güç

Meanings of "güç" in English Turkish Dictionary : 140 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
2	Common Usage	güç	strength n.
The strength of the U.S. dollar against the Euro is weakening. ABD dolarının Euro karşısındaki gücü azalmaktadır. More Sentences
3	Common Usage	güç	force n.
Entrepreneurs are the driving force behind our economy. Girişimciler ekonomimizin arkasındaki itici güçtür. More Sentences
General
4	General	güç	might n.
Let us rid Europe of it, with the full might and power of the law. Hukukun tüm gücü ve kudretiyle Avrupa'yı bundan kurtaralım. More Sentences
5	General	güç	clout n.
The Commission is good at carrying out analyses but often lacks the clout to actually implement policy conclusions. Komisyon analizler yapmakta başarılıdır ancak politika sonuçlarını fiilen uygulayacak güçten çoğu zaman yoksundur. More Sentences
6	General	güç	pep n.
She drank a cup of coffee in the morning to give her some pep. Biraz güç kazanmak için sabahları bir fincan kahve içerdi. More Sentences
7	General	güç	ability n.
I'll help you within the limits of my ability. Gücümün yettiğince sana yardım edeceğim. More Sentences
8	General	güç	stamina n.
Tom doesn't have the stamina to win. Tom'un kazanacak gücü yok. More Sentences
9	General	güç	vigor n.
Tom started the day with renewed vigor. Tom güne yenilenmiş bir güçle başladı. More Sentences
10	General	güç	forcefulness n.
Now is the time for you to demonstrate the forcefulness of your politics there, here, where our future is being decided. Şimdi siyasetinizin gücünü burada, geleceğimizin kararlaştırıldığı yerde gösterme zamanıdır. More Sentences
11	General	güç	force n.
Entrepreneurs are the driving force behind our economy. Girişimciler ekonomimizin arkasındaki itici güçtür. More Sentences
12	General	güç	strength n.
The strength of the U.S. dollar against the Euro is weakening. ABD dolarının Euro karşısındaki gücü azalmaktadır. More Sentences
13	General	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
14	General	güç	potency n.
This has an effect on libido and potency. Bunun libido ve güç üzerinde etkisi var. More Sentences
15	General	güç	clout n.
The Commission is good at carrying out analyses but often lacks the clout to actually implement policy conclusions. Komisyon analizler yapmakta başarılıdır ancak politika sonuçlarını fiilen uygulayacak güçten çoğu zaman yoksundur. More Sentences
16	General	güç	pull n.
Pull with all your force. Tüm gücünle çek. More Sentences
17	General	güç	baffling adj.
Do you remember that baffling murder case? O güç cinayet davasını hatırlıyor musunuz? More Sentences
18	General	güç	difficult adj.
But as regards finance SMEs operate in a more difficult environment than their Community counterparts. Fakat, finansman açısından KOBİ'ler, Topluluk'taki benzerlerine kıyasla daha güç bir ortamda faaliyet göstermektedir. More Sentences
19	General	güç	hard adj.
Government red tape has made the process very cumbersome and hard to understand. Devlet bürokrasisi, süreci çok hantal ve anlaşılması güç bir duruma soktu. More Sentences
Trade/Economic
20	Trade/Economic	güç	ability n.
I'll help you within the limits of my ability. Gücümün yettiğince sana yardım edeceğim. More Sentences
Politics
21	Politics	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
Technical
22	Technical	güç	force n.
Entrepreneurs are the driving force behind our economy. Girişimciler ekonomimizin arkasındaki itici güçtür. More Sentences
23	Technical	güç	strength n.
The strength of the U.S. dollar against the Euro is weakening. ABD dolarının Euro karşısındaki gücü azalmaktadır. More Sentences
24	Technical	güç	capability n.
The world is worried about the nuclear capabilities of the USA and Israel. Dünya; ABD ve İsrail'in nükleer güçleri hakkında endişelidir. More Sentences
25	Technical	güç	potency n.
This has an effect on libido and potency. Bunun libido ve güç üzerinde etkisi var. More Sentences
26	Technical	güç	hard adj.
Government red tape has made the process very cumbersome and hard to understand. Devlet bürokrasisi, süreci çok hantal ve anlaşılması güç bir duruma soktu. More Sentences
Automotive
27	Automotive	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
Statistics
28	Statistics	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
Sport
29	Sport	güç	power n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var. More Sentences
Star Wars
30	Star Wars	güç	force n.
Entrepreneurs are the driving force behind our economy. Girişimciler ekonomimizin arkasındaki itici güçtür. More Sentences
