door - Türkisch Englisch Wörterbuch

door

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "door" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
door n. kapı
This directive is forward-looking and will open the door to the development of other fuels and technologies.
Bu direktif ileriye dönüktür ve diğer yakıtların ve teknolojilerin geliştirilmesine kapı açacaktır.

More Sentences
General
door n. kapı
It is this concept that the United States is now disregarding, thus opening the door to new acts of barbarism.
ABD'nin şu anda göz ardı ettiği bu kavram, yeni barbarlık eylemlerine kapı açmaktadır.

More Sentences
door n. kapak
Tom kicked his locker door closed.
Tom dolabının kapağını tekmeleyerek kapattı.

More Sentences
door n. ev
These are the people who live next door.
Bunlar yan evde yaşayan insanlar.

More Sentences
Technical
door n. kapak
The refrigerator door is open.
Buzdolabının kapağı açık.

More Sentences
Automotive
door n. kapı
This is good because it was just going to leave the door open for multinational companies to use this as a way out.
Bu iyi bir şey çünkü çok uluslu şirketlerin bunu bir çıkış yolu olarak kullanması için kapıyı açık bırakacaktı.

More Sentences
door n. kapı
Russia is particularly well-placed to get a foot in the door because of their mutual economic links.
Karşılıklı ekonomik bağlar nedeniyle Rusya'nın kapıdan içeri adım atma konusunda özellikle iyi bir konumu var.

More Sentences
General
door n. eşik
door n. giriş
door n. aracı
door n. araç
door n. vasıta
door n. (kabul, katılım, erişim için) yol
door n. bir şeye giden yol
door n. aile
door n. yuva
door n. kişinin kendi yaşantısı
door n. deneyim
door n. kişinin kendi dünyası
door n. geçit
door n. kapı aralığı
door v. kapıcılık yapmak
door v. bekçilik yapmak
door v. güvenlik görevlisi olmak
Technical
door n. karter kapaklarından herhangi biri
Sport
door n. tenis duvarında yer alan açıklık
Slang
door v. araç kapısını aniden açarak (yayaya, bisikletliye) çarpmak
door v. kapı ile çarpmak
door v. kapıyı aniden açarak vurmak

Bedeutungen, die der Begriff "door" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
back door n. arka kapı
The common European arrest warrant will entail harmonisation of maximum and minimum penalties by the back door.
Ortak Avrupa tutuklama emri, arka kapıdan azami ve asgari cezaların uyumlaştırılmasını gerektirecektir.

More Sentences
next door n. kapı komşu
The people next door asked us to be quieter.
Yan kapı komşumuz daha sessiz olmamızı istedi.

More Sentences
next door neighbor n. kapı komşu
Tom is our next door neighbor.
Tom bizim kapı komşumuz.

More Sentences
door bell n. kapı zili
The door bell has rung.
Kapı zili çaldı.

More Sentences
side door n. yan kapı
Not only did I say that but I also said that there are no back doors or side doors either.
Sadece bunu söylemekle kalmadım, aynı zamanda arka kapı ya da yan kapı olmadığını da söyledim.

More Sentences
car door n. araba kapısı
Tom shut the car door.
Tom arabanın kapısını kapattı.

More Sentences
door lock n. kapı kilidi
How good is your office door lock?
Senin ofisinin kapı kilidi ne kadar iyi?

More Sentences
stage door n. sahne kapısı
The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından karanlık Londra sokağına doğru gözden kayboldu.

More Sentences
barn door n. ambar kapısı
Tom has a barn door inside his apartment.
Tom dairesinde bir ambar kapısına sahip.

More Sentences
locked door n. kilitli kapı
He angrily rattled the locked door.
Öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.

More Sentences
door frame n. kasa
He stood under the door frame.
O kapı kasasının altında durdu.

More Sentences
revolving door n. döner kapı
Tom walked through the revolving door into the hotel lobby.
Tom döner kapıdan geçip otelin lobisine girdi.

More Sentences
door handle n. kapı kolu
Tom rattled the door handle.
Tom kapı kolunu zorladı.

More Sentences
exit door n. çıkış kapısı
Dan ordered the security guards to close all the exit doors of the facility.
Dan güvenlik görevlilerine tesisin tüm çıkış kapılarını kapatmalarını emretti.

