|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
after adv.
|
sonra |
|
Finally, after Kyoto, we should be able to rapidly produce precise proposals.
Son olarak, Kyoto'dan sonra hızlı bir şekilde kesin öneriler üretebilmeliyiz.
More Sentences
|
| General |
|
| 2 |
General |
after n.
|
öğleden sonra |
|
After all, our entire Parliament knows what is being discussed the afternoon after the meeting anyway.
Neticede, toplantıdan sonraki öğleden sonra ne konuşulduğunu zaten tüm Parlamentomuz biliyor.
More Sentences
|
| 3 |
General |
after adj.
|
sonraki |
|
The immediate assessment of some NGOs and others in the period after Rio was that it had been a failure.
Rio'dan sonraki dönemde bazı STK'ların ve diğerlerinin ilk değerlendirmesi Rio'nun bir başarısızlık olduğu yönündeydi.
More Sentences
|
| 4 |
General |
after adv.
|
arkasından |
|
No, a carrot is not important enough to need an exclamation mark after it.
Hayır, bir havuç arkasına ünlem işareti koymayı gerektirecek kadar önemli değildir.
More Sentences
|
| 5 |
General |
after adv.
|
daha sonra |
|
This directive was promised us, first of all, after summer 2002, then for the end of 2002.
Bu direktif bize öncelikle 2002 yazından sonra, daha sonra da 2002 sonu için söz verilmişti.
More Sentences
|
| 6 |
General |
after adv.
|
arayışında |
|
She is after a better job.
Daha iyi bir iş arayışında.
More Sentences
|
| 7 |
General |
after adv.
|
sonra |
|
The European Union cannot content itself with monitoring the fires and taking action after the disaster has occurred.
Avrupa Birliği yangınları izlemekle ve felaket meydana geldikten sonra harekete geçmekle yetinemez.
More Sentences
|
| 8 |
General |
after adv.
|
sonrasına |
|
The Commission left final decision making until after the opinion of the Council and Parliament had been heard.
Komisyon, nihai karar alma sürecini Konsey ve Parlamento'nun görüşlerinin alınmasının sonrasına bırakmıştır.
More Sentences
|
| 9 |
General |
after adv.
|
tarihinden sonra |
|
A number of domestic problems will still remain following membership, for there is a life after the accession date too.
Üyelikten sonra da bir takım iç sorunlar devam edecektir, çünkü katılım tarihinden sonra da bir hayat vardır.
More Sentences
|
| 10 |
General |
after prep.
|
yüzünden |
|
Less than a week after the matriculation ceremony, Tom already had a hundred friends.
Mezuniyet töreninin üzerinden bir hafta geçmeden Tom'un yüz arkadaşı olmuştu bile.
More Sentences
|
| 11 |
General |
after prep.
|
peşinde |
|
They have higher expectations and are not always after the cheapest price.
Beklentileri daha yüksektir ve her zaman en ucuz fiyatın peşinde değildirler.
More Sentences
|
| 12 |
General |
after prep.
|
peşinden |
|
Dorian heard him first stopping, and then hurrying after him.
Dorian onun önce durduğunu, sonra da peşinden koştuğunu duydu.
More Sentences
|
| 13 |
General |
after prep.
|
(rütbe/pozisyon) altında |
|
After all, when this system was agreed upon, the average lifespan was 63 years, two years under 65.
Sonuçta, bu sistem üzerinde anlaşmaya varıldığında ortalama yaşam süresi 63 yıldı ve 65 yaşın iki yıl altındaydı.
More Sentences
|
| 14 |
General |
after prep.
|
(bunun) üzerine |
|
After all, a house built on sand has no solid foundations.
Sonuçta, kum üzerine inşa edilen bir evin sağlam temelleri yoktur.
More Sentences
|
| 15 |
General |
after prep.
|
rağmen |
|
After a whole month, I never laid a hand on her.
Bir ay geçmesine rağmen ona asla dokunmadım.
More Sentences
|
| 16 |
General |
after adj.
|
sonra gelen |
|
| 17 |
General |
after adv.
|
ardından |
|
| 18 |
General |
after adv.
|
sonrası |
|
| 19 |
General |
after prep.
|
sonraları |
|
| 20 |
General |
after prep.
|
nedeniyle |
|
|
|
| 21 |
General |
after prep.
|
in ardından |
|
| 22 |
General |
after prep.
|
müteakip |
|
| 23 |
General |
after prep.
|
izleyen |
|
| 24 |
General |
after prep.
|
göre |
|
| 25 |
General |
after prep.
|
için |
|
| 26 |
General |
after prep.
|
izafeten |
|
| 27 |
General |
after prep.
|
-den sonra |
|
| 28 |
General |
after prep.
|
tarzında |
|
| 29 |
General |
after prep.
|
biçiminde |
|
| 30 |
General |
after prep.
|
peşi sıra |
|
| 31 |
General |
after prep.
|
ardından |
|
| 32 |
General |
after prep.
|
hakkında |
|
| 33 |
General |
after prep.
|
geçe (saat) |
|
| Computer |
|
| 34 |
Computer |
after n.
|
süre sonu |
|
| Marine |
|
| 35 |
Marine |
after adv.
|
kıça yakın |
|
|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
look after v.
|
ile ilgilenmek |
|
Tom looked after Mary while her parents were out shopping.
Tom ebeveynleri dışarıda alışveriş yapıyorken Mary ile ilgilendi.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
look after v.
|
göz kulak olmak |
|
They are going to look after him.
Ona göz kulak olacaklar.
More Sentences
|
| General |
|
| 3 |
General |
the day after n.
|
ertesi gün |
|
Tom came on Monday and went back the day after.
Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri gitti.
More Sentences
|
| 4 |
General |
life after death n.
|
ölümden sonra hayat |
|
Do you believe that there is life after death?
Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?
More Sentences
|
| 5 |
General |
day after tomorrow n.
|
yarından sonraki gün |
|
Things can, though, seem quite different the day after tomorrow.
Yine de her şey yarından sonraki gün oldukça farklı görünebilir.
More Sentences
|
|
|
| 6 |
General |
before and after n.
|
öncesi ve sonrası |
|
It is wrong to set dates before and after which stem cells can be used.
Kök hücrelerin hangi tarihten önce ve sonra kullanılabileceğini belirlemek yanlıştır.
More Sentences
|
| 7 |
General |
run after v.
|
arkasından koşmak |
|
A bunch of children ran after the rabbit.
Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.
More Sentences
|
| 8 |
General |
get after v.
|
sonra almak |
|
In all cases, the payout you will get after winning a certain trade is stated beforehand.
