|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
control n.
|
kontrol |
|
It is only likely to stop, however, when Palestinians regain control in their areas.
Ancak Filistinliler kendi bölgelerinde kontrolü yeniden ele geçirdiklerinde durması muhtemeldir.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
control v.
|
denetlemek |
|
As I see it, controlling the enforcers should be a job for the Commission.
Gördüğüm kadarıyla, uygulayıcıları denetlemek Komisyon'un görevi olmalıdır.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
control v.
|
kontrol etmek |
|
Recital A accuses the UK government of failure to control the outbreak of foot-and-mouth disease.
Recital A, Birleşik Krallık hükûmetini şap hastalığı salgınını kontrol edememekle suçluyor.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
control n.
|
hakimiyet |
|
She has good control over her class.
Sınıfı üzerindeki hakimiyeti iyi.
More Sentences
|
5 |
General |
control n.
|
denetim |
|
It is evidence that there is effective control by the national parliaments.
Ulusal parlamentolar tarafından etkin bir denetim yapıldığına dair kanıtlar bulunmaktadır.
More Sentences
|
6 |
General |
control n.
|
kontrol |
|
We must be able to exercise better control over flag states.
Bayrak devletleri üzerinde daha iyi kontrol uygulayabilmeliyiz.
More Sentences
|
7 |
General |
control n.
|
düzenleme |
|
We discussed gun control in social studies class.
Sosyal bilgiler dersinde silah satışını kısıtlayan düzenlemeyi tartıştık.
More Sentences
|
8 |
General |
control v.
|
hakim olmak |
|
Try to control your rage.
Öfkene hakim olmaya çalış.
More Sentences
|
9 |
General |
control v.
|
kontrol etmek |
|
What we need is better control on the part of the authorities.
İhtiyacımız olan şey yetkililer tarafından daha iyi kontrol edilmesidir.
More Sentences
|
10 |
General |
control v.
|
kontrolü sağlamak |
|
We can have the technology to give people complete control.
İnsanlara tam kontrol sağlayacak teknolojiye sahip olabiliriz.
More Sentences
|
Law |
|
11 |
Law |
control n.
|
kontrol |
|
We do not want financial control to be abolished.
Mali kontrolün kaldırılmasını istemiyoruz.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
control v.
|
kontrol etmek |
|
Because I am sure that it will be the Commission that rectifies and controls itself.
Çünkü eminim ki kendini düzelten ve kontrol eden Komisyon olacaktır.
More Sentences
|
Automotive |
|
13 |
Automotive |
control n.
|
kontrol |
|
Finally, Europe lags well behind when it comes to energy control.
Son olarak, enerji kontrolü söz konusu olduğunda Avrupa oldukça geride kalmaktadır.
More Sentences
|
Medical |
|
14 |
Medical |
control n.
|
kontrol |
|
This directive will force consumers to purchase these products on the Internet, where there are no controls.
Bu yönerge, tüketicileri bu ürünleri hiçbir kontrolün olmadığı internet üzerinden satın almaya zorlayacaktır.
More Sentences
|
Statistics |
|
15 |
Statistics |
control n.
|
kontrol |
|
They will of course have won control of the Iraqi oil wells, but Afghanistan is ignored.
Elbette Irak petrol kuyularının kontrolünü ele geçirmiş olacaklar ama Afganistan göz ardı ediliyor.
More Sentences
|
Linguistics |
|
16 |
Linguistics |
control n.
|
denetim |
|
In fact here, in the European Union, the parliamentary control is totally inadequate.
Aslında burada Avrupa Birliği'nde, parlamento denetimi tamamen yetersizdir.
More Sentences
|
General |
|
17 |
General |
control n.
|
güç |
|
18 |
General |
control n.
|
teftiş |
|
19 |
General |
control n.
|
sorumluluk |
|
20 |
General |
control n.
|
yönetim |
|
|
21 |
General |
control n.
|
egemenlik |
|
22 |
General |
control n.
|
komuta |
|
23 |
General |
control n.
|
murakabe |
|
24 |
General |
control n.
|
idare |
|
25 |
General |
control n.
|
otorite |
|
26 |
General |
control n.
|
kumanda |
|
27 |
General |
control n.
|
etkili ve güvenilir kullanım becerisi |
|
28 |
General |
control n.
|
karşılaştırma standardı |
|
29 |
General |
control n.
|
doğrulama aracı |
|
30 |
General |
control n.
|
kontrol deneyi |
|
31 |
General |
control n.
|
spiritüalist bir medyumun söz veya performanslarını harekete geçirdiğine inanılan güç |
|
32 |
General |
control n.
|
kontrol eden kimse |
|
33 |
General |
control n.
|
kontrolör |
|
34 |
General |
control n.
|
sahadaki istihbarat ajanlarının rapor verdiği süpervizör |
|
35 |
General |
control v.
|
işletmek |
|
36 |
General |
control v.
|
idare etmek |
|
37 |
General |
control v.
|
denetlemek |
|
38 |
General |
control v.
|
kontrol yapmak |
|
39 |
General |
control v.
|
kontrolünü yapmak |
|
40 |
General |
control v.
|
düzenlemek |
|
|
41 |
General |
control v.
|
kumanda etmek |
|
42 |
General |
control v.
|
kontrol altında tutmak |
|
43 |
General |
control v.
|
denetleme yapmak |
|
44 |
General |
control v.
|
yoklamak |
|
45 |
General |
control v.
|
dizginlemek |
|
46 |
General |
control v.
|
etkisini veya şiddetini (zararsız seviyelere) düşürmek |
|
47 |
General |
control v.
|
(bilimsel deneyi) paralel deneyle kontrol etmek |
|
48 |
General |
control v.
|
(bilimsel deneyi) başka standartla karşılaştırarak doğrulamak |
|
49 |
General |
control v.
|
(makineyi) çalıştırmak |
|
50 |
General |
control v.
|
(makineyi) kontrol etmek |
|
51 |
General |
control v.
|
sağlam anlayışa/bilgiye sahip olmak |
|
52 |
General |
control v.
|
tamamen hakim olmak |
|
Trade/Economic |
|
53 |
Trade/Economic |
control n.
|
murakabe |
|
54 |
Trade/Economic |
control n.
|
teftiş |
|
55 |
Trade/Economic |
control n.
|
varlıktan ekonomik yarar sağlama gücü |
|
56 |
Trade/Economic |
control v.
|
yönetmek |
|
Law |
|
57 |
Law |
control n.
|
denetleme |
|
58 |
Law |
control n.
|
düzenleme |
|
59 |
Law |
control n.
|
idare |
|
60 |
Law |
control n.
|
murakabe |
|
61 |
Law |
control n.
|
nizam altına alma |
|
62 |
Law |
control n.
