niyet

Meanings of "niyet" in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	niyet	intent n.
The Socialist Group welcomes the stated intent of meeting the Kyoto commitments. Sosyalist Grup, Kyoto taahhütlerinin yerine getirilmesi yönündeki niyet beyanını memnuniyetle karşılar. More Sentences
2	Common Usage	niyet	intention n.
I have no intention of calling him. Onu aramak niyetinde değilim. More Sentences
General
3	General	niyet	intent n.
We also call upon the Heads of State and Government to make a declaration of intent at the summit in Copenhagen. Ayrıca Devlet ve Hükümet Başkanlarını Kopenhag'daki zirvede bir niyet beyanında bulunmaya çağırıyoruz. More Sentences
4	General	niyet	spirit n.
His actions were in the spirit of full disclosure. Eylemleri tamamen ifşalama niyetiyle yapılmıştı. More Sentences
5	General	niyet	determination n.
He was quite decided in his determination. O, niyetinde oldukça kararlıydı. More Sentences
6	General	niyet	plan n.
I intend to talk about what is being done today in terms of policy and planning. Bugün politika ve planlama açısından neler yapıldığından bahsetmek niyetindeyim. More Sentences
7	General	niyet	thought n.
I had no thought of gaining money from my paintings, but I just did. Resimlerimden para kazanmak gibi bir niyetim yoktu ama kazandım işte. More Sentences
8	General	niyet	sense n.
I doubt your good sense. İyi niyetinden şüpheliyim. More Sentences
Law
9	Law	niyet	intention n.
Some Member States had difficulty coming to terms with yet another institution, and that was never our intention. Bazı Üye Devletler başka bir kurumla uzlaşmakta zorluk çekti ve bizim niyetimiz asla bu değildi. More Sentences
10	Law	niyet	intent n.
So I am looking for major and clear assurances of intent in that area. Dolayısıyla bu alandaki niyetlere ilişkin büyük ve net güvenceler arıyorum. More Sentences
Politics
11	Politics	niyet	intention n.
Do we need any other proof of the intention of the Bush administration to torpedo the ICC? Bush yönetiminin UCM'yi torpilleme niyetine dair başka bir kanıta ihtiyacımız var mı? More Sentences
Linguistics
12	Linguistics	niyet	intention n.
I sincerely believe this is not the case, and it is certainly not our intention. Bunun böyle olmadığına yürekten inanıyorum ve niyetimiz kesinlikle bu değil. More Sentences
General
13	General	niyet	contemplation n.
14	General	niyet	idea n.
15	General	niyet	scope n.
16	General	niyet	faith n.
17	General	niyet	end n.
18	General	niyet	disposition n.
19	General	niyet	intendment n.
20	General	niyet	aim n.
21	General	niyet	pulse n.
22	General	niyet	will n.
23	General	niyet	counsel n.
24	General	niyet	resolve n.
25	General	niyet	design n.
26	General	niyet	purpose n.
27	General	niyet	resolution n.
28	General	niyet	purport n.
29	General	niyet	view n.
30	General	niyet	aspiration n.
31	General	niyet	cause [obsolete] n.
32	General	niyet	regard [obsolete] n.
33	General	niyet	notion n.
34	General	niyet	effect n.
35	General	niyet	sake n.
36	General	niyet	hent [obsolete] n.
37	General	niyet	high [obsolete] n.
38	General	niyet	courage [obsolete] n.
39	General	niyet	sconce n.
40	General	niyet	sights n.
41	General	niyet	pretence [obsolete] n.
42	General	niyet	pretense [obsolete] n.
43	General	niyet	pretention n.
Trade/Economic
44	Trade/Economic	niyet	purpose n.
Law
45	Law	niyet	intendment n.
46	Law	niyet	animus n.
Latin
47	Latin	niyet	animus n.

Meanings of "niyet" with other terms in English Turkish Dictionary : 238 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	niyet etmek	intend v.
