dönüm - Türkisch Englisch Wörterbuch

dönüm

Bedeutungen von dem Begriff "dönüm" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
History
donum n. dönüm

Bedeutungen von dem Begriff "dönüm" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dönüm turn n.
Price stability will probably not survive the coming turn of the year.
Fiyat istikrarı muhtemelen önümüzdeki yıl dönümünde de devam etmeyecektir.

More Sentences
dönüm inflection n.
dönüm period n.
dönüm a land measure of about 920 square metres n.
dönüm revolution n.
dönüm lap n.
dönüm inflexure n.
dönüm flection n.
dönüm shot [dialect] [uk] n.
Technical
dönüm decare n.
dönüm dekare n.
Medical
dönüm inflexion n.
History
dönüm donum n.

Bedeutungen, die der Begriff "dönüm" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 100 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dönüm noktası milestone n.
Even the Seville Summit, which was supposed to be a milestone in combating illegal immigration, was a flop.
Yasadışı göçle mücadelede bir dönüm noktası olması beklenen Sevilla Zirvesi bile fiyaskoyla sonuçlandı.

More Sentences
dönüm noktası turning point n.
The future will tell whether Laeken has been an historic turning point.
Laeken'in tarihi bir dönüm noktası olup olmadığını istikbal gösterecektir.

More Sentences
General
dönüm noktası climax n.
Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.
Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor.

More Sentences
dönüm noktası breakthrough n.
The directive will signify a breakthrough for both climate change and emissions trading.
Direktif, hem iklim değişikliği hem de emisyon ticareti için bir dönüm noktası anlamına gelecektir.

More Sentences
dönüm noktası watershed n.
The decisions taken at Helsinki were an important watershed in EU-Turkey relations.
Helsinki’de alınan kararlar, AB-Türkiye ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasıydı.

More Sentences
(dönüm noktası) olmak mark v.
That exhibition marked a turning point in her career.
Bu sergi onun kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur.

More Sentences
Colloquial
dönüm noktası watershed n.
The Joint Parliamentary Assembly is at a watershed.
Karma Parlamenter Asamble bir dönüm noktasındadır.

More Sentences
Idioms
dönüm noktasında at a crossroads expr.
This year, we are at a crossroads in the truest sense of the word.
Bu yıl kelimenin tam anlamıyla bir dönüm noktasındayız.

More Sentences
Trade/Economic
dönüm noktası turning point n.
This promises to be a turning point in Angola's history.
Bu Angola tarihinde bir dönüm noktası olacağa benziyor.

More Sentences
Politics
dönüm noktası turning point n.
The programme itself marks a turning point.
Programın kendisi bir dönüm noktasına işaret ediyor.

More Sentences
Technical
dönüm noktası turning point n.
This period also marks a turning point in terms of the economy.
Bu dönem aynı zamanda ekonomi açısından da bir dönüm noktasına işaret etmektedir.

More Sentences
dönüm noktası milestone n.
Copenhagen is a historic milestone.
Kopenhag tarihi bir dönüm noktasıdır.