Her durumda, belirli bir anlaşmayı kazandıktan sonra alacağınız ödeme önceden belirtilir.
More Sentences
|
| 9 |
General |
look after v.
|
gözetmek |
|
The consumer organisations who are there to look after the best interests of consumers have not been misled.
Tüketicilerin menfaatlerini gözetmek için orada bulunan tüketici örgütleri yanlış yönlendirilmemiştir.
More Sentences
|
| 10 |
General |
go after v.
|
takip etmek |
|
Why aren't you going after Tom?
Neden Tom'u takip etmiyorsun?
More Sentences
|
| 11 |
General |
tag along after v.
|
arkasından gitmek |
|
The dog tagged along after his master.
Köpek, sahibinin arkasından gitti.
More Sentences
|
| 12 |
General |
go after v.
|
peşinde olmak |
|
It's a message that we're going after their top guys.
Bu en tepedeki adamların peşinde olduğumuza dair bir mesaj.
More Sentences
|
| 13 |
General |
run after v.
|
peşinden koşmak |
|
The bear ran after me.
Ayı peşimden koştu.
More Sentences
|
| 14 |
General |
look after v.
|
kollamak |
|
Could other elements be at play, such as self-interest and looking after the group's supporters?
Kişisel çıkar ve grubun destekçilerini kollamak gibi başka unsurlar da söz konusu olabilir mi?
More Sentences
|
| 15 |
General |
run after v.
|
kovalamak |
|
A cat ran after a mouse.
Bir kedi bir fareyi kovaladı.
More Sentences
|
| 16 |
General |
be after v.
|
peşinde olmak |
|
I know Tom is after me.
Tom'un peşimde olduğunu biliyorum.
More Sentences
|
| 17 |
General |
take after v.
|
benzemek |
|
She really takes after her mother.
Gerçekten annesine benziyor.
More Sentences
|
| 18 |
General |
come after v.
|
takip etmek |
|
Don't make me come after you, Tom.
Bana seni takip ettirme, Tom.
More Sentences
|
| 19 |
General |
tag along after v.
|
peşine takılmak |
|
The dog tagged along after his master.
Köpek, sahibinin peşine takıldı.
More Sentences
|
| 20 |
General |
take after v.
|
çekmek |
|
Naoto takes after his father in appearance.
Naoto görünüş olarak babasına çekmiş.
More Sentences
|
| 21 |
General |
run after v.
|
peşinde koşmak |
|
While she was running after the naughty boy, one of her shoes came off.
Yaramaz çocuğun peşinden koşarken ayakkabılarından biri çıktı.
More Sentences
|
| 22 |
General |
lust after v.
|
arzulamak |
|
I'm lusting after him.
Onu arzuluyorum.
More Sentences
|
| 23 |
General |
look after v.
|
çocuk bakmak |
|
Sami arranged for someone to look after his children while he was in jail.
Sami hapisteyken çocuklarına bakması için birini ayarladı.
More Sentences
|
| 24 |
General |
go after v.
|
peşinde koşmak |
|
He is always going after fame.
O her zaman şöhret peşinde koşuyor.
More Sentences
|
| 25 |
General |
go after v.
|
peşinden gitmek |
|
Thirty years of murderous assault and still he goes after the remnants of those unfortunate people.
Otuz yıl süren ölümcül saldırı ve hala o talihsiz insanlardan geriye kalanların peşinden gidiyor.
More Sentences
|
| 26 |
General |
look after v.
|
bakmak |
|
The Irish people are well capable of looking after themselves.
İrlanda halkı kendi başının çaresine bakabilecek kapasitededir.
More Sentences
|
| 27 |
General |
look after v.
|
ilgilenmek |
|
Those who looked after me told me that as far as they were concerned it was legionella.
Benimle ilgilenenler bana bunun bir lejyonella hastalığı olduğunu söylediler.
More Sentences
|
| 28 |
General |
name after v.
|
adını vermek |
|
I'm named after your grandfather.
Bana senin büyükbabanın adını vermişler.
More Sentences
|
| 29 |
General |
sought-after adj.
|
rağbet gören |
|
The fashion designer's limited edition collection became highly sought-after.
Moda tasarımcısının sınırlı sayıda üretilen koleksiyonu oldukça rağbet görür oldu.
More Sentences
|
| 30 |
General |
after all adv.
|
sonunda |
|
Tom has decided to do that after all.
Tom, sonunda bunu yapmaya karar verdi.
More Sentences
|
| 31 |
General |
soon after adv.
|
çok geçmeden |
|
Tom was executed soon after.
Tom çok geçmeden idam edildi.
More Sentences
|
| 32 |
General |
day after day adv.
|
günlerce |
|
The dog waited day after day for its master's return.
Köpek, günlerce sahibinin dönmesini bekledi.
More Sentences
|
| 33 |
General |
after a while adv.
|
bir süre sonra |
|
After a while, though, these, too, add up.
Ancak bir süre sonra bunlar da birikiyor.
More Sentences
|
| 34 |
General |
year after year adv.
|
yıllar geçtikçe |
|
Year after year, we have seen how the Council has acquired more ambitions.
Yıllar geçtikçe Konsey'in nasıl daha büyük hedefler benimsediğini gördük.
More Sentences
|
| 35 |
General |
after all adv.
|
yine de |
|
I tried many things but failed after all.
Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
More Sentences
|
| 36 |
General |
time after time adv.
|
defalarca |
|
Unfortunately, we have all, time after time after time, been disappointed.
Ne yazık ki hepimiz defalarca hayal kırıklığına uğradık.
More Sentences
|
| 37 |
General |
after all adv.
|
her şeye rağmen |
|
This is therefore a great way of keeping produce fresh after all.
Dolayısıyla bu, her şeye rağmen ürünleri taze tutmanın harika bir yoludur.
More Sentences
|
| 38 |
General |
ever after adv.
|
ondan sonra |
|
And they all lived happily ever after.
Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.
More Sentences
|
| 39 |
General |
and after adv.
|
ve sonrasında |
|
Finally, the plea for the ban on bullbars both during and after production receives our support.
Son olarak, üretim sırasında ve sonrasında demir çubukların yasaklanması talebi desteklenmektedir.
More Sentences
|
| 40 |
General |
after all adv.
|
zaten |
|
After all, both the MAGP and the FIFG are already so full of loopholes that you actually sail The Atlantic Dawn through.
Sonuçta, hem MAGP hem de FIFG zaten o kadar boşluklarla dolu ki, Atlantik Şafağı'na yelken açıyorsunuz.
More Sentences
|
| 41 |
General |
after meal adv.
|
yemekten sonra |
|
You need not wash the dishes after meals.
