kaymak - Turkish English Dictionary

kaymak

Meanings of "kaymak" in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

Turkish English
Common Usage
kaymak cream n.
We are the cream of the crop!
Biz mahsulün kaymağıyız!

More Sentences
kaymak slip v.
My glasses keep slipping down my nose.
Gözlüklerim sürekli burnumdan aşağı kayıyor.

More Sentences
General
kaymak move v.
The conversation moved on to other topics.
Konuşma başka konulara kaydı.

More Sentences
kaymak ski v.
Let's ski.
Hadi kayalım.

More Sentences
kaymak slither v.
The slippery snake slithered right out of his hand.
Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

More Sentences
kaymak skid v.
To some extent, you can control the car in a skid.
Kayan arabayı bir dereceye kadar kontrol edebilirsin.

More Sentences
kaymak skate v.
As one of our experts said, the United States is skating on very thin ice.
Uzmanlarımızdan birinin de dediği gibi, Amerika Birleşik Devletleri çok ince bir buz üzerinde kayıyor.

More Sentences
kaymak change v.
His new favorite topic changed from politics to Islamic history.
İlgi alanı politikadan İslam tarihine kaymıştı.

More Sentences
kaymak glide v.
The skaters glided rapidly around the rink.
Patenciler pistin etrafında hızla kayıyorlardı.

More Sentences
kaymak slid v.
A large piece of ice slid from the roof and hit the ground with a loud thud.
Büyük bir buz parçası çatıdan kaydı ve büyük bir gürültüyle yere düştü.

More Sentences
kaymak slide v.
If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Karlı bir yolda direksiyonu böyle kırarsan araba kayar.

More Sentences
kaymak shift v.
They fragment the market and can lead to a shift in activities to the cheapest region.
Piyasayı parçalara ayırırlar ve faaliyetlerin en ucuz bölgeye kaymasına yol açabilirler.

More Sentences
Phrasals
kaymak glide across (something) v.
Tom watched the skaters glide across the ice.
Tom patencilerin buzun üzerinde kaydığını izledi.

More Sentences
Technical
kaymak slide v.
The children were sliding on the ice.
Çocuklar buzun üzerinde kayıyorlardı.

More Sentences
kaymak slip v.
The blade slipped and cut the curtain.
Bıçak kaydı ve perdeyi kesti.

More Sentences
Automotive
kaymak skid v.
The patrol car skidded to a stop.
Devriye arabası kayarak durdu.

More Sentences
kaymak slip v.
Kazakhstan must not slip on its road.
Kazakistan yolunda kaymamalı.

More Sentences
Gastronomy
kaymak cream n.
We don't have any cream.
Hiç kaymağımız yok.

More Sentences
Sport
kaymak ski v.
I prefer swimming to skiing.
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.

More Sentences
General
kaymak curd n.
kaymak head n.
kaymak junket n.
kaymak creme n.
kaymak crud [dialect] n.
kaymak skim [obsolete] n.
kaymak skimming n.
kaymak lay v.
kaymak prolapse v.
kaymak flow away v.
kaymak move to one side v.
kaymak change into v.
kaymak glissade v.
kaymak sashay v.
kaymak lapse v.
kaymak illapse v.
kaymak creep v.
kaymak overslide v.
kaymak overslip [obsolete] v.
kaymak run v.
kaymak drift v.
kaymak shirl [uk] [dialect] v.
kaymak slick v.
kaymak slidder v.
kaymak slough v.
kaymak slue v.
kaymak slur [dialect] v.
Phrasals
kaymak glide away v.
kaymak slip around v.
kaymak slide around v.
kaymak scoot down v.
kaymak slide over v.
kaymak glide across something v.
kaymak glide across v.
Food Engineering
kaymak heavy cream n.
kaymak kajmak n.
Gastronomy
kaymak clotted cream n.
kaymak clotted cream of milk n.
kaymak turkish cream n.
kaymak head n.
kaymak clouted cream n.
Slang
kaymak bone v.
kaymak fuck v.

Meanings of "kaymak" with other terms in English Turkish Dictionary : 248 result(s)

Turkish English
General
kızakla kaymak sled v.
In the winter, I like to sled down the small hill close to our home.
Kışın evimizin yakınındaki küçük tepeden aşağı kızakla kaymayı seviyorum.

More Sentences
paten kaymak skate v.
After the accident, Tom decided to stop skating.
Kazadan sonra Tom paten kaymayı bırakmaya karar verdi.