More Sentences
General
dönüm noktası crossroads n.
dönüm noktası crux n.
dönüm noktası crisis n.
dönüm miktarı acreage n.
dönüm noktası climacteric n.
dönüm noktası catastrophe n.
dönüm noktası crossroad n.
tarihsel bir dönüm noktasının simgesi historical marker n.
dönüm noktası historic moment n.
dönüm noktası landmark n.
dönüm noktası crunch time n.
dönüm noktası defining moment n.
dönüm noktası peripeteia n.
dramda kritik dönüm noktası peripeteia n.
dönüm noktası corner n.
dönüm noktası milepost n.
dönüm noktası decisive moment n.
dönüm noktası dividing point n.
dönüm noktası eye n.
dönüm noktası head n.
dönüm noktası hinge n.
kişinin hayatındaki ani dönüm noktası road to damascus n.
dönüm noktası rosetta stone n.
dönüm noktası climacter [obsolete] n.
dönüm noktası corner n.
dönüm noktası snapper n.
dönüm noktasına gelmek be at a crossroads v.
dönüm noktasında olmak be at a crossroads v.
dönüm noktasına varmak come to a head v.
dönüm noktasına gelmek enter upon v.
dönüm noktası olmak culminate v.
dönüm noktası oluşturan climacterical adj.
dönüm noktasıyla ilgili climacterical adj.
dönüm noktası niteliğinde climacterical adj.
dönüm noktasına ait crossover adj.
dönüm noktasıyla ilgili crossover adj.
dönüm noktası olan crossover adj.
dönüm noktasında at a crossroad adv.
dönüm halinde on the turn adv.
dönüm noktasında at the crossroads adv.
Colloquial
hayatta 30, 40, 50 vb. gibi dönüm noktası sayılan yaşlar the big (number)-o n.
hayatta 30, 40, 50 vb. gibi dönüm noktası sayılan yaşlar the big-o n.
hayatta 30, 40, 50 gibi dönüm noktası sayılan yaşlar the big -o n.
dönüm noktası it's crunch time expr.
Idioms
dönüm noktası watershed moment n.
hayatının/yaşamının dönüm noktası milestone in someone's life n.
hayatındaki/yaşamındaki önemli bir dönüm noktası important milestone in someone's life n.
dönüm noktası nut-cutting time n.
(birinin) hayatındaki (önemli) bir dönüm noktası (important) milestone in (one's) life n.
dönüm noktası fork in the road n.
hayatın/yaşamın dönüm noktası milestone in life n.
(dönüm noktası sayılan 30, 40, 50 gibi yaşlardan) biraz genç the sunny side of (an age) n.
(dönüm noktası sayılan 30, 40, 50 gibi yaşlara) henüz gelmemiş the sunny side of (an age) n.
yaklaşık 30, 40, 50 gibi (dönüm noktası sayılan) bir yaşta the sunny side of (an age) n.
dönüm noktasına gelmek come to a boil v.
dönüm noktasına ulaşmak reach a turning point v.
dönüm noktasına ulaşmak reach a watershed v.
dönüm noktasına gelmek/ulaşmak reach the turning point v.
dönüm noktasında olmak be at the turning point v.
dönüm noktasına gelmek/ulaşmak come to the turning point v.
dönüm noktasına getirmek bring to a head v.
Speaking
dönüm noktası niteliğinde olay your road to damascus expr.
Trade/Economic
krizin dönüm noktası crunch n.
dönüm noktaları milestone n.
dönüm noktası epoch-making n.
arazinin dönüm miktarına ilişkin garanti verilmeden bütün halinde satılması contract of hazard n.
arazinin dönüm miktarına ilişkin garanti verilmeden bütün halinde satılması sale in gross n.
beklenmedik bir dönüm noktasına varmak come to a strange pass v.
Technical
dönüm noktası change point n.
açısal dönüm angular displacement n.
dönüm miktarı acreage n.
dönüm noktası point of contraflexure n.
dönüm noktası end point n.
dönüm noktası tayini end-point detection n.
dönüm noktası cusp n.
dönüm noktası point of contrary flexure n.
Petrol
günlük dönüm başına galon gpad (gallons per acre per day) abrev.
Medical
dönüm noktası inflexion point n.
dönüm noktası end-point n.
dönüm noktası inflection point n.
Pathology
gecikmiş dönüm noktası delayed milestone n.
Biochemistry
öze dönüm back mutation n.
Social Sciences
dönüm noktası rite-of-passage n.
History
(antik roma'da) dönüm noktası milliary n.
(osmanlı'da) dönüm dunam n.
(osmanlı'da) dönüm dunum n.
Archaic
dönüm noktası verticle n.
Modern Slang
kişinin yaşadığı psikedelik bir deneyimde onun için önemli olan/dönüm noktası olan bir an acid moment n.