önceden

Meanings of "önceden" in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	önceden	prior adj.
Sorry, I can't go. I have a prior engagement. Üzgünüm, ben gelemem. Daha önceden verilmiş bir sözüm var. More Sentences
2	Common Usage	önceden	beforehand adv.
There are those who say that it would have been better to do all this beforehand. Tüm bunların önceden yapılmasının daha iyi olacağını söyleyenler var. More Sentences
3	Common Usage	önceden	previously adv.
This being the case, we have no choice but to suspend the sitting and resume at the previously fixed time. Hal böyleyken oturuma ara vermekten ve önceden belirlenen saatte devam etmekten başka seçeneğimiz yok. More Sentences
4	Common Usage	önceden	in advance adv.
It is not prudent to commit to any fixed sum in advance. Herhangi bir sabit meblağı önceden taahhüt etmek ihtiyatlı bir davranış değildir. More Sentences
General
5	General	önceden	ahead adv.
We should have phoned ahead and reserved a table. Önceden telefon edip bir masa ayırtmalıydık. More Sentences
6	General	önceden	ahead of time adv.
Please inform me of the plan ahead of time. Lütfen önceden planınızı bana bildirin. More Sentences
7	General	önceden	already adv.
One might say that she has thus already pre-empted the discussions on the White Paper on integrated product policy. Böylece entegre ürün politikasına ilişkin Beyaz Kitap tartışmalarını önceden haber verdiği söylenebilir. More Sentences
8	General	önceden	formerly adv.
No, man, this was formerly nothing. Hayır dostum, bu önceden hiçbir şeydi. More Sentences
9	General	önceden	previous adv.
Tom couldn't attend the meeting because of a previous engagement. Tom toplantıya katılamadı çünkü önceden verilmiş bir sözü vardı. More Sentences
Colloquial
10	Colloquial	önceden	used to expr.
Is it true that Tom used to live in Boston? Tom'un önceden Boston'da yaşadığı doğru mu? More Sentences
Trade/Economic
11	Trade/Economic	önceden	in advance adv.
Direct marketing is possible over the Internet if the consumer has given permission for it in advance. Tüketicinin önceden izin vermiş olması halinde internet üzerinden doğrudan pazarlama mümkündür. More Sentences
General
12	General	önceden	forehand [obsolete] adj.
13	General	önceden	heretofore adv.
14	General	önceden	before now adv.
15	General	önceden	beforetime adv.
16	General	önceden	in anticipation adv.
17	General	önceden	erstwhile adv.
18	General	önceden	aforetime adv.
19	General	önceden	afore adv.
20	General	önceden	ere now adv.
21	General	önceden	forward adv.
22	General	önceden	priorly adv.
23	General	önceden	aforehand adv.
24	General	önceden	therebefore [obsolete] adv.
25	General	önceden	therebiforn [obsolete] adv.
26	General	önceden	anteriorly adv.
27	General	önceden	umquhile [scottish] adv.
28	General	önceden	upfront adv.
29	General	önceden	up-front adv.
30	General	önceden	one time adv.
31	General	önceden	fast adv.
32	General	önceden	precedently adv.
Phrases
33	Phrases	önceden	from a mile away expr.
Technical
34	Technical	önceden	initially adv.
Archaic
35	Archaic	önceden	timely adv.
36	Archaic	önceden	yerst adv.

Meanings of "önceden" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	önceden bilme	foreknowledge n.
The psychic claimed to have foreknowledge of future events. Medyum gelecekteki olayları önceden bildiği iddiasındaydı. More Sentences
2	General	önceden verilmiş söz	prior engagement n.
I'm sorry, but I have a prior engagement. Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var. More Sentences
3	General	önceden ısıtılmış fırın	preheated oven n.
Bake in the preheated oven for 1 hour. Önceden ısıtılmış fırında 1 saat pişirin. More Sentences
4	General	önceden uyarı	advance warning n.
There was no advance warning. Önceden uyarı yoktu. More Sentences
5	General	(vergiyi) önceden ödeme	prepayment n.
By making a prepayment of taxes, he could reduce his tax liability. Vergi için önceden ödeme yaparak vergi yükümlülüğünü azaltabilirdi. More Sentences
