bedel

Meanings of "bedel" in Turkish English Dictionary : 4 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	bedel n.	tören asasını taşıyan kimse
Law
2	Law	bedel n.	kilise görevlisi
3	Law	bedel n.	mübaşir
4	Law	bedel n.	tören asasını taşıyan kimse

Meanings of "bedel" in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	bedel	price n.
Can we compel or perhaps entice them to pay this price? Onları bu bedeli ödemeye zorlayabilir ya da belki de ikna edebilir miyiz? More Sentences
General
2	General	bedel	cost n.
I will see her, no matter what the cost is. Bedeli ne olursa olsun ben onu göreceğim. More Sentences
3	General	bedel	worth n.
One hour of sleep before midnight is worth two hours after. Gece yarısından önceki bir saatlik uyku, gece yarısından sonraki iki saate bedeldir. More Sentences
4	General	bedel	compensation n.
He received no compensation for his service. O hizmeti için hiçbir bedel almadı. More Sentences
5	General	bedel	price tag n.
Even in Russia, a clean environment has a price tag, despite the pledges of financial support and cooperation. Rusya'da bile, mali destek ve işbirliği vaatlerine rağmen temiz bir çevrenin bir bedeli vardır. More Sentences
Trade/Economic
6	Trade/Economic	bedel	charge n.
Is there a service charge for that? Bunun için bir hizmet bedeli var mı? More Sentences
7	Trade/Economic	bedel	price n.
Can we compel or perhaps entice them to pay this price? Onları bu bedeli ödemeye zorlayabilir ya da belki de ikna edebilir miyiz? More Sentences
Law
8	Law	bedel	worth n.
One hour of sleep before midnight is worth two hours after. Gece yarısından önceki bir saatlik uyku, gece yarısından sonraki iki saate bedeldir. More Sentences
9	Law	bedel	charge n.
Is there a service charge for that? Bunun için bir hizmet bedeli var mı? More Sentences
General
10	General	bedel	return n.
11	General	bedel	requital n.
12	General	bedel	forfeit n.
13	General	bedel	quittance n.
14	General	bedel	reward n.
15	General	bedel	consideration n.
16	General	bedel	succedaneum n.
17	General	bedel	equivalent n.
18	General	bedel	value n.
19	General	bedel	substitute n.
20	General	bedel	purchase money n.
21	General	bedel	remuneration n.
22	General	bedel	money n.
23	General	bedel	rate n.
24	General	bedel	recompensement [obsolete] n.
25	General	bedel	valure n.
26	General	bedel	quittal [obsolete] n.
27	General	bedel	salary [obsolete] n.
28	General	bedel	pris [obsolete] n.
29	General	bedel	substitutional adj.
Colloquial
30	Colloquial	bedel	payoff n.
Idioms
31	Idioms	bedel	bad news n.
Trade/Economic
32	Trade/Economic	bedel	offset n.
33	Trade/Economic	bedel	pay n.
34	Trade/Economic	bedel	substitute n.
35	Trade/Economic	bedel	remuneration n.
36	Trade/Economic	bedel	rate n.
37	Trade/Economic	bedel	valuta n.
38	Trade/Economic	bedel	equivalent n.
39	Trade/Economic	bedel	quid pro quo n.
40	Trade/Economic	bedel	consideration n.
41	Trade/Economic	bedel	value n.
42	Trade/Economic	bedel	amount n.
43	Trade/Economic	bedel	purchase money n.
44	Trade/Economic	bedel	fee n.
Law
45	Law	bedel	consideration n.
Slang
46	Slang	bedel	freight n.

Meanings of "bedel" with other terms in English Turkish Dictionary : 124 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	bedel ödemek	pay a price (for something) v.
