English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | walk on v. | yürümeye devam etmek | ||
It began to rain, but we walked on. Yağmur yağmaya başladı ama yürümeye devam ettik. More Sentences |
||||
General | ||||
General | walk on v. | yüzüstü bırakmak | ||
General | walk on v. | ileri gitmek | ||
General | walk on v. | terketmek |