6	General	önceden haber vermek	predict v.
Einstein predicted that the Sun's gravity would bend light. Einstein Güneş'in yerçekiminin ışığı eğeceğini önceden haber verdi. More Sentences
7	General	önceden haber vermek	foretell v.
The owls foretell the death. Baykuşlar ölümü önceden haber verebilirler. More Sentences
8	General	önceden ısıtmak	preheat v.
She always preheats the oven before baking her famous chocolate chip cookies. Ne zaman meşhur çikolatalı kurabiyelerini pişirecek olsa fırını önceden ısıtır. More Sentences
9	General	önceden ikaz etmek	forewarn v.
You've been forewarned. Önceden ikaz edilmiştiniz. More Sentences
10	General	önceden plan yapmak	plan ahead v.
It would give an indication of the amount requested and would make it possible to plan ahead. Talep edilen miktar hakkında bir fikir verecek ve önceden plan yapmayı mümkün kılacaktır. More Sentences
11	General	önceden belirlemek	predetermine v.
This will enable us to counter the federalist strategy that is seeking to predetermine our future choices. Bu, gelecekteki tercihlerimizi önceden belirlemeye çalışan federalist stratejiye karşı koymamızı sağlayacaktır. More Sentences
12	General	önceden bildirmek	predict v.
We can't predict the future. Geleceği önceden bilemeyiz. More Sentences
13	General	önceden bilmek	know beforehand v.
How much of this did you know beforehand? Bunun ne kadarını önceden biliyordun? More Sentences
14	General	önceden bilmek	already know v.
Is there anything you can tell us about Tom that we don't already know? Bizim önceden bilmediğimiz, Tom hakkında bize söyleyebileceğin bir şey var mı? More Sentences
15	General	önceden bilmek	know in advance v.
Because the payment will be annual and known in advance, it will help farmers in their business planning. Ödeme yıllık olacağı ve önceden bilineceği için çiftçilere iş planlamalarında yardımcı olacaktır. More Sentences