Yemekten sonra bulaşıkları yıkamana gerek yok.
More Sentences
|
| 42 |
General |
after all adv.
|
nihayet |
|
He said he would not come in, but he came in after all.
O içeri girmeyeceğini söyledi, ancak nihayet içeriye girdi.
More Sentences
|
| 43 |
General |
one after another adv.
|
peş peşe |
|
The buses left one after another.
Otobüsler peş peşe ayrıldılar.
More Sentences
|
| 44 |
General |
after all adv.
|
ne de olsa |
|
That, after all, is an objective of the Lisbon process.
Ne de olsa bu Lizbon sürecinin bir amacıdır.
More Sentences
|
| 45 |
General |
right after adv.
|
hemen |
|
We'll be back right after this commercial.
Bu reklamdan hemen sonra döneceğiz.
More Sentences
|
|
|
| 46 |
General |
one after another adv.
|
birer birer |
|
He examined the spare parts one after another.
Yedek parçaları birer birer inceledi.
More Sentences
|
| 47 |
General |
one after another adv.
|
birbiri arkasına |
|
Cars are running one after another before our eyes.
Arabalar gözlerimizin önünde birbiri ardına çalışıyor.
More Sentences
|
| 48 |
General |
one after another adv.
|
arka arkaya |
|
She bought articles of clothing one after another.
O arka arkaya giyim eşyaları aldı.
More Sentences
|
| 49 |
General |
after this adv.
|
bundan sonra |
|
What are your plans after this?
Bundan sonraki planlarınız neler?
More Sentences
|
| 50 |
General |
after a while adv.
|
biraz sonra |
|
After a while, the children settled down.
Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
More Sentences
|
| 51 |
General |
after all adv.
|
neticede |
|
After all we are exchanging arguments and each side needs to take the other seriously.
Neticede karşılıklı argümanlarımızı paylaşıyoruz ve her iki tarafın da diğerini ciddiye alması gerekiyor.
More Sentences
|
| 52 |
General |
right after adv.
|
akabinde |
|
Exams are right after summer vacation.
Sınavlar yaz tatilinin akabindedir.
More Sentences
|
| 53 |
General |
after doing adv.
|
yaptıktan sonra |
|
Tom will be exhausted after doing that.
Tom bunu yaptıktan sonra çok yorulacak.
More Sentences
|
| 54 |
General |
year after year adv.
|
yıldan yıla |
|
This city has been increasing in population year after year.
Bu kentin nüfusu yıldan yıla artıyor.
More Sentences
|
| 55 |
General |
after all adv.
|
buna karşın |
|
A number of Member States were opposed to it, and in this way, a compromise can be struck after all.
Bazı Üye Devletler buna karşı çıkıyordu ve bu şekilde bir uzlaşma sağlanabilir.
More Sentences
|
| 56 |
General |
not long after adv.
|
çok geçmeden |
|
The old woman was taken to a hospital, but she died not long after.
Yaşlı kadın bir hastaneye götürüldü ama çok geçmeden öldü.
More Sentences
|
| 57 |
General |
until after adv.
|
sonrasına kadar |
|
It is a vision such as that on which we should be working, and we should not wait until after the next disaster.
Üzerinde çalışmamız gereken böyle bir vizyondur ve bir sonraki felaket sonrasına kadar beklememeliyiz.
More Sentences
|
| 58 |
General |
after today adv.
|
bugünden sonra |
|
After today, I want to send the manuscript to a publishing house.
Bugünden sonra, taslağı bir yayınevine göndermek istiyorum.
More Sentences
|
| 59 |
General |
after that adv.
|
ondan sonra |
|
After that, you ask why the world does not improve.
Ondan sonra dünya neden düzelmiyor diye soruyorsunuz.
More Sentences
|
| 60 |
General |
year after year adv.
|
yıllardır |
|
We have to deal with the same old problem year after year.
Bu bilindik eski meseleyle yıllardır uğraşmak zorundayız.
More Sentences
|
| 61 |
General |
after you interj.
|
önden buyur |
|
After you.
Önden buyurun.
More Sentences
|
| Phrasals |
|
| 62 |
Phrasals |
look after v.
|
bakmak |
|
Several Spanish tourists said on TV that they had been looked after very well during this situation of emergency.
Bazı İspanyol turistler televizyonda bu acil durum sırasında kendilerine çok iyi bakıldığını söylediler.
More Sentences
|
| 63 |
Phrasals |
look after v.
|
gözetmek |
|
This should ensure that one-off, economically-vital industries can be looked after in a Member State.
Bu, tek seferlik, ekonomik açıdan hayati önem taşıyan endüstrilerin bir Üye Devlette gözetilebilmesini sağlamalıdır.
More Sentences
|
| 64 |
Phrasals |
be after v.
|
peşinde olmak |
|
I know Tom is after me.
Tom'un benim peşimde olduğunu biliyorum.
More Sentences
|
| 65 |
Phrasals |
come after v.
|
peşinden gelmek |
|
He'll come after me.
O benim peşimden gelecek.
More Sentences
|
| 66 |
Phrasals |
come after v.
|
takip etmek |
|
They're not coming after you.
Onlar seni takip etmiyorlar.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 67 |
Common Usage |
shortly after adv.
|
birazdan |
|
| General |
|
| 68 |
General |
after part n.
|
kıç taraf |
|
| 69 |
General |
woman after childbirth n.
|
loğusa |
|
| 70 |
General |
restoration after a disaster n.
|
afet sonrası restorasyon |
|
| 71 |
General |
a year after the crisis n.
|
krizden bir yıl sonra |
|
| 72 |
General |
morning after n.
|
akşamdan kalmışlık |
|
| 73 |
General |
after shave lotion n.
|
tıraş losyonu |
|
| 74 |
General |
after shave n.
|
tıraş losyonu |
|
| 75 |
General |
after effect n.
|
etki sonrası |
|
| 76 |
General |
after effect n.
|
bir olayın sonunda gerçekleşen |
|
| 77 |
General |
after effect n.
|
sonuç |
|
| 78 |
General |
after effect n.
|
gecikmiş etki |
|
| 79 |
General |
after effect n.
|
artçı |
|
| 80 |
General |
after-treatment n.
|
tamamlayıcı tedavi |
|
| 81 |
General |
after-dinner nap n.
|
kaylule |
|
| 82 |
General |
after-sales service n.
|
satış sonrası servis |
|
| 83 |
General |
after-shave n.
|
tıraş losyonu |
|
| 84 |
General |
after-life n.
