|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
law n.
|
yasa |
|
This is an inalienable right not only guaranteed in law but also defended in practice.
Bu sadece yasalarla güvence altına alınmış değil, aynı zamanda uygulamada da savunulan devredilemez bir haktır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
law n.
|
hukuk |
|
That does not help European law to be clear, simple or comprehensible.
Bu, Avrupa hukukunun açık, basit ya da anlaşılır olmasına yardımcı olmaz.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
law n.
|
kanun |
|
The solution is regulation by the law.
Çözüm, kanunla düzenleme yapmaktır.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
law n.
|
hukuk |
|
I did so because local authorities in regions play a vital role in implementing European law.
Bunu yaptım çünkü bölgelerdeki yerel makamlar Avrupa hukukunun uygulanmasında hayati bir rol oynamaktadır.
More Sentences
|
5 |
General |
law n.
|
kural |
|
It therefore breaks the law - if I may put it that way - by flouting the rules that we have laid down several times.
Dolayısıyla bu durum, daha önce defalarca ortaya koyduğumuz kuralların çiğnenmesi anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
6 |
General |
law n.
|
kanun |
|
The Constitutional Treaty must make a clear distinction between laws and implementing regulations.
Anayasal Antlaşma, kanunlar ve uygulama yönetmelikleri arasında net bir ayrım yapmalıdır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
7 |
Trade/Economic |
law n.
|
hukuk |
|
You sometimes hear that recourse to the law is a sign of weakness.
Bazen hukuka başvurmanın bir zayıflık işareti olduğunu duyuyorsunuz.
More Sentences
|
8 |
Trade/Economic |
law n.
|
kanun |
|
We must pass this report into law and thus save lives.
Bu raporu kanun haline getirmeli ve böylece hayat kurtarmalıyız.
More Sentences
|
Law |
|
9 |
Law |
law n.
|
hukuk |
|
The law matters to us.
Hukuk bizim için önemlidir.
More Sentences
|
10 |
Law |
law n.
|
kanun |
|
Spammers do not abide by laws or regulations.
Dolandırıcı içerik yayanlar kanun veya yönetmeliklere uymazlar.
More Sentences
|
11 |
Law |
law n.
|
kural |
|
Even on the Upper East Side, the laws of physics dictate that "what goes up must come down."
Yukarı Doğu Yakası'nda bile "yükselen düşmek zorundadır" fizik kuralı hükmeder.
More Sentences
|
12 |
Law |
law n.
|
yasa |
|
We have before us today a wide-ranging revision of the law on medicinal products in Europe.
Bugün önümüzde Avrupa'da tıbbi ürünlere ilişkin yasanın geniş kapsamlı bir revizyonu bulunuyor.
More Sentences
|
Technical |
|
13 |
Technical |
law n.
|
kanun |
|
Can you even proclaim rights in earnest without enshrining them in law?
Hakları kanunla güvence altına almadan ciddi bir şekilde ilan edebilir misiniz?
More Sentences
|
14 |
Technical |
law n.
|
kural |
|
People drive super fast and do not always adhere to traffic laws.
İnsanlar araba kullanırken çok hız yapıyor ve trafik kurallarına her zaman uymuyorlar.
More Sentences
|
15 |
Technical |
law n.
|
yasa |
|
In short, the law has rights too.
Kısacası, yasanın da hakları vardır.
More Sentences
|
General |
|
16 |
General |
law n.
|
usul |
|
17 |
General |
law n.
|
adalet |
|
18 |
General |
law n.
|
ilke |
|
19 |
General |
law n.
|
töre |
|
20 |
General |
law n.
|
tüze |
|
|
21 |
General |
law n.
|
dava |
|
22 |
General |
law n.
|
düstur |
|
23 |
General |
law n.
|
nizam |
|
24 |
General |
law n.
|
kaide |
|
25 |
General |
law n.
|
kuram |
|
26 |
General |
law v.
|
dava açmak |
|
27 |
General |
law v.
|
dava etmek |
|
28 |
General |
law v.
|
(hayvanın) pençesini sökmek |
|
Colloquial |
|
29 |
Colloquial |
law n.
|
adalet |
|
Trade/Economic |
|
30 |
Trade/Economic |
law n.
|
yöntem |
|
Law |
|
31 |
Law |
law n.
|
düstur |
|
32 |
Law |
law n.
|
hukuk kuralı |
|
33 |
Law |
law n.
|
kaide |
|
34 |
Law |
law n.
|
nizam |
|
35 |
Law |
law n.
|
objektif hukuk |
|
36 |
Law |
law n.
|
hukuk ilmi |
|
37 |
Law |
law n.
|
düzen |
|
38 |
Law |
law n.
|
bir konudaki yasaların tamamı |
|
39 |
Law |
law n.
|
nizam |
|
40 |
Law |
law n.
|
yasal işlem |
|
|
41 |
Law |
law n.
|
yasaları uygulamakla yükümlü yetki birimi |
|
Technical |
|
42 |
Technical |
law n.
|
kaide |
|
Religious |
|
43 |
Religious |
law n.
|
dini emir |
|
44 |
Religious |
law n.
|
allah'ın emri |
|
45 |
Religious |
law n.
|
tanrı'nın emri |
|
46 |
Religious |
law n.
|
incil'in kuralları |
|
Sport |
|
47 |
Sport |
law n.
|
yarışta bekleme süresi |
|
48 |
Sport |
law n.
|
yarışta bekleme mesafesi |
|
|
Category |
English |
Turkish |
|
General |
|
1 |
General |
law of attraction n.
|
çekim yasası |
|
These days there is a lot of talk about the Law of Attraction, but I don't think such a thing exists.
Bugünlerde Çekim Yasası hakkında çok konuşuluyor ama ben böyle bir şeyin var olduğunu sanmıyorum.
More Sentences
|
2 |
General |
law firms n.
|
hukuk firmaları |
|
Sami started working for a law firm.
Sami bir hukuk firmasında çalışmaya başladı.
More Sentences
|
3 |
General |
draft law n.
|
kanun tasarısı |
|
In the committees, the Members discuss draft laws based on outdated drafts.
Komitelerde Üyeler, güncelliğini yitirmiş taslaklara dayanan kanun tasarılarını tartışmaktadır.
More Sentences
|
4 |
General |
humanitarian law n.
|
insancıl hukuk |
|
There is no doubt that this is taking place in violation of humanitarian law and military law, which we cannot ignore.