General
31	General	güç	energy n.
32	General	güç	clutch n.
33	General	güç	arm n.
34	General	güç	dominance n.
35	General	güç	punch n.
36	General	güç	clutches n.
37	General	güç	tone n.
38	General	güç	virtue n.
39	General	güç	vitality n.
40	General	güç	sinew n.
41	General	güç	vim n.
42	General	güç	pith n.
43	General	güç	sword n.
44	General	güç	spirit n.
45	General	güç	steam n.
46	General	güç	impetus n.
47	General	güç	sting n.
48	General	güç	rod n.
49	General	güç	effort n.
50	General	güç	vis n.
51	General	güç	iron n.
52	General	güç	vires n.
53	General	güç	potential n.
54	General	güç	zing n.
55	General	güç	intensity n.
56	General	güç	control n.
57	General	güç	command n.
58	General	güç	zap n.
59	General	güç	vigour n.
60	General	güç	resource n.
61	General	güç	competency n.
62	General	güç	faculty n.
63	General	güç	ascendancy n.
64	General	güç	capacity n.
65	General	güç	duty n.
66	General	güç	muscle n.
67	General	güç	performance n.
68	General	güç	rating n.
69	General	güç	effort n.
70	General	güç	arm n.
71	General	güç	kick n.
72	General	güç	main n.
73	General	güç	mana n.
74	General	güç	marrow n.
75	General	güç	hands n.
76	General	güç	hank [dialect] n.
77	General	güç	mercy n.
78	General	güç	horn n.
79	General	güç	moxie n.
80	General	güç	lurch [obsolete] n.
81	General	güç	running start n.
82	General	güç	compass n.
83	General	güç	dynamism n.
84	General	güç	craft [obsolete] n.
85	General	güç	poor [dialect] n.
86	General	güç	invalescence [obsolete] n.
87	General	güç	firmitude n.
88	General	güç	firmity n.
89	General	güç	fortitude [obsolete] n.
90	General	güç	stiff adj.
91	General	güç	heavy adj.
92	General	güç	strenuous adj.
93	General	güç	stuffing adj.
94	General	güç	tough adj.
95	General	güç	formidable adj.
96	General	güç	problematic adj.
97	General	güç	knotty adj.
98	General	güç	troublous adj.
99	General	güç	painful adj.
100	General	güç	arduous adj.
101	General	güç	austere adj.
102	General	güç	exacting adj.
103	General	güç	fastidious adj.
104	General	güç	laborious adj.
105	General	güç	onerous adj.
106	General	güç	troublesome adj.
107	General	güç	effortful adj.
108	General	güç	arduous adj.
109	General	güç	laborous [obsolete] adj.
110	General	güç	labourious adj.
111	General	güç	terrible adj.
112	General	güç	uphill adj.
113	General	güç	knotted adj.
114	General	güç	dere adj.
115	General	güç	fashious [scotland] adj.
116	General	güç	sore adj.
117	General	güç	with difficulty adv.
118	General	güç	pwr abrev.
Colloquial
119	Colloquial	güç	a hot potato n.
120	Colloquial	güç	juice n.
121	Colloquial	güç	horsepower n.
122	Colloquial	güç	oomph n.
Trade/Economic
123	Trade/Economic	güç	coercive power n.
124	Trade/Economic	güç	capacity n.
Politics
125	Politics	güç	competence n.
Technical
126	Technical	güç	performance n.
127	Technical	güç	compulsion n.
128	Technical	güç	rating n.
129	Technical	güç	puissance n.
Sport
130	Sport	güç	devil n.
Music
131	Music	güç	forza n.
Latin
132	Latin	güç	potentia n.
133	Latin	güç	auctoritas n.
Archaic
134	Archaic	güç	seigniorage n.
135	Archaic	güç	seignorage n.
136	Archaic	güç	seigneurage n.
Slang
137	Slang	güç	hoska [dated] n.
138	Slang	güç	mahoska [dated] n.
139	Slang	güç	mojo n.
British Slang
140	British Slang	güç	grunt n.

Meanings of "güç" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	güç bela	scarcely adv.
Scarcely had I reached home before the telephone rang. Telefon çalmadan önce güç bela eve varmıştım. More Sentences
General
2	General	cinsel güç	potency n.
This has an effect on libido and potency. Bunun etkisi, libido ve cinsel güçte görülmektedir. More Sentences
3	General	itici güç	driving force n.
The Islamic driving forces behind the terrorist attack on this black Tuesday have now been sufficiently documented. Bu kara Salı günü gerçekleştirilen terör saldırısının arkasındaki İslami itici güçler artık yeterince belgelenmiştir. More Sentences
4	General	büyük güç	great power n.
We see in many quarters how great powers come into conflict with population groups with different national identities. Büyük güçlerin farklı ulusal kimliklere sahip nüfus gruplarıyla nasıl çatışma içine girdiğini pek çok yerde görüyoruz. More Sentences
5	General	güç ilişkileri	power relations n.
It is a matter of power relations. Bu bir güç ilişkileri meselesidir. More Sentences