|
teftiş |
|
63 |
Law |
control n.
|
yönetim |
|
64 |
Law |
control v.
|
tanzim etmek |
|
65 |
Law |
control v.
|
zapt altına almak |
|
Industry |
|
66 |
Industry |
control n.
|
(proje yönetiminde) plana göre gitmeyen faaliyetleri izleyip müdahale etmeye yarayan araç |
|
Technical |
|
67 |
Technical |
control n.
|
kumanda |
|
Computer |
|
68 |
Computer |
control n.
|
kontrol tuşu |
|
69 |
Computer |
control n.
|
bilgisayar kullanıcısının etkileşimde bulunduğu arayüz öğesi |
|
70 |
Computer |
control expr.
|
denetle |
|
Automotive |
|
71 |
Automotive |
control n.
|
kontrol düzeneği |
|
Statistics |
|
72 |
Statistics |
control n.
|
kontrol değişkeni |
|
Chemistry |
|
73 |
Chemistry |
control n.
|
denetleme |
|
History |
|
74 |
History |
control n.
|
1887-1948 yılları arasında basılan ingiliz pul sayfalarının kenarlarında yer alan rakam-harf kombinasyonları |
|
75 |
History |
control n.
|
(damgada, kaşede) kontrol işareti |
|
Environment |
|
76 |
Environment |
control n.
|
bir bölgede yaban hayatı popülasyonunun öldürme yoluyla azaltılması veya düzenlenmesi |
|
Geography |
|
77 |
Geography |
control n.
|
bir yerin iklimini belirleyen fiziksel faktörler |
|
Geology |
|
78 |
Geology |
control n.
|
belirli bir yerdeki jeolojik oluşumların doğasını belirleyen faktörler |
|
Sport |
|
79 |
Sport |
control n.
|
(araba yarışı, atletizm) yarışmacıların check-in yaptığı kontrol noktası |
|
Baseball |
|
80 |
Baseball |
control n.
|
atıcının vuruş bölgesi içinde bir atışın yerini kontrol etme yeteneği |
|
|
|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bring under control v.
|
kontrol altına almak |
|
The fire went on for some time before it was brought under control.
Yangın kontrol altına alınana kadar bir süre daha devam etti.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
birth control pill n.
|
doğum kontrol hapı |
|
Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?
Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan erkeklerin hamile kalmadığını biliyor muydunuz?
More Sentences
|
3 |
General |
social control n.
|
sosyal kontrol |
|
It is as if social control were a guarantee of quality when a local shopkeeper buys meet from a hunter to sell.
Sanki yerel bir esnafın satmak üzere bir avcıdan av satın alması sosyal kontrolün bir kalite garantisi olması gibi.
More Sentences
|
4 |
General |
price control n.
|
fiyat kontrolü |
|
Governments usually resort to price control when inflation has reached a certain level.
Enflasyon belli bir düzeye ulaştığında Hükümetler genellikle fiyat kontrolüne başvururlar.
More Sentences
|
5 |
General |
air traffic control n.
|
hava trafik kontrol |
|
Air traffic control is a natural monopoly which must be regulated.
Hava trafik kontrolü, düzenlenmesi gereken doğal bir tekeldir.
More Sentences
|
6 |
General |
export control n.
|
ihracat kontrol |
|
Then there is an arms exports control policy which must be in line with European common foreign policy.
O halde Avrupa ortak dış politikası ile uyumlu olması gereken bir silah ihracatı kontrol politikası vardır.
More Sentences
|
7 |
General |
volume control n.
|
ses kontrolü |
|
The volume control is on the left.
Ses kontrolü solda.
More Sentences
|
8 |
General |
rent control n.
|
kira kontrolü |
|
Rent control limits the rent that a landlord can charge for an apartment.
Kira kontrolü, bir ev sahibinin bir daire için talep edebileceği kirayı sınırlar.
More Sentences
|
9 |
General |
climate control n.
|
iklim kontrolü |
|
Although, I would prefer that climate controls be physical buttons.
Yine de iklim kontrollerinin fiziksel düğmeler biçiminde olmasını tercih ederdim.
More Sentences
|
10 |
General |
traffic control n.
|
trafik kontrol |
|
Unfortunately, the supervision of fishermen is as diverse as the traffic controls I have referred to.
Ne yazık ki, balıkçıların denetimi de bahsettiğim trafik kontrolleri kadar çeşitlilik göstermektedir.
More Sentences
|
11 |
General |
food control n.
|
gıda kontrol |
|
These methods are used by the food control authorities to check foods on the market.
Bu yöntemler gıda kontrol yetkilileri tarafından piyasadaki gıdaları kontrol etmek için kullanılmaktadır.
More Sentences
|
12 |
General |
strict control n.
|
sıkı kontrol |
|
However, the strict control procedures will have to continue.
Ancak sıkı kontrol prosedürlerinin devam etmesi gerekecek.
More Sentences
|
13 |
General |
quality control n.
|
kalite kontrol |
|
In 26 provinces are quality control institutions established.
26 ilde kalite kontrol kurumları tesis edilmiştir.
More Sentences
|
14 |
General |
birth control n.
|
doğum kontrolü |
|
Most EU countries apply sound legal provisions where birth control and abortion are concerned.
Çoğu AB ülkesi doğum kontrolü ve kürtaj konularında sağlam yasal hükümler uygulamaktadır.
More Sentences
|
15 |
General |
airspace control n.
|
hava sahası kontrolü |
|
Incidentally, issues of safety or even delays do not fall within the main scope of airspace control.
Bu arada güvenlik ve hatta gecikmelerle ilgili konular hava sahası kontrolünün ana kapsamına girmemektedir.
More Sentences
|
16 |
General |
birth control methods n.
|
doğum kontrol yöntemleri |
|
It clearly states that abortion should not be used as a birth control method.
Kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaması gerektiğini açıkça belirtmektedir.
More Sentences
|
17 |
General |
disease control n.
|
hastalık kontrolü |
|
The Commission also financially assists a national food and mouth disease control and eradication programme.
Komisyon ayrıca ulusal gıda ve ağız hastalıkları kontrol ve eradikasyon programına da mali destek sağlamaktadır.
More Sentences
|
18 |
General |
security control n.
|
güvenlik kontrolü |
|
Finland shares a common border with Russia and has exemplary security controls on that border.
Finlandiya, Rusya ile ortak bir sınırı paylaşıyor ve bu sınırda örnek teşkil edecek güvenlik kontrollerine sahip.
More Sentences
|
19 |
General |
remote control n.
|
uzaktan kontrol |
|
Remote control and monitoring via web browser will be available in the future.
Web tarayıcısı üzerinden uzaktan kontrol ve izleme gelecekte mevcut olacaktır.
