capacity - Turkish English Dictionary

capacity

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "capacity" in Turkish English Dictionary : 51 result(s)

English Turkish
Common Usage
capacity n. kapasite
The Commission is also encouraging Member States to reinforce their intervention capacities.
Komisyon ayrıca Üye Devletleri müdahale kapasitelerini güçlendirmeye teşvik etmektedir.

More Sentences
General
capacity n. kabiliyet
He must be able to pass the exam since he has the capacity.
İmtihanı geçebilmesi lazım, zira kabiliyeti var.

More Sentences
capacity n. kapasite
It may have been too cautious in what it did, in that rail capacity was not fully utilised.
Demiryolu kapasitesinin tam olarak kullanılmaması nedeniyle çok ihtiyatlı davranılmış olabilir.

More Sentences
capacity n. yetenek
He has no capacity to be a teacher.
O bir öğretmen olma yeteneğine sahip değil.

More Sentences
capacity n. sıfat
This goes for ourselves in our capacities as candidates, by the way.
Bu arada, bu durum aday sıfatıyla bizler için de geçerlidir.

More Sentences
Trade/Economic
capacity n. sıfat
It is, of course, a real pleasure for me to be able to address you in this capacity.
Bu sıfatla sizlere hitap edebilmek elbette benim için gerçek bir zevktir.

More Sentences
Automotive
capacity n. kapasite
It will increase clinical development capacity in developing countries in terms of infrastructure and training.
Gelişmekte olan ülkelerde altyapı ve eğitim açısından klinik geliştirme kapasitesini artıracaktır.

More Sentences
Food Engineering
capacity n. kapasite
Regulatory measures are needed to prevent public aid from leading to an increase in fleet capacity.
Kamu yardımlarının filo kapasitesinde artışa yol açmasını önlemek için düzenleyici tedbirlere ihtiyaç vardır.

More Sentences
General
capacity n. iktidar
capacity n. yeterlik
capacity n. liyakat
capacity n. mevki
capacity n. debi
capacity n. kudret
capacity n. içe alma sınırı
capacity n. bir taşıtın azami yük taşıma kabiliyeti
capacity n. hacim
capacity n. yetki
capacity n. görev
capacity n. sığdırma sınırı
capacity n. azami
capacity n. alım
capacity n. oylum
capacity n. istiap haddi
capacity n. dirayet
capacity n. mecazi anlamda kavrama yeteneği
capacity n. verim
capacity n. ehliyet
capacity n. kapsama gücü
capacity n. güç
capacity n. sığa
capacity n. mevkii
capacity n. durum
capacity n. yeti
capacity adj. üst sınıra ulaşmış
capacity adj. kapasitesini doldurmuş
capacity adj. tıka basa
Trade/Economic
capacity n. ehliyet
capacity n. güç
capacity n. yasal ehliyet
capacity n. yetenek
Law
capacity n. ehliyet
Politics
capacity n. yetki
Technical
capacity n. alınabilir güç
Computer
capacity n. hafıza
capacity n. depolama aygıtında saklanabilecek kelime veya karakter sayısı
capacity n. sığım
capacity n. sığa
Informatics
capacity n. sığa
Automotive
capacity n. uygulama veya tutma yeteneği
Biochemistry
capacity n. yeti

Meanings of "capacity" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
at full capacity n. tam kapasitede
I have no doubt that while we are here splitting hairs, Korean shipyards will be working at full capacity.
Biz burada kılı kırk yararken Kore tersanelerinin tam kapasite çalışacağından hiç şüphem yok.

More Sentences
capacity building n. kapasite geliştirme
The need for capacity building is accepted everywhere.
Kapasite geliştirme ihtiyacı her yerde kabul görmektedir.

More Sentences
loading capacity n. yükleme kapasitesi
What is the loading capacity of that van?
Bu minibüsün yükleme kapasitesi nedir?

