reddetmek

Meanings of "reddetmek" in English Turkish Dictionary : 147 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	reddetmek	refuse v.
As soon as we had the possibility of granting, postponing or refusing to grant discharge, we were faced with two risks. Tahliye izni verme, erteleme veya reddetme imkanına sahip olur olmaz iki riskle karşı karşıya kaldık. More Sentences
2	Common Usage	reddetmek	reject v.
That is why I would reject the legalisation and decriminalisation arguments on this occasion. Bu nedenle yasallaştırma ve suç olmaktan çıkarma argümanlarını bu vesileyle reddediyorum. More Sentences
3	Common Usage	reddetmek	deny v.
We simply ask that co-decision be applied here, which the Council is repeatedly denying us. Biz sadece burada ortak kararın uygulanmasını talep ediyoruz ki Konsey bunu defalarca reddetmektedir. More Sentences
4	Common Usage	reddetmek	decline v.
She declined to do so. Bunu yapmayı reddetti. More Sentences
General
5	General	reddetmek	rule out v.
They completely rule out the possibility of restricting tobacco advertising in the press and on the radio. Basında ve radyoda tütün reklamlarının kısıtlanması olasılığını tamamen reddediyorlar. More Sentences
6	General	reddetmek	renege v.
Today, the European Parliament is reneging on this agreement with a vengeance. Bugün, Avrupa Parlamentosu bu anlaşmayı intikam hırsıyla reddediyor. More Sentences
7	General	reddetmek	disapprove v.
I'm sure Tom wouldn't disapprove. Tom'un reddedeceğinden eminim. More Sentences
8	General	reddetmek	deny v.
Here, too, your text explicitly denies the goal of Turkey's accession. Burada da metniniz Türkiye'nin katılım hedefini açıkça reddetmektedir. More Sentences
9	General	reddetmek	disdain v.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy. Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti. More Sentences
10	General	reddetmek	flout v.
Above all, it is difficult to accept regional laws, in a federal state which denies and flouts a national constitution. Her şeyden önce, ulusal bir anayasayı reddeden ve hiçe sayan bir federal devlette bölgesel yasaları kabul etmek zordur. More Sentences
11	General	reddetmek	refute v.
I strenuously refute any accusations that I am trying to generate a new source of income for veterinary surgeons. Veteriner cerrahlar için yeni bir gelir kaynağı yaratmaya çalıştığım yönündeki suçlamaları şiddetle reddediyorum. More Sentences
12	General	reddetmek	renounce v.
Mary renounced her moral values and became a nihilist. Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu. More Sentences
13	General	reddetmek	turn v.
The terror organisation rejects the two-State concept and wants to turn Israel into an Islamic state. Terör örgütü iki devletli konsepti reddetmekte ve İsrail'i bir İslam devletine dönüştürmek istemektedir. More Sentences
14	General	reddetmek	decline v.
The only witness is an Estonian policeman who has declined to testify. Tek tanık, ifade vermeyi reddeden Estonyalı bir polis memuru. More Sentences
15	General	reddetmek	disown v.
If we, by means of the Corbett Report, have included it, we cannot be the first to disown it. Eğer Corbett Raporu aracılığıyla bunu dahil ettiysek, bunu ilk reddeden biz olamayız. More Sentences
16	General	reddetmek	turn down v.
I regret that I also have to turn down Amendment No 15. 15 numaralı Değişikliği de reddetmek zorunda kaldığım için üzgünüm. More Sentences
17	General	reddetmek	refuse v.
For our part, we refuse to take part in this trickery. Kendi adımıza, bu hileye alet olmayı reddediyoruz. More Sentences
18	General	reddetmek	repudiate v.
Furthermore, the staff representatives at the AZF plant vigorously repudiate the description of a sink-factory. Ayrıca, AZF tesisindeki personel temsilcileri lavabo fabrikası tanımını şiddetle reddetmektedir. More Sentences
