beans i.
247	Mutfak	taze bakla	fresh broad bean i.
248	Mutfak	taze bezelye	fresh peas i.
249	Mutfak	taze bezelye	green peas i.
250	Mutfak	taze meyve sepeti	fresh fruit basket i.
251	Mutfak	taze bezelye	fresh pea i.
252	Mutfak	taze balık	fresh fish i.
253	Mutfak	taze sebze	fresh vegetable i.
254	Mutfak	taze fasülye	green beans i.
255	Mutfak	taze ekmek	fresh bread i.
256	Mutfak	taze bamya	fresh okra i.
257	Mutfak	taze soğan	green onion i.
258	Mutfak	taze kaşar	fresh cheese i.
259	Mutfak	taze meyve	fresh fruits i.
260	Mutfak	taze soğan	green bunching onion i.
261	Mutfak	taze simit	fresh bagel i.
262	Mutfak	taze soğan	spring onion i.
263	Mutfak	taze soğan	jibbons i.
264	Mutfak	taze ve tütsülenmemiş ringa balığı	white herring i.
265	Mutfak	taze ahududu tanelerinden yapılıp peşmelba, meyveli dondurma ile servis edilen tatlı bir sos	melba sauce i.
266	Mutfak	marul, roka, hindiba gibi taze ve yeşil yapraklı sebzelerin karışımı	mesclun i.
267	Mutfak	marul, roka, hindiba gibi taze ve yeşil yapraklı sebzelerle yapılan salata	mesclun i.
268	Mutfak	taze sebze karışımı	bouquetiere i.
269	Mutfak	taze veya tatlandırıcı toz olarak kullanılan zencefil kökü	ginger i.
270	Mutfak	üzeri kalın hamurlu taze meyve katmanından meydana gelen bir fırın tatlısı	clafouti i.
271	Mutfak	tatlıdan sonra servis edilen taze meyve	dessert [uk] i.
272	Mutfak	kaynatılmış taze şarap	cute i.
273	Mutfak	geleneksel fast food'a kıyasla daha taze ve sağlıklı ayaküstü yemek	fast casual i.
274	Mutfak	taze gıda	fresh foods i.
275	Mutfak	taze çilekli dondurma	strawberry ice cream i.
276	Mutfak	(taze fasulyeleri) pişirmeden önce ince dilimler halinde kesmek	french f.
277	Mutfak	domates sosu, fesleğen ve taze mozzarella peyniri ile yapılan	margherita s.
278	Mutfak	taze sebzelerle süslenerek servis edilen	primavera s.
Chemistry
279	Kimya	taze bitkilerle hazırlanan alkollü tentür	alcoholature i.
280	Kimya	(organizma, taze doku) öldürmek	fix f.
281	Kimya	(organizma, taze doku) sertleştirmek	fix f.
282	Kimya	(organizma, taze doku) korumak	fix f.
Marine Biology
283	Deniz Biyolojisi	taze avrupa tirsibalığı	chad i.
284	Deniz Biyolojisi	taze yemden kesme	weaning i.
285	Deniz Biyolojisi	taze kömür balığı	sea salmon i.
286	Deniz Biyolojisi	taze donmuş	fresh frozen s.
Botanic
287	Botanik	taze beyaz şalgamın yumuşak yaprakları	turnip greens i.
288	Botanik	taze beyaz şalgamın yumuşak yaprakları	turnip tops i.
289	Botanik	taze sarı şalgam gibi kokan bir kabuğu olan, avustralya'da yetişen bir gül ağacı	turnipwood (dysoxylum fraserianum) i.
290	Botanik	taze sarı şalgam gibi kokan bir kabuğu olan, avustralya'da yetişen bir gül ağacı	rosewood i.
291	Botanik	taze sarı şalgam gibi kokan bir kabuğu olan, avustralya'da yetişen bir gül ağacı	australian rose mahogany i.
292	Botanik	tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki	tassel flower (amaranthus caudatus) i.
293	Botanik	tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki	velvet flower i.
294	Botanik	tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki	love-lies-bleeding i.
295	Botanik	taze güllerden elde edilen uçucu kokulu bir yağ	attar of roses i.
296	Botanik	taze fasulye benzeri yenebilir çekirdekleri olan yaprak dökmeyen kısmen odunsu bir güney afrika sarmaşığı	dipogon lignosus i.