He intends to visit the farm on Sunday. Pazar günü çiftliği ziyaret etmeye niyet ediyor. More Sentences
General
2	General	art niyet	ulterior motive n.
I had romantic ulterior motives. Romantik art niyetlerim vardı. More Sentences
3	General	iyi niyet	good offices n.
I would be grateful if you could write again, and also use your good offices in relation to the plane spotters. Tekrar yazabilirseniz ve uçak gözlemcileri ile ilgili olarak iyi niyetinizi kullanırsanız minnettar olurum. More Sentences
4	General	kötü niyet	ill will n.
I harbor no ill will towards Tom. Tom'a karşı hiçbir kötü niyet beslemiyorum. More Sentences
5	General	iyi niyet	good faith n.
When there is such indifference combined with good faith on the part of the consumer, human lives are in danger. Tüketici tarafında iyi niyetle birlikte böyle bir kayıtsızlık olduğunda, insan hayatları tehlikeye girer. More Sentences
6	General	iyi niyet	goodwill n.
I hope you do not feel that you received the rough end of my treatment in this season of goodwill. Umarım bu iyi niyet mevsiminde size kötü davrandığımı düşünmüyorsunuzdur. More Sentences
7	General	kötü niyet	malice n.
He did it without malice. Onu kötü niyet olmadan yaptı. More Sentences
8	General	iyi niyet	good intention n.
The European Union can no longer be content just to express good intentions faced with such a situation. Avrupa Birliği böyle bir durum karşısında artık sadece iyi niyetlerini ifade etmekle yetinemez. More Sentences
9	General	kötü niyet	bad faith n.
It is the Council's bad faith that Parliament is condemning. Parlamento'nun kınadığı Konsey'in kötü niyetidir. More Sentences
10	General	iyi niyet	good deed n.
If you donate money to a charity or volunteer to help people in need, you can call your good deeds philanthropy. Bir hayır kurumuna para bağışlarsanız veya ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için gönüllü olursanız, iyi niyetinizi hayırseverlik olarak adlandırabilirsiniz. More Sentences
11	General	niyet etmek	intend v.
I intend to do that now. Ben bunu şimdi yapmaya niyet ediyorum. More Sentences
Phrasals
12	Phrasals	niyet etmek	mean to v.
Tom didn't mean to shoot anyone. Tom kimseyi vurmaya niyet etmedi. More Sentences
Idioms
13	Idioms	iyi niyet göstermek	mean well v.
I'm sure you meant well. İyi niyet gösterdiğinden eminim. More Sentences
Trade/Economic
14	Trade/Economic	iyi niyet	good will n.
We have a budget which reflects considerable good will on the part of this Parliament. Elimizde, bu Parlamento'nun kayda değer iyi niyetini yansıtan bir bütçe bulunmaktadır. More Sentences
15	Trade/Economic	iyi niyet	goodwill n.
The United Nations is the body that commands the support and goodwill of the broader international community. Birleşmiş Milletler, geniş uluslararası toplumun desteğine ve iyi niyetine sahip bir kurumdur. More Sentences
16	Trade/Economic	iyi niyet	good faith n.
And we should trust in the good faith of people in the political parties in the European Parliament. Ve Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi partilerdeki insanların iyi niyetine güvenmeliyiz. More Sentences
17	Trade/Economic	kötü niyet	malice n.
He did it without malice. Kötü niyet olmadan yaptı. More Sentences
Law
18	Law	iyi niyet	good faith n.
When there is such indifference combined with good faith on the part of the consumer, human lives are in danger. Tüketicinin iyi niyetiyle birlikte böyle bir kayıtsızlık söz konusu olduğunda, insan hayatı tehlikeye girer. More Sentences
19	Law	kötü niyet	evil intention n.
Sami knew nothing about Layla's evil intention. Sami, Layla'nın kötü niyeti hakkında hiçbir şey bilmiyordu. More Sentences
20	Law	kötü niyet	malice n.
Such things are often a result of accident rather than malice. Bu tür şeyler genellikle kötü niyetten ziyade kaza sonucudur. More Sentences
21	Law	niyet ve amaç	intent and purpose n.
But that there is, to all intents and purposes, only an American system is not good at all. Ama tüm niyet ve amaçlar için sadece bir Amerikan sistemi olması hiç de iyi değil. More Sentences
22	Law	niyet etmek	intend v.
Tom knows what Mary intends to do. Tom, Mary'nin ne yapmaya niyet ettiğini biliyor. More Sentences
Politics
23	Politics	iyi niyet	goodwill n.
Lofty ideals and expressions of goodwill are not enough. Yüce idealler ve iyi niyet ifadeleri yeterli değildir. More Sentences
24	Politics	iyi niyet elçisi	goodwill ambassador n.
I am a UN Goodwill Ambassador for Reproductive Health. Ben BM Üreme Sağlığı İyi Niyet Elçisiyim. More Sentences
25	Politics	niyet bildirgesi	declaration of intent n.
Declarations of intent must be followed by practical action. Niyet bildirgelerini pratik eylemler takip etmelidir. More Sentences