More Sentences
capacity reduction n. kapasite azaltımı
Justice is further undermined by the Commission making a distinction based on the capacity reductions in the fleets.
Komisyonun filolardaki kapasite azaltımlarına dayalı bir ayrım yapması adaleti daha da zayıflatmaktadır.

More Sentences
capacity reduction n. kapasitenin azaltılması
Secondly, the rapporteur states that it is the Commission is pursuing a policy of capacity reduction.
İkinci olarak raportör, Komisyon'un kapasite azaltma politikası izlediğini belirtmektedir.

More Sentences
seating capacity n. oturma kapasitesi
What is the seating capacity of the type of aircraft M80?
M80 tipi uçağın oturma kapasitesi nedir?

More Sentences
appropriate capacity n. uygun kapasite
It must fulfil specific missions using appropriate capacities and arms.
Uygun kapasite ve silahları kullanarak belirli görevleri yerine getirmelidir.

More Sentences
lack of capacity n. kapasite eksikliği
The lack of capacity to do things right is also part of why things are done wrongly.
İşleri doğru yapma kapasitesinin eksikliği de işlerin neden yanlış yapıldığının bir parçasıdır.

More Sentences
have the capacity v. kapasiteye sahip olmak
I believe that the legal systems of all the EU Member States have the capacity to guarantee justice.
Tüm AB Üye Devletlerinin hukuk sistemlerinin adaleti teminat altına alma kapasitesine sahip olduğuna inanıyorum.

More Sentences
Trade/Economic
capacity increase n. kapasite artırımı
The most difficult point has concerned the removal of the possibility of capacity increases on safety grounds.
En zor nokta, güvenlik gerekçesiyle kapasite artırımı olasılığının ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir.

More Sentences
institutional capacity n. kurumsal kapasite
The rapporteur referred to strengthening the Union's institutional capacity.
Raportör Birliğin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesine atıfta bulundu.

More Sentences
productive capacity n. üretken kapasite
By technological capacity, I am referring, in particular, to productive capacity.
Teknolojik kapasite derken, özellikle üretken kapasiteden bahsediyorum..

More Sentences
production capacity n. üretim kapasitesi
What will the options be for new investments in production capacity?
Üretim kapasitesine yapılacak yeni yatırımlar için seçenekler ne olacak?

More Sentences
production capacity n. üretim kapasitesi
What will the options be for new investments in production capacity?
Üretim kapasitesine yapılacak yeni yatırımlar için seçenekler neler olacak?

More Sentences
productive capacity n. üretim kapasitesi
This factory's productive capacity is 250 cars a week.
Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araba.

More Sentences
Politics
absorption capacity n. hazmetme kapasitesi
It is because the lack of absorption capacity means that the money ends up back in the Fifteen's treasuries.
Çünkü hazmetme kapasitesinin olmaması, paranın On Beşlerin hazinelerine geri dönmesi anlamına gelmektedir.

More Sentences
production capacity n. üretim kapasitesi
This should only apply to medicines for countries that do not yet have the production capacity available themselves.
Bu durum sadece henüz üretim kapasitesine sahip olmayan ülkelerin ilaçları için geçerli olmalıdır.

More Sentences
Technical
effective capacity n. kapasite
It is important to ensure that these authorities have the effective capacity and independence to carry out their tasks.
Bu makamların, görevlerini yerine getirmek için etkili kapasiteye ve bağımsızlığa sahip olmalarını sağlamak önemlidir.