|
öbür dünya |
|
| 85 |
General |
after-dinner nap n.
|
öğle uykusu |
|
| 86 |
General |
after-life n.
|
ahiret |
|
| 87 |
General |
after-sale service n.
|
satış sonrası hizmeti |
|
| 88 |
General |
morning after pill n.
|
doğum kontrol hapı |
|
| 89 |
General |
after work n.
|
iş çıkışı |
|
| 90 |
General |
after-party n.
|
asıl davetten sonraki parti |
|
| 91 |
General |
after-party n.
|
parti sonrası parti |
|
| 92 |
General |
after party n.
|
parti sonrası parti |
|
| 93 |
General |
after party n.
|
asıl davetten sonraki parti |
|
| 94 |
General |
a seeker after truth n.
|
gerçeği arayan |
|
| 95 |
General |
the morning after death n.
|
ölümden sonraki sabah |
|
| 96 |
General |
life after something n.
|
-den sonraki hayat |
|
| 97 |
General |
live happily ever after n.
|
(onlar erdi muradına) sonsuza dek mutlu yaşadılar |
|
| 98 |
General |
after sun lotion n.
|
güneş sonrası losyon |
|
| 99 |
General |
after body n.
|
öncesi ve sonrası hali |
|
| 100 |
General |
after image n.
|
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
|
| 101 |
General |
after sex selfie n.
|
bireylerin seks sonrası çektikleri kendi fotoğrafı |
|
| 102 |
General |
morning after pill n.
|
ertesi gün hapı |
|
| 103 |
General |
after-glow n.
|
gün batımı sonrası kızıllık |
|
| 104 |
General |
after-wit n.
|
sonradan algılama |
|
| 105 |
General |
after-wit n.
|
iş işten geçtikten sonra anlama |
|
| 106 |
General |
after effect n.
|
artçı etki |
|
| 107 |
General |
after effect n.
|
olay sonrası etki |
|
| 108 |
General |
sought-after style n.
|
aranan biçim |
|
| 109 |
General |
sought-after style n.
|
aranan biçem |
|
| 110 |
General |
sought-after style n.
|
aranan stil |
|
| 111 |
General |
be sought after v.
|
beğenilmek |
|
| 112 |
General |
look after one's benefit v.
|
çıkar gözetmek |
|
| 113 |
General |
inquire after health v.
|
halini sormak |
|
| 114 |
General |
lust after v.
|
ihtirasla arzulamak |
|
| 115 |
General |
hunt after v.
|
araştırmak |
|
| 116 |
General |
lust after v.
|
göz koymak |
|
| 117 |
General |
seek after v.
|
araştırmak |
|
| 118 |
General |
tag after v.
|
peşini bırakmamak |
|
| 119 |
General |
take out after v.
|
peşinden gitmek |
|
| 120 |
General |
seek after v.
|
peşinde olmak |
|
| 121 |
General |
tag after v.
|
arkasından gitmek |
|
| 122 |
General |
lust after v.
|
şehvetle arzu etmek |
|
| 123 |
General |
aspire after v.
|
amaçlamak |
|
| 124 |
General |
inquire after somebody's health v.
|
hal hatır sormak |
|
| 125 |
General |
look after a child v.
|
dadılık etmek |
|
| 126 |
General |
hanker after v.
|
arzulamak |
|
| 127 |
General |
inquire after someone v.
|
birini sormak |
|
| 128 |
General |
be much sought after v.
|
çok rağbette olmak |
|
| 129 |
General |
strain after v.
|
gayret etmek |
|
| 130 |
General |
tag along after v.
|
arkasından gelmek |
|
| 131 |
General |
look after one's interest v.
|
çıkar gözetmek |
|
| 132 |
General |
take out after v.
|
kovalamaya başlamak |
|
| 133 |
General |
search after v.
|
peşinde koşmak |
|
| 134 |
General |
inquire after someone v.
|
birinin hal ve hatırını sormak |
|
| 135 |
General |
see after v.
|
ilgilenmek |
|
| 136 |
General |
take after v.
|
biri gibi davranmak |
|
| 137 |
General |
look after one's own interests v.
|
çıkarlarını gözetmek |
|
| 138 |
General |
hanker after v.
|
gönlü kalmak |
|
| 139 |
General |
take after one's family v.
|
soya çekmek |
|
| 140 |
General |
inquire after somebody's health v.
|
halini sormak |
|
| 141 |
General |
tag after v.
|
kovalamak |
|
| 142 |
General |
be much sought after v.
|
çok rağbet görmek |
|
| 143 |
General |
look after one's interests v.
|
çıkar gözetmek |
|
| 144 |
General |
take after v.
|
izinden yürü |
|
| 145 |
General |
remembered after one is dead v.
|
adı kalmak |
|
| 146 |
General |
aspire after v.
|
amaç edinmek |
|
| 147 |
General |
hanker after v.
|
içi gitmek |
|
| 148 |
General |
look after v.
|
idare etmek |
|
| 149 |
General |
tag after v.
|
arkasından gelmek |
|
| 150 |
General |
be sought after v.
|
rağbet görmek |
|
| 151 |
General |
go after v.
|
çabalamak |
|
| 152 |
General |
hunt after v.
|
aramak |
|
| 153 |
General |
ask after someone v.
|
birinin sağlığını sormak |
|
| 154 |
General |
hunger after v.
|
susamak |
|
| 155 |
General |
take after v.
|
fiziki olarak birine benzemek |
|
| 156 |
General |
pant after v.
|
can atmak |
|
| 157 |
General |
take after somebody v.
|
çekmek |
|
| 158 |
General |
tag after v.
|
peşine takılmak |
|
| 159 |
General |
suffer so much after having something good v.
|
burnundan gelmek |
|
| 160 |
General |
look after one's own comfort v.
|
rahatına bakmak |
|
| 161 |
General |
tag along after v.
|
beraber gitmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) |
|
| 162 |
General |
hanker after v.
|
özlemini çekmek |
|
| 163 |
General |
look after a patient v.
|
hastaya bakmak |
|
| 164 |
General |
look after v.
|
bakımını üstlenmek |
|
| 165 |
General |
throw good money after bad v.
|
parayı sokağa atmak |
|
| 166 |
General |
be remembered after one is dead v.
|
adı kalmak |
|
| 167 |
General |
inquire after health v.
|
hal hatır sormak |
|
| 168 |
General |
pant after v.
|
için yanıp tutuşmak |
|
| 169 |
General |
go after v.
|
kovalamak |
|
| 170 |
General |
arrive after dark v.
|
karanlığa kalmak |
|
| 171 |
General |
run after women v.