They'll pay a price for their arrogance. Bu küstahlıklarının bedelini ödeyecekler. More Sentences
2	General	… bedel olmak	mean v.
He said to her, "You mean the world to me." Ona "Sen benim için dünyalara bedelsin" dedi. More Sentences
Idioms
3	Idioms	bedel ödemek	pay the price v.
It is the people that will pay the price for their leaders' ambitions. Liderlerinin hırslarının bedelini ödeyecek olan halktır. More Sentences
Common Usage
4	Common Usage	genel/toplam fiyat/ücret/bedel	overall charge n.
General
5	General	rayiç bedel	current value n.
6	General	rezervasyonunu iptal ettiren müşteriden alınan bedel	cancellation charge n.
7	General	bedel ve yükümlülükler	fees and charges n.
8	General	sabit bedel	fixed charge n.
9	General	limanlarda ya da havaalanlarında araç kiralayan şirketlerden alınan bedel	port surcharge n.
10	General	bedel gösterilebilirlik	tenderability n.
11	General	muhammen bedel	estimated price n.
12	General	mutabakatlı bedel	agreed value n.
13	General	nominal bedel	nominal price n.
14	General	ağır bedel	heavy price n.
15	General	tahmini bedel tayini	estimate n.
16	General	rayiç bedel/fiyat	going rate n.
17	General	bedel etkinlik	cost effectivity n.
18	General	bedel takdir etme	assessment n.
19	General	yatırım veya ticaret başarısızlıkla sonuçlandığında ödenmesi gereken maddi bedel	malus n.
20	General	ömre bedel kimse	right hand n.
21	General	dünyalara bedel olma	pricelessness n.
22	General	bedel talep etmek	claim compensation v.
23	General	bedel ödemek	pay the penalty for v.
24	General	bedel ödemek	pay the price for v.
25	General	bedel ödemek	pay for one's mistakes v.
26	General	bedel ödemek	pay a price v.
27	General	bedel ödemek	face the music v.
28	General	bedel ödemek	buy v.
29	General	libre başına bedel olarak tahsil etmek	poundage v.
30	General	dünyaya bedel	worth the world adj.
31	General	tüm dünyaya bedel	worth the whole world adj.
32	General	bedel gösterilebilir	tenderable adj.
33	General	ömre bedel	excellent adj.
34	General	ömre bedel	very beautiful adj.
35	General	ömre bedel	very valuable adj.
36	General	dünyalara bedel	worth the whole world adv.
37	General	bedel olarak	in the place of prep.
38	General	-e bedel	in exchange for prep.
39	General	bedel olarak	in lieu of prep.
40	General	bedel olarak	in exchange for prep.
Phrasals
41	Phrasals	bedel ödetmek	pay off v.
42	Phrasals	bedel karşılığında feda etmek	trade off v.
43	Phrasals	(bir şeye) bir bedel/para ödeyerek erişim sağlamak	buy (one's) way in (something) v.
44	Phrasals	bir bedel/para ödeyerek erişim sağlamak	buy way in v.
Phrases
45	Phrases	bedel olarak gereğince	in lieu of expr.
46	Phrases	bedel üzerinden	over the price expr.
47	Phrases	bir bedel karşılığında	at a price expr.
48	Phrases	karşılığında bir bedel ödeyerek	at a price expr.
Proverb
49	Proverb	bir resim bin kelimeye bedel	picture is worth a thousand words
50	Proverb	bir resim bin kelimeye bedel	one picture is worth a thousand words
51	Proverb	bir resim bin kelimeye bedel	one picture paints a thousand words
Colloquial
52	Colloquial	bedel ödeme	oppress of toll n.
53	Colloquial	bir ömre bedel	(very) precious adj.
54	Colloquial	bir ömre bedel	priceless adj.
55	Colloquial	bir ömre bedel	worth a lifetime expr.
Idioms
56	Idioms	ağır bedel	burdensome cost n.
57	Idioms	ağır bedel	heavy cost n.
58	Idioms	ödenecek bedel	price one has to pay n.
59	Idioms	güzelliği ömre bedel (ironik kullanımda hiç güzel olmayan kadın)	the face that launched a thousand ships n.
60	Idioms	diğer tüm özelliklerine bedel özellik	redeeming feature n.
61	Idioms	ödenecek büyük/ağır bedel	the deuce to pay n.
62	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	be the world to (one) v.
63	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	be all the world to somebody v.
64	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	mean all the world to somebody v.
65	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	be the world to (one) v.
66	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	be/mean (all) the world to somebody v.
67	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	be the world to (one) v.
68	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	mean the world to (someone) v.
