(zeki

Meanings of "(zeki" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

	Category	Turkish	English
Idioms
1	Idioms	(zeki	be touched with something v.

Meanings of "(zeki" with other terms in English Turkish Dictionary : 318 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	zeki	smart adj.
I knew you were a smart kid the minute I saw you. Seni gördüğüm anda zeki bir çocuk olduğunu anlamıştım. More Sentences
2	Common Usage	zeki	clever adj.
It is a very cautious, perhaps technocratic and certainly intelligent, and sometimes even clever paper. Çok temkinli, belki de teknokratik ve kesinlikle akıllı ve hatta bazen zeki bir belgedir. More Sentences
3	Common Usage	zeki	intelligent adj.
The majority of Frenchmen are, in general, more intelligent than France. Fransızların çoğunluğu genel olarak Fransa'dan daha zekidir. More Sentences
General
4	General	zeki	brain n.
She has brains. O zekidir. More Sentences
5	General	zeki kimse	brain n.
He is one of the best brains in our country. Ülkemizdeki en zeki kimselerden biridir. More Sentences
6	General	zeki yaşam	intelligent life n.
Is there intelligent life on other planets? Başka gezegenlerde zeki yaşam var mı? More Sentences
7	General	zeki	witty adj.
Tom is witty. Tom zekidir. More Sentences
8	General	zeki	ingenious adj.
The ingenious man received the prestigious award for the first time. Zeki adam ilk kez prestij ödülü aldı. More Sentences
9	General	zeki	discerning adj.
This is a discerning way of ridiculing the Kremlin's authoritarian press policy. Bu, Kremlin'in otoriter basın politikasını alaya almanın zeki bir yoludur. More Sentences
10	General	zeki	clever adj.
Clever people of Europe, the money is on its way. Avrupa'nın zeki insanları, para yolda. More Sentences
11	General	zeki	astute adj.
I want to voice here my gratitude to Günter Verheugen, who has proved to be an astute, passionate negotiator. Burada, zeki ve tutkulu bir müzakereci olduğunu kanıtlayan Günter Verheugen'e şükranlarımı sunmak istiyorum. More Sentences
12	General	zeki	intelligent adj.
He is clearly an exceptionally talented, able and intelligent central banker. Kendisinin son derece yetenekli, becerikli ve zeki bir merkez bankacısı olduğu açıktır. More Sentences
13	General	zeki	sharp adj.
They're quite sharp. Oldukça zekiler. More Sentences
14	General	zeki	intellectual adj.
Besides being beautiful, she is kind and intellectual. O, güzel olmanın yanında kibar ve zekidir. More Sentences
15	General	zeki	cute adj.
He's very cute and he's really smart. Çok tatlı ve çok zeki. More Sentences
16	General	zeki	brilliant adj.
You're brilliant. Zekisin. More Sentences
17	General	zeki	acute adj.
He's an acute businessman. O zeki bir iş adamıdır. More Sentences
18	General	yeterince zeki	clever enough adj.
You're clever, but not clever enough. Sen zekisin, ama yeterince zeki değil. More Sentences
19	General	zeki	bright adj.
Tom wasn't a bright student. Tom zeki bir öğrenci değildi. More Sentences
20	General	zeki	sharp-witted adj.
Tom is sharp-witted. Tom keskin zekalı. More Sentences
21	General	fazlasıyla zeki	too clever adj.
You're too clever for your own good. Gerekenden de fazla zekisin. More Sentences
22	General	en zeki/akıllı	the cleverest adj.
Even the cleverest students can make silly mistakes. En zeki öğrenciler bile aptalca hatalar yapabilirler. More Sentences
23	General	daha zeki/akıllı	cleverer adj.
John is cleverer than Bill. John Bill'den daha zeki. More Sentences
24	General	zeki	pretty adj.
You're a pretty smart kid, aren't you? Sen çok zeki bir çocuksun, değil mi? More Sentences
Colloquial
25	Colloquial	çok zeki	very clever adj.
He is a nice person, to be sure, but not very clever. Şüphesiz iyi biri ama çok zeki değil. More Sentences