|
zamparalık etmek |
|
| 172 |
General |
look after v.
|
çekip çevirmek |
|
| 173 |
General |
get after v.
|
çıkışmak |
|
| 174 |
General |
pattern oneself after someone v.
|
birini örnek almak |
|
| 175 |
General |
look after one's benefits v.
|
çıkar gözetmek |
|
| 176 |
General |
take after v.
|
birisine çekmek |
|
| 177 |
General |
look after v.
|
mukayyet olmak |
|
| 178 |
General |
hanker after v.
|
gözü kalmak |
|
| 179 |
General |
run after women v.
|
kadın peşinde koşmak |
|
| 180 |
General |
get after v.
|
paylamak |
|
| 181 |
General |
long after a friend v.
|
bir dostun özlemini çekmek |
|
| 182 |
General |
seek after v.
|
aramak |
|
| 183 |
General |
slaver after v.
|
şehvetle arzulamak |
|
| 184 |
General |
look after one's own benefits v.
|
çıkarlarını gözetmek |
|
| 185 |
General |
throw good money after bad v.
|
parasını sokağa atmak |
|
| 186 |
General |
tag along after v.
|
beraber gelmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) |
|
| 187 |
General |
be obliged to look after v.
|
bakmakla yükümlü olmak |
|
| 188 |
General |
be liable to look after v.
|
bakmakla yükümlü olmak |
|
| 189 |
General |
head the company after someone v.
|
birisinden sonra şirketin başına geçmek |
|
| 190 |
General |
look after patient v.
|
hasta bakmak |
|
| 191 |
General |
take after one's father v.
|
babasına çekmek |
|
| 192 |
General |
take after one's mother v.
|
annesine çekmek |
|
| 193 |
General |
inquire after someone v.
|
halini hatırını sormak |
|
| 194 |
General |
look after one's babies v.
|
yavrularına bakmak |
|
| 195 |
General |
run after v.
|
arkasından koşuşturmak |
|
| 196 |
General |
lust after v.
|
aşırı istemek |
|
| 197 |
General |
lust after v.
|
çok arzulamak |
|
| 198 |
General |
look after one's rights v.
|
haklarını gözetmek |
|
| 199 |
General |
look after an animal v.
|
hayvan bakmak |
|
| 200 |
General |
go after v.
|
kazanmaya çalışmak |
|
| 201 |
General |
go after v.
|
peşinden koşmak |
|
| 202 |
General |
go after v.
|
izlemek |
|
| 203 |
General |
slaver after v.
|
-e ağzının suyu akmak |
|
| 204 |
General |
pant after v.
|
-e içi gitmek |
|
| 205 |
General |
trail along after v.
|
peşine takılmak |
|
| 206 |
General |
name after v.
|
ismini vermek |
|
| 207 |
General |
take after v.
|
-e çekmek |
|
| 208 |
General |
take after v.
|
-e benzemek |
|
| 209 |
General |
not to be after something v.
|
peşinde olmamak |
|
| 210 |
General |
be stranded after a shipwreck v.
|
deniz kazasından kurtulup karaya çıkmak |
|
| 211 |
General |
be stranded after a shipwreck v.
|
kazazede olmak |
|
| 212 |
General |
look after v.
|
sahip çıkmak |
|
| 213 |
General |
feel sluggish after a meal v.
|
yemek sonrası ağırlık çökmek |
|
| 214 |
General |
feel sleepy after a meal v.
|
yemekten sonra ağırlık çökmek |
|
| 215 |
General |
feel sluggish after a meal v.
|
yemekten sonra ağırlık çökmek |
|
| 216 |
General |
feel sleepy after a meal v.
|
yemek sonrası ağırlık çökmek |
|
| 217 |
General |
come one after another v.
|
birbiri ardına gelmek |
|
| 218 |
General |
look after (one's) rights v.
|
haklarını gözetmek |
|
| 219 |
General |
look after (one's) rights v.
|
hak gözetmek |
|
| 220 |
General |
look after a baby v.
|
çocuk bakmak |
|
| 221 |
General |
look after a baby v.
|
bebek bakmak |
|
| 222 |
General |
be (still) friends after break up v.
|
ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak |
|
| 223 |
General |
be (still) friends after break up v.
|
ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak |
|
| 224 |
General |
stay friends after a break up v.
|
ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak |
|
| 225 |
General |
stay friends after a break up v.
|
ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak |
|
| 226 |
General |
go after a dream v.
|
hayal peşinden koşmak |
|
| 227 |
General |
run after a dream v.
|
hayal peşinden koşmak |
|
| 228 |
General |
ask after someone v.
|
hal hatır sormak |
|
| 229 |
General |
ask after someone v.
|
birinin durumunu sormak |
|
| 230 |
General |
crash right after takeoff v.
|
kalkıştan hemen sonra yere çakılmak |
|
| 231 |
General |
be after someone’s job v.
|
birinin işinde gözü olmak |
|
| 232 |
General |
be after someone’s job v.
|
birinin yerinde gözü olmak |
|
| 233 |
General |
name the baby after his/her dad v.
|
bebeğe babasının adını vermek |
|
| 234 |
General |
flock after someone v.
|
birinin peşinden gitmek |
|
| 235 |
General |
flock after someone v.
|
birinin peşine takılıp gitmek |
|
| 236 |
General |
get after someone v.
|
birisini kovalamak |
|
| 237 |
General |
get after someone v.
|
arkasından gitmek |
|
| 238 |
General |
shout after someone v.
|
birinin arkasından seslenmek |
|
| 239 |
General |
call after someone v.
|
birinin arkasından seslenmek |
|
| 240 |
General |
grope after someone v.
|
arkasından yakalamak |
|
| 241 |
General |
thirst after v.
|
-i çok istemek |
|
| 242 |
General |
thirst after v.
|
-e susamak |
|
| 243 |
General |
thirst after v.
|
-i çok arzu etmek |
|
| 244 |
General |
be buried after the noon prayer v.
|
öğlen namazına müteakip toprağa verilmek |
|
| 245 |
General |
be well-looked after v.
|
iyi bakılmak |
|
| 246 |
General |
dangle (after) v.
|
(birine) bağımlı olmak |
|
| 247 |
General |
be looked after v.
|
bakılmak |
|
| 248 |
General |
look after sick people v.
|
hasta insanlara bakmak |
|
| 249 |
General |
after-service adj.
|
hizmet sonrası |
|
| 250 |
General |
after-hours adj.
|
mesai sonrası |
|
| 251 |
General |
after one adj.
|
benzeyen |
|
| 252 |
General |
after one adj.
|
benzer |
|
| 253 |
General |
after one adj.
