Geçmiş

the rough

"the rough" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Sport
1	Spor	the rough i.	golf sahasında topla vurmayı zorlaştıran, uzun otlarla kaplı alan

"the rough" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	rough the wrong way f.	tahrik etmek
2	Genel	rough the wrong way f.	kızdırmak
3	Genel	rough the wrong way f.	sinirlendirmek
4	Genel	in the rough zf.	kaba taslak durumda
5	Genel	in the rough zf.	işlenmemiş durumda
6	Genel	in the rough zf.	aşağı yukarı
7	Genel	the crossing was rough expr.	gemi karşıya geçerken çok sallandı
8	Genel	the crossing was rough expr.	gemi çok sallandı
9	Genel	in the rough expr.	gündelik durumda
10	Genel	in the rough expr.	her zamanki gibi
Colloquial
11	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges i.	akşamdan kalma
12	Konuşma Dili	a diamond in the rough i.	aslen iyi ancak tavırları kibar ve zarif olmayan biri
13	Konuşma Dili	diamond in the rough i.	aslen iyi ancak tavırları kibar ve zarif olmayan biri
14	Konuşma Dili	diamond in the rough i.	eğitilmemiş/yontulmamış insan
15	Konuşma Dili	a diamond in the rough i.	eğitilmemiş/yontulmamış insan
16	Konuşma Dili	diamond in the rough i.	işlenmemiş elmas
17	Konuşma Dili	a diamond in the rough i.	işlenmemiş cevher
18	Konuşma Dili	diamond in the rough i.	işlenmemiş cevher
19	Konuşma Dili	a diamond in the rough i.	işlenmemiş elmas
20	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges i.	kaba saba
21	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges expr.	görgüsüz
22	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges expr.	kültürsüz
23	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges expr.	kaba ama iş görür
24	Konuşma Dili	(a little/bit) rough around the edges expr.	vasat ama işe yarar
Idioms
25	Deyim	a lick with the rough side of the tongue i.	sert bir dille eleştirme/yerme
26	Deyim	a lick with the rough side of the tongue i.	verip veriştirme
27	Deyim	a lick with the rough side of the tongue i.	haşlama
28	Deyim	a lick with the rough side of the tongue i.	paylama
29	Deyim	a lick with the rough side of the tongue i.	ağzına geleni söyleme
30	Deyim	the rough and tumble of politics i.	siyasetteki çekişme/kavga
31	Deyim	the rough end of the pineapple [australia/new zealand] i.	işin en zor kısmı
32	Deyim	the rough end of the pineapple [australia/new zealand] i.	bir şeyin angaryası
33	Deyim	the rough end of the pineapple [australia/new zealand] i.	kötü/haksız muamele
34	Deyim	the rough end of the pineapple [australia/new zealand] i.	kötü niyetli muamele
35	Deyim	the rough side of one's tongue i.	sözlü saldırı
36	Deyim	the rough side of one's tongue i.	azar
37	Deyim	the rough side of one's tongue i.	tekdir
38	Deyim	the rough side of one's tongue i.	paylama
39	Deyim	the rough side of one's tongue i.	sert sözler
40	Deyim	the rough side of one's tongue i.	sitem
41	Deyim	the rough edge (or side) of your tongue i.	azar
42	Deyim	the rough edge (or side) of your tongue i.	kalayı basma
43	Deyim	the rough edge (or side) of your tongue i.	sert bir dille eleştirme
44	Deyim	the rough edge (or side) of your tongue i.	paylama
45	Deyim	the rough edge of (one's) tongue i.	azar
46	Deyim	the rough edge of (one's) tongue i.	kalayı basma
47	Deyim	the rough edge of (one's) tongue i.	sert bir dille eleştirme
48	Deyim	the rough edge of (one's) tongue i.	paylama
49	Deyim	give somebody the rough side of one's tongue f.	azarlamak
50	Deyim	get the rough edge of someone's tongue f.	azarlanmak
51	Deyim	have the rough edge of someone's tongue f.	azarlanmak
52	Deyim	take the rough with the smooth f.	hayatı olduğu gibi kabul etmek
53	Deyim	give the rough edge of one's tongue f.	hatasından dolayı azarlamak
54	Deyim	give somebody the rough side of one's tongue f.	kalayı basmak
55	Deyim	give the rough edge of one's tongue f.	kalayı basmak
56	Deyim	have the rough edge of someone's tongue f.	sert bir dille eleştirilmek
57	Deyim	have the rough edge of someone's tongue f.	şiddetle kınamak
58	Deyim	give the rough edge of one's tongue f.	sert bir dille eleştirmek
59	Deyim	get the rough edge of someone's tongue f.	şiddetle kınamak
60	Deyim	give the rough edge of one's tongue f.	sivri dilli olmak
61	Deyim	get the rough edge of someone's tongue f.	sert bir dille eleştirilmek
62	Deyim	give the rough edge of one's tongue f.	şiddetle kınamak
63	Deyim	take the rough with the smooth f.	(zorluğu vb.) oldugu gibi kabul etmek
64	Deyim	give (someone) the rough side of (one's) tongue f.	(birini) azarlamak
65	Deyim	give (someone) the rough side of (one's) tongue f.	(birini) kalaylamak
66	Deyim	give (someone) the rough side of (one's) tongue f.	(birine) sert bir dille konuşmak
67	Deyim	give (someone) the rough side of (one's) tongue f.	(birini) sert bir dille/şiddetle eleştirmek
68	Deyim	give someone the rough side of your tongue [uk] f.	birini azarlamak
69	Deyim	give someone the rough side of your tongue [uk] f.	birini kalaylamak
70	Deyim	give someone the rough side of your tongue [uk] f.	birine sert bir dille konuşmak
71	Deyim	give someone the rough side of your tongue [uk] f.	birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek
72	Deyim	give someone the rough edge of your tongue [uk] f.	birini azarlamak
73	Deyim	give someone the rough edge of your tongue [uk] f.	birini kalaylamak
74	Deyim	give someone the rough edge of your tongue [uk] f.	birine sert bir dille konuşmak
75	Deyim	give someone the rough edge of your tongue [uk] f.	birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek
76	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	kaba ama iş görür
77	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	vasat ama işe yarar
78	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	kusursuz değil ama iş görür
79	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	bakımsız ama kullanılabilir durumda
80	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	kaba saba
81	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	eğitimsiz
82	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	incelikten/kibarlıktan yoksun
83	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	görgüsüz
84	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	kültürsüz
85	Deyim	(a little/bit) rough around the edge s.	akşamdan kalma
86	Deyim	rough around the edges s.	vasat
87	Deyim	rough around the edges s.	mükemmel değil
88	Deyim	rough around the edges s.	biraz kusurlu
89	Deyim	rough around the edges s.	kaba saba
90	Deyim	rough around the edges s.	görgüsüz
91	Deyim	rough around the edges s.	kültürsüz
92	Deyim	the rough and tumble of something expr.	bir şeyin hırgürü
93	Deyim	in the rough expr.	rahat olmayan
94	Deyim	in the rough expr.	rahatsız
Speaking
95	Konuşma	when the going gets rough expr.	işler zorlaştığında
96	Konuşma	when the going gets rough expr.	işler güçleşince
97	Konuşma	if the going gets rough expr.	işler zorlaşırsa
98	Konuşma	if the going gets rough expr.	işler zorlaşınca
99	Konuşma	when the going gets rough expr.	işler zorlaşınca