19	General	reddetmek	dismiss v.
That is the only conclusion we can draw from the arrogant way the Gothenburg Council dismissed the Irish vote. Göteborg Konseyi'nin İrlanda oylamasını kibirli bir şekilde reddetmesinden çıkarabileceğimiz tek sonuç budur. More Sentences
20	General	reddetmek	reject v.
That is something you must now clearly reject. Bu artık açıkça reddetmeniz gereken bir şey. More Sentences
Trade/Economic
21	Trade/Economic	reddetmek	decline v.
This requires the Bank to take on risks private operators would decline. Bu, Bankanın özel operatörlerin reddedeceği riskleri üstlenmesini gerektirir. More Sentences
22	Trade/Economic	reddetmek	repudiate v.
I should like to be able to repudiate such assertions in the future. Gelecekte bu tür iddiaları reddedebilmek isterim. More Sentences
Law
23	Law	reddetmek	reject v.
Allow me to make only a few comments on these amendments and our reasons for rejecting them. İzninizle bu değişiklikler ve bunları reddetme nedenlerimiz hakkında sadece birkaç yorum yapmak istiyorum. More Sentences
24	Law	reddetmek	deny v.
The United States has always denied that intelligence is passed on directly to US companies. ABD, istihbaratın doğrudan ABD şirketlerine aktarıldığını her zaman reddetmiştir. More Sentences
25	Law	reddetmek	disown v.
Tom's father has disowned him. Tom'un babası onu reddetmiş. More Sentences
26	Law	reddetmek	refuse v.
The Court of Auditors has, for the seventh time in succession, refused to issue a statement of assurance. Sayıştay, art arda yedinci kez bir güvence beyanı yayınlamayı reddetti. More Sentences
Politics
27	Politics	reddetmek	repudiate v.
That is an expression I should like to repudiate. Bu benim reddetmek istediğim bir ifade. More Sentences
Technical
28	Technical	reddetmek	refuse v.
These are countries that have voiced objections to the Rome Statute, or have refused to ratify it. Bunlar Roma Statüsüne itiraz eden ya da onaylamayı reddeden ülkelerdir. More Sentences
29	Technical	reddetmek	reject v.
I would encourage you to do likewise and firmly reject this approach. Sizi de aynı şekilde davranmaya ve bu yaklaşımı kesinlikle reddetmeye teşvik ediyorum. More Sentences