|
aynı |
|
| 254 |
General |
after one adj.
|
birbirine benzer |
|
| 255 |
General |
after one adj.
|
farksız |
|
| 256 |
General |
after one adj.
|
hem |
|
| 257 |
General |
after-lunch adj.
|
öğle yemeğinden sonra gerçekleşen |
|
| 258 |
General |
after-mentioned adj.
|
sonradan bahsi geçen |
|
| 259 |
General |
after-mentioned adj.
|
daha sonra bahsedilen |
|
| 260 |
General |
after-mentioned adj.
|
sonradan anılan |
|
| 261 |
General |
after-sales adj.
|
satış sonrası ile ilgili |
|
| 262 |
General |
after-witted adj.
|
sonradan aklı başına gelen |
|
| 263 |
General |
after-witted adj.
|
geç anlayan |
|
| 264 |
General |
morning-after adj.
|
bir olayın sonrasına ait |
|
| 265 |
General |
morning-after adj.
|
bir olayın sonrasında meydana gelen |
|
| 266 |
General |
day-after-day adj.
|
her gün gerçekleşen |
|
| 267 |
General |
day-after-day adj.
|
her gün olan |
|
| 268 |
General |
one after another adv.
|
birbiri arkasından |
|
| 269 |
General |
after a couple of minutes adv.
|
birkaç dakika sonra |
|
| 270 |
General |
one after the other adv.
|
birbiri peşi sıra |
|
| 271 |
General |
in after life adv.
|
yaşlandıkça |
|
| 272 |
General |
one after the other adv.
|
peş peşe |
|
| 273 |
General |
one after the other adv.
|
birbiri ardından |
|
| 274 |
General |
the day after tomorrow adv.
|
öbür gün |
|
| 275 |
General |
time after time adv.
|
tekrar tekrar |
|
| 276 |
General |
in after days adv.
|
ileride |
|
| 277 |
General |
one after the other adv.
|
art arda |
|
| 278 |
General |
one after another adv.
|
art arda |
|
| 279 |
General |
just after adv.
|
müteakiben |
|
| 280 |
General |
day after day adv.
|
üst üste her gün |
|
| 281 |
General |
after all adv.
|
alt tarafı |
|
| 282 |
General |
in after days adv.
|
gelecekte |
|
| 283 |
General |
after due consideration adv.
|
iyice düşünüp taşındıktan sonra |
|
| 284 |
General |
one after the other adv.
|
arka arkaya |
|
| 285 |
General |
one after the other adv.
|
birer birer |
|
| 286 |
General |
after dark adv.
|
ortalık karardıktan sonra |
|
| 287 |
General |
after mature consideration adv.
|
düşünüp taşındıktan sonra |
|
| 288 |
General |
time after time adv.
|
sık sık |
|
| 289 |
General |
in after life adv.
|
sonradan |
|
| 290 |
General |
one after the other adv.
|
üst üste |
|
| 291 |
General |
one after another adv.
|
birbiri peşi sıra |
|
| 292 |
General |
one after another adv.
|
sıra ile |
|
| 293 |
General |
time after time adv.
|
kırk kez |
|
| 294 |
General |
the week after next adv.
|
öbür hafta |
|
| 295 |
General |
after all adv.
|
sonuç olarak |
|
| 296 |
General |
ever after adv.
|
artık |
|
| 297 |
General |
day after day adv.
|
günden güne |
|
| 298 |
General |
day after day adv.
|
her gün |
|
| 299 |
General |
after one gestation adv.
|
bir batında |
|
| 300 |
General |
after all adv.
|
hiç yoktan |
|
| 301 |
General |
herein after adv.
|
bundan böyle |
|
| 302 |
General |
immediately after adv.
|
ardı sıra |
|
| 303 |
General |
soon after adv.
|
bir müddet sonra |
|
| 304 |
General |
after all adv.
|
bütün olan bitenden sonra |
|
| 305 |
General |
one after the other adv.
|
birbiri ardınca |
|
| 306 |
General |
after all adv.
|
en sonunda |
|
| 307 |
General |
after all adv.
|
velhasıl |
|
| 308 |
General |
right after adv.
|
derhal |
|
| 309 |
General |
hour after hour adv.
|
saatlerce |
|
| 310 |
General |
one after another adv.
|
birbiri ardından |
|
| 311 |
General |
after all adv.
|
buna rağmen |
|
| 312 |
General |
ever after adv.
|
hep |
|
| 313 |
General |
after all adv.
|
bununla birlikte |
|
| 314 |
General |
just after adv.
|
-den sonra |
|
| 315 |
General |
ever after adv.
|
ondan sonra daima |
|
| 316 |
General |
herein after adv.
|
aşağıda |
|
| 317 |
General |
after a certain age adv.
|
belirli bir yaştan sonra |
|
| 318 |
General |
day after day adv.
|
süreli |
|
| 319 |
General |
day after day adv.
|
biteviye |
|
| 320 |
General |
day after day adv.
|
günler boyu |
|
| 321 |
General |
one after another adv.
|
birbiri ardına |
|
| 322 |
General |
after christ adv.
|
ms |
|
| 323 |
General |
after christ adv.
|
milattan sonra |
|
| 324 |
General |
after a while adv.
|
bir süreden sonra |
|
| 325 |
General |
after christ adv.
|
millatan sonra |
|
| 326 |
General |
after drying adv.
|
kuruduktan sonra |
|
| 327 |
General |
after a while later adv.
|
kısa bir süre sonra |
|
| 328 |
General |
after a long time adv.
|
uzun süre sonra |
|
| 329 |
General |
time after time adv.
|
birçok kere |
|
| 330 |
General |
time after time adv.
|
birbiri ardınca |
|
| 331 |
General |
time after time adv.
|
art arda |
|
| 332 |
General |
time after time adv.
|
çoğu kez |
|
| 333 |
General |
day after day adv.
|
sürekli |
|
| 334 |
General |
day after day adv.
|
devamlı |
|
| 335 |
General |
even after adv.
|
-den sonra bile |
|
| 336 |
General |
immediately after adv.
|
akabinde |
|
| 337 |
General |
immediately after adv.
|
bir şeyin üstüne |
|
| 338 |
General |
right after adv.
|
hemen ardından |
|
| 339 |
General |
right after adv.
|
bir şeyin üstüne |
|
| 340 |
General |
after a fashion adv.
|
çok iyi değil |
|
| 341 |
General |
after a bit adv.
|
hemen sonra |
|
| 342 |
General |
after a bit adv.
|
kısa bir süre sonra |
|
| 343 |
General |
after all adv.