More Sentences
door latch n. kapı mandalı
The door latch was broken off.
Kapının mandalı kırılmış.

More Sentences
open door n. açık kapı
Sensible texts on sexuality which should be so evident that one could almost describe them as open doors.
Cinsellik konusunda, neredeyse açık kapılar olarak tanımlanabilecek kadar açık olması gereken mantıklı metinler.

More Sentences
back door n. gizli kapı
That is why definitions must not be imposed through the back door.
Bu nedenle tanımlar gizli kapılar ardında dayatılmamalıdır.

More Sentences
door mat n. paspas
Tom does not know the difference between steak tartar and a door mat.
Tom biftek tartarı ile kapı paspası arasındaki farkı bilmez.

More Sentences
metal door n. metal kapı
Sami has a really thick metal door.
Sami'nin gerçekten kalın bir metal kapısı var.

More Sentences
front door n. ön kapı
I saw three sets of footprints in the snow from the road up to my front door.
Ben karda yoldan ön kapıma kadar üç dizi ayak izi gördüm.

More Sentences
glass door n. cam kapı
Tom is looking through the glass door.
Tom cam kapıdan bakıyor.

More Sentences
sliding door n. sürgülü kapı
Tom opened the sliding door to let John and Mary in.
Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.

More Sentences
garage door n. garaj kapısı
Both garage doors were open.
Her iki garaj kapısı da açıktı.

More Sentences
barn door n. ahır kapısı
It's too late to shut the barn door after the horse has already gotten out.
At zaten çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

More Sentences
get the door v. kapıya bakmak
Let me get the door for you.
Senin için kapıya bakmama izin ver.

More Sentences
knock the door v. kapıyı çalmak
Tom walked up to one of the houses and knocked the door.
Tom evlerden birine doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.

More Sentences
answer the door v. kapıya bakmak
He answered the door.
Kapıya baktı.

More Sentences
lock the door v. kapıyı kilitlemek
The problem is that they have now locked the doors and left Parliament and the Commission outside.
Sorun şu ki şimdi kapıları kilitlediler ve Parlamento ile Komisyonu dışarıda bıraktılar.

More Sentences
open the door v. kapıyı açmak
Tom used the key Mary had given him to open the door.
Tom kapıyı açmak için Mary'nin verdiği anahtarı kullandı.

More Sentences
answer the door v. kapıyı açmak
Don't answer the door to anyone when I'm not here.
Ben burada değilken kimseye kapıyı açma.

More Sentences
slam the door v. kapıyı çarpmak
Tom slammed the door shut behind him.
Tom onun arkasından kapıyı çarparak kapattı.

More Sentences
shut the door v. kapıyı kapatmak
Is it not true that the guidelines are really too weak to shut the door to impunity arrangements?
Kılavuz ilkelerin cezasızlık düzenlemelerine kapıyı kapatmak için gerçekten çok zayıf olduğu doğru değil mi?

More Sentences
close the door v. kapıyı kapamak
Please close the door when you leave.
Lütfen giderken kapıyı kapa.

More Sentences
close the door v. kapıyı kapatmak
Open borders could easily lead to us closing the door on dynamism and improvements.
Sınırların açılması, dinamizm ve gelişmelere kapıyı kapatmamıza neden olabilir.

More Sentences
without a door adj. kapısız
I've never seen a house without a door.
Hiç kapısız bir ev görmemiştim.

More Sentences
door-to-door adj. kapıdan kapıya
We need a comprehensive approach to make this a genuine door-to-door concept.
Bunu gerçek bir kapıdan kapıya konsepti haline getirmek için kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyacımız var.

More Sentences
next-door adj. komşu
We cannot decide for people who will bear their family name or who will be their next-door neighbour.
İnsanların soyadlarını kimin taşıyacağına ya da kapı komşularının kim olacağına biz karar veremeyiz.

More Sentences
next door to adj. komşu olan
The man who lives next door to us is a famous actor.
Yan komşumuz olan adam ünlü bir aktör.

More Sentences
door-to-door adj. kapı kapı dolaşan
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Organizasyon her yıl kapı kapı dolaşıp Frizce kitaplar satan gönüllülerden oluşan bir dizi toplantı düzenliyor.