Common Usage
30	Common Usage	reddetmek	abnegate v.
General
31	General	reddetmek	negate v.
32	General	reddetmek	disclaim v.
33	General	reddetmek	fall down v.
34	General	reddetmek	put back v.
35	General	reddetmek	rebut v.
36	General	reddetmek	jilt v.
37	General	reddetmek	repel v.
38	General	reddetmek	repulse v.
39	General	reddetmek	throw something out v.
40	General	reddetmek	contravene v.
41	General	reddetmek	draw the line v.
42	General	reddetmek	spurn v.
43	General	reddetmek	disavow v.
44	General	reddetmek	turn up one's nose at v.
45	General	reddetmek	veto v.
46	General	reddetmek	throw out v.
47	General	reddetmek	negative v.
48	General	reddetmek	overrule v.
49	General	reddetmek	nix v.
50	General	reddetmek	disallow v.
51	General	reddetmek	damn v.
52	General	reddetmek	gainsay v.
53	General	reddetmek	put v.
54	General	reddetmek	cast off v.
55	General	reddetmek	gainsaid v.
56	General	reddetmek	controvert v.
57	General	reddetmek	rebuff v.
58	General	reddetmek	disacknowledge v.
59	General	reddetmek	scout v.
60	General	reddetmek	dispute v.
61	General	reddetmek	take objection to v.
62	General	reddetmek	protest v.
63	General	reddetmek	draw the line at v.
64	General	reddetmek	set aside v.
65	General	reddetmek	turn thumbs down on v.
66	General	reddetmek	disaffirm v.
67	General	reddetmek	kill v.
68	General	reddetmek	declare off v.
69	General	reddetmek	foreclose v.
70	General	reddetmek	throw over v.
71	General	reddetmek	disinherit v.
72	General	reddetmek	turn someone down v.
73	General	reddetmek	abstrude v.
74	General	reddetmek	againsay v.
75	General	reddetmek	refel [obsolete] v.
76	General	reddetmek	nick v.
77	General	reddetmek	reluct v.
78	General	reddetmek	reluctate v.
79	General	reddetmek	naysay v.
80	General	reddetmek	nayt [obsolete] v.
81	General	reddetmek	ixnay v.
82	General	reddetmek	averse [obsolete] v.
83	General	reddetmek	exclude v.
84	General	reddetmek	withsay v.
85	General	reddetmek	withsay v.
86	General	reddetmek	harumph v.
87	General	reddetmek	renegue v.
88	General	reddetmek	reneye v.
89	General	reddetmek	denegate v.
90	General	reddetmek	deselect v.
91	General	reddetmek	detrect [obsolete] v.
92	General	reddetmek	overthrow v.
93	General	reddetmek	devest [obsolete] v.
94	General	reddetmek	devow [obsolete] v.
95	General	reddetmek	dice [australia] v.
96	General	reddetmek	disdeign [obsolete] v.
97	General	reddetmek	dish [uk] v.
98	General	reddetmek	disprove [obsolete] v.
99	General	reddetmek	disclame [obsolete] v.
100	General	reddetmek	fob off v.
101	General	reddetmek	ort [dialect] v.
102	General	reddetmek	stick out for (something) v.
Phrasals
103	Phrasals	reddetmek	thumb down v.
104	Phrasals	reddetmek	cast away v.
105	Phrasals	reddetmek	cast by v.
106	Phrasals	reddetmek	fling away v.
107	Phrasals	reddetmek	thrust away v.
108	Phrasals	reddetmek	set by [obsolete] v.
109	Phrasals	reddetmek	throw away v.
110	Phrasals	reddetmek	throw back v.
111	Phrasals	reddetmek	whistle off v.
112	Phrasals	reddetmek	shoot down v.
113	Phrasals	reddetmek	shoot down v.
114	Phrasals	reddetmek	strike down v.
115	Phrasals	reddetmek	set by [obsolete] v.
Colloquial
116	Colloquial	reddetmek	deep six v.
117	Colloquial	reddetmek	not have it v.
118	Colloquial	reddetmek	have none of v.
119	Colloquial	reddetmek	ding v.
Idioms
120	Idioms	reddetmek	turn thumbs down on something v.
121	Idioms	reddetmek	give a thumbs down v.
122	Idioms	reddetmek	swing for the fences v.
123	Idioms	reddetmek	turn one's back upon v.
124	Idioms	reddetmek	won't hear of v.
Law
125	Law	reddetmek	bar v.
126	Law	reddetmek	condemn v.
127	Law	reddetmek	disavow v.
128	Law	reddetmek	disallow v.
129	Law	reddetmek	impeach v.
130	Law	reddetmek	controvert v.
131	Law	reddetmek	overrule v.
132	Law	reddetmek	disaffirm v.
133	Law	reddetmek	rebut v.
134	Law	reddetmek	defend v.
135	Law	reddetmek	challenge v.
136	Law	reddetmek	negate v.
Politics
137	Politics	reddetmek	disallow v.
Philosophy
138	Philosophy	reddetmek	sublate v.
Latin
139	Latin	reddetmek	nego v.
Archaic
140	Archaic	reddetmek	renay v.
141	Archaic	reddetmek	give a sneck posset [uk] v.
142	Archaic	reddetmek	disavouch v.
Slang
143	Slang	reddetmek	eighty-six [us] v.
144	Slang	reddetmek	kiss off v.
145	Slang	reddetmek	hose v.
146	Slang	reddetmek	shitcan v.
147	Slang	reddetmek	swipe left v.

Meanings of "reddetmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 238 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	evlatlıktan reddetmek	disown v.