69	Idioms	dünyalara bedel/değer olmak	mean the world to (someone) v.
70	Idioms	bir bedel ödetmek	exact a toll v.
71	Idioms	bedel ödemek	take one's medicine v.
72	Idioms	bedel ödemek	face the music v.
73	Idioms	dünyaya bedel olmak	mean all the world to v.
74	Idioms	için yüksek bir bedel ödemek	give an arm and a leg for v.
75	Idioms	biri için dünyalara bedel/değer olmak	be the world to somebody v.
76	Idioms	biri için dünyalara bedel/değer olmak	mean the world to somebody v.
77	Idioms	(bir şeye) bir bedel/para ödeyerek erişim sağlamak	buy (one's) way into (something) v.
78	Idioms	bedel ödemek	carry the can v.
79	Idioms	çok büyük bedel öderiz	there will be the deuce to pay expr.
80	Idioms	bedel yükseliyor/ağırlaşıyor	the meter is running expr.
81	Idioms	bir ömre bedel	all the tea in china expr.
82	Idioms	bir ömre bedel	all the tea in china expr.
Trade/Economic
83	Trade/Economic	bedel ve sigorta	cost and insurance n.
84	Trade/Economic	bedel karşılığı	against remuneration n.
85	Trade/Economic	bedel tespiti	price determination n.
86	Trade/Economic	bedel iadesi	refund n.
87	Trade/Economic	bir bedel karşılığında edinilen firma değeri	goodwill n.
88	Trade/Economic	emsal bedel	value of equal n.
89	Trade/Economic	emsal bedel	imputed cost n.
90	Trade/Economic	götürü bedel fiyat dökümü	breakdown of the lump-sum price n.
91	Trade/Economic	günlük bedel	daily price n.
92	Trade/Economic	günlük bedel	daily value n.
93	Trade/Economic	götürü bedel	lump sum price n.
94	Trade/Economic	iz bedel	token value n.
95	Trade/Economic	ilave bedel	surcharge n.
96	Trade/Economic	mükafat bedel	remuneration n.
97	Trade/Economic	nakdi bedel	pecuniary consideration n.
98	Trade/Economic	nominal bedel veya değer	face amount n.
99	Trade/Economic	ödenen bedel veya değiştirilen varlığın gerçeğe uygun değeri	cost of an acquisition n.
100	Trade/Economic	satışa aracılık eden komisyoncunun satıcıya karşı, bedel ödenmediği takdirde, ödemenin sorumluluğunu kendisinin üstlenmesi	del credere n.
101	Trade/Economic	toplam bedel	total amount n.
102	Trade/Economic	toplam bedel	total value n.
103	Trade/Economic	toplam bedel	total cost n.
104	Trade/Economic	uygun ve geçerli bedel	good and valuable consideration n.
105	Trade/Economic	rayiç bedel	fair market value n.
106	Trade/Economic	arzı esnek olmayan bir kaynağa ödenen bedel ile bu kaynağın sağlanması için gerekli olan asgari bedel arasındaki fark	rent n.
107	Trade/Economic	geçerli ve uygun bir bedel karşılığında	for good and valuable consideration expr.
Law
108	Law	belirli bir hizmete bedel olan tasarruf	socage n.
109	Law	muhammen bedel	estimated value n.
110	Law	ön bedel	initial consideration n.
111	Law	uygun bedel	adequate remuneration n.
112	Law	yeni bedel	new value n.
113	Law	yeterli ivaz/bedel	adequate consideration n.
114	Law	ödenmemiş bedel için bir mülk satıcısına özkaynak olarak verilen zımni haciz	vendor's lien n.
115	Law	karşılığında herhangi bir geçer bedel verilmeksizin mülkün devredildiği kimse	volunteer n.
Politics
116	Politics	anahtar teslimi götürü bedel	turnkey lump sum price n.
117	Politics	karşılanabilir bedel	affordable prices n.
118	Politics	mali bedel	fiscal cost n.
Technical
119	Technical	tahmini bedel tayini	estimate n.
Construction
120	Construction	rayiç bedel	market value n.
Automotive
121	Automotive	tahmini bedel tayin etmek	estimate v.
Tobacco
122	Tobacco	bedel miktarı	currency code amount n.
Military
123	Military	belli bir bedel ödeyerek ordudaki yükümlülüğünden kurtulmak	buyout v.
Basketball
124	Basketball	tek başına takıma bedel	franchise player n.