More Sentences
General
load capacity n. yük kapasitesi
volumetric evaporative capacity n. oylumsal buharlaşma sığası
mental capacity n. zihin gücü
uplift capacity n. teleferik kapasitesi
distribution capacity n. dağıtım kapasitesi
uplift capacity n. bir teleferiğin ya da bir tesisteki teleferiklerin tümünün bir saatte yokuş yukarı taşıyabileceği kapasitesi
magnetic capacity n. manyetik kapasite
breaking capacity n. kesme gücü
capacity enhancement plan n. kapasite geliştirme planı
weighing capacity n. çeker
fiscal capacity equalization n. mali kapasite denkleştirmesi
legal capacity n. kanuni ehliyet
industrial capacity n. endüstriyel kapasite
the loss of the earning capacity in the profession n. meslek ifa edememe
accommodation capacity n. konaklama kapasitesi
lifting capacity n. kaldırma kapasitesi
computer capacity n. bilgisayar kapasitesi
criminal capacity n. cezai ehliyet
telephone switchboard capacity n. telefon santralı kapasitesi
carrying capacity n. yük kapasitesi
british capacity unit n. ingiliz hacim birimi
capacity decrease n. kapasite indirimi
small capacity public service vehicles n. küçük kapasiteli genel servis taşıtları
bearing capacity n. taşıma kapasitesi
unutilised capacity n. atıl kapasite
specific capacity n. özgül kapasite
capacity building n. kabiliyet geliştirme
excess capacity n. aşırı kapasite
capacity and disability n. hukuki ehliyet ve ehliyetsizlik
the loss of the earning capacity in the profession n. meslekte kazanma gücü kaybı
theoretical capacity n. teorik kapasite
cubic capacity n. silindir hacmi
contractual capacity n. medeni hakları kullanabilme
unit capacity n. adet kapasitesi
manufacturing capacity n. imalat kapasitesi
vital capacity n. nefes gücü
annual capacity n. yıllık kapasite
accommodation capacity n. ağırlama kapasitesi
absorbing capacity n. emme gücü
absorbing capacity n. emicilik
absorbing capacity n. emicilik gücü
capacity reduction n. kapasite azaltma
capacity reduction n. kapasitenin düşürülmesi
barrel capacity n. fıçı kapasitesi
available capacity n. kullanılabilir kapasite
net capacity n. net kapasite
reserve capacity n. yedek kapasite
effective capacity n. net kapasite
effective capacity n. net güç
over-capacity n. fazla kapasite
sexual characteristic-capacity n. cinsel sıfat
legal capacity n. hukuki ehliyet
route capacity n. yol kapasitesi
highway capacity n. yol kapasitesi
road capacity n. yol kapasitesi
seating capacity n. koltuk kapasitesi
seating capacity n. koltuk sayısı
lack of capacity n. kapasitesizlik
lack of capacity n. kapasite yetersizliği
capacity insufficiency n. kapasite yetersizliği
hearing capacity n. duyma/işitme kapasitesi
intellectual capacity n. zihinsel kapasite
metacognitive capacity n. metakognitif kapasite
capacity for empathy n. empati yeteneği
vacant capacity n. boş kapasite
artistic capacity n. sanatsal kapasite
capacity audience n. tıklım tıklım izleyici
capacity audience n. kapalı gişe oynama
capacity audience n. tüm seyirci koltuklarının dolu olması
imperial capacity unit n. emperyal hacim birimi
overstrain one's capacity v. şartlarını zorlamak
work at peak capacity v. tam kapasiteyle çalışmak
exceed capacity v. kapasiteyi aşmak
have the capacity for v. ... yapacak kapasiteye sahip olmak
lose one's capacity to cope v. mücadele yeteneğini kaybetmek
expand the capacity v. kapasite attırmak
increase the capacity v. kapasiteyi arttırmak
expand the capacity v. kapasiteyi arttırmak
increase the capacity v. kapasiteyi yükseltmek
expand the capacity v. kapasiteyi yükseltmek
increase the capacity v. kapasite artırmak