Tom's father disowned him. Tom'un babası onu evlatlıktan reddetti. More Sentences
2	General	daveti reddetmek	decline the invitation v.
You should've declined the invitation. Daveti reddetmeliydin. More Sentences
3	General	ateş etmeyi reddetmek	refuse to fire v.
The soldier refused to fire his rifle at the enemy. Asker tüfeğiyle düşmana ateş etmeyi reddetti. More Sentences
4	General	suçlamaları reddetmek	deny the accusations v.
Tom denied the accusations. Tom suçlamaları reddetti. More Sentences
5	General	(çeki) ödemeyi reddetmek	dishonour v.
The bank dishonoured the cheque due to insufficient funds. Banka, yetersiz bakiye nedeniyle çeki ödemeyi reddetti. More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	yapmayı reddetmek	refuse to do v.
It must try to understand because to refuse to do so will contribute to the likelihood that much worse lies ahead. Anlamaya çalışmalı çünkü bunu yapmayı reddetmek ileride çok daha kötülerinin yaşanması ihtimaline katkıda bulunacaktır. More Sentences
Idioms
7	Idioms	(bir şey) suçlamasını reddetmek	plead not guilty (to something) v.
Tom pled not guilty to all charges. Tom bütün suçlamaları reddetti. More Sentences
Law
8	Law	itirazı reddetmek (mahkemede)	overrule the objection v.
The judge overruled the objection. Hakim itirazı reddetti. More Sentences
9	Law	suçlamayı reddetmek	deny the accusation v.
Tom denied the accusation immediately. Tom hemen suçlamayı reddetti. More Sentences