26	Colloquial	çok zeki	so clever adj.
You think you're so clever. Kendini çok zeki sanıyorsun. More Sentences
General
27	General	zeki kimse	intellect n.
28	General	zeki	quick of comprehension n.
29	General	zeki	understanding n.
30	General	çok zeki kişi	brainiac n.
31	General	çok zeki kadın	minerva n.
32	General	zeki	hardhead n.
33	General	zeki ama anti-sosyal	geek n.
34	General	zeki ve çekici kadın	intelligent and attractive woman n.
35	General	zeki yaşam formu	intelligent life form n.
36	General	zeki kararlar	clever decisions n.
37	General	zeki oğlan	clever boy n.
38	General	zeki çocuk	clever boy n.
39	General	zeki kız	clever girl n.
40	General	uyanık ve zeki kimse	nimblewit n.
41	General	zeki olma	nerdiness n.
42	General	zeki ama asosyal olma	nerdiness n.
43	General	zekaya aşık kimse. zeki insanı romantik veya cinsel yönden çekici bulan kişi	sapiophile n.
44	General	çok zeki veya kültürlü olmayan kimse	yahoo n.
45	General	zeki olmama	unintelligence n.
46	General	zeki adam	bel-esprit n.
47	General	zeki ve yaramaz olma	waggery n.
48	General	oldukça zeki veya başarılı kimse	bird n.
49	General	kendince zeki kimse	witling n.
50	General	sözde zeki kimse	witling n.
51	General	geneli zeki, çalışkan ve yasalara saygılı olma gibi arzu edilen özelliklere sahip olan azınlık grubu	model minority n.
