dağılmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

dağılmak

Bedeutungen von dem Begriff "dağılmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 76 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dağılmak fall apart v.
We are in an extremely difficult situation in which everything is falling apart.
Her şeyin dağılmakta olduğu son derece zor bir durumdayız.

More Sentences
dağılmak be scattered v.
They were scattered in all directions.
Her tarafa dağıldılar.

More Sentences
dağılmak come apart v.
It came apart.
O, dağıldı.

More Sentences
dağılmak disintegrate v.
It is proof of the refusal to draw up an effective balance sheet for failed policy and disintegrating formulae.
Bu, başarısız politika ve dağılan formüller için etkili bir bilanço hazırlamayı reddetmenin kanıtıdır.

More Sentences
dağılmak clear v.
The mist is clearing.
Sis dağılıyor.

More Sentences
dağılmak spread v.
The shops mainly spread across the city center.
Mağazalar çoğunlukla şehir merkezine dağılmıştır.

More Sentences
dağılmak break v.
We could see the waves breaking from our hotel room.
Otel odamızdan dalgaların dağılışını görebiliyorduk.

More Sentences
dağılmak dismiss v.
Class is dismissed.
Sınıf dağıldı.

More Sentences
dağılmak be spread v.
My grandson's toys are spread all around the house.
Torunumun oyuncakları evin her tarafına dağılmış.

More Sentences
Military
dağılmak break v.
And when the client insists and expresses disagreement, they break down psychologically.
Müşteri ısrarcı olduğunda ve aynı fikirde olmadığını ifade ettiğinde psikolojik olarak dağılır.

More Sentences
Archaic
dağılmak break v.
They did not break apart easily.
Kolay kolay dağılmadılar.

More Sentences
Common Usage
dağılmak scatter v.
dağılmak disperse v.
General
dağılmak splinter v.
dağılmak crack up v.
dağılmak go splinters v.
dağılmak disrupt v.
dağılmak go to pieces v.
dağılmak straggle v.
dağılmak strew v.
dağılmak fall v.
dağılmak separate v.
dağılmak break up v.
dağılmak dissolve v.
dağılmak disperse v.
dağılmak fly to pieces v.
dağılmak range v.
dağılmak scatter v.
dağılmak disband v.
dağılmak diffuse v.
dağılmak decay v.
dağılmak go into splinters v.
dağılmak decompose v.
dağılmak dissipate v.
dağılmak adjourn v.
dağılmak clear away v.
dağılmak distribute v.
dağılmak fall to pieces v.
dağılmak crumble v.
dağılmak melt v.
dağılmak rend v.
dağılmak desparple [obsolete] v.
dağılmak overstraw v.
dağılmak overstrew v.
dağılmak overstrow v.
dağılmak implode v.
dağılmak disjoint v.
dağılmak disperple v.
dağılmak diffract v.
dağılmak downcome v.
dağılmak fan v.
dağılmak percolate v.
dağılmak scale [scotland] v.
dağılmak sliver v.
dağılmak spalt [dialect] v.
dağılmak sprad [obsolete] v.
dağılmak streel v.
Phrasals
dağılmak break up v.
dağılmak split apart v.
dağılmak crumble into (something) v.
dağılmak wash out v.
dağılmak crumble into v.
dağılmak fall to (something) v.
dağılmak splinter up v.
Colloquial
dağılmak get rekt v.
dağılmak become unglued v.
Idioms
dağılmak go to the pack [australia/new zealand] v.
dağılmak head south v.
dağılmak be coming apart at the seams v.
dağılmak come unstuck v.
dağılmak become unstuck v.
Technical
dağılmak branch v.
Food Engineering
dağılmak disperse v.
Biology
dağılmak be dispersed v.
Archaic
dağılmak sperse v.
Slang
dağılmak turn tits up v.

Bedeutungen, die der Begriff "dağılmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 89 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dağılmak (sis/duman) lift v.
It was only when the fog lifted that we noticed that we had slept on the edge of an abyss.
Bir uçurumun kenarında uyuduğumuzu ancak sis dağılınca fark ettik.

More Sentences
dikkati dağılmak be distracted v.
Tom looked like he was distracted.
Tom'un dikkati dağılmış gibi görünüyordu.

More Sentences
dikkati dağılmak get distracted v.
Tom got distracted.
Tom'un dikkati dağıldı.

More Sentences
(sis, duman) dağılmak lift v.
The fog lifted towards noon.
Öğlene doğru sis dağıldı.

More Sentences
Idioms
dikkati dağılmak get sidetracked v.
Tom got sidetracked.
Tom'un dikkati dağıldı.