297	Botanik	taze sarı fasulye	yellow bean i.
298	Botanik	taze sarı fasulye	wax bean i.
299	Botanik	keklik üzümünün taze yaprakları	youngsters [dialect] i.
300	Botanik	ekmeklik buğdayın gıda takviyesi olarak kullanılan taze yaprakları	wheatgrass i.
301	Botanik	ekmeklik buğdayın hayvanlar ve insanlarca tüketilen taze yaprakları	wheatgrass i.
302	Botanik	salata veya yemek için kullanılan taze yapraklar	healing herb i.
303	Botanik	afrika ve avustralya'ya özgü herdem taze çiçekleri olan bitki ve çalıları içeren bir bitki cinsi	genus helichrysum i.
304	Botanik	şerbetçiotunun taze strobili	brush i.
305	Botanik	taze bezelye	garden pea plant i.
306	Botanik	taze bezelye	common pea i.
307	Botanik	taze bezelye	pisum sativum i.
308	Botanik	yenebilir taze filizler veren, eski dünya'ya özgü bir bitki	bath asparagus (ornithogalum pyrenaicum) i.
309	Botanik	yenebilir taze filizler veren, eski dünya'ya özgü bir bitki	pyrenees star of bethlehem (ornithogalum pyrenaicum) i.
310	Botanik	yenebilir taze filizler veren, eski dünya'ya özgü bir bitki	prussian asparagus (ornithogalum pyrenaicum) i.
311	Botanik	(uyarıcı olarak da çiğnenen) taze betel yaprakları	paan i.
312	Botanik	taze fasulye	snap i.
313	Botanik	taze fasulye	snap bean i.
314	Botanik	taze fasulye	snapper i.
315	Botanik	yumuşak kabuklu bir taze bezelye çeşidi	snow pea i.
316	Botanik	sultani bezelyenin yenebilir taze kabuğu	snow pea i.
317	Botanik	taze dalların yaşlılarının yerini alması için (yaşlı bitkileri) budamak	renovate f.
Agriculture
318	Tarım	taze bezelyeleri kabuklarından ve dallarından ayıran makine	viner i.
319	Tarım	taze gübre	green manure i.
320	Tarım	kümes hayvanlarını veya tavşanları taze çimlerin üzerinde dolaştırmak için kümes veya kafese takılan taşınabilir küçük tel parmaklık	fold [uk] i.
321	Tarım	taze gübreyle gübrelemek	green-manure f.
Breeding
322	Hayvancılık	taze mezbaha dana derileri	green calf skins i.
323	Hayvancılık	taze yem	fresh feed i.
324	Hayvancılık	hayvanlara verilen taze kesilmiş yem	green chop i.
Fishery
325	Balıkçılık	taze ringa balığı için kullanılan bir ingiliz hacim birimi	cran i.
Environment
326	Çevre	taze kar	fresh snow i.
Geology
327	Jeoloji	bir su kütlesinde taze üst katmanı yüksek yoğunluklu çözünmüş katı ve sıvılardan oluşan alt katmandan ayıran sınır	chemocline i.
Military
328	Askeri	kuru ya da taze ağaç dallarının düşmana doğru dizilmesiyle oluşan savunma hattı	abattis i.
Archaic
329	Eski Kullanım	meraklı taze	quidnunc i.
Entomology
330	Böcek Bilimi	yumurtlamayıp doğurduğu larvalarını taze ete bırakan sarcophaga cinsi çeşitli sineklere verilen ad	meat fly i.
Slang
331	Argo	meraklı taze	dick tracy i.
332	Argo	taze gübre yığını	meadow muffin i.
333	Argo	taze hayvan boku yığını	meadow muffin i.
334	Argo	taze inek boku yığını	meadow muffin i.
335	Argo	taze hayvan boku öbeği	meadow muffin i.
336	Argo	taze mahkum	fish i.