yolu - Türkçe İngilizce Sözlük

yolu

"yolu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
yolu port i.

"yolu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
su yolu waterway i.
The cargo ship sailed along the waterway.
Kargo gemisi, su yolu boyunca ilerledi.

More Sentences
tren yolu railroad i.
I cross the railroad tracks every morning.
Her sabah tren yolundan geçiyorum.

More Sentences
General
özel araba yolu driveway i.
Tom's car is parked in the driveway.
Tom'un arabası özel araba yoluna park ediliyor.

More Sentences
kaçış yolu escape i.
He looked for every possible means of escape.
Mümkün olan her türlü kaçış yolunu aradı.

More Sentences
ticaret yolu trade route i.
However, these governing bodies only oversee trade routes, primarily.
Bununla birlikte, bu yönetim organları yalnızca ticaret yollarını denetler.

More Sentences
su yolu watercourse i.
The engineers constructed a new watercourse.
Mühendisler yeni bir su yolu inşa ettiler.

More Sentences
araba yolu drive i.
In America, cars drive on the right side of the road.
Amerika'da arabalar yolun sağ tarafından giderler.

More Sentences
çıkış yolu outlet i.
Moreover, we must look for outlets for our waste.
Dahası, atıklarımız için çıkış yolları aramalıyız.

More Sentences
hava yolu airline i.
The main message must be that the proper response is to restructure the airline industry.
Ana mesaj, doğru yanıtın hava yolu endüstrisinin yeniden yapılandırılması olduğu olmalıdır.

More Sentences
çıkış yolu way out i.
What is the way out?
Çıkış yolu nedir?

More Sentences
evin yolu way home i.
Tom needs us to show him the way home.
Tom'a evin yolunu göstermemiz gerekiyor.

More Sentences
demir yolu taşımacılığı railway transport i.
It is high time a competitive alternative with regard to railway transport were established.
Demir yolu taşımacılığına ilişkin rekabetçi bir alternatifin oluşturulmasının tam zamanıdır.

More Sentences
köy yolu country road i.
This country road leads to a small town ten miles away.
Bu köy yolu 10 mil ötedeki küçük bir kasabaya gidiyor.

More Sentences
transit yolu transit route i.
The same applies to the other Alpine passes that are crossed by transit routes.
Aynı durum transit yollarla geçilen diğer Alp geçitleri için de geçerlidir.

More Sentences
kara yolu road i.
The railways are still unable to compete with road, water and air transport in many cases.
Demir yolları hala birçok durumda kara yolu, su ve hava taşımacılığı ile rekabet edememektedir.

More Sentences
ipek yolu silk road i.
I have a good mind to visit the Silk Road.
Ben İpek Yolu'nu ziyaret etmeyi aklıma koydum.

More Sentences
kaçış yolu escape route i.
So is it not our responsibility to act instead of looking for an escape route?
Dolayısıyla kaçış yolu aramak yerine harekete geçmek bizim sorumluluğumuz değil mi?

More Sentences
bisiklet yolu bike lane i.
Do they have bike lanes on the freeways in Australia?
Avustralya'da otoyollarda bisiklet yolu var mı?

More Sentences
garaj yolu driveway i.
Will you shovel the driveway?
Garaj yolunu küreyecek misin?

More Sentences
garaj yolu drive i.
I don’t recognize the car on the drive, do you?
Garaj yolundaki arabayı tanıyamadım, ya siz?

More Sentences
(londra) embankment yolu embankment i.
We passed through the Embankment.
Embankment yolundan geçtik.

More Sentences
geçiş yolu path i.
Her bodyguard cleared a path through fans.
Kadının koruması hayranların arasından bir geçiş yolu açtı.

More Sentences
yürüyüş yolu walkway i.
The seaside promenade featured a beautiful walkway.
Sahil şeridinde güzel bir yürüyüş yolu vardı.

More Sentences
kaplamak (yolu asfalt/taş vb ile) pave with f.
The street is paved with asphalt.
Cadde asfalt ile kaplanmış.