More Sentences
next door adv. bitişikte
I didn't know Tom was next door.
Tom'un bitişik komşu olduğunu bilmiyordum.

More Sentences
next door adv. yandaki evde
These are the people who live next door.
Bunlar, yandaki evde yaşayan insanlar.

More Sentences
next door adv. yandaki
The people next door asked us to be quieter.
Yandaki insanlar bizden daha sessiz olmamızı istediler.

More Sentences
at the door adv. kapıda
No longer when you join the Church should have you have to leave your basic civil rights at the door.
Artık Kilise'ye katıldığınızda temel vatandaşlık haklarınızı kapıda bırakmak zorunda değilsiniz.

More Sentences
near the door adv. kapının yanına
Let's put this near the door.
Bunu kapının yanına koyalım.

More Sentences
Colloquial
next-door neighbor n. yan komşu
Tom is our next-door neighbor.
Tom bizim yan komşumuz.

More Sentences
at door expr. kapıda
There are two police officers at door.
Kapıda iki polis memuru var.

More Sentences
Idioms
closed door n. kapalı kapı
What do they really discuss behind the closed doors of the Council?
Konsey'in kapalı kapıları ardında gerçekten neyi tartışıyorlar?

More Sentences
General
folding door n. akordeon kapı
barn door fowl n. evcil kümes hayvanı
door knob n. ahşaptan yapılmış kapı topuzu
back door n. antin
communicating door n. ara kapı
door latch n. kapı kilidi
dutch door n. akordion kapı
folding door n. açılır kapanır kapı
double door n. çift kapı
emergency door n. acil çıkış kapısı
swing door n. iki tarafa açılır kapı
interior door n. iç kapı
batten door n. çakma kapı
door knob n. kapı topuzu
main door n. cümle kapısı
next door neighbour n. kapı komşu
street door n. sokak kapısı
folding door n. armonik kapı
door service n. kapıdan kapıya servis
canvass door to door n. kapı kapı dolaşarak oy toplama
canvass door to door n. kapı kapı dolaşarak sipariş toplama
door face n. kapı yüzü
door stone n. eşik
folding door n. körüklü kapı
door handle n. kapı tokmağı
folding door n. katlanır kapı
exterior door n. dış kapı
service door n. servis kapısı
fire door n. ocak kapısı
entrance door n. giriş kapısı
closed-door meeting n. basına kapalı toplantı
sliding door n. yana kayarak açılan kapı
door salesman n. ev ev dolaşarak satış yapan satıcı
door panel n. kapı panosu
door hinge n. kapı menteşesi
open door policy n. açık kapı politikası
door sill n. kapı eşiği
aft entry door n. arka giriş kapısı
hatch door n. ambar girişi
sliding door n. sürme kapı
door knob n. topuz
cleaning door n. temizleme kapağı
postern door n. arka kapı
swinging door n. çarpma kapı
door frame n. söve
door of justice n. adalet kapısı
overhead sectional door n. yukarı kayar kapı
car door n. araç kapısı
hall door n. salon kapısı
room door n. oda kapısı
back door n. servis kapısı
balcony door n. balkon kapısı
biparting door n. çift kanatlı sürme kapı
blank door n. yalancı kapı
blank door n. kör kapı
cleaning door n. temizleme kapısı
cleanout door n. temizleme kapağı
door control unit n. kapı kontrol ünitesi
door locking bolt n. damaklı çubuk
door aperture n. kapı açıklığı
emergency door n. acil durum kapısı
emergency door n. tehlike çıkış kapısı
escape door n. tehlike kaçış kapısı
half-glass door n. yarım camlı kapı
door-to-door delivery n. kapıdan teslim
front-entrance door n. cümle kapısı
front-entrance door n. ön kapı
door-in-the-face technique n. yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi
front-entrance door n. sokak kapısı
door-phone n. kapı telefonu
fire-proof door n. yangına dayanır kapı
street-door n. sokak kapısı
street-door n. giriş kapısı
street-door lock n. sokak kapısı kilidi
next-door house n. bitişik ev
handhole door n. el deliği kapağı
infitting door n. sızdırmaz kapı
door creaking/creak n. kapı gıcırtısı
lift door n. asansör kapısı
left-hand door n. sol kapı
lift-car door n. asansör kabin kapısı
overhung door n. asmakapı
outer door n. dış kapı
rear door n. arka kapı
sash door n. camlı kapı
door guard n. kapı görevlisi
door handle n. kapının kolu
industrial door n. endüstriyel kapı
cabinet door n. dolap kapağı
cupboard door n. dolap kapağı
steel door n. çelik kapı
door number n. kapı numarası
door-slammer n. kapıyı çarpan
door-slammer n. kapıyı çarpıp giden
sliding door n. yanlara açılan kapı
double door n. çift kanatlı kapı