Hiç şüphe yok ki bu durum insancıl hukukun ve askeri hukukun ihlali anlamına gelmektedir ve bunu görmezden gelemeyiz.
More Sentences
|
5 |
General |
basic law n.
|
temel yasa |
|
Will we have a single basic law for takeovers or will we let the chaos continue?
Devralmalar için tek bir temel yasamız olacak mı yoksa kaosun devam etmesine izin mi vereceğiz?
More Sentences
|
6 |
General |
law of motion n.
|
hareket yasası |
|
F = ma is Newton's second law of motion.
F = ma Newton'un ikinci hareket yasasıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
international law n.
|
uluslararası hukuk |
|
The problem today is knowing whether we are capable of imposing international law.
Bugünkü sorun, uluslararası hukuku uygulayıp uygulayamayacağımızı bilmektir.
More Sentences
|
8 |
General |
family law n.
|
aile hukuku |
|
A significant number of these projects have focused on family law.
Bu projelerin önemli bir kısmı aile hukukuna odaklanmıştır.
More Sentences
|
9 |
General |
martial law n.
|
sıkıyönetim |
|
This condemnation was not sufficient, as martial law has just been extended for six months.
Sıkıyönetimin altı ay süreyle uzatılmış olması nedeniyle bu kınama yeterli olmamıştır.
More Sentences
|
10 |
General |
environmental law n.
|
çevre hukuku |
|
The increasing awareness of the possibility of infringement of environmental law is another instance.
Çevre hukukunun ihlali olasılığına ilişkin artan farkındalık da bir başka örnektir.
More Sentences
|
11 |
General |
law of nature n.
|
doğa kanunu |
|
This is a divine law and a law of nature.
Bu ilahi bir yasa ve bir doğa kanunudur.
More Sentences
|
12 |
General |
law libraries n.
|
hukuk kütüphaneleri |
|
He got a job at the Law Library.
Hukuk Kütüphanesi'nde iş buldu.
More Sentences
|
13 |
General |
patent law n.
|
patent hukuku |
|
These patents highlight a technical question deriving from the field of patent law.
Bu patentler, patent hukuku alanından kaynaklanan teknik bir soruyu vurgulamaktadır.
More Sentences
|
14 |
General |
basic law n.
|
anayasa |
|
Article 23 of the Basic Law, however, is a potential time bomb under all of this.
Ancak Anayasa'nın 23. Maddesi tüm bunların altında potansiyel bir saatli bombadır.
More Sentences
|
15 |
General |
penal law n.
|
ceza hukuku |
|
This is one of the most complex issues in penal law.
Bu, ceza hukukundaki en karmaşık konulardan biridir.
More Sentences
|
16 |
General |
islamic law n.
|
islam hukuku |
|
The punishment of the woman in question was based on Islamic law.
Söz konusu kadının cezalandırılması İslam hukukuna dayanıyordu.
More Sentences
|
17 |
General |
law and politics n.
|
hukuk ve politika |
|
Law and politics are two different things.
Hukuk ve politika iki farklı şeydir.
More Sentences
|
18 |
General |
constitutional law n.
|
anayasa hukuku |
|
The solemn proclamation must pave the way for binding European constitutional law.
Bu ciddi bildiri, bağlayıcı Avrupa anayasa hukukunun yolunu açmalıdır.
More Sentences
|
19 |
General |
civil law n.
|
medeni kanun |
|
The police officer enforces civil law.
Polis memuru medeni kanunu uygular.
More Sentences
|
20 |
General |
law and order n.
|
kanun ve nizam |
|
Taking military action or clamping down with law and order is not the way to respond.
Askeri müdahalede bulunmak ya da kanun ve nizamla bastırmak yanıt vermenin yolu değildir.
More Sentences
|
21 |
General |
court of law n.
|
mahkeme |
|
We can back up these statements with a strong chain of evidence that could stand up in a court of law.
Bu ifadeleri mahkemede geçerli olabilecek güçlü bir kanıt zinciriyle destekleyebiliriz.
More Sentences
|
22 |
General |
military law n.
|
askeri hukuk |
|
There is no doubt that this is taking place in violation of humanitarian law and military law, which we cannot ignore.
Hiç şüphe yok ki bu durum insancıl hukukun ve askeri hukukun ihlali anlamına gelmektedir ve bunu görmezden gelemeyiz.
More Sentences
|
23 |
General |
insurance law n.
|
sigorta hukuku |
|
Insurance law is also complex in this case.
Sigorta hukuku da bu durumda karmaşıktır.
More Sentences
|
24 |
General |
liability law n.
|
sorumluluk hukuku |
|
Do we want to mimic the Americans in our liability law?
Sorumluluk hukukumuzda Amerikalıları taklit etmek istiyor muyuz?
More Sentences
|
25 |
General |
domestic law n.
|
iç hukuk |
|
My information is that the temporary work sector in the Netherlands has declined since their domestic law changed.
Benim bildiğim kadarıyla Hollanda'da geçici çalışma sektörü, iç hukukları değiştiğinden bu yana gerilemiştir.
More Sentences
|
26 |
General |
national law n.
|
ulusal yasa |
|
It is all supposed to be transposed into national law in about 18 months' time.
Tüm bunların yaklaşık 18 ay içerisinde ulusal yasalara aktarılması gerekiyor.
More Sentences
|
27 |
General |
criminal law n.
|
ceza hukuku |
|
We cannot resolve it simply through Interpol and more stringent criminal law.
Bunu sadece Interpol ve daha sıkı ceza hukuku ile çözemeyiz.
More Sentences
|
28 |
General |
administrative law n.
|
idari hukuk |
|
We have asked for a Public Prosecutor's Office and criminal law, but we also need administrative law for the EU.
Bir Cumhuriyet Savcılığı ve ceza hukuku istedik, ancak AB için idari hukuka da ihtiyacımız var.
More Sentences
|
29 |
General |
constitutional law n.
|
anayasal hukuk |
|
The challenge now is to preserve the unity of the whole territory of Côte d'Ivoire whilst respecting constitutional law.
Şimdiki zorluk, anayasal hukuka saygı gösterirken Fildişi Sahili'nin bütün topraklarının birliğini korumaktır.
More Sentences
|
30 |
General |
sharia law n.
|
şeriat kanunu |
|
The latest reports of women having been stoned to death according to ancient sharia laws are utterly hair-raising.
Eski şeriat kanunlarına göre taşlanarak öldürülen kadınlarla ilgili son haberler tüyler ürpertici.