More Sentences
General
çil yavrusu gibi dağılmak stampede v.
bir sonuca bağlanmadan dağılmak collapse v.
parçalara ayrılıp dağılmak disintegrate v.
çevreye dağılmak disperse around v.
çevreye dağılmak scatter around v.
zihni dağılmak distract v.
çarpıp dağılmak break over v.
dikkati dağılmak become distracted v.
dikkati dağılmak lose attention v.
dikkati dağılmak lose one's attention v.
(grup) dağılmak disband v.
her yere/yana dağılmak/yayılmak go everywhere v.
(bölgeye/alana) dağılmak spread out v.
merkezden çevreye dağılmak radiate v.
(esintiyle) dağılmak whiffle v.
çevreye dağılmak desparple [obsolete] v.
(renk) dağılmak bleed v.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak crack (up) v.
düzensiz ve azar azar dağılmak dribble v.
çil yavrusu gibi dağılmak fan v.
(sis, pus) dağılmak clear v.
düzensiz dağılmak scramble v.
çil yavrusu gibi dağılmak skail v.
parçalara ayrılıp dağılmak slack v.
Phrasals
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against (something) v.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against something v.
(sis, bulutlar) dağılmak clear off v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry about v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry around v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry off v.
dağılmak (sinema/tiyatro) let out v.
(bir noktadan diğer noktaya ) kadar dağılmak extend (from something) (to something) v.
bir şeyin her yanına yayılmak/dağılmak diffuse through something v.
düşüp dağılmak drop across (someone or something) v.
(bir yerin) tamamına dağılmak spread across (something or some place) v.
çarpıp dağılmak break against (something) v.
çarpıp dağılmak break against something v.
(bir şeyden/yerden) çil yavrusu gibi dağılmak swarm out (of something or some place) v.
(bir şeyden/yerden) toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out (of something or some place) v.
bir şeyden çil yavrusu gibi dağılmak swarm out of something v.
bir şeyden toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of something v.
bir şeyin altında dağılmak buckle under something v.
dikkati dağılmak check out v.
(bulutlar, sis) dağılmak clear up v.
(duygusal anlamda) dağılmak fall to (something) v.
(bir yerden) ayrılmak/dağılmak fan out (from some place) v.
(korkuyla çil yavrusu gibi dağılmak stampede in (something) v.
-den çil yavrusu gibi dağılmak stampede out v.
(bir yerden) çil yavrusu gibi dağılmak stampede out of (some place) v.
-den çil yavrusu gibi dağılmak swarm out of v.
'-den toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of v.
alt tabakadaki kişilere dağılmak trickle down v.
(bir şeyden/bir yerden) dağılmak tumble out (of something or some place) v.
Colloquial
ağızda dağılmak dissolve in the mouth v.
ağızda dağılmak melt in the mouth v.
dikkati dağılmak space out v.
dikkati dağılmak space off v.
Idioms
beyni dağılmak get (one's) bell rung v.
beyni dağılmak ring (one's) bell v.
çil yavrusu gibi dört bir yana dağılmak ride off in all directions v.
dört bir yana dağılmak be all over the lot v.
dört bir yana dağılmak be scattered to the four winds v.
çil yavrusu gibi dağılmak take to flight v.
dört bir yana dağılmak be all over the shop v.
çil yavrusu gibi dört bir yana dağılmak run off in all directions v.
hızlıca dağılmak fade fast v.
(duygusal anlamda) dağılmak fall to bits v.
dikkati dağılmak get off track v.
dikkati çabuk/hemen dağılmak have the attention span of a gnat v.
dikkati çabuk/hemen dağılmak have the attention span of a mosquito v.
başka yönlere dağılmak/sapmak jump the track v.
başka yönlere dağılmak/sapmak jump the tracks v.
ağızda dağılmak melt in mouth v.
ağzında dağılmak melt in your mouth v.
dikkati dağılmak take your eye off the ball v.
Trade/Economic
(tröst, tekel) dağılmak decartelize [us] v.
(tröst, tekel) dağılmak decartelise [uk] v.
Politics
merkezi bir konumdan dağılmak decentralize [us] v.
Technical
ayrı yönlere dağılmak branch v.
Aeronautic
bölümlere ayrılmak/dağılmak/bölünmek branch v.
Chemistry
(emülsiyon) dağılmak crack v.
Meteorology
(sis, bulut) dağılmak clarify v.
Military
araç konvoyunu dağılmak, yok edilmek veya ele geçirilmekten koruyan refakatçi convoy escort n.
Slang
(ilgisi) dağılmak blow over v.