More Sentences
ayağı kaymak slip v.
Tom slipped and fell as he was getting off the bus.
Tom otobüsten inerken ayağı kaydı ve düştü.

More Sentences
patenle kaymak skate v.
My mother doesn't want me to go skating on the pond.
Annem gölette patenle kaymamı istemiyor.

More Sentences
kenara kaymak scoot over v.
Scoot over and make room for Tom.
Kenara kay ve Tom için yer aç.

More Sentences
ayağı kaymak slip v.
He slipped and fell in the pool.
Ayağı kaydı ve havuza düştü.

More Sentences
Phrasals
aşağı kaymak slip down v.
My glasses started to slip down my nose.
Gözlüklerim burnumdan aşağı kaymaya başladı.

More Sentences
General
kar üzerinde kaymak üzere üretilmiş araç sledge n.
özellikle büyük şehirlerdeki kaymak tabakada görülen uçarı yaşam biçimi vanity fair n.
kaymak tabaka upper class n.
kaymak tabaka upper crust n.
kaymak ayırıcı cream separator n.
kaymak tutma clabbering n.
kaymak tutmuş süt clabber n.
kaymak tabaka creme de la creme n.
kaymak tabaka top crust n.
kaymak tutmuş süt thick milk [pennsylvania] n.
kaymak tabaka tops [brit] n.
kaymak tabaka upper ten thousand n.
kaymak tabaka gratin n.
(sıvı yüzeyinde oluşan) kaymak cuticle n.
kaymak çıkarma makinesi skimmer n.
(gıda üzerinde oluşan) kaymak skin n.
geriye doğru kaymak slip back v.
ayağı kaymak loose one's footing v.
kaymak tutmak cream v.
yokuş aşağı kaymak veya inmek (kayak veya bisikletle) coast v.
kızakla kaymak sledge v.
kızakla yokuştan kaymak coast v.
kaymak bağlamak cream v.
toprak kaymak slump v.
kaymak tutmak form cream v.
kaymak (bir yerden vb) glide v.
ayağı kaymak miss one's footing v.
kaymak bağlamak form cream v.
gözü kaymak look unwillingly v.
kızak kaymak toboggan v.
dengesini kaybetmişçesine kaymak slither v.
eli kaymak/kurtulmak lose one's grip v.
yokuş aşağı kaymak ski downhill v.
kızak kaymak slide on ice v.
kaymak tutmak curdle v.
dik bir tepeden hızla kaymak schuss v.
patenle kaymak roller skate v.
hayatı kaymak be ruined v.
ayağı kaymak lose one's footing v.
(araçtaki yük) bir tarafa kaymak shift v.
kızak kaymak skate v.
yeraltına kaymak go underground v.
kızakla kaymak toboggan v.
yana kaymak skid v.
elinden kaymak slip down from one's hands v.
ayağı kaymak (one's foot) slip v.
gözü kaymak be slightly cross-eyed v.
tekerlekli patenle kaymak roller-skate v.
kaymak (araba) skid v.
kaymak tutmak (süt) clabber v.
kaydıraktan kaymak go down the slide v.
kaydıraktan kaymak ride down the slide v.
kaydıraktan kaymak slide down the slide v.
kaykayda kaymak ride on a skateboard v.
kaykayda kaymak skateboard v.
kızakla kaymak tarbogan v.
(denizde, karda) şambrele binip kaymak tube v.
(görüntü) kaymak jump v.
(toprak) kaymak landslide v.
(süt) kaymak tutmak lapper [scotland] v.
paten kaymak blade v.
kızakla kaymak bob v.
eğlence amaçlı kızakla kaymak bob v.
üzerinden kaymak overslide v.
üzerinden kaymak overslip [obsolete] v.
(süt) kaymak tutturmak lapper [scotland] v.
dışarıya kaymak outslide v.
ileriye kaymak outslide v.
(çizgili patenle) kaymak rollerblade v.
(tek sıra tekerlekli patenle) kaymak rollerblade v.
aniden kaymak scoot v.
hızla kaymak scoot v.
(metin veya grafik) ekranda kaymak scroll v.
biraz soğutulduktan sonra kısmen katılaşıp tabaka halinde kaşıktan kaymak sheet v.
yana kaymak sit over v.
(sıvı üzerindeki kaymak vb.) sıyırıp almak skim v.
kaymak tutmak crud [dialect] v.
kaymak tutmak cruddle [dialect] v.
kaymak tutmak crudle [obsolete] v.
ayağı kaymak skid v.
hızlı hızlı kaymak skitter v.
yana kaymak slent [dialect] [uk] v.