More Sentences
|
31 |
General |
sharia law n.
|
şeriat |
|
This is an Islamic state, and yet a democracy; it has Sharia law, and yet a parliament.
Burası bir İslam devleti ama aynı zamanda bir demokrasi; şeriat hukuku var ama aynı zamanda bir parlamentosu da var.
More Sentences
|
32 |
General |
law office n.
|
hukuk bürosu |
|
He passed the law examination and set up a law office.
Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
More Sentences
|
|
33 |
General |
federal law n.
|
federal yasa |
|
We are waiting for the US to decide against these Federal laws.
ABD'nin bu Federal yasalara karşı karar vermesini bekliyoruz.
More Sentences
|
34 |
General |
physical law n.
|
fiziksel yasa |
|
The physical laws break down.
Fiziksel yasalar yıkılır.
More Sentences
|
35 |
General |
german law n.
|
alman yasası |
|
This is the situation in thirteen of the fifteen Member States, and has recently also been incorporated into German law.
On beş Üye Devletin on üçünde durum budur ve yakın zamanda Alman yasalarına da dahil edilmiştir.
More Sentences
|
36 |
General |
commercial law n.
|
ticaret hukuku |
|
Yet in matters concerning commercial law, the legislature knows how to be more stringent.
Ancak ticaret hukuku ile ilgili konularda yasama organı daha katı olmayı bilir.
More Sentences
|
37 |
General |
brother-in-law n.
|
kayın |
|
Tom is my brother-in-law.
Tom kayınçom.
More Sentences
|
38 |
General |
brother-in-law n.
|
enişte |
|
My brother-in-law and that company president are good people.
Eniştem ve o firma müdürü iyi insanlardır.
More Sentences
|
39 |
General |
brother-in-law n.
|
kayınbirader |
|
My brother-in-law and that company president are good people.
Kayınbiraderim ve şirketin müdürü iyi insanlar.
More Sentences
|
40 |
General |
father-in-law n.
|
kayınbaba |
|
Tom is Mary's father-in-law.
Tom Mary'nin kayınbabasıdır.
More Sentences
|
41 |
General |
daughter-in-law n.
|
gelin |
|
The wife of your son is your daughter-in-law.
Oğlunun karısı senin gelinindir.
More Sentences
|
42 |
General |
father-in-law n.
|
kayınpeder |
|
The father of my wife is my father-in-law.
Karımın babası benim kayınpederim.
More Sentences
|
43 |
General |
father-in-law n.
|
kaynata |
|
I'm Tom's father-in-law.
Ben Tom'un kaynatasıyım.
More Sentences
|
44 |
General |
sister-in-law n.
|
baldız |
|
Linda is Dan's sister-in-law.
Linda Dan'ın baldızı.
More Sentences
|
45 |
General |
sister-in-law n.
|
elti |
|
Mary and Alice are sisters-in-law.
Mary ve Alice eltidir.
More Sentences
|
46 |
General |
mother-in-law n.
|
kayınvalide |
|
My mother-in-law visited us for the weekend.
Kayınvalidem hafta sonu bizi ziyarete geldi.
More Sentences
|
47 |
General |
sister-in-law n.
|
görümce |
|
How many sisters-in-law do you have?
Kaç görümcen var?
More Sentences
|
48 |
General |
mother-in-law n.
|
kaynana |
|
Have you met Tom's mother-in-law?
Tom'un kaynanasıyla tanıştın mı?
More Sentences
|
49 |
General |
son-in-law n.
|
damat |
|
Tom is Mary's son-in-law, isn't he?
Tom, Mary'nin damadı, değil mi?
More Sentences
|
50 |
General |
civil law n.
|
medeni hukuk |
|
Let me begin with the area of civil law.
Medeni hukuk alanından başlayayım.
More Sentences
|
51 |
General |
law-enforcement officers n.
|
kolluk kuvvetleri |
|
This situation contributes to maintaining a climate of impunity for law-enforcement officials.
Bu durum, kolluk kuvvetleri için cezasızlık ortamının sürdürülmesine katkıda bulunmaktadır.
More Sentences
|
52 |
General |
parents-in-law n.
|
kayınvalide ve kayınpeder |
|
I hold my parents-in-law very dear; I visit them frequently in Japan and they come to visit me.
Kayınvalidem ve kayınpederimi çok severim; onları sık sık Japonya'da ziyaret ederim ve onlar da beni ziyarete gelirler.
More Sentences
|
53 |
General |
field of law n.
|
hukuk alanı |
|
Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Su hukuku, bir kaynak olarak suyun mülkiyeti, kontrolü ve kullanımı ile ilgilenen hukuk alanıdır.
More Sentences
|
54 |
General |
law student n.
|
hukuk öğrencisi |
|
Tom is a law student, isn't he?
Tom hukuk öğrencisi, değil mi?
More Sentences
|
55 |
General |
brother-in-law n.
|
bacanak |
|
Tom and John are brothers-in-law.
Tom ve John bacanaklar.
More Sentences
|
56 |
General |
break the law v.
|
suç işlemek |
|
He knows how to break the law without being caught.
O, yakalanmadan nasıl suç işleyeceğini biliyor.
More Sentences
|
57 |
General |
enforce the law v.
|
kanunu uygulamak |
|
I think the police should enforce the laws that are on the books.
Bence polis yürürlükteki kanunları uygulamalıdır.
More Sentences
|
58 |
General |
(a law) be enacted v.
|
yasa çıkmak |
|
Laws to prevent computer crimes were enacted in the USA.
ABD'de bilgisayar suçlarını önlemek için yasalar çıkarıldı.
More Sentences
|
59 |
General |
break the law v.
|
kanunu çiğnemek |
|
We've never broken the law.
Biz hiç kanunu çiğnemedik.
More Sentences
|
60 |
General |
violate the law v.
|
yasayı çiğnemek |
|
He was accused of having violated the law.
Yasayı çiğnemiş olmakla suçlandı.
More Sentences
|
61 |
General |
break the law v.
|
yasayı çiğnemek |
|
You're breaking the law.
Yasayı çiğniyorsun.