use capacity v. kapasite kullanmak
operate in full capacity v. tam kapasite ile çalışmak
work in full capacity v. tam kapasiteyle çalışmak
operate in full capacity v. tam kapasiteyle çalışmak
run in full capacity v. tam kapasiteyle çalışmak
work in full capacity v. tam kapasite ile çalışmak
run in full capacity v. tam kapasite ile çalışmak
with person capacity adj. kişi kapasiteli
- person capacity adj. kişi kapasiteli
in one's capacity adv. yetkisiyle
in an advisory capacity adv. danışman olarak
in one's capacity adv. sıfatıyla
in the capacity of prep. sıfatıyla
in her/his capacity as prep. sıfatıyla
in her/his capacity as prep. sıfatı ile
Phrases
acting in the capacity of expr. imzalayanın sıfatı
in my capacity as chairman expr. yönetim kurulu başkanı ünvanımla/sıfatımla
acting in the capacity of expr. ... sıfatıyla hareket ederek
acting in its capacity as expr. ... sıfatıyla hareket eden
acting in its capacity as expr. ... sıfatıyla hareket ederek
acting in the capacity of expr. ... sıfatıyla hareket eden
Proverb
genius is an infinite capacity for taking pains deha ile huzur bir araya gelmez
Speaking
it's not within her capacity expr. kapasitesi ona yetmez
Trade/Economic
idle capacity n. atıl üretim potansiyeli
idle production capacity n. atıl üretim kapasitesi
capacity output n. azami üretim miktarı
idle capacity cost n. atıl üretim kapasitesi maliyeti
excess capacity n. aşırı kapasite
excess capacity problem n. aşırı kapasite sorunu
idle capacity n. atıl kapasite
unutilised capacity n. atıl kapasite
unutilized capacity n. atıl kapasite
unused capacity n. atıl kapasite
idle capacity n. aylak kapasite
earning capacity n. bir kişinin kazanma gücü
idle capacity n. boş kapasite
deadweight capacity n. bir geminin taşıyabileceği yük kapasitesi
idle production capacity n. boş üretim kapasitesi
plant capacity n. bir fabrikanın en yüksek üretim kapasitesi
idle capacity expenses and losses n. çalışmayan kısım gider ve zararları
working capacity n. çalışma kapasitesi
service capacity n. çalışma süresi
idle capacity expenses losses n. çalışmayan kısım gider ve zararları
double capacity n. çift kapasite
dead weight capacity n. dedveyt tonajı
grain cubic capacity n. dökme yük hacmi
marginal capacity n. düşük kapasite
economic capacity n. ekonomik kapasite
subnormal capacity usage n. eksik kapasite kullanımı
absorptive capacity n. emme kapasitesi
productive capacity of an economy n. ekonominin üretim kapasitesi
income generation capacity n. gelir yaratma kapasitesi
excess capacity n. fazla kapasite
capacity ratio n. fiili üretimin maksimum üretime oranı
spare capacity n. fazla kapasite
plant capacity n. fabrika kapasitesi
income generation capacity n. gelir oluşturma kapasitesi
repayment capacity n. geri ödeme kapasitesi
capacity differences of general production expenses n. genel üretim giderleri kapasite farkları
yield capacity n. getiri kapasitesi
deadweight capacity n. geminin taşıyabileceği yük kapasitesi
service capacity n. hizmet kapasitesi
business capacity n. işletme kapasitesi
administrative capacity n. idari kapasite
import capacity index n. ithalat kapasite indeksi
pay capacity n. istiap haddi
business capacity n. iş kapasitesi
service capacity n. iş görme gücü
loss of the working capacity n. iş yeteneğinin kaybolması
producing capacity n. istihsal kapasitesi
export capacity n. ihracat kapasitesi
ideal capacity n. ideal kapasite
employment capacity n. istihdam kapasitesi
measure of capacity n. istiap ölçüsü
capacity development n. kapasite gelişimi
capacity confirmation n. kapasite teyidi
capacity plan n. kapasite planı
