salary - Turkish English Dictionary

salary

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "salary" in Turkish English Dictionary : 12 result(s)

English Turkish
Common Usage
salary n. aylık
I don't think many people can say they are satisfied with their salary.
Birçok insanın aylığından tatmin olduğunu söyleyebileceğini sanmıyorum.

More Sentences
salary n. maaş
There is real concern about the final salary pension schemes of those workers.
Bu işçilerin son maaş emeklilik planları konusunda gerçek bir endişe söz konusudur.

More Sentences
General
salary v. maaş vermek
He moved to a good company that offered a good salary.
İyi maaş veren iyi bir şirkete girdi.

More Sentences
Trade/Economic
salary n. aylık
He earns a good salary.
O iyi bir aylık kazanıyor.

More Sentences
salary n. maaş
We believe that salary levels too cause offence, since the new levels are very high.
Yeni seviyeler çok yüksek olduğu için maaş seviyelerinin de rahatsızlığa neden olduğuna inanıyoruz.

More Sentences
salary n. ücret
What's the minimum salary in France?
Fransa'da asgari ücret ne kadar?

More Sentences
General
salary v. aylık bağlamak
salary v. ücret vermek
salary v. maaş bağlamak
Trade/Economic
salary n. çalışma ücreti
salary n. çalışanlara belirli aralıklarla ödenen ve çalışılan saat sayısına bağlı olmayan ödeme
Cinema
salary n. ödemelik

Meanings of "salary" with other terms in English Turkish Dictionary : 206 result(s)

English Turkish
General
monthly salary n. aylık
He is paid a handsome monthly salary.
Aylık iyi bir maaş alıyor.

More Sentences
Trade/Economic
minimum salary n. asgari maaş
What's the minimum salary in Liechtenstein?
Lihtenştayn'da asgari maaş ne kadardır?

More Sentences
monthly salary n. aylık maaş
He is paid a handsome monthly salary.
Ona cömert bir aylık maaş ödenir.

More Sentences
minimum salary n. en düşük maaş
What's the minimum salary in Bulgaria?
Bulgaristan'da en düşük maaş ne kadardır?

More Sentences
salary advance n. maaş avansı
I asked my boss a salary advance.
Patronumdan maaş avansı istedim.

More Sentences
high salary n. yüksek maaş
His higher salary allows him to live comfortably.
Yüksek maaşı rahat yaşamasını sağlıyor.