6	General	nükleer güç	nuclear power n.
Pakistan is now a nuclear power that is even engaging in trade in nuclear technology, if you include North Korea. Pakistan, Kuzey Kore'yi de dahil ederseniz, artık nükleer teknoloji ticareti bile yapan bir nükleer güçtür. More Sentences
7	General	itici güç	impetus n.
What has become of their impetus? Onların itici gücüne ne oldu? More Sentences
8	General	yaratıcı güç	creative power n.
Television can dull our creative power. Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir. More Sentences
9	General	güç kullanımı	use of force n.
The resort to the pre-emptive use of force is not a new idea. Önceden güç kullanımına başvurmak yeni bir fikir değildir. More Sentences
10	General	güç kullanma	use of force n.
The national police force's monopoly on the use of force is a basic rule in a democratic society. Ulusal polis gücünün güç kullanma tekeli demokratik bir toplumda temel bir kuraldır. More Sentences
11	General	siyasi güç	political power n.
The balance of political powers will be such that we will not be able to carry on this way. Siyasi güçler dengesi öyle bir hal alacaktır ki, bu şekilde devam etmemiz mümkün olmayacaktır. More Sentences
12	General	silahlı güç	armed force n.
We call on Ariel Sharon to withdraw and stop using armed force. Ariel Sharon'a geri çekilmesi ve silahlı güç kullanmayı bırakması çağrısında bulunuyoruz. More Sentences
13	General	güç gösterisi	tour de force n.
As the European Parliament, we should be able to recognise that this was a true tour de force. Avrupa Parlamentosu olarak bunun gerçek bir güç gösterisi olduğunu kabul edebilmeliyiz. More Sentences
14	General	güç mücadelesi	power struggle n.
This was very much an internal power struggle. Bu daha çok bir iç güç mücadelesiydi. More Sentences
15	General	(güç, kaynak) kapasite	firepower n.
The company doesn't have enough firepower for another project for now. Şirketin şu an başka bir projeye yetecek kapasitesi yok. More Sentences
16	General	güç sağlamak	power v.
The team needed to find another way to power the cleanup - fast. Ekibin temizliğe güç sağlamak için başka bir yol bulması gerekiyordu - hızlıca. More Sentences
17	General	güç kaybetmek	lose power v.
The Taliban may have lost power, but their spirit still haunts Afghanistan. Taliban gücünü kaybetmiş olabilir, ancak ruhları hala Afganistan'ın peşini bırakmıyor. More Sentences
18	General	güç kazanmak	gain strength v.
This agreement means our position and our demands will gain strength. Bu anlaşma, konumumuzun ve taleplerimizin güç kazanacağı anlamına gelmektedir. More Sentences
19	General	güç toplamak	gather strength v.
The typhoon gathered strength. Tayfun güç topladı. More Sentences
20	General	orantısız güç kullanmak	use disproportionate force v.
He has once again used disproportionate force. Bir kez daha orantısız güç kullanmıştır. More Sentences
21	General	güç vermek	power v.
That is what will power the knowledge economy. Bilgi ekonomisine güç verecek olan da budur. More Sentences