Common Usage
16	Common Usage	önceden yapılmış	prior adj.
General
17	General	önceden duyurulmamış tatbikat	unannounced drill n.
18	General	önceden anlama	foretaste n.
19	General	önceden görme	foreseeing n.
20	General	önceden haberli tesis denetimi	formerly declared facility inspection n.
21	General	önceden bilme	prescience n.
22	General	önceden düşünme	forethought n.
23	General	önceden haber verme	prophesying n.
24	General	önceden haber verme	prophesy n.
25	General	daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama	living up to n.
26	General	depremi önceden belirleme	earthquake prediction n.
27	General	önceden haber verme	predicting n.
28	General	önceden tatma	foretaste n.
29	General	önceden tahmin edilemeyen davranışlar, olaylar	the vagaries n.
30	General	önceden saptama	predetermination n.
31	General	önceden ikaz etme	forewarning n.
32	General	önceden haber verme	prediction n.
33	General	önceden kafasında canlandırma	prefiguration n.
34	General	önceden hissetme	foreboding n.
35	General	önceden tanımla	predefine n.
36	General	önceden seziş	presage n.
37	General	önceden bildirme	prophecy n.
38	General	önceden fikir edinme	prefiguration n.
39	General	önceden tahmin edip ona göre davranma	anticipation n.
40	General	önceden görmüşlük	foresightfulness n.
41	General	önceden tasarlama	premeditation n.
42	General	önceden duyurulmamış tatbikat	unannounced exercise n.
43	General	kişinin hayatıyla ilgili her şeyi önceden tayin edilmesi	predestination n.
44	General	önceden var olma	preexistence n.
45	General	önceden belirleme	fix in advance n.
46	General	önceden görme	foresight n.
47	General	karşı tarafın muhtemel saldırısına karşı önceden yapılan saldırı	preemptive strike n.
48	General	önceden farzedilen şey	presupposition n.
49	General	önceden görmüş	foresaw n.
50	General	gelecek bir felaketi önceden haber veren kişi	doomwatcher n.
51	General	önceden alınan tat	foretaste n.
52	General	kıtlığın önceden tahminine yarayan sistem	famine early warning system n.
53	General	önceden belli	foretold n.
54	General	önceden gerekli şey	prerequisite n.
55	General	önceden yerleşme	preoccupancy n.
56	General	önceden ima etme	foreshadowing n.
57	General	önceden planlanmış ürün geliştirme	preplanned product improvements n.
58	General	önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme	blind date n.
59	General	olacağı önceden işaret edilen olay	antitype n.
60	General	önceden belli olan sonuç	foregone conclusion n.
61	General	önceden hazırlığa dayanmama	extemporaneousness n.
62	General	önceden belirleme	predetermination n.
63	General	önceden tasarlamadan adam öldürme	manslaughter n.
64	General	önceden görmüşlük	foresightedness n.
65	General	kötü bir şey olacağını önceden hissedebilme	forebodingness n.
66	General	önceden planlanmış görev	preplanned mission n.
67	General	önceden belirlenmiş sonuç	fix n.
68	General	önceden haberdar olma	precognition n.
69	General	önceden yerleşme	preoccupation n.
70	General	önceden tahmin etme (bir şeyin olabileceğini)	anticipation n.
71	General	ortaya çıkması önceden kestirilemeyen olay	act of god n.
72	General	önceden yaşanmış bir olayın aniden hatırlanması	automnesia n.
73	General	önceden olma	anticipation n.
74	General	önceden yapma	anticipation n.
75	General	önceden gelen	foregoer n.
76	General	önceden kalmış	foregoer n.
77	General	önceden ..olarak bilenen	formerly known as n.
78	General	seçim sonucunu önceden hesaplayan kimse	pollster n.
79	General	önceden sezme yoluyla kontrol	anticipating control n.
80	General	önceden onay	preapproval n.
81	General	bir mal veya hizmet için önceden yapılan ödeme	pre-payment n.
82	General	önceden mevcut koşul	pre-existing condition n.
83	General	önceden yer ayırtma	pre-book n.
84	General	önceden yaşadım duygusu	deja vu n.
85	General	önceden seslendirme	playback n.
86	General	önceden belirlenmiş tarih	predetermined time n.
87	General	önceden görebilme	foresightedness n.
88	General	önceden görüş	foresight n.
89	General	önceden görebilme	foresightfulness n.
90	General	önceden ihtar	anticipated advice n.
91	General	bir kişinin kendi hayatı hakkında daha önceden farkına varmadığı ya da bilinçaltına ittiği bir gerçeği öğrenmesi	anagnorisis n.
92	General	yapacağını önceden yapma	prevenge n.
93	General	önceden programlanmış/belirlenmiş randevu sistemi	pre-scheduled appointment system n.
94	General	önceden yer ayırtma	advance booking n.
95	General	önceden var olma	pre-existence n.
96	General	tanrının kişinin hayatıyla ilgili her şeyi önceden tayin etmesi	predestination n.
97	General	önceden tahmin veya not verme	prenotation n.
98	General	önceden sevilen kıyafetler	pre-loved clothes n.
99	General	her şeyi önceden yapmak isteyen kimse	precrastinator n.
100	General	aynı görevi önceden yapmış kimse	predecessor n.
101	General	önceden belirlenen dönemden sonra kalan tüm borçların ödenmesini gerektiren bir kredi türü	balloon mortgage n.
102	General	daha önceden kayıtsız oluduğunuz birine karşı şimdi duymaya başladığınız saygı	newfound respect n.
103	General	önceden gelenleri tamamlayan	capper n.
104	General	önceden yapılmış şeyin geriye dönük kontrolü veya doğrulanması	checkback n.
105	General	önceden eğitim veya mesleki statü olmaksızın bir zanaat veya sanatla uğraşan kimse	nonprofessional n.
106	General	daha önceden saat 15:00'de yapılan, şimdilerde roma katolik kilisesi'nde biraz daha erkene alınmış bir ayin	noon [obsolete] n.
107	General	bir makamda çalışmaya müsaade edilen, önceden belirlenmiş hizmet süresi	term limit n.
108	General	önceden alınan tat	tint [dialect] n.
109	General	önceden haber veren olay	antitype n.
110	General	önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler	earth n.
111	General	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	mail drop n.
112	General	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	maildrop n.
113	General	önceden haber verilmiş şey	vaticination n.
114	General	atmosfere dönüş safhasında önceden planlanmış uçuş manevralarını yapabilen atmosfere dönüş aracı	maneuverable reentry vehicle n.