Technical
26	Technical	niyet etmek	intend v.
I'd intended to be here early today. Bugün buraya erken gelmeye niyet ettim. More Sentences
General
27	General	iyi niyet	bona fides n.
28	General	kötü niyet	malevolence n.
29	General	iyi niyet yemini	calumnia jusjurandum n.
30	General	iyi niyet mektubu	letter of goodwill n.
31	General	iyi niyet gösterisi	gesture n.
32	General	kötü niyet	animus n.
33	General	iyi niyet	sympathy n.
34	General	niyet mektubu	letter of intent n.
35	General	iyi niyet göstergesi davranış	goodwill gesture n.
36	General	iyi niyet gösterisi	goodwill gesture n.
37	General	kötü niyet	bad intention n.
38	General	niyet etme	contemplating n.
39	General	kötü niyet	malicious intentions n.
40	General	art niyet	malicious intentions n.
41	General	iyi niyet jesti	gesture of goodwill n.
42	General	niyet eden	intender n.
43	General	niyet tavşanı	fortune rabbit n.
44	General	gerekli niyet	requisite intent n.
45	General	art niyet	arriere pensee n.
46	General	niyet bildirimi	notice of intent n.
47	General	iyi niyet esası	principle of goodwill n.
48	General	iyi niyet	regard n.
49	General	kötü niyet	ambition [dialect] n.
50	General	niyet etme	attendement n.
51	General	kötü niyet	unbenevolence n.
52	General	asıl niyet	arrière-pensée n.
53	General	kötü niyet	unfriendship n.
54	General	kötü niyet	enmity n.
55	General	kötü niyet	envy [obsolete] n.
56	General	art niyet	envy [obsolete] n.
57	General	kötü niyet	unthank n.
58	General	kötü niyet	maltalent n.
59	General	niyet eden kimse	willer n.
60	General	kötü niyet	hardness [us] n.
61	General	vedalaşırken söylenen iyi niyet ifadesi	word of farewell n.
62	General	muallakta niyet	would n.
63	General	iyi niyet	bon-accord n.
64	General	iyi niyet gösterme	helpfulness n.
65	General	iyi niyet	honestness n.
66	General	kötü niyet	hostility n.
67	General	kötü niyet belirtisi	gloat n.
68	General	kötü niyet	gloating n.
69	General	kötü niyet	viciousness n.
70	General	iyi niyet	gree n.
71	General	kötü niyet	ill-will n.
72	General	iyi niyet	concord n.
73	General	gizli niyet	counsel n.
74	General	iyi niyet	countenance n.
75	General	niyet gösteren davranış	countenance [obsolete] n.
76	General	(bir şeyi) art niyet olarak görme	intuition [obsolete] n.
77	General	iyi niyet gösterisi	salute n.
78	General	kötü niyet	foehood n.
79	General	bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet	freemasonry n.
80	General	niyet tutmak	make a wish v.
81	General	niyet tutmak	make vows v.
82	General	niyet etmek	aim at v.
83	General	niyet etmek	will v.
84	General	niyet etmek	design v.
85	General	yıldıza bakarak niyet tutmak	wish upon a star v.
86	General	niyet tutmak	wish a wish v.
87	General	niyet etmek	propose v.
88	General	niyet etmek	purpose v.
89	General	yıldıza bakarak niyet tutmak	wish on a star v.
90	General	niyet etmek	aim v.
91	General	gelecek zaman için kullanılır/zorunluluk gösterir/niyet gösterir	be going to v.
92	General	niyet etmek	have in mind v.
93	General	niyet etmek	mean v.
94	General	niyet etmek	contemplate v.
95	General	kararlılık, niyet, plan bildiren gelecek zaman yardımcı fiili	shall v.
96	General	iyi niyet göstermek	show goodwill v.
97	General	iyi niyet gösterisinde bulunmak	make a goodwill gesture v.
98	General	kötü niyet beslemek	harbor ill-will against v.
99	General	kötü niyet gütmek	harbor ill-will against v.
100	General	değişim yolunda biraz olsun iyi niyet göstermek	show some good will towards change v.
101	General	niyet etmek	think v.
102	General	niyet etmek	propose to one's self v.
103	General	niyet etmek	will v.
104	General	niyet etmek	ettle [scotland] v.
105	General	niyet etmek	meditate v.
106	General	niyet etmek	mint [scotland] v.
107	General	(niyet, ruh hali, tavır) ciddi bir şekilde değişmek	break v.