Common Usage
22	Common Usage	zor/güç durum	strait n.
23	Common Usage	güç vermek	sustain v.
24	Common Usage	güç algılanan	subtle adj.
General
25	General	manevi güç	morale n.
26	General	cinsel güç	virility n.
27	General	güç mesafesi	power distance n.
28	General	nominal güç	maximum rated output n.
29	General	güç kullanma	exserting n.
30	General	güç kullanma	exerting n.
31	General	hidrolik güç	hydraulic power n.
32	General	güç kaynakları	power sources n.
33	General	güç kontrolü	power control n.
34	General	genişleyen güç	expansionary force n.
35	General	güç sistemi	power system n.
36	General	geciktirici güç	retarding force n.
37	General	güç verimi	mechanical efficiency n.
38	General	uçak motorunun ürettiği güç	thrust n.
39	General	manevi güç	moral force n.
40	General	itici güç	propulsive force n.
41	General	birinin seçilmesi gereken iki güç seçenek	horns of a dilemma n.
42	General	güç ve tatsız iş	chore n.
43	General	ikinci güç	second power n.
44	General	çevik güç	mobile striking force n.
45	General	güç durum	dilemma n.
46	General	güç tüpü	power tube n.
47	General	güç durum	tickler n.
48	General	maksimum güç yüksekliği	maximum power altitude n.
49	General	güç azalması	decrease of performance n.
50	General	güç çeviriciler	transducers n.
51	General	itici güç	motor n.
52	General	güç birliği	union of forces n.
53	General	büyük mali güç	towering financial strength n.
54	General	fiziksel güç	physical power n.
55	General	egemen güç	sovereign n.
56	General	güç birimi	force unit n.
57	General	güç verme	energizing n.
58	General	bağlayıcı güç	binding force n.
59	General	güç durum	fix n.
60	General	kaba güç gösterisi	vulgar display of power n.
61	General	güç birimi	watt n.
62	General	etkin güç	powerhouse n.
63	General	güç elitleri	power elites n.
64	General	güç verici	energiser n.
65	General	güç bir mücadele	uphill struggle n.
66	General	güç amplifikatörleri	power amplifiers n.
67	General	güç birimi	power unit n.
68	General	insanların boyun eğmesi ve kurban vermeleriyle yatıştırılacak zorba güç	moloch n.
69	General	özel güç kaynağı	dedicated power supply n.
70	General	güç sayısı	power number n.
71	General	gizli güç	potential n.
72	General	roket güç anahtarı	missile power switch n.
73	General	güç oluşması	dynamogenesis n.
74	General	çekici güç	attractive force n.
75	General	atomik güç	atomic power n.
76	General	nominal güç	maximum rated power n.
77	General	güç trafosu	power transformer n.
78	General	güç denemesi	facedown n.
79	General	güç yapısı	power structure n.
80	General	güç kullanma	compulsion n.
81	General	mekanik güç	purchase n.
82	General	elektronik güç	electronic power n.
83	General	söndürülmesi güç ateş	wildfire n.
84	General	güç çeviriciler	tranducers n.
85	General	caydırıcı güç	deterrent force n.
86	General	güç kaynakları	power resources n.
87	General	güç aktarımı	power transfer n.
88	General	itici güç	impulsion n.
89	General	güç durum	spot n.
90	General	güç savaşı	power struggle n.
91	General	güç istasyonu	power station n.
92	General	alçak güç	low power n.
93	General	çözümlenmesi güç bir problem	a can of worms n.
94	General	çekiç güç	combined task force n.
95	General	itici güç	propellant n.
96	General	güç durum	mess n.
97	General	güç elektroniği	power electronics n.
98	General	güç verme	energising n.
99	General	maksimum güç	maximum power n.
100	General	itici güç	propellent power n.
101	General	daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma	shadowing n.
102	General	güç durum	tight corner n.
103	General	güç kaynağı	power plant n.
104	General	bağlama güç kaynakları	switching power supplies n.
105	General	toplumsal güç	community power n.
106	General	toplumsal güç	social force n.
107	General	güç dengesi	balance of power n.
108	General	doğaüstü güç	supernatural power n.
109	General	iş güç sahibi	professional responsible person n.
110	General	iş güç sahibi	responsible professional person n.
111	General	iş güç sahibi	professional person n.
112	General	tam güç	full force n.
113	General	doğrusal özgül güç	power rating n.
114	General	güç durum	straits n.
115	General	güç yasası	power law n.
116	General	güç kesilmesi	power interruption n.
117	General	güç şebekesi	power network n.
118	General	güç kesici	power breaker n.