115	General	bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi	mark n.
116	General	önceden çeşitli ülkelerde yüksek rütbeli devlet görevlilerine verilen onursal bir unvan	marshall n.
117	General	hava durumunu önceden haber veren bir şey	weatherwiser n.
118	General	önceden bildirme	heraldry n.
119	General	önceden tanıtma	heraldry n.
120	General	önceden duyurma	heraldry n.
121	General	önceden belli sonuç	foregone conclusion n.
122	General	evde izlemek için önceden kaydedilmiş video kasetleri kiralama veya satma işi	home video n.
123	General	rol yapma oyunu için ilgili malzemeleri içeren önceden hazırlanmış macera senaryosu	module n.
124	General	üzerinde tartışılmakta olan tasarı gibi hukuki meselelerin önceden belirtilen zamanın dolması ile müzakereye kapanması	guillotine n.
125	General	önceden anlama	gust [obsolete] n.
126	General	önceden bahse girilen şey için bahse girerek riski azaltma	hedging n.
127	General	önceden ödeme	impress [obsolete] n.
128	General	önceden sezme	omination [obsolete] n.
129	General	(önceden saint petersburg'un inşa edildiği yerde yaşayan) batı fin halkı üyesi	inger n.
130	General	(zararın önlenmesi ve önceden haber verilmesi amacıyla) çevrenin gözetilmesi	doomwatching n.
131	General	gizli mektup veya paketlerin dikkat çekmeden bırakılıp teslim alınabildiği, önceden kararlaştırılmış yer	drop n.