scale capacity n. ölçek kapasite
capacity building efforts n. kapasite artırma çabaları
capacity planning n. kapasite planlaması
capacity usage (ratio) n. kapasite kullanım oranı
capacity requirement planning n. kapasite ihtiyaç planlaması
exceeding the capacity n. kapasitenin aşılması
capacity usage (rate) n. kapasite kullanım oranı
capacity requirements planning n. kapasite ihtiyaç planlama
absorptive capacity n. kalkınmakta olan bir ülkenin yabancı kamu veya özel mali yardımları etkin biçimde massedebilme
capacity utilization rate n. kapasite kullanım oranı
capacity increase n. kapasite artışı
capacity ratio n. kapasite kullanım oranı
capacity variance n. kapasite sapması
capacity management n. kapasite yönetimi
capacity requirements planning n. kapasite gereksinim planlaması
capacity factor n. kapasite faktörü
rate of capacity utilisation n. kapasite kullanım oranı
increase of capacity n. kapasite artışı
surplus capacity n. kapasite fazlası
capacity utilization n. kapasite kullanımı
capacity enhancement n. kapasite gelişimi
capacity loss n. kapasite kaybı
capacity utilization rate n. kapasite kullanım oranı
capacity ratio n. kapasite nispeti
capacity and replacement investments n. kapasite ve yenileme yatırımları
capacity associated cost n. kapasite ilişkili maliyet
capacity utilisation n. kapasite kullanımı
capacity increase n. kapasite gelişimi
capacity rate n. kapasite oranı
rough cut capacity planning n. kaba kapasite planlama
rough cut capacity planning n. kaba kapasite planlaması
capacity use rate n. kapasite kullanım oranı
capacity report n. kapasite raporu
capacity ratio n. kapasite oranı
earning capacity value n. kazanç kapasite değeri
lost production capacity n. kayıp üretim kapasitesi
idle capacity n. kullanılmayan kapasite kısmı
unutilized capacity n. kullanılmayan kapasite
ideal capacity n. kuramsal kapasite
organizational capacity n. kurumsal kapasite
unused capacity n. kullanılmayan kapasite
installed capacity n. kurulu kapasite
corporate capacity n. kurumsal kapasite
fiscal capacity n. mali kapasite
maximum plant capacity n. maksimum tesis kapasitesi
absorptive capacity n. massetme kapasitesi
earning capacity n. normal kazanç kapasitesi
net capacity n. net kapasite
cash-generating capacity n. nakit yaratma kapasitesi
ordinary capacity n. normal kapasite
disposing capacity n. ölüme bağlı tasarrufta bulunma ehliyeti
marketing capacity n. pazarlama kapasitesi
practical capacity n. pratik kapasite
competition capacity n. rekabet yeteneği
capacity to compete n. rekabet yeteneği
risk acceptance capacity n. risk kabul kapasitesi
competitive capacity n. rekabet gücü
sales capacity n. satış kapasitesi
measure of capacity n. sığdırma ölçüsü
earning capacity value n. sermayenin gelir sağlayabilme rolü
measure of capacity n. sığma ölçüsü
capacity to enter into a contract n. sözleşme akdetme ehliyeti
full-capacity output level n. tam kapasite üretimi
carrying capacity n. taşıma kapasitesi
capacity for representation n. temsil salahiyeti
capacity cost n. tam kapasite maliyeti
dead weight capacity n. tam yük kapasitesi
full production capacity n. tam üretim kapasitesi
mental capacity n. temyiz kudreti
capacity output n. tam kapasite üretimi
single capacity n. tek kapasite
ideal capacity n. teorik kapasite
taxable capacity n. vergilenebilir kapasite
normal capacity of production facilities n. üretim tesislerinin normal kapasitesi
service capacity n. üretim kapasitesi
producing capacity n. üretim kapasitesi
production capacity planning n. üretim kapasitesi planlama
long-term capacity costs n. uzun vadeli kapasite maliyetleri