General
10	General	prensiplerine aykırı olduğu için reddetmek	refuse on principle v.
11	General	reddetmek (dava)	quash v.
12	General	yemin ederek reddetmek	abjure v.
13	General	şiddetle reddetmek	rebuff v.
14	General	hakaretle reddetmek	spurn v.
15	General	kanun tasarısını reddetmek	throw out a bill v.
16	General	şiddetle reddetmek	deprecate v.
17	General	küçümseyerek reddetmek	spurn v.
18	General	hor görerek reddetmek	spurn v.
19	General	onaylamayı reddetmek	withhold one's consent v.
20	General	reddetmek (davayı)	dismiss v.
21	General	yardımı reddetmek	disoblige v.
22	General	yasa tasarısını reddetmek	defeat the bill v.
23	General	yasa tasarısını reddetmek	throw out the bill v.
24	General	suçu reddetmek	plead not guilty v.
25	General	oybirliği ile reddetmek	reject unanimously v.
26	General	daveti reddetmek	refuse the invitation v.
27	General	dini reddetmek	reject the religion v.
28	General	bir belgeyi reddetmek	decertify v.
29	General	yapmayı reddetmek	stick at v.
30	General	evlatlıktan reddetmek	disinherit v.
31	General	teklifi reddetmek	decline an offer v.
32	General	sorumluluğu reddetmek	decline the responsibility v.
33	General	aslını reddetmek	deny one's identity v.
34	General	aslını reddetmek	deny one's roots v.
35	General	iddiaları reddetmek	reject the claims v.
36	General	bir daveti reddetmek	beg something off v.
37	General	işi reddetmek	refuse the job v.
38	General	temsil edilmeyi reddetmek	refuse representation v.
39	General	davayı görmeyi reddetmek	refuse to hear the case v.
40	General	bir şeyi yapmayı reddetmek	refuse to do something v.
41	General	bir şeyi (teklif,öneri) reddetmek	take a pass v.
42	General	tekrar reddetmek	redeny v.
43	General	oy pusulasındaki isimlere oy vermeyi bütünüyle reddetmek	scratch a ticket v.
44	General	bir talebi reddetmek	unbespeak v.
45	General	inatla reddetmek	bauk v.
46	General	aniden reddetmek	bauk v.
47	General	derhal reddetmek	baulk v.
48	General	yüzleşmeyi reddetmek	blink v.
49	General	bildiğini reddetmek	blink (away) v.
50	General	desteklemeyi reddetmek	bolt v.
51	General	bilgiç bir şekilde reddetmek	harrumph v.
52	General	sertçe reddetmek	brush v.
53	General	durmayı reddetmek	hold on v.
54	General	(kart) oynamayı reddetmek	hold up v.
55	General	(istekleri, itirazları) reddetmek	overbear v.
56	General	evlatlıktan reddetmek	disheir v.
57	General	evlatlıktan reddetmek	disherison v.
58	General	aşağılayarak reddetmek	conspue v.
59	General	aşağılayarak reddetmek	poh v.
60	General	yakınlığı reddetmek	push away v.
61	General	(gazete yazısını) yayınlamayı reddetmek	spike v.
62	General	eski olduğu için reddetmek	superannuate v.
Phrasals
63	Phrasals	oylamayla reddetmek	vote down v.
64	Phrasals	kabulünü reddetmek	shut out v.
65	Phrasals	oylayarak reddetmek	turn thumbs down v.
66	Phrasals	bilgi vermeyi reddetmek	hold out on v.
67	Phrasals	çalışmayı reddetmek	walk out v.
68	Phrasals	oylayarak onaylamak veya reddetmek	vote into v.
69	Phrasals	kibarca reddetmek	pass on v.
70	Phrasals	birini reddetmek	brush someone off v.
71	Phrasals	birine (bir şey) söylemeyi reddetmek	hold back v.
72	Phrasals	anlaşmaya varmayı reddetmek	hold out v.
73	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şey) olarak reddetmek	dismiss (someone or something) as (something) v.
74	Phrasals	(birini/bir şeyi) bir şey olarak görüp reddetmek/geri çevirmek	dismiss (someone or something) as (something) v.
75	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şey) olarak adlandırıp reddetmek/geri çevirmek	dismiss (someone or something) as (something) v.