132	General	önceden yazılmış makaleleri etik olmayan şekilde öğrencilere satan kuruluş	paper mill n.
133	General	her şeyin kaderle önceden belirlenmiş olduğunu savunan doktrin	fatalism n.
134	General	önceden işgal edilmemiş alana giriş	intrusion n.
135	General	önceden hissetme	portension n.
136	General	önceden yapılan eleştiriye, yoruma karşılık olarak patlak verme	flareback n.
137	General	önceden bilen kimse	foreknower n.
138	General	önceden haberi olan kimse	foreknower n.
139	General	önceden bilinenler	foreknowledge n.
140	General	önceden izlenenler	forelook n.
141	General	önceden ikaz etme	forenotice n.
142	General	önceden bildiren kimse	foreshower n.
143	General	yaklaşanı önceden bildiren şey	outrider n.
144	General	önceden bilinen şey	praecognita n.
145	General	(bilgiyi) önceden iletme	preacquaintance n.
146	General	önceden haberdar etme	preacquaintance n.
147	General	önceden uyarma	preadmonition n.
148	General	önceden tahsis etme	preallotment n.
149	General	önceden pay etme	preallotment n.
150	General	önceden sağlama alma	preassurance n.
151	General	önceden iptal edilen pul	precancel n.
152	General	önceden iptal edilen zarf	precancel n.
153	General	önceden iptal edilen gönderi	precancel n.
154	General	önceden düzenlenen şey	preconcert n.
155	General	önceden ayarlanan şey	preconcert n.
156	General	önceden planlanan şey	preconcert n.
157	General	önceden kabul etme	preconcertion n.
158	General	önceden ayarlama	preconcertion n.
159	General	önceden organize etme	preconcertion n.
160	General	önceden düzenleme	preconcertion n.
161	General	önceden planlama	preconcertion n.
162	General	önceden düzenlenen şey	preconcertion n.
163	General	önceden ayarlanan şey	preconcertion n.
164	General	önceden planlanan şey	preconcertion n.
165	General	önceden kesilen şey	precut n.
166	General	önceden yapılmış ithaf	prededication n.
167	General	önceden gerçekleştirilen adama	prededication n.
168	General	önceden tanımlama	predefinition n.
169	General	önceden açıklama	predefinition n.
170	General	önceden teslim etme	predelivery n.
171	General	önceden atama	predesignation n.
172	General	önceden belirleme	predesignation n.
173	General	önceden görevlendirme	predesignation n.
174	General	önceden verilmiş karar	predetermination n.
175	General	önceden belirlenmiş amaç	predetermination n.
176	General	önceden kuruma	predry n.
177	General	önceden kurutma	predry n.
178	General	önceden verilen karar	preelection n.
179	General	önceden yapılmış tercih	preelection n.
180	General	önceden verilen karar	pre-election n.
181	General	önceden yapılmış tercih	pre-election n.
182	General	önceden ayarlama	preengagement n.
183	General	önceden tahsis edilme	preengagement n.
184	General	önceden kurulan mesken	preestablishment n.
185	General	önceden var olma	preexistency [obsolete] n.
186	General	önceden varoluş	preexistency [obsolete] n.
187	General	önceden umulan medet	preexpectation n.
188	General	zihinde önceden beliren imge	prefiguration n.
189	General	önceden alımlanan görüntü	prefigurement n.
190	General	önceden görülen benzerlik	prefigurement n.
191	General	önceden cismanileşme	prefigurement n.
192	General	önceden simgeleştirme	prefigurement n.
193	General	önceden tipleştirme	prefigurement n.
194	General	zihinde önceden beliren imge	prefigurement n.
195	General	önceden yapılan öneri	preintimation n.
196	General	önceden belirtilen hususlar	premises n.
197	General	önceden belirtilen hususlar	premisses n.
198	General	önceden karıştırılmış madde	premix n.
199	General	önceden hazırlanmış müstahzar	premix n.
200	General	önceden uyaran kimse	premonitor n.
201	General	önceden gösterme	premonstration [obsolete] n.
202	General	önceden sunma	premonstration [obsolete] n.
203	General	önceden gösteren kimse	premonstrator n.
204	General	önceden sunan şey	premonstrator n.
205	General	önceden belirleme	premotion n.
206	General	önceden tayin etme	premotion n.
207	General	önceden karar verme	premotion n.
208	General	önceden hareket etme	premovement n.
209	General	önceden belirleme	premovement n.
210	General	önceden karar verme	premovement n.
211	General	önceden tayin etme	premovement n.
212	General	önceden atama	prenomination n.
213	General	önceden tayin etme	prenomination n.
214	General	önceden görevlendirme	prenomination n.
215	General	önceden yetkilendirme	prenomination n.
216	General	önceden belirleme	prenomination n.
217	General	önceden bilgilendirme	prenotification n.
218	General	önceden haber verme	prenotification n.
219	General	önceden duyurma	prenotification n.
220	General	önceden duyurmak	prenunciation [obsolete] n.
221	General	önceden haber vermek	prenunciation [obsolete] n.
222	General	önceden ilan etmek	prenunciation [obsolete] n.
223	General	önceden beyan etmek	prenunciation [obsolete] n.
224	General	(kader) önceden belirli olma	preordainment n.
225	General	(kader) önceden tayin edilmiş olma	preordainment n.
226	General	(kader) akıbeti önceden belirlenme	preordainment n.
227	General	önceden planlama	preorder n.
228	General	önceden ayarlama	preorder n.
229	General	önceden düzenleme	preorder n.
230	General	önceden takdir etme	preorder n.
231	General	önceden ayarlanan ürün	preorder n.
232	General	önceden ısmarlama	pre-order n.
233	General	önceden belirli kanunname	preordinance n.
234	General	önceden yerleşik yönetmelik	preordinance n.
235	General	önceden el koyan kimse	prepossessor n.
236	General	önceden işgal eden kimse	prepossessor n.
237	General	önceden görme	presagement n.
238	General	cihaza önceden programlanmış ayar	preset n.
239	General	önceden ayarlanmış cihazı çalıştıran düğme	preset n.
240	General	önceden belirtme	presignification n.
241	General	önceden ifade etme	presignification n.
242	General	önceden gösterme	presignification n.
243	General	önceden başkasının kullandığı yer veya istasyon	room n.
244	General	önceden fikir edinme	shadow n.
245	General	sihirbazlık numaralarında gizlice esas eşyanın yerine konulan, önceden hazırlanmış içi boş nesne	shell n.
246	General	önceden ağza gelen tat	pretaste n.
247	General	önceden var olma	prevenience n.
248	General	önceden anlama	preview n.
249	General	önceden görme	prevue n.
250	General	önceden bilen kimse	previsor n.
251	General	önceden bildiren kimse	previsor n.
252	General	elektrik ücretini ödemek için içine önceden bozuk para atılan sayaç	slot meter n.
253	General	önceden tedarik	pourveyance n.
254	General	önceden tedarik	purveyance n.
255	General	önceden görülmemiş çizim	stairwork n.
256	General	önceden ayrı durumdaki elementlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan ürün	symphyogenesis n.