119	General	nükleer güç santrali	nuclear power plant n.
120	General	önüne gelen her şeyi yıkan güç	juggernaut n.
121	General	ezici güç	steamroller n.
122	General	beklenmedik biçimde yetişen yardımcı güç	deus ex machina n.
123	General	güç tasarruf modu	power saving mode n.
124	General	beklenmedik zamanda yetişen bir güç	deus ex machina n.
125	General	orantısız güç	unproportional force n.
126	General	orantısız güç	unbalanced force n.
127	General	orantılı güç	balanced force n.
128	General	orantılı güç	proportional force n.
129	General	güç harcama	exertion n.
130	General	elektrik güç sistemleri	electric power systems n.
131	General	elektrik güç dağıtımı	electric power distribution n.
132	General	çekici güç	attractive power n.
133	General	yıkıcı güç	maelstrom n.
134	General	devamlı güç	continuous power n.
135	General	sürekli güç	continuous power n.
136	General	ilahi güç	divine power n.
137	General	tasarlanmış güç	design effort n.
138	General	güç sevdası	ambition for power n.
139	General	net güç	effective capacity n.
140	General	zayıf güç kaynağı	weak power supply n.
141	General	güç tutumluluğu	energy economy n.
142	General	etkin güç	real power n.
143	General	etkili güç	real power n.
144	General	itici güç	get-up-and-go n.
145	General	fıtri güç	secret-concealed-natural power n.
146	General	gizli güç	secret-concealed-natural power n.
147	General	güç istemi	will-to-power n.
148	General	itici güç	impulse n.
149	General	güç durum	impasse n.
150	General	dayanılmaz yıkıcı güç	juggernaut n.
151	General	güç tasarruflu-mod	power-saved mode n.
152	General	fiziksel güç	physical force n.
153	General	itici güç	driving power n.
154	General	güç çarpanı	power factor n.
155	General	itici güç	propulsion n.
156	General	güç faktörü	power factor n.
157	General	gizil güç	potential n.
158	General	güç katsayısı	power factor n.
159	General	güç merkezi	powerhouse n.
160	General	güç durum	scrape n.
161	General	güç bandı	power band n.
162	General	inanılması güç hikaye	tall story n.
163	General	güç verme	sustenance n.
164	General	(ses) güç	volume n.
165	General	savaşan güç	belligerent power n.
166	General	ezici güç	steam roller n.
167	General	doğa-üstü güç	supernatural power n.
168	General	güç düşmesi	decrease in power n.
169	General	güç düşmesi	decrease in strength n.
170	General	güç düşmesi	power decrease n.
171	General	güç arayışı	power-seeking n.
172	General	öncü güç	leading force n.
173	General	gizemli güç	mysterious force n.
174	General	iten kuvvet/güç	booster n.
175	General	akıllı güç	smart power n.
176	General	güç maksimizasyonu	power maximization n.
177	General	psionik güç	psionic power n.
178	General	aşırı güç	excessive power n.
179	General	güç kesintisi	black out n.
180	General	cinsel güç artırıcı	aphrodisiac n.
181	General	güç ve ses şiddet birimi	decibel n.
182	General	caydırıcı güç	determent n.
183	General	manevi güç	inner power n.
184	General	içsel güç	inner power n.
185	General	idaresi güç olma	refractoriness n.
186	General	idaresi güç olma	unmanageableness n.
187	General	idaresi güç olma	recalcitrance n.
188	General	güç gösterisi	show of strength n.
189	General	güç verici	energizer n.
190	General	güç şekerlemesi	power nap n.
191	General	güç kirlenmesi	power pollution n.
192	General	beşinci güç	fifth power n.
193	General	aşırı güç kullanma	overkill n.
194	General	merkezi güç	central power n.
195	General	daimi kuvvet/güç	standing force n.
196	General	karşı güç	counterpower n.
197	General	güç kayması	power shift n.
198	General	gizli güç	secret power n.
199	General	güç tasarrufu modu	power save mode n.
200	General	perde arkasındaki güç	eminence grise n.
201	General	perde arkasındaki asıl güç	éminence grise n.
202	General	güçlü bir yaratıcı güç	demiurge n.
203	General	güç simgesi	symbol of power n.
204	General	manevi güç	inner strength n.
205	General	güç boşluğu	power gap n.
206	General	kavraması güç olmak	abstrusity n.
207	General	sirklerde güç gösterileri yapan adam	strongman n.
208	General	sanatsal güç	artistic power n.
209	General	güç artışı	afforcement n.
210	General	güç artışı	afforciament n.
211	General	ortak güç ve işbirliği	team play n.
212	General	ruhların gezegenler üzerinde, gezegenlerin de insanlar üzerinde etkisine sebep olduğuna inanılan doğaüstü güç	celestial magic n.