52	General	zeki manipülatör	operative n.
53	General	yönetim ekibindeki en zeki kişi	rocket scientist n.
54	General	çok zeki olmayan kimse	feather weight n.
55	General	zeki ama anti-sosyal insanlar	geekdom n.
56	General	zeki ama anti-sosyal insanlara özgü olma	geekiness n.
57	General	zeki ama anti-sosyal olma	geekiness n.
58	General	zeki olma	geist n.
59	General	zeki kimse	snollygoster n.
60	General	neşeli ve zeki çocuk	sunbeam n.
61	General	aşırı zeki kimse	superbrain n.
62	General	çok zeki olmak	have a good head on one's shoulders v.
63	General	akıllı/zeki geçinmek	act as if he/she was smart v.
64	General	zeki olmak	coruscate v.
65	General	zeki olmak	cut a rusty v.
66	General	daha zeki	wittier adj.
67	General	zeki	sapient adj.
68	General	zeki	wideawake adj.
69	General	zeki	apt adj.
70	General	en zeki	wittiest adj.
71	General	zeki	sagacious adj.
72	General	zeki	witted adj.
73	General	zeki	perceptional adj.
74	General	zeki	neat adj.
75	General	zeki	spiritual adj.
76	General	zeki	sharp witted adj.
77	General	zeki	brainy adj.
78	General	zeki	penetrating adj.
79	General	zeki	clear adj.
80	General	kadar zeki	as wise as adj.
81	General	zeki	sparkling adj.
82	General	zeki	subtile adj.
83	General	zeki	nifty adj.
84	General	zeki	quick witted adj.
85	General	zeki	longheaded adj.
86	General	zeki	shrewd adj.
87	General	zeki olmayan	unwise adj.
88	General	zeki	sharpwitted adj.
89	General	zeki olmayan	unintelligent adj.
90	General	zeki	knowledgeable adj.
91	General	zeki	keen adj.
92	General	zeki	as fresh as paint adj.
93	General	zeki	penetrative adj.
94	General	zeki	luminous adj.
95	General	zeki	subtle adj.
96	General	zeki	nimble adj.
97	General	zeki	clear eyed adj.
98	General	zeki	incisive adj.
99	General	zeki	perspicacious adj.
100	General	zeki	quickwitted adj.
101	General	zeki	as sharp as a needle adj.
102	General	en zeki	sharpest adj.
103	General	daha zeki	shrewder adj.
104	General	zeki	shrewdest adj.
105	General	zeki	daedalian adj.
106	General	zeki	able-minded adj.
107	General	zeki	keen-witted adj.
108	General	zeki	clear-eyed adj.
109	General	zeki	nimble-witted adj.
110	General	zeki	quick-witted adj.
111	General	çok zeki	fiendish adj.
112	General	zeki	quick adj.
113	General	aşırı zeki	overwise adj.
114	General	son derece zeki	too clever adj.
115	General	çok zeki	too clever adj.
116	General	zeki	acuminous adj.
117	General	zeki	canny adj.
118	General	zeki	nimble-minded adj.
119	General	zeki	nimblewitted adj.
120	General	zeki	tidy adj.
121	General	aşırı zeki	ultrasmart adj.
122	General	zeki olmayan	unapprehensive adj.
123	General	zeki olmayan	underwitted adj.
124	General	zeki	knowing adj.
125	General	zeki	enginous adj.
126	General	zeki olmayan	unsmart adj.
127	General	zeki olmayan	unwitty adj.
128	General	zeki	volable adj.
129	General	zeki	old-fashioned [dialect] [uk] adj.
130	General	zeki	old-fashioned [dialect] [uk] adj.
131	General	zeki	dexterous adj.
132	General	zeki	dextrous adj.
133	General	yeniliklere meraklı ve zeki	in adj.
134	General	zeki olmayan	inficete adj.
135	General	zeki	ingenious [obsolete] adj.
136	General	zeki	good adj.
137	General	zeki	conceited [obsolete] adj.
138	General	zeki	conceitful [obsolete] adj.
139	General	zeki	piercing adj.
140	General	zeki	clear adj.
141	General	zeki	feat [dialect] [uk] adj.
142	General	aşırı zeki	dazzling adj.
143	General	zeki	fine [obsolete] adj.
144	General	zeki ama anti-sosyal insanlara benzeyen	geeky adj.
145	General	zeki ama anti-sosyal insanlara özgü	geeky adj.
146	General	çok zeki	scholastic adj.
147	General	zeki	sleightful adj.
148	General	zeki	sleighty [dialect] adj.
149	General	zeki geçinen	smart ass adj.
150	General	zeki geçinen	smart-assed adj.
151	General	zeki	snack adj.
152	General	zeki	solert adj.
153	General	süper zeki	superintelligent adj.
154	General	çok zeki	superintelligent adj.
155	General	hiper zeki	hyperintelligent adj.
156	General	aşırı zeki	hyperintelligent adj.
157	General	çok zeki	superbright adj.
158	General	aşırı zeki	superslick adj.
159	General	aşırı zeki	supersmart adj.
160	General	aşırı zeki	supersubtile [obsolete] adj.
161	General	aşırı zeki	supersubtle adj.
162	General	zeki olmayan bir şekilde	uncleverly adv.
163	General	zeki bir şekilde	intellectively adv.
Phrasals
164	Phrasals	kendinden daha çekici, zeki, yetenekli, üst sınıftan biriyle evlenmek	marry up v.
Colloquial
165	Colloquial	zeki geçinen tip	alec n.
166	Colloquial	bir gruptaki en zeki kişi	the brains of the outfit n.
167	Colloquial	olağanüstü zeki davranış	wise move n.
168	Colloquial	olağanüstü zeki davranış	masterly move n.
169	Colloquial	zeki insan	bright spark n.