257	General	önceden kestirmek	dope v.
258	General	önceden tahmin edip ona göre davranmak	anticipate v.
259	General	önceden hazmetmek	predigest v.
260	General	önceden soğutmak	precool v.
261	General	gelecek olayları önceden tahmin etmek	previse v.
262	General	önceden bilmek	foreknew v.
263	General	önceden söylemek	augur v.
264	General	önceden tasarlamak	premeditate v.
265	General	önceden planlamak	preplan v.
266	General	önceden düşünmek	premeditate v.
267	General	önceden haber vermek	prophesy v.
268	General	önceden görmek	anticipate v.
269	General	önceden hazırlamak	predispose to v.
270	General	önceden kestirmek	dope out v.
271	General	önceden kararlaştırmak	predetermine v.
272	General	önceden hüküm vermek	prejudge v.
273	General	önceden uyarmak	previse v.
274	General	önceden pişirmek	precook v.
275	General	önceden göndermek	send forward v.
276	General	parasını önceden vermek	prepay v.
277	General	önceden haber vermek	prognosticate v.
278	General	önceden canlandırmak	prefigure v.
279	General	önceden var olmak	preexist v.
280	General	parçalarını önceden hazırlamak	prefabricate v.
281	General	önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak	have second thoughts about v.
282	General	önceden ima etmek	foreshadow v.
283	General	önceden tahmin etmek	forecast v.
284	General	önceden belirtmek	predetermine v.
285	General	önceden hazırlamak	prefabricate v.
286	General	önceden görmek	foresee v.
287	General	önceden ayarlamak	prearrange v.
288	General	önceden gördüğünü sanmak	deja vu v.
289	General	önceden kısmet etmek	foreordain v.
290	General	önceden nasip etmek	predestinate v.
291	General	önceden hazırlamak	precondition v.
292	General	önceden yapmak	forestall v.
293	General	önceden saptamak	predetermine v.
294	General	önceden gitmek	forego v.
295	General	önceden ödemek	prepay v.
296	General	önceden anlamak	foretaste v.
297	General	önceden fikir vermek	prefigure v.
298	General	önceden hazırlamak	predispose v.
299	General	yazgısını önceden tayin etmek	seal one's fate v.
300	General	önceden kurmak	preset v.
301	General	önceden söylemek	predict v.
302	General	önceden göstermek	foreshow v.
303	General	yazgısını önceden belirlemek	predestine for v.
304	General	önceden haber vermek	give notice v.
305	General	önceden tayin etmek (yaşarken başına gelecekleri)	predestine v.
306	General	önceden sezmek	foresee v.
307	General	nasıl cevap vermesi gerektiğini önceden söylemek (birine)	prime v.
308	General	önceden bilmek	foreknow v.
309	General	önceden haber vermek (bir olayın gerçekleşeceğini)	prophesy v.
310	General	önceden düşünmek	discount v.
311	General	önceden karıştırmak	premix v.
312	General	önceden imal etmek	prefabricate v.
313	General	önceden izole etmek	pre isolate v.
314	General	önceden görmek	presage v.
315	General	önceden varsaymak	presuppose v.
316	General	önceden haber vermek	portend v.
317	General	önceden hazırlamak	prearrange v.
318	General	önceden haber vermek	previse v.
319	General	önceden açıklamak	premise v.
320	General	önceden yapmak	anticipate v.
321	General	önceden ayırmak	preempt v.
322	General	önceden nasip etmek	preordain v.
323	General	önceden hazırlamak	preset v.
324	General	önceden tayin etmek	predetermine v.
325	General	önceden uyarmak	forewarn v.
326	General	önceden bildirmek	augur v.
327	General	önceden takdir etmek	foreordain v.
328	General	önceden düşünmek	envisage v.
329	General	geleceğini önceden belirlemek	destine v.
330	General	önceden tayin etmek (cennete/cehenneme gideceğini)	predestine for v.
331	General	önceden yaşamış gibi hissetmek	dejavu v.
332	General	önceden silahlamak	forearm v.
333	General	önceden ayarlamak	put up v.
334	General	önceden göstermek	foreshadow v.
335	General	önceden haber vermek	presage v.
336	General	önceden planlamak	forecast v.
337	General	önceden üretmek	prefabricate v.
338	General	önceden bilmek	foretell v.
339	General	önceden yer ayırtmak	make a booking v.
340	General	önceden satın almak	buy forward v.
