Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yüzeye yakın | close s. |
Genel | yüzeye yakın | fleet [dialect] zf. |
Geography | ||
Coğrafya | yüzeye yakın | near-surface s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | saman yığınına yağmur suyu girmemesi için yüzeye yakın samanları çapraz yerleştirme | haystack dressing i. |
Genel | yüzeye yakın toprak | grass roots i. |
Genel | yüzeye yakın çalışmış | surface s. |
Technical | ||
Teknik | yüzeye yakın işaret | scorch i. |
Mining | ||
Maden | yüzeye en yakın geçit veya katmanın kenarı | back i. |
Maden | yüzeye yakın dikey fay | ramp i. |
Maden | kömürün (ışığa veya yüzeye yakın olan) en üst tabakası | day-coal i. |
Maden | yüzeye yakın olan | opencast s. |
Medical | ||
Medikal | yüzeye yakın kan damarında küçük kesik açma | cutdown i. |
Anatomy | ||
Anatomi | bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan iki venden her biri | saphenous i. |
Anatomi | bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan venler | saphenous veins i. |
Anatomi | bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan | saphenous s. |
Zoology | ||
Zooloji | (deniz yaşamında) yüzeye yakın yaşayan | pelagic s. |
Zooloji | (deniz yaşamında) yüzeye yakın gelişen | pelagic s. |