More Sentences
|
Common Usage |
|
62 |
Common Usage |
maritime law n.
|
deniz hukuku |
|
General |
|
63 |
General |
charles's law n.
|
charles yasası |
|
64 |
General |
ottoman police law n.
|
osmanlı polis teşkilatı nizamnamesi |
|
65 |
General |
law reform n.
|
hukuk reformu |
|
66 |
General |
law and order n.
|
yasa ve düzen |
|
67 |
General |
brother in law n.
|
kayınbirader |
|
68 |
General |
law enforcement n.
|
hukuk uygulaması |
|
69 |
General |
law on the prevention and prosecution of smuggling n.
|
kaçakçılığın men ve takibine ilişkin kanun |
|
70 |
General |
statute law n.
|
yazılı hukuk |
|
71 |
General |
common law n.
|
örf ve adet hukuku |
|
72 |
General |
crown law n.
|
ceza hukuku |
|
73 |
General |
social law n.
|
sosyal hukuk |
|
74 |
General |
things law n.
|
eşya hukuku |
|
75 |
General |
provisional law n.
|
geçici kanun |
|
76 |
General |
social law n.
|
sosyal güvenlik hukuku |
|
77 |
General |
international law n.
|
devletlerarası hukuk |
|
78 |
General |
islamic law n.
|
fıkıh |
|
79 |
General |
common law n.
|
müşterek hukuk |
|
80 |
General |
law regulating official salaries n.
|
barem kanunu |
|
81 |
General |
forestry law and legislation n.
|
ormancılık hukuku ve mevzuatı |
|
82 |
General |
comparative law n.
|
mukayeseli hukuk |
|
83 |
General |
maritime trade law n.
|
deniz ticaret hukuku |
|
84 |
General |
law and state n.
|
hukuk ve devlet |
|
85 |
General |
law of criminal procedure n.
|
ceza muhakemeleri usul kanunu |
|
86 |
General |
unwritten law n.
|
teamül hukuku |
|
87 |
General |
religious law and legislation n.
|
dini hukuk ve mevzuat |
|
88 |
General |
humanitarian law n.
|
insani hukuk |
|
89 |
General |
the law of gravitation n.
|
çekim yasası |
|
90 |
General |
law court n.
|
mahkeme |
|
91 |
General |
law and art n.
|
hukuk ve sanat |
|
92 |
General |
public law n.
|
amme hukuku |
|
93 |
General |
roman law n.
|
roma hukuku |
|
94 |
General |
comparative law n.
|
karşılaştırmalı hukuk |
|
95 |
General |
philosophy of law n.
|
hukuk felsefesi |
|
96 |
General |
fishery law and legislation n.
|
balıkçılık hukuku ve yasama |
|
97 |
General |
code of civil law n.
|
medeni kanun |
|
98 |
General |
consuetudinary law n.
|
teamül hukuku |
|
99 |
General |
cube root law n.
|
küp kök kuralı |
|
100 |
General |
international law n.
|
milletlerarası hukuk |
|
101 |
General |
forestry law and legislation n.
|
orman hukuku ve mevzuatı |
|
102 |
General |
law and socialism n.
|
hukuk ve sosyalizm |
|
103 |
General |
press law n.
|
basın hukuku |
|
104 |
General |
law of intellectual property rights n.
|
fikir ve sanat eserleri kanunu |
|
105 |
General |
verner's law n.
|
verner kanunu |
|
106 |
General |
business law n.
|
iş hukuku |
|
107 |
General |
law of equal areas n.
|
eşit alanlar kanunu |
|
108 |
General |
air law n.
|
hava hukuku |
|
109 |
General |
law of supply and demand n.
|
arz talep kanunu |
|
110 |
General |
bankruptcy law n.
|
iflas hukuku |
|
111 |
General |
remedial law n.
|
usul hukuku |
|
112 |
General |
law and socialism n.
|
hukuk ve sosyalızm |
|
113 |
General |
ideal law n.
|
ideal hukuk |
|
114 |
General |
labor law n.
|
iş kanunu |
|
115 |
General |
law on criminal execution n.
|
ceza infaz hukuku |
|
116 |
General |
land law n.
|
arazi hukuku |
|
117 |
General |
rule of law n.
|
hukukun egemenliği |
|
118 |
General |
state of law n.
|
hukuk devleti |
|
119 |
General |
ecclesiastical law n.
|
kilise hukuku |
|
120 |
General |
cancellation law n.
|
kısaltma yasası |
|
121 |
General |
contributions in natural law n.
|
doğa yasalarında makaleler |
|
122 |
General |
law of things n.
|
eşya hukuku |
|
123 |
General |
public interest law n.
|
kamu yararı hukuku |
|
124 |
General |
customary law n.
|
örfi hukuk |
|
125 |
General |
city planning and redevelopment law n.
|
kent planlama ve kalkınma hukuku |
|
126 |
General |
law of war n.
|
savaş hukuku |
|
127 |
General |
ottoman code of civil law n.
|
mecelle |
|
128 |
General |
petroleum law and legislation n.
|
petrol hukuku ve mevzuatı |
|
129 |
General |
law enforcement n.
|
hukuki yaptırım |
|
130 |
General |
law of domestic relations n.
|
aile hukuku |
|
131 |
General |
law of the sea n.
|
deniz hukuku |
|
132 |
General |
lenz law n.
|
lenz yasası |
|
133 |
General |
internal revenue law n.
|
iç gelir hukuku |
|
134 |
General |
enforcement law n.
|
icra hukuku |
|
135 |
General |
disaster relief law n.
|
afetler kanunu |
|
136 |
General |
air law and legislation n.
|
hava hukuku |
|
137 |
General |
naval law n.
|
deniz hukuku |
|
138 |
General |
equality before the law n.
|
hukukta eşitlik |
|
139 |
General |
land law n.
|
toprak hukuku |
|
140 |
General |
bankrupt law n.
|
iflas hukuku |
|
141 |
General |
islamic religious law n.
|
fetva |
|
142 |
General |
food law and legislation n.
|
besin hukuku ve mevzuatı |
|
143 |
General |
law enforcement n.
|
yasalara itaatin sağlanması |
|
144 |
General |
lacunae in law n.
|
hukukta boşluk |
|
145 |
General |
game law n.
|
avcılık hukuku |
|
146 |
General |
national parks law n.
|
milli parklar kanunu |
|
147 |
General |
distribution law n.
|
dağılım yasası |
|
148 |
General |
father in law n.
|
kayınpeder |
|
149 |
General |
law enforcement n.
|
kanun hükmü |
|
150 |
General |
industrial law n.
|
iş hukuku |
|
151 |
General |
notice law n.
|
tebligat hukuku |
|
152 |
General |
mining law n.
|
maden hukuku |
|
153 |
General |
turkish national security law from 1940 n.