More Sentences
Common Usage
salary increase n. zam
General
salary earner n. ücretli
salary for child care n. çocuk bakımı parası
person who lives on a salary n. aylıkçı
increase in salary n. maaş zammı
salary increase n. maaş zammı
gross salary n. brüt maaş
salary for child care n. çocuk eğitimi parası
salary roll n. aylık bordrosu
high salary n. dolgun ücret
basic salary n. asli maaş
salary scale n. barem
salary deduction n. ücret kesintisi
salary earner n. maaşlı
high salary n. yüksek gelir
great salary n. yüksek gelir
net salary n. çıplak ücret
increase in salary n. maaş artışı
rise in salary n. maaş artışı
rise in salary n. maaş zammı
salary payment n. maaş ödemesi
salary satisfaction n. maaş tatmini
a good news of increase/raise of salary n. (memura/işçiye vb) zam müjdesi
regular salary n. düzenli maaş
retirement salary n. emekli maaşı
direct salary n. doğrudan maaş
salary plus tips n. maaş artı bahşiş
decent salary n. yeterli maaş
average elementary school teacher salary n. ortalama ilkokul öğretmeni maaşı
salary cap n. tavan ücret
salary cap n. ücret tavanı
salary cap n. nba'de takımların bir sezonda oyuncularına ödeyebileceği maksimum miktar
salary [obsolete] n. bedel
salary [obsolete] n. ücret
salary [obsolete] n. hizmet ücreti
salary [obsolete] n. ödül
salary [obsolete] n. mükafat
salary [obsolete] n. karşılık
salary [obsolete] n. ödenti
salary [obsolete] n. tazminat
be on salary v. aylık almak
pay a salary v. maaş vermek
put on a salary v. maaş bağlamak
receive a salary v. maaş almak
put somebody on salary v. aylık bağlamak
get a rise in one's salary v. maaşına zam almak
increase one's salary v. maaşını arttırmak
cut from the salary v. maaştan kesmek
deduct from one's salary v. maaşından kesmek
cut salary v. maaş kesmek
cut one's salary v. maaşını kesmek
increase one's salary v. maaşına zam yapmak
deduct from the salary v. maaştan kesmek
increase one's salary v. maaşını yükseltmek
pay somebody a salary v. maaş ödemek
pay salary v. maaş ödemek
pay one's salary v. maaşını ödemek
receive salary v. maaş almak
receive one's salary v. maaşını almak
be on a salary v. maaş almak
put (someone) on a salary v. maaş bağlamak
work for a salary v. maaşlı çalışmak
work on a salary basis v. maaşla çalışmak
be employed on a salary basis v. maaşla çalışmak
work on a salary basis v. maaşlı çalışmak
work for a salary v. maaşla çalışmak
be employed on a salary basis v. maaşlı çalışmak
pay salary v. ücret ödemek
draw one's salary v. maaşını çekmek
draw one's salary v. maaşını almak
raise two kids on one salary v. tek maaşla iki çocuğa bakmak
raise two kids on one salary v. bir maaşla iki çocuğa bakmak
raise two kids on one salary v. bir maaşla iki çocuk büyütmek
be stuck on a teacher's salary v. bir öğretmen maaşına talim etmek
offer a good salary v. iyi bir maaş teklif etmek
deduct taxes from paycheck/salary v. maaştan vergi kesmek
receive a lower salary v. daha az maaş almak
agree to pay someone’s salary and expenses v. maaşını ve harcamalarını ödemeyi kabul etmek
get a low salary v. düşük maaşla çalışmak
get a low salary v. düşük maaş almak
get a low salary v. az maaş almak
get a low salary v. düşük maaşla çalışmak
get a low salary v. düşük maaş almak
receiving a salary adj. maaşlı
Phrases
my pittance of a salary expr. üç kuruşluk maaşım
Trade/Economic
handsome salary n. dolgun maaş
generous salary n. dolgun maaş
large salary n. dolgun maaş
high salary n. dolgun maaş
salary advance n. avans maaş
basic salary n. asli maaş
basic salary n. asıl maaş
salary scale n. aylık skalası
life salary n. asgari ücret
salary roll n. aylık bordrosu
monthly gross salary expectation n. aylık brüt maaş beklentisi
salary expectation n. aylık ücret beklentisi
maximum salary n. azami ücret
starting salary n. başlangıç maaşı
salary subject to arrangement n. bir esasa dayanan aylık
accrued salary n. birikmiş maaş
basic salary n. çıplak maaş
maximum salary n. en yüksek ücret
basic salary n. esas maaş
underpaid salary n. eksik ödenen maaş
minimum salary n. en az maaş
wage and salary control n. hükümet veya diğer yönetimler tarafından ücret ve maaşların kontrol edilmesi
salary attaching to a post n. işin ücreti
initial salary n. ilk maaş
level salary n. kademe aylığı
salary scale n. maaş cetveli
salary promotion n. maaş artışı
salary increase n. maaş artışı
salary system n. maaş sistemi
salary-sacrifice arrangements n. maaştan feragat anlaşması
salary roll n. maaş bordrosu
wage and salary n. maaş ve ücret
advance on salary n. maaş avansı
salary increase rate n. maaş artış/zammı oranı
salary range n. maaş silsilesi
salary scale n. maaş kademesi
salary expectation n. maaş beklentisi
salary calculation n. maaş hesaplaması
merit salary increase n. liyakata göre maaş artışı
salary account n. maaş hesabı
salary certificate n. maaş yazısı
salary and wages n. maaş ve ücretler
salary to fees ratio n. maaş-ücret oranı
salary range n. maaşların arasında değişme gösterdiği alt ve üst sınırlar
salary adjustment n. maaşlarda yapılan değişiklikler
salary credit n. maaş kredisi
salary rise n. maaş zammı
salary step n. maaş kademesi
salary increase n. maaş zammı
salary rate n. maaş oranı
salary range n. maaş yelpazesi
salary scale n. maaş baremi
salary promotion n. maaş promosyonu
salary to fees ratio n. maaş-ücret rasyosu
salary and travel allowances n. maaşlar ve harcırahlar
salary adjustment n. maaş eşitlemeleri
salary freeze n. maaş ödemelerinin dondurulması
salary freeze n. maaş dondurma
salary range n. maaş dizisi
salary deduction n. maaş kesintisi
salary rate n. maaş miktarı
total of basic salary and monthly enhancements n. memuriyet taban aylığı ve kıdem aylığı
automatic salary increase n. normal maaş artışı
advance of salary n. önceden ödenen maaş
performance-based salary system n. performansa dayalı maaş sistemi
performance-based salary system n. performansa dayalı ücretlendirme
performance-based salary system n. performansa dayalı ücret sistemi
competitive salary package n. rekabetçi maaş paketi
real salary n. reel ücret
salary and travel allowances n. seyahat ödenekleri
intern salary n. stajyer maaşı
promotional salary increase n. terfi sonucu maaşın artması
base salary n. taban aylık
full salary n. tam maaş
basic salary n. temel ücret
accrued salary n. tahakkuk etmiş maaş
salary rise n. ücret artışı
wage and salary control n. ücret ve maaşların tespiti
salary roll n. ücret bordrosu
salary and payroll management n. ücret ve bordro yönetimi
salary increase n. ücret zammı
salary increase n. ücret artışı
quarterly salary n. üç aylık ücret
wage and salary administration n. ücret ve maaş yönetimi
wage and salary supplements n. ücret ve maaşlara ek ödemeler
salary (wage) system n. ücretlendirme sistemi
wage and salary control n. ücret ve maaş kontrolü
in-grade salary decrease n. ücrette yapılan bir değişme sonucunda maaş miktarının azalması
salary supplements n. yan ödemeler
high salary job n. yüksek maaşlı iş
annual expected salary n. yıllık tahmini maaş
rate of rise (in salary) n. (maaş) zam oranı
gross yearly salary n. yıllık brüt maaş
base salary n. brüt maaş
back salary n. birikmiş maaş
same salary increase n. seyyanen zam
equal salary increase n. seyyanen zam
shadow salary n. gölge maaş
shadow salary n. yansı maaş
pay a salary to an employee v. işçiye maaş ödemek
be put on a salary v. maaşa geçmek
on leave with salary expr. aylıklı-izinli
Law
base salary n. asli maaş
base salary n. esas maaş
basic salary n. temel ücret
base salary n. temel ücret
Politics
government salary n. devlet memuru maaşı
government employee salary n. devlet memuru maaşı
Industry
salary cut n. maaş kesintisi
salary reduction plan n. çalışanların vergi öncesi maaşlarını vergi ertelemeli emeklilik planına koymalarını öngören plan
salary review n. çalışanın maaşına ilişkin kararların alındığı düzenli değerlendirme
Insurance
final-salary adj. sabit maaşa dayalı (emeklilik planı)
Computer
net salary n. net maaş
Botanic
salary [dialect] n. kereviz
Military
advance on salary n. maaşa mahsuben avans