|
her şeye karşın |
|
| 344 |
General |
after all adv.
|
her ne olursa olsun |
|
| 345 |
General |
after a short break adv.
|
kısa bir aradan sonra |
|
| 346 |
General |
night after night adv.
|
üst üste her gece |
|
| 347 |
General |
night after night adv.
|
geceler boyu |
|
| 348 |
General |
night after night adv.
|
gecelerce |
|
| 349 |
General |
immediately after adv.
|
hemen akabinde |
|
| 350 |
General |
immediately after adv.
|
hemen sonrasında |
|
| 351 |
General |
only after a year adv.
|
sadece bir sene sonra |
|
| 352 |
General |
after a point adv.
|
bir noktadan sonra |
|
| 353 |
General |
after a certain point adv.
|
bir noktadan sonra |
|
| 354 |
General |
after a period of one year adv.
|
bir yıl aradan sonra |
|
| 355 |
General |
after a long time adv.
|
çok zaman sonra |
|
| 356 |
General |
after a little while adv.
|
kısa bir süre sonra |
|
| 357 |
General |
soon after adv.
|
akabinde |
|
| 358 |
General |
soon after adv.
|
-den az sonra |
|
| 359 |
General |
soon after adv.
|
-den hemen sonra |
|
| 360 |
General |
after all adv.
|
o kadar şeyden sonra |
|
| 361 |
General |
after a certain age adv.
|
belli bir yaştan sonra |
|
| 362 |
General |
after a certain age adv.
|
belli yaştan sonra |
|
| 363 |
General |
after a plane crash like this adv.
|
böyle bir uçak kazasından sonra |
|
| 364 |
General |
after a long wait adv.
|
uzun bir bekleyişten sonra |
|
| 365 |
General |
month after month adv.
|
her ay |
|
| 366 |
General |
month after month adv.
|
aydan aya |
|
| 367 |
General |
after a while adv.
|
kısa bir süre sonra |
|
| 368 |
General |
after a long day adv.
|
uzun bir günün sonunda |
|
| 369 |
General |
after a couple of weeks adv.
|
birkaç hafta sonra |
|
| 370 |
General |
after a few weeks adv.
|
birkaç hafta sonra |
|
| 371 |
General |
after meals adv.
|
öğünlerden sonra |
|
| 372 |
General |
after some time adv.
|
bir süre sonra |
|
| 373 |
General |
after hours adv.
|
çalışma saatleri sonrası |
|
| 374 |
General |
after hours adv.
|
iş sonrası |
|
| 375 |
General |
after hours adv.
|
mesai sonrası |
|
| 376 |
General |
year after year adv.
|
senelerdir |
|
| 377 |
General |
after world war II adv.
|
2. dünya savaşı sonrası |
|
| 378 |
General |
not long after adv.
|
(üzerinden/üstünden) çok geçmeden |
|
| 379 |
General |
soon after that adv.
|
(bundan) kısa bir süre sonra |
|
| 380 |
General |
after a while adv.
|
kısa zaman sonra |
|
| 381 |
General |
after work adv.
|
işten sonra |
|
| 382 |
General |
after shopping adv.
|
alışverişten sonra |
|
| 383 |
General |
after her mother's death adv.
|
annesinin ölümünden sonra |
|
| 384 |
General |
after his mother's death adv.
|
annesinin ölümünden sonra |
|
| 385 |
General |
after that adv.
|
daha sonra |
|
| 386 |
General |
after one adv.
|
benzer şekilde |
|
| 387 |
General |
after one adv.
|
benzer olarak |
|
| 388 |
General |
after one adv.
|
eşit bir şekilde |
|
| 389 |
General |
after one adv.
|
aynı şekilde |
|
| 390 |
General |
after the flesh adv.
|
akla yatkın olarak |
|
| 391 |
General |
after the flesh adv.
|
olası şekilde |
|
| 392 |
General |
after three-month halt adv.
|
üç aylık aradan sonra |
|
| 393 |
General |
right after adv.
|
hemen sonra |
|
| 394 |
General |
just after (that) prep.
|
hemen sonrasında |
|
| 395 |
General |
right after (that) prep.
|
hemen akabinde |
|
| 396 |
General |
right after (that) prep.
|
hemen sonrasında |
|
| 397 |
General |
just after (that) prep.
|
hemen akabinde |
|
| 398 |
General |
on and after conj.
|
-den başlayarak |
|
| 399 |
General |
once after conj.
|
-ın ardından |
|
| 400 |
General |
after you interj.
|
önden buyurun |
|
| 401 |
General |
30 days after service of this notice on you expr.
|
bu ihbarnamenin size tebliğ edilmesinden (tebliğ edildiği tarihten) 30 gün sonra |
|
| 402 |
General |
after swimming expr.
|
yüzmeden sonra |
|
| 403 |
General |
p.c. post cibum (after meals) abrev.
|
öğünlerden sonra |
|
| 404 |
General |
p.c. post cibum (after meals) abrev.
|
yemeklerden sonra |
|
| 405 |
General |
after being cleaned expr.
|
temizlendikten sonra |
|
| 406 |
General |
after cleaning expr.
|
temizlendikten sonra |
|
| Phrasals |
|
| 407 |
Phrasals |
keep after someone (about something) v.
|
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak |
|
| 408 |
Phrasals |
keep after someone (about something) v.
|
başının etini yemek |
|
| 409 |
Phrasals |
keep after someone (about something) v.
|
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek |
|
| 410 |
Phrasals |
stay after someone (about something) v.
|
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak |
|
| 411 |
Phrasals |
stay after someone (about something) v.
|
başının etini yemek |
|
| 412 |
Phrasals |
stay after someone (about something) v.
|
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek |
|
| 413 |
Phrasals |
take after v.
|
örnek almak |
|
| 414 |
Phrasals |
take after v.
|
peşine düşmek |
|
| 415 |
Phrasals |
tidy up after someone v.
|
birinin pisliğini temizlemek |
|
| 416 |
Phrasals |
tidy up after someone v.
|
birinin dağınıklığını toparlamak |
|
| 417 |
Phrasals |
tidy up after v.
|
(birinin) pisliğini temizlemek |
|
| 418 |
Phrasals |
tidy up after v.
|
(birinin) dağınıklığını toparlamak |
|
| 419 |
Phrasals |
feel after v.
|
aramak |
|
| 420 |
Phrasals |
listen after v.
|
ilgilenmek |
|
| 421 |
Phrasals |
look after v.
|
ummak |
|
| 422 |
Phrasals |
pattern after v.
|
taklit etmek |
|
| 423 |
Phrasals |
reach after v.