More Sentences
|
20 |
General |
remote control n.
|
kumanda |
|
There is a TV remote control under the couch.
Kanepenin altında bir televizyon kumandası var.
More Sentences
|
21 |
General |
self-control n.
|
kendini kontrol etme |
|
No one said that self-control was easy.
Kendini kontrol etmek kolaydır diyen olmadı.
More Sentences
|
22 |
General |
effective control n.
|
etkin kontrol |
|
The Jové Peres report is right to call for effective control and harmonised sanctions.
Jové Peres raporu etkin kontrol ve uyumlu yaptırımlar çağrısında bulunmakta haklıdır.
More Sentences
|
23 |
General |
riot control n.
|
isyan kontrolü |
|
The use of stun guns is for self-defence and riot control is not in question.
Şok tabancalarının nefsi müdafa ve isyan kontrolü amacıyla kullanılması söz konusu değildir.
More Sentences
|
24 |
General |
self-control n.
|
irade gücü |
|
Tom has no self-control.
Tom'un irade gücü yok.
More Sentences
|
25 |
General |
damage control n.
|
(itibar, güvenilirlik veya kamu imajı zararına karşı) hasar kontrolü |
|
The damage control is easy.
Hasar kontrolü kolay.
More Sentences
|
26 |
General |
control freak n.
|
kontrol delisi |
|
She's a control freak.
O bir kontrol delisi.
More Sentences
|
27 |
General |
be out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
The crowd got out of control and broke through the fence.
Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti.
More Sentences
|
28 |
General |
lose control of (the car) v.
|
arabanın kontrolünü kaybetmek |
|
Tom lost control of his car.
Tom arabasının kontrolünü kaybetti.
More Sentences
|
29 |
General |
lose control v.
|
kontrolü kaybetmek |
|
I lost control.
Kontrolü kaybettim.
More Sentences
|
30 |
General |
take control v.
|
kontrolü ele almak |
|
Take control.
Kontrolü ele alın.
More Sentences
|
31 |
General |
out of control adj.
|
kontrolden çıkmış |
|
Obviously the experiment got out of control after two days.
Belli ki deney iki gün sonra kontrolden çıkmış.
More Sentences
|
Colloquial |
|
32 |
Colloquial |
control freak n.
|
kontrol manyağı |
|
She's a control freak.
O bir kontrol manyağı.
More Sentences
|
33 |
Colloquial |
bring under control v.
|
kontrol altına almak |
|
The fire went on for some time before it was brought under control.
Yangın kontrol altına alınmadan önce önce bir süre devam etti.
More Sentences
|
Idioms |
|
34 |
Idioms |
be out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
It's simply out of control.
Kontrolden çıktı.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
35 |
Trade/Economic |
budgetary control n.
|
bütçe kontrolü |
|
Those are the amendments that the Budgetary Control Committee has submitted.
Bunlar Bütçe Kontrol Komitesi'nin sunduğu değişiklikler.
More Sentences
|
36 |
Trade/Economic |
budget control n.
|
bütçe kontrol |
|
The Budget Control Committee requested information from the Council on the common foreign and security policy.
Bütçe Kontrol Komitesi, Konsey'den ortak dış ve güvenlik politikası hakkında bilgi talep etti.
More Sentences
|
General |
|
37 |
General |
pollution control n.
|
kirlilik kontrolü |
|
38 |
General |
control engineering n.
|
kontrol mühendisliği |
|
39 |
General |
quality control programme n.
|
nitelik denetim izleme çizelgesi |
|
40 |
General |
control box n.
|
kumanda kutusu |
|
41 |
General |
control chart n.
|
kontrol grafiği |
|
42 |
General |
control of narcotics n.
|
uyuşturucu kontrolü |
|
43 |
General |
noise control n.
|
gürültü kontrolü |
|
44 |
General |
insect control n.
|
böcek kontrolü |
|
45 |
General |
incoming control n.
|
giriş kontrolü |
|
46 |
General |
remote control device n.
|
kumanda aygıtı |
|
47 |
General |
flight control n.
|
uçuş kontrolü |
|
48 |
General |
environmental control n.
|
doğal çevreyi koruma |
|
49 |
General |
manufacturing planning and inventory control n.
|
üretim planlaması ve stok kontrolü |
|
50 |
General |
gaining control n.
|
kazanç kontrolü |
|
51 |
General |
self control n.
|
kendini kontrol etme |
|
52 |
General |
non destructive control n.
|
bozmadan denetleme |
|
53 |
General |
intelligent control systems n.
|
akıllı kontrol sistemleri |
|
54 |
General |
policy of state control n.
|
devletçilik |
|
55 |
General |
servo control n.
|
servokumanda |
|
56 |
General |
central control agency n.
|
merkez denetim müdürlüğü |
|
57 |
General |
access control point n.
|
giriş kontrol noktası |
|
58 |
General |
total quality control n.
|
toplam kalite kontrolü |
|
59 |
General |
master control routine n.
|
ana denetim programı |
|
60 |
General |
control theory n.
|
kontrol teorisi |
|
61 |
General |
food control n.
|
besin denetimi |
|
62 |
General |
laminar flow control n.
|
düzgün akış denetimi |
|
63 |
General |
pest control n.
|
haşere mücadelesi |
|
64 |
General |
computer control n.
|
bilgisayar denetimi |
|
65 |
General |
biological control systems n.
|
biyolojik kontrol sistemleri |
|
66 |
General |
volume control n.
|
volüm ayarı |
|
67 |
General |
direction and control n.
|
yönlendirme ve denetleme |
|
68 |
General |
man vc control setting n.
|
manuel vc kontrol ayarı |
|
69 |
General |
general directorate for protection and control n.
|
koruma ve kontrol genel müdürlüğü |
|
70 |
General |
control charts n.
|
denetim çizgesi |
|
71 |
General |
multiple weapon control panel n.
|
çoklu silah kontrol panel |
|
72 |
General |
control animal n.
|
kontrol hayvanı |
|
73 |
General |
taguchi methods in quality control n.
|
kalite kontrolde taguchi metodu |
|
74 |
General |
field control n.
|
alan kontrolü |
|
75 |
General |
arms control n.
|
silahlanma kontrolü |
|
76 |
General |
fire control n.
|
atış kontrolü |
|
77 |
General |
digital control systems n.
|
sayısal kontrol sistemleri |
|
78 |
General |
total control n.
|
topyekun denetim |
|
79 |
General |
cellular control mechanisms n.
|
hücresel kontrol mekanizması |
|
80 |
General |
grade control n.
|
kalite kontrolü |
|
81 |
General |
price control n.
|
fiyat denetimi |
|
82 |
General |
passport control n.