More Sentences
yolu işgal etmek hog f.
Don't hog the road.
Yolu işgal etme.

More Sentences
yolu kapamak block the road f.
The same applies to protests by farmers who block the roads.
Aynı şey yolları kapatan çiftçilerin protestoları için de geçerlidir.

More Sentences
yolu tıkamak block the road f.
The heavy snowfall blocked the roads.
Yoğun kar yağışı yolları tıkadı.

More Sentences
yolu aydınlatmak light the way f.
The moon lights the way.
Ay yolu aydınlatır.

More Sentences
Common Usage
yolu ile through ed.
yolu ile by way of ed.
yolu ile via ed.
aklın yolu birdir great minds think alike expr.
General
veri yolu sistemi bus system i.
keçi yolu lane i.
ayak yolu lavatory i.
bacanın duman yolu chimney lining i.
her türden kara taşıtının hızlı yolculuğu için tasarlanmış kara yolu motorway i.
çevre yolu bypass i.
manyetik ses yolu magnetic sound track i.
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu travolator i.
çevre yolu belt highway i.
servis yolu detour road i.
çevre yolu orbital i.
su yolu drain i.
araba yolu carriage way i.
su yolu dike i.
güvenlik yolu safeway i.
çözüm yolu a way out i.
yürüme yolu step up i.
taksi yolu taxi way i.
idrar yolu tıkanması stricture i.
süzülme yolu ile nem kaybolması exsiccation i.
yürüme yolu walkway i.
yedekçi yolu towpath i.
süzülme yolu ile kuruma exsiccation i.
yolu işgal eden sürücü road hog i.
kaçış yolu escapeway i.
geçim yolu living i.
kulak yolu auditory canal i.
gelgitin etkisini gösterdiği su yolu tideway i.
firar yolu escapeway i.
buhar yolu port i.
giriş yolu entranceway i.
gelgit yolu tideway i.
tren yolu railway i.
atlı yolu bridle path i.
geçiş yolu passageway i.
geçim yolu means of subsistence i.
keçi yolu footpath i.
ilerleme yolu means of propulsion i.
sıvı akma yolu spillway i.
kemerli su yolu aqueduct i.
çevre yolu orbital road i.
gezinti yolu ride i.
park gezinti yolu concourse i.
bisiklet yolu cycle route i.
geçim yolu livelihood i.
çözüm yolu key i.
su yolu flume i.
dış kulak yolu enfeksiyonları otitis externa i.
bisiklet yolu cycle track i.
beraberinde zorluklar getiren bir çözüm yolu a bitter pill i.
transit yolu through street i.
su yolu channel i.
servis yolu detour i.
at binme yolu bridleway i.
tiyatro koltukları arasındaki geçiş yolu vomitorium i.
yedekçi yolu towing path i.
acil durum iniş yolu landing strip i.
tahliye yolu evacuation road i.
binici yolu riding i.
su yolu conduit i.
yangın erişim yolu fire access track i.
posta yolu post road i.
yürüyüş yolu walk i.
duman yolu flue i.
yaya yolu pedway i.
taksi yolu taxiways i.
çevre yolu ringroad i.
tramvay yolu streetcar track i.
yolu işgal eden sürücü roadhog i.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait i.
hak yolu the right way i.
taşıt yolu carriageway i.
çiçeklerden esans elde etme yolu enfleurage i.
koşu yolu racecourse i.
emiş yolu suction channel i.
kızak yolu slide i.
bisiklet yolu cycle path i.
yeraltı yolu subway i.
ana hava dönüş yolu main return airway i.
boydan boya avrupa yolu tem i.
çevre yolu freeway i.
kumaş yolu stripe i.
su yolu culvert ark i.
çıkış yolu solution i.
adam yolu manway i.
mermi yolu trajectory i.
çevre yolu belt line i.
sızıntı yolu leakage path i.
davar yolu driftway i.
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming i.
boru hattı/yolu pipeline i.
kumlu sahil yolu dene i.
çevre yolu ring road i.
iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu sound i.
koşu yolu racetrack i.
alçalma yolu descent path i.
su yolu water main i.
pusula keşif yolu compass patrols i.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanma shunpiking i.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanan kimse shunpiker i.
kamu yolu public road i.
nehir yolu water way i.
su yolu water i.
posta yolu mail route i.
taksi yolu taxiway i.
mecburi bisiklet yolu compulsory bicycle path i.
aklın yolu path of mind i.
madendeki demir yolu tramroad i.
garaja doğru giden araba yolu garage drive i.
garaja doğru giden araba yolu driveway i.
sahil yolu coastal road i.
sahil yolu coast road i.
akıl hocasının çizdiği yolu takip eden mentee i.
video yolu video track i.
sinyalleme yolu signalling route i.
gezi yolu alley i.
pankreas yolu pancreatic duct i.
çevre yolu orbit road i.
optik ses yolu optical sound track i.
bağlantı yolu accommodation road i.
su yolu water line i.
geçim yolu means of livelihood i.
geçim yolu bread and butter i.
motorlu taşıt yolu motorroad i.
gidiş yolu walkthrough i.
gidiş yolu walk through i.
çevre yolu beltway i.
tercihli araç yolu bus lane i.
otobüs yolu bus lane i.
araba yolu cart way i.
sedde üstü yolu causeway i.
dağ yolu ridgeway i.
kır yolu country road i.
örtülü yaya yolu covered walk i.
ağaçlı otomobil yolu driveway i.
su yolu culvert i.
kuvvet yolu effort distance i.
döküm yolu gate i.
çevre yolu by-pass i.
gidiş yolu walk-through i.
su yolu gully drain i.
yurtiçi su yolu inland waterway i.
kanal yolu channel i.
çarşılı yaya yolu mall i.
belediye yolu municipal street i.
keçi yolu path i.
çevre yaya yolu perimeter walk i.
park yolu parkway i.
park yaya yolu parkway i.
nehir yolu water course i.
gaz yolu port i.
su yolu port i.
su yolu water way i.
gezi yolu route i.
devlet yolu state highway i.
geçiş yolu thoroughfare i.
tramvay yolu tramway road i.
çıkış yolu escape way i.
tramvay yolu tramline i.
fırtına yolu storm track i.
köy yolu village road i.
bir işi yapmanın kolay yolu easy way of doing something i.
iz yolu treadway i.
tren yolu meraklısı railfan i.
tren yolu meraklısı rail buff i.
tren yolu meraklısı trainspotter i.
tren yolu meraklısı railway enthusiast i.
tren yolu meraklısı foamer i.
okul yolu school road i.
ırmak yolu river road i.
nehir yolu river road i.
süzülüş yolu glideslope i.
bisiklet yolu bicycle road i.
kaçış yolu avenue of escape i.
kadastro yolu cadastral road i.
kurtulmanın tek yolu the only way to escape i.
toprak orman yolu dirt forest road i.
ipek yolu silkroad i.
ipek yolu silk route i.
başka çözüm yolu another solution i.
tekerlek yolu wheel path i.
düşünceleri/fikirleri baloncuklar yardımı ile kağıda dökme yolu bubble diagram i.
paten yolu skating path i.
dil öğrenmenin en iyi yolu the best way to learn language i.
kayak yolu ski slope i.
kayak yolu ski track i.
bisiklet yolu cycle lane i.
yaşam yolu curriculum vitae i.
kervan yolu caravan route i.
kervan yolu caravan road i.
servis yolu service road i.
yürüyüş yolu hiking trail i.
yürüyüş yolu walking trail i.
uzay yolu hayranı kimse trekker i.
uzay yolu hayranı kimse trekkie i.
(göçmen kuşların) göç yolu migration route i.
(göçmen kuşların) göç yolu flyway i.
manzaralı kır yolu scenic country road i.
(park içinde vb) yaya yolu pedestrian pathway i.
bisiklet yolu bikeway i.
bisiklet yolu bike way i.