aşağı kaymak slump v.
(krema, kaymak) yüzeyde toplanmak set v.
(toprak) kopup kaymak spew v.
(kitap sayfaları) kaymak start v.
(halat) ırgattan kaymak surge v.
(göz) kaymak stray v.
alınmış (kaymak vb) skimmed adj.
kaymak tutan curdling adj.
kaymak gibi creamy adj.
kaymak tutmuş curdled adj.
kaymak kıvamında olan creamy adj.
kaymak gibi delicious adj.
kaymak tutmamış uncrudded adj.
kaymak alan skim adj.
kaymak almada kullanılan skim adj.
kaymak taşından yapılmış alabaster adj.
kaymak gibi alabaster adj.
Phrasals
öylesine kaymak slip around v.
aşağıya kaymak slide down something v.
bir yöne doğru kaymak tilt to something v.
boyunca süzülmek/kaymak slide along v.
birazcık/azıcık yana kaymak inch over v.
geriye kaymak slide back v.
etrafında daireler çizerek kaymak skate around something v.
etrafından kaymak skate around something v.
geriye kaymak/çekilmek slide back v.
kızakla bir şeyin üzerinde (kar vb) kaymak sled over something v.
kızakla aşağı doğru kaymak sled down something v.
kaykayla kaymak skate around v.
-e doğru kaymak skid into v.
(yolda karşı yöne vb) kaymak skid across something v.
(ayağı) bir yerden kaymak slip from something v.
-den aşağıya kaymak slide down from something v.
(kaykayla vb) bir şeyin üzerinde kaymak skate on something v.
(kaykayla vb) bir şeyin üzerinde kaymak skate over something v.
yana kaymak move down v.
bir şeyin üstünden kayarak inmek/aşağı kaymak slide down something v.
aşağıya doğru kaymak slide down something v.
gizlice kaydırmak/kaymak slip down v.
fark ettirmeden kaymak/kaydırmak slip down v.
aşağı kaymak/sıyrılmak/düşmek slip down v.
bir şeyin üstünden kaymak slide over something v.
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) doğru kaymak swing to (something) v.
farklı bir şeye doğru kaymak swing to something v.
farklı bir tutuma kaymak swing to something v.
basıp ayağı kaymak slip on v.
bir şeye basıp ayağı kaymak slip on something v.
(bir yerden) kızakla kaymak sled across (something) v.
telli bir enstrümanda bir notadan diğerine kaymak hammer on v.
'-e azar kaymak start in on v.
yana çekilmek/kaymak draw aside v.
(birinden/bir şeyden) uzağa süzülmek/kaymak glide away (from someone or something) v.
kenara kaymak scooch over v.
(bir şeye/bir yere) doğru kaymak scooch over to (something or some place) v.
-e kaymak scoot over to v.
(bir şeye/bir yere) doğru kaymak scoot over to (something or some place) v.
(bir şeye) kaymak shade into (something) v.
-in üzerinde kaymak skate on v.
(bir şey) boyunca kaymak skid across (something) v.
(bir şeyin) yüzeyi boyunca kaymak skid across (something) v.
(bir şeyin) üzerinde kaymak skim over (something) v.
kızakla aşağı doğru kaymak sled down v.
-den aşağıya kaymak slide down from v.
-den kaymak slip from v.
(bir şeyden) kaymak slip from (something) v.
-e doğru kaymak tilt to v.
gitgide kaymak flow off v.
(sıvı üzerindeki kaymak vb.) sıyırıp almak skim off v.
Phrases
su kaydırağından kaymak chute the chutes v.
Colloquial
(kenara) kaymak shove up v.
Idioms
kaymak tabaka upper-crust n.
kaymak tabaka cream of the society n.
kaymak tabaka cream of the crop n.
fırçayı kaymak give (one) both barrels v.
(birine veya bir şeye) gözü kaymak steal a look (at someone or something) v.
hayatı kaymak be on the rocks v.
(birinden/bir şeyden) eli kaymak/kurtulmak lose (one's) grip on (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) eli kaymak/kurtulmak lose (one's) hold on (someone or something) v.
eli kaymak/kurtulmak lose hold on v.
eli kaymak/kurtulmak lose one's hold v.