341	General	önceden yetki vermek	preauthorize v.
342	General	önceden izin vermek	preauthorize v.
343	General	daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek	wheel out v.
344	General	önceden tanımlamak	predefine v.
345	General	önceden kabul etmek	consent in advance v.
346	General	önceden kabul etmek	accept in advance v.
347	General	önceden yapılan işi bozmak	unwork v.
348	General	önceden kabul etmek	preaccept v.
349	General	önceden kabul etmek	agree beforehand v.
350	General	önceden ayarlamak	preadjust v.
351	General	önceden şekillendirmek	preform v.
352	General	önceden biçimlendirmek	preform v.
353	General	şeklinin nasıl olacağını önceden belirlemek	preform v.
354	General	kaderini önceden belirlemek	destine v.
355	General	önceden düşünmek	think ahead v.
356	General	önceden belirtmek	foreshadow v.
357	General	önceden tutmak	pre-empt v.
358	General	önceden yetki vermek	pre-authorize v.
359	General	önceden satın almak	pre-empt v.
360	General	önceden ayarlamak	pre-engage v.
361	General	önceden izin vermek	pre-authorize v.
362	General	önceden düzenlemek	prearrange v.
363	General	önceden haber vermek	forewarn v.
364	General	önceden planlamak	premeditate v.
365	General	önceden hüküm vermek	forejudge v.
366	General	önceden bilmek	foresee v.
367	General	önceden önlem almak	take precautions v.
368	General	önceden önlem almak	take preventive precautions v.
369	General	önceden önlem almak	take preventive measures v.
370	General	önceden teşekkür etmek	thank in advance v.
371	General	önceden bildirmek	tell beforehand v.
372	General	önceden bildirmek	declare beforehand v.
373	General	önceden bildirmek	foretell v.
374	General	önceden haberi olmak	foreknow v.
375	General	önceden haberi olmak	already know v.
376	General	önceden haberi olmak	know in advance v.
377	General	önceden haberi olmak	know beforehand v.
378	General	önceden planlanmak	plan beforehand v.
379	General	çok önceden ölmek	die a long time ago v.
380	General	önceden rezervasyon yapmak	make a reservation beforehand v.
381	General	önceden rezervasyon yaptırmak	make a reservation beforehand v.
382	General	önceden inşa etmek	prebuild v.
383	General	kuru fasulyeleri bir gece önceden ıslatmak	soak the beans the night before v.
384	General	kuru fasulyeleri bir gece önceden ıslatmak	soak the beans overnight v.
385	General	önceden/önden aramak	call ahead v.
386	General	önceden satın almak	preempt v.
387	General	önceden tutmak	preempt v.
388	General	önceden ayırmak	pre-empt v.
389	General	önceden var olmak	pre-exist v.
390	General	önceden planlamak	pre-plan v.
391	General	önceden görmek/göstermek	preview v.
392	General	önceden sipariş etmek	preorder v.
393	General	önceden belirlemek	destine v.
394	General	(önceden kararlaştırılmış bir) seyahate çıkmak	make a trip v.
395	General	önceden rezervasyon yapmak	book in advance v.
396	General	çok önceden yapmak	preproperate v.
397	General	önceden tahmin etmek	forespeak v.
398	General	önceden monte etmek	preassemble v.
399	General	önceden tedbir almak	forestall v.
400	General	önceden önlem almak	forestall v.
401	General	önceden görmek	presee v.
402	General	önceden sahip olmak	precontain v.
403	General	önceden içermek	precontain v.
404	General	önceden çözüm bulmak	tackle v.
405	General	önceden göstermek	adumbrate v.
406	General	önceden ima etmek	adumbrate v.
407	General	önceden almak/tedarik etmek	advance v.
408	General	önceden belirtmek	adumbrate v.
409	General	önceden bilmek	read v.
410	General	önceden bildirmek	read v.
411	General	önceden görmek	read v.
412	General	önceden haber etmek	read v.
413	General	(istemsiz bir şekilde, bir konu hakkında) önceden haber vermek	telegraph v.
414	General	önceden haber vermek	tell v.
415	General	daha önceden tavanı desteklemek bırakılmış mineral sütunlarını sökmek	work the goaf v.
416	General	konuyu önceden düşünmek	anticipate v.
417	General	konuyu önceden konuşmak	anticipate v.
418	General	önceden göstermek	umbrate [obsolete] v.