|
pasaport kontrolü |
|
83 |
General |
quality control charts n.
|
nitelik denetim çizelgesi |
|
84 |
General |
adaptive control systems n.
|
uyarlanabilir kontrol sistemleri |
|
85 |
General |
communication line control procedure n.
|
iletişim hattı denetim yöntemi |
|
86 |
General |
locust control n.
|
çekirge kontrol |
|
87 |
General |
gain control n.
|
kazanç kontrolü |
|
88 |
General |
chemical process control n.
|
kimyasal işlem kontrolü |
|
89 |
General |
control chart n.
|
denetim çizeneği |
|
90 |
General |
home country control principle n.
|
ev sahibi ülkenin gözetim ve denetim yetkisine sahip olması |
|
91 |
General |
power control n.
|
güç kontrolü |
|
92 |
General |
radio set control n.
|
radyo seti kontrolü |
|
93 |
General |
nonlinear control theory n.
|
doğrusal olmayan kontrol teorisi |
|
94 |
General |
control points n.
|
denetim noktaları |
|
95 |
General |
export control commodity number n.
|
ihraç mal pozisyonu |
|
96 |
General |
control apparatus n.
|
kontrol aygıtı |
|
97 |
General |
entry control n.
|
giriş kontrolü |
|
98 |
General |
safety control n.
|
güvenlik kontrolü |
|
99 |
General |
partisan of state control n.
|
devletçi |
|
100 |
General |
master gain control n.
|
ana kazanç kontrolü |
|
101 |
General |
state control n.
|
devletçilik |
|
102 |
General |
traffic control point n.
|
trafik kontrol noktası |
|
103 |
General |
pollution control n.
|
kirlenme denetimi |
|
104 |
General |
control pad n.
|
playstation ve benzeri oyun platformalarında kullanılan oyun oynama gereci |
|
105 |
General |
river flood control n.
|
akarsu taşkın kontrolü |
|
106 |
General |
general directorate of environmental pollution prevention and control n.
|
çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü |
|
107 |
General |
volume control n.
|
ses ayarı |
|
108 |
General |
tuning control n.
|
akort ayarı |
|
109 |
General |
commodity control n.
|
mal kontrolü |
|
110 |
General |
shewart quality control charts n.
|
shewart kalite kontrol grafiği |
|
111 |
General |
missile control circuit n.
|
roket kontrol devresi |
|
112 |
General |
flood control n.
|
sel kontrolu |
|
113 |
General |
direct digital control n.
|
doğrudan sayısal denetim |
|
114 |
General |
span of control n.
|
kontrol kapsamı |
|
115 |
General |
control room n.
|
yönetim odası |
|
116 |
General |
digital control systems n.
|
dijital kontrol sistemleri |
|
117 |
General |
lack of control n.
|
başıboşluk |
|
118 |
General |
contamination control n.
|
kirlilik kontrolü |
|
119 |
General |
control stick n.
|
levye |
|
120 |
General |
control wheel n.
|
levye |
|
121 |
General |
intermediate control n.
|
ara kontrol |
|
122 |
General |
control policy n.
|
denetim politikası |
|
123 |
General |
control mechanism n.
|
denetim mekanizması |
|
124 |
General |
self control n.
|
irade |
|
125 |
General |
self control n.
|
kendine hakim olma |
|
126 |
General |
admin control n.
|
admin kontrolü |
|
127 |
General |
command and control systems n.
|
komuta ve kontrol sistemleri |
|
128 |
General |
flood control n.
|
sel kontrolü |
|
129 |
General |
population control n.
|
nüfus kontrolü |
|
130 |
General |
carrier control systems n.
|
taşıyıcı kontrol sistemleri |
|
131 |
General |
nuclear arms control n.
|
nükleer silahların kontrolü |
|
132 |
General |
pollution control industry n.
|
kirlenme kontrol endüstrisi |
|
133 |
General |
spectator control n.
|
seyirci kontrolü |
|
134 |
General |
pollution control equipment n.
|
kirlenme kontrol donanımı |
|
135 |
General |
process control n.
|
işlem kontrolü |
|
136 |
General |
pollution control n.
|
kirlenme kontrolü |
|
137 |
General |
credit control n.
|
kredi kontrolü |
|
138 |
General |
thyristor control n.
|
tristör kontrolü |
|
139 |
General |
production control n.
|
üretim kontrolü |
|
140 |
General |
pneumatic control n.
|
pnömatik kontrol |
|
141 |
General |
dust control n.
|
toz kontrolü |
|
142 |
General |
architectural control n.
|
mimari kontrol |
|
143 |
General |
quality control certificate n.
|
kalite kontrol sertifikası |
|
144 |
General |
quality control certificate n.
|
kalite kontrol belgesi |
|
145 |
General |
field control n.
|
saha kontrolü |
|
146 |
General |
land control n.
|
saha kontrolü |
|
147 |
General |
control engineer n.
|
kontrol mühendisi |
|
148 |
General |
street traffic control lights n.
|
trafik lambaları |
|
149 |
General |
dispenser control n.
|
fırdöndü |
|
150 |
General |
optimal control n.
|
optimal kontrol |
|
151 |
General |
optimal control n.
|
eniyi denetim |
|
152 |
General |
computerized control n.
|
bilgisayarlı kontrol |
|
153 |
General |
food control n.
|
gıda denetimi |
|
154 |
General |
planning and control n.
|
planlama ve kontrol |
|
155 |
General |
integrated pollution prevention and control directive n.
|
entegre kirlilik önleme ve kontrolü direktifi |
|
156 |
General |
symptom control n.
|
semptom kontrolü |
|
157 |
General |
periodical stock control n.
|
periyodik stok kontrol |
|
158 |
General |
control center n.
|
yönetim merkezi |
|
159 |
General |
anticipating control n.
|
önceden sezme yoluyla kontrol |
|
160 |
General |
attitude control n.
|
vaziyet kontrolü |
|
161 |
General |
attitude control n.
|
durum kontrolü |
|
162 |
General |
identification control n.
|
kimlik kontrolü |
|
163 |
General |
id control n.
|
kimlik kontrolü |
|
164 |
General |
system and control n.
|
sistem ve kontrol |
|
165 |
General |
centralized control n.
|
kumanda merkezi |
|
166 |
General |
concurrency control n.
|
koşut zamanlılığın denetimi |
|
167 |
General |
congestion control n.
|
sıkışıklık denetimi |
|
168 |
General |
control point n.
|
güvenlik noktası |
|
169 |
General |
door control unit n.
|
kapı kontrol ünitesi |
|
170 |
General |
water pollution control regulations n.
|
su kirliliği kontrol yönetmeliği |
|
171 |
General |
remote control n.
|
uzaktan denetim |
|
172 |
General |
remote control n.