108	General	kötü niyet ile bir araya getirmek	host v.
109	General	kötü niyet ile birleştirmek	host v.
110	General	yolculuğa çıkmaya niyet etmek	design v.
111	General	iyi niyet göstermek	salute v.
112	General	niyet etmek	forelay [dialect] v.
113	General	önceden niyet etmek	foremean [obsolete] v.
114	General	niyet eden	contemplating adj.
115	General	niyet veya asıl anlamdan uzak	tenorless adj.
116	General	(dürtü, duygu, niyet) açıkça sergileyen	obvious adj.
117	General	(dürtü, duygu, niyet) basitçe sergileyen	obvious adj.
118	General	(davranış, görüş, niyet) kesin bir yanıtı olmayan	open-end adj.
119	General	niyet bildiren	precative adj.
Phrasals
120	Phrasals	niyet etmek	make out [dialect] v.
121	Phrasals	niyet etmek	lay out v.
122	Phrasals	servet veya iyi niyet gibi bir şeyi geliştirmek	build something up v.
123	Phrasals	niyet etmek	will to v.
Phrases
124	Phrases	kötü bir niyet yoktu	it was all in good fun expr.
125	Phrases	hiçbir art niyet gütmeden	in all innocence expr.
Proverb
126	Proverb	cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir	the road to hell is paved with good intentions
127	Proverb	cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir	good intentions pave the road to hell
Colloquial
128	Colloquial	(bir şey yapmaya) niyet etmek	mean to (do something) v.
129	Colloquial	yapmaya niyet etmek	mean to do v.
Idioms
130	Idioms	kötü niyet	cloven hoof n.
131	Idioms	iyi niyet	(one's) better nature n.
132	Idioms	iyi niyet	your better nature n.
133	Idioms	iyi niyet gösterisi	a tip of the hat n.
134	Idioms	iyi niyet gösterisi	an act of kindness n.
135	Idioms	kötü niyet	bad faith n.
136	Idioms	kötü/bozuk niyet	dirty mind n.
137	Idioms	niyet etmek	have in the heart v.
138	Idioms	iyi niyet göstermek	show good faith v.
139	Idioms	niyet okumak	read intention v.
140	Idioms	niyet okumak	assume someone's aim contrastly while its other way declared v.
141	Idioms	yapmaya niyet etmek	have half a mind to do something v.
142	Idioms	yapmaya niyet etmek	have half a notion to do something v.
143	Idioms	yapmaya niyet etmek	have half a notion to do v.
144	Idioms	önemli olan niyet	it's the intention that counts expr.
145	Idioms	önemli olan niyet	it's the thought that counts expr.
146	Idioms	en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi	greater love hath no man expr.
147	Idioms	en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi	greater love hath no man than this expr.
148	Idioms	kötü niyet yok	not any hard feelings expr.
Trade/Economic
149	Trade/Economic	azami iyi niyet anlamında sözleşmelerin uygulamasında kullanılan bir terim	utmost good faith n.
150	Trade/Economic	birleşme sırasında ana girişimin diğer firmaya yaptığı iyi niyet ödemesi	consolidated good-will n.
151	Trade/Economic	birleşme sırasında ana girişimin diğer firmaya yaptığı iyi niyet ödemesi	consolidation excess n.
152	Trade/Economic	iyi niyet	bona fide n.
153	Trade/Economic	iyi niyet anlaşması	goodwill agreement n.
154	Trade/Economic	iyi niyet anlaşması	good-will agreement n.
155	Trade/Economic	kötü niyet	bad faith n.
156	Trade/Economic	kötü niyet	ill-will n.
157	Trade/Economic	niyet mektubu	letter of intend n.
158	Trade/Economic	niyet mektubu	letter of intent n.
159	Trade/Economic	niyet bildirisi	declaration of intent n.
160	Trade/Economic	niyet mektubu (imf'e verilen)	letter of intent n.
161	Trade/Economic	niyet mektubu	letter of intent (loi) n.
162	Trade/Economic	ortakları eşitlik ilkesi üzerinde birleştiren niyet	affectio societatis n.
163	Trade/Economic	niyet mektubu	letter of intention n.
164	Trade/Economic	yer tutmak veya iyi niyet göstergesi olarak yapılan kısmi ödeme	deposit n.
Law
165	Law	azami iyi niyet	uberrimae fidei n.
166	Law	azami iyi niyet	utmost good faith n.
