anlaşılmaz - Türkisch Englisch Wörterbuch

anlaşılmaz

Bedeutungen von dem Begriff "anlaşılmaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 81 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
anlaşılmaz incomprehensible adj.
What is really incomprehensible is that the French proposal to establish an "economic government" has gone unheeded.
Asıl anlaşılmaz olan, Fransa'nın "ekonomik hükûmet" kurulması önerisinin dikkate alınmamış olmasıdır.

More Sentences
General
anlaşılmaz obscure adj.
The treaty was typewritten in an obscure language; I can't understand most of it.
Pakt anlaşılmaz bir dilde daktilo edilmiş; çoğu kısmını anlayamıyorum.

More Sentences
anlaşılmaz impenetrable adj.
His intentions were really impenetrable.
Onun niyetleri gerçekten anlaşılmazdı.

More Sentences
anlaşılmaz unfathomable adj.
Our fears are also based on an unfathomable contradiction.
Korkularımız aynı zamanda anlaşılmaz bir çelişkiye dayanıyor.

More Sentences
anlaşılmaz unintelligible adj.
We must eschew jargon and unintelligible expressions, as has been said.
Söylendiği gibi jargondan ve anlaşılmaz ifadelerden kaçınmalıyız.

More Sentences
anlaşılmaz opaque adj.
The truth is opaque and consequently imperceptible.
Gerçekler anlaşılmazdır ve dolayısıyla sezilemezler.

More Sentences
anlaşılmaz elusive adj.
You're elusive.
Sen anlaşılmazsın.

More Sentences
anlaşılmaz inarticulate adj.
I couldn't understand her as the speech was inarticulate.
Kadının konuşması anlaşılmaz olduğu için onu anlayamadım.

More Sentences
anlaşılmaz vague adj.
Tom is being very vague, isn't he?
Tom çok anlaşılmaz davranıyor, değil mi?

More Sentences
anlaşılmaz inscrutable adj.
She looked at him with an inscrutable expression.
Ona anlaşılmaz bir ifadeyle baktı.

More Sentences
anlaşılmaz recondite adj.
The theories of relativity can seem recondite even for people who are well versed in the sciences.
İzafiyet teorileri, fen bilimlerinde bilgili olan insanlar için bile anlaşılmaz görünebilir.

More Sentences
anlaşılmaz woolly adj.
His explanation was woolly and lacked clarity.
Açıklaması anlaşılmaz ve netlikten yoksundu.

More Sentences
Law
anlaşılmaz unintelligible adj.
We must eschew jargon and unintelligible expressions, as has been said.
Daha önce de ifade edildiği üzere, jargon ve anlaşılmaz ifadelerden kaçınmalıyız.

More Sentences
Common Usage
anlaşılmaz inapprehensible adj.
General
anlaşılmaz oracular adj.
anlaşılmaz weird adj.
anlaşılmaz fathomless adj.
anlaşılmaz hard adj.
anlaşılmaz thick adj.
anlaşılmaz intangible adj.
anlaşılmaz inexplicable adj.
anlaşılmaz enigmata adj.
anlaşılmaz elusory adj.
anlaşılmaz clear as mud adj.
anlaşılmaz occult adj.
anlaşılmaz delphic adj.
anlaşılmaz perplexed adj.
anlaşılmaz bottomless adj.
anlaşılmaz puzzling adj.
anlaşılmaz complicated adj.
anlaşılmaz uncanny adj.
anlaşılmaz inconceivable adj.
anlaşılmaz enigmatic adj.
anlaşılmaz sphinxlike adj.
anlaşılmaz enigmatical adj.
anlaşılmaz as mud adj.
anlaşılmaz deep adj.
anlaşılmaz unsearchable adj.
anlaşılmaz unaccountable adj.
anlaşılmaz indecipherable adj.
anlaşılmaz mysterious adj.
anlaşılmaz hazy adj.
anlaşılmaz incomprehensive adj.
anlaşılmaz incognizable adj.
anlaşılmaz inapprehensive adj.
anlaşılmaz involved adj.
anlaşılmaz riddling adj.
anlaşılmaz ungraspable adj.
anlaşılmaz acataleptic adj.
anlaşılmaz unaccountable adj.
anlaşılmaz unreadable adj.
anlaşılmaz unapprehensible adj.
anlaşılmaz uncouth [obsolete] adj.
anlaşılmaz esoteric adj.
anlaşılmaz unscrutable adj.
anlaşılmaz mystical adj.
anlaşılmaz lofty adj.
anlaşılmaz odd adj.
anlaşılmaz off-key adj.
anlaşılmaz oversubtile adj.
anlaşılmaz oversubtle adj.
anlaşılmaz imperscrutable [obsolete] adj.
anlaşılmaz inconstruable adj.
anlaşılmaz cross-eyed adj.
anlaşılmaz fell [scotland] adj.
anlaşılmaz insensible adj.
anlaşılmaz phantomlike adj.
anlaşılmaz sinuous adj.
anlaşılmaz skunky adj.
anlaşılmaz squishy adj.
anlaşılmaz strange adj.
anlaşılmaz stratospheric adj.
anlaşılmaz stratospherical adj.
anlaşılmaz phantomlike adv.
Idioms
anlaşılmaz be over one's head v.
anlaşılmaz black on black adj.
anlaşılmaz all over the map expr.
anlaşılmaz beyond reach expr.
anlaşılmaz over head expr.
Archaic
anlaşılmaz unconceivable adj.
anlaşılmaz gibberish adj.