|
milli koruma kanunu |
|
154 |
General |
educational law and legislation n.
|
eğitim hukuku ve mevzuatı |
|
155 |
General |
heir at law n.
|
yasal mirasçı |
|
156 |
General |
obligations law n.
|
borçlar hukuku |
|
157 |
General |
law of definite proportions n.
|
belirli oranlar kanunu |
|
158 |
General |
law of execution n.
|
icra hukuku |
|
159 |
General |
doctor of law n.
|
hukuk doktoru |
|
160 |
General |
law on the prevention and prosecution of smuggling n.
|
kaçakçılığın men ve takibine ilişkin kanun |
|
161 |
General |
law of procedure n.
|
usul hukuku |
|
162 |
General |
newton's law n.
|
newton yasası |
|
163 |
General |
bachelor of law n.
|
hukuk mezunu |
|
164 |
General |
culture and law n.
|
kültür ve hukuk |
|
165 |
General |
unwritten law n.
|
örf ve adet hukuku |
|
166 |
General |
pure law n.
|
salt hukuk |
|
167 |
General |
interpreter of islamic law n.
|
müçtehit |
|
168 |
General |
social security law n.
|
sosyal güvenlik hukuku |
|
169 |
General |
draft of a law n.
|
kanun tasarısı |
|
170 |
General |
divorce law and legislation n.
|
boşanma hukuku |
|
171 |
General |
industrial law n.
|
iş kanunu |
|
172 |
General |
due process of law n.
|
hukuk kuralları gereğince |
|
173 |
General |
conflict of law n.
|
yasalar çatışması |
|
174 |
General |
natural law n.
|
tabii hukuk |
|
175 |
General |
the body of current law n.
|
mevzuat |
|
176 |
General |
by law n.
|
anayasa maddesi |
|
177 |
General |
public law n.
|
kamu hukuku |
|
178 |
General |
law on criminal procedure n.
|
ceza muhakemesi hukuku |
|
179 |
General |
the law of the jungle n.
|
orman kanunu |
|
180 |
General |
religious law n.
|
şeriat |
|
181 |
General |
distribution law n.
|
dağılım kanunu |
|
182 |
General |
proportionality in law n.
|
hukukta orantılılık |
|
183 |
General |
fundamental law n.
|
temel kural |
|
184 |
General |
son in law n.
|
damat |
|
185 |
General |
law applicable n.
|
uygulanacak yasalar |
|
186 |
General |
taxation law and legislation n.
|
vergi hukuku |
|
187 |
General |
common law n.
|
örf ve adete dayanan hukuk |
|
188 |
General |
law reports n.
|
hukuk raporları |
|
189 |
General |
adjective law n.
|
usul hukuku |
|
190 |
General |
counselor at law n.
|
avukat |
|
191 |
General |
natural law n.
|
doğal hukuk |
|
192 |
General |
admiralty law n.
|
deniz hukuku |
|
193 |
General |
prize law n.
|
savaş ganimeti hukuku |
|
194 |
General |
tacit law n.
|
örf hukuku |
|
195 |
General |
adjective law n.
|
şekil hukuku |
|
196 |
General |
city planning law n.
|
nazım plan yasası |
|
197 |
General |
antitrust law n.
|
antitrost hukuku |
|
198 |
General |
daughter in law n.
|
gelin |
|
199 |
General |
the law n.
|
emniyet |
|
200 |
General |
common law n.
|
teamül hukuku |
|
201 |
General |
practice of law n.
|
avukatlık |
|
202 |
General |
verners law n.
|
verner kanunu |
|
203 |
General |
martial law n.
|
örfi idare |
|
204 |
General |
law of social insurance n.
|
sosyal sigortalar kanunu |
|
205 |
General |
brother in law n.
|
enişte |
|
206 |
General |
law of conservation of mass n.
|
kütlenin korunumu kanunu |
|
207 |
General |
antitrust law n.
|
antitröst yasa |
|
208 |
General |
real law n.
|
eşya hukuku |
|
209 |
General |
law of decendent's estate n.
|
miras hukuku |
|
210 |
General |
canon law n.
|
kilise hukuku |
|
211 |
General |
law partnership n.
|
hukuk ortaklığı |
|
212 |
General |
law of bankruptcy n.
|
iflas hukuku |
|
213 |
General |
space law n.
|
uzay hukuku |
|
214 |
General |
mother in law n.
|
kaynana |
|
215 |
General |
law and ethics n.
|
hukuk ve ahlak |
|
216 |
General |
law congress n.
|
hukuk kurultayı |
|
217 |
General |
law about cinema video and music works n.
|
sinema video ve müzik eserleri kanunu |
|
218 |
General |
corporations law and legislation n.
|
ortaklıklar hukuku |
|
219 |
General |
educational law and legislation n.
|
eğitim hukuku ve yasama |
|
220 |
General |
banking law n.
|
banka hukuku |
|
221 |
General |
unauthorized practice of law n.
|
yetkisiz hukuk uygulaması |
|
222 |
General |
law enforcement officer n.
|
kolluk görevlisi |
|
223 |
General |
anti-terrorism law n.
|
terörle mücadele yasası |
|
224 |
General |
real property law n.
|
arazi hukuku |
|
225 |
General |
scientific law n.
|
bilimsel kanun |
|
226 |
General |
accident law n.
|
kaza hukuku |
|
227 |
General |
statutory law n.
|
yazılı hukuk |
|
228 |
General |
law of conservation of energy n.
|
enerjinin korunumu kanunu |
|
229 |
General |
marriage law n.
|
evlilik hukuku |
|
230 |
General |
basic law n.
|
temel kurallar |
|
231 |
General |
traditional law n.
|
teamül hukuku |
|
232 |
General |
customary law n.
|
teamül hukuku |
|
233 |
General |
law of mortgage n.
|
ipotek hukuku |
|
234 |
General |
humanitarian law n.
|
insani hukuk |
|
235 |
General |
law and economics n.
|
hukuk ve ekonomi |
|
236 |
General |
contract governed by public law n.
|
kamu hukukuna tabi sözleşme |
|
237 |
General |
election law n.
|
seçim hukuku |
|
238 |
General |
law and legislation n.
|
hukuk ve yasama |
|
239 |
General |
civil law n.
|
roma hukuku |
|
240 |
General |
law and fact n.
|
hukuk ve gerçek |
|
241 |
General |
reformation in law n.
|
hukukta reform |
|
242 |
General |
tribal law n.
|
kavim hukuku |
|
243 |
General |
kirchhoff's second law n.