213	General	büyük güç	laldie n.
214	General	büyük güç	laldy n.
215	General	kendine gösterilen şiddete direnmek için güç kullanmayan kimse	nonresistant n.
216	General	amaçlara ulaşırken fiziksel güç kullanımından kaçınma	nonviolence n.
217	General	canlılık veren güç	numen n.
218	General	teşvik etme, güç verme işlevi gören unsur	nurse n.
219	General	normal kalite/güç/esneklik	nature [dialect] n.
220	General	(bir duygunun, davranışın) güç kaynağı	nerve n.
221	General	büyük güç	thunder n.
222	General	içinden çıkılması güç durum	troubled waters n.
223	General	taşınabilir güç kaynağı	power bank n.
224	General	iş güç	employment n.
225	General	fiziksel enerji veya güç	foison [scottish] n.
226	General	bir kurumda daha fazla güç kazanmak isteyen bir kimsenin yaptığı eylemler	empire-building n.
227	General	güç sarf etme	energy n.
228	General	sürekli diğer insanları güç duruma düşüren veya utandıran kimse	enfant terrible n.
229	General	yıkıcı güç	jagannath n.
230	General	askeri güç gösterisi	saber rattling n.
231	General	askeri güç kullanma tehdidi	saber rattling n.
232	General	askeri güç gösterisi	saber-rattling [us] n.
233	General	askeri güç kullanma tehdidi	saber-rattling [us] n.
234	General	askeri güç gösterisi	sabre rattling n.
235	General	askeri güç kullanma tehdidi	sabre rattling n.
236	General	manevi güç	lift n.
237	General	itici güç	bent n.
238	General	politik güç	juice n.
239	General	tahmin etmesi güç olay	knuckleball n.
240	General	olağanüstü güç	magic n.
241	General	etkili güç	virtue n.
242	General	güç veren şey	vitalizer n.
243	General	güç veren şey	vitaliser n.
244	General	fiziksel güç kaybı	weakening n.
245	General	derinlerdeki güç	strength in depth n.
246	General	para babalarının sahip olduğu güç ve etki	big bucks n.
247	General	itici güç	birr n.
248	General	içsel doğaüstü güç	mana n.
249	General	güç kullanarak engelleme	quelling n.
250	General	yıkıcı güç	whirlwind n.
251	General	sınırsız güç	plenary power n.
252	General	itici güç	repellence n.
253	General	itici güç	repellency n.
254	General	harekete geçirici güç	blood n.
255	General	güç kaybetme	bloodletting n.
256	General	sınırlayıcı güç	hamstring n.
257	General	doğaüstü dünyanın gerçek olduğu yanılsamasını yaratan büyük güç	maya n.
258	General	anlaşılması güç bir şekilde girift veya çetrefilli olan şey	maze n.
259	General	etkin güç	mechanical effect n.
260	General	75 kg'lık bir ağırlığı saniyede bir metre yükseltmek için gerekli olan güç birimi	metric horsepower n.
261	General	çözülmesi güç olan problemler	wicked problems n.
262	General	güç toplamı	head count n.
263	General	güç toplamı	headcount n.
264	General	yardım etmede kullanılan güç veya kaynaklar	help n.
265	General	yüksek derece (miktar, güç)	highness n.
266	General	güç kaynağı	horn n.
267	General	(abd ölçü sisteminde) 746 vatlık standart güç birimi	horse power n.
268	General	(ingiliz yerçekimi ivmesinde) 550 ayak-librelik standart güç birimi	horse power n.
269	General	etkili güç	horse power n.
270	General	güç, otorite veya mülkiyet sahibi kadın	mistress n.
271	General	tehdit edici güç	monster n.
272	General	yok edici güç	monster n.
273	General	itici güç	motive power n.
274	General	güç kazanma	revalescence n.
275	General	ikna edici güç	rhetoric n.
276	General	harekete geçirici güç	rhetoric n.
277	General	(güç veya hız bakımından) kasırgaya benzeyen şey	hurricane n.
278	General	canlılara özgü işlev ve özelliklerin atfedildiği varsayımsal güç	life principle n.
279	General	güç merkezi	ganglion n.
280	General	itici güç	gas n.
281	General	güç durum	lock [obsolete] n.
282	General	fiziksel güç	muscle n.
283	General	belirsiz ve anlaşılması güç olma	obscureness n.
284	General	anlaşılması güç olma	obscurity n.
285	General	belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık	god n.
286	General	favori güç	darling n.
287	General	güç sahibi	deity n.
288	General	güç kaybı	dejection [obsolete] n.
289	General	yetki sahibi güç	delegacy n.
290	General	zihinsel güç kaybı	demency [rare] n.
291	General	mutlak güç olarak kabul edilen varlık	demiurge n.
292	General	yıkıcı güç	destructive n.
293	General	fayda sağlayan güç	grace [obsolete] n.
294	General	tanrı'nın insanlara verdiği güç	grace n.
295	General	ahlaki güç	grace n.
296	General	güç derecesi	grade n.
297	General	aşındırıcı bağın güç derecesi	grade n.
298	General	söndürülmesi güç ateş	greek fire n.
299	General	anlaşılması güç şey	hocus-pocus n.
300	General	kapsamlı güç	long-legs [africa] n.
301	General	varsayımsal güç kavramının öğretisi	odism n.
302	General	varsayımsal güç kavramının incelenmesi	odism n.
303	General	varsayımsal güç kavramı inancı	odism n.
304	General	güç ve tatlılık kaynağı	oenomel n.
305	General	aşırı güç	overforce n.
306	General	(kişi, canlı aşırı güç kullanarak öldürme	overkill n.
307	General	güç kaybı	overthrow n.