göç yolu migratory route i.
göç yolu migratory path i.
göç yolu migration route i.
bisiklet yolu bicycle lane i.
hollywood şöhret yolu hollywood walk of fame i.
koşu yolu running path i.
kulak yolu acoustic meatus i.
yarış yolu race course i.
seyahat yolu raik i.
hava yolu airline business i.
hava yolu postası airmailer i.
hava yolu zarfı airmailer i.
gidiş yolu career i.
kadınların özel odalarına sıklıkla yolu düşen çapkın kimse carpetmonger [obsolete] i.
fransa ve ingiltere'yi denizden birbirine bağlayan, iki ülkenin ortak yapımı olan demir yolu tüneli la manche i.
bilgi aktarım yolu channel i.
genellikle kaldırım ile araba yolu arasına ekilen, gölge yapan ağaçlarla desteklenen çim şeridi neutral ground i.
geçiş yolu traject i.
yürüyüş yolu trod [dialect] i.
kara yolu seyahati road trip i.
kara yolu yolculuğu road trip i.
kaçış yolu escapement i.
kan bağı veya evlilik yolu ile akraba olan insan grubu kinship group i.
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu shorthand i.
başarı elde etme yolu making i.
potansiyelini gerçekleştirme yolu making i.
(şintoizm'de) insanlara sadece kutsal ruhlar vasıtasıyla bildirildiğine inanılan hakikat yolu makoto i.
cenazeler için kullanılan kilise yolu bierbalk i.
(izlenecek yolu gösteren) ipucu blaze i.
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır dutch mattress i.
kaçış yolu let-out [uk] i.
kaçış yolu let-out [uk] i.
hava yolu windway i.
erişim yolu window i.
gözetleme yolu window i.
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu methodology i.
kaçış yolu olarak kullanılan boşluk veya deliğe benzer şey meuse i.
orta yolu kullanan kimse middleman i.
orta yolu takip eden kimse middleman i.
hizmet etme yolu help i.
bir şeyi önleme yolu help i.
köy yolu boreen [ireland] i.
at yolu bridle trail i.
at yolu bridle road i.
at yolu bridle way i.
gezinti yolu broadway i.
at yolu horse road i.
at binme yolu horse-trail i.
gezi yolu horse-trail i.
at binme yolu horseway i.
gezi yolu horseway i.
kıvrılan nehir veya su yolu tabanı link i.
burma yolu burma road i.
su yolu üzerindeki havuz gare i.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way i.
şantaj yolu ile elde edilen çeyrek miktar chout i.
su yolu delf i.
söz yolu ile açıklama delineation i.
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi demise and redemise i.
su yolu gote [dialect] [uk] i.
su yolu gout [dialect] [uk] i.
su yolu offtake i.
iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu road i.
yerel trafik için araç yolu road i.
yolu kullanan sürücü road user i.
yolu kapayarak geçmeyi önleyen şey roadblock i.
güzergah yolu routeway [uk] i.
geçiş yolu runaround i.
ince su yolu runnel i.
kilise yolu churchway i.
temas yolu ile iletişim infection i.
doğru yolu kaybetmiş olma benightment i.
labirentte gidilen yolu hatırlamak için kullanılan ipucu nesne clue [rare] i.
yeraltı yolu condie [scotland] i.
su yolu course i.
bisiklet yolu cyclepath i.
bisiklet yolu cycleway [uk] i.
su yolu dick [dialect] [uk] i.
(eğimli tren yolu) iniş down grade i.
nehir yolu drock i.
su yolu drock i.
gezi yolu pack and prime road i.
at binme yolu pack and prime road i.
göl yolu lake road i.
atlatma yolu bypass i.
antik roma yolu iter i.
kaldırım yolu plainstones [scotland] i.
posta yolu ile gerçekleştirilen para havalesi postal note i.
posta yolu ile gerçekleştirilen para havalesi postal order [uk] i.