Bedeutungen, die der Begriff "anlaşılmaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 121 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
anlaşılmaz şey puzzlement n.
anlaşılmaz kimse puzzle n.
anlaşılmaz konuşma gibber n.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma sputter n.
anlaşılmaz kimse sphinx n.
anlaşılmaz dil jargon n.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma gabble n.
anlaşılmaz kimse enigma n.
anlaşılmaz şey puzzler n.
anlaşılmaz söz gibberish n.
anlaşılmaz şey enigma n.
anlaşılmaz şey mystery n.
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) flowery n.
anlaşılmaz bir şekilde konuşan kimse enigmatist n.
anlaşılmaz konuşma baragouin n.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak jibber n.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşan kimse maunderer n.
anlaşılmaz kombinasyon mesh n.
duraklama ve ünlemlerle tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde konuşma hemming and hawing n.
anlaşılmaz metin hieroglyphics n.
(bir şeyi) anlaşılmaz hale getirme obfuscation n.
anlaşılmaz hale getirme obfuscation n.
kasten anlaşılmaz olan kimse obscurantist n.
anlaşılmaz hale gelme obscuration n.
anlaşılmaz hale getirme obscuration n.
anlaşılmaz kimse obscurity n.
anlaşılmaz şey obscurity n.
anlaşılmaz kimse riddle n.
anlaşılmaz şey riddle n.
anlaşılmaz konuşma inarticulation n.
anlaşılmaz şey double dutch n.
anlaşılmaz konuşma double dutch n.
teknik dilde anlaşılmaz söz kalabalığı double-talk n.
anlaşılmaz şey incomprehensible n.
anlaşılmaz kimse inscrutable n.
anlaşılmaz hale getiren kimse subtiliser [uk] n.
anlaşılmaz hale getiren kimse subtilizer [us] n.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak gibber v.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak splutter v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatize v.
anlaşılmaz sözler söylemek babble v.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak sputter v.
anlaşılmaz bir şekilde konuşmak gabble v.
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz hale getirmek jam v.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşmak maunder v.
anlaşılmaz biçimde konuşmak enigmatize v.
çabuk çabuk ve anlaşılmaz biçimde konuşmak gabble v.
hızlı ve anlaşılmaz bir biçimde konuşmak jabber v.
anlaşılmaz hale getirmek obscure v.
anlaşılmaz hale getirmek karartmak obnubilate v.
anlaşılmaz bir hal almak become incomprehensible v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatise v.
anlaşılmaz biçimde konuşmak enigmatise v.
anlaşılmaz hale getirmek thicken v.
anlaşılmaz olmaktan çıkmak uncloud v.
anlaşılmaz şekilde konuşmak chew v.
hızlı ve anlaşılmaz bir şekilde konuşmak bleat v.
anlaşılmaz hale getirmek hide v.
anlaşılmaz hale getirmek obfuscate v.
anlaşılmaz hale getirmek clot v.
anlaşılmaz ifadeler belirtmek pontificate v.