308	General	güç gösterisi	roar n.
309	General	(okulda veya üniversitede) sınıflar arası güç yarışı	rush n.
310	General	devindiren güç	impulsion n.
311	General	sınırsız güç ve etkiye sahip unsur	omnipotence n.
312	General	sınırsız güç ve etkiye sahip unsur	omnipotency n.
313	General	etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik gerilim	dialectic n.
314	General	etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik karşıtlık	dialectic n.
315	General	belirli bir alanda güç sahibi bir aileyi kuran kimse	dynast n.
316	General	ruhani güç	influence n.
317	General	doğaüstü güç	influence n.
318	General	güç sahibi kimsenin nüfuz alanı	barony n.
319	General	güç kaybetme	distress n.
320	General	iş güç hareketliliği	coming and going n.
321	General	zorlayıcı güç	compulsive n.
322	General	üstün güç	cosmocrat n.
323	General	nihai güç	cosmocrat n.
324	General	bazı faaliyetleri bastırmak için güç kullanan silahlı birlik üyesi	cossack n.
325	General	güç sahibi kimse	paramount n.
326	General	eşit güç	counterpoise n.
327	General	karşıt durum, güç veya görüşlerin çatışması	crossfire n.
328	General	hemen güç kaybetme	fatigability n.
329	General	güç veya maddi avantaj arzusuyla gelen manevi veya entelektüel tatminsizlik	faustianism n.
330	General	güç sahipleri	people in power n.
331	General	doğaüstü güç	potency n.
332	General	şeytani güç	potency n.
333	General	güç sahibi kimse	potestate [obsolete] n.
334	General	bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle	pound-mass n.
335	General	heyecan verici güç	pow n.
336	General	itici güç	powder n.
337	General	politikada güç savaşı	power play n.
338	General	güç ile elde edilen diplomatik başarı	power play n.
339	General	güç bölgesi	satrapy n.
340	General	spiritüalist bir medyumun söz veya performanslarını harekete geçirdiğine inanılan güç	control n.
341	General	feodal güç	feudality n.
342	General	etkin güç	firepower n.
343	General	etken güç	firepower n.
344	General	baskın güç	firepower n.
345	General	fiziksel güç	foison [scotland] n.
346	General	fiziksel güç harcama	physical exertion n.
347	General	güç duygusu	pride [obsolete] n.
348	General	durdurucu güç	prejudice n.
349	General	güç kullanarak el koyma	prensation [obsolete] n.
350	General	itici güç	send n.
351	General	güç ve yetki merkezi	siege [obsolete] n.
352	General	destekleyici temel güç	sinew n.
353	General	dördüncü güç	fourth estate n.
354	General	arka tekerleği zincirden güç almadan serbest dönen bisiklet	freewheeler n.
355	General	güç kullanmadan yokuş aşağı giden motorlu taşıt	freewheeler n.
356	General	küresel süper güç	global superpower n.
357	General	itici güç	push n.
358	General	egemen güç	sovran n.
359	General	güç kaynağı	strength n.
360	General	mutlak güç sahibi kimse	subjugator n.
361	General	güç algılanan şey	subtility n.
362	General	itici güç	suggestiveness n.
363	General	tanrısal güç	supernatural n.
364	General	yüce güç	supremacy n.
365	General	en yüksek güç	supreme being n.
366	General	güç vermek	energise v.
367	General	kullanmak (güç)	exert v.
368	General	aşırı güç sarfederek çekmek	shlep v.
369	General	aşırı güç sarfederek çekmek	pull along v.
370	General	gücüne güç katmak	get stronger v.
371	General	güç kazandırmak (zor bir olay)	temper v.
372	General	gücüne güç katmak	become more powerful v.
373	General	gücüne güç katmak	become stronger v.
374	General	güç vermek	energize v.
375	General	güç vermek	vitalize v.
376	General	yeniden güç kazanmak	rally v.
377	General	arka tekerleği zincirden güç almadan serbest dönen bisikletle gitmek	freewheel v.
378	General	güç gelmek	find difficult v.
379	General	güç vermek	support v.
380	General	çok güç durumda olmak	be in dire straits v.
381	General	gücüne güç katmak	gain more strength v.
382	General	güç bir durumda bulunmak	tight corner v.
383	General	güç kullanmak	use force v.
384	General	inanması güç olmak	be hard to believe v.
385	General	güç kazanmak	gather strength v.
386	General	güç birliği yapmak	collaborate v.
387	General	güç birliği yapmak	join forces v.
388	General	güç uygulamak	use force v.
389	General	güç almak (birinden/bir şeyden)	take heart v.
390	General	güç almak (birinden/bir şeyden)	be encouraged v.
391	General	güç almak (birinden/bir şeyden)	get strength from someone/something v.
392	General	birbirinden güç almak	take strength from each other v.
393	General	fiziksel güç kullanmak	resort to physical force v.
394	General	fiziksel güç kullanmak	use physical force v.
395	General	güç kullanmak	bear down v.
396	General	güç sergilemek	display strength v.
397	General	güç sergilemek	display power v.
398	General	güç göstermek	show power v.
399	General	güç göstermek	show strength v.
400	General	güç sağlamak	drive v.
401	General	güç vermek	corroborate v.
402	General	güç harcamak	exert oneself v.
