English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | strictly adv. | kesinlikle | ||
The ban on dismissal during pregnancy must be strictly complied with. Hamilelik sırasında işten çıkarma yasağına kesinlikle uyulmalıdır. More Sentences |
||||
General | strictly adv. | tam anlamıyla | ||
Only then, strictly speaking, can a careful, informed assessment of its content be carried out. Ancak o zaman, tam anlamıyla, içeriğine ilişkin dikkatli ve bilinçli bir değerlendirme yapılabilir. More Sentences |
||||
General | strictly adv. | tam olarak | ||
There is a problem I wish to draw attention to, although it is not strictly relevant to this report. Bu raporla tam olarak ilgili olmasa da dikkat çekmek istediğim bir sorun var. More Sentences |
||||
General | strictly adv. | sıkı sıkıya | ||
We have to adhere strictly to the Helsinki conclusions, which state that this is not a condition. Bunun bir koşul olmadığını belirten Helsinki kararlarına sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. More Sentences |
||||
General | strictly adv. | sıkı bir şekilde | ||
We should only sign this agreement on condition that these rights will be respected strictly. Bu anlaşmayı ancak bu haklara sıkı bir şekilde riayet edilmesi koşuluyla imzalamalıyız. More Sentences |
||||
General | strictly adv. | sadece | ||
An approach strictly limited to criminal law cannot be considered sufficient in the fight against racism and xenophobia. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadelede sadece ceza hukuku ile sınırlı bir yaklaşım yeterli görülemez. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | strictly adv. | katı bir biçimde | ||
Common Usage | strictly adv. | sert bir biçimde | ||
General | ||||
General | strictly adv. | açıkçası | ||
General | strictly adv. | kesin surette | ||
General | strictly adv. | şiddetle | ||
General | strictly adv. | doğrusu | ||
General | strictly adv. | harfiyen | ||
General | strictly adv. | samimiyetle | ||
General | strictly adv. | çekinmeden | ||
General | strictly adv. | dürüstçe | ||
General | strictly adv. | dobra dobra | ||
General | strictly adv. | içtenlikle | ||
General | strictly adv. | açık yüreklilikle | ||
General | strictly adv. | olgulara dayanarak | ||
General | strictly adv. | gerçeklere dayanarak | ||
General | strictly adv. | yalnızca | ||
General | strictly adv. | sınırlı bir şekilde | ||
General | strictly adv. | kısıtlı olarak | ||
General | strictly adv. | dar anlamda | ||
General | strictly adv. | kısmen | ||
General | strictly adv. | belirli bir ölçüde |