|
uzaktan kumanda |
|
173 |
General |
grade control n.
|
tenor kontrolü |
|
174 |
General |
general purpose control n.
|
genel amaçlı denetim |
|
175 |
General |
grade control n.
|
nitelik denetimi |
|
176 |
General |
case-control studies n.
|
vaka-kontrol çalışmaları |
|
177 |
General |
self-control n.
|
kendine hakimiyet |
|
178 |
General |
real-time numerical control n.
|
gerçek zamanlı sayısal kontrol |
|
179 |
General |
self-control n.
|
kendini tutma |
|
180 |
General |
self-control n.
|
öz denetim |
|
181 |
General |
real-time control n.
|
gerçek zamanlı kontrol |
|
182 |
General |
remote-control switch n.
|
kumanda cihazı |
|
183 |
General |
self-control n.
|
kendine hakim olma |
|
184 |
General |
nuclear-biological-chemical control center n.
|
nbc kontrol merkezi |
|
185 |
General |
self-control n.
|
kendini ayarlama |
|
186 |
General |
real-time control systems n.
|
gerçek zamanlı kontrol sistemleri |
|
187 |
General |
satisfactory control n.
|
tatminkar kontrol |
|
188 |
General |
control group n.
|
kontrol grubu |
|
189 |
General |
limit control n.
|
limit kontrol |
|
190 |
General |
satisfactory control n.
|
tatmin edici kontrol |
|
191 |
General |
lack of control n.
|
denetim eksikliği |
|
192 |
General |
one touch control n.
|
tek dokunma ile kontrol |
|
193 |
General |
one touch control n.
|
tek tuş kontrol |
|
194 |
General |
date of control n.
|
kontrol tarihi |
|
195 |
General |
control date n.
|
kontrol tarihi |
|
196 |
General |
beverage control n.
|
meşrubat kontrolü |
|
197 |
General |
television remote control n.
|
televizyon kumandası |
|
198 |
General |
remote control concrete mixer truck n.
|
uzaktan kumandalı harç kamyonu |
|
199 |
General |
remote control cement mixer truck n.
|
uzaktan kumandalı harç kamyonu |
|
200 |
General |
radio control cement mixer n.
|
uzaktan kumandalı harç kamyonu |
|
201 |
General |
credit control n.
|
kredi kontrol |
|
202 |
General |
tight control n.
|
sıkı kontrol |
|
203 |
General |
control philosophy n.
|
kontrol felsefesi |
|
204 |
General |
statistical control n.
|
istatistiki kontrol |
|
205 |
General |
control nut n.
|
kontrol hastası |
|
206 |
General |
food and drug control n.
|
gıda ve ilaç kontrolü |
|
207 |
General |
food and drug control n.
|
gıda ve ilaç denetimi |
|
208 |
General |
reasons beyond one's control n.
|
elde olmayan nedenler |
|
209 |
General |
reason beyond one's control n.
|
elde olmayan neden |
|
210 |
General |
majority control of n.
|
-nın çoğunluğunun kontrolü |
|
211 |
General |
concrete norm control n.
|
somut norm denetimi/kontrolü |
|
212 |
General |
components of internal control n.
|
iç kontrol bileşenleri |
|
213 |
General |
span of control n.
|
bir yöneticinin altında çalıştırdığı kişi sayısı |
|
214 |
General |
thought control n.
|
beyin yıkama/zorla ikna etme |
|
215 |
General |
health control n.
|
sağlık kontrolü |
|
216 |
General |
qc (quality control) n.
|
kalite kontrol |
|
217 |
General |
fornication under control of the king n.
|
kral kontrolünde zina |
|
218 |
General |
site control n.
|
saha kontrolü |
|
219 |
General |
breath control n.
|
nefes kontrolü |
|
220 |
General |
control board n.
|
kumanda tablosu |
|
221 |
General |
control board n.
|
kontrol paneli |
|
222 |
General |
cruise control n.
|
hız kontrol düzeni |
|
223 |
General |
calculation check/control n.
|
hesaplama kontrolü |
|
224 |
General |
riot control vehicle n.
|
toplumsal olaylara müdahale aracı (toma) |
|
225 |
General |
control device n.
|
kumanda aygıtı |
|
226 |
General |
weight control intervention n.
|
ağırlık denetimi müdahalesi |
|
227 |
General |
pest control n.
|
böcek ilaçlama |
|
228 |
General |
reasonable control n.
|
makul kontrol |
|
229 |
General |
self control n.
|
irade gücü |
|
230 |
General |
process control engineering n.
|
proses kontrol mühendisi |
|
231 |
General |
pest control company n.
|
böcek i̇laçlama şirketi |
|
232 |
General |
pest control company n.
|
böcek i̇laçlama firması |
|
233 |
General |
sound control n.
|
ses kontrol |
|
234 |
General |
date of control n.
|
kontrol tarihi |
|
235 |
General |
asset control n.
|
varlık kontrolü |
|
236 |
General |
illusion of control n.
|
kontrol illüzyonu |
|
237 |
General |
ticket control n.
|
bilet kontrol |
|
238 |
General |
ticket control n.
|
bilet kontrolü |
|
239 |
General |
source control n.
|
kaynak kontrolü |
|
240 |
General |
calendar method of birth control n.
|
doğum kontrol takvim yöntemi |
|
241 |
General |
air-traffic control n.
|
hava trafik kontrol |
|
242 |
General |
random control test n.
|
rastgele kontrol testi |
|
243 |
General |
audible control n.
|
sesli kumanda |
|
244 |
General |
avc (automatic volume control) n.
|
otomatik ses kontrolü |
|
245 |
General |
buoyancy control device (bcd) n.
|
yüzerlik kontrol ceketi (ykc) |
|
246 |
General |
birth-control campaigner n.
|
doğum kontrol savunucusu |
|
247 |
General |
birth-control pill n.
|
doğum kontrol hapı |
|
248 |
General |
birth-control reformer n.
|
doğum kontrol savunucusu |
|
249 |
General |
gaining control n.
|
birini yerinden etme |
|
250 |
General |
gaining control n.
|
mülk sahibinin mülkünü zorla elinden alma |
|
251 |
General |
parental control n.
|
ebeveyn denetimi |
|
252 |
General |
crowd control n.
|
insan kalabalıklarını kontrol edip yönlendirme |
|
253 |
General |
control condition n.
|
bilimsel bir deneyde diğer koşulların karşılaştırılabileceği bir standart |
|
254 |
General |
control freakery n.
|
her şeyi kontrol etme takıntısı |
|
255 |
General |
control freakery n.
|
her şeye karışma huyu |
|
256 |
General |
field control n.
|
göreceli konumları ve yükseklikleri bilinen nokta dizisi |
|
257 |
General |
fire control n.