170	Colloquial	çok zeki	double-dome n.
171	Colloquial	akıllı/zeki çocuk	quiz kid n.
172	Colloquial	akıllı/zeki genç	quiz kid n.
173	Colloquial	zeki ama popüler olmayan kimse	poindexter n.
174	Colloquial	zeki ve çevik asker	guardee [uk] n.
175	Colloquial	sözde zeki kimse	smarty n.
176	Colloquial	sözde zeki kimse	smartie n.
177	Colloquial	pek akıllı/zeki olmamak	be not all there v.
178	Colloquial	pek akıllı/zeki olmamak	be not quite there v.
179	Colloquial	olağanüstü zeki davranış	master-stroke adj.
180	Colloquial	zeki	on the beam adj.
181	Colloquial	çok zeki	whip-smart adj.
182	Colloquial	çok zeki	genius adj.
183	Colloquial	zeki	snazzy adj.
184	Colloquial	zeki ve sarkastik	dry wit adj.
185	Colloquial	yalnızca güzel değil zeki de	not just a pretty face expr.
186	Colloquial	zeki	with all the brains expr.
187	Colloquial	hiç zeki değil	none too clever expr.
188	Colloquial	pek zeki/çok akıllı biri değil	nothing going on upstairs expr.
189	Colloquial	pek zeki olmayan	several bricks short of a (full) load expr.
Idioms
190	Idioms	zeki ve aykırı erkek (yardımcı) karakter	manic pixie dream boy n.
191	Idioms	zeki	fire-breather n.
192	Idioms	zeki ama aklı bir karış havada kişi	absent-minded professor n.
193	Idioms	çok zeki kimse	a brain box n.
194	Idioms	kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip	a smart aleck n.
195	Idioms	kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip	a smart alec n.
196	Idioms	kendini zeki göstermeye çalışan tip	clever clever n.
197	Idioms	zeki	a bright spark n.
198	Idioms	zeki geçinen tip	smart aleck n.
199	Idioms	zeki ve çekici kadın	the thinking man's crumpet n.
200	Idioms	zeki geçinen tip	clever clogs n.
201	Idioms	zeki geçinen tip	clever dick n.
202	Idioms	zeki ve çekici adam	the thinking woman's crumpet n.
203	Idioms	(karşı cinsin ilgisini çeken) zeki/akıllı ve çekici kimse	the thinking man's/woman's crumpet n.
204	Idioms	çok zeki ve derin düşünceleri olan kimse	deep thinker n.
205	Idioms	zeki geçinen tip	a smart alec [uk] n.
206	Idioms	zeki geçinen tip	a smart aleck n.
207	Idioms	kendini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip	a smart alec n.
208	Idioms	zeki geçinen tip	a smart alec n.
209	Idioms	kendini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip	a smart aleck n.
210	Idioms	zeki geçinen tip	a smart aleck n.
211	Idioms	zeki tip	a smart cookie [us] n.
212	Idioms	zeki tip	one smart cookie [us] n.
213	Idioms	zeki gözlemci	acute observer n.
214	Idioms	çok zeki kimse	brain box n.
215	Idioms	zeki çocuk	brainchild n.
216	Idioms	gruptaki en zeki kişi	the brains of the outfit n.
217	Idioms	bu gruptaki en zeki kişi	the brains of this outfit n.
218	Idioms	o gruptaki en zeki kişi	the brains of that outfit n.
219	Idioms	(karşı cinsin ilgisini çeken) zeki/akıllı ve çekici kimse	the thinking man's/women's crumpet n.
220	Idioms	çok zeki/çok akıllı olmak	be all that v.
221	Idioms	çok zeki olmak	have a mind as sharp as a steel trap v.
222	Idioms	zeki olmak	have one's head screwed on the right way v.
223	Idioms	zeki olmak	get all the brains v.
224	Idioms	pek zeki olmamak	have a few kangaroos loose in the top paddock v.
225	Idioms	zeki olmak	have a hard head v.
226	Idioms	zeki/akıllı olmak	have something on the ball v.
227	Idioms	kendinden daha başarılı, zeki ve güzel olduğu düşünülen biriyle	hit above (one's) weight v.
228	Idioms	zeki/akıllı görünmek	look smart v.
229	Idioms	çok zeki olmak	be as sharp as a tack v.
230	Idioms	(zeki, hoş) bir yanı olmak	be touched with (something) v.
231	Idioms	pek akıllı/zeki olmamak	be not playing with a full deck v.
232	Idioms	pek zeki olmamak	be several bricks short of a (full) load v.
233	Idioms	pek zeki olmamak	be several cards short of a (full) deck v.
234	Idioms	pek zeki olmamak	be several cards short of a full deck v.
235	Idioms	çok zeki olmak	have a good head on shoulders v.
236	Idioms	çok zeki biri olmak	have a good head on your shoulders v.
237	Idioms	pek zeki olmamak	have kangaroos in the top paddock [australia] v.
238	Idioms	pek zeki olmamak	have kangaroos one's the top paddock [australia] v.
239	Idioms	zeki/akıllı olmak	have something/a lot on the ball [us] v.
240	Idioms	herkesten zeki bilgili olmak/görünmek	have/know all the answers v.
241	Idioms	birine kimin daha zeki/usta olduğunu göstermek	send a sow to minerva v.
242	Idioms	kendini zeki sanan	too clever by half adj.
243	Idioms	çok/aşırı zeki	too clever by half [uk] adj.
244	Idioms	çok fazla zeki	too clever by half [uk] adj.
245	Idioms	çok zeki	(as) sly as a fox adj.
246	Idioms	pek zeki/çok akıllı biri değil	not anything going on upstairs expr.