|
ikinci kirşof kanunu |
|
244 |
General |
public health law in turkey n.
|
umumi hıfzıssıhha kanunu |
|
245 |
General |
international and municipal law n.
|
uluslararası ve iç hukuk |
|
246 |
General |
advertising law n.
|
reklam hukuku |
|
247 |
General |
law schools n.
|
hukuk okulları |
|
248 |
General |
positive law n.
|
mevzu hukuku |
|
249 |
General |
roman law n.
|
roma kanunları |
|
250 |
General |
arm of the law n.
|
güvenlik kuvvetleri |
|
251 |
General |
first law of motion n.
|
hareketin ilk kuralı |
|
252 |
General |
corporation law n.
|
şirket hukuku |
|
253 |
General |
lynch law n.
|
linç kanunu |
|
254 |
General |
marine law n.
|
deniz hukuku |
|
255 |
General |
technology and law n.
|
teknoloji ve hukuk |
|
256 |
General |
law of obligations n.
|
borçlar hukuku |
|
257 |
General |
social law state n.
|
sosyal hukuk devleti |
|
258 |
General |
travel expense law n.
|
harcırah kanunu |
|
259 |
General |
binding law n.
|
bağlayıcı yasa |
|
260 |
General |
fist law n.
|
zorbalık |
|
261 |
General |
second law of motion n.
|
ikinci hareket kanunu |
|
262 |
General |
law firm n.
|
avukatlık ofisi |
|
263 |
General |
law of arms n.
|
savaş hukuku |
|
264 |
General |
law court n.
|
mahkeme kapısı |
|
265 |
General |
poor law n.
|
yoksulları koruma kanunu |
|
266 |
General |
asylum law n.
|
mülteci yasası |
|
267 |
General |
law case n.
|
hukuk davası |
|
268 |
General |
term of law n.
|
hukuki tabir |
|
269 |
General |
violation of law n.
|
kanunun ihlali |
|
270 |
General |
law number n.
|
kanun numarası |
|
271 |
General |
loophole in the law n.
|
yasa boşluğu |
|
272 |
General |
key law n.
|
kilit yasa |
|
273 |
General |
states' private law n.
|
devletler özel hukuku |
|
274 |
General |
byzantine law n.
|
bizans hukuku |
|
275 |
General |
citizenship law n.
|
vatandaşlık kanunu |
|
276 |
General |
practice of law n.
|
hukuk uygulaması |
|
277 |
General |
marriage law n.
|
evlenme hukuku |
|
278 |
General |
law reports n.
|
hukuki raporlar |
|
279 |
General |
zoning law n.
|
imar hukuku |
|
280 |
General |
public relations and law n.
|
halkla ilişkiler ve hukuk |
|
281 |
General |
socialism and law n.
|
sosyalizm ve hukuk |
|
282 |
General |
law and legislation n.
|
kanun ve yönetmelik |
|
283 |
General |
law of inertia n.
|
eylemsizlik ilkesi |
|
284 |
General |
city planning and redevelopment law n.
|
şehir planlama ve yeniden gelişim hukuku |
|
285 |
General |
interpretation of law n.
|
yasanın yorumu |
|
286 |
General |
interpretation of law n.
|
kanunun yorumu |
|
287 |
General |
law enforcement authority n.
|
emniyet otoritesi |
|
288 |
General |
law enforcement authority n.
|
emniyet yetkilisi |
|
289 |
General |
law enforcement agency n.
|
emniyet teşkilatı |
|
290 |
General |
law enforcement n.
|
kanun yaptırımı |
|
291 |
General |
law enforcement authority n.
|
emniyet sorumlusu |
|
292 |
General |
military service law n.
|
askerlik kanunu |
|
293 |
General |
basic law n.
|
temel hukuk |
|
294 |
General |
law of the jungle n.
|
orman kanunu |
|
295 |
General |
law of the jungle n.
|
doğanın kanunu |
|
296 |
General |
governing law n.
|
geçerli kanun |
|
297 |
General |
governing law n.
|
amir hüküm |
|
298 |
General |
governing law n.
|
geçerli kanunlar |
|
299 |
General |
governing law n.
|
tabi olunan kanun |
|
300 |
General |
prerogative law n.
|
krallık imtiyazları |
|
301 |
General |
governing law n.
|
uygulanan kanun |
|
302 |
General |
law in effect n.
|
uygulanan kanun |
|
303 |
General |
power law n.
|
güç yasası |
|
304 |
General |
greek law n.
|
antik yunan yasası |
|
305 |
General |
opposition to law n.
|
kanuna muhalefet |
|
306 |
General |
elections law n.
|
seçim yasası |
|
307 |
General |
agrarian law n.
|
(eski roma'da) toprak kanunu |
|
308 |
General |
law enforcement official n.
|
emniyet görevlisi |
|
309 |
General |
the law in force n.
|
yürürlükteki yasa |
|
310 |
General |
the applicable law n.
|
yürürlükteki yasa |
|
311 |
General |
current law n.
|
yürürlükteki yasa |
|
312 |
General |
law internship n.
|
avukatlık stajı |
|
313 |
General |
basic law n.
|
ana ilke |
|
314 |
General |
governing law n.
|
amir kanun |
|
315 |
General |
superiority of law n.
|
hukukun üstünlüğü |
|
316 |
General |
cabotage law n.
|
kabotaj kanunu |
|
317 |
General |
promotion law n.
|
teşvik kanunu |
|
318 |
General |
cabotage law n.
|
kabotaj yasası |
|
319 |
General |
tourism promotion law n.
|
turizm teşvik kanunu |
|
320 |
General |
physical law n.
|
fiziksel kanun |
|
321 |
General |
physics law n.
|
fizik kanunu |
|
322 |
General |
mining law n.
|
maden kanunu |
|
323 |
General |
retirement in grave (law) n.
|
mezarda emeklilik (yasası) |
|
324 |
General |
defender of law n.
|
hukuk savunucusu |
|
325 |
General |
law company n.
|
hukuk şirketi |
|
326 |
General |
real estate law n.
|
gayrimenkul hukuku |
|
327 |
General |
mixed law n.
|
karma hukuk |
|
328 |
General |
applicable law n.
|
ilgili mevzuat |
|
329 |
General |
brother in-law n.
|
kayınço |
|
330 |
General |
aunt-in-law n.
|
yenge |
|
331 |
General |
anti-terror law n.
|
terörle mücadele kanunu |
|
332 |
General |
brother in-law n.