76	Phrasals	(daha iyi biri/bir şey) için bir teklifi reddetmek	hold out for (someone or something) v.
77	Phrasals	(birine bir şey) vermeyi/sağlamayı reddetmek	refuse (something) to (one) v.
78	Phrasals	-i reddetmek	refuse to v.
79	Phrasals	yüzünden reddetmek	renounce for v.
80	Phrasals	(bir şey) yüzünden reddetmek	renounce for (something) v.
81	Phrasals	(bir şey) yüzünden evlatlıktan reddetmek	renounce for (something) v.
82	Phrasals	(bir şeyden) dolayı reddetmek/bağını koparmak	renounce for (something) v.
83	Phrasals	(bir inancı, ideolojiyi, fikri) reddetmek	renounce for (something) v.
84	Phrasals	aşağılayarak reddetmek	freeze off v.
Colloquial
85	Colloquial	(birini) reddetmek	chill v.
86	Colloquial	(bir şeyi yapmayı) düşünmeyi bile reddetmek	not think of (doing something) v.
87	Colloquial	kesinlikle reddetmek	not having any v.
88	Colloquial	bir şeyi tamamen reddetmek	want none of it v.
89	Colloquial	bir şeyi tamamen reddetmek	want none of that v.
90	Colloquial	bir şeyi yapmayı reddetmek/istememek	want none of it/that v.
91	Colloquial	bir şeye müdahil olmayı reddetmek/istememek	want none of it/that v.
92	Colloquial	bir şeyi yapmayı reddetmek/istememek	have none of it/that v.
93	Colloquial	bir şeye müdahil olmayı reddetmek/istememek	have none of it/that v.
94	Colloquial	(bir şeyi) reddetmek	not have any of (something) v.
95	Colloquial	(bir şeye) katılmayı reddetmek	not have any of (something) v.
96	Colloquial	(birini) reddetmek	wipe [australia] v.
97	Colloquial	biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek	be nothing to do with somebody/something v.
98	Colloquial	biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek	be nothing to do with somebody/something v.
99	Colloquial	biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek	have nothing to do with somebody/something v.
100	Colloquial	biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek	have nothing to do with somebody/something v.
101	Colloquial	bir şeyi yapmayı reddetmek	have none of it/that v.
102	Colloquial	bir şeye müdahil olmayı reddetmek	have none of it/that v.
103	Colloquial	anında reddetmek	poopoo v.
104	Colloquial	hemen/direkt reddetmek	poopoo v.
105	Colloquial	(bir şeye) müdahil olmayı reddetmek/istememek	want none of (something) v.
Idioms
106	Idioms	aşkını reddetmek	give the mitten to v.
107	Idioms	sorumluluğu reddetmek	wash one's hands of v.
108	Idioms	sorumluluğu reddetmek	wash the hands of v.
109	Idioms	çıkma teklifini reddetmek	give the mitten to v.
110	Idioms	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek	give (one) the air v.
111	Idioms	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek	give (one) the air v.
112	Idioms	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek	give someone the air v.
113	Idioms	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek	give someone the air v.
114	Idioms	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek	give someone the brush off v.
115	Idioms	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek	give someone the brush off v.
116	Idioms	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek	give someone the gate v.
117	Idioms	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek	give someone the gate v.
118	Idioms	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek	give someone the old heave-ho v.
119	Idioms	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek	give someone the old heave-ho v.
120	Idioms	nefretle reddetmek	cast the gorge at (something) [dated] v.
121	Idioms	birisiyle bir şey yapmayı reddetmek	would not touch someone with a bargepole v.
122	Idioms	birisiyle bir şey yapmayı reddetmek	would not touch thing with a bargepole v.
123	Idioms	birileriyle aynı kefeye konmayı (aynı çatı altında olmayı) reddetmek	not give somebody house room v.
124	Idioms	birileriyle aynı ortamda bulunmayı reddetmek	not give something/somebody house room v.
125	Idioms	düşünmeden reddetmek	reject something out of hand v.
126	Idioms	düşünmeden reddetmek	dismiss something out of hand v.
127	Idioms	(tavsiyeyi/öneriyi vb) reddetmek	throw something back in somebody's face v.
128	Idioms	birini/bir şeyi duymayı reddetmek	shut/close your ears to somebody/something v.
129	Idioms	birini/bir şeyi dinlemeyi reddetmek	shut/close your ears to somebody/something v.
130	Idioms	(bir öneriyi) öfkeyle reddetmek	balk at the idea (of something) v.
131	Idioms	(bir şeyi) kabul etmeyi reddetmek	not have a bar of (something) [australia] v.
132	Idioms	(bir şeye) dahil olmayı reddetmek	not have a bar of (something) [australia] v.
133	Idioms	talibini reddetmek	give the mitten v.
134	Idioms	bir şeye karışmayı istememek/reddetmek	want no part in something v.
135	Idioms	bir şeyde yer almayı istememek/reddetmek	want no part in something v.
136	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the heave-ho v.
137	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the old heave-ho v.
138	Idioms	(birini/bir şeyi) anında reddetmek	dismiss (someone or something) out of hand v.
139	Idioms	(birini/bir şeyi) hemen reddetmek	dismiss (someone or something) out of hand v.
140	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the air v.
141	Idioms	birini reddetmek	give someone the air v.
142	Idioms	kaba bir şekilde reddetmek	throw (something) in (one's) face v.
143	Idioms	(birine/bir şeye) uymayı reddetmek	march out of step (with someone or something) v.
144	Idioms	(birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek	march out of step (with someone or something) v.
145	Idioms	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmayı reddetmek	march out of step (with someone or something) v.