247	Idioms	pek zeki/çok akıllı biri değil	not anything upstairs expr.
248	Idioms	pek zeki/çok akıllı biri değil	not much going on upstairs expr.
249	Idioms	pek zeki/çok akıllı biri değil	not much upstairs expr.
250	Idioms	zeki	about it expr.
251	Idioms	zeki	bout it expr.
252	Idioms	çok zeki/akıllı biri	(one) smart apple expr.
253	Idioms	çok zeki	as sharp as a tack expr.
254	Idioms	zeki	quick on the trigger expr.
255	Idioms	zeki	quick on the uptake expr.
256	Idioms	çok zeki	crazy like a fox expr.
257	Idioms	(biri) pek zeki değil	(one) is not playing with a full deck expr.
258	Idioms	(biri) yeteri kadar zeki değil	(one's) elevator doesn't go all the way to the top expr.
259	Idioms	(biri) kendini çok zeki sanıyor/zannediyor	(someone) thinks (they) are so smart expr.
260	Idioms	(biri) çok akıllı/zeki olduğunu düşünüyor	(someone) thinks (they) are so smart expr.
261	Idioms	çok zeki	as clever as they come expr.
262	Idioms	son derece zeki	as clever as they come expr.
263	Idioms	çok zeki	as clever as they come expr.
264	Idioms	oldukça zeki	as clever as they come expr.
265	Idioms	son derece zeki	as clever as they come expr.
266	Idioms	aşırı zeki	as clever as they come expr.
267	Idioms	yalnızca güzel değil zeki de	more than just a pretty face expr.
Speaking
268	Speaking	ben zeki biriyim	I am an intelligent person expr.
269	Speaking	ben zeki biriyim	I am a smart person expr.
270	Speaking	ne kadar zeki olduğumuzu düşünsek de	no matter how clever we think we are expr.
271	Speaking	zeki olduğunu mu sanıyorsun!	you think you're so smart! expr.
Trade/Economic
272	Trade/Economic	zeki ve deneyimli borsa simsarı	wolf n.
Politics
273	Politics	siyahilerin beyazlardan daha az zeki savunan inanış	jensenism n.
Technical
274	Technical	zeki terminal	intelligent terminal n.
275	Technical	zeki	brainy adj.
Computer
276	Computer	zeki terminal	intelligent terminal n.
Psychology
277	Psychology	zeki insanları seksi bulan kişi	sapiosexual n.
Astronomy
278	Astronomy	zeki dünya dışı yaşam	alien intelligence n.
Zoology
279	Zoology	macaristan'a özgü oldukça zeki bir çoban köpeği ırkı	puli n.
Literature
280	Literature	zeki olma	astucity n.
281	Literature	zeki	astucious [obsolete] adj.
Basketball
282	Basketball	rakibin hatalarından yararlanmasını bilen zeki oyuncu	heady player n.
Mythology
283	Mythology	insan formunda olup büyü yapabilen, zeki ve fesat olarak betimlenen hayali yaratık	fairies n.
Archaic
284	Archaic	çok zeki kimse	wit n.
285	Archaic	daha zeki olmak	outwit v.
Slang
286	Slang	çekici ama pek zeki olmayan kadın	bim n.
287	Slang	zeki	sharp cookie n.
288	Slang	bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi	geek n.
289	Slang	çok zeki	brainbox n.
290	Slang	zeki ve seksi	smexy n.
291	Slang	zeki geçinen tip	a clever dick (brit) n.
292	Slang	zeki ama anti-sosyal olma durumu	geekdom n.
293	Slang	zeki ve seksi erkek	a stud-muffin n.
294	Slang	zeki ama antisosyal kişi	frog face n.
295	Slang	çok zeki ancak sosyal ilişkilerde başarısız olan kimse	nurd [obsolete] n.
296	Slang	zeki ama anti-sosyal	geke n.
297	Slang	bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi	geke n.
298	Slang	küstah ve zeki kimse	smartarse n.
299	Slang	zeki ama ucube tip	nerd n.
300	Slang	zeki geçinmek	play the smart-ass v.
301	Slang	kendini olduğundan zeki göstermek	fake the funk v.
302	Slang	zeki/uyanık olmak	know shit from shinola v.
303	Slang	zeki/uyanık olmak	tell shit from shinola v.
304	Slang	aşırı zeki	too far north adj.
305	Slang	akıl küpü (çok zeki oldukları düşünülen kuzey ingiltereli insanlara atıfla kullanılan bir ifade)	too far north adj.
306	Slang	çok zeki değil	not the full quid expr.
307	Slang	yeteri kadar zeki olmama	elevator doesn't go to the top floor expr.
308	Slang	pek zeki olmayan	the elevator doesn't go all the way to the top expr.
309	Slang	pek zeki değil	the elevator doesn't go (all the way) to the top floor expr.
310	Slang	biri pek zeki değil	someone's elevator doesn't go all the way to the top expr.
311	Slang	pek akıllı/zeki değil	three bricks shy of a (full) load expr.
British Slang
312	British Slang	sosyal standartları düşük olan genelde çalışan kesimden olup fazla zeki olmayan ve kötü giyinen kızları nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir söz	sharon and tracy n.
313	British Slang	zeki tip	clever-dick n.
314	British Slang	zeki tip	clever-clogs n.
315	British Slang	zeki/akıllı tip	egghead n.
Modern Slang
316	Modern Slang	yakışıklı ve zeki erkek	a bengali menace n.
317	Modern Slang	zeki olduğu halde bilerek aptal gibi davranma	amathia n.
318	Modern Slang	pek zeki değil	ain't that bright adj.