production capacity planning n. üretim kapasite planlama
production capacity n. üretim sığası
production capacity surplus n. üretim kapasitesi fazlalığı
productive capacity n. verim kapasitesi
investment capacity n. yatırım kapasi̇tesi̇
high production capacity n. yüksek üretim kapasitesi
cargo capacity n. yük kapasitesi
large production capacity n. yüksek üretim kapasitesi
large trade capacity n. yüksek ticaret hacmi
high capacity n. yüksek kapasite
spare capacity n. yedek kapasite
above capacity adj. kapasite üstü
in a private capacity expr. kendi adına/hesabına
Law
contracting capacity n. ahit ehliyeti
legal capacity n. cezai ehliyet
criminal capacity n. ceza ehliyeti
criminal capacity n. cezai ehliyet
capacity to sue n. dava edebilme yeterliği
capacity of suing and being sued n. davaya ehliyet
capacity to sue n. dava edebilme ehliyeti
capacity to sue n. dava ehliyeti
capacity to sue n. davaya ehliyet
capacity and genuine assent n. ehliyet
loss of capacity n. fiil ehliyetinin kaybı
capacity to act n. fiil ehliyeti
capacity of marriage n. evlenme ehliyeti
certificate of legal capacity to marry n. evlenme ehliyet belgesi
juridical capacity n. fiil ehliyeti
capacity to act n. fiil ehliyeti
contractual capacity n. hukuki muamele yapma ehliyeti
capacity to have rights n. hak ehliyeti
legal capacity n. hukuki ehliyet
capacity and disability n. hukuki ehliyet ve ehliyetsizlik
capacity to have rights and obligations n. hak ehliyeti
financial capacity n. mali iktidar
disposing capacity n. medeni hakları kullanma
capacity of succeeding n. mirasa ehliyet
mental capacity n. şuur
mental capacity n. temyiz kudreti
capacity to act n. temyiz kudreti
testamentary capacity n. tasarrufa ehliyet
mental capacity n. temyiz gücü
testamentary capacity n. vasiyet yapabilme gücü
testamentary capacity n. vasiyet yapabilme yetkisi
lack of capacity to sue n. husumet yokluğu
diminished capacity n. en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet
lack of capacity n. ehliyet eksikliği
lack of capacity n. ehliyetsizlik
lose one's legal capacity v. hukuki ehliyetini kaybetmek
lose one's legal capacity v. hukuki ehliyetini yitirmek
Politics
infrastructure capacity n. altyapı kapasitesi
concessional lending capacity n. ayrıcalıklı kredi verme kapasitesi
debt management capacity n. borç yönetim kapasitesi
advisory capacity n. danışman sıfatı
legal capacity n. fiil ehliyeti
legal capacity n. hukuki ehliyet
capacity building n. kapasite oluşturma
capacity analysis n. kapasite analizi
capacity building n. kapasite geliştirme
capacity building n. kapasite oluşturma
in an official capacity n. resmi hüviyetle
in an official capacity n. resmi yetkisine dayanarak
electoral capacity n. seçim ehliyeti
electoral capacity n. seçim yeterliği
telephone switchboard capacity n. telefon santrali kapasitesi
in ones personal capacity expr. kişisel yetkisiyle
in ones personal capacity expr. kişisel yetkisine dayanarak
Institutes
office of development and implementation of border management legislation and administrative capacity n. sınır yönetimi mevzuatı ve idari kapasitesi geliştirme ve uygulama bürosu
Industry
spare capacity n. atıl kapasite
capacity requirements planning n. kapasite ihtiyaçları planlaması
Insurance
market capacity n. piyasa kapasitesi
deadweight capacity n. detveyt kapasitesi
Technical
capacity for heat n. ısıyı absorb etme gücü
capacity for heat n. ısı kapasitesi
switching capacity n. anahtarlama kapasitesi
current carrying capacity n. akım taşıma kapasitesi
battery capacity n. akümülatör kapasitesi