146	Idioms	(birine/bir şeye) ayak uydurmayı reddetmek	march out of step (with someone or something) v.
147	Idioms	(birine/bir şeye) uymayı reddetmek	march out of time (with someone or something) v.
148	Idioms	(birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek	march out of time (with someone or something) v.
149	Idioms	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmayı reddetmek	march out of time (with someone or something) v.
150	Idioms	(birine/bir şeye) ayak uydurmayı reddetmek	march out of time (with someone or something) v.
151	Idioms	(bir şeyi) reddetmek	be having none of (something) v.
152	Idioms	inanmayı reddetmek	be in denial v.
153	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the brush-off v.
154	Idioms	-i nefretle reddetmek	cast the gorge at v.
155	Idioms	(bir şeyi) reddetmek	draw the line at (something) v.
156	Idioms	(bir şeyi yapmayı) reddetmek	draw a line at (doing) (something) v.
157	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the big e v.
158	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the big elbow v.
159	Idioms	(birini) reddetmek	give (one) the flick (pass) v.
160	Idioms	(birini) reddetmek	give (someone) the elbow v.
161	Idioms	birini reddetmek	give someone the flick [australia] v.
162	Idioms	tuhaf/absürt bulup (birini/bir şeyi) reddetmek	laugh (someone or something) out of court v.
163	Idioms	(birini/bir şeyi) tamamen reddetmek	not give (someone or something) houseroom [old-fashioned] v.
164	Idioms	(birileriyle/bir şeyle) aynı ortamda bulunmayı reddetmek	not give (someone or something) houseroom [old-fashioned] v.
165	Idioms	aynı ortamda bulunmayı reddetmek	not give house room v.
166	Idioms	biriyle/bir şeyle aynı ortamda bulunmayı reddetmek	not give somebody/something houseroom [uk] v.
167	Idioms	birini/bir şeyi tamamen reddetmek	not give somebody/something houseroom [uk] v.
168	Idioms	(bir şey) suçunu reddetmek	plead not guilty (to something) v.
169	Idioms	abd anayasasının beşinci ek maddesi bağlamında kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetmek	plead the fifth (amendment) v.