403	General	güç harcamak	exert power v.
404	General	güç harcamak	put effort into it v.
405	General	güç kazanmak	strengthen v.
406	General	güç durumda olmak	be in an awkward situation v.
407	General	güç durumda olmak	be in a difficult situation v.
408	General	üzerinden güç kazanmak	gain ground upon v.
409	General	güç tazelemek	regain power/strength v.
410	General	güç tazelemek	restore strength v.
411	General	savunma bakanına askeri güç kullanma emri vermek	order the secretary of defence to use military force v.
412	General	güç elde etmek	attain power v.
413	General	güç vermek	vitalise v.
414	General	(ruhani bir güç tarafından) çarpılmak	be smited v.
415	General	güç sarhoşu olmak	be drunk with power v.
416	General	(güç) toplamak	rally v.
417	General	yeniden güç vermek	re-energize v.
418	General	sayı, miktar, güç veya önem bakımından daha büyük olmak	reign v.
419	General	büyülü bir güç ile korumak	charm v.
420	General	güç sarf etmek	exert v.
421	General	güç vermek	zap v.
422	General	güç bir durumda bırakmak	empale v.
423	General	güç durumda bırakmak	impale v.
424	General	güç veya direnç sağlamak	man v.
425	General	güç bela yürümek	billow v.
426	General	güç gösterisi yaparak korkutmak	bluff v.
427	General	büyük bir güç ile kaldırmak	wrestle v.
428	General	(özellikle güç kullanarak) son vermek	break v.
429	General	güç gösterisi ile gözünü korkutmak	buffalo v.
430	General	(ağır bir şeyi) büyük güç harcayarak taşımak	horse v.
431	General	güç kullanarak çekmek	revulse v.
432	General	ilerleyen bir güç önünde geri çekilmek	give way v.
433	General	(bir şeyin) üzerinde güç kullanmak	muscle v.
434	General	güç kullanarak karşıtlığın üstesinden gelmek	muscle v.
435	General	güç kullanarak içine sokmak	dint v.
436	General	güç verme	heartening v.
437	General	güç vermek	operate v.
438	General	(düşmanı) aşırı güç kullanarak yok etmek	overkill v.
439	General	aşırı güç kullanarak öldürmek	overkill v.
440	General	fazla güç kullanmak	overoffice [obsolete] v.
441	General	daha fazla güç vermek	overpower v.
442	General	güç zehirlenmesi yaşatmak	overpower v.
443	General	güç kazanmak	overquell v.
444	General	(lamba veya motoru aşırı gerilim, basınç veya güç ile) çalıştırmak	overrun v.
445	General	güç uygulamak	overwhelm v.
446	General	sayı, miktar, güç veya önemce daha fazla olmak	rule v.
447	General	güç kullanarak elde etmek	impel v.
448	General	(güç) kullanmak	impress v.
449	General	güç vermek	zip (up) v.
450	General	güç vermek	clothe v.
451	General	güç kesildikten sonra bir süre daha momentumu korumak	drift v.
452	General	güç sağlamak	poor [dialect] v.
453	General	güç bela ilerlemek	climb (along) v.
454	General	hareket etmek için güç kullanmak	crowbar v.
455	General	güç vermek	innerve v.
456	General	(güç, yetki) vermek	invest v.
457	General	hareket için güç vermek	power v.
458	General	güç uygulayarak sürmek	power v.
459	General	(hakim) yerli yersiz tokmak vurup güç gösterisi yapmak	gavel v.
460	General	(birinden) fiziksel güç veya çabayla üstün olmak	outmuscle v.
461	General	güç ve sağlamlıkla (bir şeyin) iç kısmına örülü olmak	sinew v.
462	General	güç vermek	sinew v.
463	General	(yokuş aşağı) mekanik güç kullanmadan gitmek	freewheel v.
464	General	(motorcu) yokuş aşağı güç harcamadan inmek	freewheel v.
465	General	güç yetirmek	bear v.
466	General	(hak, güç) kullanmak	bear v.
467	General	güç veya keskinlik katmak	spike v.
468	General	güç vermek	strength [obsolete] v.
469	General	güç kullanmak	suck v.
470	General	idaresi güç	awkward adj.
471	General	çözülmesi güç	complicated adj.
472	General	hazmı güç (yemek)	heavy adj.
473	General	anlaşılması güç	recondite adj.
474	General	güç kullanan	exertive adj.
475	General	hayli güç	pretty difficult adj.
476	General	anlaşılması güç	convoluted adj.
477	General	güç (bir şey)	severe adj.
478	General	sindirimi güç	stodgy adj.
479	General	anlaşılması güç	dense adj.
480	General	anlaşılması güç	complicated adj.
481	General	güç kullanılmış	exserted adj.
482	General	anlaşılması güç	murky adj.
483	General	güç veren	roborant adj.
484	General	idaresi güç	unmanageable adj.
485	General	güç kullanılmış	exerted adj.
486	General	başarı (cesaret veya bedensel güç isteyen)	feat adj.
487	General	tatmin edilmesi güç	exceptious adj.
488	General	güç beğenen	fussy adj.
489	General	yeniden kazandıran (sağlık/güç vb'ni)	restorative adj.
490	General	anlaşılması güç	abstruse adj.
491	General	önlenmesi güç	rampant adj.
492	General	güç beğenen	hard to please adj.
493	General	yakalanması güç	elusory adj.
494	General	hazmı güç	indigestible adj.
495	General	güç durumda	embattled adj.
496	General	güç verilmiş	energized adj.
497	General	sindirimi güç	indigestible adj.
498	General	güç verilmiş	energised adj.
499	General	kabullenmesi güç	hard to swallow adj.
500	General	inanması güç	hard to swallow adj.