single door n. tek kanatlı kapı
double-leaf door n. çift kanatlı kapı
door chain n. kapı zinciri
barred door n. demir parmaklı kapı
government's door n. hükümet kapısı
government's door n. hükümetin kapısı
door pivot and pin n. kapı mili ve pimi
door width n. kapı genişliği
width of a door n. kapı genişliği
key and door n. anahtar ve kapı
single-leaf door n. tek kanatlı kapı
knock door run n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
chap door run n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
multi-door refrigerator n. çok kapılı buzdolabı
the schoolhouse door n. okulun kapısı
video door phone n. görüntülü kapı telefonu
door viewer n. kapı gözü
door guard n. kapı kelepçesi
pocket door n. gizli kayar kapı
up-and-over-door n. (garaj/depo için) yukarı açılır-kapanır kapı
door standard n. kapı standartı
screen door n. tel örgülü kapı
screen door n. sineklikli kapı
the room next door n. yandaki oda
the room next door n. yan oda
the room next door n. bitişikteki oda
cat door n. kedi kapısı
dog door n. köpek kapısı
garden entrance door n. bahçe giriş kapısı
garden door n. bahçe kapısı
door buck n. kapı kasası/çerçevesi
doggie door n. köpek kapısı
door safety n. kapı güvenliği
roof door n. çatı kapısı
roof door n. çatı çıkış kapağı/kapısı
statement door n. tamamlayıcı kapı
statement door n. tasarıma veya temaya uygun kapı
door liner n. kapı lastiği (buzdolabı vb)
screen door n. sineklik
door entrance n. kapı girişi
door number n. kapı no
paying at the door n. kapıda ödeme
door cam n. kapı kamerası
door delivery n. kapı teslim
door delivery n. kapıda teslim
delivery at the door n. kapıda teslim
trap door n. tuzak kapısı
iron door n. demir kapı
bus door n. otobüs kapısı
door opening tool n. kapı açma aparatı
door surface n. kapı yüzeyi
swing door n. kanatlı kapı
door check n. kapı hidroliği
tarpaulin door n. brandalı kapı
door ornament n. kapı süsü
trap door n. zeminde bulunan küçük kapı
half door n. hollanda kapısı
half door n. yarım kapı
revolving door n. döngü
revolving door n. tekrarlama
revolving door n. kendini yineleme
revolving door n. geçici durum
revolving door n. geçici iş
revolving door n. insanların çıkıp hızlıca geri girdiği sistem veya kuruluş
revolving door n. döner kapı sistemi
revolving door n. bakıp çıkılan durum
open-door n. kabul edilen giriş hakkı
open-door n. giriş özgürlüğü
open-door n. engellenmemiş fırsat
open-door n. engellenmemiş fırsat kaynağı
door prize n. etkinlikte verilen ödül
door prize n. çekiliş ödülü
door prize n. kura ödülü
fire door n. yangın kapısı
folding door n. birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri
outside door n. dış kapı
outside door n. binaya giriş ve çıkış kapısı
black door n. siyah kapı
return from death's door v. kefeni yırtmak
spring towards the door v. kapıya fırlamak
show someone the door v. birini kovmak
beat at the door v. kapıyı çalmak
lay at someone's door v. bir suçu birine yüklemek
knock on the door v. kapıyı çalmak
lay something at one's door v. üstüne yıkmak
lay something at one's door v. üzerine atmak
show somebody the door v. kovmak
show the door v. kovmak
back from death's door v. ölümden dönmek
lay at one's door v. üstüne atmak
show someone the door v. birini kapı dışarı etmek
show someone the door v. birine kapıyı göstermek
knock at the door v. kapıyı çalmak
force the door v. kapıyı zorlamak
go from door door v. kapı kapı dolaşmak
lay something at one's door v. yüklemek
lay something at somebody's door v. suçu üzerine atmak
lay at someone's door v. suçu birinin üstüne atmak
leave the door open v. açık kapı bırakmak
beat at the door v. kapı çalmak
beat on the door v. kapı çalmak
wait at the door v. kapıda beklemek
knock the door v. kapı çalmak
go out through the door v. kapıdan geçmek
come through the door v. kapıdan geçmek
go through the door v. kapıdan geçmek
come out through the door v. kapıdan geçmek
go through the door v. kapıdan çıkmak
go out through the door v. kapıdan çıkmak
lock the door v. kapı kilitlemek
open one's door to v. kapısını açmak
come through the door v. kapıdan girmek
come in the door v. kapıdan girmek
(creditors) knock on one's door v. alacaklılar kapıya dayanmak
(creditors) wait at one's doorstep/door v. alacaklılar kapıya dayanmak