167	Law	belirgin kötü niyet	express malice n.
168	Law	genel niyet	common intent n.
169	Law	iyi niyet	bona fides n.
170	Law	iyi niyet	willingness n.
171	Law	iyi niyet taşıyan yeminli beyan	affidavit of good faith n.
172	Law	kötü niyet	bad faith n.
173	Law	kötü niyet	calumny n.
174	Law	kötü niyet	mala fide n.
175	Law	kötü niyet	evil intent n.
176	Law	kötü niyet	bad intention n.
177	Law	kötü niyet	malignity n.
178	Law	kötü niyet	bad faith n.
179	Law	kötü niyet	malevolence n.
180	Law	kötü niyet	corrupt intent n.
181	Law	kötü niyet	wicked design n.
182	Law	kötü niyet tazminatı	compensation for bad faith damages n.
183	Law	kötü niyet	malicious intent n.
184	Law	niyet mahiyetinde kelimeler	precatory words n.
185	Law	niyet beyanı	declaration of will n.
186	Law	niyet ve gaye	intent and purpose n.
187	Law	niyet mektubu	mou (memorandum of understanding) n.
188	Law	niyet mektubu	letter of intend n.
189	Law	objektif iyi niyet	objective good faith n.
190	Law	niyet mektubu	letter of motivation n.
191	Law	subjektif iyi niyet	subjective good faith n.
192	Law	sui niyet	mala fide n.
193	Law	niyet etmek	calculate v.
194	Law	niyet etmek	intent v.
Politics
195	Politics	birleşmiş milletler iyi niyet misyonu	united nations good offices mission n.
196	Politics	iyi niyet sözleşmesi	memorandum of understanding n.
197	Politics	iyi niyet mektubu	letter of good faith n.
198	Politics	iyi niyet ziyareti	goodwill visit n.
199	Politics	iyi niyet misyonu	goodwill mission n.
200	Politics	iyi niyet protokolü	goodwill protocol n.
201	Politics	kesin katkılar için ulusal niyet beyanı	intended nationally determined contribution n.
202	Politics	niyet bildirimi	notice of intention n.
203	Politics	niyet mektubu	letter of intent n.
204	Politics	niyet duyurusu	notice of intention n.
205	Politics	niyet beyanı	expression of interest n.
206	Politics	niyet mektubu	letter of enquiry n.
207	Politics	niyet beyanı	declaration of intention n.
208	Politics	stratejik niyet	strategic intent n.
209	Politics	gizli niyet	hidden agenda n.
Insurance
210	Insurance	azami iyi niyet	utmost good faith n.
211	Insurance	iyi niyet	good faith n.
212	Insurance	kötü niyet zararı	malicious damage n.
213	Insurance	iyi niyet	uberrima fides n.
214	Insurance	azami iyi niyet	uberrima fides n.
215	Insurance	azami iyi niyet anlamında sigorta sözleşmelerinde kullanılan bir terim	uberrima fides n.
Computer
216	Computer	iyi niyet kartları	sympathy cards n.
Construction
217	Construction	hüsnü niyet	bona fide n.
218	Construction	iyi niyet	bona fide n.
Psychology
219	Psychology	aşırı niyet	hyper intention n.
220	Psychology	niyet hareketi	intention movement n.
221	Psychology	niyet titremesi	intention tremor n.
222	Psychology	paradoksik niyet	paradoxical intention n.
Logic
223	Logic	ilk niyet	first intention n.
Education
224	Education	mastır başvurularında öğrencilerin ilgili bölümü tercih etme nedenlerini açıkladıkları bir tür niyet yazısı	statement of purpose n.
225	Education	niyet mektubu	statement of purpose n.
226	Education	niyet mektubu	letter of intent n.
227	Education	niyet ve hedefler açıklaması	statement of purpose n.
Linguistics
228	Linguistics	iletişimsel niyet	communicative intention n.
229	Linguistics	niyet bildiren eylem	precative n.
Religious
230	Religious	(yahudi inancında) iyi niyet	mitsvah n.
231	Religious	iyi niyet göstergesi	mitzvah n.
Philosophy
232	Philosophy	tasarım, amaç, nihai niyet veya nedenlere ait veya ilgili	teleological adj.
Military
233	Military	hasmane niyet	hostile intent n.
Latin
234	Latin	hüsnü niyet davası	actiobona fides n.
235	Latin	iyi niyet	bona fides n.
236	Latin	kötü niyet	dolus n.
Archaic
237	Archaic	niyet etmek	pretend v.
Slang
238	Slang	tavşana niyet çektirmek	jerk off v.