|
yangın koruması |
|
258 |
General |
fire control n.
|
yangın söndürme |
|
259 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
260 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
261 |
General |
lose one's control v.
|
kontrolünü kaybetmek |
|
262 |
General |
get out of control v.
|
ateş bacayı sarmak |
|
263 |
General |
be out of control v.
|
dizginlenemez olmak |
|
264 |
General |
loosen one's control v.
|
dizginleri salıvermek |
|
265 |
General |
gain control over v.
|
kontrolü ele almak |
|
266 |
General |
be out of control v.
|
kontrolden çıkmış olmak |
|
267 |
General |
have control over v.
|
etkisi olmak |
|
268 |
General |
not control oneself v.
|
kendine hakim olamamak |
|
269 |
General |
take control v.
|
dizginleri ele almak |
|
270 |
General |
lose control of v.
|
ipin ucunu kaçırmak |
|
271 |
General |
get out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
272 |
General |
control firmly v.
|
sıkı tutmak |
|
273 |
General |
get under control v.
|
önlemek |
|
274 |
General |
take control v.
|
başa geçmek |
|
275 |
General |
get out of control v.
|
azıtmak |
|
276 |
General |
lose control of something v.
|
kontrolünü yitirmek (bir aracın vb) |
|
277 |
General |
control one's anger v.
|
öfkesini yenmek |
|
278 |
General |
get out of control v.
|
gemi azıya almak |
|
279 |
General |
keep under control v.
|
kontrol altında tutmak |
|
280 |
General |
be in control of one's own destiny v.
|
kendi kaderini tayin etmek |
|
281 |
General |
get out of control v.
|
şirazesinden çıkmak |
|
282 |
General |
take control v.
|
yönetimi ele geçirmek |
|
283 |
General |
be unable to control one's anger v.
|
hırsını alamamak |
|
284 |
General |
be out of control v.
|
frenlenemez olmak |
|
285 |
General |
have control over v.
|
egemen olmak |
|
286 |
General |
cause to lose control v.
|
kontrolü kaybetmesine neden olmak |
|
287 |
General |
dice control v.
|
zar tutmak |
|
288 |
General |
keep the fire under control v.
|
yangını kontrol altına almak |
|
289 |
General |
be brought under control v.
|
kontrol altına alınmak |
|
290 |
General |
have total control (over someone) v.
|
avcunda tutmak |
|
291 |
General |
be under the control of (somebody) v.
|
elinde kalmak |
|
292 |
General |
be out of one's power (control) v.
|
elden çıkmak |
|
293 |
General |
be under the control of (somebody) v.
|
elde kalmak |
|
294 |
General |
be out of one's hands (control) v.
|
elden çıkmak |
|
295 |
General |
control oneself v.
|
kendini tutmak |
|
296 |
General |
maintain one's self control v.
|
kendini tutmak |
|
297 |
General |
be under the control of v.
|
denetiminde olmak |
|
298 |
General |
restrain one's self control v.
|
kendini tutmak |
|
299 |
General |
lose control of (the vehicle) v.
|
aracın kontrolünü kaybetmek |
|
300 |
General |
assume control v.
|
kontrol sağlamak |
|
301 |
General |
bring a fire under control v.
|
yangını kontrol altına almak |
|
302 |
General |
gain control v.
|
kontrol sağlamak |
|
303 |
General |
establish control v.
|
kontrol sağlamak |
|
304 |
General |
control one's pain v.
|
acısını dindirmek |
|
305 |
General |
perform control v.
|
kontrol yapmak |
|
306 |
General |
control ones's pains v.
|
ağrılarını dindirmek |
|
307 |
General |
be under control v.
|
kontrol altında olmak |
|
308 |
General |
get out of control v.
|
kontrol dışına çıkmak |
|
309 |
General |
get out of one's control v.
|
kontrolünden çıkmak |
|
310 |
General |
go out of control v.
|
kontrol dışına çıkmak |
|
311 |
General |
exercise control v.
|
kontrol yapmak |
|
312 |
General |
control the bleeding v.
|
kanamayı durdurmak |
|
313 |
General |
go through passport control v.
|
pasaport kontrolünden geçmek |
|
314 |
General |
(police) take control of a road v.
|
yolu tutmak |
|
315 |
General |
control the bleeding v.
|
kanamayı kesmek |
|
316 |
General |
control one's excitement v.
|
heyecanını bastırmak |
|
317 |
General |
control one's excitement v.
|
heyecanını yenmek |
|
318 |
General |
control the excitement v.
|
heyecanı bastırmak |
|
319 |
General |
breath control play v.
|
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu |
|
320 |
General |
lose one's self-control v.
|
dağıtmak |
|
321 |
General |
lose self-control v.
|
gözü kararmak |
|
322 |
General |
lose one's self-control v.
|
kendinden geçmek |
|
323 |
General |
take control of v.
|
-in yönetimini ele geçirmek |
|
324 |
General |
get under control v.
|
kontrol altına almak |
|
325 |
General |
get under control v.
|
engellemek |
|
326 |
General |
get under control v.
|
kontrol altında tutmak |
|
327 |
General |
seize control v.
|
kontrolü ele geçirmek |
|
328 |
General |
spin out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
329 |
General |
lose steering control v.
|
direksiyon hakimiyetini kaybetmek |
|
330 |
General |
lose steering control v.
|
direksiyonun hakimiyetini kaybetmek |
|
331 |
General |
keep one's nerves under control v.
|
sinirlerine hakim olmak |
|
332 |
General |
provide the control v.
|
kontrolü sağlamak |
|
333 |
General |
rage out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
334 |
General |
bring someone under control v.
|
kontrol altına almak |
|
335 |
General |
exercise control over v.
|
kontrolü/etkisi altına almak |
|
336 |
General |
exercise control over v.
|
üzerinde baskı kurmak |
|
337 |
General |
control later v.
|
sonradan kontrol etmek |
|
338 |
General |
control later v.
|
sonra kontrol etmek |
|
339 |
General |
control again v.
|
yeniden kontrol etmek |
|
340 |
General |
control again v.
|
tekrar kontrol etmek |
|
341 |
General |
control one's feelings v.
|
hislerine sahip olmak |
|
342 |
General |
control one's feelings v.
|
hislerini kontrol etmek |
|
343 |
General |
prevent/control the fraud v.
|
sahtekarlığın önüne geçmek |
|
344 |
General |
control the bleeding v.
|
kanamayı kontrol etmek |
|
345 |
General |
not be under control v.
|
kontrol altında-olmamak |
|
346 |
General |
run through the woods out of control v.
|
kontrolünü kaybetmiş bir şekilde ormana koşmak |
|
347 |
General |
try to control one’s life v.