419	General	önceden tahsis etmek	predispose v.
420	General	önceden bilmek	envision v.
421	General	önceden haberi olmak	envision v.
422	General	(önceden düşünülenin) aksini düşünmek	unthink v.
423	General	önceden işlediği suçu tekrar işlemek	fall from grace v.
424	General	istenen sonucu güvenceye almak için önceden ayarlamak	rig v.
425	General	önceden bildirmek	denounce [obsolete] v.
426	General	önceden tahsis etmek	destine v.
427	General	bir şeyin formunu veya yapısını önceden belirlemek	determine v.
428	General	önceden takdir etmek	determine v.
429	General	teslimatı önceden ayarlamak	route v.
430	General	önceden ödemek	impress v.
431	General	geleceği önceden söylemek	ominate [obsolete] v.
432	General	önceden sezmek	ominate [obsolete] v.
433	General	önceden uyarmak	diswarn v.
434	General	(önceden uyararak) vazgeçirmek	diswarn v.
435	General	önceden ikaz ederek ikna etmek	diswarn v.
436	General	önceden varsaymak	contemplate v.
437	General	önceden kaderine yazılmış olmak	fate v.
438	General	(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak	invaginate v.
439	General	önceden hazırlamak	plant v.
440	General	önceden ayırmak	coopt v.
441	General	önceden satın almak	coopt v.
442	General	önceden çözüme kavuşturmak	foreclose v.
443	General	önceden haber vermek	foredeem v.
444	General	önceden bilmek	foredeem v.
445	General	önceden planlamak	foredesign v.
446	General	önceden hedeflemek	foredesign v.
447	General	önceden belirlemek	foredetermine v.
448	General	önceden hüküm vermek	foredetermine v.
449	General	önceden bahşetmek	foredispose v.
450	General	önceden mahkum etmek	foredoom v.
451	General	önceden lanetlemek	foredoom v.
452	General	önceden hissetmek	forefeel v.
453	General	önceden sezmek	forefeel v.
454	General	önceden duymak	forehear v.
455	General	önceden değerlendirmek	forehent [obsolete] v.
456	General	önceden benimsemek	forehent [obsolete] v.
457	General	önceden inanmak	forehold v.
458	General	önceden tahmin edip ona göre davranmak	forehold v.
459	General	önceden yatırmak	forelay v.
460	General	önceden koymak	forelay v.
461	General	önceden yerleştirmek	forelay v.
462	General	önceden düzenleme yapmak	forelay [dialect] v.
463	General	önceden vermek	forelend v.
464	General	önceden hibe etmek	forelend v.
465	General	önceden bağışlamak	forelend v.
466	General	önceden niyet etmek	foremean [obsolete] v.
467	General	önceden tayin etmek	foreordain v.
468	General	önceden atamak	foreordain v.
469	General	önceden buyurmak	foreordain v.
470	General	önceden kısmet etmek	foreordinate v.
471	General	önceden takdir etmek	foreordinate v.
472	General	önceden tayin etmek	foreordinate v.
473	General	önceden atamak	foreordinate v.
474	General	önceden buyurmak	foreordinate v.
475	General	önceden planlamak	foreplan v.
476	General	önceden tayin etmek	forepoint v.
477	General	önceden belirtmek	forepoint v.
478	General	önceden bildirmek	forepoint v.
479	General	önceden değer biçmek	foreprize v.
480	General	önceden derecelendirmek	foreprize v.
481	General	önceden değerlendirmek	foreprize v.
482	General	önceden belirlemek	foreprize [obsolete] v.
483	General	önceden sağlamak	foreprize [obsolete] v.
484	General	önceden halletmek	foreprize [obsolete] v.
485	General	önceden almak	foreprize [obsolete] v.
486	General	önceden haber vermek	foreread v.
487	General	önceden bildirmek	foreread v.
488	General	önceden koşmak	forerun v.
489	General	önceden haber vermek	foresay v.
490	General	önceden bildirmek	foresay v.
491	General	önceden davranmak	foresee v.
492	General	önceden halletmek	foresee v.
493	General	önceden görmek	foresee [obsolete] v.
494	General	önceden görüşmek	foresee [obsolete] v.
495	General	önceden düşünmek	foresee [obsolete] v.
496	General	önceden el koymak	foreseize v.
497	General	önceden kapmak	foreseize v.
498	General	önceden fikir vermek	foreshadow v.
499	General	önceden canlandırmak	foreshadow v.
500	General	önceden göstermek	foreshew v.