|
enişte |
|
333 |
General |
being a son-in-law n.
|
damatlık |
|
334 |
General |
brother in-law n.
|
kayın |
|
335 |
General |
anglo-saxon law n.
|
anglo-sakson hukuku |
|
336 |
General |
barrister-at-law n.
|
dava vekili |
|
337 |
General |
brother in-law n.
|
kayınbirader |
|
338 |
General |
law of supply and demand n.
|
sunum-istem yasası |
|
339 |
General |
judge-made law n.
|
hakimin yarattığı hukuk |
|
340 |
General |
counsellor-at-law n.
|
dava vekili |
|
341 |
General |
father-in-law n.
|
babalık |
|
342 |
General |
law-giver n.
|
yasagetirici |
|
343 |
General |
contradiction to law n.
|
hukuka aykırılık |
|
344 |
General |
law-abiding citizen n.
|
yasaya bağlı vatandaş |
|
345 |
General |
civil law-suit n.
|
hukuk davası |
|
346 |
General |
common-law marriage n.
|
resmi nikahsız beraber yaşama |
|
347 |
General |
law-intensity conflicts n.
|
düşük güçlülük çatışmaları |
|
348 |
General |
counsellor-at-law n.
|
avukat |
|
349 |
General |
opposition to law n.
|
hukuka aykırılık |
|
350 |
General |
counselor-at-law n.
|
dava vekili |
|
351 |
General |
poor-law infirmary n.
|
yoksullar hastanesi |
|
352 |
General |
the father-in-law or mother-in-law of one's child n.
|
dünür |
|
353 |
General |
son-in-law n.
|
eloğlu |
|
354 |
General |
son-in-law n.
|
güvey |
|
355 |
General |
ottoman code of civil law n.
|
mecelle-i ahkam-ı adliyye |
|
356 |
General |
ottoman strike law n.
|
tatil-i eşgal kanunu |
|
357 |
General |
son-in-law living in his wife's parents' house n.
|
içgüveyisi |
|
358 |
General |
wife's sister-in-law n.
|
görümce |
|
359 |
General |
natural law n.
|
doğa kanunu |
|
360 |
General |
error of law n.
|
hukuki hata |
|
361 |
General |
rule of law n.
|
hukuk kaidesi |
|
362 |
General |
amendment of a law n.
|
kanunda değişiklik |
|
363 |
General |
court of law n.
|
adliye |
|
364 |
General |
stefan's law n.
|
stefan yasası |
|
365 |
General |
arm of the law n.
|
polisin simgelediği ceza yasası |
|
366 |
General |
the eyes of the law n.
|
kanun nazarında |
|
367 |
General |
the eyes of the law n.
|
kanuna göre |
|
368 |
General |
law office n.
|
avukatlık bürosu |
|
369 |
General |
the law of the jungle n.
|
güçlünün zayıfı ezdiği düzen |
|
370 |
General |
the eyes of the law n.
|
kanunun gözünde |
|
371 |
General |
arm of the law n.
|
kanun kuvveti |
|
372 |
General |
unwritten law n.
|
yazısız hukuk |
|
373 |
General |
the letter of the law n.
|
yasanın ruhu |
|
374 |
General |
game law n.
|
av yasası |
|
375 |
General |
phylosophy of law n.
|
hukuk felsefesi |
|
376 |
General |
mother in law n.
|
kayınvalide |
|
377 |
General |
forest law n.
|
orman kanunu |
|
378 |
General |
forest law n.
|
orman hukuku |
|
379 |
General |
future father-in-law n.
|
müstakbel kayınpeder |
|
380 |
General |
law of the instrument n.
|
eşyanın doğası |
|
381 |
General |
law of the instrument n.
|
eşyanın tabiatı |
|
382 |
General |
law consultancy n.
|
hukuk danışmanlığı |
|
383 |
General |
deportation law n.
|
tehcir yasası |
|
384 |
General |
ex parents-in-law n.
|
eski kayınvalide ve kayınpeder |
|
385 |
General |
parents-in-law n.
|
kayınvalide ve kayınbaba |
|
386 |
General |
law knowledge n.
|
hukuk bilgisi |
|
387 |
General |
civil law n.
|
sivil hukuk |
|
388 |
General |
law abiding citizen n.
|
kanunlara uyan vatandaş |
|
389 |
General |
law library n.
|
hukuk kütüphanesi |
|
390 |
General |
applicable law n.
|
ilgili yasa |
|
391 |
General |
the hidden law of probable outcome n.
|
muhtemel sonucun gizli kanunu |
|
392 |
General |
electronic communication law n.
|
elektronik haberleşme kanunu |
|
393 |
General |
the law in effect n.
|
yürürlükteki yasa |
|
394 |
General |
strict law n.
|
sıkı/katı kanun |
|
395 |
General |
murphy's law n.
|
murphy kanunu |
|
396 |
General |
applicable law n.
|
geçerli yasa |
|
397 |
General |
forbidden by law n.
|
kanunen yasak |
|
398 |
General |
establishment of law and order n.
|
kanun ve düzenin kurulması |
|
399 |
General |
sports law n.
|
spor hukuku |
|
400 |
General |
co-sister-in-law n.
|
elti |
|
401 |
General |
draft law currently/presently under discussion/consideration n.
|
görüşülmekte olan yasa tasarısı |
|
402 |
General |
law-abidingness n.
|
yasalara uyum |
|
403 |
General |
barrister at law n.
|
dava vekili |
|
404 |
General |
civil law n.
|
yurttaşlar yasası |
|
405 |
General |
counsellor at law n.
|
avukat |
|
406 |
General |
counsellor at law n.
|
dava vekili |
|
407 |
General |
counselor at law n.
|
dava vekili |
|
408 |
General |
law of associations n.
|
dernekler kanunu |
|
409 |
General |
counselor-at-law n.
|
avukat |
|
410 |
General |
disaster law n.
|
afet yasası |
|
411 |
General |
law book n.
|
hukuk kitabı |
|
412 |
General |
angel of the law n.
|
kanun meleği |
|
413 |
General |
area of law n.
|
hukuk alanı |
|
414 |
General |
mosaic law n.
|
musa kanunu |
|
415 |
General |
law insurance n.
|
hukuk sigortası |
|
416 |
General |
uncle-in-law n.
|
enişte |
|
417 |
General |
law director n.
|
hukuk müdürü |
|
418 |
General |
law manager n.