be pounding at the door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) be at the door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) knock on one's door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) wait at one's doorstep/door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) be at the door v. alacaklılar kapıya dayanmak
(creditors) beat one's door down v. alacaklılar kapıya dayanmak
be pounding at the door v. alacaklılar kapıya dayanmak
(creditors) beat one's door down v. alacaklıları kapıya dayanmak
open the door slightly v. kapıyı aralamak
lay at one's door v. -e yüklemek
go from door to door v. kapı kapı dolaşmak
go from door to door v. kapı kapı gezmek
toss someone out of the door v. karga tulumba kapı dışarı etmek
enter through the door v. kapıdan girmek
leave the door open v. kapıyı açık bırakmak
meet someone at the door v. birini kapıda karşılamak
shut the door in someone's face v. kapıyı yüzüne kapatmak
shut the door in his face v. kapıyı suratına kapatmak
shut the door in his face v. kapıyı yüzüne kapatmak
shut the door in someone's face v. kapıyı suratına kapatmak
shut the door v. kapıyı çekmek
bang away at the door v. kapıya vurup durmak
walk out the door v. kapıdan çıkmak
live next door to someone v. kapı komşusu olmak
go to the door v. kapıya gitmek
go to the door v. kapıya doğru gitmek
be banging on the door v. kapıyı yumruklamak
kill the next-door neighbor v. yan komşuyu öldürmek
put one's ear to the door v. kulağını kapıya dayamak
hold the door open v. kapıyı açık tutmak/bırakmak
open the door to see who it is v. kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak
line up at the door v. kapıda sıraya girmek
install a door v. kapı takmak
place extra guards at the door v. kapıya ekstra güvenlik görevlisi yerleştirmek
put a man on the door v. kapıya adam koymak
post the notice on the door v. ilanı kapıya iliştirmek/yapıştırmak
leave the door ajar v. kapıyı aralık bırakmak
keep the door ajar v. kapıyı aralık tutmak
keep the door halfway open v. kapıyı aralık tutmak
leave the door halfway open v. kapıyı aralık bırakmak
not fit through the door v. kapıya sığmamak
not fit through the door v. kapıdan geçemeyecek kadar iri olmak
open the door with a key v. kapıyı anahtarla açmak
jam one's hand in the door v. elini kapıya sıkıştırmak
jam one's finger in the door v. parmağını kapıya sıkıştırmak
jam the finger in the door v. parmağı kapıya sıkıştırmak
come to one's door v. -nın kapısına (kadar) gelmek
back-door adj. gizli
door-to-door adj. ev ev dolaşarak yapılan
next-door adj. yandaki evde oturan
two-door adj. çift kapılı
next-door adj. yandaki
next-door adj. bitişikteki
two-door adj. iki kapılı
next-door adj. bitişik
next door to adj. yakın
without-door adj. dışarıda
without-door adj. dış
open-door adj. herkese açık
open-door adj. (endüstriyel ilişkilerde) iş yerinde çalışanlarla konuşmaya her zaman açık olan
open-door adj. halka açık
open-door adj. halka açık
with a door adj. kapılı
door-to-door adj. eve servis yapan
door-to-door adj. adrese teslim yapan
door to door adj. (teslimat, seyahat) aktarmasız
out-of-door adj. açık havada bulunan
out-of-door adj. açık havaya uygun
out-of-door adj. açık havada gerçekleşen
on door steps adv. kapısında
next door adv. yakın
on door steps adv. çok yakında
knocking at the door unexpectedly adv. çat kapı
on door steps adv. eşiğinde
next door adv. bitişik
next door adv. bitişikteki
door-to-door adv. kapı kapı dolaşarak
at (one's) door adv. (birinin) sorumluluğunda
door to door adv. (teslimat, seyahat) aktarmasız olarak
the door handle has come off expr. kapının kolu koptu
the door won't close expr. kapı kapanmıyor
the door won't lock expr. kapı kitlenmiyor
the door won't open expr. kapı açılmıyor
Irregular Verb
hang a horseshoe on the door v. kapıya at nalı asmak
Phrasals
sneak someone in through the back door v. birini arka kapından gizlice eve sokmak
Phrases
as one door closes, another (one) opens expr. bir kapı kapanırsa diğeri açılır
as one door closes, another one opens expr. bir kapı kapanırsa diğeri açılır
one door closes and another one opens expr. bir kapı kapanırsa diğeri açılır
as one door closes, another opens expr. bir kapı kapanırsa diğeri açılır