iletim yolu conveyance [obsolete] i.
otoyoldaki servis yolu diversion [uk] i.
yoldaki servis yolu diversion [uk] i.
sabit ulaşım yolu fixed link [canada] i.
çözüm yolu fixit i.
tatmin yolu outlet i.
biri için yolu açan kimse outrider i.
çıkış yolu outway i.
yaya yolu public footpath i.
taşıt yolu kenarı pullout i.
ayak yolu room i.
kaçış yolu scape [obsolete] i.
(hipodromda) bir dizi ahırın önünde uzanan üst kapalı yürüme yolu shedrow i.
su yolu sheuch [scotland] i.
ayak yolu shouse i.
kütük, kereste veya dallarla kaplanmış orman yolu slash i.
kütük, kereste veya dallarla kaplanmış orman yolu slashing i.
tek yönlü sinyal yolu polarized [us] i.
tek yönlü molekül yolu polarized [us] i.
su yolu spreader i.
su yolu spreader dam i.
hangar yolu street i.
kazanmak için her yolu mübah sayan yarışmacı street fighter i.
demir yolu yol kontrol görevlisi supervisor i.
(demir yolu raylarında) düzgünlük surface i.
kara yolu kargo hizmeti surface mail i.
deniz yolu kargo hizmeti surface mail i.
demir yolu raylarını hizalama surfacing i.
demir yolu raylarını dizme surfacing i.
yaklaşma yolu approach i.
her yolu denemek leave no stone unturned f.
doğru yolu göstermek show the right way f.
yolu tarif etmek direct f.
zor bir probleme çözüm yolu bulmak grasp the nettle f.
doğru yolu göstermek lead to the right path f.
yolu hızla katetmek make good time f.
kaplamak (yolu bir maddeyle) surface f.
çözüm yolu bulmak come up with f.
katetmek (yolu) cover f.
doğru yolu göstermek show the right course f.
doğru yolu bulmak find the right way f.
doğru yolu bulmak find the correct path f.
çözüm yolu aramak search for a solution f.
yolu izlemek follow the road f.
kolay yolu tercih etmek take the easy way out f.
yolu (asfalt/taş ile) kaplamak pave with f.
yolu kapamak hug the road f.
yolu kapamak hog the road f.
yolu almak reach the end of one's journey f.
yolu düşmek be at hand f.
yolu düşmek happen to pass (a place) f.
yolu düşmek chance on f.
yolu düşmek happen on f.
yolu şaşırmak run off the rails f.
yolu tutmak (police) take control of a road f.
yolu yokuşa sürmek make difficulties f.
yolu yokuşa sürmek make things difficult f.
yolu yokuşa sürmek make trouble f.
yolu yokuşa sürmek raise difficulties f.
yolu kesişmek cross someone's path f.
yolu kesişmek (someone's path) cross with someone else f.
çözüm yolu aramak see about the way f.
doğru yolu bulmak find the true path f.
yolu düşmek come by f.
yolu düşmek pass by f.
yolu düşmek drop by f.
yolu tutmak hold the pass f.
yolu yarılamak be halfway through f.
yolu yarılamak go halfway down f.
yolu yarılamak complete half of f.
yolu üzerinde bulunmak be on one's way f.
yolu aydınlatmak illuminate the road f.
yolu aydınlatmak light the road f.
yolu tıkamak clog the roadway f.
yolu tıkamak clog the road f.
çözüm yolu aramak seek a solution f.
hava yolu ile seyahat etmek travel by air f.
yolu sormak ask someone the way f.
doğru yolu göstermek show the true way f.
damar yolu açmak establish vascular access f.
sulh yolu ile çözmek resolve/settle a problem amicably f.
sulh yolu ile çözmek settle a conflict by peaceful means f.
kolay yolu seçmek take the easy way out f.
çıkış yolu bulmak find a way out f.
izlediği yolu değiştirmek tack f.
önden giderek yolu göstermek lead the way f.
yolu işaretlemek blaze f.
(ağaçları, otları keserek) yolu temizlemek hack f.