kaymak tabakasından culturally advantaged adj.
kaymak tabakadan out of the top drawer expr.
kaymak tabakadan from the top drawer expr.
Technical
kaymak kireç lime putty n.
kaymak kireç lime paste n.
kaymak kireç wet lime n.
dışarı doğru kaymak skid v.
kalın kaymak double cream v.
yana kaymak skid v.
(araba) kaymak drill v.
(araba) yana kaymak drill v.
makaradan kaymak slough (off) v.
bobinden kaymak slough (off) v.
Construction
kar veya su üzerinde kaymak için özel botların altına takılan uzun ve ince araç skis n.
kaymak taşı fengite n.
Automotive
arkadan kaymak loose v.
arkadan kaymak oversteer v.
önden kaymak push v.
önden kaymak understeer v.
suda kaymak aquaplane v.
yanal biçimde kaymak sway v.
(araba) yana kaymak sideslip v.
Aeronautic
pistin dışına kaymak skid off the runway v.
yan kaymak sideslip v.
yan kaymak side-slip v.
(uçak) yan kaymak skid v.
(aşırı eğim alan uçak) yana kaymak slip v.
Mining
kaymak taşı onyx n.
Food Engineering
peynir mayasının sebep olduğu pıhtılaşma durduktan sonra süte asetik asit eklenerek üretilen kaymak ziega n.
kaymak tutmuş süt lobber n.
(kahve veya çayda) kremanın oluşturduğu kaymak feathering n.
kaymak tutmamış uncurdled adj.
Gastronomy
kaymak ve sütlü dondurma dairy ice cream n.
viski, bal, kaymak ve yulaf unuyla yapılan bir İskoç brendisi athoil brose n.
süt ve kaymak karışımı half-and-half n.
içi kaymak kıvamında olan küçük dikdörtgen bloklar şeklinde üretilen keskin lezzetli yumuşak bir peynir liederkranz ® n.
yoğun kremadan daha az kaymak içeren tatlı krema light cream n.
küçük seramik yemek kabında kaymak veya tereyağı ile tek başına pişirilmiş yumurta shirred egg n.
Botanic
kaymak ağacının marmelat ve reçel yapımında kullanılan koyu yeşil meyvesi pineapple guava n.
kaymak ağacının marmelat ve reçel yapımında kullanılan koyu yeşil meyvesi feijoa n.
kaymak ağacı feijoa n.
kaymak ağacı pineapple guava n.
kaymak ağacı feijoa bush n.
Agriculture
kaymak tabakası duff layer n.
kaymak ayırıcı creamer n.
kaymak ayırıcı cream separator n.
(toprak) kaymak tabaka bağlama soil crusting n.
Social Sciences
kaymak tabaka elite n.
kaymak tabaka upper-class n.
kaymak tabakaya ilişkin upper-class adj.
Geology
(kaya) yavaşça kaymak work v.
fay oluşturacak şekilde kaymak fault v.
Sport
(kar kayağında) gidiş yönüne dik kaymak plowing n.
(kar kayağında) ne sağ ne de sol ayak önde olmadan kaymak plowing n.
buzda kaymak skate on ice v.
paten kaymak blade v.
kızakla kaymak bobsled v.
kızakla kaymak bobsleigh v.
kızak ile kaymak luge v.
(kayak üzerinde durulduğu esnada) kaymak ride v.
paten sahasında kaymak rink v.
bir ayağı diğerinin önüne koyarak paten kaymak scissor v.
(kayakta) yan durarak kaymak sideslip v.
(rakip darbesinden kaçmak için) hızlıca yana kaymak slip v.
kar kayağı ile kaymak snowboard v.
(karda) lastik üzerinde kaymak tube v.
Baseball
(defans oyuncusu) normal savunma pozisyonunun dışına kaymak shade v.
Printery
(basılı kağıt) yazıları bulanık veya birbirine girecek şekilde kaymak slur v.
Archaic
almak (sıvının üzerinden kaymak) despumate v.
Engineering
(radar ekranındaki ışık noktası veya görüntü) ortalama konum etrafında hızla kaymak scintillate v.
Slang
kenara kaymak scooch v.
çok hafif kaymak scooch v.
çok hafif kaymak scooch v.
otururken öne arkaya ya da yana doğru kaymak scooch v.
hayatı kaymak fail at life v.
(birine) kaymak slip it to (one) v.
British Slang
götten kaymak take a stroll/trip down bournville boulevard v.
kenara kaymak hutch up v.
kenara kaymak budge up v.