as one door closes, another (one) opens expr. gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
as one door closes, another one opens expr. gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
one door closes and another one opens expr. gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
as one door closes, another opens expr. gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
when one door closes, a window opens expr. bir kapı kapandığında, başka bir kapı açılır
when one door closes, a window opens expr. bir kapı kapanır diğeri açılır
pay at the door expr. kapıda öde
knock on the door before entering expr. i̇çeri girerken kapıyı çalınız
knock on the door before entering expr. i̇çeri girmeden kapıyı çalınız
through the back door expr. usulsüzce
through the back door expr. yasa dışı şekilde
through the back door expr. gizli kapaklı
through the back door expr. el altından
Proverb
when god closes a door, he opens a window n. allah bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar
when poverty comes in at the door, love flies out at the windows yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
when poverty comes in at the door love flies out at the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
when poverty comes in at the door love flies out of the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
a golden key can open any door paranın açamayacağı kapı yoktur
a golden key can open any door para her kapıyı açar
when one door shuts, another opens bir kapı kapanır bir kapı açılır
lock the stable door after the horse is stolen iş işten geçtikten sonra önlem almak
shut the stable door after the horse has bolted iş işten geçtikten sonra önlem almak
when the wolf comes in at the door, love creeps out of the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
a creaking door hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
when one door shuts another opens bir kapı kapanır bir diğeri açılır
when one door shuts another opens bir kapı kapanır bir kapı açılır
It's no use closing the stable door after the horse has bolted atı alan üsküdar`ı geçti
as one door closes, another opens bir kapı kapanırken başka bir kapı açılır
opportunity knocks at every man's door şans herkesin kapısını çalar
opportunity knocks at every man's door herkesin talihi bir gün yüzüne güler
opportunity knocks at every man's door herkesin karşısına bir fırsat çıkar
fortune knocks once at every man's door şans/talih insana bir kere vurur
fortune knocks once at every man's door insana hayatta bir kere şans vurur
fortune knocks once at every man's door şans kapıyı bir kere çalar
a door must be either shut or open bir karar vermelisin
a door must be either shut or open iki seçeneğe aynı anda sahip olamazsın
a door must be either shut or open seçimini yapmalısın
a door must be either shut or open bir kapı ya açık durmalı ya kapalı
a door must be either shut or open ya öyledir ya böyle
as one door closes, another (one) opens bir kapı kapanır diğeri açılır
one door closes and another one opens bir kapı kapanır diğeri açılır
one door closes, another opens bir kapı kapanır, diğeri açılır
one door closes, another opens bir kapı kapanırsa diğeri açılır
one door closes, another opens gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
a creaking door hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
a creaking door hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
creaking door hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
creaking door hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
creaking door hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
when god closes a door, he opens a window tanrı bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar
when one door closes, another (one/door) opens bir kapı kapanırsa diğeri açılır
when one door closes, another (one/door) opens gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
when one door closes, another (one/door) opens bir kapı kapanır diğeri açılır
when one door shuts, another (one/door) opens bir kapı kapanırsa diğeri açılır
when one door shuts, another (one/door) opens gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır
when one door shuts, another (one/door) opens bir kapı kapanır diğeri açılır
Colloquial
one's next-door neighbor n. kapı komşusu