170	Idioms	ifade vermeyi reddetmek	plead the fifth (amendment) v.
171	Idioms	(birini/bir şeyi) düşünmeden reddetmek/geri çevirmek	reject (someone or something) out of hand v.
172	Idioms	(birini/bir şeyi) anında reddetmek/geri çevirmek	reject (someone or something) out of hand v.
173	Idioms	(birini) düşünmeden arkadaşlıktan, akrabalıktan reddetmek	reject (someone) out of hand v.
174	Idioms	düşünmeden/anında reddetmek	reject out of hand v.
175	Idioms	(tavsiyeyi/öneriyi) reddetmek	throw (something) back in (one's) face v.
176	Idioms	(tavsiyeyi/öneriyi) reddetmek	throw (something) back into (one's) face v.
177	Idioms	kaba bir şekilde reddetmek	throw in face v.
178	Idioms	(birini/bir şeyi) reddetmek	turn thumbs down (on someone/something) v.
179	Idioms	bir şeyi reddetmek	turn your back on something v.
180	Idioms	sorumluluğu reddetmek	wash hands of v.
181	Idioms	iletişim kurmayı reddetmek	slam the door in one's face v.
Trade/Economic
182	Trade/Economic	sakinleri beyaz ırktan olmayan yoksul muhitlere mal ve hizmet vermeyi reddetmek	redline v.
183	Trade/Economic	davayı reddetmek	dismiss v.
184	Trade/Economic	(çek, senet, banknot şeklindeki ödemeyi) reddetmek	dishonor [us] v.
185	Trade/Economic	(çek, senet, banknot şeklindeki ödemeyi) reddetmek	dishonour [uk] v.
Law
186	Law	davayı reddetmek	nonsuit [obsolete] v.
187	Law	adli duruşmayı reddetmek	put out of court v.
188	Law	vasi olmayı reddetmek	renounce probate v.
189	Law	tereke yönetimini reddetmek	renounce probate v.
190	Law	bir davayı reddetmek	dismiss an action v.
191	Law	davayı reddetmek	dismiss a suit v.
192	Law	davayı reddetmek	to dismiss an action v.
193	Law	davayı reddetmek	cast v.
194	Law	davacı gelmediğinden davayı reddetmek	nonpros v.
195	Law	dava dilekçesini reddetmek	reject v.
196	Law	davayı reddetmek	dismiss the case v.
197	Law	hakim veya jüriyi reddetmek	challenge v.
198	Law	hakimi reddetmek	disqualify v.
199	Law	feragati reddetmek	reject the withdrawal v.
200	Law	icabı reddetmek	refuse an offer v.
201	Law	iddiayı reddetmek	traverse v.
202	Law	mirası reddetmek	renounce one's inheritance rights v.
203	Law	mahkeme kararıyla reddetmek	abjudicate v.
204	Law	kararı reddetmek	revoke a decision v.
205	Law	suçlamayı reddetmek	plead not guilty v.
206	Law	suçu reddetmek	plead not guilty v.
207	Law	talebi reddetmek	overrule a claim v.
208	Law	yasa tasarısını reddetmek	reject the bill v.
209	Law	geçerliliğini reddetmek	exclude v.
210	Law	(iddianameyi) reddetmek	ignore v.
211	Law	mahkemenin itirazını reddetmek	overrule v.
212	Law	hakimi reddetmek	dishabilitate [scotland] v.
213	Law	evlatlıktan reddetmek	disherit [obsolete] v.
214	Law	mahkemede ifadesini almayı reddetmek	dismiss v.
215	Law	mahkemede daha fazla ifadesini almayı reddetmek	dismiss v.
Politics
216	Politics	(parti pusulasında yer alan) belirli isimlere oy vermeyi reddetmek	scratch v.
Medical
217	Medical	(nakledilen doku ve organı) reddetmek	reject v.
Breeding
218	Breeding	kuzuyu reddetmek (koyun)	keb v.
219	Breeding	(at) ilerlemeyi reddetmek	jib v.
Literature
220	Literature	metni orijinal olmadığı gerekçesiyle reddetmek	athetize v.
221	Literature	metni orijinal olmadığı gerekçesiyle reddetmek	athetise v.
Religious
222	Religious	tapmayı reddetmek	disworship v.
223	Religious	inanmayı reddetmek	disworship v.
Philosophy
224	Philosophy	belirlenemeyen şeylerin varlıklarını reddetmek	quine v.
Card
225	Card	çıkan kozu reddetmek	beg v.
Archaic
226	Archaic	nefretle reddetmek	nauseate v.
227	Archaic	şaka yollu reddetmek	droll v.
Slang
228	Slang	konuşmayı reddetmek	dummy up v.
229	Slang	mahkemede kendi aleyhinde tanıklıkta bulunmayı reddetmek	five it v.
230	Slang	anında reddetmek	poo-poo v.
231	Slang	hemen/direkt reddetmek	poo-poo v.
232	Slang	kesinlikle reddetmek	shitcan v.
233	Slang	peşinen reddetmek	shitcan v.
234	Slang	bir uygulamada birini veya bir şeyi reddetmek	swipe left v.
235	Slang	bir talebi/soruyu reddetmek için kullanılan kaba tabir	ask my arse [obsolete] [uk] expr.
236	Slang	bir talebi/soruyu reddetmek için kullanılan kaba tabir	ask my arse expr.
British Slang
237	British Slang	birini reddetmek	give someone the big e v.
238	British Slang	birini reddetmek	give someone the elbow v.