yolu kapatmak blackade f.
iş birliği yolu açmak lubricitate f.
kalıtım yolu ile aktarmak demise f.
miras yolu ile geçmek demise f.
yolu açmak deobstruct f.
doğru yolu göstermek guide f.
(ısı yolu ile) parlatmak ignite f.
yolu kapamak roadblock f.
yolu tıkamak impede f.
(yolu) tahliye etmek improve f.
(damar yolu ile) ilaç uygulamak infuse f.
(damar yolu ile) tedavi uygulamak infuse f.
yolu kapatmak dit [scotland] f.
yolu tıkamak dit [scotland] f.
yolu kapatmak ditt f.
yolu tıkamak ditt f.
geçiş yolu yaratmak command f.
(yazı yolu ile dolaylı olarak) partizanlık yapmak pamphleteer f.
(yolu) yürüyerek aşındırmak pad [dialect] f.
(yolu, bölgeyi) başkaları için açmak pioneer f.
(yolu, bölgeyi) başkaları için hazırlamak pioneer f.
yolu açmak clear f.
hedefe giden yolu belirlemek satisfise [us] f.
hedefe giden yolu izlemek satisfice [uk] f.
su yolu inşa etmek flume f.
çıkış yolu bulmak outwin [obsolete] f.
(yolu) ağır adımlarla arşınlamak plod f.
(yolu) tebeşir ile çizmek screeve f.
yolu açmak fortify [obsolete] f.
(yolu) sebatla kat etmek slog f.
spor yolu ile çoğaltmak spore f.
damıtma yolu ile özütünü çıkarmak still f.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionise [uk] f.
telkin yolu ile hipnotize etmek suggestionise [uk] f.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionize [us] f.
telkin yolu ile hipnotize etmek suggestionize [us] f.
dua yolu ile istemek supplicate f.
(organ, doku veya hücrelerde) geçiş yolu açmak supply f.
(mahsulün) satın alım yolu ile fiyatını sabit tutmak support f.
sentez yolu ile oluşturmak synthetise [uk] f.
sentez yolu ile oluşturmak synthetize f.
yolu olmayan pathless s.
sezgi yolu ile anlaşılan intuitive s.
çıkar yolu olmayan anchorless s.
yolu olmayan trackless s.
dolaylı ve genellikle yolu epey uzatan sefer circuitous s.
birden fazla yolu olan multiway s.
yolu olmayan untracked s.
geçiş yolu olmayan untracked s.
yolu kesilen intercepted s.
yolu olmayan wayless s.
kara yolu ile yapılan overland s.
normal doğum yolu ile doğan born vaginally s.
yolu/önü kesilebilen interceptable s.
uçak (hava yolu) air s.
ara yolu olan aisled s.
ara yolu olmayan aisless s.
yolu olmayan unpathed s.
yolu olmayan unpathwayed s.
çıkış yolu olmayan escapeless s.
yolu olmayan unwayed [obsolete] s.
çok sayıda yolu bulunan multivious s.
yolu olmayan roadless s.
rica yolu ile elde edilen impetrate [obsolete] s.
yazı yolu ile iletişim sürdüren paper s.
mektup yolu ile iletişim sürdüren paper s.
aynı yolu izleyen parallel s.
yolu olmayan invious [obsolete] s.
posta yolu ile gerçekleştirilen postal s.
miras yolu ile alınan successive [obsolete] s.
kara veya deniz yolu ile taşınan (posta) surface s.
deniz veya kara yolu ile taşınan posta olarak işlem gören surface s.
(gerçeği) gözlem yolu ile öğrenen synthetic s.
(gerçeği) gözlem yolu ile öğrenen synthetical s.
deniz yolu ile by sea zf.
hava yolu ile by air mail zf.
hava yolu ile by air zf.
yolu üzerinde giderken enroute zf.
çözüm yolu bulamayarak cluelessly zf.
kara yolu ile by land zf.
duyu yolu ile sensorially zf.
algılama yolu ile sensuously zf.
teklif alma yolu ile by tender zf.
deneme yanılma yolu ile by trial and error zf.
takas yolu ile catallactically zf.
yolu üstünde in one's way zf.
düşünce yolu ile ideally zf.
yolu üzerinde on the way zf.
ima yolu ile impliedly zf.
iletişim yolu olmadan incommunicado zf.