absorbing capacity n. absorbe etme kapasitesi
inactive storage capacity n. aktif olmayan depolama hacmi
current-carrying capacity test n. akım taşıma kapasitesi deneyi
low and medium capacity n. alçak ve orta kapasiteli
current-carrying capacity n. akım taşıma kapasitesi
flow capacity n. akım yetkesi
overload capacity n. aşırı yük kapasitesi
ampere hour capacity n. amper saat kapasitesi
ampere-hour capacity n. amper-saat kapasitesi
flow capacity n. akış kapasitesi
package capacity n. ambalaj kapasitesi
rear three-point linkage lifting capacity n. arka üç nokta askı sistemi kaldırma kapasitesi
artesian capacity n. artezyen kapasitesi
nominal capacity n. anma sığası
active capacity n. aktif hacim
flow capacity n. akım kapasitesi
maximum load capacity n. azami yük kapasitesi
flow capacity n. akabilirlik
active capacity n. aktif kapasite
acoustic capacity n. akustik güç
nominal capacity n. anma gücü
excess capacity n. artık değer
excess capacity n. artık kapasite
excess capacity n. artık sığa
excess capacity n. atıl kapasite
idle capacity n. atıl kapasite
artesian capacity n. basınçlı yeraltısuyu sığası
withdrawal capacity of fasteners n. bağlayıcıların geri çekme kapasitesi
feeding capacity n. besleme kapasitesi
storage capacity n. bellek kapasitesi
starting air capacity n. başlangıçtaki hava kapasitesi
memory capacity n. bellek kapasitesi
battery capacity n. batarya kapasitesi
storage capacity n. bellek sığası
coil capacity n. bobin kapasitesi
discharging capacity n. boşaltma kapasitesi
inverted capacity n. boşaltma kapasitesi
steam generating capacity n. buhar üretim kapasitesi
swallowing capacity n. buhar yutma kapasitesi (türbinin)
discharge capacity n. boşaltma kapasitesi
discharge capacity n. boşalma kapasitesi
gross reservoir capacity n. brüt rezervuar kapasitesi
gross capacity n. brüt kapasite
hoisting capacity n. çıkarma verimi
working capacity n. çalışma sığası
discharge capacity n. deşarj kapasitesi
depth and capacity gauge system n. derinlik ve kapasite geyç sistemi
drilling capacity n. delme kapasitesi
circuit capacity n. devre kapasitesi
storage capacity n. depolama kapasitesi
capacity gauge n. doluluk göstergesi
overflow capacity n. dolu sığa
vital capacity n. dirimsel sığa
spillway capacity n. dolusavak kapasitesi
rotational capacity n. dönme kapasitesi
drainage capacity n. drenaj kapasitesi
overflow capacity n. dolu kapasite
refill capacity n. doldurma kapasitesi
converter capacity n. dönüştürücü sığası
absorption capacity n. emme kapasitesi
safe bearing capacity n. emniyetli taşıma kapasitesi
ultimate bearing capacity n. enson taşıma gücü
screening capacity n. eleme sığası
electric arc furnace capacity n. elektrik ark ocağı sığası
absorbing capacity n. emme sığası
melting capacity n. eritme gücü
absorbing capacity n. emme yetkesi
suction capacity n. emme kapasitesi
melting capacity n. eritme sığası
maximum load capacity n. en büyük yük kapasitesi
furnace capacity n. fırın kapasitesi
plant capacity n. fabrika sığası
active capacity n. etkin sığa
inactive storage capacity n. etkin olmayan biriktirme oylumu
available storage capacity n. faydalı biriktirme hacmi
overload capacity n. fazla yük kapasitesi
active capacity n. etkin alabilirlik
active capacity n. etkin yetke
filtravation capacity n. filitrasyon kapasitesi
furnace capacity n. fırın sığası
volumetric capacity n. hacimsel kapasite
capacity unit n. hacim birimi
daily capacity n. günlük kapasite
expansion valve capacity n. genleşme valfi kapasitesi
daily beet slicing capacity n. günlük pancar işleme kapasitesi
capacity measure n. hacim ölçüsü