barn door n. kaçırılamayacak kadar büyük hedef
revolving door n. sıklıkla personel değiştirme
revolving door n. sık kadro değişikliği
revolving door n. eski devlet görevlilerinin çalıştıkları dönemde iş yürüttükleri özel firmalarca işe alınması
door opener n. fırsat yaratan araç
door opener n. başarıya giden anahtar
door opener n. araç
door opener n. vasıta
door opener n. her kapıyı açan yetenek
run out the door v. kapıdan dışarıya koşmak
knock at the front door v. ön kapıyı çalmak
be on the door v. kapıda olmak
be on the door v. kapıda durmak
be on the door v. girişte olmak/durmak
at death's door expr. bir ayağı mezarda
at death's door expr. bir ayağı çukurda
one's next-door neighbor expr. bitişik komşu
close the door on your way out expr. çıkarken kapıyı kapat
don’t let the door hit you on the way out expr. hiç durma! ne bekliyorsun?
right next door expr. hemen yan odada/evde
shut the door please expr. kapıyı kapat lütfen
keep the door shut expr. kapıyı kapalı tut
close the door please expr. kapıyı kapatın lütfen
at death's door expr. ölüm döşeğinde
shut the door please expr. kapıyı kapatın lütfen
close the door please expr. kapıyı kapat lütfen
at death's door expr. ölümün eşiğinde
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. derhal burayı terk et!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. derhal çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. oyalanmadan çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. burada işin yok!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. arkana bile bakmadan çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. gitmesi/gitmen isabet olur!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. durduğun kabahat!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. hiç durma!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. ne bekliyorsun?
Idioms
a closed door n. mani
closed door n. mani
a closed door n. engel
closed door n. engel
a closed door n. güçlük
closed door n. güçlük
a closed door n. ayak bağı
closed door n. çıkmaz
a closed door n. çıkmaz
closed door n. yasak
closed door n. sınırlama
a closed door n. kapalı kapı
a closed door n. engel
a closed door n. mani
a closed door n. ayak bağı
a closed door n. güçlük
a closed door n. sorun
a closed door n. sıkıntı
closed door n. engel
closed door n. mani
closed door n. ayak bağı
closed door n. güçlük
closed door n. sorun
closed door n. sıkıntı
the girl next door n. sıradan kimse
the boy next door n. sıradan adam
the boy next door n. sıradan biri
the girl next door n. sıradan biri
the boy next door n. sıradan erkek
the boy next door n. sıradan kimse
the door to a new age n. yeni bir çağa açılan kapı
revolving door syndrome n. dönüp dolaşıp aynı yere gelme
revolving door syndrome n. kürkçü dükkanına dönme
stage-door johnny n. bir kadın oyuncuyla flört edebilmek için sık sık tiyatroya veya canlı performanslara giden adam
wolf at the door n. alacaklı
wolf at the door n. alacaklılar
a foot in the door n. (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı
a foot in the door n. (ilerideki fırsatlar için) atılan adım
a foot in the door n. (bir yere/işe) kapağı atma
a foot in the door n. (bir yerin) kapısından içeri atılan adım
a foot in the door n. (bir işe/yere) girme şansı
a leg in the door n. (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı
a leg in the door n. (ilerideki fırsatlar için) atılan adım
a leg in the door n. (bir yere/işe) kapağı atma
a leg in the door n. (bir yerin) kapısından içeri atılan adım
a leg in the door n. (bir işe/yere) girme şansı
a toe in the door n. (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı
a toe in the door n. (ilerideki fırsatlar için) atılan adım
a toe in the door n. (bir yere/işe) kapağı atma
a toe in the door n. (bir yerin) kapısından içeri atılan adım
a toe in the door n. (bir işe/yere) girme şansı
a toe in the door n. istediği şeye/amaca ulaşmak için atılan ilk adım
a toe in the door n. bir şeyin ilk adımı
foot-in-the-door n. diretme
foot-in-the-door n. agresif/saldırgan bir şekilde zorlama
foot-in-the-door n. ısrarcı olma
wolf at the door n. kapıya dayanmış alacaklı
wolf at the door n. kapıdaki tehlike
wolf at the door n. yakındaki felaket
wolf at the door n. yaklaşan yıkım