|
birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak |
|
348 |
General |
be under the control of v.
|
-in gözetimi altında olmak |
|
349 |
General |
lose control on the icy road v.
|
buzlu yolda kontrolden çıkmak |
|
350 |
General |
lose control on the icy road v.
|
buzlu yolda kontrolünü kaybetmek |
|
351 |
General |
control the direction of v.
|
yönünü idare/kontrol etmek |
|
352 |
General |
lose control of one's car v.
|
arabanın kontrolünü kaybetmek |
|
353 |
General |
lose control of one's car v.
|
arabasının kontrolünü kaybetmek |
|
354 |
General |
be on the birth control pills v.
|
doğum kontrol hapı kullanmak |
|
355 |
General |
have everything under control v.
|
her şeyi kontrol altına almak |
|
356 |
General |
lose control of oneself v.
|
kendini kaybetmek |
|
357 |
General |
lose control of oneself v.
|
kontrolünü kaybetmek |
|
358 |
General |
lose control of oneself v.
|
kendinden geçmek |
|
359 |
General |
can't control your bowels v.
|
dışkısını tutamamak |
|
360 |
General |
can't control your bowels v.
|
kakasını tutamamak |
|
361 |
General |
maintain control v.
|
kontrolü ele geçirmek |
|
362 |
General |
maintain control v.
|
kontrolü sağlamak |
|
363 |
General |
control the fire v.
|
yangını zapetmek |
|
364 |
General |
control [obsolete] v.
|
suçlamak |
|
365 |
General |
control [obsolete] v.
|
sorumlu tutmak |
|
366 |
General |
control [obsolete] v.
|
kınamak |
|
367 |
General |
control [obsolete] v.
|
eleştirmek |
|
368 |
General |
control [obsolete] v.
|
boyun eğdirmek |
|
369 |
General |
control [obsolete] v.
|
hakkından gelmek |
|
370 |
General |
control [obsolete] v.
|
yenmek |
|
371 |
General |
out of control adj.
|
denetim dışı |
|
372 |
General |
out of control adj.
|
zaptedilemez |
|
373 |
General |
out of control adj.
|
kendini kaybetmiş (öfkeden) |
|
374 |
General |
out of control adj.
|
çığrından çıkmış |
|
375 |
General |
hard to control adj.
|
kontrolü zor |
|
376 |
General |
out of control adj.
|
ele avuca sığmaz |
|
377 |
General |
out-of-control adj.
|
kontrol edilemez |
|
378 |
General |
out-of-control adj.
|
kontrol edilemeyen |
|
379 |
General |
pre-control adj.
|
ön kontrol |
|
380 |
General |
under control adv.
|
kontrol altında |
|
381 |
General |
due to circumstances beyond our control adv.
|
elimizde olmayan sebeplerle |
|
382 |
General |
due to circumstances beyond our control adv.
|
elimizde olmayan nedenlerle |
|
383 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elimizde olmayan nedenlerle |
|
384 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elimizde olmayan sebeplerle |
|
385 |
General |
for reasons beyond our control adv.
|
elde olmayan nedenlerle |
|
386 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elde olmayan nedenlerle |
|
387 |
General |
under control adv.
|
kontrol altına alınmış |
|
388 |
General |
under parental control adv.
|
ebeveyn kontrolü altında |
|
Phrasals |
|
389 |
Phrasals |
relinquish control over v.
|
-deki kontrolünü bırakmak |
|
Phrases |
|
390 |
Phrases |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan sebeplerden |
|
391 |
Phrases |
due to circumstances beyond our control expr.
|
elimizde olmayan sebeplerden |
|
392 |
Phrases |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden |
|
393 |
Phrases |
due to circumstances beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden |
|
394 |
Phrases |
due to reasons beyond one's control expr.
|
mecburiyetten |
|
395 |
Phrases |
in control of (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) sorumlusu |
|
396 |
Phrases |
in control of (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) yetkilisi |
|
397 |
Phrases |
in control of (something) expr.
|
(bir şeyde) kendinden emin |
|
398 |
Phrases |
in control of (something) expr.
|
(bir şeye) hakim |
|
Colloquial |
|
399 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control n.
|
elimizde olmayan nedenlerden dolayı |
|
400 |
Colloquial |
due to the reasons both within and beyond control n.
|
elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı |
|
401 |
Colloquial |
control freak n.
|
kontrol hastası |
|
402 |
Colloquial |
control freak n.
|
sürekli çevresindeki insanları kontrol altında tutmaya çalışan kimse |
|
403 |
Colloquial |
control freak n.
|
etrafındakileri kontrol etmek konusunda takıntılı kimse |
|
404 |
Colloquial |
control freak n.
|
sürekli çevresindeki insanları kontrol altında tutmaya çalışan kimse |
|
405 |
Colloquial |
control over adj.
|
üzerinde egemen |
|
406 |
Colloquial |
control over adj.
|
üzerinde etkili |
|
407 |
Colloquial |
control over adj.
|
kontrolü/etkisi altında |
|
408 |
Colloquial |
control over adj.
|
üzerinde söz/güç sahibi |
|
409 |
Colloquial |
control over (someone or something) adj.
|
(biri/bir şey) üzerinde etkili |
|
410 |
Colloquial |
control over (someone or something) adj.
|
(biri/bir şey) üzerinde egemen |
|
411 |
Colloquial |
control over (someone or something) adj.
|
(biri/bir şey) kontrolü/etkisi altında |
|
412 |
Colloquial |
control over (someone or something) adj.
|
(biri/bir şey) üzerinde söz/güç sahibi |
|
413 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
denetimsiz |
|
414 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
denetimden çıkmış |
|
415 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden ötürü |
|
416 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenler yüzünden |
|
417 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
kontrol dışında |
|
418 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
kontrolden çıkmış |
|
419 |
Colloquial |
in control of expr.
|
kontrolünde |
|
420 |
Colloquial |
in control expr.
|
kendinden emin |
|
421 |
Colloquial |
in control expr.
|
(bir şeye) hakim |
|
Idioms |
|
422 |
Idioms |
lose control of oneself v.
|
balatayı sıyırmak |
|
423 |
Idioms |
retain control over someone v.
|
birini kontrolü altında tutmaya devam etmek |
|
424 |
Idioms |
lose control of oneself v.
|
balatayı yakmak |
|
425 |
Idioms |
lose control of oneself v.
|
dinden imandan çıkmak |
|
426 |
Idioms |
retain control over someone v.
|
denetim altında tutmaya devam etmek |
|
427 |
Idioms |
control the purse strings v.
|
finansal konulardan sorumlu olmak |
|
428 |
Idioms |
control the purse strings v.