actual capacity n. gerçek kapasite
expansion valve capacity n. genleşme valfı kapasitesi
hydraulic excavator lift capacity n. hidrolik kazıcının kaldırma kapasitesi
cell capacity n. hücre sığası
air capacity n. hava kapasitesi
heat insulating capacity n. ısı izolasyon kapasitesi
heat capacity n. ısı sığası
thermal capacity n. ısıl sığa
thermal capacity n. ısı kapasitesi
heating capacity n. ısıtma sığası
throughput and capacity error n. iş yapma ve kapasite hatası
allowable bearing capacity n. izin verilen taşıma kapasitesi
load capacity n. istiap haddi
transmission capacity n. iletim kapasitesi
thermal capacity n. ısıl kapasite
heat absorption capacity n. ısı soğurum sığası
capacity heat n. ısı kapasitesi
working capacity n. iş gücü kapasitesi
ideal capacity n. ideal kapasite
current capacity n. izin verilen akım şiddeti
heat capacity n. ısı kapasitesi
wet capacity n. ıslak kapasite
capacity reactance n. kapasite reaktansı
capacity and sizing n. kapasite ve boyutlandırma
capacity exceed n. kapasite aşımı
capacity controller n. kapasite kontrolörü
lift capacity n. kaldırma kapasitesi
capacity regulator n. kapasite regülatörü
capacity regulator n. kapasite ayarlayıcısı
capacity factor n. kapasite faktörü
making capacity n. kapama yeteneği
capacity approval n. kapasite onayı
capacity gauge n. kapasite göstergesi
capacity reducer n. kapasite indirgeci
nominal gross-lidded capacity n. kapalı durumdaki anma brüt kapasite
lifting capacity n. kaldırma kapasitesi
capacity control n. kapasite kontrolü
characteristic load-carrying capacity n. karakteristik yük taşıyıcı kapasite
allowable bearing capacity n. kabul edilebilir taşıma kapasitesi
channel capacity n. kanal kapasitesi
capacity planning n. kapasite planlama
maintaining capacity n. kapasite koruma
highway capacity n. karayolu kapasitesi
lifting capacity n. kaldırma gücü
crushing capacity n. kırma sığası
breaking capacity n. kesme kapasitesi
boiler heat capacity n. kazan ısı kapasitesi
breaking capacity n. kesme yeteneği (şalter vb)
interrupting capacity n. kesme kapasitesi
boiler capacity n. kazan kapasitesi
short-circuit capacity n. kısa devre gücü
boiler capacity n. kazan gücü
breaking capacity n. kesme yeteneği
cation exchange capacity n. katyon değişim sığası
available capacity n. kullanılabilir kapasite
installed transformer capacity n. kurulu trafo kapasitesi
installed capacity n. kurulu güç
compressor capacity n. kompresör kapasitesi
converter capacity n. konvertör sığası
installed line capacity n. kurulu hat kapasitesi
idle capacity n. kullanılmayan sığa
hoisting capacity of crane n. kreyn kaldırma kapasitesi
useful capacity n. kullanılabilir kapasite
condenser capacity n. kondansatör kapasitesi
established capacity n. kurulu kapasite
sand-carrying capacity n. kum taşıma kapasitesi
base exchange capacity n. kök değiştirim sığası
maximum capacity n. maksimum güç
maximum capacity operating hours n. maksimum kapasitede çalışma süresi
maximum nominal water capacity n. maksimum anma su kapasitesi
continuous maximum capacity n. maksimum sürekli kapasite
bale capacity n. maksimum yük kapasitesi
langmuir capacity n. langmuir sığası
magnetization capacity n. mıknatıslanma kapasitesi
engine capacity n. motor silindir hacmi
safe bearing capacity n. müsaade edilen taşıma gücü
possible capacity n. mümkün kapasite
metal fatigue static load capacity n. metal yorgunluğu statik yük kapasitesi
rated capacity n. nominal güç
ultimate carrying capacity n. nihai taşıma kapasitesi
effective capacity n. net güç
net capacity n. net kapasite
rated capacity n. nominal kapasite