|
hukuk müdürü |
|
419 |
General |
law of love n.
|
sevgi kanunu |
|
420 |
General |
law-abiding citizen n.
|
kanunlara/yasalara saygılı vatandaş |
|
421 |
General |
collapse of law n.
|
hukuğun çöküşü |
|
422 |
General |
law-abidingness n.
|
yasalara uyma |
|
423 |
General |
law-abidingness n.
|
yasalara riayet |
|
424 |
General |
the law of evolution n.
|
evrim kanunu |
|
425 |
General |
just law n.
|
adaletli yasa |
|
426 |
General |
action at law n.
|
kanuni işlem |
|
427 |
General |
action at law n.
|
yasal işlem |
|
428 |
General |
action at law n.
|
yasal girişim |
|
429 |
General |
action at law n.
|
hukuk davası |
|
430 |
General |
husband of sister-in-law n.
|
bacanak |
|
431 |
General |
nine points of the law n.
|
bir şeyin en büyük delili/kanıtı |
|
432 |
General |
relative-in-law n.
|
evlilikten doğan akrabalık |
|
433 |
General |
relative-in-law n.
|
eşin ailesi |
|
434 |
General |
relative-in-law n.
|
kayın akraba |
|
435 |
General |
co-in-law n.
|
dünür |
|
436 |
General |
law of conservation of energy n.
|
enerjinin sakınımı kanunu |
|
437 |
General |
maine law n.
|
abd'nin maine eyaletinde de yürürlükte olan, alkollü içeceklerin üretimini ve satışını yasaklayan yasalar |
|
438 |
General |
law latin n.
|
yasal belgelerde ve kanunlarda kullanılan latince |
|
439 |
General |
law of universal causation n.
|
evrensel nedensellik yasası |
|
440 |
General |
murphys law n.
|
murphy kanunu |
|
441 |
General |
murphys law n.
|
bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, bu ihtimalin gerçekleşeceğini ifade eden esprili bir önerme |
|
442 |
General |
industrial safety and health law n.
|
endüstriyel güvenlik ve sağlık hukuku |
|
443 |
General |
being a mother-in-law n.
|
kayınvalidelik |
|
444 |
General |
law on protection of personal data n.
|
kişisel verilerin korunması kanunu |
|
445 |
General |
social media law n.
|
sosyal medya yasası |
|
446 |
General |
in-law n.
|
evlilik yoluyla aileye giren kimse |
|
447 |
General |
in-law apartment n.
|
aynı aile evinin bölünmesiyle elde edilen ayrı alan |
|
448 |
General |
in-law apartment n.
|
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm |
|
449 |
General |
parent-in-law n.
|
evlenilen kişinin ebeveyni |
|
450 |
General |
parent-in-law n.
|
kayınvalide |
|
451 |
General |
parent-in-law n.
|
kayınpeder |
|
452 |
General |
children in law n.
|
çocuklarının eşleri |
|
453 |
General |
children in law n.
|
gelinler/damatlar |
|
454 |
General |
put a law into force v.
|
kanunu yürürlüğe koymak |
|
455 |
General |
respect a law v.
|
yasaya uymak |
|
456 |
General |
take the law into one's own hands v.
|
hakkını kendi eliyle almak |
|
457 |
General |
become law v.
|
yasalaşmak |
|
458 |
General |
lay down the law v.
|
direktif vermek |
|
459 |
General |
violate a law v.
|
kanunu çiğnemek |
|
460 |
General |
make a law v.
|
kanun koymak |
|
461 |
General |
lay down the law v.
|
zart zurt etmek |
|
462 |
General |
be a law unto oneself v.
|
bildiğini okumak |
|
463 |
General |
be a law unto oneself v.
|
bildiği gibi davranmak |
|
464 |
General |
become a law v.
|
kanunlaşmak |
|
465 |
General |
respect a law v.
|
yasalara uymak |
|
466 |
General |
go to law v.
|
dava açmak |
|
467 |
General |
obey a law v.
|
kanuna uymak |
|
468 |
General |
maintain law and order v.
|
kanun ve düzeni sağlamak |
|
469 |
General |
break the law v.
|
kanuna karşı gelmek |
|
470 |
General |
have the force of law v.
|
kanun hükmünde olmak |
|
471 |
General |
take the law into one's own hands v.
|
intikamını almak |
|
472 |
General |
restore the law and order v.
|
kanun ve düzeni yeniden inşaa etmek |
|
473 |
General |
be a law unto oneself v.
|
kafasına göre hareket etmek |
|
474 |
General |
impose law and order v.
|
kanun ve nizam getirmek |
|
475 |
General |
enforce a law v.
|
yasa uygulamak |
|
476 |
General |
administer the law v.
|
adaleti yerine getirmek |
|
477 |
General |
(for a law) go in effect v.
|
yürürlüğe girmek |
|
478 |
General |
mislead law v.
|
adaleti yanıltmak |
|
479 |
General |
flout the law v.
|
yasa tanımamak |
|
480 |
General |
flout the law v.
|
kanunu hiçe saymak |
|
481 |
General |
set the law at naught v.
|
kanunu hiçe saymak |
|
482 |
General |
become law v.
|
yasa olmak |
|
483 |
General |
place into law v.
|
mevzuata yerleştirmek |
|
484 |
General |
enforce law v.
|
kanun uygulamak |
|
485 |
General |
uphold law v.
|
kanun uygulamak |
|
486 |
General |
uphold the law v.
|
kanunu uygulamak |
|
487 |
General |
violate the law v.
|
kanunu çiğnemek |
|
488 |
General |
enact a law v.
|
yasa düzenlemek |
|
489 |
General |
pass a law v.
|
yasa çıkartmak |
|
490 |
General |
pass law v.
|
yasa geçirmek |
|
491 |
General |
prepare a law v.
|
yasa düzenlemek |
|
492 |
General |
flout the law v.
|
yasa çiğnemek |
|
493 |
General |
enact a law v.
|
yasa çıkartmak |
|
494 |
General |
be against the law v.
|
hukuka aykırı olmak |
|
495 |
General |
flout the law v.
|
kanunu çiğnemek |
|
496 |
General |
violate the law v.
|
yasa çiğnemek |
|
497 |
General |
break the law v.
|
yasa çiğnemek |
|
498 |
General |
flout the law v.
|
yasayı çiğnemek |
|
499 |
General |
subject to law v.
|
kanuna tabi olmak |
|
500 |
General |
introduce law v.
|
kanun çıkarmak |
|