|
mali işlerden sorumlu olmak |
|
429 |
Idioms |
spiral out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
430 |
Idioms |
control the purse strings v.
|
para işlerini idare etmek |
|
431 |
Idioms |
control the purse strings v.
|
para işlerinden sorumlu olmak |
|
432 |
Idioms |
lose control of oneself v.
|
şalteri atmak |
|
433 |
Idioms |
lose control of oneself v.
|
tepesi atmak |
|
434 |
Idioms |
be in control v.
|
sorumlusu olmak |
|
435 |
Idioms |
be in control v.
|
bakmak |
|
436 |
Idioms |
be in control v.
|
yetkili olmak |
|
437 |
Idioms |
be in control v.
|
idarecisi olmak |
|
438 |
Idioms |
be in control v.
|
kontrolünde olmak |
|
439 |
Idioms |
be in control v.
|
kontrolü ele almış/sağlamış olmak |
|
440 |
Idioms |
be in control v.
|
kendinden emin olmak |
|
441 |
Idioms |
be in control v.
|
muktedir olmak |
|
442 |
Idioms |
be out of control v.
|
azıtmak |
|
443 |
Idioms |
be out of control v.
|
çığırından çıkmak |
|
444 |
Idioms |
be out of control v.
|
zapt edilemez olmak |
|
445 |
Idioms |
be out of control v.
|
ele avuca sığmaz olmak |
|
446 |
Idioms |
be out of control v.
|
ele avuca sığmamak |
|
447 |
Idioms |
get out of control v.
|
kontrolden çıkmak |
|
448 |
Idioms |
get out of control v.
|
azıtmak |
|
449 |
Idioms |
get out of control v.
|
çığırından çıkmak |
|
450 |
Idioms |
get out of control v.
|
zapt edilemez hale gelmek |
|
451 |
Idioms |
get out of control v.
|
ele avuca sığmaz hale gelmek |
|
452 |
Idioms |
bring (someone or something) under (one's) control v.
|
(birilerini/bir şeyleri birinin) gücü altında toplamak |
|
453 |
Idioms |
bring (someone or something) under (one's) control v.
|
(birilerini/bir şeyleri birinin) kontrolü altında toplamak |
|
454 |
Idioms |
bring (someone or something) under (one's) control v.
|
(birilerini/bir şeyleri) kontrolü/kontrol altına almak |
|
455 |
Idioms |
bring someone or something under one's control v.
|
birilerini/bir şeyleri hakimiyeti altına almak |
|
456 |
Idioms |
bring someone or something under one's control v.
|
birilerini/bir şeyleri egemenliği altına almak |
|
457 |
Idioms |
bring/get/keep something under control v.
|
bir şeyi kontrol altına almak/kontrol altında tutmak |
|
458 |
Idioms |
bring/get/keep something under control v.
|
bir şeyle baş etmek |
|
459 |
Idioms |
bring/get/keep something under control v.
|
bir şeyi zapt etmek |
|
460 |
Idioms |
get (someone or something) under (one's) control v.
|
(birini/bir şeyi) kontrolü altına almak |
|
461 |
Idioms |
get (someone or something) under (one's) control v.
|
(biri/bir şey) üzerinde kontrolü sağlamak |
|
462 |
Idioms |
get (someone or something) under (one's) control v.
|
(birini/bir şeyi) kontrol altına almak |
|
463 |
Idioms |
get (someone or something) under (one's) control v.
|
(birini/bir şeyi) bastırmak |
|
464 |
Idioms |
keep (someone or something) under (one's) control v.
|
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek |
|
465 |
Idioms |
keep (someone or something) under (one's) control v.
|
(biri/bir şey) üzerinde güç sahibi olmak |
|
466 |
Idioms |
keep (someone or something) under (one's) control v.
|
(birini/bir şeyi) kontrolü/kontrol altında tutmak |
|
467 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaybetmek |
|
468 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaptırmak |
|
469 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak |
|
470 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) devretmek |
|
471 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek |
|
472 |
Idioms |
relinquish control over (something) (to someone or something) v.
|
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) vermek |
|
473 |
Idioms |
take control (of someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) yönetimini ele almak/geçirmek |
|
474 |
Idioms |
take control (of someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) kontrolünü ele almak/ geçirmek |
|
475 |
Idioms |
beyond control expr.
|
kontrolsüz |
|
Speaking |
|
476 |
Speaking |
you can't control me expr.
|
beni kontrol edemezsin |
|
477 |
Speaking |
everything is under control expr.
|
her şey kontrol altında |
|
478 |
Speaking |
it's all under control expr.
|
her şey kontrol altında |
|
479 |
Speaking |
you're out of control expr.
|
kontrolden çıktın sen |
|
480 |
Speaking |
things you can't control expr.
|
kontrol edemeyeceğin şeyler |
|
481 |
Speaking |
you can't control time expr.
|
zamanı kontrol edemezsin |
|
Trade/Economic |
|
482 |
Trade/Economic |
american society for quality control (asqc) n.
|
amerikan kalite kontrol derneği |
|
483 |
Trade/Economic |
accounting control n.
|
ayrıntılı hesapların içinde toplandığı grupların belirli tarihlerdeki toplamlarının denetlenmesi |
|
484 |
Trade/Economic |
perceived behavioral control n.
|
algılanan davranışsal kontrol |
|
485 |
Trade/Economic |
perceived control n.
|
algılanan denetim |
|
486 |
Trade/Economic |
lower control limit n.
|
alt denetim sınırı |
|
487 |
Trade/Economic |
lower control limit n.
|
alt kontrol sınırı |
|
488 |
Trade/Economic |
control account n.
|
ana hesap |
|
489 |
Trade/Economic |
budget control n.
|
bütçe kontrolü |
|
490 |
Trade/Economic |
ledger control card n.
|
büyük defter kontrol kartı |
|
491 |
Trade/Economic |
budgetary control n.
|
bütçenin kontrolü |
|
492 |
Trade/Economic |
control of an organization n.
|
bir işletmenin kontrolü |
|
493 |
Trade/Economic |
budget control n.
|
bütçe denetimi |
|
494 |
Trade/Economic |
budgetary control n.
|
bütçe denetimi |
|
495 |
Trade/Economic |
budget and control manager n.
|
bütçe ve kontrol müdürü |
|
496 |
Trade/Economic |
unit control n.
|
birim kontrol |
|
497 |
Trade/Economic |
budget control n.
|
bütçe denetimi |
|
498 |
Trade/Economic |
budgetary control n.
|
bütçe kontrol |
|
499 |
Trade/Economic |
budget dispatch and control director n.
|
bütçe sevk ve kontrol müdürü |
|
500 |
Trade/Economic |
control of an enterprise n.
|
bir işletmenin kontrolü |
|