|
elde etmek için çaba sarf etmek |
|
| 424 |
Phrasals |
run after v.
|
bulmaya çalışmak |
|
| 425 |
Phrasals |
seek after v.
|
bulmaya çalışmak |
|
| 426 |
Phrasals |
start after v.
|
izlemek |
|
| 427 |
Phrasals |
take after v.
|
yolundan gitmek |
|
| 428 |
Phrasals |
seek after v.
|
almaya çalışmak |
|
| 429 |
Phrasals |
run after v.
|
aramak |
|
| 430 |
Phrasals |
pattern after v.
|
benzetmek |
|
| 431 |
Phrasals |
feel after v.
|
bir şeyi bulmak için aramaya koyulmak |
|
| 432 |
Phrasals |
look after v.
|
gözleriyle takip etmek |
|
| 433 |
Phrasals |
start after v.
|
takip etmek |
|
| 434 |
Phrasals |
look after v.
|
ardından bakmak |
|
| 435 |
Phrasals |
feel after v.
|
karanlıkta el yordamıyla birini aramak |
|
| 436 |
Phrasals |
pattern after v.
|
örnek almak |
|
| 437 |
Phrasals |
seek after v.
|
yanında istemek |
|
| 438 |
Phrasals |
look after v.
|
düşünmek |
|
| 439 |
Phrasals |
pattern after v.
|
izlemek |
|
| 440 |
Phrasals |
seek after v.
|
varlığına ihtiyaç duymak |
|
| 441 |
Phrasals |
pattern after v.
|
takip etmek |
|
| 442 |
Phrasals |
look after v.
|
zihnini meşgul etmek |
|
| 443 |
Phrasals |
pattern after v.
|
uymak |
|
| 444 |
Phrasals |
name after v.
|
adını vermek |
|
| 445 |
Phrasals |
call after v.
|
adını vermek |
|
| 446 |
Phrasals |
search after v.
|
aramak |
|
| 447 |
Phrasals |
inquire after v.
|
arayıp sormak |
|
| 448 |
Phrasals |
pattern something after something v.
|
aynı modelde yapmak |
|
| 449 |
Phrasals |
take after v.
|
birbirine benzemek |
|
| 450 |
Phrasals |
linger on after something v.
|
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
|
| 451 |
Phrasals |
stay after someone about something v.
|
başının etini yemek |
|
| 452 |
Phrasals |
lust after someone v.
|
birini arzulamak/istemek |
|
| 453 |
Phrasals |
take after someone v.
|
birine çekmek |
|
| 454 |
Phrasals |
take after someone v.
|
birine benzemek |
|
| 455 |
Phrasals |
keep after someone about something v.
|
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak |
|
| 456 |
Phrasals |
run around after someone v.
|
birinin kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak |
|
| 457 |
Phrasals |
stay on after something v.
|
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
|
| 458 |
Phrasals |
chase around after someone v.
|
birinin peşinden koşmak (arayıp durmak) |
|
| 459 |
Phrasals |
take after v.
|
benzer olmak |
|
| 460 |
Phrasals |
pattern something after something v.
|
bir şeyi başka bir şeye göre modellemek |
|
| 461 |
Phrasals |
take after v.
|
birbirinin eşi olmak |
|
| 462 |
Phrasals |
run around after someone v.
|
birinin peşinde koşmak |
|
| 463 |
Phrasals |
pattern something after something v.
|
birşeyin modelinde/modelini kullanarak yapmak |
|
| 464 |
Phrasals |
keep after someone about something v.
|
başının etini yemek |
|
| 465 |
Phrasals |
sweep up after someone v.
|
birinin ardından temizlik yapmak |
|
| 466 |
Phrasals |
send someone after someone v.
|
birini, birinin ardından/arkasından göndermek |
|
| 467 |
Phrasals |
stay after someone about something v.
|
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak |
|
| 468 |
Phrasals |
hanker after v.
|
çok arzulamak |
|
| 469 |
Phrasals |
take after v.
|
çekmek (birine) |
|
| 470 |
Phrasals |
hanker after v.
|
çok istemek |
|
| 471 |
Phrasals |
pine after someone v.
|
hasretini çekmek |
|
| 472 |
Phrasals |
inquire after v.
|
halini hatırını sormak |
|
| 473 |
Phrasals |
hanker after v.
|
gözü kalmak |
|
| 474 |
Phrasals |
name after v.
|
ismini vermek |
|
| 475 |
Phrasals |
hunt after v.
|
izini sürmek |
|
| 476 |
Phrasals |
make after v.
|
izini sürmek |
|
| 477 |
Phrasals |
make after v.
|
izlemek |
|
| 478 |
Phrasals |
call after v.
|
ismini vermek |
|
| 479 |
Phrasals |
be named after someone v.
|
ismini birinden almak |
|
| 480 |
Phrasals |
be after v.
|
istemek |
|
| 481 |
Phrasals |
look after oneself v.
|
kendine bakmak |
|
| 482 |
Phrasals |
look after oneself v.
|
kendine özen göstermek |
|
| 483 |
Phrasals |
go after v.
|
kovalamak |
|
| 484 |
Phrasals |
pine after someone v.
|
özlemini çekmek |
|
| 485 |
Phrasals |
look after oneself v.
|
kendisiyle ilgilenmek |
|
| 486 |
Phrasals |
make after v.
|
kovalamak |
|
| 487 |
Phrasals |
trot after v.
|
peşinden gitmek |
|
| 488 |
Phrasals |
come after v.
|
peşinden gitmek |
|
| 489 |
Phrasals |
take off after v.
|
peşine düşmek |
|
| 490 |
Phrasals |
go after v.
|
peşinde olmak |
|
| 491 |
Phrasals |
come after v.
|
peşinden kovalamak |
|
| 492 |
Phrasals |
look after v.
|
sorumluluğunu almak |
|
| 493 |
Phrasals |
make after v.
|
peşine düşmek |
|
| 494 |
Phrasals |
make after v.
|
takip etmek |
|
| 495 |
Phrasals |
take off after v.
|
takip etmek |
|
| 496 |
Phrasals |
make out after v.
|
takip etmek |
|
| 497 |
Phrasals |
strive after something v.
|
(bir şeyi elde etmek için) peşinden koşmak |
|
| 498 |
Phrasals |
set out after v.
|
(bir şeyi elde etmek için) peşinde olmak |
|
| 499 |
Phrasals |
go after v.
|
yakalamaya çalışmak |
|
| 500 |
Phrasals |
reach out after someone v.
|
(arkasından vb) elini uzatmak |
|