anlaşılmaz (söz) incoherent adj.
anlaşılmaz şekilde söylenmiş jabbered adj.
nedeni anlaşılmaz inexplicable adj.
tamamen anlaşılmaz utterly inconceivable adj.
yanlış anlaşılmaz unmistakable adj.
yanlış anlaşılmaz unmistakeable adj.
anlaşılmaz hale getirilmemiş unobscured adj.
(metin) anlaşılmaz blind adj.
daha anlaşılmaz obscurer adj.
anlaşılmaz hale getirilmemiş disguiseless adj.
gizemli ve anlaşılmaz searchless adj.
nispeten anlaşılmaz subobtuse adj.
anlaşılmaz bir şekilde inarticulately adv.
anlaşılmaz şekilde obscurely adv.
anlaşılmaz bir şekilde unspeakingly adv.
anlaşılmaz bir halde eerily adv.
anlaşılmaz bir şekilde oracularly adv.
anlaşılmaz bir şekilde hazily adv.
anlaşılmaz bir şekilde perplexedly adv.
anlaşılmaz bir şekilde delphically adv.
anlaşılmaz bir halde intangibly adv.
anlaşılmaz bir halde enigmatically adv.
anlaşılmaz bir şekilde complicatedly adv.
anlaşılmaz bir şekilde bottomlessly adv.
anlaşılmaz şekilde fathomlessly adv.
anlaşılmaz bir biçimde inconceivably adv.
anlaşılmaz bir şekilde fathomlessly adv.
anlaşılmaz biçimde enigmatically adv.
anlaşılmaz bir biçimde cloudlessly adv.
anlaşılmaz bir şekilde impenetrably adv.
anlaşılmaz bir biçimde puzzlingly adv.
anlaşılmaz bir biçimde unintelligibly adv.
anlaşılmaz biçimde elusively adv.
anlaşılmaz bir şekilde unsearchably adv.
anlaşılmaz bir şekilde ununderstandably adv.
anlaşılmaz şekilde hermetically adv.
anlaşılmaz bir biçimde opaquely adv.
anlaşılmaz şekilde impalpably adv.
anlaşılmaz şekilde confusely adv.
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında anlaşılmaz şekilde konuşmak jabber about (someone or something) v.
(bir şeyi) anlaşılmaz bir şekilde telaffuz etmek slur over (something) v.
Proverb
bir düşüncenin doğru olup olmadığı denemeden anlaşılmaz the proof of the pudding is in the eating
Colloquial
teknik dilde bir sürü anlaşılmaz şey/saçmalık gobbledygook n.
resmi belgelerde kasti olarak kullanılan anlaşılmaz dil bafflegab n.
anlamsız/anlaşılmaz konuşma mush n.
Idioms
anlaşılmaz kimse veya şey a closed book n.
anlaşılmaz konuşma monkey talk n.
(biri için) anlaşılmaz kimse/şey a closed book (to somebody) n.
zor ya da anlaşılmaz bir işle karşılaşmak go out of one's depth v.
anlaşılmaz olmak be as clear as mud v.
Technical
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz yapmak jam v.
Psychology
kan ve vahşetten ziyade bilinmeyenin ve anlaşılmaz olanın dehşetini vurgulayan kurgusal bir korku alt türü cosmic horror n.
Pathology
konuşmanın anlaşılmaz olması thickness n.
Linguistics
anlaşılmaz dil ambiloquy [obsolete] n.
anlaşılmaz sesler çıkarmak jargon v.
Military
konuşmayı anlaşılmaz hale getirme speech scrambling n.
Archaic
hızlı ve anlaşılmaz biçimde konuşmak gabber v.
anlaşılmaz bir şekilde unconceivably adv.
Slang
sürüp giden boğuk ve anlaşılmaz ses rolling buzz n.
anlaşılmaz konuşma bafflegab n.